Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

selamun aleykum

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: selamun aleykum

    [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136756#msg136756 date=1323734590]
    peki peygamber efendimize ait olmayan ve Ona isnat edilen sözleri söylemek ve o sözler insanlarda yanlış fikirler oluşturuyor yada insanları doğru olana yönelmekten alı koyuyorsa (bu linke baktığınız da ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz >>>http://velayet.wordpress.com/2011/02/24/17000-ayet-hadisi-hakkinda-arastirma/ )veya bunların tam tersine belki de insanda iyi duygular oluşturuyorsa bile
    [color=rgb(0, 51, 102)]"Ey insanlar bana yalan söz isnat eden ve benim adıma yalan söz konuşan çoğalmıştır; kim bilerek bana yalan söz isnat ederse, cehennemde yerini şimdiden hazırlasın." hadisi şerif (az önce http://aliyyenveliyullah.com/199.htm bu siteden buldum hadisi yani şii kaynaklı...) bu hadis üzerine hadis uydurmak ne kadar [/color]etik [color=rgb(0, 51, 102)]ne kadar[/color] dini[color=rgb(0, 51, 102)]???[/color]
    [/quote]

    ben tüm şia hadis kitaplarını okumuş değilim. Usulü kafiyi okudum. onun yarıdan azının sahih olduğu iddiaları var. ancak ben bu konuda herkesle tartışmaya hazırım ve nihayetinde bu sitede karşıma çıkanalarla da tartıştım ve usulü kafinin nasıl bir kaç istisnası dışında uydurma hadisi olmadığını ispatladım Elhamdulillah.. öyle sanıldığı gibi şia hadis kitapları uydurma dolu değil. sünnilerle karşılaştırıldığında hiç uydurma yoktur dense abartı olmaz. onlarla kıyalandığından diyorum..
    (bazı kardeşlerimiz bundan rahatsız olacaklar ve diyecekleri ki Ehlibeyt mektebi sünniliğe çatılmadan da anlatılabilir, biz bunu çatmak için değil kıyas imkanı için diyoruz. bir konuda hiç bilgisi olmayan birine, o konuyu, bildiği benzer konulara benzeterek onlara kıyaslatarak öğretmekten başka bir yolunuz var mı? bu konuda bizi eleştirenler keşke şia nasıl anlatılır bize bunu örnek olarak gösterseler de biz de onların dediği hatayı yapmasak)

    şianın hadis literatürü sünnileden farklıdır. şia, neredeyse tamamı sahih olan hadis kitaplarını bile masum kabul etmezken, içinde uydurma dolu olan sünni kitaplar için sünniler sahih deyince, tarafsız duran birisi, şia kitaplarını zayıf sünnilerinkini sağlam sanıyor. ancak iki tarafı okumuş biri olarak ben bu konuda herkesle tartışmaya hazırım. Usulü Kafi hidayet, hikmet ve vahiy doludur..

    Yorum


      #62
      Ynt: selamun aleykum

      ha şii hadis derleyicileri kendileri hadis uydurmamışlar, kendi dönemlerinde, sahihleri toplama gayreti olanlar, kendilerinin sahih gördüklerini almışlar. ancak onların ilimlerinin yetmediği kendi kültürleri zamanında uydurma olduğu açık olmayan bazı metinler bu gün uydurma olduğu açıkça ortaya çıkmıştır..

      Yorum


        #63
        Ynt: selamun aleykum

        [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136755#msg136755 date=1323732377]
        Qum u Aşk hocam böyle demişsiniz ama içkiyi haram kılan ayet için ne dersiniz peki biliyoruz ki (yani sünni kaynaklardan bildğim...) içki yasaklanın ca üç beş gün sokaklardan dere gibi içkilr akmış demek sahabe ruhen buna hazırmış evet ama evlerindede sokaklar da dere oluşturacak kadar çok içki varmış yani manken örneğ ile bağdaştıracak olsak evinde kıyafeti olduğu halde çıplak geziyor mankenler. İçki var, içiyor ve sarhoşta oluyorlar bunun sevimsizliğini de biliyorlar ama ayet gelene kadar da içkileri dökmüyorlar
        ve içki kültürünün onlar üzerinde ki etkisini gösterir... tabi bence
        [/quote]

        örtü manken deyişim şu anlamda:

        cahiliye döneminde kadınlar tamamen dükkanlardaki mankenler gibi çıkmıyorlardı dışarıya, bir örtünme şekilleri vardı. mesela baş örtüsü takarlar ancak, onu süs şalı gibi görürler, boyun ve aşağısını açarlar gerdanlıklarını gösterirlerdi. Ayet onların örtünmelerine ek olarak düzenleme yapıyor eksik olan yerlerine değiniyor başörtülerinizi yakalarınızın o açtığınız yerlerinin üzerine kadar indirin diyor.

        bu gün başörtüsü konusunda kalpleri eğri olanlar bu ayetin bu halini açık bir mankene uyarlıyorlar diyorlar ki başörtüsü boyuna bağlanabilir saçlar üzerine değil... boyundan aşağı sarkıttın mı başını örtmesen bile olur diyen alim bozuntuları çıktı..

        sünnilerde din sahipsiz. şiada hiç bir alimin böyle konuştuğunu göremezsiniz ve hiç kimse de şiada alim değilken çıkıp tv de açıklama yapamaz. çünkü şiada din değerlidir ve bir uzmanlık işidir hassastır. önüne gelen ahkam kesemez.

        içki konusunda dediğiniz gibi rivayetler var. biz sahabeyi kutsa masum eleştirilmez, bilmiyoruz. sahabe sıradan insandılar. bizdenhiç bir farkları yoktu. onların arasında çok sayıda münafık vardı ki bunlar mü'min ve sahabe biliniyor olmasına rağmen dini içten yıkmaya çalışıyorlardı..

        gün boyu yazamadığımdan atlamış olabilirim cevaplanmamış sorunuz varsa buyrun zahmet olmazsa tekrarlayın bildiğim kadarıyla cevaplayayım inşaAllah..

        Yorum


          #64
          Ynt: selamun aleykum

          eğer kabul eder telefonla görüşmeyi uygun görürseniz size istanbuldaki alimlerimizin bilgin eşlerininin telefonlarını verebiliriz. böylece onlarla daha rahat görüşme imkanınız olur her tür soruları sorarsınız. buradan da kardeşlerimiz size memnuniyetle yardımcı olmaya devam edeceklerdir.
          olur hocam onlar kabul ederlerse benim için uygundur...
          şianın hadis literatürü sünnileden farklıdır. şia, neredeyse tamamı sahih olan hadis kitaplarını bile masum kabul etmezken, içinde uydurma dolu olan sünni kitaplar için sünniler sahih deyince, tarafsız duran birisi, şia kitaplarını zayıf sünnilerinkini sağlam sanıyor. ancak iki tarafı okumuş biri olarak ben bu konuda herkesle tartışmaya hazırım. Usulü Kafi hidayet, hikmet ve vahiy doludur..
          sanırım şimdi biraz anladım gibi yani sünniler sahih kabul ettikleri hadis kaynaklarında ki hadisleri eleştirmiyor sahih hadistir deyip çelişkileri veya abartıları tartışmıyorlar şiiler ise sahiih kabul ettikleri hadis kaynakların da bile zayıf hadis olabileceğini kabul ediyor ve deliller ile bunu ispat ediyorlar (şuan da bile) halbuki sünniler bazı sünni alimlerce uydurma olduğu ilan edilmiş hadislere bile itibar edebiliyorlar
          ama ben şunu anlayamadım daha önce ver diğim link te 17000 ayet hadisi ile ilgili>>> “El Kafi”nin 2-ci cildinin 634-cü sayfasıdır. işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:
          [color=rgb(255, 0, 0)]علي بن الحكم[/color]، عن هشام بن سالم، عن أبي عبدالله عليه السلام قال: إن القرآن الذي جاء به جبرئيل عليه السلام إلى محمد صلى الله عليه وآله سبعة عشر ألف آية
          [color=rgb(255, 0, 0)]Ali b. el Hakem[/color] Hişam b. Salimden, o, Ebu Abdullah (imam Cafer Sadık aleyhisselam)‘dan şöyle rivayet etmiştir: “Cebrailin a.s Muhammede s.a.a indirdiği Kuran 17000 ayettir”<<<<
          bu hadisin senedi ile ilgili tahlil yapılmış ve zayıf olduğu redd edilmiş olduğunu yazmışlar peki el kafi kitabını hazırlayan alim bu hadisin resmen kuranın tahrif olduğunu belirten bir söz olduğunu gördüğü halde nasıl hadis olarak kabul etmiş o da bu hadisin uydurma olduğunu ispatlayan diğer alimler gibi senetleri incelememiş mi??? bu basit bir mevzu değil ki bu hadisten dolayı şiilerin kuran ın tahrif edildiğini savunduklarını sanıyorlar sünniler...
          sünnilerde din sahipsiz. şiada hiç bir alimin böyle konuştuğunu göremezsiniz ve hiç kimse de şiada alim değilken çıkıp tv de açıklama yapamaz. çünkü şiada din değerlidir ve bir uzmanlık işidir hassastır. önüne gelen ahkam kesemez.
          bu sözünüz gerçekten çok düşündürücü...

          bu arada sorularımı cevaplıyorsunuz Allah razı olsun hocam...

          Yorum


            #65
            Ynt: selamun aleykum

            gün boyu yazamadığımdan atlamış olabilirim cevaplanmamış sorunuz varsa buyrun zahmet olmazsa tekrarlayın bildiğim kadarıyla cevaplayayım inşaAllah..
            duyarlılığınız için teşekkür ederim
            burada ki sorularıma hep cevap verdiniz ama bazen söylemek istediğim şeyin dışın da anlayıp ona göre cevap vermişsiniz ama genel olarak tatmin edici cvplar olmuş Allah razı olsun
            hadis konusu altında ümmü mektum ile ilgili bir hadis diye konu açmıştım ama hiç cevap gelmedi o soruma bi bakarsanız sevinirim yanıtsız bırakacağınızı sanmıyorum ...

            Yorum


              #66
              Ynt: selamun aleykum

              kontrol mekanizmaları yeterince kurumlaştığından dolayı İmamla görüşmeyen insanlar fetva vermeleri çok zordur. ama ola ki verseler, (ya da görüşenler de her fetvayı İmama (a.f.) sorup da vermiyorlar ictihad ediyorlar,) yanlış olsa bu durumda İmam Zaten şiierin bunu gelenek haline getirmelerine ya da bundan zarar görmelerine bir şekilde engel oluyor. somut bir şekilde yani. gizemli ve sihirli şekilde değil.
              somut bir şekil de nasıl oluyor biraz açar mısınız ???

              Yorum


                #67
                Ynt: selamun aleykum

                [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136693#msg136693 date=1323691530]
                hoş bulduk Allah razı olsun
                dediğiniz gibi kafam çok karışık ve şuan iyice karışmış durumda verdiğiniz linke bakacağım ve soruları mı birde orada soracağım inşallah tatmin edici cevaplar alabilrim yoksa ne tam sünni ne de tam şii olan(tehikeli mi bilmiyorum ama can sıkıcı bir yer olduğu kesin...) o yerde durmaya devam edeceğim ta ki 73 fıkradan kurtuluşa eern fıkraya dahil olmak için ettiğim dualarım kabul oluncaya kadar...
                selametle...
                [/quote]

                Bismi Hû

                Gerek sanalda gerekse realde karşılaştığınız şiilere önce şunu sorun. Sahabelere (hz Ömer, hz Ebubekir, Hz Osman) salavat getirir gibi lanet ediyor musunuz? Müminlerin annesi Hz Ayşe’ye hakaret ediyor musunuz? Ehlibeyt mektebini anlat denilirse hemen ehlisünnetin değerlerini ve alimlerini karalıyormusun? Muhattabının önüne hemen ihtilaflı konularımı sunuyorsun? Cevap hayır ise onları dinleyin. Evet, ederiz ve hak ediyorlar denilirse onları dinlemeyin zira onlar şii değildir. Bunu ben değil şianın en üst düzey makamı İmam Humeyni (r.a) ve Rehber Seyyid Ali Hamaney diyor.

                İşte isbatı;

                “İslam düşmanlarının başka çareleri kalmamıştır, son çabaları Şii-Sünni ihtilafı çıkarmaktır. Onlar İslam cumhuriyeti’ni Şii Cumhuriyeti olarak resmektedirler ve Büyük Sünni camiasının(halklarının) karşısında olduğunu belirtmektedirler. Onlar mezhepsel farklıları kışkırtmaya ve bağnazlıkları artırmaya çalışıyorlar. Bu önemli ve tehlikeli bir noktadır. Şu anda mevcut politik eller faaliyette ve bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunlara karşı elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız ve tüm enerjimizi baskıcı güçlerin komplolarını bozmak için harcamalıyız. Tüm halkımız, yetkililerimiz, medrese öğrencileri ve insanları yönlendiren çalışkan alimlerimiz eğer bu duruma bir şey söylemezlerse ve yapmazlarsa İslam düşmanlarının planlarına yardım etmiş olurlar. Bu yükümlülük aynı zamanda Sünni kardeşlerimizin üzerine de bir görevdir. Onlar da İslam düşmanlarının müslümanlar arasında kargaşa çıkarmak istediklerini ve kardeşlerin birbirlerini öldürmesini istemelerini bilmelidirler. Bu bahsettiğim olay bundan daha az değildir. Sünnilerde uyanık olmalı ve bu tehdide karşı dikkatli olmalıdırlar.”(Seyyid Ali Hamaney)


                "Sünni olup şii müslümanları dışlayan, şii olup sünni müslümanları dışlayanlar, ne şiidirler, nede sünnidirler, onlar ancak abd ve israil uşağı hain münafıklardır. " (İmam Humeyni R.A.)

                Sizin kalbinize ehlibeyt aşkı girmiş. Namazınız şii namazı. Çok güzel. Abdestinizde şii abdesti olmalı. Ehlibeyt mektebine göre namaz adlı kitap var. Onu alın namazının doğru olup olmadığını kontrol edin. İmam Humeyni’nin şii ilmihali var. Ondan istifade edebilirsiniz. Fıkıh konusunda bir çıkmaza girdiyseniz şii fetva makamının mail adresi var. Oradan sorunuzu sorar anında yanıt alabilirsiniz. Ya da tlfn numaraları var. Açıp sorunuzu sorup derhal yanıt alabiliyorsunuz. Mademki herkes bir kitap tavsiye etti. Bende naçizane İmam Ali (a.s) nin akıllara hediye kitabını okumadıysanız okumanızı şiddetle öneririm. Her kime tavsiye ettiysem bir el kitabı gibi yanlarından ayırmadılar. İran’a giden arkadaşınızla yeniden temas kurmanın yollarını bulun mümkünse. Msn üzerinden onla yazışabilir ve merak ettiklerinizi sorabilirsiniz. Belki İran’da çevre edinmişse araştırarak havzada ilim tahsis ederek Türkiye’ye dönen bir bayan bulabilir ve size yönlendirebilir.

                Karamsarlığa kapılmayın. Ve kendinize haksızlık yapmayın. Namazınız tam. Ehlibeyte sevginizde vardır mutlak. Velayeti fakihe inanıyorsunuz elbette her Müslüman gibi. Zaten sünni olsun şii olsun aklı başında her Müslüman bilirki Resulullah s.a.a tan sonra hilafet İmam Ali’nin hakkıydı. Sizin yerinizde olsam ehlibeyt imamlarını tanımakla işe başlardım. İmamların hayatını okuyun. Sahifeyi Seccadiye’yi okuyun. İçiniz daralırsa kumeyl duasını okuyun. İmam Humeyni’nin irfani kitaplarını alın. Size bir kardeş tavsiyem şimdilik ihtilaflı konulardan uzak durun. Muharremi tefekkür edin. İhtilaflı konular ümmetin senelerdir kanayan yarasıdır. Bu sorunu sünni ve şii alimler bir araya geldiler ve çözemediler. Biz biçareler mi çözecek. Sosyal paylaşım sitesinde gördüğünüz, konuştuğunuz şahısları alim yada hoca gibi görmeyin onlarda sizin benim gibi sıradan insanlar. Yanlışı ile doğrusu ile size yardım etmeye çalışanlar hepsi bundan ibaret. Dediğim gibi şiayı öğrenmek istiyorsanız en doğru adres şii Ayetullahlardır. Şiayı onlardan öğreneceksiniz. Benden ya da rastgele birilerinden değil.Zira insanların sözleri bir biri ile çelişmekte.Rehbere bağlıyım der. Rehber sahabelere lanet ve hakaret etmeyin. Sünnilerin değerlerine hakaret etmeyin der ama onlar formları lanet, hakaret ve karalamalarla doldurabiliyorlar. İmam Mehdi (a.s) kendisi beni gördüğünü benle konuştuğunu söyleyen yalancıdır der. Bir takım şiiyim diyenlerse hala İmam Mehdi a.s ın kendi hadisine rağmen Mehdi (a.s) ile irtibat kurulduğunu konuşulduğunu ve onlara hakikat ı gösterdiğini söylerler. Zuhuru için her gün dua ettikleri İmam Mehdi (a.s) a dahi itimatları yoktur.Bu gün İran'da Mehdi a.s ile irtibat kurulup zuhurunun yakın olduğunu söylediğini iddia edenler halen zindandalar.

                “Şiilerimden bazıları beni gördüklerini (has naip olarak benimle irtibat halinde olduklarını) iddia edeceklerdir. Biliniz ki; “Sufyani” çıkmadan ve “Gök gürültüsünden” önce her kim öyle bir iddiada bulunursa; yalancıdır, iftiracıdır, “ (İmam Mehdi (a.s))
                El-Ğaybet, Tusi, S.242-243 - Biharü’l-Envar, C.51, S.361 - Şeyh Tabersi, aynı kitap; S.445 - Sadr, aynı kitap, S.415. Gök gürültüsü” İmam Mehdi’nin zuhurundan önce meydana gelecek alametlerden sayılmıştır.

                Buda yetmemiş gibi Rabbilalemin takva sahipleri cennete gireceklerini bir çok ayette buyurduğu halde insanları Allah ile aldatma gafletindeler. Kuran’da takva sahibi bir kimsenin cehenneme girebileceğine dair tek bir hadis yokken ve onlarca cennetle müjdelenen takva sahipleri ayetleri varken Allah’ın sözü üzerine söz söylemeye cüret edebiliyorlar.Vay efendim falan şahıs demişmiş. Allah’ın sözüne karşı falan şahıs pes doğrusu! Dediğim gibi Rabbim sizin kalbinize aşkı koymuş Sabredip dua edin yüreğiniz ve imanınız sizi hakka götürecektir inş. Yeterki ilmi doğru yerde doğru kişilerde arayın.

                Fiemanillah… Fiddareyn…

                Yorum


                  #68
                  Ynt: selamun aleykum

                  İnsan sosyal bir varlıktır ve etrafındaki insanlarla, o insanların toplumla, toplumun başka toplumlarla velhasıl bütün dünya ile irtibatı vardır. İnsanı ilgilendiren her konu birbiri ile irtibatlı halde ele alınmalıdır. Çünkü dünyada yaşanan her şey hayatın, düşüncenin tefsiridir.


                  Böyle bir şekilde insan dünyaya baktığında zalim kim mazlum kim. Zulmün kaynağı hangi ülke bu ülkenin dostu kim düşmanı kim. Müslümanlar dünyada ne durumda ve hangi konumda. Müslümanların idaresini kimler uhdesine almış. Müslümanları yönetenlerin dostları kim, düşmanları kim.


                  En basit fikri konuda bir tercihe varabilmek için bile bu konuda beyin fırtınası yapmak hak ve hakikatin aydınlanmasına vesile olmaktadır.


                  Dünyanın öbür ucundaki kızılderili gençler, latin ülkeleri mazlumları zulme ve emperyalizme karşı olan bir savaşta İran İslam İnkılabının yanında yer almayı başarırıken islam ümmetinde milyonlar neden bunun farkında olamamışlardır. Bütün bunların irdelenmesi gerekmektedir.


                  Bu gün İslam tıpkı İmam Alinin Sakife sonrasındaki hal gibi tehdit altındadır. Bu gün sünni müslümanlarla şii müslümanların kapışmasını hedefleyenler kimlerdir. Böyle vahim bir çatişma konusunda İslam önderlerinin bize ne gibi tavsiyeleri vardır.


                  Bütün bunların hesaplanması gerekir. Her durumda.

                  Bu gün islami vahdet konusunda şii ve sünni inkılabi ulemanın bunca emek ve çaba sarfetmesine rağmen kafasına göre allame kesilip bu çabalara zarar vermeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
                  Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                  Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: selamun aleykum

                    [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136901#msg136901 date=1323816879]
                    ama ben şunu anlayamadım daha önce ver diğim link te 17000 ayet hadisi ile ilgili>>> “El Kafi”nin 2-ci cildinin 634-cü sayfasıdır. işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:
                    [color=rgb(255, 0, 0)]علي بن الحكم[/color]، عن هشام بن سالم، عن أبي عبدالله عليه السلام قال: إن القرآن الذي جاء به جبرئيل عليه السلام إلى محمد صلى الله عليه وآله سبعة عشر ألف آية
                    [color=rgb(255, 0, 0)]Ali b. el Hakem[/color] Hişam b. Salimden, o, Ebu Abdullah (imam Cafer Sadık aleyhisselam)‘dan şöyle rivayet etmiştir: “Cebrailin a.s Muhammede s.a.a indirdiği Kuran 17000 ayettir”<<<<
                    bu hadisin senedi ile ilgili tahlil yapılmış ve zayıf olduğu redd edilmiş olduğunu yazmışlar peki el kafi kitabını hazırlayan alim bu hadisin resmen kuranın tahrif olduğunu belirten bir söz olduğunu gördüğü halde nasıl hadis olarak kabul etmiş o da bu hadisin uydurma olduğunu ispatlayan diğer alimler gibi senetleri incelememiş mi??? bu basit bir mevzu değil ki bu hadisten dolayı şiilerin kuran ın tahrif edildiğini savunduklarını sanıyorlar sünniler...bu sözünüz gerçekten çok düşündürücü...

                    bu arada sorularımı cevaplıyorsunuz Allah razı olsun hocam...
                    [/quote]
                    Usulü Kafi'deki 17000 rakamı hakkında daha önceden bu sitede açıklama yapıldı sanırsam ve Elmeddin kardeşim de bunları biliyor diye düşündüm. orada (velayetwordpres te) Elmeddin açıklamıştır diye düşündüm ve vaktim de olmadığından ayrıntılı inceleyemedim. bir yandan içinden bu konuyu açıklamalısın hissi doğmuştu ama üzerinde durmamıştım.

                    hadis ravileri açısından sahihtir bu doğru. ancak bunu Usulü Kafi yazarı Kuleyni (r.a.) yazmış değildir. Hata istinsah (çoğaltma) sırasında el yazmalardan kaynaklanmış ve başa bir yanlışlıkla getirilmiştir. El Kafinin orjinalinde geçen ibare 7000dir.

                    Hadiste yanılmıyorsam yine El Kafide'ydi, değil ayet sayısı tüm Kur'an'ın harf sayısı bile vardır ve bu şu anki elimizdeki Kur'an'daki rakamlarla aynıdır. Yine Kur'an konusunda Usulü Kafi'de Kur'an'ın nasıl korunduğuna dair mükemmel hadisler vardır. Şia bunlarla amel etmiştir.. ve hiç bir zaman Kur'an'ın tahrif olduğuna inanmamıştır.. hatta şii alimler dünyadan haberdar olduklarından hiç bir ekolde Kur'an tahrifi inancının olmadığını söylemişler aksi görüşlerin reddedilmesinin şart olduğunu söylemişlerdir.

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: selamun aleykum

                      [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136904#msg136904 date=1323817921]
                      duyarlılığınız için teşekkür ederim
                      burada ki sorularıma hep cevap verdiniz ama bazen söylemek istediğim şeyin dışın da anlayıp ona göre cevap vermişsiniz ama genel olarak tatmin edici cvplar olmuş Allah razı olsun
                      hadis konusu altında ümmü mektum ile ilgili bir hadis diye konu açmıştım ama hiç cevap gelmedi o soruma bi bakarsanız sevinirim yanıtsız bırakacağınızı sanmıyorum ...
                      [/quote]

                      hadis konusuna hemen bakayım inş. bu arada alimimizle görüştüm. telefonunuzu istedi ve memnuniyetle görüşeceğini söyledi. bana özel mesaj yoluyla tel nonuzu yazarsanız ben onlara veririm size ulaşırlar inşaAllah..

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: selamun aleykum

                        [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136909#msg136909 date=1323820563]
                        somut bir şekil de nasıl oluyor biraz açar mısınız ???
                        [/quote]

                        Şeyh Müfiddi sanırım, şia müctehidi. Fetva verirdi. bir keresinde kendisine gelirler hamileyken ölmüş bir kadının karnındaki bebeğin çıkarılıp da mı yoksa öylece mi gömülmesi gerektiğini söylerler. o da yanlış sonuca ulaşır ve öylece gömülmesinin gerektiğini söyler. giderler.. aradan 12 yı geçer. Şeyh Müfide 12 yaşlarında bir erkek çocuğu gelir. ve kendisini tanıtır. ben der senin 12 yıl önce yanlış fetvanla neredeyse hayatımdan olacak olan çocuğum. Ancak büyüklerimin anlattığına göre yolda İmam Zaman a.f.'e rastlamışlar ve o bu fetvanın yanlış olduğunu söylemiş ve böylece beni annemin karnından almışlar der. Bu duruma çok üzülen Müctehid bu yanlıştan dolayı kendini kınar çok büyük bir sorumluluk hissi içinde bir daha der asla fetva vermeyeceğim.

                        bunun üzerine İmam Mehdi a.f. ona bir haber göndererek der ki, O fetva vermeye devam etsin. yanlış olursa biz onu düzeltiriz.

                        bu yaşanmış olayı hafızamda kaldığı kadarıyla naklettim. Bu ve buna benzer çok sayıda yaşanmış hikayeler bize gösteriyor ki İmam Zaman a.f. fetva verenleri izlemekte halkı izlemekte ve somut olarak kontrol etmektedir. Her yıl Hacca gittiği ve orada insanlara konuşmalar yaptığı, ve bir çok yanlışı düzelttiği, darda olan hastalara yardım ettiği şia kitaplarında akla tarihi gerçeklere, ve rivayetlere uygun olarak nakledilmektedir.. Elhamdulillah..

                        Bizim bu sünniler için anlaşılması en zor İmam olan 12. Ehlibeyt İMamı İmam Zaman a.f.'in tüm konuları burada açıklığa kavuşturabilmemiz mümkün değildir. siz soracaklarınızı sorarsınız ancak daha sormanız gereken ama aklınıza gelmeyecek bir sürü sorular ve hikmetli noktalar için kitap okumalısınız. size iki kitap önereyim İmam Zaman a.f. ile ilgili. ben çok istifade ettim bunlardan:

                        1- Ehlibeyt dergisi İmam Mehdi (a.s.) özel sayısı.

                        2- Beklenen Mehdi (a.s.) Ayetullah Cevat Horasani, Risalet yayınları.

                        her iki kitabı da Kevser Yayıncılık.com dan sipariş verebileceğini kevser yayınlarından sipariş edebiirsiniz..

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: selamun aleykum


                          [quote author=Seccâd_ link=topic=22296.msg136997#msg136997 date=1323879775]

                          Bismi Hû

                          Edit Serkan A. Gerek sanalda gerekse realde karşılaştığınız şiilere önce şunu sorun. Sahabelere (hz Ömer, hz Ebubekir, Hz Osman) salavat getirir gibi lanet ediyor musunuz? Müminlerin annesi Hz Ayşe’ye hakaret ediyor musunuz? Ehlibeyt mektebini anlat denilirse hemen ehlisünnetin değerlerini ve alimlerini karalıyormusun? Muhattabının önüne hemen ihtilaflı konularımı sunuyorsun? Cevap hayır ise onları dinleyin. Evet, ederiz ve hak ediyorlar denilirse onları dinlemeyin zira onlar şii değildir. Bunu ben değil şianın en üst düzey makamı İmam Humeyni (r.a) ve Rehber Seyyid Ali Hamaney diyor.

                          [/quote]
                          birşeyi merak ettim İmam Humeyni (r.a) ve Rehber Seyyid Ali Hamaney sizin yukarıda ismini zikrettiğiniz sahabelere hz diyorlar mı?? ben hz dememenin sakıncalı olduğunu sanmıyorum(tabi karşımızda bir sünni yok ise...) ve eğerİmam Humeyni (r.a) ve Rehber Seyyid Ali Hamaney hz demiyorsa siz de onların söylemlerini baz alarak hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorsanız niçin hz diyorsunuz???
                          [quote author=Seccâd_ link=topic=22296.msg136997#msg136997 date=1323879775]

                          Sizin kalbinize ehlibeyt aşkı girmiş. Namazınız şii namazı. Çok güzel. Abdestinizde şii abdesti olmalı. Ehlibeyt mektebine göre namaz adlı kitap var. Onu alın namazının doğru olup olmadığını kontrol edin. İmam Humeyni’nin şii ilmihali var. Ondan istifade edebilirsiniz. Fıkıh konusunda bir çıkmaza girdiyseniz şii fetva makamının mail adresi var. Oradan sorunuzu sorar anında yanıt alabilirsiniz. Ya da tlfn numaraları var. Açıp sorunuzu sorup derhal yanıt alabiliyorsunuz. Mademki herkes bir kitap tavsiye etti. Bende naçizane İmam Ali (a.s) nin akıllara hediye kitabını okumadıysanız okumanızı şiddetle öneririm. Her kime tavsiye ettiysem bir el kitabı gibi yanlarından ayırmadılar. İran’a giden arkadaşınızla yeniden temas kurmanın yollarını bulun mümkünse. Msn üzerinden onla yazışabilir ve merak ettiklerinizi sorabilirsiniz. Belki İran’da çevre edinmişse araştırarak havzada ilim tahsis ederek Türkiye’ye dönen bir bayan bulabilir ve size yönlendirebilir.

                          [/quote]
                          tavsiyeleriniz için teşekkür ederim dikkate alacağım kitapları kaydettim alma imkanım oldukça alıp okuyacağım inşallah
                          bazı sitelerden ilmihal filan indirmiştim onlarada baktım inşallah şimdi hem abdest hem namazımı o şekilde kılıyorum tabi yanım da sünni kimseler olmayınca
                          irana giden arkadaşımla halen görüşüyorum telefonla ama tabi malum yurtdışı olnca uzun uzadıya konuşamıyoruz sorularımı bura da sormadan önce ona sordum msn den ama sanırım dersler yoğun onuniçin sürekli giremiyor hala cevap bekliyorum

                          Size bir kardeş tavsiyem şimdilik ihtilaflı konulardan uzak durun. Muharremi tefekkür edin. İhtilaflı konular ümmetin senelerdir kanayan yarasıdır. Bu sorunu sünni ve şii alimler bir araya geldiler ve çözemediler. Biz biçareler mi çözecek.
                          biçare olduğumu kabulederim ancak bu konuları çözmek amacı ile konuştuğumuzu kabul edemem
                          ben sadece merak ettiklerimi kafama takılan soruları soruyorum
                          Sosyal paylaşım sitesinde gördüğünüz, konuştuğunuz şahısları alim yada hoca gibi görmeyin onlarda sizin benim gibi sıradan insanlar. Yanlışı ile doğrusu ile size yardım etmeye çalışanlar hepsi bundan ibaret. Dediğim gibi şiayı öğrenmek istiyorsanız en doğru adres şii Ayetullahlardır. Şiayı onlardan öğreneceksiniz. Benden ya da rastgele birilerinden değil.
                          ben burada ki hiç kimseyi alim gibi görmüyorum ancak hocam diye hitap etmemin sebebi muhatabımın abla mı, kardeş mi ,abi mi, amca mı, teyze mi olduğunu bilmediğim ve tabiki burada ilmi yönlerini konuşturdukları için bende ilimce benden üstün olduklarına inandığım için hocam diye hitap ediyorum tıpkı okulda ki hocalarıma benim gibi sıradan olduklarını bildiğim halde hocam demem gibi...
                          ve de eğer bu sitede bulunmasaydım işaret ettiğiniz gibi şiiliği Ayetullahlardan öğrenmek fikri aklıma gelmeyebilirdi burada tavsiye edilen kitaplardan istifade etme ihtimali oluşmayabilirdi
                          ve ben şuanda burada öğrenebileceğim kanısına vardığım için buradayım...
                          Dediğim gibi Rabbim sizin kalbinize aşkı koymuş Sabredip dua edin yüreğiniz ve imanınız sizi hakka götürecektir inş. Yeterki ilmi doğru yerde doğru kişilerde arayın.

                          Fiemanillah… Fiddareyn…
                          inşallah Rabbim hepimizi hak olan yola ulaştırır. müminin mümin kardeşi için yaptığı dualar daha makbul olurmuş sizde bu kardeşiniz için dua ediniz inşallah
                          Allaha emanet olunuz...

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: selamun aleykum

                            sayın Qumu aşk hocam bu konu altında ki son sorumu da sormak isterken bir yandanda verdiğiniz cevaplar için teşekkür etmek istiyorum diğer üye arkadaşlara da gösterdikleri ilgi, alâka ve tavsiyelerinden dolayı teşekkür ediyorum
                            [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22296.msg136641#msg136641 date=1323563606]

                            " ‘Said nursinin hayatına bakınca çok acılar çekmiş hapis ve sürgün hayatı yaşamış bir sepet eşyası var mış çok az yermiş hep ibadet ve tefekkürle meşgulmüş böyle biri nasıl olur da doğruyu bulamaz??? bir de birçok kerametini olduğu eserlerinde yazıyor sizce bu mümkün mü ???"

                            bu mümkün. insan çok takvalı olabiir. ve bu haldeyken bile cehennemlik olabilir. Takva davranışlardadır. oysa davranışların kabul olabilmesi doğruluklarına olduğu kadar, niyetlerine de bağlıdır. Bu yüzden İmam Ali a.s. samimi niyetle takvalı olmak diyor. Samimi olmanın büyük oranda ölçüsü ise velayete bağlı olmaktır ki o da imamet inancına sahip olup, bu inancın zamana olan takabüliyeti velayete bağlı olmaktan geçer. yani zamanın İmamı'nın temsilcisi olan alimlerin peşinden gitmek.

                            Bakın hint fakirleri var. bunlar dünyada ruhlarını eğitmek özgürleştirmek için bedenlerine eziyet ederler. az yer az içer az uyurlar, evlerde kalmazlar, yiyecek için çalışmazlar mal sahibi olmazlar. o kadar vücutlarına eziyet etmeleri gerekir ki bu yüzden düz yerde bile uyumazlar, ağaca çıkıp onun dalında rahatsız şekilde uyurlar. ve yaptıkları bu ekzersizler sayesinde Allah onlara acır ve ruhlarını özgürleştirir, onlara normal insanların yapamayacağı nitelikleri verir. örneğin bunlar insanın zihninden ne geçiyor bilebiliyorlar, elinde sakladığın bir şeyi doğru olarak tahmin ediyorlar, hakkında kötü düşünsen sana bir kötü bakmaları yetiyor, anında başına bir çok felaketler gelebiliyor v.s. Şimdi bunların doğru takvalı insanlar olduğunu keramet sahibiler diye Allah'ın sevdiği ve bizim itaat etmemiz saygı duymamız gereken kimseler olduğunu mu söyleyeceğiz? Hayır çünkü bunlar müslüman bile değil. ve çoğu budistler. istediklerini Allah'tan bile istemiyorlar. bunlar böyleyken müslüman olan ve vücudunu dünyanın lezzetlerinden uzak tutmuş insanlara Allah neden bir şeyleri vermesin. Ancak üstünlüğün ve itaat etmeyi gerektirmenin ölçüsü bunlar değildir. Velayete bağlı olmaktır. Bu ayet ve hadislerle sabittir.

                            [/quote]

                            Allah'ın hint fakirlerine acıyp onlara olağan üstü nitelikleri vermesi gibi takvalı(bura da takva yı sizin kullandığınız anlamda kullanmıyorum yani velayete bağlı olmayan sünni alimlerin takvasını kastediyorum öyleki bir alim ölümü hatırlayıp daha iyi kulluk yapmak için haftada bir geceyi evinin altında kazdığı çukurda geçiriyormuş,yahut islamın savunuculuğunu yaptıkları için türlü işkencelere sabredip isyan etmeyen sünni alimler... ) yaşayan bir müslümana acıyp (keramet dışında) ona hakkı göstermesi ve onu hidayete erdirmesi niçin olmamıştır ??

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: selamun aleykum

                              hidayet iki anlamlıdır.

                              a) Allah'ın doğruyu kula işaret etmesi ve göstermesi

                              b) Bizzat doğruya iletmesi ve o yola koymasıdır. Allah bu tür samimi ve çalışan insanların karşısına birinci anlamda mutlaka doğruları gösteriyor onlara hidayet ediyor. Örneğin tüm alimler okudukları kitaplarda bir şeylerin yanlış gittiğini, bir eksikliklerin olduğunu, Ehlibeyt diye önemli bir ayrı bilmediği makamın olduğunu bilir, görür düşünür. ancak çeşitli nedenlerle oraları fazla kurcalamamalıyım, bu kadar adam boşuna mı bu yola girmişler bunlar bilmiyorlar mı diyor. ve o eksik gördüğü (aslında o kişinin çabalarının ödülü olarak o kişiyi Allah'ın oraya hidayet etmesidir) kısmı fazla kurcalamadan üzerini örtüyor..

                              hidayet için çok yönde kriterler var bunları sadece Allah bilir biz bilmeyiz. örneğin layık olmak için samimiyetle ibadet etmek, ilme önem vermek, sorulardan korkmamak, zulme baş kaldırıp sessiz kalmamak, değişik fikirlere açık olmak ve daha onlarca kriter vardır. biz insanların bir yönünü görürüz, diğer yönler bizim için gayıptır, oysa Allah'a tüm yönle açıktır ve biz gördüğümüz o tek yön açısından değerlendirir, o kulun neden hidayete erdirilmediğini düşünürüz. Oysa hidayet şartları oluşmuş değildir. hele hele çok iyi bir yönünü görerek o kulun hidayeti hak ettiğini ve bu yüzden hidayete ermiş olduğunu düşünüp içinde bulunduğu hali hak kabul edersek bu nokta çok tehlikeli bir yerdir. Çünkü İmam Ali a.s. buyurmuştur ki: kişilere bakarak hakka ulaşmaya çalışmayın, hakkı tanıyın ona göre kişileri değerlendirebilirsiniz. hak kişilere göre belirenmez, kişiler hakka göre değerlendirilebilir.

                              hidayet için gerekli işaret tüm kitaplarda var ve tüm alimler bunları okuyorlar. ancak yukarda dediğimiz gibi üzerini kapatıyorlar. her nimetin bir külfeti olacağı gibi ilmin de bir külfeti vardır. İlim adamı ilim ahlakına uygun davranmalı hakkı sahibine vermelidir. bu yüzden en normal bir ilmi değer, kişinin ilmi kimden aldıysa onu zikrederek sahibini zikretmesidir. Bu yüzden hadiste rivayet senetleri doğmuştur. hadisçiler hadisi kimden aldıklarını belirtmişler bu sayede ilmin tahlili daha mümkün hale gelmiştir. İlmin gaypla insanlar arasındaki vasıtası Peygamber'den sonra Ehlibeyttir. Ehlibeytin ilmini alıp ondan istifade edip bunu zikretmemek nankörlüktür. böyleleri kıskanç kimselerdir. aldıkları ilmin sahiplerini zikrettiklerinde dinleyicilerinin kendisini bırakıp o kaynağa yöneleceklerinden çekinirler.

                              Said Nursi ilminin kaynaklarını belirtmemiş dipnot göstermemiştir. sünni alemde bir çok insanın ulaşamayacağı ve kendisinin de asla üretemeyeceği ilimleri bana yazdırıldı diyerek kaynaksız belirtmiştir.

                              ancak biz çok iyi biliyoruz ki bu ilimlerin bir çoğu aynısıyla yıllardır şiada kaynakları ve rivayet zinciriyle kesintisiz olarak belirtilmekte ve nakledilmektedir. örneğin cevşenül kebir duası bunlardan biridir. Said Nursi bu duayı kimden aldığını belirtmeksizin kitabında yazmıştır. Oysa İmamalarımızdan hangi kitaplara geçtiği zikredilerek şia kitaplarında aynı dua yazılıdır ve şiilerce belirli gecelerde cemaatçe samimi bir kalple okunmaktadır bir çok dua gibi..

                              insan çok yönlü varlık. her yönü mükemmel değil. bir yönü mükemmel iken diğeri yerlerde sürünüyor olabilir, Örneğin Ahmet Yesevi'nin zühd yönü çok güçlü olmasına rağmen zalimlere karşı tavrı hidayeti hak edecek derecede olmayabilir. biz o tek yöne bakarak onun hidayete ermesi gerektiğini belirtsek kendimizi yanıltmış oluruz.

                              ne için çile çektiklerini ancak Allah bilir, biz onun Allah için çektiğini düşünürüz ya da bize öyle gösterilir. bir çok dev insan aslında devleştirilmişlerdir kendileri büyük değildir. bir çok lider zalim iktidarlarca büyütülmüştür. hem de kendileri zamanında o zalimlerin düşmanları olduğu halde. Ebu Hanife zamanında zalim iktidara düşman olduğu söylenir ancak hanefiliğin görüşlerini kitaplaştıran ve onu kurumlaştıran Muhammed ve Ebu Yusuf Ebu Hanifenin reddettiği zalim Abbasi hükümdarlarının kadıları olmuşlar bununla kalmamışlar kadil kudatlığa kadar yüksemişlerdir. Aynı dönemde Ehlibeytin İmamları birer birer zindanda zehirleniyordu bunların iktidarlarınca ve büyük ihtimal bunların fetvalarıyla.. şimdi Ebu Yusufun hidayette olduğunu mu söyleyeceğiz ya da hidayeti hak ettikerini mi! Büyük olduklarını mı söyleyeceğiz yoksa iktidarlarca büyütüldüğünü mü? Zalim Abbasi hükümdarları Malik b. Enese Muvattanı yaz biz onu tüm İslam beldelerine zorunlu tutacağız demeleri neyi gösterir..

                              Yorum


                                #75
                                Ynt: selamun aleykum

                                hidayet konusu Allah'ın adalet sıfatıyla yakından ilgilidir. ve ancak bu ilişkiyi adaleti dinin temelleri olan usulü din maddesi sayan şia tam olarak ortaya koymaktadır. daha önceden ben bu konuda çok kafa yormuş biri olarak konuyu anlamazdım. Haşa Allah'ın adaletinde şüphe görürdüm.. Şia mükemmel olarak bu hidayet adalet ilişkisini ortaya koymakta.. Elhamdulillah

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X