Ynt: EL-MURACAT Mektep ve İmamet Hakkındaki Mektuplar
Ya da isterseniz onu şu hadisine atfedebilirsiniz: "Bir gün Peygamber (s.a.a) benim evime girdiğinde yanımda iki cariyenin şarkı söylediklerini gördü. Hiç bir şey söylemeden gidip yatağına uzandı. Arkasından babam (Ebu Bekir) girip bu manzarayı görünce: Bu ne? Peygamber'in yanında şeytan zurnası mı? diye çıkıştı... Ama Peygamber (s.a.a) "Bırak söylesinler dedi." Ve hadisin devamı (8)
Veya şu hadisine atfedin: (9) "Peygamber bir gün benimle koşma yarışı yaptı, onu geçtim. Ancak uzun bir müddetten sonra (ben şişmanlamıştım) yine yarıştık, bu sefer beni geçti."
Veya şu hadisine: (10) "Önceleri bebeklerle oynardım, arkadaşlarım da bazen gelip benimle oynarlardı, bazen de Peygamber onları, benimle oynamaları için çağınr ve evime getirirdi." Hadis devam ediyor...
Veya (11) şu sözlerine: "Benim yedi tane faziletim vardır ki, Ümran kızı Meryem hariç hiç bir kadına nasip olmamıştır: Birincisi melek gökten benim suretimle indi, ikincisi: Peygamber benimle bakire olarak evlendi. Üçüncüsü: Onunla yorgan altında yattığım bir anda ona vahiy geldi. Dördüncüsü: Beni bütün karılarından daha çok severdi. Beşincisi: Benim hakkımda öyle ayetler indi ki, az kalsın ümmetin helakına sebep olacaklardı. Altıncısı: Benden başka hanımlardan hiç biri Cebrail'i görmedi, onu yalnız ben gördüm. Yedincisi: Evimde vefat etti, ve onun ölümüne benden ve melekten başka kimse şahit olmadı."(12)
Ve buna benzer kendisine has bir çok hadis...Ümmü Seleme ise. Peygamber efendimizin vasisine ve veli tayin ettiği velisine sadık kalması, faziletinin derecesini tayin etmeye yeterlidir. Ayrıca gayet akıllı, dindar ve isabetli görüşlere sahip olduğu herkesçe bilinirdi. Hudeybiye günü Peygambere (s.a.a) arz ettiği görüş, onun ne derece akıllı ve fikir sahibi olduğunu göstermişti. Allah'ın rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun. Vesselam. (ş)
Ya da isterseniz onu şu hadisine atfedebilirsiniz: "Bir gün Peygamber (s.a.a) benim evime girdiğinde yanımda iki cariyenin şarkı söylediklerini gördü. Hiç bir şey söylemeden gidip yatağına uzandı. Arkasından babam (Ebu Bekir) girip bu manzarayı görünce: Bu ne? Peygamber'in yanında şeytan zurnası mı? diye çıkıştı... Ama Peygamber (s.a.a) "Bırak söylesinler dedi." Ve hadisin devamı (8)
Veya şu hadisine atfedin: (9) "Peygamber bir gün benimle koşma yarışı yaptı, onu geçtim. Ancak uzun bir müddetten sonra (ben şişmanlamıştım) yine yarıştık, bu sefer beni geçti."
Veya şu hadisine: (10) "Önceleri bebeklerle oynardım, arkadaşlarım da bazen gelip benimle oynarlardı, bazen de Peygamber onları, benimle oynamaları için çağınr ve evime getirirdi." Hadis devam ediyor...
Veya (11) şu sözlerine: "Benim yedi tane faziletim vardır ki, Ümran kızı Meryem hariç hiç bir kadına nasip olmamıştır: Birincisi melek gökten benim suretimle indi, ikincisi: Peygamber benimle bakire olarak evlendi. Üçüncüsü: Onunla yorgan altında yattığım bir anda ona vahiy geldi. Dördüncüsü: Beni bütün karılarından daha çok severdi. Beşincisi: Benim hakkımda öyle ayetler indi ki, az kalsın ümmetin helakına sebep olacaklardı. Altıncısı: Benden başka hanımlardan hiç biri Cebrail'i görmedi, onu yalnız ben gördüm. Yedincisi: Evimde vefat etti, ve onun ölümüne benden ve melekten başka kimse şahit olmadı."(12)
Ve buna benzer kendisine has bir çok hadis...Ümmü Seleme ise. Peygamber efendimizin vasisine ve veli tayin ettiği velisine sadık kalması, faziletinin derecesini tayin etmeye yeterlidir. Ayrıca gayet akıllı, dindar ve isabetli görüşlere sahip olduğu herkesçe bilinirdi. Hudeybiye günü Peygambere (s.a.a) arz ettiği görüş, onun ne derece akıllı ve fikir sahibi olduğunu göstermişti. Allah'ın rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun. Vesselam. (ş)
pek kuvvetlidir. Arşın sahibi (Allah) katında yüksek bir mevki sahibidir. Melekler arasında itaat olunandır ve (vahye karşı} emindir. (Ey Kuryş oğulları!) Sizin arkadaşınız (Hz. peygamber, kafirlerin iddia ettiği gibi) mecnun değildir" ve şu Allah'ın celle celalühü dediğini de : "Şüphesiz o Kur'an-ı Kerim bir Peygamber'in (Allah'tan) getirdiği sözdür. O, bir şair sözü değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz. O, alemlerin Rabbin'den indirilmiştir." Ve şu sözleri celle ve ala sanki hiç okumamış ve duymamışlardı: "Arkadaşınız Muhammed Peygamber hiç doğru yoldan sapmadı. rüşd yolunu bulmakta da ümitsizIiğe de kapılmadı, heybete uğramadı. O kendi nefsinin arzusuna göre konuşmuyor. Söyledikleri ancak vahiydir, kendisine Allah tarafından vahy olunuyor.ona çok kuvvetli bir melek (Cebrail) öğretti." Ve buna benzer bir çokfasih ayetler. Hepsinde onun sayıklamak ve hecr gibi araz'dan münezzeh ve masum olduğuna dair nass-ı kerim vardır Hatta zatında soyut olarak akıl dahi böyle bir şeyi reddetmekte müstakildir ama ne var ki, onlar Peygamber'in (s.a.a) hilafet hususundaki ahdi, Hz. Ali üzerinde teşvik ve hassaten ona ve sülalesinden gelecek olan imarnlara yaptığı nassı tekit edeceğini anladılar ve böylece bu girişimi bertaraf etmiş oldular. Nitekim bunu daha sonra ikinci halife, ibn-i Abbas 'la yaptığı bir konuşmasında itiraf etmekten çekinmemiştir.
Yorum