Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

    Bu davranisindan ötürü ve satasmalardan uzak durusundan dolayi kutluyorum seni...



    Allah Bize Yeter!
    O Ne Güzel Vekildir...

    Yorum


      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

      Sayın Hilalnur;

      Mektebi Mülkiye'nin sildiği mesajının içeriği benim mesajımın alıntı kısmında vardır. Oradan her üye istediği gibi okuyabilir. "Siliyorum" falan deyipte "mazlum" pozlarına bürünmemize gerek yoktur. Varsa bir yazışma, iddia edildiği gibi asılır. Forumlar paylaşma mekanlarıdır. Paylaşmayı düşündüğünüz herşeyi kurallar dairesi içerisinde paylaşabilirsiniz buralarda... Ben de bunu yaptım.

      Ayrıca sizin düşündüğünüz gibi gerçekten bu mesajımız sizin ilginizi çekmemiş olabilir. Ama magazinel haberler içeren bir mesajımız yoktur. Arkadaşımızı rencide edici, hele ki rezil edici bir üslubumuz asla yoktur. Aksine arkadaşımız mektebi mülkiye; nedense etik olmayan, kuraldışı, belaltı vurmaktadır. Bunu da kendisi çok iyi bilmektedir. Kendisini sanaldan tanışmadan çok çok önceleri gıyaben de olsa tanıdığımız biridir. Ve belli bir internet kültürüne sahip olduğunu düşündüğümüz nezih bir arkadaşımızdı. Ama bu cümleyi "di" li geçmiş zamanla kurmak istemezdim. Son yaptıkları hatalar beni derinden üzmüştür.

      Kendisine önce uygun bir dille uyarıda bulundum ama bunu ısrarla "prime-time şovu" tadına çevirme gayreti içine girdi. Bende son dönemlerde foruma gerçekten giremiyorum. İşlerimin yoğunluğundan çok nadiren uğruyorum. Ama bu foruma girdiğim zaman ne hikmetse(!) sadece Mektebi Mülkiye'nin mesajlarını okuyorum.

      Sizce neden acaba?

      Akıl sağlığım yerinde çok şükür... Çevremdeki insanlar mezhep ve din farkı gözetmeksizin(!) beni çok seviyorlar. Bunu hissediyorum ve bundan çok mutluyum.

      Ama arkadaşımızın mesajları da ortada...

      Ben kasıt olduğunu düşünüyorum

      Yönetimde silerse kendisi bilir... Saygımız -Mektebi Mülkiye dahil- herkese sonsuzdur...

      Ama Mektebi Mülkiye'nin tavrından dolayı kutlanacak bir yanı yoktur. Çünkü eleştirilen davranış benimse eğer; kendisi de aynısını yapmıştır

      Ama yineliyorum; bu davranış bir sataşma değildir. Sataşma tastamam bir kavram olarak Mektebi Mülkiye'nin yaptığıyla örtüşür.

      Vesselam...

      Yorum


        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

        [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg54894#msg54894 date=1254088589]
        [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54257#msg54257 date=1253782428]
        Telaştan eli ayağına dolanan kişilere uydurma olduğu kabul edilen rivayetlerin hadis kitabının önsözünde ne işi var demekle yetinip yazımıza devam ediyoruz.

        KUR’AN’I RİVAYETLERİN SAGLAMLIGINA ÖLÇÜ OLARAK KABUL ETMELERİ :

        “Rivâyeti, Allah’ın kitabına götürün, Allah, Azze ve Celle’nin kitabına uyanı alın, Allah’ın kitabıyla çeliseni atın.” (Usul-u Kâfi sh 6)

        Allahu ekber ! Bu ne müthiş bir hadistir böyle..Peki bu hadisin yer alması bu hadise iman edildiğini gösterir mi? malesef hayır. sözel olarak belki iman söz konusudur ama pratikte tam tersini görüyoruz. Bunun nedenlerinin başında ise İmamiyye Siasının, Kur’an için Batıni (gizli) ögreti iddia etmeleri ve ögrenilmesini belirli sahıslara baglamalarıdır. Şöyle ki:

        “Cabir Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’ın söyle dedigini rivâyet etmistir: <<Vasilerden baska hiç kimse, Kur’â’ın tüm zâhiri ve bâtını anlamını bildigini, bütün Kur’an ilimlerine sahip oldugunu iddia edemez.>> (Usul-u Kâfi sh 318 H.604. )

        Hadis böyle diyor ya Allah ne diyor?

        Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çogunu size açıklayan ve bir çogundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi. 5/15

        - İste böylece biz o Kur'an'ı açık seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek su ki Allah diledigi kimseyi dogru yola sevk eder. 22/16


        Görüldügü gibi Kur’an apaçık yani Mubin bir kitaptır, ona batın isnat edilmesinin aslı yoktur.Yukarıda müthiş diye ifade ettiğimiz ve doğruluğundan şüphemiz olmayan hadisi şerif batınilik oyunuyla geçersiz hale getirilmiş ve müslümanların kurana yaklaşmaları kendi başlarına okuyup anlamaları öğrenmelerinin önüne set çekilmiştir. çünkü diğer rivayette ifade edildiği gibi kuranın batıni yönleri vardır ve onu herkes bilemez böylece insanlar akıllarını kurana değil şahıslara emanet ederek kuran ile olan bağlarını koparmışlari kurana değil kişilere teslim olmuşlardır.

        [/quote]

        SELAM OLSUN ALLAH’IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE
        Hadisin Arapçasına ve Türkçe mealine bakalım önce

        محمد بن الحسين، عن محمد بن الحسن، عن محمد بن سنان، عن عمار بن مروان عن المنخل، عن جابر، عن أبي جعفر عليه السلام أنه قال: ما يستطيع أحد أن يدعي أن عنده جميع القرآن كله ظاهره وباطنه غير الاوصياء
        “Cabir Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’ın söyle dedigini rivâyet etmistir: Vasilerden baska hiç kimse, Kur’â’ın tüm zâhiri ve bâtını anlamını bildigini, bütün Kur’an ilimlerine sahip oldugunu iddia edemez.

        Hadis bu bide senin bu rivayetin ayetlere ters diye getirdiğin ayetlere bakalım.

        Ey kitap ehli, kitapta olduğu halde gizlediklerinizin çoğunu apaçık size bildiren, çoğunu da affedip yüzünüze vurmayan Peygamberimiz gelmiştir size; Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir size. ( Maide 15)
        İşte biz, apaçık âyetleri böyle indirdik ona ve şüphe yok ki Allah, dilediğini doğru yola sevk eder. (Hac 16)
        Yukardaki rivayetin ayetle çelişen bir tarafı yok.
        “Size apaçık bir kitab geldi” Madem Kur-an apaçık bir kitabtır peki Peygamber neden açıklama hissiyatına kapıldı zaten açık her şey ve o toplumun anlıyabileceği bir arapça lehçesi ile inmiştir Kur-an sahabe neden gelip Peygambere sorarlardı bazı ayetleri.
        Sana örnek vereyim.
        يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ
        İTAAT EDİN ALLAHA PEYGAMBERE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE (Nisa 59)
        ( Burda emir sahibi imamı değimli konusuna girmiyecem) Ayet gayet açık sizden olan emir sahibi yani Müslüman olan bu gün tağuti bir rejimde başkanlık yapan emir sahibi ismen Müslüman olsa ona itaat ayetin hükmüne göre farzdır. Yani bizden (Müslümanlardan) biri olması hasabı ile siz bu gün herhangi bir ülkenin başkanı Müslüman ise ona itaat ediyormusunuz? Ayetin batini nuzul sebebi zahirini falan karıştırmadan cevap ver.
        لَا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ



        Kur-an apaçık bir kitab “O’NA TEMİZ OLANLARDAN BAŞKASI DOKUNAMAZ” ( Vakia 79 )
        Sen bu ayetten ne anlıyorsun temizden kasıt her ne ise abdesti necasetten arınmakmı ne dersen de ayette bir iddi var Dokunamaz buyuruyor Rahman. Halbuki herkes biliyor ki bu gün abdest bakımından temiz olmayan Müslüman ve hatta ehli-kitab olan Yahudi ve Hıristiyanlar ve hatta hadi faraza bunlar ehli-kitab bu ayetin hükmüne girmezler necis değil temizdirler. Bu gün Allaha şirk koşan Allaha inanmayanlar bile dokunmakta ve okumaktalar Kur-anı o zaman Allah’ın Kur-andaki bu iddiası çürüdü haşa.
        Madem kur-an apaçık o zaman sen bana Huruful mukatta ( Mukatta Harfler) hakkında açıklama yapabilirmisin. O harfler ne manaya geliyor?
        Bana bir alim yada bir sahabe ismini söyle desin ki “BEN KUR-ANIN İÇİNDEKİ TÜM AYETLERİN NE MANAYA GELDİĞİNİ KESİN KES BİLYORUM” Veya sen bunu iddia edebilirmisin? Madem Ku-an apaçık ise sen her Kur-anı okuyan mealen de olsa tüm ayetleri anlaması gerek.
        Peygamber döneminde gelişen siyah ip beyaz ip meselesi ile ilgili Sahih-i Müslimde bir rivayet var ama sadece Kur-an dediğimiz için yazmıyayım onu. Ki orda sahabe bile kendi lisanları lehçeleri ile nazil olan ayetleri anlıyamadıklarını açıkça beyan edilmektedir


        [/quote]
        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

        Yorum


          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

          SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

          Yanılmıyorsam biz bir anlaşma yapmıştık lütfen anlaşmaya riayet edelim.

          EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

          Yorum


            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

            anlaşma iki taraflı değil üç taraflı idi

            [quote author=mikdat bin esved link=topic=8366.msg54848#msg54848 date=1254070457]
            Sadece hudeyfe kardeşle mektebi mülkiye kardeşin yazışmaları için yönetim olarak her türlü tedbiri alacağım.
            iki kardeşimizde mutabıksa yazışmalara uygun görülen zamanda başlanabilir.
            [/quote]

            yönetim üzerine düşen vazifeyi yapmaya başladığı, hakaretlere göz yummadığı, hatta bununla da kalmayıp özel konuşmaların buraya aktarılmasına seyirci kalmadığı zaman bahsettiğiniz anlaşma gereği münazaraya devam ederiz. şu an ortamı uygun ve güvenli görmüyorum.

            Yorum


              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

              Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlarım, kovulmuş şeytanın şerrinden yine Ona sığınarak.
              Yoktur ondan başka kulluk ve hamd edilecek. Resulü ve tertemiz aline salat olsun. Allahın laneti onların düşmanlarına olsun ta yevmi kıyamete kadar…
              Naçizane diyorum… ben şianın otoritesi değil sadece daha yolun başında bir öğrencisiyim. Yazdıklarım şiayı bağlamaz. Doğrular varsa şiandan yanlışlar ise bendendir.

              “Alıntı
              2. Sasa bin Suhan (ra)'ın Haberi

              Sa'saa Hz. Ali (a.s)'a şöyle arz etti: "Siz mi üstünsünüz, Adem mi?"
              Hz. Ali (a.s): "İnsan kendisini tarif ve tezkiye etmesi çirkin bir şeydir; ama Allah: "Rabbinin nimetinden haber et"(Duha/11) buyurmasaydı cevap vermezdim. Ben Adem'den daha üstünüm. Çünkü, Adem (a.s) için buğday hariç, cennette bütün rahmet, rahatlık ve nimetler hazırlanmıştı; O nehy edilmesine rağmen o buğdaydan yiyerek cennet ve Hakkın rahmetinin dışına çıktı. Ama Allah Teala beni, buğdayı yemeden men etmemesine rağmen kendi istek ve irademle dünyayı önemli bilmediğimden dolayı, buğdaydan yemedim." "

              Üstün olmayan birinin üstünlük iddiasına, üstünlük taslama denir ve bu olumsuz algılanır. Oysa üstün olan bir insan için, üstünlüğünü dile getirmesi garipsense ve hoş karşılanmasa da birincisi kadar kınanmaz. Ancak yine de şüpheler doğar neden bu üstünlüğünü dile getiriyor diye…

              Bakış açısına göre de sonuca bağlanır… eğer seviliyorsa, denir ki ya adamın hakkı…

              Oysa gerek İmamların gerekse peygamberlerin a.s. üstünlüklerini dile getirmeleri şia itikadı açısından olumsuz bir durum olmadığı gibi sahih Sünni hadislerde de bununların örnekleri çoktur. Kur’an’da da Peygamberlerin üstünlük farklılıkları vardır…

              Eğer bir varlığı ya da işi olduğu konuma koymak adl bunun zıttı ise zulmdür. Yani varlığı bulunduğu konumda görür ona o değeri verirseniz ona karşı adil olmuş olur, tersini yaparsanız da zulmetmiş olursunuz…
              Bu anlamda İmam Ali a.s.’ı imamet makamında görmek tüm mü’minlerin görevidir. Ancak nedir imamet makamı. Eğer Allah katında, imamet makamı nübüvvet makamından üstünse bu durumda bizim de imamları nebilerden üstün görmemiz gerekir. Ki bu adalet gereğidir…

              Ancak İmam Ali hem imam hem nebi olan peygamberlerden üstünlüğü konusunda ise biz Şiiler yine delilsiz değiliz. Sünni dünyada büyüyenler bu delilleri bilmedikleri için kendilerini Sünni rivayetlerden (uydurma hadislerden) müstağni zannedip sadece Kur’ani düşündükleri güvencesiyle bu konuda eleştiri yöneltebiliyorlar. Bu durum başta masumane görünse de karşı tarafı dinlemeden varılan yargı ve buna bağlı suçlamalar telafi edilmez zararlara neden olabilmektedir.
              Bu nedenle işte biz bu konuda sorulmamasına rağmen delillerimizi gerçeği arayanlara şia açısından durumu açıklama çabasına giriyoruz. Doğrularımız şiadan yanlışlarımız nefsimizdendir…

              İmamlar da peygamberler gibi ümmeti yetiştirmek, taşımak zorunda oldukları itikadları onlara güzel şekilde öğretmekle meşgul olurlar. Adalet gereği imamların makamlarını teslim edip onları yerli yerinde saygı hürmet salat dua ile anmak ve onların emirlerini dinlemek Şiiler olmak üzere tüm Müslümanların görevleridir.
              Şii inançlara göre (ki buna deliller mevcuttur ancak bunları zikretmenin yeri burası değildir) imamet nübüvvetten üstün olduğu için İmamlar a.s. bu inancı tüm takipçilerine anlatmak durumundadırlar. Konum olarak Muhammed s.a.a.’ten üstün olan bir imamı ancak bu makamında görmek adaleti sağlayacak diğeri zulme neden olacaktır.

              Ancak bu zulüm imamlara yapılan haksızlıktan daha çok bağlılarının kendilerine yaptıkları zulüm olacaktır. Çünkü hadislerde geçtiği gibi imamların tasdiki onlara bir şey kazandırmayacağı gibi reddedilişleri de onlara bir şey kaybettirmeyecek onların konumlarını Allah katındaki makamlarını düşürmeyecektir…
              Ancak imam kelimesinin bizzat içindeki ontolojik anlam bakımından takipçilerinin olacağı muhakkaktır.
              Bir hadiste İmam Ali a.s.ın kendilerini bulunduğu konumda göstermesi o hadisin mevzu olduğunu göstermez. Çünkü Şiilere göre zaten imamlar masumdurlar. Bunu söylerlerse bu onların haklarından daha çok Şiilere gösterdikleri öğrettikleri bir lütuf dolu bilgidir.

              Ancak konu Kur’an açısından değerlendirilip hadis sahih değil deniyorsa bu durumda imamet konusunun tartışılması gerekir.

              İmam Ali a.s.’ın , hadiste geçen Adem a.s.’dan üstünlüğünü bize öğrettiği bölümüne gelecek olursak:
              İmam a.s. hadise ne güzel başlıyor. Kurbanı olduğum diyor ki: Allah Rabbinin nimetini anlat demeseydi.. Yani ben kiim sizin beni üstün görmeniz kim. Sanki benim buna ihtiyacım mı var. Dünyayı ben üç talakla boşamadım mı, size yönetici olmam benim için keçi aksırığından daha değersizdir. Sert elbiseler giyen, ömründe bir kez bile helva yemeyen, dünya nimetlerine sırt dönmüş bir şahı velayet olan İmam a.s. neden başkalarının kendini büyük görmesine muhtaç olsun ki..
              İmam a.s.ın makamının anlaşılmaması durumunda hadiste kendini nebilerden üstünlüğünü zikretmesi hadisin uydurma olduğu kuşkusunu doğurmakta insan normal görülebilir. Oysa onun büyük olduğu gerçekse (ki öyle) bu durumda bu büyüklükle birlikte sahih hadis de inkar edileceğinden vahim hataya neden olur..

              Adem a.s. cennette yasak ağaçtan men edildi. Ayette geçen şecere kelimesi ağaç anlamına geliyor. Bu kelimenin buğday anlamına gelip gelmediğini, bilmiyorum Hadiste ise buğday deniyor. Bu bilgiyi yeni duydum ve tevilini henüz bilmiyorum.. Acaba ağaca ek olarak başka bir yasak mıydı bu yasak yoksa, şecere kelimesinden kasıt buğday mıydı bilmiyorum? Ancak İmam Ali a.s.ın dünya nimetleri konusunda çok titiz ve züht sahibi olduğuna dair çok sayıda rivayet varken , oysa Adem a.s. için böyle olduğuna dair delil mevcut değildir. Elbette bu onn dünya nimetlerine düşkünlüğünü kanıtlamaz ama cennette yasak ağaca yaklaştığı bir gerçek olduğuna göre ki bu ağacın da meyvesi olan bir şey olmayı çok yüksek olasılık ve bu da yiyecekle ilgili, demek ki Adem a.s., İmam a.s.’ın buyurduğu gibi yasak olmasına rağmen yiyecekle ilgili bir hususta şeytanın vesvesesine kanıyor.. oysa İmam Ali a.s. için böyle bir durum vaki değildir..

              Adem a.s. hakkında cennetteki bu söylediklerimizden ona günah isnad ettiğimiz anlaşılmasın. Çünkü Cennet bir günah sevap işlenecek imtihan yeri değildi. Bir ödül yeri idi. İnsan ise dünya için dizayn edildi. Sınava ancak dünyada alınabilirdi. Cennette kalmaması gerekiyordu. Bu nedenle adem cenneti dünyada çalışıp yorularak elde etmesi gerekiyor ve böylece onun kadrini bilecek olgunluğa erişmesi gerekiyordu.. Ademin dünyada değil cennette hayata başlaması da Allah’ın yaratılıştaki mükemmelliği simgeler ve açıklar. İnsanınsa bu mükemmelliği kaybedişi belgelenir… zahmetsiz nimetlerin kadri bilinmez.. ademe ağacın yasaklanışı, cennette kalmanın şartı idi yoksa günahı getirecek ve karşılığında cehenneme ya da Allah’ın gazabına neden olacak bir kötülük değildi. Yani rakamsal olarak sıfırın üzerinde bir davranıştı, ağaca yaklaşmak.. çünkü orası sınav yeri değil ödül yeri idi… bu açıdan şia Adem a.s.’a günah ya da suç isnad etmez…
              Ademin yasağa rağmen yasağı delmesi, her ne kadar İlahi rızaya bir engel teşkil etmese de fazilet yarışında onun, kendi hür iradesi ile dünya nimetlerinden kendini tecrit etmiş olan İmam Ali a.s.’a karşı geride bırakır…


              "Sa'saa: "Siz mi daha faziletlisiniz, yoksa Nuh peygamber mi?"
              Hz. Ali (a.s): "Ben Nuh'tan daha faziletliyim. Çünkü Hz. Nuh kendi kavmini Allah'a davet ettiğinde onlar itaat etmediler; üstelik, O Hazrete çok eziyet ve zulüm ettiler. Sonunda onların eziyetine sabredemeyip onlara beddua edip şöyle dedi: "Allah'ım, yeryüzünde kafirlere bir diyar dahi bırakma (yani onların hepsini helak et.)"(Nuh/26) Ama ben habibim ona ve ailesine salat ve selam olsun Resulullah (saa)'tan sonra, bu ümmetin bana yaptıkları onca zulüm, eziyet ve gösterdikleri inatlarına karşı tahammül edip sabrettim, kesinlikle onların hakkında beddua etmedim."
              (Nitekim meşhur "Şıkşıkıyye" hutbesinde şöyle buyuruyor: "Gözümde diken ve boğazımda kemik olduğu halde sabrettim…) "
              Buradaki delil de Nuh a.s.’a isnad edilen bir günah ya da Kur’ana dayanmayan bir fazilet eksikliği değildir. Nuh a.s. Ali a.s.’ın çektiği onca eziyeti çekseydi herhalde daha ilk başta derdi: bu zalim kavimle aramızdaki hükmünü ver diye… oysa Ali a.s.’ için böyle bir söz vaki değildir. O hep sabretmiştir. O kadar ki sonunda Kavuştum Rabbime demiştir…
              Nuh a.s. inanmayanlardan eziyet gördü. Peki ya Ali a.s.? adı Müslüman olanlardan, din adına zarar gördü.. adaleti onlara ağır geldi.. onlar bizzat onun yoluna kurban olduğu değerleri kullanarak ona eziyet ettiler… onun kendilerine yardımcı olduğu halde eziyetlerine dur demediler. Kötülüğün dışında kalarak onlara karşı sabır kolaydır. Ama ya içinde kalarak? Bu acı üstüne acıdır.
              Bazıları biz Ehlibeyt a.s.’ın acıları dediğimizde, edebiyat için söylediğimizi sanıyorlar… ve bunlardan çıkar beklediğimizi… oysa bu düşünce onları tarihin en büyük hakikatini görmekten alıkoyuyor.. bizim dediğimiz önemli değildir o zaman siz Ehlibeyt deyin, mazlumdular, deyin biz size hak verelim, başımızın tacı yapalım.. ama Ehlibeyt a.s.’ı unutup düşmanların rivayetlerine uyunca,, o zaman bizim yaramız kapanmaz kanar…

              Yorum


                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg56110#msg56110 date=1254865028]
                anlaşma iki taraflı değil üç taraflı idi

                [quote author=mikdat bin esved link=topic=8366.msg54848#msg54848 date=1254070457]
                Sadece hudeyfe kardeşle mektebi mülkiye kardeşin yazışmaları için yönetim olarak her türlü tedbiri alacağım.
                iki kardeşimizde mutabıksa yazışmalara uygun görülen zamanda başlanabilir.
                [/quote]

                yönetim üzerine düşen vazifeyi yapmaya başladığı, hakaretlere göz yummadığı, hatta bununla da kalmayıp özel konuşmaların buraya aktarılmasına seyirci kalmadığı zaman bahsettiğiniz anlaşma gereği münazaraya devam ederiz. şu an ortamı uygun ve güvenli görmüyorum.
                [/quote]
                Sayın Erdoğan bugün ne dedi?

                "Dışarıdaki gösterileri de takip etmeliyiz!"

                Ben şahsım adına "Mektebi Mülkiye Prime-Time Showu" izlemekten bıktım. Kanalda değiştirmek istemiyorum. Bu kanalda başka program yayınlasınlar.

                En doğal halimle de tepkimi koyuyorum.

                Yorum


                  İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                  Forumlar paylasma mekani evet ama fikirler paylasilir msn'deki yazismalar degil.Üstelik konu ile alakasi da yokdu.
                  Aksine arkadaşımız mektebi mülkiye; nedense etik olmayan, kuraldışı, belaltı vurmaktadır. Bunu da kendisi çok iyi bilmektedir. Kendisini sanaldan tanışmadan çok çok önceleri gıyaben de olsa tanıdığımız biridir. Ve belli bir internet kültürüne sahip olduğunu düşündüğümüz nezih bir arkadaşımızdı
                  Forum üyeleri forumda olan biteni degerlendirir msn de olanlari degil.Arkadasinizin bu hallerini ben forumda görmedim.Her fikrini paylasmadigimiz arkadaslarimizin burda kisiligi hakkindaki düsüncelerimizi aciklamak sizce etik mi peki ?

                  Zaten gören(okuyan) neyin ne oldugunu az cok anliyor.

                  Akıl sağlığım yerinde çok şükür... Çevremdeki insanlar mezhep ve din farkı gözetmeksizin(!) beni çok seviyorlar. Bunu hissediyorum ve bundan çok mutluyum.
                  Ne güzel Allah artirsin.

                  Ama Mektebi Mülkiye'nin tavrından dolayı kutlanacak bir yanı yoktur. Çünkü eleştirilen davranış benimse eğer; kendisi de aynısını yapmıştır
                  Benim elestirdigim davranis msn de kendi aranizda gecen yazismayi buraya aktarmaniz.Buna hic bir anlam veremedim,cok alakasiz cok saygisizca.Kutlamam ise hatasini bilmesi,ve bazi konulardaki atismalarda(satasmalarda) kendini tutmasindan dolayi.

                  Allah Bize Yeter!
                  O Ne Güzel Vekildir...

                  Yorum


                    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                    [quote author=HiLaLNuR link=topic=8366.msg56116#msg56116 date=1254866443]
                    Forumlar paylasma mekani evet ama fikirler paylasilir msn'deki yazismalar degil.Üstelik konu ile alakasi da yokdu.
                    Aksine arkadaşımız mektebi mülkiye; nedense etik olmayan, kuraldışı, belaltı vurmaktadır. Bunu da kendisi çok iyi bilmektedir. Kendisini sanaldan tanışmadan çok çok önceleri gıyaben de olsa tanıdığımız biridir. Ve belli bir internet kültürüne sahip olduğunu düşündüğümüz nezih bir arkadaşımızdı
                    Forum üyeleri forumda olan biteni degerlendirir msn de olanlari degil.Arkadasinizin bu hallerini ben forumda görmedim.Her fikrini paylasmadigimiz arkadaslarimizin burda kisiligi hakkindaki düsüncelerimizi aciklamak sizce etik mi peki ?

                    Zaten gören(okuyan) neyin ne oldugunu az cok anliyor.

                    Akıl sağlığım yerinde çok şükür... Çevremdeki insanlar mezhep ve din farkı gözetmeksizin(!) beni çok seviyorlar. Bunu hissediyorum ve bundan çok mutluyum.
                    Ne güzel Allah artirsin.

                    Ama Mektebi Mülkiye'nin tavrından dolayı kutlanacak bir yanı yoktur. Çünkü eleştirilen davranış benimse eğer; kendisi de aynısını yapmıştır
                    Benim elestirdigim davranis msn de kendi aranizda gecen yazismayi buraya aktarmaniz.Buna hic bir anlam veremedim,cok alakasiz cok saygisizca.Kutlamam ise hatasini bilmesi,ve bazi konulardaki atismalarda(satasmalarda) kendini tutmasindan dolayi.
                    [/quote]
                    Sayın Hilalnur!

                    Bu forumda olan bitenin tek sorumlusu Mektebi Mülkiyedir!
                    "Peygamberin sollandığını" iddia ettiği başlıktaki kullandığı tabir çok mu konu ile, başlık ile alakalıydı?
                    Bu tabirin bir müslümanın ağzıyla alakası olabilir mi sizce?

                    Veya bu başlıkta yaptıkları sizce çok mu konuyla alakalı?

                    Ben sanırım kendimi ifade edemedim.
                    Ben konular hakkındaki birikiminin olmaması ve hatta konularla alakasız yorumları yapması nedeniyle yaptığı şeye şov adını veriyorum. Bunada kendi mesajları delildir.

                    Ben kimsenin görüşüne saygısızlık etmedim. Buradaki msn konuşmalarında benim kişilik haklarıma saldırıdan başka bir şey yoktur. Ve hakaretin ispatı vardır orada alenen...

                    "Siz yaparken yapıyorsunuz alın bende size yapıyorum" şeklindeki bir yaklaşım, temel bir ekol eleştirisi olamaz. Buradan kaybediyor Mektebi Mülkiye... Bu sebeple yaptığı bir hak arayışından ziyade iki paralık etmeyecek bir değere haiz bir davranış!

                    İnternet sayfaları bu tip yaklaşımlarla doludur. Biz bunları biliriz, okuruz. Bizim alimimizden cahilimize hatalarımız olabilir. Özeleştirimiz vardır yoktur o da ayrı bir konudur. Ama bu şahsi hataları ayyuk yapmak bizim sünnetimiz değildir.

                    Msn iletisi veya buna bağlı yaptığım yorumun kişilik haklarıyla bir alakası yoktur. Var olduğunu düşünen savcılığa suç duyurusunda bulunur. Savcılık gereğini yapar. Madem bu kadar resmiyiz. Burada herşey elektronik şifrelerden ibarettir. İspatı kolaydır.

                    Ama madalyonun diğer yüzünde burada savcılığa vermek gibi veya somut bir karşılık verilemeyecek bir cürüm işleniyor buna ne diyeceksiniz?

                    Siz neden Mektebi Mülkiye'nin yaptığını yapmıyorsunuz mesela? Demekki bir bildiğiniz var. Bilinç altınızda yanlış olduğunu düşünüyorsunuz... Mesela siz hem kendinize müslüman deyip, hem de "peygamberin sollanması" ile ilgili bir tabir kullanır mısınız? Ben ihtimal vermiyorum. Sizin mesajlarınızda böyle bir şeye rastlarsam nasıl hayal kırıklığına uğrayacaksam, aynı şekilde arkadaşımızın mesajlarında da hayal kırıklığına uğradım.

                    Ama sonuçta söylediğim gibi sayın hilalnur, biz bunları çok gördük!

                    Mektebi Mülkiye Prime-Time Show'a benden prim yok!

                    Diyeceksiniz ki "Zapping yap kardeşim!"

                    Hayır istemiyorum Zapping yapmak...

                    Bu kanalda kalacağım. Ama bu program değişecek!

                    Ehliyetsiz araba kullanırsanız ceza yersiniz. Yok cezaya kulak asmazsanız arabanızı bağlarlar. Devam ederseniz başka başka yaptırımları olur! Bu seçeneklerin hepsi sizin bileceğiniz iştir...

                    Yorum


                      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                      Güzel insanların kavgasından daha üzücü bir şey yok, biz burada kavga eden (şu başlıkta) bütün kardeşlerimizi seviyoruz. Hepsinin harcanamayacak kadar kıymetli olduğuna inanıyoruz. Kesinlikle birbirlerinin gönüllerini almalarının bir yolunu bulmalılar.
                      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                      Yorum


                        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                        Öfkelerinden kuduranlara yüksek dozda "Al-i İmran - 119" tavsiye edip, konumuza devam ediyoruz;

                        AYETTE KASTEDİLEN BÜYÜK GÜN NEDİR?

                        “Ebu Hamza’dan, Cafer (a.s) dedi ki : “Sana feda olayım, muhakkak ki Şia sana su Ayetin tefsirini soruyor : “ Onlar birbirlerine neyi soruyorlar? O büyük haberimi?” (Nebe 1-2) ve Cafer (a.s) dedi ki: “Bunu istersen onlara haber veririm istersen de vermem. Ama ben sana tefsirini Vereceğim.” Ve bende: “Onlar birbirlerine neyi soruyorlar?”dedim ve O’da dedi ki: “O, Müminlerin emiri (Ali bin Ebi Talib) hakkındadır. Müminlerin emiri (a.s) buyuruyor ki: “
                        “Allah’ın benden daha büyük bir ayeti yoktur ve Allah’ın benden daha azametli bir haberi Yoktur.” (el-Kafi : 207 / 1) dedi.

                        Şiasıyla sünnisiyle tüm müfessirler ayette kastedilen "büyük gün" den kastın kıyamet olduğunu söylemelerine rağmen, hatta müfessirlere bile gerek kalmadan ayetin siyak ve sibakına bakıldığında bu çok rahat anlaşılmasına rağmen, şia malesef yine yapacağını yapmış ve "orada kastedilen büyük gün İmam Alidir" diyerek alenen kuranı tefsir yoluyla tahrif etmiştir.

                        Olyaın diğer boyutu; Ali (r.a) nin üzerine yalan atmakla kalmıyorlar onu Peygamberlerden, Kur’an-ı Kerim’den, gök ve yerin yaratılmasından ve Kıyamet gününden vs daha büyük bir ayet kılıyorlar. Gerek Allahın kitabı, gerek imam Alinin şahsı bu tarz tahrif ve iftiralardan uzaktır.

                        Yorum


                          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                          SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                          Mektebi Mülkiye kardeş siz isterseniz yazacağınız tüm hadisleri yazınız sonra ilk yazdığınız hadis ile başlarız.
                          EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                          Yorum


                            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                            [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg56128#msg56128 date=1254897996]
                            Öfkelerinden kuduranlara yüksek dozda "Al-i İmran - 119" tavsiye edip, konumuza devam ediyoruz;
                            [/quote]
                            "Yüksek dozda Ali İmran 119" ne demek?!

                            Bu da "Peygamberin sollanması" gibi birşey mi yoksa?!

                            Show must go on tamam anladıkta bu kadar show meraklısı olunmazki kardeşim!

                            Daha akşam yayındaydın. Dur bir soluklan...


                            [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg56128#msg56128 date=1254897996]

                            AYETTE KASTEDİLEN BÜYÜK GÜN NEDİR?

                            “Ebu Hamza’dan, Cafer (a.s) dedi ki : “Sana feda olayım, muhakkak ki Şia sana su Ayetin tefsirini soruyor : “ Onlar birbirlerine neyi soruyorlar? O büyük haberimi?” (Nebe 1-2) ve Cafer (a.s) dedi ki: “Bunu istersen onlara haber veririm istersen de vermem. Ama ben sana tefsirini Vereceğim.” Ve bende: “Onlar birbirlerine neyi soruyorlar?”dedim ve O’da dedi ki: “O, Müminlerin emiri (Ali bin Ebi Talib) hakkındadır. Müminlerin emiri (a.s) buyuruyor ki: “
                            “Allah’ın benden daha büyük bir ayeti yoktur ve Allah’ın benden daha azametli bir haberi Yoktur.” (el-Kafi : 207 / 1) dedi.

                            (1)(Şiasıyla sünnisiyle tüm müfessirler) ayette kastedilen "büyük gün" den kastın kıyamet olduğunu söylemelerine rağmen, hatta müfessirlere bile gerek kalmadan ayetin siyak ve sibakına bakıldığında bu çok rahat anlaşılmasına rağmen, (2)(şia malesef yine yapacağını yapmış) ve "orada kastedilen büyük gün İmam Alidir" diyerek alenen kuranı tefsir yoluyla tahrif etmiştir.

                            Olyaın diğer boyutu; Ali (r.a) nin üzerine yalan atmakla kalmıyorlar onu Peygamberlerden, Kur’an-ı Kerim’den, gök ve yerin yaratılmasından ve Kıyamet gününden vs daha büyük bir ayet kılıyorlar. Gerek Allahın kitabı, gerek imam Alinin şahsı bu tarz tahrif ve iftiralardan uzaktır.

                            [/quote]
                            1 ve 2 numara olarak işaret ettiğim ve kırmızıya boyadığım yerlere dikkat edin. Bu komedi değilde nedir?

                            1 numarada belirtilen "şia müfessirler" kim?

                            2 numarada belirtilen ve "yapacağını yapan şia" kim?

                            Ne yani burada iki ayrı kurum mu var?! Bunu kime yutturuyorsun Mektebi Mülkiye bıktık dedik anlamadın mı daha?!

                            Bırak yeni yeteneklerin önünü aç Bizde başka şovlar izleyelim biraz...

                            Senin burada yaptığını bir şia alimi yaptığı takdirde aynı şekilde kendisine de dönüp bu konuyu bu şekilde belirtiyoruz. Ama bir farkla...

                            Biz bunu nezih insanlara nezih şekilde yapıyoruz. Yani herkese layıkıyla davranıyoruz. Değeri kadar... Hakettiği şekilde...

                            Yorum


                              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                              [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg56130#msg56130 date=1254901398]
                              SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                              Mektebi Mülkiye kardeş siz isterseniz yazacağınız tüm hadisleri yazınız sonra ilk yazdığınız hadis ile başlarız.
                              [/quote]

                              abi benim yazacaklarım kolay kolay tükenmicek gibi, ardını deştikçe bişiler çıkıyo baksana

                              zaten birebir diyaloğa başlamak için yönetimin önce verdiği sözü tutup gerekli ortamı sağlaması lazım.yapılan hakaretleri görmezden gelmeyi bi kenara bırakıp, özel mesajların yayınlanmasına seyirci kalınıp laçkalaşmanın önüne geçmesi lazım. bu sağlandığında ben yazacaklarıma ara verir eski yazdıklarım üzerinde teker teker konuşmaya başlarız. ortam sağlanana dek ben aykırı rivayetleri eklemeye devam edicem.

                              Yorum


                                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg56136#msg56136 date=1254905380]
                                [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg56130#msg56130 date=1254901398]
                                SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                                Mektebi Mülkiye kardeş siz isterseniz yazacağınız tüm hadisleri yazınız sonra ilk yazdığınız hadis ile başlarız.
                                [/quote]

                                abi benim yazacaklarım kolay kolay tükenmicek gibi, ardını deştikçe bişiler çıkıyo baksana

                                zaten birebir diyaloğa başlamak için yönetimin önce verdiği sözü tutup gerekli ortamı sağlaması lazım. bu sağlandığında ben yazacaklarıma ara verir eski yazdıklarım üzerinde konuşuruz. ortam sağlanana dek ben aykırı rivayetleri eklemeye devam edicem.

                                [/quote]
                                İnternette senin izine rastladığım her yerde tavrım bu şekilde olacaktır sana Mektebi Mülkiye... Ama bir şartla...

                                Sen eğer bu şekilde din anlatacağım veya hakkı arayacağım diye başka şeyler yapmıyorsan tabi...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X