Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

selamun aleykum

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: selamun aleykum

    [quote author=Sebzivar link=topic=22296.msg136634#msg136634 date=1323554591]
    Hoş geldiniz Şadiye kardeşim. Sitemizdeki çok muhterem hocalarımızın sizi çok net bir şekilde suallerinizle ilgili aydınlatacaklarından emin olabilirsiniz. Allah'a (cc) hamdolsun ki sizler gibi güzel insanları Ehl-i Beyt mektebine kazandırıyor. Ve tüm insanlık İslam+Şia ile necat bulacaktır. Vesselamunaleyküm.
    [/quote]
    aleykum selam hoşbulduk kardeşim.

    Yorum


      #17
      Ynt: selamun aleykum

      "ne tam şii ne tam Sünni’yim ikisi arasında bir yerdeyim"

      Edit Serkan A. ancak sahih bir ekolden duyulan en ufak bir şüphe oradan kayıp başka yerde olmak anlamına gelir.

      "ama namazlarımı şiilere göre kılmaya çalışıyorum."

      Allah kabul etsin. bu şiayı daha doğru gördüğünüzü gösteriyor.

      " Arkadaşım İran’da okuyor onun içi görüşemiyoruz hem söylemek hem sormak istediğim şeyler var bunları sizlerle paylaşmak istedim"

      arkadaşınızdan size dua etmesini isteyin.

      "Said Nursiyi önceden yani Şiiliği tanımadan önce çok alim biri olduğunu sanıyordum ama şimdi öyle düşünmüyorum, buna rağmen eserlerini okuyunca ve dünyada ki etkilerini görünce kafam karışıyor."

      eserleriyle ilgili bilgilerin yanlışlarını görseniz düşünceniz değişecektir. bunun için şiayı çok iyi tanımak zorundasınız. şiadan önce doğru ve harika görünen çoğu bilginin boş olduğunu görebilirsiniz.

      " ‘Said nursinin hayatına bakınca çok acılar çekmiş hapis ve sürgün hayatı yaşamış bir sepet eşyası var mış çok az yermiş hep ibadet ve tefekkürle meşgulmüş böyle biri nasıl olur da doğruyu bulamaz??? bir de birçok kerametini olduğu eserlerinde yazıyor sizce bu mümkün mü ???"

      bu mümkün. insan çok takvalı olabiir. ve bu haldeyken bile cehennemlik olabilir. Takva davranışlardadır. oysa davranışların kabul olabilmesi doğruluklarına olduğu kadar, niyetlerine de bağlıdır. Bu yüzden İmam Ali a.s. samimi niyetle takvalı olmak diyor. Samimi olmanın büyük oranda ölçüsü ise velayete bağlı olmaktır ki o da imamet inancına sahip olup, bu inancın zamana olan takabüliyeti velayete bağlı olmaktan geçer. yani zamanın İmamı'nın temsilcisi olan alimlerin peşinden gitmek.

      Bakın hint fakirleri var. bunlar dünyada ruhlarını eğitmek özgürleştirmek için bedenlerine eziyet ederler. az yer az içer az uyurlar, evlerde kalmazlar, yiyecek için çalışmazlar mal sahibi olmazlar. o kadar vücutlarına eziyet etmeleri gerekir ki bu yüzden düz yerde bile uyumazlar, ağaca çıkıp onun dalında rahatsız şekilde uyurlar. ve yaptıkları bu ekzersizler sayesinde Allah onlara acır ve ruhlarını özgürleştirir, onlara normal insanların yapamayacağı nitelikleri verir. örneğin bunlar insanın zihninden ne geçiyor bilebiliyorlar, elinde sakladığın bir şeyi doğru olarak tahmin ediyorlar, hakkında kötü düşünsen sana bir kötü bakmaları yetiyor, anında başına bir çok felaketler gelebiliyor v.s. Şimdi bunların doğru takvalı insanlar olduğunu keramet sahibiler diye Allah'ın sevdiği ve bizim itaat etmemiz saygı duymamız gereken kimseler olduğunu mu söyleyeceğiz? Hayır çünkü bunlar müslüman bile değil. ve çoğu budistler. istediklerini Allah'tan bile istemiyorlar. bunlar böyleyken müslüman olan ve vücudunu dünyanın lezzetlerinden uzak tutmuş insanlara Allah neden bir şeyleri vermesin. Ancak üstünlüğün ve itaat etmeyi gerektirmenin ölçüsü bunlar değildir. Velayete bağlı olmaktır. Bu ayet ve hadislerle sabittir.

      "Bazen onun hakkında söylenen bir çok şeyin belli bir amaç için birileri tarafından uydurulmuş olabileceğini düşünüyorum ama gerçeği Allah bilir. . ."

      uydurmalar da var, onun uydurdukları da var, ama gerçekler de var ve Said Nursi bir çok vasfa sahip bir insan.. Ancak velayete bağlı olmayıp tersine ona bağlı olanları küçümseyerek sapık ilan etmesi onu itaat edilmesi gereken insan konumundan düşürmüştür.

      "Bir de şu var nurcular çok tefekkür ediyor bu çok güzel bir şey baktıkları her şey de Allah’ı görmek için sürekli tefekkür halindeler düşününce bu Allah’ın da hoşuna gidecek bir şey olsa gerek Peki Allah bu kullarına neden doğruyu göstermiyor??? (inşallah bu cümlem yanlış anlaşılmaz yani Allah kendisini sürekli düşünen kullarına merhamet edip doğruya yöneltir diye düşünüyorum)"

      gösteriyor. eğer nurcular kütübü sitte denilen hadislere inanıyorlarsa, öylesine dediğiniz gibi tefekkür ehliyseler doğru yola giden delilleri o kitaplardan fazlasıyla görmeleri lazım. ama görmüyorlarsa? okuyorlar ama tefekkür etmiyor atalarından gördüklerini düşünmeden sorgulamadan devam ediyorlarsa? tefekkürü acaba sahih saydıkları tüm hadis kitaplarında geçen: benden sonra 12 halife gelecek bunlar dini koruyacaklar dediği hadis üzerinde yapsalar doğruyu bulmazlar mı? size iki emanet bırakıyorum Kur'an ve Ehibeyt hadisinin sünni kitaplarında olmasına rağmen, ..Kur'an sünnet hadisinin sünni kitaplarda olmaması üzerinde tefekkür ettiklerine inanıyor musunuz?

      Ali a.s. ile aişenin ve muaviyenin neden çarpıştığını tefekkür ediyorlar mı acaba? ...etmiyorlarsa işlerine gelen, çıkarlarını alışkanlıklarını bozmayacak, kolay yerlerde tefekkür ettikleri anlamına gelir ve bu da onların hidayete gelmelerini engeller doğal olarak. siz müşriklerin, Peygamberi reddedenlerin dinsiz ateist olduklarını mı sanıyorsunuz? hayır! Peygambere en çok düşman olanların başında hanifler (tek tanrı inancına sahip olup İbrahim a.s.'ın dinine göre yaşadığını söyleyenler) geldi. neden? içlerindeki kıskançlık yüzünden. onlar takvalı olarak bağlandıkları Allah'ın kendilerine peygamber seçeceğini dşünüyorlardı. ama olmadı. bu yüzden kıskandılar ve Muhammedi inkar ettiler. biliyorlardı ama kabul etmediler. görüyorlardı ama teslim olmadılar.

      Siz İmam Ali a.s.'ın katili lanetik ibn Mülcem'in çok namaz kılmaktan alnı ve dizlerinin nasır tuttuğunu gece sabahlara kadar Kur'an okuduğunu, ıraktan kabeye saygı gereği 16 kez yayan hacca gittiğini ve yalın ayak gittiğini biliyor muydunuz? ne takva değil mi! onlarda eksik olan velayettir.


      "Şiilerde tefekkürün boyutu nedir ??? "

      şiada olan tefekkür hiç bir yerde yoktur. itikadda taklit caiz değidir. yani tüm itikadi konuları insan aklıyla işleyip anlaması ve kendi bilgisi haline getirmesi, aklına yatmayan yerleri arayıp bulması ve aklıyla kabul edecek seviyeye gelmesi imanı için şarttır. ama nurcularda öyle değil, abi bir şey dedi mi akıl kenara bırakılır.. Allah'ın zatı hakkında düşünmek elbette güzeldir. ama onun gösterdiği yolda yürümedikten sonra onun bağlanın dediğine bağlanmadıktan sonra, onun düşmanlarını dost, dostlarını düşman bildikten sonra bu nasıl sevgi nasıl tefekkürdür?

      "ve sünni kaynaklarda geçtiği söylenen bir saat tefekkür bir yıllık ibadetten daha iyidir hadisi şii kaynaklarında var ı???"

      olduğunu sanıyorum ama tam bilgim yok.

      "Yine nurcularla ilgili bildiğim garip bir düşünceleri var o da şudur ki: barlaya gitmeyi neredeyse küçük umre gibi adlandırıyorlar "

      bu onların uydurduğu, dinde hiç bir yeri olmayan bir şeydir.

      "Bazı cemaatlere baktığımızda sünnete çok önem veriyorlar mesela mahmut efendi cemaati sünneti yaşamaya çalışan ilme önem vern bir cemaat bu da Allah’ın hoşuna gidecek bir özellik olsa gerek yani neden doğruyu(yani Şiiliği) göremiyorlar ???"

      sünnet kılla kıyafetle sınırlı değildir! Ebu Cehil de sakallı şalvarlı cübbeliydi. bakın mahmut hoca kaç suçtan zanlı olarak tutuklandı, her şey var..

      sünnet diye bidatlara sarılıyorlar, bir bidat onların tüm sünnet diye uyguladıklarını siler götürür. çünkü bidat çok etkili bir zehirdir. Eğer sünnete uysalardı Peygamberin sünnetini değiştirmeden getiren Ehibeyt imamlarına uyarlardı. şimdi bunlar sünnete şu diyorlar ötekiler hayır şu diyorlar. hangisi sünnet hangisi uyuyor? Sünnet diye aşure mi yemek lazım 10 muharremde yoksa İmam Hüseyne yas mı tutmak?

      namazda amin demek sünnet mi, el bağlamak sünnet mi? uydurdukları bidatlar değil müstehap anlamında sünnetleri, yüzlerce farzı ortadan kaldırıyor!.

      5 vakit namazın bir farzları var bir de sünnetleri diyorlar, farzı Allah emretmiş sünneti Peygamber, farzı Allah için kımalı, sünneti? Peygamberin şefaati için mi? Peygamber için namaz kılınır mı? sünneti, Kur'anda olmayıp Peygamberin yaptığı şey diye tanımlarsak, Peygamber örneğin öğle namazının farzını 4 rekat olarak kıldı. Şimdi öğlenin farzını 4 rekat kılmak sünnet mi farz mı? Farzsa Kur'an'da böyle bir emir yok! Sünnetse sünneti yapmayınca olur diyorlar değil mi? namazda sünneti terk etsen namaz bozulur mu? bozulmaz diyorlar. o halde onlara göre öğlenin farzını 4 rekat kılmasan da olması lazım.. gördüğünüz gibi sünnilerde sünnet kelimesinin daha anlamı bile doğru dürüst yapılmış, anlaşılmış değildir.

      "Merak ettiğim şeylerden biride şudur: sünniler de çok cemmat var hepsi içten içe en doğrunun kendileri olduğuna inanır ama hep şunu derler ‘ehli sünnet hak mezheptir buna bağlı olan tüm cemaatler doğrudur ancak her insan fıtratına uygun olanı seçer ‘."

      hayır hiç de öyle demiyorlar. daha doğrusu bu lafta kalıyor. gidin başka mezhebi seçtiğinizi söyleyin örneğin maliki oldum deyin ve onun fetvalarına göre namaz kılın bakalım ne diyecekler.. tekfir ederler.. değil başka mezhepten başka cemaatten olana saygı sevgi duyuyorlar mı! haksa o zaman neden o cemaatin yayınlarını okumazlar, zikirlerine sohbeterine katılmazlar, çocuklarını onların cemaat faaliyetlerine sokmazlar!!

      sonra birinin farz dediğine diğerinin haram dediği iki mezhebin ikisi birden nasıl hak olabilir? Allah'a göre abdesti kan ya bozar ya bozmaz, Allah şafilere farklı hanefilere farklı mı dedi! demedi de onlar çıkardıysa bu uyduruk bir hüküm şahsi bir görüş değil midir? şahsi görüşün dinde yeri nedir? Allah hangi ayet veya hadiste bu cemaat ya da mezheplere uyabilir onları taklit edebilirsiniz demiş? böyle bir izin var mı? yoksa hangi güvenceyle onlara uyulabilir? oysa Ehlibeyte uyulması gerektiğine dair emirleri hiç kimse inkar edebiliyor mu? edemiyorlarsa neden uymuyorlar, unutmuşlar Ehibeyti? bu samimiyet mi? ne idüğü belirsiz adam alim bilinecek ama Ehibeyt imamı tanınmayacak!


      "Şiilikte de bu tarz bir düşünce var mı? cemaatler var mı? adı cemaat değilse de birbirinden farklı düşünen guruplar vardır muhakkak bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz ??? "

      hayır şiada mezhep meşreb cemaat yoktur. dünyanın her yerinde şiiler aynı tip namaz kılar aynı tip giyinir, aynı helallere helal, aynı haramlara haram derler. hatta dünyanın iki ucundaki iki şiinin değil farzları, namaz dışındaki müstehap duaları bile birbirinin aynısıdır. Bunun şianın hak olması dışında bir açıklaması olabilir mi?

      2 kere 2 kaçtır? 4. Bunun tek doğru cevabı vardır: 4. yanlış cevabı sonsuzdur. şimdi siz 4 cevabına yanlış diyeceksiniz, kolaylık olsun diye buna her cevabı doğru sayacaksınız! bunun neresi akli ve mantıkidir? Allah'ın Peygamberi zamanında Allah çok mu gaddardı ki (haşa) kolaylık! olan mezhepleri görüş ayrılıklarını o zaman icad etmedi, Peygamber bunu düşünemedi de sonraki, doğru yolda olduklarına, ilim sahibi olduklarına dair hiç bir ayet hadis bulunmayanlar mı düşündü!. eğer kolaylıksa neden herkes için yok? abdesti kan da kadına dokunmak da bozmaz demek mi kolaylık yoksa, hanefilere şafilere farklı yasak koymak mı? Peki o zaman hanefiler için kolaylık yok ki? kadına dokunmak bozar diyen şafiler için de kolaylık yok zorluk var. Hem Allah zor mu indirdi denmek isteniyor? Allah zor indirdiyse kul kolaylaştırma yetkisine sahip mi? kul insanı Allah'tan mı kurtarıyor? Allah böyle demiş ama siz beni dinleyin diye! böyle din olur mu? Eğer Allah dediyse o zaman kul neden tüm müslümanları bu kolaylıktan yararlandırmıyor da sadece hanefi olanlar yararlanabilir diyor? yoksa ortalığı karambole getirirerek mi kolaylaştıracaklarını sanıyorlar!


      "Bir diğer mevzuu Sünnilerde ki her cemaatin güvendiği, sahih kabul ettiği hadis kaynakları farklı"

      yok temelde farklı değil. hepsi kütübü sitteye inandığını söylerler. ama bunların dışınca cemaatlere göre farklı ek kaynaklar olabiliyor sünnilerde.

      " Şiilik te hangi hadis kaynakları sahih kabul edilir ve tüm şiiler için aynı mıdır ?"

      kütübü erbaa vardır:

      1) El Kafi / müellifi: Ebu Câfer Muhammed İbnu Ya'kub İbni İshak el-Küleynî toplam 8 cild
      2) El İstibsar / müellifi: şeyh tusi toplam 4 cild
      3) Men Yanzurul Fakih / müellifi: bu Ca'fer es-Sadûk Muhammed İbnu Ali İbni Babaveyh el-Kummî toplam 4 cild
      4) Tehzîbu'l-Ahkâm fi şerhi'l-Mukni'a / müellifi: Şeyh Tusi toplam 10 cild

      bunlar şiilerde ortaktır. ancak şiiler sadece Kur'anı tam sahih sayarlar. bunun dışında eleştirmedikleri kitap yoktur.

      "Ve 12 imam ile 14 masum tabiri için şunu sormak istiyorum 12 imamı biliyorum da 14 masum ne oluyor yani 12 imam masumdur 14 masumun içinde bu 12 imamlar ve bilmediğim diğer 2 masumu ifade etmek için mi kullanılıyor eğer böyleyse diğer iki masum kimdir??"

      12 imam 14 masum farklı değildir. 12 imama ek olarak Peygamberimiz s.a.a ve Fatıma s.a. da masumdur. böylece 14 eder.

      "Ve son olarak sizden yaşadığım şehirde eğer şiilerin toplandığı sohbet verrdikleri yada ilim öğrendikleri bir mekan varsa böyle bir yere gitmek istiyorum yoksa kendimi çok cahil ve yalnıız hisssetmye devam ederim…"

      nerede yaşıyorsunuz?

      Yorum


        #18
        Ynt: selamun aleykum

        Allah razı olsun açıklamalar için hocam nazillide yaşıyorum
        hayır şiada mezhep meşreb cemaat yoktur.demişsiniz ancak ismiliyeler zeydiyeciler ne oluyor peki??

        Yorum


          #19
          Ynt: selamun aleykum

          Bence bu sohbeti munazara bölümünde yapmalısınız. İzniniz olursa bu konudaki bir kaç mesajı munazara bölümüne taşımak istiyorum Şadiye üstadım.

          Yorum


            #20
            Ynt: selamun aleykum

            bence çok güzel bir yazışma sürekliliği bozmama adına konuyu bölmeyelim yazışma bittikten sonra taşıma yapılabilir
            Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
            İmam Ali (a.s)

            Yorum


              #21
              Ynt: selamun aleykum

              [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136642#msg136642 date=1323564974]
              Allah razı olsun açıklamalar için hocam nazillide yaşıyorum
              hayır şiada mezhep meşreb cemaat yoktur.demişsiniz ancak ismiliyeler zeydiyeciler ne oluyor peki??
              [/quote]
              zeydilik ismaililik gulat alevilik hatta sünnilik, mutezililik hatta yahudilik hristiyanlık hatta putperestlik vs. tüm bunlar büyük duvarlarla ve hiç ortaklıkları olmayacak şekilde birbirinden ayrılmış ayrı dünyalar değildir. şia bu vasıflamamızın dışında değildir.
              hristiyanlıkla islamın ortak yönleri vardır, yahudilikle de. örneğin rahibelerin örtünüşü, yahudilerdeki peygamberler, bazı yahudi ve hristiyan mezheplerindeki namaz bizdeki gibidir. hristiyanlık kelimesinin çevirisi isevilik, alevilik kelimesinin çevirisi Aliyi sevmek ve ona bağlı olmak, şiilik ehlibeyt taraftarlığı, caferilik İmam Cafere bağlı olmak onun fetvalarına göre yaşamak gibi sözcük anlamlarına sahip.

              böyle olunca ortak yönler var tüm ekollerin birbirleriyle. ancak niye ayrılmışlar die sorulduğunda, sistemlerin benzer yönlerinin çok oluşu, ve bilgi kaynakları, değerleri ve işlenişi konusundaki ortaklıklar söz konusu olmasıdır.

              örneğin mutezile ile şianın aklı kullanma yöntemi hemen hemen aynı olması nedeniyle sünniliğe göre ortak noktalarının daha çok olmasına neden olmuştur.

              daha somut bir örnek verecek olursak, ağrı dağı yüksek bir dağdır ve küçük dağlara oranla daha uzaktan görülebilir. everest ona göre daha yüksektir o daha uzaktan görülebilir.

              şianın temel farklı itikat esas olan Ehlibeyt ve imamet inancı, sahih hak bir inanç olduğu için yüksek dağ misali uzaklardan görülebilmekte ve diğer ekollerce de kabul edilmektedir. Bu inancın ayırt edici vasfı nedeniyle diğer mezhepler de kendilerini Ehibeyte inanan anlamında şii olarak nitelemişlerdir. zeydiler, ismaililer, gulat hatta şafiler bile bunlardan sayılabilir. şafi demiş ki eğer ehlibeyti sevmek rafizilikse en büyük rafizi benim. ama o şia ilkelerine ve şiilere zeydiler kadar yakın olmadığı için şii olarak nitelenmemiştir. zamanın halifelerinin yanında meşruiyetini ararken, zeydilik, isyancı tutumuyla şiaya dha yakın görülmüş ve şiiler gibi dışlanmıştır, abbasiler tarafından. bu yüzden onlar da kendilerini şii olarak nitelemişlerdir.

              şia deyince 12 imam inancına sahip olan kimseyi kastederiz dünyada biz. ve bir imama inanmasa onu itikadı tam görmeyiz. çünkü düşünün bir adam bir ayeti inkar etse onu siz kendi itikadınızdan sayar mısınız? hayır. şia, deyince de biz şiiler bunu kastediyoruz. ki dünyada şii deyince 12 imam inancına mensup, caferiler imamiler akla gelir. caferi, imamiye, isna aşeriyye (12 imam şiası) hep aynı anlamdadır birbirinden hiç farkı yoktur, ne itikadi olarak ne ameli olarak. tüm şiiler tüm bu anlamları kendileri için kabul ederler kendilerini bukelimelerle isimlendirirler.

              ancak ismaililer, ve zeydiler 12 imama inanmazlar. imamet inançları şiaya benzemez. o yüzden biz onları kendimizden görmeyiz. zaten zeydiler fıkhi olarak şiaya değil hanefiliğe bağlıdırlar. oysa bir şiiye göre Ehlibeyt masumdur ehibeytin 12 imamının sözleri ayet gibi bağlayıcıdır. tutup da bunların fetvaları varken, Allah'ın hakkında hiç bir meşruiyet delili indirmediği hanefilik taklit edilemez. İsmaililerin ya da zeydilerin imamat inançları şiadan daha çok sünniliğe yakındır. onların şii olarak nitelenmesi, şia deyince akla gelen dünyada ezici nüfüsun kabulüyle değildir. şia alimlerinin ve masum imamlarının nitelemesiyle değildir. sünnilerin nasıl 12 imam itikadına mecbur görürsek onları da aynı şekilde bu itikada gelmelerini mecbur görürüz.

              şianın diğer tüm ekollerden ayrılan en önemli itikadı imamettir. yani Peygamberimiz s.a.a'ten sonra din 12 imam tarafından korunmakta, Peygabere şart olan itaat, her devirde o devrin imamına şart olmaktadır. insanlar zamanın imamına itaat zorundadırlar. İşte bu itikat gereği şia canlı insan ve bilgi merkezli olmuş olurlar. oysa diğer tüm ekoller, canlı masum bir lidere bağlanmak zorunluluğu görmezler. bu yüzden şia imamet inancına sahip olmayan tüm insanları sünni kategorisinde görür. her ne kadar yemendeki zeydilerin şii olarak nitelendiğini görüyorsak da, bu itikadi ve dinsel bir niteleme olmayıp siyasi bir nitelenmedir. yani zeydileri zalim sultanların kucağına atmama gayretiyledir. onları dışlamama amacıyladır. Yoksa onların da imamat inancına inamadıkları, ve bu inanca gelmelerinin şart olduğunu bilmektedir tüm şiiler..

              pazar olması nedeniyle nazillide bir şii vakıf var mı soramadım. sonra da unuturum. siz kevser yayınlarından sorabilirsiniz. teli: 212 5551666 ordaki alimlerimizden nazillide dernek ya da camimiz var mı şii sohbet grubu var ya da yakında neresi var öğrenebiirsiniz...

              Yorum


                #22
                Ynt: selamun aleykum

                Şadiye Bacım Hoş Gelmissiniz
                Allah sizlere bu dünya Ehlibeyt Sevgisini,

                Ahirette de Resullullah ve Cedd-i Resulullahın
                Şefaatine nail etsin inşaAllah
                Sizin vesilenizle de bizlere versin ve nail etsin inşaAllah
                Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

                Yorum


                  #23
                  Ynt: selamun aleykum

                  [quote author=Serkan A. link=topic=22296.msg136643#msg136643 date=1323585915]
                  Bence bu sohbeti munazara bölümünde yapmalısınız. İzniniz olursa bu konudaki bir kaç mesajı munazara bölümüne taşımak istiyorum Şadiye üstadım.
                  [/quote]
                  siz bilirsiniz hocam benim için farketmez başka sorularımda var eğer munazara kısmına alırsanız oradan devam ederim sormaya

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: selamun aleykum

                    [quote author=Alirezza link=topic=22296.msg136650#msg136650 date=1323610186]
                    Şadiye Bacım Hoş Gelmissiniz
                    Allah sizlere bu dünya Ehlibeyt Sevgisini,

                    Ahirette de Resullullah ve Cedd-i Resulullahın
                    Şefaatine nail etsin inşaAllah
                    Sizin vesilenizle de bizlere versin ve nail etsin inşaAllah



                    [/quote]

                    hoşbulduk amin inşallah Rabbim sizlere aileme ve bana Peygamber efendimiz sav in şefaatine nail eder ve ehli beyt sevgisini hakkıyla yüreğimizde taşımayı nasip eder...

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: selamun aleykum

                      Edit Serkan A. Biliyorsun ki LAİKRAHE FİDDİN ilahi bir düsturdur. Kimse iman noktasında mecbur edilemez. Mecburi cebri bir iman da kalbe yerleşmez.


                      İnsanlar başkalarının inançlarını mecburi olarak benimseyemezler. İmanda esas gönüllülüktür. Ehli sünneti şia inançlarını kabule zorlarsanız bu iman olmaz cebir olur.


                      12 İmamdan sonra geçen sürede şiayı ümmete sunma noktasında pek fazla yol aldığı söylenemez. Üstelik bu süreçte hiç bir zaman emevi ve abbasi baskıları kadar katı bir baskı ile de karşılaşılmamıştır. Aksine Büveyhiler, Fatimiler, Safeviler gibi şianın devlet olduğu süreçler bile yaşanmıştır.


                      Metodolojide hatalar olmasaydı, Mısırda bir devlete sahip olmuş şia nasıl oldu da kısa zamanda unutuldu gitti. Öyle inanıyoruz ki hak ve hakikatler insanların başına sopa gibi vurulduğu için, insanların kalplerine çiçek gibi sunulmadığı için böyle oldu.


                      Edit Serkan A.
                      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: selamun aleykum

                        >>ancak şiiler sadece Kur'anı tam sahih sayarlar. bunun dışında eleştirmedikleri kitap yoktur.
                        >>oysa bir şiiye göre Ehlibeyt masumdur ehibeytin 12 imamının sözleri ayet gibi bağlayıcıdır.
                        Qom’u Aşk hocam iki ayrı yorumunuzda yazdığınız bu iki cümle şöyle bir soru oluşturdu aklımda eğer Şiilikte ehlibeytin sözleri ayet gibi bağlayıcı ise ve kuran dışında eleştirilmedikleri kitap yok ise bu durumda ayet gibi bağlayıcı olan ehlibeytin sözlerinin yer aldığı kitapları da mı eleştirebiliyorsunuz eğer cevebınız evetse bu eleştirinin boyutu nedir??

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: selamun aleykum

                          Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre de itaat edin... nisa 59.

                          bu ayete göre itaat edilecek merci 3tür:
                          1- Allah
                          2- Peygamber
                          3- ulul emr.

                          Allah hatasızdır ve bu yüzden ona itaatte sınır olmaz. her dediğine itaat edilmesi şarttır. dini dünyevi konular diye onun emirleri ikiye ayrılmaz. bir tek emrine bile itaat etmemek haramdır. onun emirleri Kur'an'da ihtilafa yer kalmayacak şekilde vardır. Kur'an dışında da emirlerinin olduğuna inanılırsa (ki vardır) onlara da itaat şarttır. ancak onun emirlerinin Kur'an dışında olup olmadığı konusunda diğer kitaplara eleştiri yöneltilebilir. sadece Kur'an'a eleştiri yöneltilemez.

                          ayette etıy'ullahe diyerek Allah'a itaat edin deniyor. ve aynı kelimelerle Peygambere de itaat emrediliyor: etıy'ur resule.. şeklinde.

                          burdan çıkan anlam Allah'a itaat nasıl sınırsızsa peygambere itaat de aynı şekilde sınırsızdır. çünkü aynı kelimelerle itaat emrediliyor ve istisna konmamış. ve Kur'an'ın hiç bir ayetinde bu konuda Peygambere itaat şu konularda itaat etmeyebilirsiniz denmiyor, istisna konmuyor. Bu durumda Peygamberin de hata yapmaması şarttır. Eğer peygamber hata yapsa, o zaman Allah hata yapan bir Peygambere sınırsız itaati emretmekle, hatayı emretmiş olur ki Allah'ın kötü bir şeyi emretmesi düşünülemez.

                          ve Peygamberin her emrine itaat şarttır. Peygamberin emirleri ise hadis kitaplarında ve sonrasındaki insanların dillerinden alınan nakillerde bulunuyordu. onu görüp dinleyenler ölünce ise sonraki nesil bunu aktardı veya kitaplara geçirildi.

                          Eğer Peygambere sınırsız itaat şartsa, Allah'ın onun emirlerini de hiç bir tereddüde mahal olmayacak şekilde bize iletmesi şarttır. Allah'ın adalet ve hikmet sahibi olması bunu gerektirir. Ve Allah'ın bu şekilde bize Peygamberin emirlerinin gelişini hiç bir tereddüde mahal olmayacak şekilde gelişinin tedbirlerini aldığı sadece şiada izah edilen inanç ilkelerinde görmekteyiz. diğerlerine göre bidatlar sünnet yerine geçebilmekte, ve onlara sünnet diye uyulabilmektedir. Ancak şiada, kitap merkezli ve masum elinden uzak kontrolsüz bir sünnet inancı yoktur.

                          Şia her devirde bir masum imamın yaşayacağını, insanların kitap ya da alimler vasıtasıyla bu dine sokabileceği bidat ve hurafelerin bu masumlar kontrolüyle temizleneceğine inanır. Yaşayan imam olmasının hikmeti budur. değişik bir ifadeyle şiiler hadis kitaplarına uydurmalar karışsa bile bunları yaşayan masum eliyle işaret edileceğine bu yolla inançlarının korunacağına inanırlar.

                          Kur'an'a uydurma karışamayacağından bu eleştirilerin dışındadır. hadis kitaplarına uydurma karışabilir. ve zamanımızın yaşayan imamı Mehdi a.f., kendisine uyan müctehidlere bu karışan din dışı renkleri işaret eder ve bunların reddedilmesini sağlar. böylece şiiler Kur'an dışı tüm kaynakları masum eliyle kontrol etmiş ve eleştirmiş olurlar.

                          zaten bu ayetin üçüncü bölümüyle de açıklanmaktadır: ulul emre itaat edin.

                          Peygamber zamanında onun şahsına yapılması emredilen kayıtsız şartsız sınırsız itaat onun vefatından sonra kime yapılacak? işte şia bu konuda der: zamanın masum Ehlibeyt imamına. ve bu ayete göre Allah ve Resulüne emredilen sınırsız itaat ve onların hatasız oluşu, üçüncü otorite için de geçerli olmak zorundadır. Çünkü aynı kelimelerle ulul emre de itaat edin diye emredilmektedir. Ulul emr masum olmak zorundadır. Yoksa Allah zalim bir yöneticiye itaat emretmiş olur ki haşa bu da adaletli bir Allah inancıyla çelişir.

                          Şianın imamların söylediklerine ve ayetlere zıt olan hadis veya rivayetleri eleştirmeleri doğaldır mantıklıdır. o yüzden şia hiç bir zaman aklı dışlamamış, biz bunu anlamıyoruz ama bu rivayet sahihtir diye bir akıl tutulması yoluna girmemiştir. şia alimleri masum Ehlibeyt imamı Mehdi a.f.'ten aldıkları yardımlarla, her dönemde şii kitaplara ve toplumlara karışmış olan bidat ve hurafeleri temizleyebilmişlerdir. temel hadis kitaplarında da uydurmalar vardır ve sayıları az da olsa bu uydurmalara işaret edilmiştir. bu bilgilerin neden çıkarılmadığıysa bambaşka bir konudur.. Ancak sınır dediğimiz gibi şianın kesin olan inanç ve yaşam ilkeleriyle çelişme sınırıdır.bir rivayet Kur'an, Peygamber sözü ve Ehlibeyin masum İmamı'nın sözüyle çelişiyorsa o uydurma bilinir şiilerce..

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: selamun aleykum

                            [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22296.msg136662#msg136662 date=1323629191]

                            hadis kitaplarına uydurma karışabilir. ve zamanımızın yaşayan imamı Mehdi a.f., kendisine uyan müctehidlere bu karışan din dışı renkleri işaret eder ve bunların reddedilmesini sağlar. böylece şiiler Kur'an dışı tüm kaynakları masum eliyle kontrol etmiş ve eleştirmiş olurlar.
                            [/quote]

                            kardeş bu yazdıklarından insanın aklına şu soru geliyor

                            Madem müctehidler imam Mehdi a.f. İle irtibattalar uydurmaları hadis kitaplarından neden temizlemediler

                            [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22296.msg136662#msg136662 date=1323629191]

                            bu bilgilerin neden çıkarılmadığıysa bambaşka bir konudur..
                            [/quote]

                            Bu Bambaşka Konu Hakkında Bizi Bilgilendirsen İyi Olur


                            Tümü Büyük Harf ile Yazmak Yasaktır. Forum Kurallarına Lütfen Dikkat Edelim.

                            Serkan A.

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: selamun aleykum

                              bugün sitenin face sayfasında >>>http://velayet.wordpress.com/2011/02...nda-arastirma/<<<burada ki yazıyı okudum tamda sizin dediğiniz gibi
                              >>>temel hadis kitaplarında da uydurmalar vardır << olduğunu anladım ve bende abdullah kardeş gibi bu konuda bilgilendirmenizi istiyorum mesela sünniler için sahih kabul ettikleri hadis kitaplarında ki hiç bir hadisin uydurma olduğuna inanmaz şiilikte neden böyle değil oysa bence çok önemli bir mevzu çünkü mesela bir konu hakkında araştırma yapıyorum ve hadis kitabını elime alıp o konu ile ilgili hadisler bakıyorum ama uydurma olma ihtimali olduğu için delil olarak kullanamıyorum...
                              açıklamayı merakla bekliyorum...

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: selamun aleykum

                                [quote author=şadiye link=topic=22296.msg136596#msg136596 date=1323457998]
                                selamun aleykum ben geçen yıl üye olmuştum ancak şimdi aktif olarak takip etmeye çalışacağım siteyi.
                                sayın adminler kullanıcı adımı değiştirmek istiyorum nasıl yapılıyor uğraştım ama yapamadım yardımcı olursnız sevinirim selametle...
                                [/quote]

                                Ve aleyküm selam kardeşim. Hoş geldiniz. Gelişiniz hayırlara vesile olur inş.

                                Aklınız çok karışık ve kafanızda bir çok soru var. Naçizane size tavsiyem zihninizdeki bulanıklığı gidermek istiyorsanız, şia mezhebini doğru olarak bilmek istiyorsanız bunu en ehil kişilerden öğrenmelisiniz. Yoksa kafanız daha çok karışabiir.

                                Size bir link vereyim. Bu site Ayetullah Sistani'nin sorulara cevap verdiği bir sitedir.Aradığınız tüm sorulara burda yanıt bulabilirsiniz inş.

                                Takva sahipleri cehenneme girmez! Kuran'da takva sahiplerinin cennet ehli oldukları defalarca yazılırken takva sahiplerinin cehenneme girebileceklerine dair tek bir ayet yokken onların cehenneme girme ihtimalinin olduğunu söylemek Allah'ın vadine karşı gelmek demektir!

                                İkinci husus şia mezhebinde de taklid mercileri vardır. Tıpkı imam hanefi imam şafi gibi farklı müçtehidin farklı fetvaları vardır. Kim hangi müçtehide uymak isterse onu kendine fetva makamı olarak belirler. Şia'daki tek fark fetva makamının halıhazırda yaşayan bir müçtehid olması gerekir.

                                Yazılanları okuyunca bir çok hususda hatalı bilgilendirme ve (yine yine yine) saldırganlık görüyorum. Ehlibeyt mektebi sünni camiayı ve sünni alimleri karalamadanda fesih bir lisan ile anlatılabilir. Bu hezeyan dolu sayfaların bir parçası olmamak adına konuya müdahil olmak istemem.

                                Size tek tavsiyem verdiğim linkde soru sorma bölümü var istdiğiniz sorulara hızlı bir şekilde yanıt alacaksınız. Üstelik en üst düzeyde bilgi sahibi olan şahıs tarafından

                                http://www.sistani.org/index.php?p=746984&id=1698

                                Fi emanillah fiddareyn...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X