Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #91
    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

    SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

    Muhammed Taki el-Meclisi kimdir? Şia tarafından muteber kabul edilir mi?
    Muhammed Taki el-Meclisi birinci Meclisi olarakta bilinen şianın önemli muhaddis ve fakihlerinden biri ayrıca taklidi mercidir ve meşhur bihar-ul Envarın yazarı Molla Meclisi'nin babasıdır. Şia tarafından müteber kabul edilir her dediği mutlak doğru diye inanmaz ama müteber kabul edilen büyük alimlerden biridir.

    - Kuleyni Allah tarafından nerede nasıl teyid edilmiştir. Allah tarafından seçilmiş birisimidir Kuleyni?
    Bu soruyu sormandaki sebep getirdiğin Muhammed Taki el-Meclisi'nin sözü sen bu sözü şu şekilde yazmışsın.


    “Muhammed Taki el-Meclisi sunları söyler :[/color]
    Dogrusu bizim zehabın âlimleri arasında onun gibi birisi yoktu. Onun aktardıgı rivayetleri inceleyen, kitaplarının bilgi tertibini irdeleyen herkes bilir ki, o, Allah tarafından teyid edilmis biridir. (Usul-u Kâfi/Önsöz sayfa III.)
    Kardeş sen bunları ana kitaptan mı yazıyorsun yoksa falanca filanca site/lerden mi? Bende Dadrul Hikem yayınlarından çıkan 2008 tarihli baskıda böyle bir şey yazmıyor. Al-i Taha yayıncılıktan çıkan 1. Baskıda ise biraz farklıdır. Şöyle ki
    5- Muhammed Taki Meclisi ise; “Hak şu ki Şia alimleri arasında Kuleyni gibisi daha gelmemiştir. Kim onun kitabındaki rivayetlerin tertib ve düzenine dikkat ederse Allah Teala tarafından deyid edildiğini anlar. Demiştir. ( Menlayahzuruhu’l-Fakih’in şerhi s.267 Bu rivayetin geçtiği kitabtan alıntı yapılmıştır. Usul-u Kafi cild 1 sayfa 58)

    Dikkat et Allamenin dediklerine Allame buyuruyor ki Kitabtaki rivayetlerin tertib ve düzeni Allah tarafından teyit edilmiştir. Kitabın içindeki rivayetler değil.
    Peki Allame bunu nerden biliyor Allah’tan vahiy veya ilham mı aldı?
    Bunun için vahiy veya ilham almaya gerek yoktur. Allah’ın çizmiş olduğu belirli kurallar vardır. Ve Rahman buyurmuyor mu bunlara uyandan razıyım yani benim razı olduğum fiilleri yaptığından dolayı kul ondan razıyım. Bunda hem fikiriz sanırım. Allame kendi ilmi çerçevesinde anlamış olduğu Allah’ın çizmiş olduğu sınırlar kurallar çerçevesinde Usul el-Kafi’deki tertib ve düzenin bu kural ve sınırları aşmadığını uyumlu olduğuna kanaat getirmiş ve bundan dolayı Allah bu yapılan işten düzenden razıdır razı olması hesabıyla teyit etmiştir.
    Şöyle örnek vereyim bir öğretmen düşün meb çizmiş olduğu belirli kurallar vardır. Öğretmen o kurallara uyduğu sürece öğretmenin görev dahilinde yapmış olduğu işlemler meb tarafından teyid edilmiyormu? Biz gidip MEB lığına sen falanca filanca zatın teyit ediyormusun diye sormayız veya MEB demez ben şu şu şu öğretmenleri teyit ediyorum şu şu şu öğretmenleri teyit etmiyorum. Aksi MEB der ki benim çizdiğim kurallar var bunara uyanı teyit ediyorum uymayanları ise teyit etmiyorum.

    - Kuleyninin mehdi ile irtibatı varmıdır?
    Bilmem Kuleyniye sormak gerek irtibatın var mı yok mu? İmam Mehdi ile irtibatı olan zat kolay kolay irtibatım var demez haya eder açıklamaktan. Şia alimleri arasında İmam ile irtibatı olanlar vardır.

    - eğer bu eser mehdi as tarafından kafi görüldü ise diğer tüm hadis vs kitapları yakıp atmak gerekmez mi?
    Bu rivayetin sıhahlık derecesini bilmiyorum inş ben bunun araştırmasını yapacam sonra buraya yazarım.
    Faraza böyle bir rivayet var ve sahihtir. İmam bu size kafidir demiş diğer kitabların gereksiz olduğunu söylediği anlamına gelmez. Bu şu anlama gelir bu kitab sizin usul ve fıkhi konularda size kafi gelecek bir kitabtır.

    Dediğim gibi ben bu rivayeti araştırayım inş.
    EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

    Yorum


      #92
      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

      Bilmem Kuleyniye sormak gerek irtibatın var mı yok mu? İmam Mehdi ile irtibatı olan zat kolay kolay irtibatım var demez haya eder açıklamaktan. Şia alimleri arasında İmam ile irtibatı olanlar vardır.
      Tartışma değil de öğrenme arzusu içinde sormak istiyorum. Gaybeti Kübradan sonra İmam Mehdi ile irtibatlı olduğunu söyleyenlerin yalan söylediklerine dair bu sitede beyanlar vardır. Hangisi doğru.

      Bilinmektedir ki, bu gün şia adına fikir beyan eden taklit mercileri bile tümüyle aynı şekilde düşünmemektedirler. Emevi ve Abbasilerin yaptıkları tahribatı bir kenara bırakırsak ehli sünnet alimlerinin islam fıkhı adına ortaya koydukları bir islam fıkıh kültürü vardır. Ve bir şekilde bu gün bir milyarı aşkın sünni müslüman bu fıkıhla amel etmektedirler. Ömründe ümeyye oğullarını duymamış nice insan bu fıkıhla amel etmekte Allaha kulluk yapmaktadır.
      Ehli Sünnetin toptan reddi o insanları islamın dışında görme gibi tavırlar şiaya uygun mudur? Sadece soruyorum.
      Şia da TEVHİD, NÜBÜVVET, MEAD müslüman olmak için yeterli değil midir?
      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

      Yorum


        #93
        Ynt: İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'deki çelişkiler)

        SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

        Gördüğünü iddia edene sorarasınız gördümü görmedmi?

        Şahsi olarak ben bazı alimlerin İmamla görüştüklerine inanıyorum bu inanç beni bağlar ne şiayı nede başkasını.

        Şia müslüman olmak için hem itikadi hemde fikhi meseleleri kabul etmek mecburiyetindedir. Gerek itikadi gerese fıkhi herhangi bir şartı red eden şia inancına göre şii müslüman değildir.

        İtikadi konular sadece TEVHİD NÜBÜVET VE MEAD değildir. Kişi eğer ben şiiyim diyorsa itikadı olarak TEVHİD ADALET NÜBÜVET İMAMET VE MEAD'E iman edip kabul etmek zorundadıdr. Herhangi birini red etmesi onu şii müslüman olmaktan çıkarır. Fur-u konulara gelince tatbik edip etmesi olayından öte fıkhi meseelelerin her hangi bir hükmünü red eden fıkhen dinden çıkar (şia müslümanlıktan) ama derse evet ben bu hükümleri kabul ediyorum ama nefsime hakim olamıyorum bundan dolayı yapamıyorum yada yapmak istemiyorum o şahıs fikhen dinden çıkmaz günahkar veya fasık olur.

        Ehli-sünneten olan biri şianın kabul ettiği itikadi ve fıkhi mevzuları kabul etmemesi durumunda dinden çıkarmı şia mücdehitlerine göre hayır.
        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

        Yorum


          #94
          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

          Şii müslüman nasıl olunuru sormuyorum. Şiaya göre Tevhide, Nübüvvete ve Meada inanan bir kişi Müslüman mıdır? Değil midir. Şii midir, değil midir diye sormuyorum?
          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

          Yorum


            #95
            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

            Kardeş sen bunları ana kitaptan mı yazıyorsun yoksa falanca filanca site/lerden mi? Bende Dadrul Hikem yayınlarından çıkan 2008 tarihli baskıda böyle bir şey yazmıyor. Al-i Taha yayıncılıktan çıkan 1. Baskıda ise biraz farklıdır. Şöyle ki
            5- Muhammed Taki Meclisi ise; “Hak şu ki Şia alimleri arasında Kuleyni gibisi daha gelmemiştir. Kim onun kitabındaki rivayetlerin tertib ve düzenine dikkat ederse Allah Teala tarafından deyid edildiğini anlar. Demiştir. ( Menlayahzuruhu’l-Fakih’in şerhi s.267 Bu rivayetin geçtiği kitabtan alıntı yapılmıştır. Usul-u Kafi cild 1 sayfa 58)

            Dikkat et Allamenin dediklerine Allame buyuruyor ki Kitabtaki rivayetlerin tertib ve düzeni Allah tarafından teyit edilmiştir. Kitabın içindeki rivayetler değil.
            Peki Allame bunu nerden biliyor Allah’tan vahiy veya ilham mı aldı?
            Bunun için vahiy veya ilham almaya gerek yoktur. Allah’ın çizmiş olduğu belirli kurallar vardır. Ve Rahman buyurmuyor mu bunlara uyandan razıyım yani benim razı olduğum fiilleri yaptığından dolayı kul ondan razıyım. Bunda hem fikiriz sanırım. Allame kendi ilmi çerçevesinde anlamış olduğu Allah’ın çizmiş olduğu sınırlar kurallar çerçevesinde Usul el-Kafi’deki tertib ve düzenin bu kural ve sınırları aşmadığını uyumlu olduğuna kanaat getirmiş ve bundan dolayı Allah bu yapılan işten düzenden razıdır razı olması hesabıyla teyit etmiştir.
            Şöyle örnek vereyim bir öğretmen düşün meb çizmiş olduğu belirli kurallar vardır. Öğretmen o kurallara uyduğu sürece öğretmenin görev dahilinde yapmış olduğu işlemler meb tarafından teyid edilmiyormu? Biz gidip MEB lığına sen falanca filanca zatın teyit ediyormusun diye sormayız veya MEB demez ben şu şu şu öğretmenleri teyit ediyorum şu şu şu öğretmenleri teyit etmiyorum. Aksi MEB der ki benim çizdiğim kurallar var bunara uyanı teyit ediyorum uymayanları ise teyit etmiyorum.
            benim alıntıladığım yer el kafinin türkçeye çevrilmiş birinci cildinin önsözü.orjinali değil yani.

            Allah bi kitabın tertib ve düzenini niye teyid etsinki? bizim için kitabın içeriğimi önemli yoksa düzeni mi? kitabın içeriği sakat olsa ama tertibi düzeni çok iyi olsa o kitabın muteber bi eser olduğunu söyleyebilirmiyiz?

            MEB'in teyid etmesi ile Allah'ın teyid etmesini kıyaslamanızıda yadırgadım. bu kıyas sonucu herkes kafasına göre yazdığı eserlerin allahın çizdiği kurallar çerçevesinde olduğunu öne sürerek allah tarafından teyidli (onaylı) olarak sunar ki bu da hiçbir kitabın eleştirilmemesi, dokunulmazlığı anlamına gelir. öyle ya allah tarafından teyidli bir kitabı kim eleştirmeye cüret edebilir? oysa ki Allahın teyidi sözkonusu ise bu ancak vahy ile olur ve açıkca ya kitabda ya da resulün sözlerinde ifade edilir. o yüzden Allah tarafından teyidli olan bir tek kitab vardır o da kuranı kerimdir.

            İmam ile irtibatı olan bir alim bunu söylemekten neden çekinsin ki? ben böyle bi irtibata inanmıyorum fakat olaya sizin açınızdan baktığımda eğer böyle bir irtibat var ise alim bunu ifade etmek ve kişileri uyarmakla bilgilendirmekle bildiğini saklamamakla mükelleftir. Allah ile irtibatı olan peygamberler bu irtibatı gizlemeyip açıklamaktan haya etmiyolarda kuleynimi mehdi ile olan irtibatından haya edinip bunu açıklamaktan kaçınacak?

            Yorum


              #96
              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

              [quote author=Mehmet UFUKALP link=topic=8366.msg55117#msg55117 date=1254226150]
              Şii müslüman nasıl olunuru sormuyorum. Şiaya göre Tevhide, Nübüvvete ve Meada inanan bir kişi Müslüman mıdır? Değil midir. Şii midir, değil midir diye sormuyorum?
              [/quote]

              SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

              Bu konuya burda vereceğim son cevaptır. Kardeş itikadi olarak şianın belirli inançları var bunları kabul eden müslümandır 3 tanesini kabul edip diğerlerini red eden müslüman değildir. Ki ehli-sünnette de aynı itikadi konulardan bazılarını kabul edip bazıları red eden islam dairesi içinde değildir.

              Eğer başka sorularınız var ise başka başlık açar orda sorarsınız.
              EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

              Yorum


                #97
                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                benim alıntıladığım yer el kafinin türkçeye çevrilmiş birinci cildinin önsözü.orjinali değil yani.
                Benim kast ettiğim bu değildi sen kitabtan mı yazıyorsun yoksa sitelerden mi kopyalıyorsun? Sanırım ben yanlış sordum önceki sorumda kusura bakma. Bendeki arapça baskısına bakmadım daha orda yazıyormı yazmıyormu? Yazsa bile bu kitabı telif edenlerin sözleridir yazar bunlardan dolayı yargılanamaz zaten. Nasıl ki Buhari kendi hadis mecmuasına sahih demediği sonradan öğrencileri ve şerh edenler bunu iddia etmişlerdir.

                Allah bi kitabın tertib ve düzenini niye teyid etsinki? bizim için kitabın içeriğimi önemli yoksa düzeni mi? kitabın içeriği sakat olsa ama tertibi düzeni çok iyi olsa o kitabın muteber bi eser olduğunu söyleyebilirmiyiz?
                İçi önemli olduğu kadar düzenide önemlidir. Kitabın içeriğinin Allah tarafından teyid edildiğini Allame beyan etmiyor. Allame kitabın müteberden kastın eğer içindeki tüm hadislerin mutlak sahih olduğu ise hayır ama muhaddisler için her ne kadar içinde sağlam olmayan rivayetler varsa bile diğer hadis mecmualarına nazaran evet daha müteberdir.

                MEB'in teyid etmesi ile Allah'ın teyid etmesini kıyaslamanızıda yadırgadım. bu kıyas sonucu herkes kafasına göre yazdığı eserlerin allahın çizdiği kurallar çerçevesinde olduğunu öne sürerek allah tarafından teyidli (onaylı) olarak sunar ki bu da hiçbir kitabın eleştirilmemesi, dokunulmazlığı anlamına gelir. öyle ya allah tarafından teyidli bir kitabı kim eleştirmeye cüret edebilir? oysa ki Allahın teyidi sözkonusu ise bu ancak vahy ile olur ve açıkca ya kitabda ya da resulün sözlerinde ifade edilir. o yüzden Allah tarafından teyidli olan bir tek kitab vardır o da kuranı kerimdir.
                Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için örnek verdim. Tekrar ediyorum Allamenin bu kendi ilmi çerçevesinde bir görüşüdür buna katılmak mecburimi değil ben şahsi olarak çıkar derim Allamenin bu görüşüne katılmıyorum şu şu şu nedenlerden dolayı bundan dolayı kimse beni yargılamaz. Buda benim kendi görüşüm derim. Allame bir muhaddistir kendi kriterlerine göre bu görüşe varmıştır eleştiirlemez mi eleştirilir.
                Allame Usul el-Kafi’nin eleştiriliemeyeceği söylemez ki buna dair bir sözü yok kendisi ahbari değil usulidir diye biliyorum.
                İmam ile irtibatı olan bir alim bunu söylemekten neden çekinsin ki? ben böyle bi irtibata inanmıyorum fakat olaya sizin açınızdan baktığımda eğer böyle bir irtibat var ise alim bunu ifade etmek ve kişileri uyarmakla bilgilendirmekle bildiğini saklamamakla mükelleftir. Allah ile irtibatı olan peygamberler bu irtibatı gizlemeyip açıklamaktan haya etmiyolarda kuleynimi mehdi ile olan irtibatından haya edinip bunu açıklamaktan kaçınacak?
                Eğer İmam halkı ilgilendiren bir konuda beyanatı var ise zaten irtibatta olan şahıs bunu açıklar ama halkı ilgilendirmeyen konularda irtibatı var ise açıklamaz.

                Kuleyni’nin böyle bir iddiası var mı yok mu araştırmak gerek. Benim bildiğim bunu iddia eden Kuleyni değil el-Kafi’ye şerh yazan alimlerdir. Genede emin değilim araştırmam gerek.
                EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                Yorum


                  #98
                  Ynt: İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'deki çelişki yoktur)

                  [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg55215#msg55215 date=1254260082]
                  Tekrar ediyorum Allamenin bu kendi ilmi çerçevesinde bir görüşüdür buna katılmak mecburimi değil ben şahsi olarak çıkar derim Allamenin bu görüşüne katılmıyorum şu şu şu nedenlerden dolayı bundan dolayı kimse beni yargılamaz. Buda benim kendi görüşüm derim. Allame bir muhaddistir kendi kriterlerine göre bu görüşe varmıştır eleştiirlemez mi eleştirilir.
                  [/quote]

                  Bu sözünüz benim için bu konunun kapanması açısından yeterlidir. ama eğer siz bu başlık (önsöz konusu) için başka açıklamalarda bulunmak isterseniz dinlerim.

                  neden yeterlidir benim için? ben bir şia aliminin görüşüne katılmadığımda "sen ondan dahamı iyi biliyosun", " sen kimsin ki falanca alimi eleştiriyosun", "senin ilmin ne ki alimin sözlerine ,itiraz ediyosun" gibi laflar edilmediği sürece, alimlerin görüşlerinin eleştirilebilirliğine açık olunduğu sürece, herhangi bir alimin görüşü eleştirildiğinde sen şia olamazsın gibi afarozlarda bulunulmadığı sürece benim bu konuda diyeceğim bişi kalmaz.

                  ben el-meclisinin bu görüşünde hata ettiğini ve maksadını aşan bi ifade kullandığını düşünüyorum. benim açımdan önsöz bahsi kapanmıştır.

                  Yorum


                    #99
                    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                    SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                    Benim üzerimde fazlasıyla hakkı olan bir alim sürekli şunu der bana itikadi ve fıkhi konular dışındaki görüller sadece o alimi ilgilendirir o görüşe katılmak mecburi değildir. İster katılırsın ister katılmazsın bu insanı ne şialıktan nede dinden çıkarır. Bu konuda bir örnek vereyim Allame Cafer Süphani Hz Peygamber'in Taif'ten Mekke'ye döndüğünde Mutim bin Adil tarafından kendi emanı altına aldığını beyan eder Ebediyet Nurunda Mehdi Pişvai İslam tarihinde bu görüşe katılmayıp red etmektedir. Bu iki görüşte alimlerin tarihten anladıkları çıkardıkları sonuçtur bundan dolayı ne Allame Cafer Süphani'nin görüşünü kabul edip Mehdi Pişvainin görüşünü red eden kişiye sen Mehdi Pişvaiden daha iyimi bileceksin denilemiyeceği gibi nede Mehdi Pişvainin görüşünü kabul edip Allame Cafer Süphani'nin görüşünü red eden kişiye de sen Allame Cafer Süphaniden daha iyimi bileceksin denilemez.

                    Senin için önsöz mevzusu kapandı ise tamam.

                    Amam ben şahsi olarak Kuleyni'nin İmam la irtibat kurub kurmadığı ve o rivayet hakkında araştırmamı yapacam inş gerektiği zaman buraya sarım
                    EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                    Yorum


                      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                      tamam inş.

                      Yorum


                        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                        1- Hz. Ali (a.s)'ın Sekiz Peygamber'den Üstün Olduğu Haber

                        Hurre bint-i Halime es-Sa'diyye Haccac bin Yusuf es-Sakfi'nin yanına gelip onun huzuruna vardığında Haccac ona dedi ki: "Senin, İmam Ali'yi Ebu Bekir, Ömer ve Osman'dan daha üstün tuttuğun haberi geldi."
                        Hurre dedi ki: "Onu sadece yalnız bu üçüne üstün tuttuğumu söyleyen yalan söylemiştir."
                        Haccac sordu: "Başka kimlere üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: "Adem'e, Nuh'a, Lut'a, İbrahim'e, Musa'ya, Davut'a, Süleyman'a ve İsa bin Meryem'e (Allahın selamı onlara olsun) üstün tutuyorum."
                        Haccac dedi ki: "Vay haline! Sen onu hem sahabelere üstün tutuyorsun, hem de onlara ek olarak Ulul Azm (şanı büyük) peygamberlerden 8 peygamberi kattın, eğer bana dediklerinin açıklamasını yapmazsan senin boynunu vururum."
                        Hurre dedi ki: Onu peygamberlere üstün tutan ben değilim. Allah (c.c) Kuran'da onu o peygamberlere üstün kılmıştır: Allahu Azze ve Celle Adem hakkında buyuruyor ki: "Adem Rabbine karşı asi oldu"(Ta Ha/121)
                        İmam Ali hakkında ise buyurdu ki: "İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı."(İnsan/22)
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, Peki onu Nuh ve Lut'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allah Teala onu onlara üstün kılmıştır: Allah buyuruyor ki: "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi."(Tahrim/10)
                        Ali bin Ebi Talib'in eşi ise, Muhmammed (s.a.a)'in kızı Fatıma'tüz Zehrâ'dır ki, Allah onun rızasına rıza ve onun gazabına gazap gösterir.
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu peygamberlerin babası ve Allah'ın dostu İbrahim'e ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu, şu buyruğu: "Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?' ‘İnanmadın mı?' diye sordu. ‘İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için'"(Bakara/260) ile üstün kılmıştır. Mevlam Emir'ül-Müminin Hz. Ali de öyle bir söz söyledi ki, müslümanlardan hiçkimse onda ihtilaf etmemiştir: "Gözlerimin önünden perde kalksa da benim bilincimde bir artış olmaz."(1) Bu sözü de ondan başka ne öncekilerden ne sonrakilerden hiç kimse söylememiştir.
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Kelimullah Musa ile ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: "Allahu Teala Musa hakkında buyuruyor ki: "Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı."(Kasas/18) Ali bin Ebi Talib ise hiç korkmadan Resulullah (saa)'ın yatağına yattı, hatta bunun üzerine Allah da onun hakkında şu ayeti indirdi: "İnsanlardan öyleleri var ki, Allah'ın rızası için kendi nefsini satarlar."(Bakara/207)
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Davut'a ve Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu o ikisine üstün kıldı. Allahu Teala buyuruyor ki: "Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın."(Sad/26)
                        Haccac sordu: "Onun hükmü ne üzere idi?"
                        Hurre dedi ki: "İki şahıs hakkında idi. Birisinin üzüm bağı vardı, ötekinin de koyunları vardı. Koyunlar üzüm bağını otladı. Bu iki şahıs Davut'a gelip onlar hakkında hüküm vermesini istediler. Davut onlar hakkında hüküm verince oğlu Süleyman onun hükmünü düzeltti. Allahu Teala da buyurdu ki: "Onu Süleyman'a kavrattık"(Enbiya/79)
                        Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Bana Arş'ın üstünden, arşın altından sorunuz."(2) "Beni kaybetmeden bana sorunuz."(3) O Hayber'in fethedildiği günde Resulullah'ın yanına geldiğinde Resulullah (saa) hazır olanlara buyurdu ki: "Sizin en üstününüz, en bilgininiz ve en iyi hüküm vereniniz Ali'dir."(4)
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu kendi buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Süleyman: ‘Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın."(Sad/35)
                        Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Ey dünya seni üç kere boşadım. Benim sana ihtiyacım yoktur." (5) Bunun üzerine Allahu Teala şu ayeti indirdi: "İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz."(Kasas/83)
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu İsa bin Meryem'e karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu bu buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Allah şunu söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Seni tespih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
                        "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin."(Maide/116-117)
                        Hz. İsa, onların hükmünü Kıyamet gününe kadar geciktirdi. Hz. Ali bin Ebi Talib (as) ise Hururiler olan Nehrivan ehli (Hariciler) onda iddia ettikleri şey hakkında iddia ettikleri zaman onlarla savaştı ve onların hükümlerini geciktirmedi. Bunlar onun faziletleridir ki, başka kimsenin faziletleri ile sayılmaz.
                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, cevabından iyi çıktın. Açıklamayı cevaplayamasaydın, olan olacaktı."
                        Sonra onu ödüllendirdi ve ona güzel ikram yaptı. Allah Hurre'ye rahmet etsin.
                        _______________________
                        Dipnotlar:
                        1) Menakıb-ı Harezmi S.375, H.395 / el-Kunduzi "Yenabi'ül Mevedde" S.65 / İbni Ebil Hadit "Şerh-i Nehc'ül Belağa" C.7, S.253...
                        2) el-Müttaki el-Hindi "Kenz ul Ummal" C.13, S.165
                        3) Nehc'ül Belağa S.280, Hutbe: 189 / Ebu Naim "Hilyet'ül Evliya" C.1, S.65 / el-Müttaki el-Hindi "Kenz ul Ummal" C.13, S.165
                        4) et-Tüsteri "Şerh-i İhkak'ul Hak C.5, S.48 / İbn-i Şazan "el-Fedail" S.138 / Avalim'ul Ulum C.18, S.189
                        5) Nehc'ül Belağa Subhi es-Salih S.480, Hutbe 77 / İbni Ebil Hadit "Şerhi Nehc'ül Belağa" C.18, S.224 / eş-Şerif er-Radıy "Hasais el-Eimme" S.70 / el-Behrani "Hilyet'ül Ebrar" C.2, S.212...
                        ____________________
                        Kaynaklar:
                        1- Şazan bin Cibril el-Kummi "el-Fedâil" S.136-138
                        2- el-Meclisi "Bihar'ül Envar" C.46, S.134-137, H.25
                        3- Ahmet er-Rehmâni el-Hemedâni "el-İmâm Ali" S.326-330
                        4- Nimetullah el-Cezairi "El-Envâr en-Numaniyye" C.1, S.25
                        5- el-Hâc Hüseyn eş-Şâkiri "Min Siret el-İmam Ali Aleyhisselam" S.96-100 H.1420 1. Bas.
                        6- el-Meraşi "Şerh-i İhkâk'ul Hak" C.5, S.47-49
                        7- el-Ahmedi el-Meyânici "Mevâkıf eş-Şia" C.1, S.88-90 H.1416 1.Baskı.
                        8- eş-Şeyh Abdullah el-Hasan "el-Munazarat fil İmâme" S.125-129
                        9- Yunus Ramadan "Buğyet'üt Talib fi Marifeti Aliyyibni Ebi Talib" s.475-477 Beyrut Bas.
                        10- et-Tebrizi el-Ansari "el-Lemat'ül Beyda Fi Şerh-i Hutbet'üz Zehra" S.220-218 H.1418 1. Bas. Kum Bas.
                        11- Reyâhin eş-Şerîa C.4, S.144
                        12- Kâmus er-Ricâl C.10, S.415
                        13- "Er-Revda fil-Mucizât vel-Fedâil" S.161-162
                        14- Eş-Şeyh Cemalettin Muhammed bin Ahmet El-Hanefi el-Mûsuli "Dürr Bahr'ül Menakıb" (Ö.680)
                        15- Merkez el-Mustafa "Nimazic Min Kerâmet'ül Eimme ve Mucizâtihim" S.1892
                        16- Merkez el-Mustafa "Nusus Uhra Minen Nebi Ala Hilafet Ali" S.338
                        İmamiyye şiasının imamların nebilerden daha üstün olduğuna dair getirdikleri yukarıdaki rivayet üzerinde duralım biraz. İmamları yüceltmek adına nebiler nasıl aşağılanmış ve onlara yakışmayan çirkin hasletlerle anılmışlar..

                        Öncelikle şunu belirteyim ki, her mecliste ve fırsatta kıyasın haram olduğunu iddia eden imamiyye şiası bu yukarıdaki rivayete iman etmekle , imam ali ve nebiler arasında yapılan çirkin kıyaslarada şman etmiş olur ve kendi içerisinde çelişkiye düşer. şimdi bu kıyasları birer birer inceleyip nebilere yapılan saygısızlıkları görelim

                        unutmadan şunu da belirtelim ki imamiyye şiasının ehlisünnete olan muhalefetinin en başında ehlisünnetin nebilerin hata yaptıkları ve günah işlemelerine inanöaları yatar. şia güya buna şiddetle itiraz ederek nebilerin günahtan münezzeh masum olduklarını söylerler. halbuki yukarıdaki rivayet bunun tam tersini iddia etmekte ve nebileri türlü günah ve hatalarla zan altında bırakmaktadır. bu da imamiyye şiasının nebiler hakkındaki çelişkili inancıdır.


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, Peki onu Nuh ve Lut'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allah Teala onu onlara üstün kılmıştır: Allah buyuruyor ki: "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi."(Tahrim/10)
                        Ali bin Ebi Talib'in eşi ise, Muhmammed (s.a.a)'in kızı Fatıma'tüz Zehrâ'dır ki, Allah onun rızasına rıza ve onun gazabına gazap gösterir.
                        İmam Alinin Nuh ve Lut as den üstün olduğunu ispat etmek için eşlerini kıyaslamışlar. diyorlarki; Nuh ve Lut as in eşleri kafir olmuştur, imam Alinin eşi ise yeryüzünün en faziletli 4 kadınından birisi olan fatıma ra dir. dolayısiyle eşler arasındaki bu üstünlükten dolayı imam Ali , Nuh ve Lut as den üstündür.

                        Euzubillah. kıyasın çirkinliğine ve batıllığına bakarmısınız? eşlerinden dolayı nebileri zan altında bırakmak ve onların faziletlerinin düşük olduğunu ima etmek kimin haddinedir?

                        aranızda İmam Alinin eşi ile resulullahın eşini aynı şekilde kıyaslayıp, Fatıma (ra), aişeden daha üstündür dolayısıyla imam Ali resulullahtan da daha üstündür diyebilecek bi babayiğit var mı ???


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu peygamberlerin babası ve Allah'ın dostu İbrahim'e ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu, şu buyruğu: "Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?' ‘İnanmadın mı?' diye sordu. ‘İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için'"(Bakara/260) ile üstün kılmıştır. Mevlam Emir'ül-Müminin Hz. Ali de öyle bir söz söyledi ki, müslümanlardan hiçkimse onda ihtilaf etmemiştir: "Gözlerimin önünden perde kalksa da benim bilincimde bir artış olmaz."(1) Bu sözü de ondan başka ne öncekilerden ne sonrakilerden hiç kimse söylememiştir.
                        Bu kıyasa göre İbrahim as ın imanında şüphe vardır, imam Alinin imanı ise şüphesiz, şeksiz bir imandır dolayısıyla imam Ali İbrahim as den daha üstündür.

                        Euzubillah.Allahın nebisine , halilullah mertebesine ulaşmış tevhid abidesi İbrahim as ın imanı hakkında şüphe vardır diye zan altında bırakmak isteyenler nemruddan daha nemruddur.


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Kelimullah Musa ile ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: "Allahu Teala Musa hakkında buyuruyor ki: "Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı."(Kasas/18) Ali bin Ebi Talib ise hiç korkmadan Resulullah (saa)'ın yatağına yattı, hatta bunun üzerine Allah da onun hakkında şu ayeti indirdi: "İnsanlardan öyleleri var ki, Allah'ın rızası için kendi nefsini satarlar."(Bakara/207)
                        Gelelim imam Ali ile Musa as arasındaki batıl kıyasa. ne denilmiş? efendim, Musa as korkakmış, İmam Ali ise cesurmuş.. dolayısıyla İmam Ali musa as den daha üstünmüş.

                        Allahtan korkun be Allahtan korkun ! ayetlerin siyak ve sibakına bakmadan, cımbızla çekip ufacık bir cümleyi çekerek Musa as hakkında "korkak" iftirasını yapmak ancak ve ancak firavunların işidir.


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Davut'a ve Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu o ikisine üstün kıldı. Allahu Teala buyuruyor ki: "Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın."(Sad/26)
                        Haccac sordu: "Onun hükmü ne üzere idi?"
                        Hurre dedi ki: "İki şahıs hakkında idi. Birisinin üzüm bağı vardı, ötekinin de koyunları vardı. Koyunlar üzüm bağını otladı. Bu iki şahıs Davut'a gelip onlar hakkında hüküm vermesini istediler. Davut onlar hakkında hüküm verince oğlu Süleyman onun hükmünü düzeltti. Allahu Teala da buyurdu ki: "Onu Süleyman'a kavrattık"(Enbiya/79)
                        Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Bana Arş'ın üstünden, arşın altından sorunuz."(2) "Beni kaybetmeden bana sorunuz."(3) O Hayber'in fethedildiği günde Resulullah'ın yanına geldiğinde Resulullah (saa) hazır olanlara buyurdu ki: "Sizin en üstününüz, en bilgininiz ve en iyi hüküm vereniniz Ali'dir."(4)
                        Gelelim Davud as hakkında yapılan çirkin iftiraya. Neymiş efendim, Davud as bir konu hakkında hüküm vermiş ama bu hükmünde yanılmış, Süleyman as onun hükmünü düzeltmiş, İmam Ali ise bir hüküm verince asla yanlmazmış.

                        Allaha and olsun nebiler hakkında yaptığınız bu itham ve iftiralardan dolayı ne nebiler, ne de o haddinden fazla yüceltmeye çalıştığınız İmamlar kıyamet günü size yüz çevirecektir.


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu kendi buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Süleyman: ‘Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın."(Sad/35)
                        Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Ey dünya seni üç kere boşadım. Benim sana ihtiyacım yoktur." (5) Bunun üzerine Allahu Teala şu ayeti indirdi: "İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz."(Kasas/83)
                        Nebiler hakkında yapılan iftira ve ithamların en çirkinlerinden bi tanesi de süleyman as hakkında olsa gerek. Süleyman as sanki heva ve hevesi için dünya hırsı için dünya malı istemiş ona tamah etmiş gibi lanse edip, İmam Alinin ise dünya malıyla işinin olmadığını araya sokuşturarak, Süleyman as hakkında yapılan bu çirkin dünya sevgisi , mala olan tamah ithamından dolayı Süleyman as sizden şikayetçidir.


                        Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu İsa bin Meryem'e karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                        Hurre dedi ki: Allahu Teala onu bu buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Allah şunu söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Seni tespih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
                        "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin."(Maide/116-117)
                        Hz. İsa, onların hükmünü Kıyamet gününe kadar geciktirdi. Hz. Ali bin Ebi Talib (as) ise Hururiler olan Nehrivan ehli (Hariciler) onda iddia ettikleri şey hakkında iddia ettikleri zaman onlarla savaştı ve onların hükümlerini geciktirmedi. Bunlar onun faziletleridir ki, başka kimsenin faziletleri ile sayılmaz.
                        İsa as hakkında yapılan hadsizliğe bakalım; İsa as kendisini ilah edinenlerle savaşmadığı için onlara tebliğ etmeye devam ettiği için Allahın hükmünü geciltirmiş !! İmam Ali ise haricilerle savaşarak Allahın hükmünü geciktirmemiş !! Şu yorumu yapmak için insanda birazcık haya varsa utanır, zerre kadar imanı ve peygamberlere olan saygısı varsa dili isa as hakkında bu hadsizliğe uzanmaz !

                        Allah hüküm vermek için kimsenin sözünü dinlemez bunu iyice öğrenin öncelikle, sonra da nebilerle uğraşmayı bırakın !

                        Sizin peygamberlerde hata yapar onlarda günah işler diyen ehlisünnet ile aranızda ne fark var? Ehlisünneti bu konudan dolayı eleştirmeniz boş laftan öteye geçmez çünkü hiçbir ehlisünner hadisi peygamberleri bu kadar aşağılamaz eleştirmez küçşük düşürmez

                        Siz ise imam Aliyi yüceltmek adına tüm peygamberleri feda edebilecek konuma gelmişsiniz.

                        İmam Ali zaten yüceler yücesidir, gerek Allah gerek resulullah onun yüceliğini yeterince ifade etmiştir, ne İmam alinin ne de diğer imamların yücelmesi için sizin uyduruk hadislerinize ihtiyaçları yok bunu bilesiniz.


                        Yorum


                          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                          "kim haklı olduğu halde tartışmayı bırakırsa..." hadisinde vadedilen mükafatı umuyorum...

                          Yorum


                            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                            Bu Mektebi Mülkiye işi baya büyültmüş hem hadis tefsizcisi olmuş sayemizde..Eh bunada şükür arkadaşa okumayı araştırmayı öğrettik..

                            Birde ben sünniyken diye bir sözün var yani sonradan şia oldun ve bu araştırmaları yaptın kendince araştırma yaptın tefsir yaptın fikirlerini yazdın şiadaki yanlışları gördün sünnideki yanlışları gördün şu andaki durumun nedir..yine şiamısın yoksa tekrar sünnimi oldun.?

                            Forumda NASIL Şİİ OLDUM diye bir bölüm var seninde nasıl ne niçin şia olduğunu okumak ve bilmek isteriz bize yardımcı olurmusun.?
                            ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                            Yorum


                              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                              [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg55834#msg55834 date=1254677149]
                              1- Hz. Ali (a.s)'ın Sekiz Peygamber'den Üstün Olduğu Haber

                              Hurre bint-i Halime es-Sa'diyye Haccac bin Yusuf es-Sakfi'nin yanına gelip onun huzuruna vardığında Haccac ona dedi ki: "Senin, İmam Ali'yi Ebu Bekir, Ömer ve Osman'dan daha üstün tuttuğun haberi geldi."
                              Hurre dedi ki: "Onu sadece yalnız bu üçüne üstün tuttuğumu söyleyen yalan söylemiştir."
                              Haccac sordu: "Başka kimlere üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: "Adem'e, Nuh'a, Lut'a, İbrahim'e, Musa'ya, Davut'a, Süleyman'a ve İsa bin Meryem'e (Allahın selamı onlara olsun) üstün tutuyorum."
                              Haccac dedi ki: "Vay haline! Sen onu hem sahabelere üstün tutuyorsun, hem de onlara ek olarak Ulul Azm (şanı büyük) peygamberlerden 8 peygamberi kattın, eğer bana dediklerinin açıklamasını yapmazsan senin boynunu vururum."
                              Hurre dedi ki: Onu peygamberlere üstün tutan ben değilim. Allah (c.c) Kuran'da onu o peygamberlere üstün kılmıştır: Allahu Azze ve Celle Adem hakkında buyuruyor ki: "Adem Rabbine karşı asi oldu"(Ta Ha/121)
                              İmam Ali hakkında ise buyurdu ki: "İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı."(İnsan/22)
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, Peki onu Nuh ve Lut'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allah Teala onu onlara üstün kılmıştır: Allah buyuruyor ki: "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi."(Tahrim/10)
                              Ali bin Ebi Talib'in eşi ise, Muhmammed (s.a.a)'in kızı Fatıma'tüz Zehrâ'dır ki, Allah onun rızasına rıza ve onun gazabına gazap gösterir.
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu peygamberlerin babası ve Allah'ın dostu İbrahim'e ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu, şu buyruğu: "Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?' ‘İnanmadın mı?' diye sordu. ‘İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için'"(Bakara/260) ile üstün kılmıştır. Mevlam Emir'ül-Müminin Hz. Ali de öyle bir söz söyledi ki, müslümanlardan hiçkimse onda ihtilaf etmemiştir: "Gözlerimin önünden perde kalksa da benim bilincimde bir artış olmaz."(1) Bu sözü de ondan başka ne öncekilerden ne sonrakilerden hiç kimse söylememiştir.
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Kelimullah Musa ile ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: "Allahu Teala Musa hakkında buyuruyor ki: "Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı."(Kasas/18) Ali bin Ebi Talib ise hiç korkmadan Resulullah (saa)'ın yatağına yattı, hatta bunun üzerine Allah da onun hakkında şu ayeti indirdi: "İnsanlardan öyleleri var ki, Allah'ın rızası için kendi nefsini satarlar."(Bakara/207)
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Davut'a ve Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu o ikisine üstün kıldı. Allahu Teala buyuruyor ki: "Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın."(Sad/26)
                              Haccac sordu: "Onun hükmü ne üzere idi?"
                              Hurre dedi ki: "İki şahıs hakkında idi. Birisinin üzüm bağı vardı, ötekinin de koyunları vardı. Koyunlar üzüm bağını otladı. Bu iki şahıs Davut'a gelip onlar hakkında hüküm vermesini istediler. Davut onlar hakkında hüküm verince oğlu Süleyman onun hükmünü düzeltti. Allahu Teala da buyurdu ki: "Onu Süleyman'a kavrattık"(Enbiya/79)
                              Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Bana Arş'ın üstünden, arşın altından sorunuz."(2) "Beni kaybetmeden bana sorunuz."(3) O Hayber'in fethedildiği günde Resulullah'ın yanına geldiğinde Resulullah (saa) hazır olanlara buyurdu ki: "Sizin en üstününüz, en bilgininiz ve en iyi hüküm vereniniz Ali'dir."(4)
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu kendi buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Süleyman: ‘Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın."(Sad/35)
                              Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Ey dünya seni üç kere boşadım. Benim sana ihtiyacım yoktur." (5) Bunun üzerine Allahu Teala şu ayeti indirdi: "İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz."(Kasas/83)
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu İsa bin Meryem'e karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu bu buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Allah şunu söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Seni tespih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
                              "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin."(Maide/116-117)
                              Hz. İsa, onların hükmünü Kıyamet gününe kadar geciktirdi. Hz. Ali bin Ebi Talib (as) ise Hururiler olan Nehrivan ehli (Hariciler) onda iddia ettikleri şey hakkında iddia ettikleri zaman onlarla savaştı ve onların hükümlerini geciktirmedi. Bunlar onun faziletleridir ki, başka kimsenin faziletleri ile sayılmaz.
                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, cevabından iyi çıktın. Açıklamayı cevaplayamasaydın, olan olacaktı."
                              Sonra onu ödüllendirdi ve ona güzel ikram yaptı. Allah Hurre'ye rahmet etsin.
                              _______________________
                              Dipnotlar:
                              1) Menakıb-ı Harezmi S.375, H.395 / el-Kunduzi "Yenabi'ül Mevedde" S.65 / İbni Ebil Hadit "Şerh-i Nehc'ül Belağa" C.7, S.253...
                              2) el-Müttaki el-Hindi "Kenz ul Ummal" C.13, S.165
                              3) Nehc'ül Belağa S.280, Hutbe: 189 / Ebu Naim "Hilyet'ül Evliya" C.1, S.65 / el-Müttaki el-Hindi "Kenz ul Ummal" C.13, S.165
                              4) et-Tüsteri "Şerh-i İhkak'ul Hak C.5, S.48 / İbn-i Şazan "el-Fedail" S.138 / Avalim'ul Ulum C.18, S.189
                              5) Nehc'ül Belağa Subhi es-Salih S.480, Hutbe 77 / İbni Ebil Hadit "Şerhi Nehc'ül Belağa" C.18, S.224 / eş-Şerif er-Radıy "Hasais el-Eimme" S.70 / el-Behrani "Hilyet'ül Ebrar" C.2, S.212...
                              ____________________
                              Kaynaklar:
                              1- Şazan bin Cibril el-Kummi "el-Fedâil" S.136-138
                              2- el-Meclisi "Bihar'ül Envar" C.46, S.134-137, H.25
                              3- Ahmet er-Rehmâni el-Hemedâni "el-İmâm Ali" S.326-330
                              4- Nimetullah el-Cezairi "El-Envâr en-Numaniyye" C.1, S.25
                              5- el-Hâc Hüseyn eş-Şâkiri "Min Siret el-İmam Ali Aleyhisselam" S.96-100 H.1420 1. Bas.
                              6- el-Meraşi "Şerh-i İhkâk'ul Hak" C.5, S.47-49
                              7- el-Ahmedi el-Meyânici "Mevâkıf eş-Şia" C.1, S.88-90 H.1416 1.Baskı.
                              8- eş-Şeyh Abdullah el-Hasan "el-Munazarat fil İmâme" S.125-129
                              9- Yunus Ramadan "Buğyet'üt Talib fi Marifeti Aliyyibni Ebi Talib" s.475-477 Beyrut Bas.
                              10- et-Tebrizi el-Ansari "el-Lemat'ül Beyda Fi Şerh-i Hutbet'üz Zehra" S.220-218 H.1418 1. Bas. Kum Bas.
                              11- Reyâhin eş-Şerîa C.4, S.144
                              12- Kâmus er-Ricâl C.10, S.415
                              13- "Er-Revda fil-Mucizât vel-Fedâil" S.161-162
                              14- Eş-Şeyh Cemalettin Muhammed bin Ahmet El-Hanefi el-Mûsuli "Dürr Bahr'ül Menakıb" (Ö.680)
                              15- Merkez el-Mustafa "Nimazic Min Kerâmet'ül Eimme ve Mucizâtihim" S.1892
                              16- Merkez el-Mustafa "Nusus Uhra Minen Nebi Ala Hilafet Ali" S.338
                              İmamiyye şiasının imamların nebilerden daha üstün olduğuna dair getirdikleri yukarıdaki rivayet üzerinde duralım biraz. İmamları yüceltmek adına nebiler nasıl aşağılanmış ve onlara yakışmayan çirkin hasletlerle anılmışlar..

                              Öncelikle şunu belirteyim ki, her mecliste ve fırsatta kıyasın haram olduğunu iddia eden imamiyye şiası bu yukarıdaki rivayete iman etmekle , imam ali ve nebiler arasında yapılan çirkin kıyaslarada şman etmiş olur ve kendi içerisinde çelişkiye düşer. şimdi bu kıyasları birer birer inceleyip nebilere yapılan saygısızlıkları görelim

                              unutmadan şunu da belirtelim ki imamiyye şiasının ehlisünnete olan muhalefetinin en başında ehlisünnetin nebilerin hata yaptıkları ve günah işlemelerine inanöaları yatar. şia güya buna şiddetle itiraz ederek nebilerin günahtan münezzeh masum olduklarını söylerler. halbuki yukarıdaki rivayet bunun tam tersini iddia etmekte ve nebileri türlü günah ve hatalarla zan altında bırakmaktadır. bu da imamiyye şiasının nebiler hakkındaki çelişkili inancıdır.


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın, Peki onu Nuh ve Lut'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allah Teala onu onlara üstün kılmıştır: Allah buyuruyor ki: "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi."(Tahrim/10)
                              Ali bin Ebi Talib'in eşi ise, Muhmammed (s.a.a)'in kızı Fatıma'tüz Zehrâ'dır ki, Allah onun rızasına rıza ve onun gazabına gazap gösterir.
                              İmam Alinin Nuh ve Lut as den üstün olduğunu ispat etmek için eşlerini kıyaslamışlar. diyorlarki; Nuh ve Lut as in eşleri kafir olmuştur, imam Alinin eşi ise yeryüzünün en faziletli 4 kadınından birisi olan fatıma ra dir. dolayısiyle eşler arasındaki bu üstünlükten dolayı imam Ali , Nuh ve Lut as den üstündür.

                              Euzubillah. kıyasın çirkinliğine ve batıllığına bakarmısınız? eşlerinden dolayı nebileri zan altında bırakmak ve onların faziletlerinin düşük olduğunu ima etmek kimin haddinedir?

                              aranızda İmam Alinin eşi ile resulullahın eşini aynı şekilde kıyaslayıp, Fatıma (ra), aişeden daha üstündür dolayısıyla imam Ali resulullahtan da daha üstündür diyebilecek bi babayiğit var mı ???


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu peygamberlerin babası ve Allah'ın dostu İbrahim'e ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu, şu buyruğu: "Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: ‘Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster?' ‘İnanmadın mı?' diye sordu. ‘İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için'"(Bakara/260) ile üstün kılmıştır. Mevlam Emir'ül-Müminin Hz. Ali de öyle bir söz söyledi ki, müslümanlardan hiçkimse onda ihtilaf etmemiştir: "Gözlerimin önünden perde kalksa da benim bilincimde bir artış olmaz."(1) Bu sözü de ondan başka ne öncekilerden ne sonrakilerden hiç kimse söylememiştir.
                              Bu kıyasa göre İbrahim as ın imanında şüphe vardır, imam Alinin imanı ise şüphesiz, şeksiz bir imandır dolayısıyla imam Ali İbrahim as den daha üstündür.

                              Euzubillah.Allahın nebisine , halilullah mertebesine ulaşmış tevhid abidesi İbrahim as ın imanı hakkında şüphe vardır diye zan altında bırakmak isteyenler nemruddan daha nemruddur.


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Kelimullah Musa ile ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: "Allahu Teala Musa hakkında buyuruyor ki: "Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı."(Kasas/18) Ali bin Ebi Talib ise hiç korkmadan Resulullah (saa)'ın yatağına yattı, hatta bunun üzerine Allah da onun hakkında şu ayeti indirdi: "İnsanlardan öyleleri var ki, Allah'ın rızası için kendi nefsini satarlar."(Bakara/207)
                              Gelelim imam Ali ile Musa as arasındaki batıl kıyasa. ne denilmiş? efendim, Musa as korkakmış, İmam Ali ise cesurmuş.. dolayısıyla İmam Ali musa as den daha üstünmüş.

                              Allahtan korkun be Allahtan korkun ! ayetlerin siyak ve sibakına bakmadan, cımbızla çekip ufacık bir cümleyi çekerek Musa as hakkında "korkak" iftirasını yapmak ancak ve ancak firavunların işidir.


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Davut'a ve Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu o ikisine üstün kıldı. Allahu Teala buyuruyor ki: "Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın."(Sad/26)
                              Haccac sordu: "Onun hükmü ne üzere idi?"
                              Hurre dedi ki: "İki şahıs hakkında idi. Birisinin üzüm bağı vardı, ötekinin de koyunları vardı. Koyunlar üzüm bağını otladı. Bu iki şahıs Davut'a gelip onlar hakkında hüküm vermesini istediler. Davut onlar hakkında hüküm verince oğlu Süleyman onun hükmünü düzeltti. Allahu Teala da buyurdu ki: "Onu Süleyman'a kavrattık"(Enbiya/79)
                              Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Bana Arş'ın üstünden, arşın altından sorunuz."(2) "Beni kaybetmeden bana sorunuz."(3) O Hayber'in fethedildiği günde Resulullah'ın yanına geldiğinde Resulullah (saa) hazır olanlara buyurdu ki: "Sizin en üstününüz, en bilgininiz ve en iyi hüküm vereniniz Ali'dir."(4)
                              Gelelim Davud as hakkında yapılan çirkin iftiraya. Neymiş efendim, Davud as bir konu hakkında hüküm vermiş ama bu hükmünde yanılmış, Süleyman as onun hükmünü düzeltmiş, İmam Ali ise bir hüküm verince asla yanlmazmış.

                              Allaha and olsun nebiler hakkında yaptığınız bu itham ve iftiralardan dolayı ne nebiler, ne de o haddinden fazla yüceltmeye çalıştığınız İmamlar kıyamet günü size yüz çevirecektir.


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu Süleyman'a karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu kendi buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Süleyman: ‘Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardımdan hiç kimseye yaraşmasın."(Sad/35)
                              Mevlamız Emir'ül-Müminin Ali (as) de buyurdu ki: "Ey dünya seni üç kere boşadım. Benim sana ihtiyacım yoktur." (5) Bunun üzerine Allahu Teala şu ayeti indirdi: "İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz."(Kasas/83)
                              Nebiler hakkında yapılan iftira ve ithamların en çirkinlerinden bi tanesi de süleyman as hakkında olsa gerek. Süleyman as sanki heva ve hevesi için dünya hırsı için dünya malı istemiş ona tamah etmiş gibi lanse edip, İmam Alinin ise dünya malıyla işinin olmadığını araya sokuşturarak, Süleyman as hakkında yapılan bu çirkin dünya sevgisi , mala olan tamah ithamından dolayı Süleyman as sizden şikayetçidir.


                              Haccac dedi ki: "Ey Hurre, iyi açıkladın. Peki onu İsa bin Meryem'e karşı ne ile üstün tutuyorsun?"
                              Hurre dedi ki: Allahu Teala onu bu buyruğu ile ona karşı üstün tuttu: "Allah şunu söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Seni tespih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
                              "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin."(Maide/116-117)
                              Hz. İsa, onların hükmünü Kıyamet gününe kadar geciktirdi. Hz. Ali bin Ebi Talib (as) ise Hururiler olan Nehrivan ehli (Hariciler) onda iddia ettikleri şey hakkında iddia ettikleri zaman onlarla savaştı ve onların hükümlerini geciktirmedi. Bunlar onun faziletleridir ki, başka kimsenin faziletleri ile sayılmaz.
                              İsa as hakkında yapılan hadsizliğe bakalım; İsa as kendisini ilah edinenlerle savaşmadığı için onlara tebliğ etmeye devam ettiği için Allahın hükmünü geciltirmiş !! İmam Ali ise haricilerle savaşarak Allahın hükmünü geciktirmemiş !! Şu yorumu yapmak için insanda birazcık haya varsa utanır, zerre kadar imanı ve peygamberlere olan saygısı varsa dili isa as hakkında bu hadsizliğe uzanmaz !

                              Allah hüküm vermek için kimsenin sözünü dinlemez bunu iyice öğrenin öncelikle, sonra da nebilerle uğraşmayı bırakın !

                              Sizin peygamberlerde hata yapar onlarda günah işler diyen ehlisünnet ile aranızda ne fark var? Ehlisünneti bu konudan dolayı eleştirmeniz boş laftan öteye geçmez çünkü hiçbir ehlisünner hadisi peygamberleri bu kadar aşağılamaz eleştirmez küçşük düşürmez

                              Siz ise imam Aliyi yüceltmek adına tüm peygamberleri feda edebilecek konuma gelmişsiniz.

                              İmam Ali zaten yüceler yücesidir, gerek Allah gerek resulullah onun yüceliğini yeterince ifade etmiştir, ne İmam alinin ne de diğer imamların yücelmesi için sizin uyduruk hadislerinize ihtiyaçları yok bunu bilesiniz.



                              [/quote]

                              hudeyfe kardeş cevabını merakla beklemekteyim

                              Yorum


                                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                                [quote author=serdarcan link=topic=8366.msg55943#msg55943 date=1254727585]
                                Bu Mektebi Mülkiye işi baya büyültmüş hem hadis tefsizcisi olmuş sayemizde..Eh bunada şükür arkadaşa okumayı araştırmayı öğrettik..
                                Birde ben sünniyken diye bir sözün var yani sonradan şia oldun ve bu araştırmaları yaptın kendince araştırma yaptın tefsir yaptın fikirlerini yazdın şiadaki yanlışları gördün sünnideki yanlışları gördün şu andaki durumun nedir..yine şiamısın yoksa tekrar sünnimi oldun.?
                                Forumda NASIL Şİİ OLDUM diye bir bölüm var seninde nasıl ne niçin şia olduğunu okumak ve bilmek isteriz bize yardımcı olurmusun.?

                                [/quote]

                                Değerli kardeşim, nasıl ki sünniler Rasululullahtan sonra İmameti takip edemedikleri için yanlışlara düştülerse, şiilerde 12 İmamdan sonra İmam Mehdinin gaybeti kübrası süresinde yanlışlara düştüler. Yani şu durumda sünnilerin de şiilerinde yanlışları var.
                                İşte İmam Mehdinin kıyamının öncü hareketi İran İslam Devrimi, İmam Humeyninin Mektebi İmam Hamanein hareketi, sünnideki ve şiadaki yanlışlara son vermek üzere vuku bulmuştur.
                                Çünkü müslümanlar ne Buharının uydurma rivayetlerini ne de Usuli Kafinin uydurma rivayetlerini kutsamak zorunda değiller.
                                Her iki müslüman kesim tarihi bir tashihe imza atıp islamı yeniden ihya etmek durumundadır. Belki bu konuda Şia ana cadde ve asıl eksendir muhakkak, ama 12 imamdan sonra onlarda yanlışlar yapmaktan kurtulamamışlardır.
                                Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                                Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X