Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

    Nuh 17-18
    وَاللَّهُ أَنبَتَكُم مِّنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا
    Vallâhu enbetekum minel ardı nebâtâ(nebâten).
    17-‘Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)’

    ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا
    Summe yuîdukum fîhâ ve yuhricukum ihrâcâ(ihrâcen).
    18-‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’

    17-‘Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)’

    Sizi ondan (yerden) çıkardı.

    18-‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’

    Sonra sizi yine oraya döndürecek (gömüleceksiniz)

    ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’ Haşırda (ahrette)


    hakka 16-17
    وَانشَقَّتِ السَّمَاء فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌ
    Ven şakkatis semâu fe hiye yevme izin vâhiyeh(vâhiyetun).
    16-Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
    وَالْمَلَكُ عَلَى أَرْجَائِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌ
    Vel meleku alâ ercâihâ, ve yahmilu arşe rabbike fevkahum yevme izin semâniyeh(semâniyetun).
    17-Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.

    16-Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
    Gök çok zayıf bir durumda olacak

    17-Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.

    Hz. Muhammed buyurduki: bu gün onlar (melekler) dörttür. Eğer kıyamet günü geldiyse (Allah) onları dört tane daha (melek) ile teyid eder (güçlendirir) böylelikle sekiz tane olurlar. (arşı taşıyan sekiz melek.)
    Kafi de İmam sadık tan: dedi ki: Arş ve arşı taşıyan melekler: ilim, sekiz: dördü bizden dördüde allah'ın dilediklerinden. El-kummi: arşı taşıyanlar sekizdir. herbirinin sekiz gözü vardır, her gözün طباق[color=rgb(255, 0, 0)][/color][color=rgb(255, 0, 0)][/size]dünya dedi ki: diğer bir hadiste dediki: arşı taşıyanlar sekizdir. dördü ilklerden diğer dödüde sonlardandır. ilklerden olan dört: NUh, İbrahim, Musa ve İsa'dır. (a.s.a) sonlardan olan dör ise: Muhammed (s.a) Ali, Hasan ve Hüseyidir. ve arşı taşımanın manası: yani İlim. [/color]

    "her gözün طباقdünya" طباق kelimesi bu cümlede beni zorladı. anladığım: "her gözün büyüklüğü dünya kadar" demek istiyor gibi vallahu e3lem...[size=78%]

    من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
    أبو النواس

    Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
    Ebu Nevves

    Yorum


      #77
      Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

      [quote author=gulistan_2 link=topic=141.msg143737#msg143737 date=1330175983]
      Allah razi olsun kardesim, devamida gelirse ins. ilgi ile okuyacagim
      ........
      Hz. Muhammed buyurdu ki: yer (yeryüzü) başka bir yer ile değişecek ve gökleri uzatacak bu uzatış zahiri olacak ve bunda hiçbir kusur nede bir ümmet görülmeyecek.

      bu kisim hakkinda biraz daha detay bilgi verebilirseniz sevinirim
      [/quote]
      ne yazık ki elimdeki tefsirlerde bundan daha geniş bir tefsir bulamadım.

      من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
      أبو النواس

      Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
      Ebu Nevves

      Yorum


        #78
        Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum


        Kaf 44
        يَوْمَ تَشَقَّقُ الْأَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًا ذَلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَسِيرٌ
        Yevme teşakkakul ardu anhum sirââ(sirâan), zâlike haşrun aleynâ yesîrun.
        44-O gün yer, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır.
        Kummi: reccatte. Diyor.



        Hadid 17
        اعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
        İ’lemû ennellâhe yuhyil arda ba’de mevtihâ, kad beyyennâ lekumul âyâti leallekum ta’kılûn(ta’kılûne).
        17-Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.

        “Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir.” İmam Bakır dan: dedi ki: ölümünden sonra Allah onu Mehdi ile tekrar diriltecektir; Yani ölümüyle: halkı küfre saptı ve kafir ölüdür. Ayrıca kafide: İmam Sadıktan: dedi ki: zulumden sonra adalet. Ve der ki: zikir ve tilavetle katı sert kalplerin temsili ihyası.
        “Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.” Aklınız kemale ersin diye.

        من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
        أبو النواس

        Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
        Ebu Nevves

        Yorum


          #79
          Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

          iste bu bahcenin aden yani adn cenneti oldugunu iddia etmislerdi, eski bir harita üzerinden de göstermislerdi "mezopotamya"

          peki sizce adem ile havvanin geri dönmek icin gayret sarfettikleri cennet hangisi oluyor?


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #80
            Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

            [quote author=gulistan_2 link=topic=141.msg143747#msg143747 date=1330185727]
            iste bu bahcenin aden yani adn cenneti oldugunu iddia etmislerdi, eski bir harita üzerinden de göstermislerdi "mezopotamya"

            peki sizce adem ile havvanin geri dönmek icin gayret sarfettikleri cennet hangisi oluyor?
            [/quote]
            şimdi benceyi karıştırmayın daha iyi benceleri burada sırlarsam bir çok kişinin kafası karışır ve işin içinden çıkılmaz hale gelirler... birde karşılaşacağım tekfirlerde olacak.... boşverin yorumu siz yapın ben sadece elimdeki verilere göre bir tercüme yapmaya çalışacam varsa da ayetle ilgili hadis paylaşırım...

            من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
            أبو النواس

            Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
            Ebu Nevves

            Yorum


              #81
              Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

              tamam kardesim anliyorum
              tesekkür ederim, paylasimlari bekliyorum ins


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #82
                Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                Mümin 11
                قَالُوا رَبَّنَا أَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَأَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ إِلَى خُرُوجٍ مِّن سَبِيلٍ
                Kâlû rabbenâ emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fa’terefnâ bi zunûbinâ fe hel ilâ hurûcin min sebîl(sebîlin).
                11- Dediler: "Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Buradan çıkmak için bir yol daha var mı?"

                [/size]Dediler: "Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, [/size]iki kez dirilttin.[/size]”Kummi: İmam Sadıktan: bu rec’attedir. [size=13px]
                Diyorum ki (tefsir Safi kitabının yazarı Faydul Keşani): iki ölümden bahsetmesinin nedeni rahmetin tahakkuk etmesi olabilir veya diyorlarki bu rec’atte, kabirde sual için iki ölümden dirilme sebebiyle dir.
                “Günahlarımızı kabulleniyoruz. Şimdi (bu ateşten) bir çıkış yolu var mı?”
                Bu azaptan çıkmak için bir çıkış yolu yokmu o yolda gidelim? ….


                acaba bu azab nedir ben merak ediyorum.....

                Not: ayetin başında bulunan Kalu kelimesi geçmiş zaman fiilidir. Ona göre düşünün

                Direk kelime meali:
                1. kâlû : dediler
                2. rabbe-nâ : Rabbimiz
                3. emette-nâ : bizi öldürdün
                4. isneteyni : iki kere
                5. ve : ve
                6. ahyeyte-nâ : bizi dirilttin
                7. isneteyni : iki kere
                8. fa'terefnâ (fe ı'terefnâ) : böylece itiraf ettik
                9. bi zunûbi-nâ : günahlarımızı
                10. fe : böylece, artık
                11. hel : var mı
                12. ilâ hurûcin : çıkışa, çıkış için, çıkmaya
                13. min : den
                14. sebîlin : bir yol

                من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                أبو النواس

                Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                Ebu Nevves

                Yorum


                  #83
                  Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                  yani insanin ölmesinin ardindan kabirde sual icin dirilme ve daha sonra tekrar ölme?
                  hem yanlismi hatirliyorum, bu ayetten önce onlarin azab icin atesin basina getirildiklerinde böyle dediklerimi yaziyordu?


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                    acaba bu tüm insanlar için mi yoksa belli bir guruptan mı bahsediyor? ayet dediler diyor....

                    من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                    أبو النواس

                    Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                    Ebu Nevves

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                      evet o da var!?


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum


                        Zümer 68:
                        وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَصَعِقَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَمَن فِي الْأَرْضِ إِلَّا مَن شَاء اللَّهُ ثُمَّ نُفِخَ فِيهِ أُخْرَى فَإِذَا هُم قِيَامٌ يَنظُرُونَ
                        Ve nufiha fîs sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne).
                        1. ve nufiha : ve üfürüldü
                        2. fî : de, içinde
                        3. es sûri : sûr
                        4. fe : böylece, artık
                        5. saıka : bayıldı, öldü
                        6. men : kimse, kişi
                        7. fî : de, içinde
                        8. es semâvâti : semalar, gökler
                        9. ve men : ve kimse
                        10. fî : de, içinde
                        11. el ardı : arz, yer
                        12. illâ : hariç
                        13. men : kimse, kişi
                        14. şâe : diledi
                        15. allâhu : Allah
                        16. summe : sonra
                        17. nufiha : üfürüldü
                        18. fîhi : ona, onun içine
                        19. uhrâ : diğer
                        20. fe : böylece, artık, sonra
                        21. izâ : olduğu zaman
                        22. hum : onlar
                        23. kıyâmun : ayağa kalkarak
                        24. yanzurûne : bakarlar, bakınırlar
                        68-Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.

                        Hz. Muhammed (s.) ayeti kerimeyi Cebrail’e sordu, “Allah’ın (ölmemelerini) dilediği kimseler” kimlerdir? Dedi ki: onlar arşın etrafında kılıçlarını kuşanmaış şehitlerdir. “Sonra ona bir daha üflenir” ikinci üfleme , “bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar.” Mezarlarından kalkmış ve gözleri ile etrafa bakınıyorlar.

                        Bihardaki c.89 s.174. rivayette ise: resulullah’a (s.a) sordudular: Allah’ın istisna ettiği kişiler kimler? Dedi ki: Cebrail, Mikail, İsrafil ve ölüm meleği. Allah (c.c) Mahlukatın ruhlarını kabd ettiğinde (öldürdüğünde) der ki: Ey ölüm meleği Kim kaldı? Ölümmeleği Allah (c.c) yi yücelltikten sonra derki: Cebrail, Mikail, İsrafil ve Ölüm meleği kaldı. Allah (c.c) der ki: İsrafilin nefsini al. Ölüm meleği İsrafil’in nefsini alır. Sonra Allah (c.c) bir daha sorarkim kaldı geriye? Ölüm meleği der ki: Cebrail, Mikail ve ölüm meleği. Allah (c. ) derki mikailin nefsini al. Ölüm meleği mikailin nefsini alır. Allah cc sorar .kim kaldı geriye? Ölüm meleği cevap verir Cebrail ve ölümmeleği der. Allah cc derki: öl ey ölüm meleği, ve ölür. Allah derki ey Cebrail kim kaldı geriye? Cebrail der ki: Ey Allah’ım sen yüceler yücesisinsenin kalıcı daim olan yüzün ve fani ölümlü Cebrail kaldı geriye. Allah: Ey Cebrail Mutlaka ölüm olacak. Cebrail secdeye kapanır: yüceler yücesi rabbim celalet ve ikram sabibisin. Resulullah der ki: işte o an Cebrailde ölür. Ve gökteki veyerdeki son ölendir.

                        من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                        أبو النواس

                        Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                        Ebu Nevves

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                          Allahin diledikleri sehitler ve melekler oluyor yani
                          ama bu ayetlerde genellikle gecmis zamandan bahsediliyor

                          takibe devam ediyorum kardesim Allah razi olsun


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum


                            ٌRum 25-27

                            وَمِنْ آيَاتِهِ أَن تَقُومَ السَّمَاء وَالْأَرْضُ بِأَمْرِهِ ثُمَّ إِذَا دَعَاكُمْ دَعْوَةً مِّنَ الْأَرْضِ إِذَا أَنتُمْ تَخْرُجُونَ
                            Ve min âyâtihî en tekûmes semâu vel ardu bi emrih(emrihî), summe izâ deâkum da’veten minel ardı izâ entum tahrucûn(tahrucûne).

                            25-Göğün ve yerin O'nun emriyle ayakta durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağrıyla davet ettiğinde siz yerden hemen çıkacaksınız.

                            Göğün ve yerin O'nun emriyle ayakta durması da O'nun ayetlerindendir. Kıyamı (duruşu) onun onlara ikameti ve durmalarını sağlayan iradesi.

                            Sonra sizi bir çağrıyla davet ettiğinde siz yerden hemen çıkacaksınız.
                            sonra çıkışınız yerden mezarınızdan aniden tek bir davetle duraksamandan olacaktır.

                            وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلٌّ لَّهُ قَانِتُونَ
                            Ve lehu men fîs semâvâti vel ard(ardı), kullun lehu kânitûn(kânitûne).

                            26- Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmektedir.

                            وَهُوَ الَّذِي يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَهُوَ أَهْوَنُ عَلَيْهِ وَلَهُ الْمَثَلُ الْأَعْلَى فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
                            Ve huvellezî yebdeul halka summe yuîduhu, ve huve ehvenu aleyh(aleyhi), ve lehul meselul a’lâ fîs semâvâti vel ard(ardı), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
                            1. ve huve : ve o
                            2. ellezî : o , ki o
                            3. yebdeu : (ilk defa) başlatır
                            4. el halka : yaratma
                            5. summe : sonra
                            6. yuîdu-hu : onu iade eder
                            7. ve huve : ve o
                            8. ehvenu : daha kolay, çok kolay
                            9. aleyhi : onun üzerine, ona
                            10. ve lehu : ve onun, ona ait
                            11. el meselu : misal, durum, özellik
                            12. el a'lâ : yüce
                            13. fî : içinde, de
                            14. es semâvâti : semalar, gökler
                            15. ve el ardı : ve arz, yeryüzü
                            16. ve huve : ve o
                            17. el azîzu : çok yüce, üstün
                            18. el hakîmu : hüküm ve hikmet sahibi


                            27- Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm...

                            Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Helaklarından (Ölümlerinden) sonra.

                            Bu O'nun için çok da kolaydır. Onların geri döndürülmeleri (tekrar yaratılması) ona ilk yaratılıştan daha kolaydır.
                            Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. İmam Cafer sadık: en hiçbir şeye benzemeyen yüce örnekler Allahındır. O sıfatlandırılmaz (nasıllığı) düşünülemez- hayaledilemez, işte bu en yüce örnektir.
                            İmam Rıda’dan: Hz. Muhammed s. Hz. Ali ye Buyurduki: ve sen en yüce örneksin. Ve rivayet eldir ki en son hutbesinde
                            (hz. Ali) dedi ki: biz takva kelmesi ve hidayet yoluyuz. Ve en yüce örneğiz.


                            NOt: Tefsir safiye dayanarak bu tercüme yapıldı.

                            من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                            أبو النواس

                            Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                            Ebu Nevves

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                              Enbiya 104
                              يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاء كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُّعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ
                              Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduh(nuîduhu), va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn(fâılîne).
                              1. yevme : o gün
                              2. natvi es semâe : semayı düreceğiz
                              3. ke tayyi : dürüldüğü gibi
                              4. es sicilli : sicil, üzeri yazılı kâğıt
                              5. li el kutubi : kitapları
                              6. kemâ : gibi
                              7. bede'nâ : başladık
                              8. evvele : evvel, ilk
                              9. halkın : yaradılış
                              10. nuîdu-hu : onu iade edeceğiz, döndüreceğiz
                              11. va'den : vaad
                              12. aleynâ : bizim üzerimize
                              13. innâ kunnâ : muhakkak biz olduk
                              14. fâılîne : yapanlar

                              104- Gün olur göğü, yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu baştan yaparız. Üzerimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacağız.

                              - Gün olur göğü, yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. Kummi: …manası: düreriz yani son veririz ve dumana dönüşür yer ise ateşe. (yangın yerine)

                              من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                              أبو النواس

                              Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                              Ebu Nevves

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: Bu ayetler hakkinda paylasim rica ediyorum

                                [quote author=gulistan_2 link=topic=141.msg143775#msg143775 date=1330203115]
                                Allahin diledikleri sehitler ve melekler oluyor yani
                                ama bu ayetlerde genellikle gecmis zamandan bahsediliyor

                                takibe devam ediyorum kardesim Allah razi olsun
                                [/quote]


                                Bu tefisire bağlı bir bakarsınız aynı ayeti başka bir imam farklı bir anlamda anlatmışta olabilir. nitekim verdiğim tercümede Peygamberin ayetle ilgili iki hadisi farklı olduğunu görürsünüz....

                                من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                                أبو النواس

                                Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                                Ebu Nevves

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X