Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

TARİHTEN GÜNÜMÜZE "KUM"

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: TARİHTEN GÜNÜMÜZE "KUM"

    Siyasi Değişimler
    Asla siyaset, gerçek anlamda İslam'dan ayrı olmayıp aksine, birbirini tamamlayan iki kavramdır.
    Kum ilim havzası kuruluşundan günümüze kadar, asla siyasî olayların dışında kalmadı. Hatta bazen çok ciddi müdahalelerde bulunarak kendi asrının siyasî yönetimini ele aldı.
    İlim havzasının siyasetle ilişkisi, zaman içerisinde, şartlar ve imkânlara göre değişmiştir. Burada, birkaç örnekle Havza'nın siyasî geçmişini tanıtmaya çalışacağız:

    Yorum


      #47
      Ynt: TARİHTEN GÜNÜMÜZE "KUM"

      Kum'un İsfahan'dan Ayrılması
      Kum halkı, Kum'da bulunan Şiî alimler ve ravilerin de etkisiyle II. ve III. yüzyıldan itibaren zalim hükümdarlara yardım etmemişlerdir. Zira, onların gözünde bu hükümetler, gaspçı ve tağut hükümetleri idi. Bu yüzden olacak ki, her fırsatta onlara karşı eylemlerde bulunuyorlardı.

      Kum kenti H. 189 yılına kadar İsfahan'a bağlıydı. Halk, vergi ve maliye borçlarını İsfahan'a ödüyordu. O dönemde İsfahan halkı ve hükümdarları Şiî olmadığından, Kum halkı kendi alimlerine uyarak bağımsızlık istiyorlar, İsfahan'a vergi vermekten çekiniyorlardı.
      Nihayet H. 189 yılında Hamza b. Elyesa Eş'arî'nin çabaları sonucu Kum, İsfahan'dan ayrılarak bağımsız bir vilayet oldu. Hicrî 195 yılında Dezful veya Derpol Camii'ne bir minber bırakıldı. O dönemde bir şehrin minberinin olması, o şehrin bağımsızlığını gösterirdi.[155]

      Böylesi bir bağımsızlık, siyasî ve mezhebî olarak Kum halkı için çok önemliydi.

      İmam Hasan Askerî'nin (a.s) talebelerinden olan alim ve ravilerin Kum'da oluşu, bu bağımsızlığın en büyük etkeni olmuştu. Zira, onların, halkı bilgilendirip yönlendirmesi, böyle bir ortamın gerçekleşmesine neden olmuştur.

      Kum, bu özelliklere sahip olduğundan, halife ve sultanlar şehrin asayişi için buraya özel ilgi gösterirlerdi. Çünkü Kum halkı, her fırsatta onların emirlerine muhalefet ediyorlardı. Bu nedenle halifeler, Kum halkının rızasını kazanmaz için genelde Şia'nın önde gelen isimlerini veya Şia'ya ılımlı birini Kum'a vali olarak atarlardı.

      Nitekim, VII. Abbasî halifesi Memun, Şia'nın önde gelen isimlerinden Herseme'yi Kum'a vali olarak atamıştı. Yine, XVIII. Abbasî halifesi Muktedir, yıllarca Abbasîlerle savaşan Hüseyin b. Hamdan'ı Kum yönetimine getirdi.[156]

      Ancak, X. Abbasî halifesi Mütevekkil, zalim ve zorba biri olan yandaşı Musa b. Boğa b. Kuleyb'i Kum kentine vali olarak atadı. Oldukça küstah, küfürbaz ve Ehl-i Beyt (a.s) düşmanı olan Musa, Kum'a gelerek yönetimi ele aldı. Halkı şiddet uygulayarak korkutmasına ve ölümle tehdit etmesine rağmen kimse ona boyun eğmedi.

      Sonunda, bir grup Kumlu, İmam Hasan Askerî'nin (a.s) huzuruna çıkarak Kum'da böylesi zorba bir hakimin varlığından duydukları rahatsızlığı dile getirerek bir çıkış yolu göstermesini istedi.

      İmam Hasan Askerî (a.s) onlara "Mazlum Namazı" kılmalarını,[157] namazdan sonra da ona beddua etmelerini istedi. Onlar imamın emrine uydular. Bu bedduadan kısa bir süre sonra Musa b. Boğa helak oldu.[158]
      Bu konu, bir başka rivayette şöyle geçer:

      XV. Abbasî halifesi Mutemid, H. 256 ila 279 yılları arasında hilafet koltuğuna oturdu. İmam Hasan Askerî'nin (a.s) dört yılı, onun hilafet dönemine rastlar.

      Musa b. Boğa, Abbasî halifeleri Muhtedi ve Mutemid dönemlerinde ordu komutanı idi. Yaptığı zulümler tahammül edilemez bir hâle gelince Kum halkı İmam Hasan Askerî'nin (a.s) huzuruna çıktı ve onu şikâyet etti. İmam (a.s), onun şerrinden kurtulmaları için Kum halkına bir dua öğretti ve bu duayı namazda kunut duası olarak okumalarını istedi.

      Duanın bir bölümü şöyledir:

      Dua metni:

      "Allah'ım! Zulmün dayanağını kırmadıkça onu serbest bırakma, kalkanını parçalamadıkça ona kalkan bırakma, sözlerini bölmedikçe konuşmasına fırsat verme... ve yere devirmedikçe ona dalgalandıracağı bir bayrak verme!" [159]

      Yorum


        #48
        Ynt: TARİHTEN GÜNÜMÜZE "KUM"

        Araştırmacı, eleştirici ve kolay beğenmeyen karakterimize rağmen ben Kum'u çok beğendim ve nickimi bu şehirde gördüğüm "aşk"la birleştirdim. şehrin ismini de aynen oralarda yazıldığı şekliyle Qom olarak yazdım. "u" tamlama eki olan "ve" anlamına geliyor. Nickimin anlamı Kum ve Aşk.

        her yerde ilim olabilir. Ama aşk ve ilmin birleştiği ve bunun şehre dönüştüğü yer dünyada yoktur. Bu yüzden Kum bir başkadır. ve benim yaşanacak yer halimde idoldür. Bu şehre giden veya orda yaşayan tüm dostlardan, bizim orada ve daimi olarak yaşayabilmemiz için dua etmelerini unutmamalarını istirham ediyorum.

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X