Ynt: AHİRET MENZİLLERİ
Ahiretin korkunç menzillerinden biri de kıyamettir. Kıyametin korkunçluğu bütün korkunç şeylerden daha korkunçtur ve acısı daha büyüktür. Allah Teala onu şöyle beyan etmektedir:
“O (kıyamet) göklerde ve yerde ağırlaştı. O size apansız bir gelişten başkası değildir.” [87]
Kutb-i Ravendi İmam Sadık'tan şöyle rivayet etmektedir:
“Hz. İsa, Cebrail'e; “Kıyamet ne zaman kopacaktır?”diye sordu. Cebrail kıyametin ismini duyunca titredi, düşerek bayıldı, kendine gelince şöyle dedi: “Ey Ruhullah! Sorulan, sorandan kıyamet hususunda daha bilgili değildir” daha sonra zikredilen ayeti okudu” [88]
Büyük Şeyh Ali bin İbrahim Kummi, İmam Muhammed Bakır (a.s.)'dan şöyle rivayet etmektedir:
“Bir gün Cebrail Peygamberle otururken Cebrail aniden gözlerini göklere dikti, rengi değişti ve sarardı, Resulullah'a sarıldı ve ona sığındı, ardından Peygamber de Cebrail'in baktığı yere baktı, orada yeryüzünü bir kap gibi içine alan doğu ve batıyı kaplayan bir melek gördü, melek Resulullah'a yönelerek şöyle dedi: “Ey Muhammed! Ben Allah'ın sana gönderdiği bir elçiyim, seni elçi bir padişah veya elçi bir kul olma hususunda serbest bırakıyorum.”
Resulullah Cebrail'e bakınca eski haline geldiğini gördü, Cebrail şöyle arzetti: “Elçi bir kul olmayı tercih et” Peygamber (s.a.a) de şöyle buyurdu: “Ben elçi bir kul olmayı tercih ediyorum” Melek de sağ ayağını kaldırarak dünya semasının ortasına, sol ayağını da kaldırarak ikinci göğe bastı, daha sonra sağ ayağını üçüncü göğe bastı ve aynı şekilde yedinci göğe kadar yükseldi, her göğü bir adımda aştı ve gittikçe küçüldü, sonunda küçük bir kuş gibi gözüktü, Peygamber Cebrail'e dönerek şöyle buyurdu: “Senin çok korktuğunu gördüm, senin renginin değişmesi kadar hiçbir şey beni korkutmamıştı.”
Cebrail şöyle dedi: “Ya Resulallah! Beni kınama, bu meleğin kim olduğunu anladınız mı? Bu melek İsrafil'di, Allah (c.c) yer ve gökleri yarattığı günden beri İsrafil makamından aşağı inmemişti,[89] ben onun yeryüzüne doğru geldiğini görünce, kıyametin kopacağını zannettim, kıyamet korkusundan, gördüğün gibi rengim değişti; ama kıyamet için gelmediğini gördük, Allah sizi seçtiği için büyüklüğünüz açısından onu size gönderdi, böylece ilk halime geri döndüm ve nefes almaya başladım” [90]
Bir rivayette de şöyle yer almıştır:
“Mukarrep melekler, gökler, yeryüzü, rüzgarlar, dağlar, çöller, denizler, hep Cuma gününden korkmaktadır, zira kıyamet o gün kopacaktır” [91]
Belki de gökyüzü, yeryüzü ve diğer şeylerin korkması, ehlinin ve müvekkillerinin korkmasıdır. Nitekim “O “Kıyamet göklerde ve yerde ağırlaştı.”ayetinin tefsirinde de müfessirler böyle mana etmişlerdir.
Rivayetlerde yer aldığı gibi Resulullah (s.a.a) kıyameti zikredince, sesi yükseliyor yüzü kızarıyordu.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: KIYAMET
Ahiretin korkunç menzillerinden biri de kıyamettir. Kıyametin korkunçluğu bütün korkunç şeylerden daha korkunçtur ve acısı daha büyüktür. Allah Teala onu şöyle beyan etmektedir:
“O (kıyamet) göklerde ve yerde ağırlaştı. O size apansız bir gelişten başkası değildir.” [87]
Kutb-i Ravendi İmam Sadık'tan şöyle rivayet etmektedir:
“Hz. İsa, Cebrail'e; “Kıyamet ne zaman kopacaktır?”diye sordu. Cebrail kıyametin ismini duyunca titredi, düşerek bayıldı, kendine gelince şöyle dedi: “Ey Ruhullah! Sorulan, sorandan kıyamet hususunda daha bilgili değildir” daha sonra zikredilen ayeti okudu” [88]
Büyük Şeyh Ali bin İbrahim Kummi, İmam Muhammed Bakır (a.s.)'dan şöyle rivayet etmektedir:
“Bir gün Cebrail Peygamberle otururken Cebrail aniden gözlerini göklere dikti, rengi değişti ve sarardı, Resulullah'a sarıldı ve ona sığındı, ardından Peygamber de Cebrail'in baktığı yere baktı, orada yeryüzünü bir kap gibi içine alan doğu ve batıyı kaplayan bir melek gördü, melek Resulullah'a yönelerek şöyle dedi: “Ey Muhammed! Ben Allah'ın sana gönderdiği bir elçiyim, seni elçi bir padişah veya elçi bir kul olma hususunda serbest bırakıyorum.”
Resulullah Cebrail'e bakınca eski haline geldiğini gördü, Cebrail şöyle arzetti: “Elçi bir kul olmayı tercih et” Peygamber (s.a.a) de şöyle buyurdu: “Ben elçi bir kul olmayı tercih ediyorum” Melek de sağ ayağını kaldırarak dünya semasının ortasına, sol ayağını da kaldırarak ikinci göğe bastı, daha sonra sağ ayağını üçüncü göğe bastı ve aynı şekilde yedinci göğe kadar yükseldi, her göğü bir adımda aştı ve gittikçe küçüldü, sonunda küçük bir kuş gibi gözüktü, Peygamber Cebrail'e dönerek şöyle buyurdu: “Senin çok korktuğunu gördüm, senin renginin değişmesi kadar hiçbir şey beni korkutmamıştı.”
Cebrail şöyle dedi: “Ya Resulallah! Beni kınama, bu meleğin kim olduğunu anladınız mı? Bu melek İsrafil'di, Allah (c.c) yer ve gökleri yarattığı günden beri İsrafil makamından aşağı inmemişti,[89] ben onun yeryüzüne doğru geldiğini görünce, kıyametin kopacağını zannettim, kıyamet korkusundan, gördüğün gibi rengim değişti; ama kıyamet için gelmediğini gördük, Allah sizi seçtiği için büyüklüğünüz açısından onu size gönderdi, böylece ilk halime geri döndüm ve nefes almaya başladım” [90]
Bir rivayette de şöyle yer almıştır:
“Mukarrep melekler, gökler, yeryüzü, rüzgarlar, dağlar, çöller, denizler, hep Cuma gününden korkmaktadır, zira kıyamet o gün kopacaktır” [91]
Belki de gökyüzü, yeryüzü ve diğer şeylerin korkması, ehlinin ve müvekkillerinin korkmasıdır. Nitekim “O “Kıyamet göklerde ve yerde ağırlaştı.”ayetinin tefsirinde de müfessirler böyle mana etmişlerdir.
Rivayetlerde yer aldığı gibi Resulullah (s.a.a) kıyameti zikredince, sesi yükseliyor yüzü kızarıyordu.
Yorum