Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

    [quote author=miktat111 link=topic=17621.msg152019#msg152019 date=1337270756]
    hayır değilim ama şia şianın kardeşidir.
    [/quote]

    Biz Hattı İmam Humeyniye tabi her kardeşimiz için avukatıyız demekten utanmayız.
    Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
    Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

    Yorum


      Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

      [quote author=miktat111 link=topic=17621.msg152022#msg152022 date=1337270875]
      sözlerinden samimiyetsizlik akıyor bana kardeşim deme ve abin gibi kelimeleri kullanma demiştim değilmi..

      [/quote]

      Yine Hüküm verildi Allame-i Cihandan. Hani Şia Şia2nın kardeşi idi. Ne oldu şimdi bana KARDEŞ deme diyorsun ...

      Yorum


        Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

        [quote author=Mufazzal link=topic=17621.msg152024#msg152024 date=1337270934]
        Yine Hüküm verildi Allame-i Cihandan. Hani Şia Şia2nın kardeşi idi. Ne oldu şimdi bana KARDEŞ deme diyorsun ...
        [/quote]
        geyik muhabbetinizden ayrılmak zorundayım .
        En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:33.
        Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

        İmam Ali a.s

        Yorum


          Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

          ÖNCE
          [quote author=miktat111 link=topic=17621.msg152019#msg152019 date=1337270756]
          hayır değilim ama şia şianın kardeşidir. [/quote]
          2 DAKKA SONRA
          [quote author=miktat111 link=topic=17621.msg152022#msg152022 date=1337270875]
          bana kardeşim deme [/quote]

          Yorum


            Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

            şiilerde uydurmanın tehlikesi yok mu . hutbetul beyan uydurması ve ona inanan sözde şiiler ne olacak
            Tanrı "Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız," dedi. Yeremya 29:13

            Yorum


              Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

              Şiilerde uydurma sünnilerdeki uydurma gibi, gelenek haline dönüşmez, fiiliyata geçmez, uydurmalar yoluyla bidatlara sünnet diye tutunma olmaz. nedense teravih, amin konusunu söyledim var mı şiada böyle tüm şiilerin uyduğu bidata dönüşmüş müdür diye hiç ses çıkmadı.

              eğer şiilerde, uydurma hadislerin uydurma olduğu biliniyor ve uygulama alanı bulamıyorsa o zaman nasıl uydurma uydurmadır, şia ile sünniliğin ne farkı var demek, gaflettir, sünniliği tanımamazlıktır.

              kitabın içinde aynı kelimelerle ifadesini bulan zıtlıklara ben şii kitalarda rastlamadım. Örnek:

              süneni tirmizide Ebubekirin fazileti bölümünde hadise bakın:

              "Peygamber Ebubekirin kapısı hariç mescidi nebiye açılan tüm kapıları kapattı. Rivayet Aişe'den.

              aynı kitabın 50 sayfa kadar ilerisinde aynı hadise Ali a.s'ın fazileti bölümünde bakın:

              "Peygamber Alinin kapısı hariç mescidi nebiye açılan tüm kapıları kapattı. Rivayet İbn Abbas'tan.

              şimdi ben böyle bir çelişki ve uydurma şii kitaplarda rastlamadım.

              bu durumda: uydurma uydurmadır demek caiz midir? Bu kadar açık uydurma şii kitaplarda var mıdır? ben Usulü kafiyi baştan sona okudum ve bu gözle okudum. birbirine zıtlıklar var mı diye. Ve rastlamadım ya benim dikkatimden kaçtı ya ... ben şii kitaplarda uydurma yok demiyorum. Ama:

              1- Sünni kitaplardaki uydurmaların binde biri bile yoktur şii kitaplarda

              2- Sünni kitaplardaki uydurmalar, sünnilerin dini yaşantısını oluşturmuş uygulamaya geçmiş bidatlarla dolu bir din halini almıştır. Ancak şii kitaplardaki uydurmalar yaşam alanı bulamamıştır.

              İnanç konusunda ise şii kitaplardaki uydurmaların asla yaşam alanı bulması mümkün değildir. Çünkü inanç konusunda şia kadar akli olan başka ekol yok. Şia inanç konusunda taklidi caiz görmüyor.

              bu şu anlama gelir, çelişki uydurma varsa o akla yatmaz ve kesinlikle ona uyamazsın. çelişki varsa, şia kitaplarından inanç alanında gelen rivayetleri anlarken onu hemen ayırt edeceksin.

              Sünnilerde böyle mi? eğer bir kitapta yazmışsa o tamamdır, bir alim demişse tamamdır bizim aklımız oradaki inceliği/hikmeti seçmez, aklımız buna yetmez denmiyor mu? bu durumda uydurma uydurmadır nasıl denir. vahşi hayvan vahşi hayvandır aynı her köyde de var denir mi? vahşi hayvanı birisi koymuş demir kafese insanlar hayvanat bahçesi gibi güvenli bir ortamda onu seyrediyor, diğer köyde her yanı açık her gün ona kurbanlar sunuluyor, şimdi bu iki köyde de vahşi hayvan var farkı yok denir mi?

              ha sizin kastınız o değilse o zaman sözlerinizin ne anlama geldiğini bir düşünün. düşündünüz mü? siz şiayı biliyorsunuz ve uydurma hadislerin topluma yön vermediğini, Zamanın canlı, hayata müdahale eden Masum Ehlibeyt imamına bağlı müctehidler sayesinde yaşama girmediğini biliyorsunuz. Peki bu sitede, uydurma uydurmadır, şiada da sünnilikte de olsa aynıdır dediğinizde bunu okuyan sünniler/şiayı tanımayan sünniler sizin kastettiğinizi mi anlayacaklar? yoksa şunu mu:

              ben sünniyken, sünni kitaplardaki uydurma hadislerden dolayı Rabbimin dinini neden korumayıp uydurma hadislerle Peygambere iftira atılmasına, dininde doğru hükümlere aklın zorunlu gördüklerine neden ulaştırmadığını ve samimi insanları neden aydınlatmadığını düşünür durur ve bu durumdan incinirdim. İran İslam İnkılabı devrim yapmış ve zalimlerden yana olmayan bir yol tutmuş. dini zalimlerin hizmetine vermeyen bir tavır. Ve çok sevindim, demek dedim şiaya yön veren bilgi ve hadisler sağlam hakiki olarak Peygamberin sözleri. Ama duydum ki bir sohbette şianın da hadislerinde uydurmalar varmış. Hem şiayı ve iranı çok seven bir sünni hoca bunu öyle bir anlatıyor ki, şianın uydurmaları sünnilerinkinden daha çokmuş. çünkü sünniler hadislerin senetlerine cerh tadil tahkiki uygulamışlar ama şiilerde cerh tadil çalışması yapılmamış. bundan dolayı şiilerde daha çok varmış.. tüm hayalim yıkıldı. dedim Allah insanlara doğru yolu gösterecek bir huccet kılmamış. şiada canlı taklit hükümlerinin masum imamın olduğunu ve bu uydurmaların bu sistem içinde yaşama geçmediğini Zamanın İmamının, dini bu uydurma ve hurafelerden, bidatlardan korumakta olduğunu nerden bileyim...

              işte uydurma uydurma değildir.

              eğer şia içinde kastın bir avuç gulatlarsa kusura bakma onları şii olarak tanıtamazsın. bu durumda İmamlarımızın hadislerine sırt dönmüş olursun. şiada uydurmalar sünnilerdeki gibi değildir. o kadar çok değildir zararlı değildir. sistem buna izin vermez.

              Elhamdulillah...

              Yorum


                Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                Qumuaşk, kame, sırt dövme, sırttan kan çıkarma uydurma değil mi ve bunu milyonlarca şii yapmıyor mu üstelik şia ulemasının karşı çıkmasına rağmen.
                Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                Yorum


                  Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                  [quote author=Qom u aşk link=topic=17621.msg152041#msg152041 date=1337282214]
                  Şiilerde uydurma sünnilerdeki uydurma gibi, gelenek haline dönüşmez, fiiliyata geçmez, uydurmalar yoluyla bidatlara sünnet diye tutunma olmaz.[/quote]

                  Yanılıyorsunuz bu konuda.
                  Mesela, ezanda ve ikamette eşhedü enne aliyyen veliyullah ibaresini eklemek bidattır.

                  Yorum


                    Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDÝLMESÝ MÝ?

                    Bidat değil, müstahak ameldir.
                    O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

                    Yorum


                      Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDÝLMESÝ MÝ?

                      [quote author=Muhammed Taki link=topic=17621.msg152048#msg152048 date=1337286394]
                      Bidat değil, müstahak ameldir.
                      [/quote]

                      Hayya ala hayril amel ifadesini ezandan çıkarttı diye Hz.Ömer'i nasıl eleştirenler varsa, eşhedü enne aliyyen veliyullah ifadesinin de sonradan ezana eklendiğini bilmek gerekir. Hz.Ali zamanında böyle birşey yapılsaydı nasıl tepki gösterirdi tahmin etmek zor değil.

                      Yorum


                        Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                        Aliyyen veliyullah ezanın bi parcası değildir ve eğer parçasıymış niyetiyle söylenirse ezan batıl olur. Imamlarımız bunu muavuye sürekli hz.aliye sövmeyi adet haline getirdiği için bunu söylememizi tavsiye wttiler ezan yada kametin bi parçası değil yani.
                        O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

                        Yorum


                          Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                          Şiilerde milyonlarca insanın kame vurmasını ispatlamanız gerekir. yani milyonlarca insan... evet elbette tek tük vuranlar var. ama milyonlarca değil. bu bir. ikincisi bunun bidat olduğunu ispatlamanız gerekir... bidat diyenler kimlerdir? üçüncü bir konu, kame vuranlar bunu Allah ve Resulünün bir emri olarak mı yapıyorlar. biliyorsunuz ki bidatın kökeninde dinde var olan şeydir. Yani Allah'ın emrettiği, ancak, Peygamber s.a.a zamanında unutulduğu için ihdas edilmemiş amel olduğu varsayılır. Teravih namazında olduğu gibi. Kame vuranlar bunu dinin bir emri olarak yerine getirmiyorlar. Kame vurmanın niyetinde sevap kazanmak da yoktur. tek açıklaması, Ehlibeyte yapılan zulme karşı içinin yanmasıdır.. tıpkı babası ölmüş bir insanın ağlaması gibi. insan aşırı ağlasa bu duygusunu atması için elini yumruk yapar yere, duvara bağrına vurur. hatta kadınlar saçını başını yolar. bu her toplumda olan bir şeydir. kame de bu anlamda bir davranış olup dini bir davranış değildir. zaten kimse kusura bakmayın bu bağrı yanmasa, sevap diye bu davranışa kolay kolay dalamaz.. tehlikeli çünkü.

                          ezandaki Eşhedu enne aliyyen veliyyullah cümlesine gelince. Bu cümleyi şiilerin ezanda söyleme şekli bidat değildir.

                          1- Bu cümle Peygamber s.a.a.'in takriridir. Yani o Hazretin onayı. Çünkü bilal ezan okurken, eşhedu enne Muhammeden Resulullah dedikten sonra, Ebuzer, Ammar, Selman gibi Ali taraftarları Eşhedu enne Aliyyen veliyyullah cümlesini söylerlerdi. Peygamber s.a.a. bunu duyduğunda bunu kötü gösterecek bir davranışta bulunmadı. Bu tür davranışlara sünniler takriri sünnet derler. Gerçi bunu Bilal ezanda söylemiyordu diyebilirsiniz. Ancak biz de bu noktada, bu cümlenin Ezana Peygamber s.a.a. zamanında konmamasının sebebi, Peygamber s.a.a. zamanında Ali a.s. imam değildi. İmemeti henüz başlamamıştı. Şiada farzların keşfi Peygamber s.a.a. zamanından sonraki Masum İmamlarca da mümkün olduğundan, sonradan çıkan bir şeye bidat denmez. İmam Ali a.s.'ın imametinden itibaren bu cümleyi ezanda söylemeleri sünnettir demek istemiyoruz. ancak bunu söylemek bidattır denmez. Çünkü cümleyi hiç bir şii ezan okurken, Ezandan emredilen bir parça olarak okunmaz. Kur'an'da ve sünnette belirtilen Ali a.s.'ın velayetinin ilanı niyetiyle söylenir. Ezanın parçası olarak değil. Şii kitaplar, "bu cümle eğer Ezandan bir parça olarak söylenirse bidat olur ve ezanı batıl ettiği gibi söyleyeni de bu niyetle söylendiğini bilip de buna karşı çıkmayanı da günahkar yapar" der.

                          yazılarınıza hemen cevap verecek fırsatım olmuyor, gecikme için kusura bakmayın. çok yoğunum her zaman yazmam mümkün değil..

                          Mufazzal, hala o kaynağı bekliyorum.. Çünkü şiaya göre cahilin hatası bir, alimin hatası iki günah kazandırı. Alimin hatasının bir günahı da mektep hakkında yanlış düşünceye neden olduğudur.

                          bu yüzden bu kimse kimdir onu öğrenmek istiyorum... Bu hakkımdır. eğer velayet.comda biri bir iddiada bulunduysa bunun kaynağını göstermek zorundadır. biliyorsun ki aksi durumda iddiacıya iftiracı gözüyle bakıyoruz...
                          En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:33.

                          Yorum


                            Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                            alimin hatasi mümkünse ve ona bir de günah var ise, bu durumda "düsünmeden anlamak adina" bazi seyler nasil kabul edilir.... sasiyorum bu ikilemli cevaplarin cokluguna!



                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                              Siz, Size göre Haklısınız. Ve siz düşünceme göre meseleye taassup dolu baktığınız için anlamıyorsunuz. Ve size döne, döne dedim ki Şii görünümlü sözde İnsanlar bir Devleti ele geçirmiş olsalar, Fırsat bulsalar durum bu gün ki Suudi Yönetimden farksız olur mu? Azınlık dediğin Ahbariler bile Kerbela'da söz sahibi iken, Kerbela ve Civarını uydurma ve senedi zayıf itibarsız sözlerle inletiyordu. Buna Müdahale eden Ayetullah Behbehani oldu. Şimdi düşünün ki, Irak gibi karışık bir ortamın başında Alim bazında Ayetullah Sistani değilde, Şu Kuveytte Müminlerin Annesi Aişeye Küfürler eden, Ehl-i Sünnete Kafir diyen Sözde Şİİ Alimi olsaydı acaba durum ne olurdu? Kardeş Uydurma Uydurmadır derken neden anlamıyorsun. Sünnilerdeki Uydurma sisteme dökülmüş bir çoğu sünnetleşmiş. Şia'da ki Uydurma ise sistemleşmemiş ve Sünnete dökülmemiştir. Tek fark bu değil midir ki sözlerinizden bunu anlıyorum. E bu durumda zaten bende bunu demiyor muyum?

                              Mehmet Ufukalp'in "milyonlarca" diye beyan ederek Kılıç Kama meselesine katılmıyorum. Onlar Milyonlarcadır diyemeyiz. Yüzlerce, Binlerce denilirse belki makul olur ama Milyonlarca sözü biraz abartıdır. Nitekim Kama'nın vurulduğu yerler en çok Bahreyn, Pakistan, Afganistan, Irak, Erdebil vs.'dir. Ki bu durumda bile Müçtehitlerimiz bu durumdan menetmiştir Şii'leri. Uyan uyar. Uymayan Uymaz. Uymayanların büyük çoğunluğu, Müçtehitler menettiği için Müçtehidi kınar. Ve Uymayanların çoğunluğu diğer meselelere bu kadar hassas değildir. Ve Uymayanların Çoğunluğunun bağımlı olduğu şahıslar kesinlikle bunu ister. Ve yine şu çıkıyor ortaya...O Şahıs Devlet yönetse Şiiliğin durumu ne olur acaba?

                              Qum Abi! Benden isim isteme. İsim vermem. İsmi ısrarla neden istediğini çok iyi biliyorum. Ve ardından ne yapacağını da tahmin ediyorum. Niyet okumuyorum. Öyle düşünüyorum. Sen inanmayabilirsin. Unutma Şiilik Türkiyede, İstanbuldan, Sünniden dönüp Şii olanlardan, Yayın evlerinden ibaret değildir. Selam ve dua ile...

                              Yorum


                                Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?

                                [quote author=Qom u aşk link=topic=17621.msg152053#msg152053 date=1337288940]
                                1- Bu cümle Peygamber s.a.a.'in takriridir. Yani o Hazretin onayı. Çünkü bilal ezan okurken, eşhedu enne Muhammeden Resulullah dedikten sonra, Ebuzer, Ammar, Selman gibi Ali taraftarları Eşhedu enne Aliyyen veliyyullah cümlesini söylerlerdi. Peygamber s.a.a. bunu duyduğunda bunu kötü gösterecek bir davranışta bulunmadı. Bu tür davranışlara sünniler takriri sünnet derler. Gerçi bunu Bilal ezanda söylemiyordu diyebilirsiniz. Ancak biz de bu noktada, bu cümlenin Ezana Peygamber s.a.a. zamanında konmamasının sebebi, Peygamber s.a.a. zamanında Ali a.s. imam değildi. İmemeti henüz başlamamıştı. Şiada farzların keşfi Peygamber s.a.a. zamanından sonraki Masum İmamlarca da mümkün olduğundan, sonradan çıkan bir şeye bidat denmez. İmam Ali a.s.'ın imametinden itibaren bu cümleyi ezanda söylemeleri sünnettir demek istemiyoruz. ancak bunu söylemek bidattır denmez. Çünkü cümleyi hiç bir şii ezan okurken, Ezandan emredilen bir parça olarak okunmaz. Kur'an'da ve sünnette belirtilen Ali a.s.'ın velayetinin ilanı niyetiyle söylenir. Ezanın parçası olarak değil. Şii kitaplar, "bu cümle eğer Ezandan bir parça olarak söylenirse bidat olur ve ezanı batıl ettiği gibi söyleyeni de bu niyetle söylendiğini bilip de buna karşı çıkmayanı da günahkar yapar" der. [/quote]

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X