Ynt: İslamda Çok Eşlilik (4 Kadın) Haramdır Görüşü
Kardeşim ben de konuya dair bir sürü şey okuyorum. Yazan açık ayeti eleştiremem ama ya ayet açık değilse? Ya harekelerle ilgili bir durum varsa? ya sadece yetimlerle ilgili bir durum varsa? Ben bunları düşünmek zorundayım. öbür tarafta bana "neden bu kadınların rızası olmadan çok eş aldın, bu kadınlara zulmettin" diye sorulduğunda "ya kusura bakmayın ben ayeti yanlış anlamışım" diyemem herhalde.
Örneğin başka bir ayet var bir erkek için evlenemeyeceklerin açıklandığı. Orada bir erkek için evlenilemeyecek kadınlar sayılırken en sonda "iki kızkardeş" denmiyor "iki özdeş kadın" deniyor arapça orjinalde. iki özdeş kadın KUMA demektir. Bu çevirilere ve meallere iki kızkardeş olarak geçiyor hep. Ben bunları da değerlendirmek zorundayım. Bu konuda yazıcam ama diğer ayetin doğru düzgün açıklayanını bulamadım. Arapçam da yok ki size anlatayım.
http://www.velayet.com/index.php?topic=10969.0
Hareke mevzusunu açtım başka bir başlıkta. Lütfen bu konuyu hafife almayınız. Sizi bilmem ama ben Emevilerden her şeyi beklerim. Açtığım başlıkta geçen bir görüşte ehlibeytin elinde başka bir kuran olduğu ve bu Kuran'ının okunuş ve anlam farklıkları olduğu ve bu yüzden yakıldığı yazıyor. Bunu söyleyen İbni Kesir hem de. Bu konuda sizin de araştırmaya katılmanızı bekliyorum.
İstatistik mevzusunu ben açmadım siz açtınız.
Ben işin doğrusunu bilmediğimi ve cahil olduğumu söylüyorum zaten. İşin doğrusunu bilmiyorsam şüphede kalma hakkım da var. Ama Allahın bana kendi sonsuz adaletinden verdiği bir nebze de olsa adalet kırıntıları var ve bana adaletsiz gelen bir şeyi sorguluyorum. Allahın adaletini sorgulamıyorum, Allahın sözlerinin yanlış yorumlanıp yorumlanmadığını sorguluyorum. Allah akla mantığa vicdana aykırı bir emir vermez. Bu zaten harekeler sorunsuz olsa dahi bir emir değil bir serbestilik. işte bu serbestilik o zamanki belli bir şart için serbestilik olabilir. Bunu anlamaya çalışıyorum.
ilk verdiğim alıntı olan Hasan aKçayın görüşünü ben anladım. harekeleri bu şekliyle okuduğunuzda cümle kendisi ile çelişiyormuş. Siz çelişmiyor deseniz de Arapça bilen herkes cümlenin kendi içinde çeliştiğini anlam bozukluğu olduğunu söylüyor. Söylemeyenler de birebir çeviri yerine YORUM katıyorlar. Yorum katarak çelişkiyi kaldırıyorlar. 0 Yorumsuz hali şu şekilde imiş hasan akçaya göre "Kadınları ikişer, üçer, dörder eş alınca adaletsizlik (zulüm) edeceğinizden korkuyorsanız ellerinizin altındaki cariyelerle evlenin." cariyeler diyince de çok eşli olun denmiş oluyor kadınlar diyince de çok eşli denmiş oluyor. Çok eşlilikte adaletsizlikten korkuyorsanız çok eşli denmiş olabilir mi diyor hasan akçay. Bir hareke ile o ayetin çelişkisi gidiyor ve anlamı değişiyor. Ben arapça bilmediğim için tam kontrol yapamıyorum ama bu şekilde düşünen çok kişi var arapça bilenler arasında.
Sonuç olarak ben ayetin harekelerinin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü emin olamam, çünkü Arapça bilmiyorum. Bulduğum şeyleri paylaşıyorum ki siz itiraz edesiniz. Fakat sizinle zıtlaşmamızın sebebi bu değil. Siz adaleti komple yok edip ilk kadının rızasına gerek olmadığına, her zaman çok eşli olunabileceğine dem vurunca ben ona itiraz ettim.
Yani benim itirazım Kuranda çok eşlilik olmadığına dair değil, çünkü bu konuda ben emin değilim ki size delil getireyim.
İtirazım, Kuranda çok eşlilik olsa bile bunun bir istisnai durum olabileceği, istisnai bir durum olmasa bile MUTLAKA bazı şartlarla evdeki kadının rızası ile gerçekleşebileceğini düşünmemdir. Farkındaysanız gülistan hanımla hiç zıtlaşmadım çünkü o kadınlara bir araç değil toplumda bir birey olarak bakıyor. Siz veya mehmet kardeşim deseydiniz "kardeşim bu savaş vs. durumlarından dolayı gerekli bir durumdur, bazen hem bu hem de bazı diğer başka sebeplerden dolayı gerekebilir, gerektiğinde evdeki kadının ve evlenilecek kadının rızası ile böyle bir şey mümkün olabilir, Allah bunun iznini vermiş" deseydiniz size ne itirazım olabilirdi? Yazdığınız her şeyden faydalandım da. Örneğin ilk başta tamamen saçma geliyordu ama savaş meselesi ve Hz. Alinin çok eşlilik yapması benim kafamda sizin düşüncenize doğru bir kayma yaptı. Size itirazım tamamen farklı bir durumdan dolayıdır. Kadınları bir birey olarak görmemenizden dolayıdır. Kızım falancaya feda olsun demek için kızınızın sahibi olmanız lazım halbuki siz sadece kendinizin sahibisiniz. Kızınız da bir birey ve kendi aklı mantığı vicdanı kalbi var. Sizde olan her manevi şey onda da var. Siz ancak öğüt verebilirsiniz: "bak bu salih bir kul" gibi. Aynı şekilde karınız da bir birey. Kadının da manevi yönden ve Allahın nazarında sizden bir eksiği yok. Umarım şimdi anlayabilmişsinizdir beni. Her lafımda art niyet aramanızdan dolayı benim de canım sıkılıyor açıkçası.
Kardeşim ben de konuya dair bir sürü şey okuyorum. Yazan açık ayeti eleştiremem ama ya ayet açık değilse? Ya harekelerle ilgili bir durum varsa? ya sadece yetimlerle ilgili bir durum varsa? Ben bunları düşünmek zorundayım. öbür tarafta bana "neden bu kadınların rızası olmadan çok eş aldın, bu kadınlara zulmettin" diye sorulduğunda "ya kusura bakmayın ben ayeti yanlış anlamışım" diyemem herhalde.
Örneğin başka bir ayet var bir erkek için evlenemeyeceklerin açıklandığı. Orada bir erkek için evlenilemeyecek kadınlar sayılırken en sonda "iki kızkardeş" denmiyor "iki özdeş kadın" deniyor arapça orjinalde. iki özdeş kadın KUMA demektir. Bu çevirilere ve meallere iki kızkardeş olarak geçiyor hep. Ben bunları da değerlendirmek zorundayım. Bu konuda yazıcam ama diğer ayetin doğru düzgün açıklayanını bulamadım. Arapçam da yok ki size anlatayım.
http://www.velayet.com/index.php?topic=10969.0
Hareke mevzusunu açtım başka bir başlıkta. Lütfen bu konuyu hafife almayınız. Sizi bilmem ama ben Emevilerden her şeyi beklerim. Açtığım başlıkta geçen bir görüşte ehlibeytin elinde başka bir kuran olduğu ve bu Kuran'ının okunuş ve anlam farklıkları olduğu ve bu yüzden yakıldığı yazıyor. Bunu söyleyen İbni Kesir hem de. Bu konuda sizin de araştırmaya katılmanızı bekliyorum.
İstatistik mevzusunu ben açmadım siz açtınız.
Ben işin doğrusunu bilmediğimi ve cahil olduğumu söylüyorum zaten. İşin doğrusunu bilmiyorsam şüphede kalma hakkım da var. Ama Allahın bana kendi sonsuz adaletinden verdiği bir nebze de olsa adalet kırıntıları var ve bana adaletsiz gelen bir şeyi sorguluyorum. Allahın adaletini sorgulamıyorum, Allahın sözlerinin yanlış yorumlanıp yorumlanmadığını sorguluyorum. Allah akla mantığa vicdana aykırı bir emir vermez. Bu zaten harekeler sorunsuz olsa dahi bir emir değil bir serbestilik. işte bu serbestilik o zamanki belli bir şart için serbestilik olabilir. Bunu anlamaya çalışıyorum.
ilk verdiğim alıntı olan Hasan aKçayın görüşünü ben anladım. harekeleri bu şekliyle okuduğunuzda cümle kendisi ile çelişiyormuş. Siz çelişmiyor deseniz de Arapça bilen herkes cümlenin kendi içinde çeliştiğini anlam bozukluğu olduğunu söylüyor. Söylemeyenler de birebir çeviri yerine YORUM katıyorlar. Yorum katarak çelişkiyi kaldırıyorlar. 0 Yorumsuz hali şu şekilde imiş hasan akçaya göre "Kadınları ikişer, üçer, dörder eş alınca adaletsizlik (zulüm) edeceğinizden korkuyorsanız ellerinizin altındaki cariyelerle evlenin." cariyeler diyince de çok eşli olun denmiş oluyor kadınlar diyince de çok eşli denmiş oluyor. Çok eşlilikte adaletsizlikten korkuyorsanız çok eşli denmiş olabilir mi diyor hasan akçay. Bir hareke ile o ayetin çelişkisi gidiyor ve anlamı değişiyor. Ben arapça bilmediğim için tam kontrol yapamıyorum ama bu şekilde düşünen çok kişi var arapça bilenler arasında.
Sonuç olarak ben ayetin harekelerinin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü emin olamam, çünkü Arapça bilmiyorum. Bulduğum şeyleri paylaşıyorum ki siz itiraz edesiniz. Fakat sizinle zıtlaşmamızın sebebi bu değil. Siz adaleti komple yok edip ilk kadının rızasına gerek olmadığına, her zaman çok eşli olunabileceğine dem vurunca ben ona itiraz ettim.
Yani benim itirazım Kuranda çok eşlilik olmadığına dair değil, çünkü bu konuda ben emin değilim ki size delil getireyim.
İtirazım, Kuranda çok eşlilik olsa bile bunun bir istisnai durum olabileceği, istisnai bir durum olmasa bile MUTLAKA bazı şartlarla evdeki kadının rızası ile gerçekleşebileceğini düşünmemdir. Farkındaysanız gülistan hanımla hiç zıtlaşmadım çünkü o kadınlara bir araç değil toplumda bir birey olarak bakıyor. Siz veya mehmet kardeşim deseydiniz "kardeşim bu savaş vs. durumlarından dolayı gerekli bir durumdur, bazen hem bu hem de bazı diğer başka sebeplerden dolayı gerekebilir, gerektiğinde evdeki kadının ve evlenilecek kadının rızası ile böyle bir şey mümkün olabilir, Allah bunun iznini vermiş" deseydiniz size ne itirazım olabilirdi? Yazdığınız her şeyden faydalandım da. Örneğin ilk başta tamamen saçma geliyordu ama savaş meselesi ve Hz. Alinin çok eşlilik yapması benim kafamda sizin düşüncenize doğru bir kayma yaptı. Size itirazım tamamen farklı bir durumdan dolayıdır. Kadınları bir birey olarak görmemenizden dolayıdır. Kızım falancaya feda olsun demek için kızınızın sahibi olmanız lazım halbuki siz sadece kendinizin sahibisiniz. Kızınız da bir birey ve kendi aklı mantığı vicdanı kalbi var. Sizde olan her manevi şey onda da var. Siz ancak öğüt verebilirsiniz: "bak bu salih bir kul" gibi. Aynı şekilde karınız da bir birey. Kadının da manevi yönden ve Allahın nazarında sizden bir eksiği yok. Umarım şimdi anlayabilmişsinizdir beni. Her lafımda art niyet aramanızdan dolayı benim de canım sıkılıyor açıkçası.
Yorum