Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

    bu halk böyledir. saman alevi gibi hemen sönüverir. İmana dayanmayan her tür hareket ebterdir sonuçsuzdur. Yöneticiler bu halkla bir yere gidilmez der bahane uydurur, halk bu işlerden bir şey çıkmaz der bir bahane uydurur.

    her iki kesiminkine de bahane diyoruz. İşte tüm bu olaylarda her iki kesim de eğitilmelidir. Yaptığını Allah için yapan bir bilinç aşılanmalıdır. Karşılık almak için değil Allah için. birileri bizi alkışlasın takdir etsin diye değil Allah için. birileri yanımızda var mı diye bakıyorsak o zaman Allah için iş yapabilme özgürlüğü ve özgüvenine ulaşamamışız demektir.. Öyle iş yaptığımızda o bir şeyler otaya konmuş olacaktır. işte o zaman İmam Zaman a.f.'in zuhur şartları oluşmuş olacaktır. böyle iş yapan Bedir savaşındaki kadar kişi oluştuğunda...

    bir de ben gideyim çıkayım bakayım İstanbul nasıl?...

    Yorum


      #77
      Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

      işte boykot edilmesi gereken israil malları


      1-NOKİA
      2-MC DONALDS
      3-VAKKO
      4-PROFİLO
      5-CARREFOUR
      6-KOMİLİ
      7-SARALLE
      8-PANTENE
      9-ELİDOR
      10-RECOİCE
      11-BLENDAX
      12-DOVE
      13-LUX
      14-CLEAR
      15-İPANA
      16-SİGNAL
      17-COLGATE
      18-ORKİD
      19-CİF
      20-VİM
      21-DOMESTOS
      22-REXONA
      23-COCA COLA
      24-FANTA
      25-PEPSİ
      26-YEDİGÜN
      27-FRUKO
      28-SPRİTE
      29-SENSUN
      30-SCHWEPPES
      31-TURKUAZ
      32-LİPTON
      33-TANG
      34-CAPPY
      35-ARİEL
      36-OMO
      37-YUMOS
      38-ALO
      39-ACE
      40-RİNSO
      41-SANA
      42-KENT
      43-KNORR
      44-MAGNUM
      45-PANDA
      46-ALGİDA
      47-CARTEDOR
      48-CORNETTO
      49-DANONE
      50-VİVİDENT
      51-FİRST
      52-CALVE
      53-NESTLE
      54-NESCAFE
      55-NESQUİK
      56-KİTKAT
      57-MİLKA
      58-JACOBS
      59-MİLKYBAR



      Lütfen erinmeyelim boykot edelim Allah aşkına canımız yanmıyor diye canı yananları görmezden gelmeyelim
      :'(
      "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
      "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

      Yorum


        #78
        Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

        bu gün akşam mitingde de bu markaların bulunduğu boykot kağıtlarından dağıttılar. elhamdülillah ki biz bu markaları kullanmıyoruz. birilerinin her şey onların sözleri hiç de doğru değil yaşanmayacak halde değil yani siyonizme para akıtan markaları kullanmasak..

        şeytan diğer yandan onların ürünlerini daha kaliteli gösterme yolunda nefse vesvese ektiğini unutmamalıyız. çünkü onun işi bu olacaktır. alıştıktan sonra diğer markalar da güzel oluyor..

        bana örneğin deterjan için sordular ariyel güzel temizliyor diye ben de dedim ki eğer elbiselerim küften batsa yine de onu kullanmam kumla toprakla yıkarım da çamaşırlarımı yine onu kullanmam dedi..

        geçen senelerde iş yerine kredi kartı pazarlamacıları gelmişti. city bankın. başladı övmeye şöyle iyi böyle iyi. kandırdı tabi bazı insanları. herks işe gitti ben kaldım odada bana da satacağını sandı. dedi çok avantajları var ve hiç masrafı da yok.. ben dedim eğer evimin içini altınla doldurasanız ve hiç karşılık beklemeseniz yine de almam..

        neden dedi. ben de bu banka abd merkezlidir. o yüzden ben emperyalizme kökten karşıyım.. adam bozuldu tabi dedim Allah size daha iyi bir iş versin..

        insan kararlı oldu mu onun aşamayacağı engel kalmaz bi iznillah...

        bu anlamda boykotu önemsiyorum. biliyorsunuz ki iran'da kıyam tütün boykotuyla başladı. öyle boykot uyguladılar ki abd tütün tüccarları çekip gitmek zorunda kaldılar iflas ettiler. bir iki şirketi öyle gönderdik mi bu bilinçlendirme adına çok büyük başarı getirecektir..

        bu işin de tabi başarısının tv ile ilgisi var. Eğer tvi de kanald star şov gibi yahudi şiası kanalları izler en çok onları açık tutarsanız reklamlarıyla kafanıza kazırlar kendi markalarını. en iyisi tv yi eve sokmamak.. bakın o zaman reklamsız hayat ne kadar değişik ve tertemiz...

        Yorum


          #79
          Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

          Şükür ki İstanbuldaki miting dün akşamki gibi coşkuluydu. yine çok kalabalıktı. bu kez herkes biraz hazırlıklı gelmiş organize biraz daha iyiyid. ses her taraftan duyuldu gurup yürüyüşün marşlarıyla coştuk..

          ilk girdiğimde kalabalığa ilk duyduğum marş lübnan hizbullahından bir marştı ve şia sünni kardeş diyordu marşta.. bu çok güzel bir tevafuk diye düşündüm.. Nurettin şirin de geceye heyecan katarken, İHH adına konuşma yapan görevlinin konuşmasına başlangıcı güzeldi:

          Hamd Alemlerin Rabbi Allah'a Salat u selam Rasülü Muhammede, ailesine ve dostlarına olsun..

          bu giriş benim çok hoşuma gitti.

          mitingde anonsun biri daha vardı ki çok harikaydı, hizbullah bayraklarının ön taraflarda yoğunlaştığını meydanın her yanına özellikle arka taraflara da yayılmasını isteyen bir duyuruydu bu.. tabi bende yoktu bayrak satanların hepsini dolaştım ama kimsede kalmamıştı hizbullah bayrağı..

          velhasıl gece güzeldi Elhamdülillah..

          Yorum


            #80
            Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

            MaşeAllah hocam sizi kutluyorum keşke bu konuda herkes sizin ve eşiniz kadar duyarlı olsa inşAlah ozaman siyonistlere büyük bir darbe indirsek

            facebookta bir bacımız boykotun nerdeyse imkansız olduğunu çünkü pisayanın %90 nının israil ürünleriyle dolu olduğunu yazmıştı

            unutmayalımki %90 onların sa %10 onlarındeğil erinmeyelim boykot edelim canımız yanmıyor diye canı yannaları görmezden gelmeyelim dedim ve diyorum...

            Allah bizleri uyanık müslümanlardan eylesin hergördüğüne kanan ölü balıklar olmaktan korusun
            "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
            "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

            Yorum


              #81
              Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

              bu boykot türkiyedeki işsizliği de kıracaktır. çünkü:

              1- Alış veriş karlarından oluşan sermaye siyonist kanlı çeteye akmayacak ülkede kalacaktır
              2- Bu sermaye ile bir sürü fabrika ya da iş yeri açılabilecektir
              3- Küresel kanlı siyonist ekonomik sömürü çarkının bir kaç dişi kırılmış olacaktır. Böylece artık bu siyonist kan içici canavar yeterli beslenemeyecektir. böylece gelecek tuzaklar ve kendine bağlılıklar oluşturmada güçsüz düşecektir
              4- Siyonist kanlı çetenin düşmanları çok olduğundan savunma ve saldırı giderleri de çoktur. normal bir ülke ekonomisi iç gelirleri bunu karşılayacak durumda değildir. bu yüzden dış yahudi siyonist tüccarlara borçludur. böylece bu tüccarlar iş adamı olmayacak kendi türk müslüman tüccarlarımız büyüyecektir.

              bu boykotu çok önemsiyorum bu yüzden. Her müslümana bu boykotu tam harfiyyen uygulamak ve çevresine de yaymak şarttır..

              Ariyeli Türkiyeden kovalım kampanyası ile başlayabilir bunun için kampanyalar düzenleyebiliriz. Bu insanlık ve müslümanlık onuru ile alay etmektir adam kendi adı ile üretim yapıyor siyonist adla..

              Yorum


                #82
                Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                SUÇ DUYURUSUNA DAVET
                02.06.2010 Çarşamba(yarın) Sultanahmet adliyesi önünde gazze yardım konvoyunda mağdur olanların aileleri ile birlikte İsrail aleyhine suç duyurusunda bulunulacaktır.
                Suç duyurusu dilekçeleri mazlumder istanbul şubesinin web sitesinde mevcuttur.

                BASIN AÇIKLAMASI

                Saygıdeğer basın mensubu arkadaşlar; “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” gemilerimize İsrail tarafından hunharca saldırılmasının üzerinden 38 saat geçti. Endişeli bekleyişimiz maalesef hala devam ediyor. Şu ana kadar sınır dışı edilen ve ülkemize ulaşan arkadaşların yaşadıklarını sabah saatlerinden itibaren sizlerle paylaştık. Gelenlerin anlattıkları İsrail’in gösterdiği terörizmin ne boyutta olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

                Özellikle 1,5 yaşındaki çocuğuyla saatlerce nezarethanede tutulan Nilüfer Hanım’ın anlattıkları endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu tescilledi. Nilüfer Hanım, yaralıların zamanında müdahale edilmediği için ilk saldırı sırasında şehadet şerbetini içtiklerini söyledi. Yaralıların zamanında müdahale edilmediği için öldüğü şüphemizi dün sizlerle paylaşmıştık. Yaralı dostlarımıza bile kelepçe takan İsrail’in Mavi Marmara gemisini kan gölüne çevirdiğini maalesef gelenlerin ifadelerinden anlıyoruz.

                Ayrıca İsrail hala şehitlerimizin sayısı hakkında net bir bilgi vermedi. Korkumuz özellikle yönetim bazındaki arkadaşların sorgulandıktan sonra infaz edilmesi. Bu doğrultuda Türk Dışişlerini teyakkuz halinde olmaya davet ediyoruz.

                Bir diğer husus da bütün basın toplantılarında ifade ettiğimiz gibi hem yapılan terör saldırısı hem de yardım malzemelerimizle ilgili hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu doğrultuda gemide yakınları bulunanlar Mazlum-Der tarafından tahsis edilen avukata vekaletnamelerini verdi. Tüm uluslar arası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde düzenlenen terör saldırısının hesabını soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

                Terör Devleti olduğunu bir defa daha gözler önüne seren İsrail’in Aşhot Limanı’na yanaşan gemilerimizin tahliyesi sırasında uluslar arası bir gözlemcinin bulunmasını talep ediyoruz. Çünkü gemilerimizden indirilen maddelerin arasına silah konularak insani yardım gemilerimizin sabote edilmesinden endişe ediyoruz. Terör devletinin vahşetini perdelemek için her türlü yolu deneyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

                Saygılarımızla…

                http://www.ihhvakfi.org/

                Yorum


                  #83
                  Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                  KORSAN İSRAİL`E SUÇ DUYURUSUNA DAVET!


                  01 Haziran 2010 Salı

                  “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” sloganı ile ilaç, tıbbi cihaz ve sair insani yardım malzemelerini abluka altındaki Gazze’ye ulaştırmak isteyen filoya 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail tarafından yapılan saldırıyla ilgili olarak Sultanahmet Adliyesi’nde mağdur ailelerle birlikte suç duyurusunda bulunuyoruz.

                  Aşağıda bulunan suç duyurusu dilekçelerine T.C. kimlik numaranızı ve adresinizi yazıp kimlik fotokopinizi ekleyerek siz de İsrail’e suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

                  Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

                  MAZLUMDER İstanbul Şubesi Hukuk Komitesi

                  Yer : Sultanahmet Adliyesi
                  Tarih : 2 Haziran Çarşamba (Bugün)
                  Saat : 13.30
                  İrtibat: 0212 526 24 40


                  -MAĞDUR YAKINLARI İÇİN HAZIRLANAN SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN-


                  -İSRAİL'E SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN-

                  http://www.mazlumderistanbul.org/def...&haber=929

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                    02.06.2010
                    İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

                    İHBAR EDEN-MÜŞTEKİ :
                    ADRESİ :
                    SANIKLAR : 1-Şimon PERES, İsrail Cumhurbaşkanı
                    2- Benjamin NETANYAHU, Başbakan
                    3-Ehud BARAK Savunma Bakanı
                    4-Avigdor LİEBERMAN İsrail Dışişleri bakanı
                    5-Gabi ASHKENAZİ İsrail Genel Kurmay Başkanı
                    6-Eliezer MERON İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı
                    7- Gemiye bizzat Saldıran Ve Emri Veren diğer Yetkililer
                    ADRESLERİ : İşgal altında bulunan Filistin Toprakları
                    SUÇ :Kasten Öldürme, Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Kasten Yaralama, Hürriyetinden Alıkoyma, İşkence, Mala Zarar Verme, Deniz, Demiryolu veya Havayolu Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması, Haberleşmenin Engellenmesi
                    SUÇ TARİHİ :30 Mayıs 2010 ve Devam Eden Günler

                    AÇIKLAMALAR :

                    OLAYIN İZAHI

                    İsrail uzun yıllardan bu yana Filistin topraklarını işgal etmek sureti ile bugüne kadar binlerce insanı öldürmüş, bir çok insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına zarar vermiş ve onları evsiz bırakmıştır. İsrail bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir.

                    Dünyanın değişik ülkelerinden bir araya gelen insan hakları aktivistleri ve yardım gönüllüleri İHH(İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) öncülüğünde İsrail’in Gazze halkına uyguladığı bu ambargoyu ortadan kaldırmak, ilaç tıbbı malzeme ve gıda malzemelerinden oluşan yardımları İsrail tarafından açlığa terk edilen insanlara ulaştırmak amacıyla, Türk bayrağı taşıyan, donatanı, sahibi ve işleteni Türk vatandaşı olan “Mavi Marmara” gemisi ve dünyanın değişik ülkelerinden gelen 6 ayrı gemi dilekçemiz ekinde mevcut “Yolcu Listesi”nde isimleri yazılı bulunan kişilerle birlikte 28 Mayıs 2010 tarihinde yola çıkmışlardır.

                    Gemilerin uluslararası sularda ilerlediği 30 Mayıs 2010 gecesinde gemiden dünyaya geçilen mesajda “Kendilerinin İsrail askeri botları ve helikopterleri tarafından takip edildiği, sürekli taciz ve karartmaların uygulandığı, her an bir saldırının gerçekleşebileceği” bildirilmiştir.

                    Bu mesajın alınmasından hemen sonra gece saat 04:00-04:30 sularında İsrail helikopterlerinden ve hücum botlarından silahlı askerler gemiye inerek burada bulunan savunmasız ve silahsız insanların üzerlerine rasgele ateş açmaya başlamışlardır. Ateş sonucu bir çoğu Türk vatandaşı olan birçok insan hayatını kaybetmiş ve birçok kimse de yaralanmıştır. Söz konusu olaylar gemide bulunan kameralarca kayıt altına alınmıştır ve ekli CD içerinde “saldırı anı” başlıklı bölümde görüntüleri mevcuttur.

                    Saldırının başlaması üzerine Mavi Marmara Gemisinin kaptanı tüm dünyaya ve Türk yetkililerine “acil yardım mesajı” geçmiştir. Gemi kaptanı bu mesajda “Gemiye silahlı askerlerin indiğini, gerçek silahlarla rasgele ateş açtıklarını, şu an gemide yaralıların olduğunu ve acil yardım beklediklerini” bildirmiştir. (Ekli CD “Kaptanın Yardım Mesajı”)

                    Bu dakikadan sonra İsrail tarafından Türkiye’nin uydusuna müdahale edilerek geminin bütün iletişimi kesilmiştir ve gemide bulunan insanlarla bir daha irtibat sağlanamamıştır. Daha sonra İsrail medyasından alınan bilgi ve görüntülere göre 15-20 arasında kişinin öldüğü, yine 15’ten fazla insanın yaralı olarak gözaltına alındığı bilgisi verilmiştir. Bu kişilerin dışında kalan insanların bir kısmı tutuklanmış, geri kalanların akıbetleri hakkında ise şu ana kadar herhangi bir bilgi alınamamıştır.

                    Yine elimize ulaşan kısıtlı bilgi ve görüntülere göre “Mavi Marmara Gemisi” ve diğer yardım gemilerinin zorla, İsrail’in kontrolü altında bulunan Aştod Limanı’na çekildiği, gemilerdeki tüm insanların gözaltına alındığı tespit edilmiştir. İsrail tarafından öldürülen insanların akıbetleri hakkında ise herhangi bir bilgi mevcut değildir. İsrail medyası tarafından çekilen görüntülerde acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyulan insanların ellerine ve ayaklarına kelepçe takılarak götürüldükleri görülmektedir.(Ekli CD “Aşdot Liman Görüntüleri”)

                    İsrail bu saatten sonra kendi medyası da dahil olmak üzere tüm dünya medyalarının bu konu ile ilgili haber almasını engellemiştir. Yaralı insanların kollarına ve ayaklarına kelepçe takılarak götürülmesi görüntüleri ve şu ana kadar Türk devlet yetkilileri de dahil olmak üzere hiçbir kurum ve kişinin bilgi alamıyor oluşu, İsrail’in bu kişilerin hayatlarına kastedecek eylem ve işlemlerde bulanacağı konusunda bizleri büyük bir endişeye sevk etmektedir. Bu nedenle bu olaya sebebiyet veren kişilerin derhal yakalanarak tutuklanmaları ve eylemlerine son vermeleri sağlanmalıdır. Bu kişiler tutuklanmadıkları takdirde eylemlerine devam edecekler ve neticede telafisi imkansız sonuçlar doğacaktır.

                    Eylemi bizzat gerçekleştiren sanıkların yanında, diğer sanıklar (devlet başkanı, başbakan ve diğer yetkililer) eylemi sahiplenmiş ve bu eylemin kararını kendilerinin verdiklerini beyan etmişlerdir. Sonuçta suç konusu eylemlerin tüm sanıklarca birlikte ve tasarlanarak gerçekleştirildiği kendi ikrarları ile sabit hale gelmiştir.

                    HUKUKİ DEĞERLENDİRME

                    YETKİ

                    Ülke Bayrağı Taşıyan Geminin Hukuki Durumu

                    Uluslarası hukuk gereği açık denizde seyreden gemiye yapılan müdahale, bayrağını taşıdığı ülke topraklarına yapılmış bir saldırı olarak kabul edilmektedir. Türk iç mevzuatı da aynı hükümleri içermektedir.
                    1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Sözleşmesi’nin “Gemilerin Tabiiyeti” başlıklı 91. Maddesinde “Her devlet, gemilere hangi şartlar ile tabiiyetini vereceğini, gemilerin kendi ülkesinde tescil şartlarını ve kendi bayrağını çekme hakkına sahip olmaları için gerekli şartları tespit edecektir. Gemiler bayrağını çekme iznine sahip oldukları devletin tabiiyetine sahiptir. Devlet ile gemi arasında gerçek bir bağ bulunmalıdır.” denilmektedir.
                    Yine aynı sözleşmenin 3. Maddesinde “Her devlet karasularının genişliğini tesbit etme hakkına sahiptir; bu genişlik işbu sözleşmeye göre tesbit edilen esas hatlardan itibaren 12 deniz milini geçemez.” denilmektedir.
                    Sözleşmenin 87. Maddesi ise “Açık denizler, sahili bulunsun veya bulunmasın bütün devletlere açıktır.” hükmünü içermektedir.
                    Gerek 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Sözleşmesi gerekse diğer uluslarası mevzuat ve daha da önemlisi yüzyıllardır devam ede gelen uluslararası deniz hukuku teamülleri gereği, açık denizler tüm devletlerin ortak kullanımındadır. Bu sularda barışçıl amaçlarla seyahat eden bir devlet gemisine yapılacak bir saldırı o devlet topraklarına yapılan bir saldırı niteliğindedir.
                    Yine uluslarası hukuk gereği hangi devlet tabiiyetine sahip olursa olsun gemide bulunan ülke vatandaşlarına yapılacak saldırı yine o devlete karşı bir saldırı mahiyetindedir.
                    İsrail yetkilileri (sanıklar) insani yardım taşıyan “Mavi Marmara Gemisi’ne kendi karasularından 72 mil uzaklıkta açık deniz olarak kabul edilen bir bölgede müdahale ederek doğrudan doğruya Türkiye’nin egemenlik hakkına müdahale etmiştir ve açık denizde işlediği bu suç nedeni ile Türk mahkemelerinde yargılanmaları gerekmektedir.
                    Yardım gemileri yola çıktıkları andan itibaren Gazze halkına insani yardım ulaştırmak amacında olduklarını beyan etmiş olmalarına rağmen sanıklar bu müdahaleyi kendi karasularına hiç uğramadan İsrail’in işgal ettiği Filisitin Devleti’ne gidecek olan bir gemiye yapmıştır.
                    Konuyla ilgili Kültür Üniversitesi Uluslararası Ceza Hukuku Seksiyonu Başkanı Prof. Dr. Durmuş Tezcan, yaptığı bir değerlendirmede “yaşananları 1974 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan "saldırı" tanımı çerçevesinde değerlendirmek gerektiğini kaydederek, İsrail'in silahsızlara karşı uluslararası sularda silahlı askeri müdahale gerçekleştirmesinin açıkça saldırı suçu kapsamına girdiğini belirterek,Uluslararası hukukta, abluka olan alanlarda sınırlarda uyarıların ve denetimin yapıldığını,1958 Cenevre Açık Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında da bu olayın uluslararası bir suç olarak görüldüğünü” bildirmiştir. (http://www.euractiv.com.tr/politika-.../israil-010429)
                    Uluslarası savaş hukuku gereği bir devletin işgali altında olan ülkeye işgal devleti tüm insani yardımın geçişine müsaade etmek mecburiyetindedir. Sanıklar savaş zamanında dahi uymakla yükümlü oldukları uluslarası hukuku barış zamanında çiğnemek sureti ile açıkça suç işlemişlerdir.Sanıkların Birleşmiş Milletler’in birçok kararına rağmen ve tüm uluslarası hukuku çiğneyerek, İsrail’in işgal ettiği Filistin Devleti’ne giden yardımları engellemeleri uluslarası hukuk bakımından suç olduğu gibi eylemleri nedeni ile Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince yargılanmaları gerekmektedir.
                    Sanıklar açık denizde yaptıkları bu saldırı ile doğrudan doğruya Türkiye topraklarında ülke vatandaşlarına karşı suç işlemişler gibi cezalandırılmalıdırlar. Bu nedenle İsrail adına hareket eden ve bu eylemin gerçekleştirilmesi kararını alan sanıklar hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davasının açılması zorunluluk arz etmektedir.

                    TCK Bakımından Değerlendirme

                    TCK 8. Maddesi’nde: “(1) Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi hâlinde suç,

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                      Türkiye'de işlenmiş sayılır.
                      (2) Suç;
                      a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
                      b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
                      c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
                      d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
                      İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.”.denilmektedir.

                      Yine TCK’nın 9. maddesinde “Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.” denilmektedir.
                      Türk Ceza Kanunu’nun yetkiyi düzenleyen bu maddeleri birlikte incelendiğinde Türk Bayrağı taşıyan, Türk limanından hareket etmiş, işleteni ve donatanı Türk olan ve yine Türkiye’ye ait malları taşıyan, bu nedenle de TCK 8. maddesinin 2-b maddesi gereğince “Türk deniz aracı” sayılan bu gemilere ve içindeki Türk vatandaşlarına yapılan saldırı nedeni ile aynı maddenin son fıkrası gereğince suç Türkiye’de işlenmiş sayılır. Aynı kanunun 9. maddesi gereğince bu kişilerin kendi ülkelerince yargılanmış olmaları ya da yargılanacak olmaları Türkiye’de bu insanların yargılanmalarını engellememektedir.
                      TCK gereği, Türkiye’ye ait olan Mavi Marmara Gemisi’nde işlenen bu suç Türk topraklarında işlenmiş bir suçtur ve bu kişiler yabancı ülkede yargılanmış olsalar bile Türkiye’de yeniden yargılamalarının yapılması gerekmektedir.
                      Yine TCK 13. Maddesinde: “(1)Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır” denilmektedir ve bu maddenin 13/1-c fıkrasında, TCK 94 ve 95. maddelerinde düzenlenen “İşkence suçları” ve 13/1-i fıkrasında TCK 223. maddenin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenen “Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçları” ile bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçlarının kim tarafından ve nerede işlenirse işlensin Türk kanunlarının uygulanması ve bu suçu işleyen kimselerin Türkiye’de yargılamalarının yapılması gerekmektedir.
                      TCK 13. maddenin bu düzenlemesi ile de sayılan suçlar bakımından işlendiği yer ya da kişilere bakılmaksızın doğrudan doğruya Türk kanunlarının uygulanması ve suçluların Türkiye’de yargılanması hüküm altına alınmıştır.

                      Gerek uluslarası hukuki düzenlemeler gerekse de TCK’nun yukarıda bahsedilen maddeleri hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde sanıkların yargılamalarının Türkiye’de yapılması gerektiğini ve Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu göstermektedir.

                      İŞLENEN SUÇLAR

                      Kasten Öldürme
                      Sayın savcılık makamına sunduğumuz CD görüntülerinden, bizzat sanıkların yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkan ikrarlarından ve Türk devlet yetkililerinin açıklamalarından anlaşılacağı üzere sanıkların eylem ve fikir birliği içersinde, taammüden ve birden çok kimse ile birlikte “adam öldürme” suçunu işledikleri sabittir.

                      Türk ceza kanunu gereği adam öldürme suçlarında zincirleme suç oluşmayacağı ve suçların içtima edilmeyerek her bir öldürme suçundan dolayı ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiğinden sanıkların her bir öldürme eylemi için ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep ediyoruz.

                      Öldürmeye Teşebbüs
                      Yine sanıkların ikrarı, görüntüler ve diğer delillerden anlaşılacağı üzere, sanıklar gemide bulunan insanların üzerlerine tam otomatik öldürmeye elverişli silahlarla rasgale ateş açmak suretiyle “adam öldürmeye tam teşebbüs” suçunu işlemişlerdir.

                      Kasten Yaralama
                      Sanıklar, gemide bulunan birçok kimseyi yaralamak sureti ile birden fazla kişi ile birlikte ve silahla nitelikli “kasten yaralama” suçunu işlemişlerdir.

                      Hürriyetinden Alıkoyma
                      Sanıklar, gemide bulunan yaralı yolcularla birlikte diğer tüm yolcuları zorla alıkoymak sureti ile alıkoyduğu tüm kişiler bakımından “Hürriyetinden Alıkoyma” suçunu işlemişlerdir. Şu an tüm yolcular bakımından bu suç devam etmektedir.

                      Mala Zarar Verme
                      Sanıklar mülkiyeti IHH İnsanı Yardım Vakfı’na ait gemi ve geminin içerisinde bulunan yardım malzemelerini tahrip etmek ve yok etmek sureti ile “mala zarar verme” suçunu işlemişlerdir.

                      Haberleşmenin Engellenmesi
                      Sanıklar, gemiye saldırı anından hemen sonra Türkiye’nin uydusuna müdahale etmek suret ile gemi ve gemide bulunan tüm insanlarla iletişim ağlarını koparmış, kendi medyası ve tüm dünya medyalarına sansür uygulamak sureti ile insanların haber alma hakkını engellediği gibi “Haberleşmenin Engellenmesi” suçunu da işlemişlerdir.

                      İşkence
                      Sanıklar, gemiye yaptıkları saldırı sonrası gemide bulunan tüm yolcuları gayri insani bir şekilde alıkoymuşlar, bu insanlara karşı gerek manevi gerekse de maddi anlamda “işkence” suçunu işlemişlerdir.
                      Şu an birçok kimsenin akıbetleri hakkında bilgi dahi alınamamaktadır. Bilgi alınan insanların ise ağır işkencelere tabi tutuldukları, gayri insanı şartlarda hapsedildikleri bilgisi alınmıştır.
                      CD kayıtlarında mevcut görüntülerde de görüleceği gibi ağır silahlarla yaşamlarını tehlikeye sokacak surette yaralanan kimselerin ellerine ve ayaklarına takılan kelepçeler başlı başına işkence suçunun işlendiğini gösteren delillerdir.
                      Ayrıca bazı yolculara “Kendilerinin böyle bir eylemi gerçekleştirmekle hata ettikleri, bu nedenle İsrail’den özür dilediklerini” belirten bir belgeyi imzalamaları karşılığında serbest bırakılacaklarına dair yapılan baskı psikolojik işkencenin yapıldığını göstermektedir.

                      Deniz, Demiryolu veya Havayolu Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması
                      Sanıklar, Türkiye’nin Antalya limanından hareket eden ve Filisitin Devleti’ne (Gazze) ulaştırılmak üzere taşıdığı insani yardımla yola çıkan gemiye, hiçbir devletin egemenliğinde olmayan açık denizlerde müdahale etmek sureti ile zorla kendi kontrolü altında bulunan Aşdot Limanı’na çekmiştir ve alıkoymuştur.
                      Sanıklar Türkiye Devleti’nin tüm talep ve isteklerine rağmen gemiyi alıkoymaya devam etmek sureti ile müsnet suçu işlemişlerdir.

                      SUÇUN SUBUTU

                      Sanıklar bu suçları tüm dünyanın gözü önünde ve gemiden canlı yayının yapıldığı bir esnada işlemişlerdir. Sanıkların bu eylemleri tüm dünya medyasında yer almış ve sanıklar suçüstü halinde yakalanmışlardır.
                      Sanıklar daha sonraki eylem ve işlemlerinde ve bizatihi bazı sanıkların yaptıkları açıklamalarla bu suçları işlediklerini ikrar etmişlerdir.
                      Sanıklar devam eden eylemleri ile yukarıda sayılan suçları işlemeye devam etmektedirler. İşlenen suçlar hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sabittir ve başkaca delil toplanmasına gerek yoktur.
                      Sanıklar derhal yakalanarak haklarında tutuklama tedbirine başvurulmadığı takdirde, sanıklar kasten öldürme, kasten yaralama, işkence suçları ile diğer sayılan suçları işlemeye devam edecekleri gibi, işledikleri ve işleyecekleri suçlar nedeni ile delilleri karartma ve kaçma şüpheleri mevcuttur.
                      Bu nedenle sanıklar hakkında yürütülecek tahkikat tamamlanıncaya kadar haklarında tutuklama tedbirine başvurulması hukuki bir zorunluluktur. Sanıkların tutuklanmaları için CMK 100 ve devamındaki maddelerdeki koşullar oluşmuştur. Sanıklar hakkında yakalama kararının çıkarılarak görüldükleri yerde yakalanmalarını temin için ulusal ve uluslarası gerekli girişimlerin yapılması gerekmektedir.

                      HUKUKİ DELİLER : 1- Sanıkların ikrarı
                      2- Dosyaya Sunulan CD görüntüleri ve Başkaca Görüntüler
                      3- Tanık
                      4- Re’sen Tespit edilecek Başkaca Deliller

                      HUKUKİ NEDENLER : Uluslararası Teamüller ve Sözleşmeler, TCK, CMK ve ilgili mevzuat

                      NETİCE İ TALEP : Yukarıda belirtmiş olduğumuz nedenlerle ve yürütülecek soruşturmanın ve neticesinde yapılacak yargılamanın sonuçsuz kalmaması için, öncelikle sanıklar hakkında yürütülecek soruşturma sonuçlanıncaya kadar, SANIKLARIN YAKALANARAK TUTUKLANMASI’nın temini ile için mahkemeye müracaat edilmesini ve savcılığınızca yapılacak tahkikat neticesinde ulaşılacak başkaca deliller ve tespit edilecek başkaca suçlardan dolayı sanıkların cezalandırılmaları amacıyla haklarında KAMU DAVASININ AÇILMASINI talep ederim.02.06.2010

                      Ad Soyad

                      İmza
                      Eki :
                      Kimlik Fotokopisi

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                        MAZLUMDER`DEN HÜKÜMETE ÇAĞRI

                        01 Haziran 2010 Salı
                        İstanbul Şubesi

                        İsrail'in İnsani yardım filosuna saldırısı hakkında MAZLUMDER tarafından hazırlanan aşağıdaki mektup metni yetkili makamlara gönderilmiştir.

                        31.05.2010/İstanbul

                        Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
                        Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
                        Sayın Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül,

                        IHH öncülüğünde Gazze’ye insani yardım taşıyan gemilere İsrail tarafından yapılan silahlı saldırı neticesinde aralarında yönetici ve üyelerimizin de bulunduğu insan hakları savunucularından onlarca ölü ve yaralı olduğu öğrenilmiştir. İsrail’in bu vahşi saldırısı, bizzat insanlığa yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı uluslar arası sularda gerçekleştirilmiş olduğundan, uluslar arası hukuk kurallarının tümüyle çiğnendiği bir eylemdir. Gemilerden bir kısmı Türkiye bandıralı olup ölen, yaralanan ve tutulan kişilerin büyük kısmı da Türkiye vatandaşıdır. Kaldı ki, gemiler de müdahale anı itibariyle uluslar arası hukuka göre Türk toprağı sayılmaktadır. Bu yönüyle de İsrail saldırısı ile doğrudan Türkiye’yi hedef almıştır.

                        Türk Hükümeti, İsrail tarafından yardım filosuna düzenlenen alçak saldırı,karşısında tüm imkanlarını seferber ederek derhal müdahil olmalı ve aşağıda sıraladığımız tedbir ve yaptırımlar ve resen gözetilecek hususların gecikmeksizin icrası konusunda gereğini yapmalıdır.

                        1-İsrail büyükelçisi “Persona Non Grata” (İstenmeyen Adam) ilan edilmeli ve tüm personeli ile birlikte derhal sınır dışı edilmelidir.

                        2-İsrail ile yapılmış olan tüm askeri antlaşmalar ve resmi sözleşmeler derhal iptal edilmelidir.

                        3-T.C. Hükümeti tarafından, İsrail’de alıkonan vatandaşlarımızın ülkeye sağ salim getirilmesi için gerekli tüm tedbirleri derhal almalı ve bu konuda gerekirse İsrail Devleti’ne nota verilmelidir .

                        4-İsrail’in terörist saldırısı neticesinde yaralanan vatandaşlarımızın tedavilerinin İsrail dışındaki güvenli herhangi bir bölgede yaptırılması ve durumu müsait olanların ülkeye getirilmesi için tüm devlet imkanlarını seferber etmelidir, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın naaşlarının ülkeye getirilmesi için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.

                        5-Gemiler ve içindeki insani yardım malzemelerinin İsrail’in müdahalesinden kurtarılması ile malzemelerin Gazze Halkına salimen ulaştırılması temin edilmeli ve gemilerin ülkeye güvenli bir şekilde dönüşünü sağlamak için askeri ve diplomatik tüm tedbirler alınmalıdır.

                        6-İsrail’in, bu terör saldırısı nedeniyle uluslar arası arenada ve tüm dünya kamuoyunda İsrail’i mahkum edecek diplomatik girişimler uzun soluklu olarak yürütülmelidir.

                        7-İsrail’in uluslararası hukuku ihlal etmesi nedeniyle BM nezdinde daha önce alınmış olan ancak uygulanamayan yaptırım kararlarının uygulanmasının takipçisi olunmalı ve bu son saldırı nedeniyle de ayrıca bir yaptırım kararı alınıp uygulanması için tüm diplomatik girişimler başlatılmalıdır.

                        Saygılarımızla.

                        MAZLUMDER İstanbul Şube Başkan Vekili
                        Av. Elif UZUNPINAR

                        Konuyla İlgili MAZLUMDER'in Bugün Yaptığı Basın Açıklaması Metni İçin Tıklayın

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI


                          Araplar Türkiye'yi konuşuyor!
                          Araplar Türkiye'yi konuşuyor!
                          İsrail'in kanlı operasyonu Arap basınında da manşetlerde: Türk kanı denklemi değiştirdi...
                          Güncelleme:02 Haziran 2010 11:43

                          İsrail'in kanlı operasyonu Arap basınında da manşetlerde: 'Türk kanı denklemi değiştirdi', 'Erdoğan Arap'tan çok Arap', Filistin Denizi Türk kanına boyandı', 'Mısır bu katliama ortaktır', 'Somalili korsanlar daha şerefli'...

                          İsrail’in Gazze’ye yardım malzemeleri taşıyan özgürlük filosuna yaptığı kanlı müdahale sadece Batı basınında değil, Arap basınında da geniş yankı buldu. Gazetelerde konuyla ilgili birçok haber yayınlanırken, yorumcularda İsrail'in kanlı operasyonunu ele alan makaleler yayınladı.

                          Londra’da yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, "Türk kanı denklemi değiştirdi" başlıklı bir makale yazdı. Atwan makalesinde şöyle yazdı:

                          "Türkiye’nin Arap-İsrail çekişmesine güçlü şekilde girmesi, meyvesini alışılmadık şekilde hızlı verdi. Güvenlik Konseyi İsrail katliamını ele almak için sınırlı saatler içinde toplandı, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Refah kapısını açtı ve bütün Türkiye’yi şehitlerin intikamını almak isteyen gösteriler sardı.

                          ERDOĞAN ARAP'TAN ÇOK ARAP

                          Erdoğan, Güvenlik Konseyi’nde ve NATO’da acil toplantı çağrısı yaparak, Tel Aviv elçisini çekerek, Gazze ablukasının derhal kalkmasını isteyerek, saldırıyı alçakça bir devlet terörü olarak niteleyerek ve İsrail devletine sabrının tükendiği uyarısını yaparak, İsrail suçuna cesurca karşı koydu ve Araplardan çok Arap olduğunu gösterdi. Nasır’dan bu yana hiçbir Arap liderinden bu dili duymamıştık.

                          İsrail artık stratejik ortak olarak Türkiye’yi kaybetti. İzzet ve onur sahibi Türk halkı, şehitlerini unutmayacaktır. İsrail’in tek dostu Arap rejimleri, barış girişimine tutunanlar ve Amerikan yörüngesinde dönenlerdir."

                          BU KATLİAMA MİSİLLEME LAZIM

                          Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç ise ‘Misilleme bekleyen katliam’ başlıklı haberinde, "İsrail’in bir suç devleti olduğunu görmek için yardım filosuna saldırısına gerek yoktu. İsrail'in bütün tarihi bu türden katliamlarla dolu. Başka bir ülke İsrail’in yaptığını yapsaydı, dünya, Batı ve ABD ayağa kalkardı. İsrail suçlarına sessiz kalan ülkeler, bu suçlara ortaktır. Dolayısıyla körler ve sağırlar birbirini ağırlıyor. Artık düşmanla ilişki biçimi değişmeli, müzakerelerden vazgeçilmesi ve İsrail’e karşı caydırıcı pratik önlemler alınmalı." ifadeleri yer aldı.

                          FİLİSTİN DENİZİ TÜRK KANINA BOYANDI

                          Türkiye uzmanı Muhammed Nureddin ise Lübnan El Sefir gazetesinde "Türkiye Filistin denizini kanıyla boyadı: Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilk kanlı çatışma" başlıklı bir analiz kaleme aldı.

                          Türkiye’nin İsrail'i 1949’da tanımasından bu yana, ilk defa iki ülke arasında kan aktığını ve bu saldırının Türkiye’nin egemenliğine açık bir saldırı olduğu belirtilen makalede, "Bu iki ülke arasındaki en kötü çatlağı temsil ediyor" dendi.

                          SOMALİ KORSANLARI DAHA ŞEREFLİ

                          İran’da Arapça yayımlanan El Vifak gazetesinin yayın yönetmeni Musip Nuaymi başyazısında "Siyonist oluşumun tarihinin bu tür suçlarla dolu olduğunu, ancak Özgürlük filosundaki silahsız sivillere karşı işlenen bu iğrenç katliamın bütün dünyaya Siyonist oluşumunun barbarlığını gösterdiğini yazdı. Dünyanın bugün devlet korsanlığıyla karşı karşıya olduğunu belirten Nuaymi Somali korsanlarının Siyonistlerden daha şerefli olduğunu, gemileri kaçırdıklarında katliamlar işlemediklerine işaret etti.

                          DİRENİŞ EKSENİ GÜÇLENDİ

                          Ürdün Arap El Yevm gazetesinden Tahir El Avdan ise ‘Özgürlük filosu şehitleri, direniş eksenini güçlendirdi’ başlığını kullandığı makalesinde şu sözlere yer verdi:

                          "İsrail’in davranış ve eylemleri hiçbir akılcı sorgulamayı gerektirmiyor. Arap vatanının göbeğindeki bu Siyonist oluşum, Madrid konferansından bu yana Arap hükümetlerini ve dünya ülkelerini barış istediğine ikna etmeye çalışıyor. Ancak bu olayda da görüyoruz ki, bu oluşum maske takmayı beceremiyor ve asıl doğasına geri dönüyor. Türkiye’nin tepkisi bir yana, İsrail stratejik olarak Türkiye’yi kaybetti ve bunun bedeli ölçülemez. Ankara’nın İsrail’le mücadeleyi seçmesi, işgallerine ve suçlarına karşı koyması durumunda, direniş ekseni güçlenecektir."

                          MISIR BU KATLİAMA ORTAKTIR

                          Mısır’ın muhalif gazetelerinden El Şuruk’un yazarı Vail Kandil, Gazze yardımlarının Refah kapısından Filistinlilere ulaştırılmasını önleyen Mısır’ın bir vatandaşı olmanın verdiği suçluluk duygusundan bahsetti ve "Hepimiz Gazze deniz katliamına ortağız" başlıklı bir makale yazdı. Makalede, "Katliamı yapanlar Siyonist işgal ordusundaki askerler olsa da, Mısır bu katliama ortaktır. Gazze’ye abluka dayatanlar, çelik duvar inşa edenler, bütün kapıları ve tünelleri kapatanlar, Kahire sokaklarında Avrupalı aktivistleri kovanlar ve El Ariş kentinde kuşatma altına alanlar bu katliama ortaktır’ görüşünü savundu.

                          İSRAİLLİLER ILIMLILARI İSTEMİYOR

                          Londra kaynaklı El Şarkulevsat gazetesinden Abdurrahman El Raşid "Neden İsrail bu suçu işledi?" sorusuna cevap aradığı makalesinde, şu ifadeleri kullandı:

                          "İsrailliler esasında böyle bir saldırıyla bölgedeki ılımlı güçlerin geri adım atmak zorunda kalacağını ve müzakere treninin raydan çıkacağını biliyorlar. İsrailliler, müzakereleri tahrip etmek istedikleri ve hali hazırdaki aşırılıkçı İsrail yönetimi kendisi için en iyi müttefikin bölgedeki aşırılıkçılar olduğunu düşündüğü için bu senaryo uygulamaya koyuldu."

                          GAZZE'YE YÜZLERCE GEMİ GÖNDERMELİYİZ

                          Ürdün El Ghad gazetesinden Cemil El Nemri ise katliama tepki olarak Gazze’ye yüzlerce yardım gemisi gönderilmesi çağrısı yaptı:

                          "Fransa ve ABD gibi olaydan dolayı sadece üzüntülerini ifade eden ülkelerin tepkisi aşağılayıcı. İsrail ve liderleri insanlık suçu işledikleri için uluslararası düzeyde soruşturulmalı. Türkiye’nin de bu davada kazanılması bizler için büyük bir kazanımdır. ABD dahil, dünya kamuoyu İsrail'in inadından bıktı. Hükümetlerin desteği ile sivil toplum kuruluşları, iş adamları ve şirketler kanalıyla yüzlerce gemi bu katliama tepki olarak Gazze’ye gönderilmelidir."

                          İHA

                          http://haber.mynet.com/detay/dunya/a...nusuyor/514369

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                            Başbakan Erdoğan, Ahmedinejad ve Cameron ile telefon görüşmesi yaptı



                            02-06-2010





                            Başbakan Erdoğan, İngiltere Başbakanı Cameron ile telefon görüşmesi yaptı



                            ANKARA- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı David Cameron ile telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan ile Cameron arasındaki görüşmede Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yönelik İsrail saldırısı ele alındı.

                            Erdoğan, Cameron'a, 32 ayrı ülke vatandaşının katıldığı yardım girişimi ve İsrail saldırısının mahiyeti hakkında ayrıntılı bilgi verdiği öğrenildi.

                            Başbakan Erdoğan, Cameron'a, İsrail'in bu tür hukuk-dışı davranışlarının artık daha fazla cesaretlendirilmemesi gerektiğini; aksi takdirde benzer devlet terörü uygulamalarının yaygınlaşacağını söyledi. Erdoğan, İsrail'in BM kararlarını uygulamamayı alışkanlık haline getirdiğini, uluslararası toplumun bunun önüne geçmesi gerektiğini kaydetti.

                            İngiltere Başbakan'ı Cameron da Gazze'ye insanî yardım götüren gemilere yönelik İsrail saldırısını kınadıklarını vurgulayarak, özellikle can kaybından dolayı büyük üzüntü duyduklarını, bu nedenle de ülke olarak dün alınan BM kararına tam destek verdiklerini ifade ettiği kaydedildi.





                            Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat ile görüştü



                            ANKARA(CİHAN)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat ile telefon görüşmesi yaptı.

                            Erdoğan ile Ahmedinejat arasındaki görüşmede, ağırlıklı olarak Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik İsrail saldırısının ele alındığı belirtildi.

                            Başbakan Erdoğan, Ahmedinejat'a uluslararası camianın, İsrail'in bu tür hukuk-dışı davranışlarına daha fazla göz yumulmayacağını açıkça göstermesi gerektiğini vurguladığı ve başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bütün uluslararası zeminlerde bu konunun takipçisi olacakların ifade etti kaydedildi.

                            Ahmedinejat da uluslararası topluma bu bağlamda büyük sorumluluk düştüğünü; İran'ın bu konuda üstüne düşen her şeyi yapmaya hazır olduğunu; İran halkının ve şahsının kardeş Türk halkının üzüntüsünü ve hissiyatını tümüyle paylaştıklarını; bu konuda atılacak her adımı içtenlikle destekleyeceklerini vurguladığı belirtildi.



                            İsrail'e tepkiler devam ediyor



                            BURSA(CİHAN)- İsrail'in, Gazze'ye giden yardım gemilerine yaptığı saldırı nedeniyle toplumda oluşan tepkiler devam ediyor.

                            Bursa'da Büyük Birlik Partisi (BBP) Bursa İl Başkanlığı ile Anadolu Gençlik Derneği Bursa Şubesi ayrı ayrı yaptıkları eylemlerle İsrail'i protesto etti.

                            Filistin bayrakları ile Orhangazi Parkı'ndan Şehreküstü Meydanı'nda kadar yürüyen BBP üyeleri, tekbir getirip İsrail aleyhine sloganlar attı. Grup adına konuşan BBP Bursa İl Başkanı Tahir Kahveci, İsrail'in yaptıkları karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını yeterli bulmadıklarını söyledi.

                            "Başbakan'ın açıklamasını dinledik, duygularımıza tercüman oldu" diyen Kahveci, şöyle konuştu: "Ama aklımızın aradığı sözleri pek dinlendirmedi. Biz beklerdik ki, en azından Birleşmiş Milletler ve İsrail'in hamisi ABD yine 3 maymunu oynadığı için İsrail ile Türkiye arasındaki bütün askeri ve ticari ilişkiler durduruldu, bütün askeri sözleşmeler iptal edildi densin. Beklerdik ki, savaş gemilerimiz yola çıktı ve oradaki şehit ve gazilerimiz, rehineler ve gemilerimiz Türkiye'ye dönünceye kadar İsrail karasularının önünde demirleyecekler. Gücü yeten varsa gelsin bir şey yapsın."

                            Anadolu Gençlik Derneği Bursa Şubesi üyeleri ise Kent Meydanı'nda bir araya geldi. Çeşitli pankartlar ve atılan sloganlarla İsrail'i protesto eden grup, Filistin bayrakları açtı. Anadolu Gençlik Derneği Bursa Şube Başkanı Necati Aslan da, İsrail'e gereken cevabın verilmesini istedi.

                            Cihan

                            http://www.rasthaber.com/27290_Basba...i%20yapti.html

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                              300 Türk dönüş yolunda



                              02-06-2010

                              İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısından sonra tutuklanan yardım gönüllüleri ve basın mensupları, Türkiye'ye dönüş için Tel Aviv Havaalanı'na getirildi ve birazdan hareket edecekler:

                              Avrupa Birliği ile Müzakerelerden Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın Vatikan'ı arayıp, İsrail'in
                              tutumundan dolayı devreye girmesini istediği öğrenildi .

                              SAAT: 11.55 - İMZA ATMAYANLAR TUTUKLU
                              (İHA Muhabibiri Vehbi Baş bildiriyor) 300 yardım gönüllüsü gönderilecek. Geri kalan isimler ise hapishanede. Hapishanede olan isimlerin İsrail’i terk etmek için imza atmadıklarını ve bu yüzde 72 saat daha tutukluluk süresi olduğu öğrenildi. İsrail’den gönüllü olarak ayrılmak istemeyenlerin, ülkeyi terk etmemek için mahkemeye başvurma hakları olduğu belirtiliyor.

                              SAAT: 11.31 - DIŞİŞLERİ MÜSTEŞAR YARDIMCISI İSRAİL'E GİTTİ
                              Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Halit Çevik'in de THY uçağı ile Telaviv'e gittiği ve Türk esir ve yaralıların tahliyesini koordine edeceği öğrenildi.

                              SAAT: 11.25 THY UÇAĞINA BİNDİLER
                              İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısından sonra tutuklanan yardım gönüllüleri ve basın mensupları, Türkiye'ye dönüş için Tel Aviv Havaalanı'na getirildi. İsrail'de alıkonulan grup arasında bulunan Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Yücel Velioğlu, Tel Aviv Havaalanı'ndan AA İstanbul Bölge Müdürlüğü ile kurduğu kısa süreli telefon bağlantısında, tutuklanan yardım gönüllüleri ile birlikte havaalanına getirildiklerini ve Türkiye'den gönderilen Türk Hava Yollarına ait 3 uçağa alınmaya başladıklarını bildirdi. Velioğlu, yaklaşık 3 saat sonra Türkiye'ye hareket etmeyi beklediklerini sözlerine ekledi.

                              SAAT: 11.18 - ADALET BAKANLIĞI İNCELEME BAŞLATTI
                              Adalet Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik saldırısıyla ilgili olarak iç ve uluslararası hukuk açısından inceleme başlattı. Alınan bilgiye göre, Adalet Bakanlığı, saldırının ardından konuyu değerlendirdi. Bakanlık, İsrail'in saldırısını iç ve uluslararası hukuk açısından inceleyerek, İsrail hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunup bulunulamayacağına karar verecek.

                              SAAT: 11.02 - KIZILAY: 17 YARALI AMBULANS UÇAĞA SEVK EDİLİYOR
                              Türk Kızılayı, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısı sonucunda yaralanan Türklerden 3'ü Kudüs, 14'ü de Tel Aviv'den olmak üzere toplam 17 yaralının Tel Aviv Havaalanı'nda beklemekte olan ambulans uçağa doğru yola çıkarıldığını açıkladı.

                              SAAT: 10.42 - ÖNCE İHH'NIN SİTESİNİ ÇÖKERTMİŞLER
                              İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren konvoya saldırısından kısa süre önce İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfının web sitesinin çökertildiği bildirildi. İHH İnsani Yardım Vakfından yapılan açıklamada, ''İnternet üzerinde son derece etkin olduğu bilinen İsrailliler, saldırıdan hemen önce vakfa ait web sitesini çökerterek, dış dünyanın gerçek bilgilere ulaşmasını engellemiş oldu'' denildi.

                              SAAT: 09.30 - GAZZE-1'DEN İKİ KİŞİ DAHA DÖNDÜ
                              İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırının ardından ''Gazze-1'' gemisinde gözaltına alınan ve sınır dışı edilen mürettebattan 2 kişi daha yurda döndü. THY'ye ait uçakla Tel Aviv'den Atatürk Havalimanı'na gelen gemi personelinden Yalçın Salel ve Yaşar Çılgın, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Hayri Bolat tarafından karşılandı.

                              SAAT: 09.01 - YAHUDİLER, İSRAİL'İ PROTESTO ETTİ
                              ABD'nin New York kentindeki İsrail Başkonsolosluğu önünde toplanan, aralarında Yahudilerin de bulunduğu kalabalık bir grup, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırmasını protesto etti. Manhattan'da 42. caddede yapılan eylemde Türkiye ve Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, sık sık İsrail devleti aleyhinde slogan attı.

                              SAAT: 08.41 - İSRAİL, TÜRKİYE'DEKİ DİPLOMAT AİLELERİ ÇAĞIRDI
                              İsrail Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'deki tüm diplomatlarının ailelerini geri çağırdı. İsrail ordu radyosu, Dışişleri Bakanlığının Ankara ve İstanbul'daki diplomatlarının ailelerinin dün akşam İsrail'e getirilmeye başladığını duyurdu. Edinilen bilgiye göre, Türkiye'den çağrılan aileler arasında öncelik çocuklu olanlara verildi.

                              SAAT: 07.12 - 16'SI KUVEYTLİ
                              İsrail'in saldırdığı yardım filosunda gözaltına alındıktan sonra Ürdün'e sınır dışı edilen 124 kişi arasında 30 Ürdünlü'nün yanı sıra 16 Kuveytli bulunduğu bildirildi. Kuveyt'in Amman Büyükelçisi Şeyh Faysal El Sabah, İsrail'den otobüslerle gönderilen kafiledekilerin 16'sının Kuveytli olduğunu belirtti.

                              SAAT: 02.22 - DAVUTOĞLU: EN KISA ZAMANDA İADE
                              Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Washington'daki temaslarında verdiği ana mesaj, ''Türkiye'nin İsrail'de kalan Türk vatandaşlarının iadesini en kısa zamanda istediği'' oldu. Davutoğlu, temaslarının ardından Washington'dan ayrıldı.

                              SAAT: 01.28 - TÜRK MİLLETVEKİLİ İSVEÇ'E DÖNDÜ
                              İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısı sırasında İsrail askerlerince göz altına alınan İsveç Meclisinin Türk milletvekili Mehmet Kaplan, İsveç'e döndü.

                              SAAT: 01.22 - OBAMA: TÜRKİYE'NİN BEKLENTİLERİ YÖNÜNDE ÇABA GÖSTERİYORUZ
                              ABD Başkanı Barack Obama, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısı ile ilgili olarak ''Türkiye'nin beklentilerine en uygun çözüm için yoğun çaba gösteriyoruz'' dedi.

                              SAAT: 01.19 - ERDOĞAN, OBAMA'YA NET KONUŞTU
                              Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'ya, yaptıkları telefon görüşmesinde, Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik İsrail saldırısı hakkında bilgi vererek, ''İsrail bölge barışına bugüne kadar en büyük katkıyı yapan bölgedeki tek dostunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Önümüzdeki günlerde atacağı adımlar, bölgedeki konumunu belirleyici olacaktır'' dedi.

                              SAAT: 00.46 - TUVELET İZNİ DAHİ VERMEDİLER
                              İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırının ardından ''Gazze-1'' gemisinde gözaltına alınan ve sınır dışı edilen üç kişi daha yurda döndü. Geminin ikinci makinisti Ömer Naci Dinçer, aşçı yardımcısı Adnan Tanrıverdi ve İHH İnsanı Yardım Vakfı personeli Salih Bulga Tel Aviv'den THY'ye ait uçakla Atatürk Havalimanı'na geldi.

                              Bulga, gözaltına alındıktan sonra yaşadıklarını ve ''Mavi Marmara'' gemisine düzenlenen baskını şöyle anlattı: ''Biz rehin alındıktan sonra dokuz saat süreyle gözaltında tutulduk. Bir bayan subay eşliğinde etrafımızda sürekli askerler vardı. Yeme, içme, tuvalete gitmemiz sınırlandı. Bir yere iki asker eşliğinde gidiyorduk. Tuvalete gittiğimizde bayan asker arkadan bakıyordu. Tuvaletimizi bile yapamıyorduk.

                              SAAT: 00.41 - DAVUTOĞLU: TÜRK TÜRK DAHİ KALMAYACAK
                              Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''tek bir Türk vatandaşının dahi, İsrail topraklarında kalmasına ve sorgulanmasına izin verilmeyeceğini'' söyledi.

                              SAAT: 00.15 - BİLGİ TEYİT EDİLMEDİ
                              Başbakanlık kaynakları, Gazze'ye yardım götüren gemilerde gözaltına alınan kişilerin İsrail tarafından serbest bırakılacağı yönünde kendilerine bir bilgi ulaşmadığını, bu konunun teyit edilmediğini bildirdi.

                              SAAT: 23.30 (01.06.2010) - İSRAİL SERBEST BIRAKACAĞINI DUYURDU
                              İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, ''Mavi Marmara''" gemisi dahil Gazze'ye yardım filosundan gözaltına alınanların derhal serbest bırakılacağını açıkladı. İsrail Bakanlar Kurulunun kararında, ''İsrailli askerlere saldırdığı'' ileri sürülen 24 kişinin de derhal sınırdışı edileceği belirtildi.

                              Serbest bırakılarak sınırdışı edileceklerin toplam sayısının 680 olduğu bildirildi. Netanyahu'nun sözcüsü Nir Hefez, ''Tüm gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılacak'' dedi.

                              Ajanslar

                              http://www.rasthaber.com/27304_300%2...olunda%20.html

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: İHH YARDIM GEMİLERİNE SİYONİSTLERİN SALDIRISI

                                Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı'ndan korsan İsrail'e sert tepki



                                02-06-2010



                                Dünya Ehlibeyt Kurultayı, Siyonist rejimin özgürlük gemilerine yaptığı saldırıyı şiddetli bir biçimde kınamaktadır



                                İslam ülkeleri arasına habis şecerenin ekilişinin üzerinden altmış yıl geçmiş, İslam inkılabı tarafından Filistin meselesinin nihai çözümü için sunduğu yolların üzerinden ise otuz yıl geçmiştir. Artık İslam ümmetinin şimdi ve her zaman için uyanmasının zamanı gelmiştir.







                                “Bismillahirrahmanirrahim

                                …ان اشد عداوه للذين آمنوا اليهود و الذين كفروا

                                Şüphesiz, insanlar içinde, müminlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri… Bulursun.”

                                Kudüs işgalci rejiminin özgürlük gemilerine alçakça ve şaşkınlık yaratan saldırısıyla insani yardım gönüllülerinin şehit edilmesi İran İslam cumhuriyetinin yıllarca savunduğu ilkelerini bir kez daha ispat etmiştir. İran İslam inkılâbı kurulduğundan bu yana devamlı olarak bu noktaya parmak basmıştır ki Siyonist rejim kanserli bir ur misalidir onun varlığı ve mahiyeti dünyanın güvensiz olmasına ve barışın tehlikede olmasına sebeptir. İran’ın dini ve siyasi şahsiyetleri örneğin imam Humeyni (r.a) ve İslam inkılâbının yüce rehberi Ayetullah Hamaney ve İran devleti ve milleti otuz yıldan bu yana feryat etmektedir ve demektedir ki ey dünya halkı ve uluslar arası toplum! bu kirli rejim ile bu toprakların asıl sahipleri olan Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin alın yazısını belirleyin.

                                Ama bu hukuki ve özgürlük siyasetinin mukabilinde, uluslar arası sermayenin ortaklığıyla dünyanın zorba güçleri bu gaspçı, hunhar rejimi kayıtsız ve şartsız olarak savunmaktadırlar. Müslüman ve Arap ülkelerinin bir çoğunda yönetimi elinde bulunduran kişiler de aynı şekilde uluslar arası Siyonizm’in elinde bir oyuncak olmuş acele, kesin, usulü bir çözüm almak yerine ömürlerini faydasız ve neticesiz olan barış konferansları yollarında gidip gelerek harcamaktadırlar.

                                İslam ülkeleri arasına habis şecerenin ekilişinin üzerinden altmış yıl geçmiş ve İslam inkılâbı tarafından Filistin meselesinin nihai çözümü için sunduğu yolların üzerinden ise otuz yıl geçmiştir. Artık İslam ümmetinin şimdi ve her zaman için uyanmasının zamanı gelmiştir.

                                Eğer Sabra, Şetilla, Sina, Gazze, Eriha ve Zahiye katliamları dünyanın özgür vicdanlarını uyandırmaya yetmediyse, şimdi Siyonist rejimin Gazze’de aç ve hasta olan çocuklara yemek ve ilaç götürmek için yola çıkan sivil amaçlı gemilere aşikar bir biçimde saldırması herkese hücceti tamamlamıştır.

                                Bu insanlık gemisi, Avrupa ve Asya’dan bazı hayır kurum ve kuruluşları tarafından abluka altında olan mazlum Filistin halkı için yardım götürmekteydi. Siyonist rejimin vahşice ve şaşırtıcı saldırısıyla karşılaşmıştır. İsrail bu saldırılarla yetinmemiş facianın ardından orada olanları tutuklayarak esir alarak gemileri batırmakla tehdit etmiştir.

                                Dünya Ehl-i Beyt (aleyhimu’s selam) Kurultayı bir uluslar arası sivil toplum kuruluşu olarak dünya mustazaflarının düşünce, kültürel, hukuki ve iktisadi bazdaki mahrumiyetliklerini gidermek için çaba sarf etmektedir. Bu facianın Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, İslam Konferansı Teşkilatı tarafından şiddetli bir biçimde kınamasını ve bu olayın peşine gidilmesi, gemidekilerin kayıtsız ve şartsız olarak bir an önce serbest bırakılması, gemideki yüklerin Gazze’deki muhtaçlara ulaştırılmasını istemekte ve kan içici Tel Aviv rejiminin artık cinayet işlemeyi durdurmaya itmesini istemektedir.

                                Bizler bu şaşkınlık yaratan katliamın, bu korsan rejimin son nefeslerini aldığına ve Müslümanların ilk kıblesinden özgürlük güneşinin doğacağının yakın olduğuna inanmaktayız. Bundan dolayı İslami ve Arap ülkelerinin en iyi seçimi artık vakitlerini boş şeylerle telef etmemeleri İran, Suriye, Türkiye ve Lübnan gibi ülkelerle birlikte mazlum Filistin halkının yardımına koşsunlar. Çünkü bu suret haricinde yakın bir sabahta peygamberlerin topraklarının özgürlüğüyle onlara utanç ve rüsvalıktan başka bir şey getirmeyecektir.

                                İlahi zafer ve yardım ümidiyle

                                Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı

                                http://www.rasthaber.com/27288_Dunya...t%20tepki.html

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X