Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

    Hem serkeş diyorum hem böyle itham yiyorum
    Hz. Ali'nin yaptığı iş doğru olduğu için Allah ona o günleri göstermedi
    İmamet akidesinde kulların dünyevi huzuru da yok mudur?
    Elbette ben bunu ahiret saadetiyle kıyaslamıyorum ama Allahın seçtiği birine olan ihtiyaç 2 cihan saadeti içindir..
    İbni Ömer'in Yezid'e biatının gönüllü olmadığını biliyorsun..Peki neden Hz. Ali'ye biatta çekimser gibi kaldı..
    Bunun sebebini anlamak için Mezhep fikirlerini savunmaya ara verip Hz. İbni Ömer ile empati yapmalısın..
    83 yaşındaki bir pir-i fani olan Hz. Peygamberin damadı Hz. Osmanı hem de kendisini savunmaya gelen kişileri bu işten men eden mazlum Hz. Osmanı öldüren katiller en başta Hz. Talhayı derdest ederek onu biata zorlamıştır diye anlatır tarih ne kadar doğru bilemem..Çok büyük bir imtihan.
    Hz. Osmanı öldüren ve öldürürken de muazzez hanımına cinsel taciz yapmakal meşgul esfel-i safilin rekortmeni olan katillerle aynı safta olmak..Hz. Ali davasında haklıydı ama bu psikolojik faktörlerle mücadele etmek de zordu..Ayrıca Hz. İbni Ömeri fitne zamanında geri durduran şey hadis-i şeriflerdi..Aynı hadisler de Hz. Hasan'ı barışa yani sukunete itmemişmiydi?
    Bu anlatımlardan Hz. Alinin yanında yer alınmamalıydı diye bir sonuç çıkarmazınız umarım..Çünkü o kanatte değil onun yanında yer alınması kanaatindeyim..Daha da ilerisinde Hz. Muaviyenin savaşını da bir bütün olarak içtihad farklılığı olarak izah edenlerden de değilim..Onun da hataları var..İçtihad kılıfını her bir özel durum için kullanmak içtihad müessesesine aykırıdır..Ancak ben sahabiyi eleştirmem..Özellikle de Kıbrıs fethinde övdüğü grubun komutanı olan bir sahabiyi asla..Onların durumu allaha kalmıştır..Yargılayıcı ve cezalandırıcı olarak o yeter. Bana ne hacet?

    Yorum


      Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

      Güzel uslübunuz için gönülden teşekkür ederim..Allah hepimize hidayet, iman , ilim , ihlas nasip etsin..Saygılarımı sunuyorum.

      Yorum


        Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

        aktif takip...

        Yorum


          Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

          BİSMİHİ TEALA
          HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHLİ BEYT (A.S) OLSUN LANETİ İSE ONLARIN EBEDİ DÜŞMANLARINA OLSUN
          RABB'İMDEN SÖZÜN EN DOĞRUSUNU DİNLEYİP, HAKKI BATIL'DAN AYIRMAYI MUAVVAK KILSIN

          Selamun Aleykum Sayın ahmed.nazif bey;

          Ben sizden Ehl-i Sünnet'te ki İmamet nasıl olmalıdır sordum, ama çok islam tarihi içerisine girdiniz... yazıtılarınızdan şunu özetlemek olsa gerek ki SAHABE sıfatı ile her ne yapsa hiç bir şekilde yargılanamaz bir eleştiri söz konusu olmamalıdır.? İslam tarihi bilginiz pek ala derin ama mütaala etmeden sadece bir yığın sorular ile ezberlemekten öteye geçememişsiniz.

          Halbu ki Allah (c.c) buyuruyor ki ;

          Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelmiştir. Eğer o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (cahiliyeye) mi döneceksiniz? Kim geriye dönerse, Allah'a asla zarar vermez ve Allah şükredenlere ihsanlar eder. (
          Al-i İmran Suresi / 144.)

          Yine Allah resulu (s.a.a) buyuruyor ki;

          "Kıyamet günü sizi kuzeye doğru götürecekler. Ben, "Onları nereye götürüyorsunuz?" diye sorduğumda; "Vallahi onları cehennem e götürüyoruz." diyecekler. Ben, "Ey Rabbim, onlar benim ashabımdır." diyeceğim. Bana diyecekler ki: "Senden sonra onların ne bidatler çıkardıklarım bilmiyorsun. Sen onları terk ettiğin andan mürted olup cahiliyeye geri döndüler." Bunun üzerine ben diyeceğim ki: "Allah'ın rahmeti benden sonra dini değiştirenlerden uzak olsun." Onlardan, ancak deve sürüsünden ayrılan birkaç deve gibi çok azı kurtulacaktır." (Sahih-i Buhari, c. 9, s. 58-59 ve c. 8, s. 150 - 151; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1794, h. 2293.)

          Sadece bu iki söz bile yeter...!


          İki ekol arasındaki ihtilâf konularını ve bu ihtilâfların nereden kaynaklandığını incelemeden önce, her iki ekolün Kur'ân-ı Keri-m'in doğruluğunda ittifak ettiklerini hatırlatmakta yarar var. Bu iki ekolün mensupları Kur'ân-ı Kerim'in aslında, görüş birliği içerisinde olup, Kur'ân-ı Kerim'in helâl ve haramı, emir ve nehyi, mubah ve müstehabbı karşısında teslim olunması ve onlarla amel edilmesi gerektiğinde müttefiktirler.Eğer sizde musait buyurusanız aramızdaki ihtilaf konuları ne onlardan bir kaçını madde şeklinde sıralayalım ve sadece bu konular odaklı bir yol izliyelim... Örneğin;

          1) iki ekole göre sahabe
          2)İmamet ve Hilafet üzere olabilir....

          Güzel iltifatınız için teşekkür ederim... göstermiş olduğunu hoş görüden dolayı memnuyetimi bildirirm... Amin cümlemizden de inşALLAH

          Allah'ın hidayeti üzerinize olsun...

          Yorum


            Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

            [quote author=Hz.AhlulBayt (a.s) date=1393849947 link=topic=25344.msg172762#msg172762]
            BİSMİHİ TEALA
            HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHLİ BEYT (A.S) OLSUN LANETİ İSE ONLARIN EBEDİ DÜŞMANLARINA OLSUN
            RABB'İMDEN SÖZÜN EN DOĞRUSUNU DİNLEYİP, HAKKI BATIL'DAN AYIRMAYI MUAVVAK KILSIN

            Selamun Aleykum Sayın ahmed.nazif bey;

            Ben sizden Ehl-i Sünnet'te ki İmamet nasıl olmalıdır sordum, ama çok islam tarihi içerisine girdiniz... yazıtılarınızdan şunu özetlemek olsa gerek ki SAHABE sıfatı ile her ne yapsa hiç bir şekilde yargılanamaz bir eleştiri söz konusu olmamalıdır.? İslam tarihi bilginiz pek ala derin ama mütaala etmeden sadece bir yığın sorular ile ezberlemekten öteye geçememişsiniz.

            Halbu ki Allah (c.c) buyuruyor ki ;

            Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelmiştir. Eğer o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (cahiliyeye) mi döneceksiniz? Kim geriye dönerse, Allah'a asla zarar vermez ve Allah şükredenlere ihsanlar eder. (
            Al-i İmran Suresi / 144.)

            Yine Allah resulu (s.a.a) buyuruyor ki;

            "Kıyamet günü sizi kuzeye doğru götürecekler. Ben, "Onları nereye götürüyorsunuz?" diye sorduğumda; "Vallahi onları cehennem e götürüyoruz." diyecekler. Ben, "Ey Rabbim, onlar benim ashabımdır." diyeceğim. Bana diyecekler ki: "Senden sonra onların ne bidatler çıkardıklarım bilmiyorsun. Sen onları terk ettiğin andan mürted olup cahiliyeye geri döndüler." Bunun üzerine ben diyeceğim ki: "Allah'ın rahmeti benden sonra dini değiştirenlerden uzak olsun." Onlardan, ancak deve sürüsünden ayrılan birkaç deve gibi çok azı kurtulacaktır." (Sahih-i Buhari, c. 9, s. 58-59 ve c. 8, s. 150 - 151; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1794, h. 2293.)

            Sadece bu iki söz bile yeter...!


            İki ekol arasındaki ihtilâf konularını ve bu ihtilâfların nereden kaynaklandığını incelemeden önce, her iki ekolün Kur'ân-ı Keri-m'in doğruluğunda ittifak ettiklerini hatırlatmakta yarar var. Bu iki ekolün mensupları Kur'ân-ı Kerim'in aslında, görüş birliği içerisinde olup, Kur'ân-ı Kerim'in helâl ve haramı, emir ve nehyi, mubah ve müstehabbı karşısında teslim olunması ve onlarla amel edilmesi gerektiğinde müttefiktirler.Eğer sizde musait buyurusanız aramızdaki ihtilaf konuları ne onlardan bir kaçını madde şeklinde sıralayalım ve sadece bu konular odaklı bir yol izliyelim... Örneğin;

            1) iki ekole göre sahabe
            2)İmamet ve Hilafet üzere olabilir....

            Güzel iltifatınız için teşekkür ederim... göstermiş olduğunu hoş görüden dolayı memnuyetimi bildirirm... Amin cümlemizden de inşALLAH

            Allah'ın hidayeti üzerinize olsun...

            [/quote]
            Güzel kardeşim;
            amin bilmukabele..
            Öncelikle uslüp üzerinde anlaşmamız benim açımdan çok önemli ve değerli..Çünkü ben karşımda tamamen zıt kutuplarda bile olsa benim için içindekileri kendi tespitleri açısından ve ilim ve mantık sınırlarını ihlal etmeden eğmeden bükmeden söyleyen ama nezaket kurallarını da ihmal etmeyen kişilerle yazışmayı çok severim..
            Bu nüansa dikkat çeken bir abna.ir eleştirim dahi vardır:
            http://ahmednazif.blogspot.com.tr/20...abna.html#more
            beni en fazla huzursuz edecek ve karşılıklı yazışmaktan soğutacak şey abna.ir'in verdiğim örnekte yaptığı vıcık-vıcık takiyye örneğidir..İnsanların takıyye yapmak zorunda hissedebileceği şartların oluşabilceğini veya gerekliliğini empati kurarak anlarım..Ama şu anda ne sizin ne benim ne de abna.ir'in bu çirkin takiyye çamuruna yatması için sebep göremiyorum..İçimden geçeni seni rencide etmemek şartıyla söylerim siz de aynen bu şekil karşılık verirsiniz..Yazınızdaki ilmilikten cümlelerin saldırganlığa ve huşunete hizmet eden birer provakatör olduğunu değil kendi duygu ve düşüncenizin izahına matuf yardımcılar olduğunu anlarım..Ve kendinizi ne iseniz öyle sergilemeniz bu açıdan beni mutlu eder..
            Özetlersek ;
            uslüp konusundaki mutabaktımızın üzerine karşılıklı içtenlik, samimiyet ve akla ve mantığa ihanet etmeden , tarafsız olarak dürüstlük ve hakperestlik sınırlarını gözeterek yazışacağımıza dair ümidim(?) var.
            Bu noktada sorduğunuz sorunun detaylı yanıtına girmeden ilkesel olarak belirlediğim ve beklentilerimle zenginleştirdiğim bu usul üzerinden soruyorum:
            Umarım samimi cevaplar verirsiniz..
            Sahabiyle ilgili tamamen müphem ve kimi kastettiği belirsiz o rivayeti delil alırken ve rivayeti kendinize ait delil hanesine eklerken bundan bin derece daha üstün olan ve birebir isim(örneğin 4 halife ve aşere-i mübeşşere) ve şahıs veya grup (örneğin bedir ashabı, rıdvan ashabı) ismi veren nve hukuki olarak delil değeri senin verdiğinle kıyaslanamayacak hadisi neden görmüyorsunuz..İkinci sorum:Kuran ayetleri ashabın özellikle de ensar ve muhacirin ilkleri üzerinde kesin nas olmasına rağmen bu ayetleri görmemezlikten geçip bu verdiğin sübutu ve delaleti zanni (neyi kastettiği meçhul, bu hadisi uzun bir başlık yapacağım merak etmeyiniz) rivayetlere tutunmak mıdır ehl-i sünneti kendi rivayetleriyle vurmak?

            Yorum


              Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

              Bu noktada sorduğunuz sorunun detaylı yanıtına girmeden ilkesel olarak belirlediğim ve beklentilerimle zenginleştirdiğim bu usul üzerinden soruyorum..Umarım samimi cevaplar verirsiniz..
              Sahabiyle ilgili tamamen müphem ve kimi kastettiği belirsiz o rivayeti delil alırken ve literal okuma yapıp yazıdaki ana fikri kaybederek ve makamın gereksinimini önemsemeden (örneğin bir defasında Efendimiz şu 3 yerde kimseyi hatırlamam derken başka bir hadisinde şu 3 yerde beni arayın diyor çünkü birinci sözün söyleniş makamı korku makamı yani: yakınlıktan gelen bir rehavetin kulluk şuuru üzerinde menfi etkisini önlemek ikincisinin makamı ise ümit makamıdır) soyut bir ihtimale dikkat çekenrivayeti kendinize ait delil hanesine eklerken bundan bin derece daha üstün olan, açık seçik , net , tevilsiz , somut olan ve birebir isim (örneğin 4 halife ve aşere-i mübeşşere) ve şahıs veya grup (örneğin bedir ashabı, rıdvan ashabı) ismi veren ve hukuki olarak delil değeri senin verdiğinle kıyaslanamayacak kadar ilerde olan sahih, icma oluşturacak kadar yoğun ve fazla hadisleri neden görmüyorsunuz?.
              İkinci sorum: Kuran ayetleri ashabın özellikle de ensar ve muhacirin ilkleri üzerinde kesin nas olmasına rağmen bu ayetleri görmemezlikten gelip bu verdiğin sübutu ve delaleti zanni (neyi kastettiği meçhul, bu hadisi uzun bir başlık yapacağım merak etmeyiniz) rivayetlere tutunmak mıdır ehl-i sünneti kendi rivayetleriyle vurmak? Hz. Ömer ve Ebu Bekir ilk Muhacirlerden değilmi ki onları ayetin kapsamına almıyorsunuz?
              Sonuçta dışarıdan bakan biri olarak sizde; kafa karışıklığı, tutarsızlık ve ilkesizlik görüyorum..

              Yorum


                Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                Sevgili Kardeşim;
                eğer yukarıdaki sorumu cevaplarsan oradan yola devam edebiliriz..Bu konuya bakışınız çok önemli..Önce onu öğrenmem gerekiyor..
                Daha sonra da verdiğin hadis ile ilgili ayrı bir başlık açıp değerli fikirlerini talep edeceğim..Saygılar.

                Yorum


                  Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                  Ahmed.nazif;
                  yıllarımı sünni yaşamış ve sünni kaynaklara vakıf sonradan şii olmuş biri olarak sizinle sonuna kadar tartışacağım. ben sizi yeni gördüm. zehirlerinizi şifa maskesiyle her tarafa yaymışsınız. seni bir haftadır sitedesin derken meğer inceledim ki bir yıldır burdasınız belki daha da eski. sizii görmemiş olmam siteyi takipte teknik sorunlardan kaynaklıdır.

                  yazdıklarınız yalan çelişki ve cehalet dolu. eğer bunları ispatı için yazmamı istiyorsanız buyrun tartışalım. ama sayfalarca yazı kopyalamışsınız ve ben bunları yeni görüyorum. ve vakit sorunum da var. bu durumda sizinle ya baştan sıfırdan bir başlık açalım her şeyi orada tartışalım ya da şu ana kadar yazdıklarının tamamını cevaplamam için bana süre tanıyın. o zehirlerin tamamını etkisiz hale getirebileyim ki devamını beraberce yazışalım.

                  dedim ya cahilsiniz ya yalancı. bu kanıya sünni kaynakları bilen biri olarak vardım şia kaynaklarıyla değil. örneğin hemen sorayım Peygamberin Ebubekirin kapısı hariç Mescidi Nebiye açılan tüm kapıları kapattığı hadisi sahih midir? aynı hadis s. tirmizide aynı ifadelerle Ali için de var. bu hadisi gördünüz mü? gördünüzse neden buna da değinmediniz, bunlardan hangisi sahih? buyrun burdan başlayım. sorularımın eskimemesi kaybolmaması için numaralandıracağım. bu 1.

                  2. sorum teknik bir soru ve usule yönelik. yazılarınızda aynı tekrarları çok görüyorum. bunun nedeni nedir? (yazdıkların çok görülmesi mi? kopylerden de kendi yazdıklarınızda da bunlar var. örneğin bu mesajdan önceki yazınızda son paragraflar aynı.?

                  3- Sahabe konusunda neden tanım yapmadınız? yaptınız da ben mi görmedim? Kur'an'da 15 ayet ashabı cennet olarak geçerken 25 ayet ashabı nar biçiminde geçiyor. neden ashabın cehennemlik olanlarıyla ilgilenmiyorsunuz?

                  4- Ebubekirin durumu hakkında tevbe 40'ı neden objektif olarak okumuyorsunuz?

                  5- gerçekte Ehlibeytin faziletiyle ilgili hadisler sünni kitaplarda daha sahih ve çok olduğu halde tersini iddia edip bizi sünni rivayetleri çarpıtmakla nasıl suçlarsınız? üstelik kapı kapattırma hadisinde olduğu gibi görüşlerinizi çürüten hadisleri görmezlikten gelerek bunu yapmaktasınız? görmüyor musunuz daha sahih olduklarını yoksa yalan mı söylüyorsunuz?

                  6- en çok merak ettiğim bir konu ise, sizi İbn Teymiyye gibi Ehlibeyti inkar edip Muaviye gibi Ehlibeyt düşmanlarını savundurtacak bir konuma koymuş bulunan, özel yaşantınızda ne gibi günahlarınız var? bizi pek ilgilendirmez ve ilmi ahlaka belki de mugayir bu sorumdan dolayı beni affedin. çünkü gerçekten hep bunu merak etmişimdir. Muaviye gibi lanetlik birine Hz. diyerek Ehlibeyte dair vasıf ve rivayetleri reddetmeye bir ömür vermek Allah'ın gazabından başka nedir? nasıl yaşadığınızı neler yaptığınızı özel yaşantınızda merak ediyorum..
                  Sormasaydım içimde kalırdı sizi biraz tanımak istiyorum...[quote author=ahmed.nazif link=topic=25344.msg172729#msg172729 date=1393673352] Hem serkeş diyorum hem böyle itham yiyorum Hz. Ali'nin yaptığı iş doğru olduğu için Allah ona o günleri göstermedi İmamet akidesinde kulların dünyevi huzuru da yok mudur? Elbette ben bunu ahiret saadetiyle kıyaslamıyorum ama Allahın seçtiği birine olan ihtiyaç 2 cihan saadeti içindir.. İbni Ömer'in Yezid'e biatının gönüllü olmadığını biliyorsun..Peki neden Hz. Ali'ye biatta çekimser gibi kaldı.. Bunun sebebini anlamak için Mezhep fikirlerini savunmaya ara verip Hz. İbni Ömer ile empati yapmalısın.. 83 yaşındaki bir pir-i fani olan Hz. Peygamberin damadı Hz. Osmanı hem de kendisini savunmaya gelen kişileri bu işten men eden mazlum Hz. Osmanı öldüren katiller en başta Hz. Talhayı derdest ederek onu biata zorlamıştır diye anlatır tarih ne kadar doğru bilemem..Çok büyük bir imtihan. Hz. Osmanı öldüren ve öldürürken de muazzez hanımına cinsel taciz yapmakal meşgul esfel-i safilin rekortmeni olan katillerle aynı safta olmak..Hz. Ali davasında haklıydı ama bu psikolojik faktörlerle mücadele etmek de zordu..Ayrıca Hz. İbni Ömeri fitne zamanında geri durduran şey hadis-i şeriflerdi..Aynı hadisler de Hz. Hasan'ı barışa yani sukunete itmemişmiydi? Bu anlatımlardan Hz. Alinin yanında yer alınmamalıydı diye bir sonuç çıkarmazınız umarım..Çünkü o kanatte değil onun yanında yer alınması kanaatindeyim..Daha da ilerisinde Hz. Muaviyenin savaşını da bir bütün olarak içtihad farklılığı olarak izah edenlerden de değilim..Onun da hataları var..İçtihad kılıfını her bir özel durum için kullanmak içtihad müessesesine aykırıdır..Ancak ben sahabiyi eleştirmem..Özellikle de Kıbrıs fethinde övdüğü grubun komutanı olan bir sahabiyi asla..Onların durumu allaha kalmıştır..Yargılayıcı ve cezalandırıcı olarak o yeter. Bana ne hacet? [/quote]

                  7- (bu çirkin yazıları almadan edemedim.)
                  a)Siz Ehlibeyt diye bir fazilet kavramına inanıyor musunuz? size göre Ehlibeyt ne demek? Örneğin "sakaleyn hadisi" sizce ne anlama geliyor, neyi ifade ediyor?

                  b) hem İbn Ömer'in tarafsız İmam'a biat etmeyip tarafsız kalması hadisler gereğidir diyorsunuz hem de İmam'ın yanında yer alınmaması gibi bir şey demiyorum beni yanlış anlamazsınız diyorsunuz? bu çelişki değil mi yoksa inanmadıklarınızı mı söylüyorsunuz? Eğer hadiste tarafsızlık emredilmiş ve İbn ömer böyle yapmışsa siz neden bu görüşte değilsiniz? Yoksa hadislerdeki emirlerin netliğinden korkup bize savunamayacağınızı bildiğinizde ancak İbn Ömer'e de sahip çıkma zorunda hissetmenize mi inanıyorsunuz? bunu yaparken bu çelişkiyi görmeyeceğimizi mi sanıyordunuz?

                  8- a) Ehlibeytin faziletini inkar bir tarafa, ictihad farklılığı kılıfına inanmamakla, Ali'nin haklı olduğunu kabul ettiği halde Muaviyeyi suçlamamak nasıl bir araya geliyor. böylesini ilk kez görüyorum da. çünkü sahabeye saldırma(?)ma adına hareket edenler Muaviye Ali a.s çatışmasını bir ictihad farklılığı olarak lanse ediyorlar. siz şimdi Ali'nin haklı olduğunu Muaviyenin haksız olduğunu mu söylüyorsunuz? anlamadım?

                  b) Muaviye haksızsa bunu dile getirmek sahabeyi eleştirmek midir? sahabeyi eleştirmek haram mıdır? hangi delille? sahabe tümden mi [quote author=ahmed.nazif link=topic=25344.msg172725#msg172725 date=1393671096] Hz. İbni Ömerden gelen bir rivayet (ben her nekadar kuşkuyla baksam da) Hz. Muaviye'nin tebası içinde mehdi gibi karşılandığını halkın refah , huzur ve mutluluk olarak yüksek bir seviyeyi yakaladığını söyler..Hz. Ali ne acıdır ki sonrasında 2 oğlu bu seviyede dünyevi bir başarı yakalayamadılar.Hz. Ali önce cemel sonra sıffin sonra da nehrevan savaşındaki süper başarılara rağmen ordunun motivasyonunda keskin düşüşe engel olamamıştır..O durumu hep hayıfla ve üzüntüyle hatırlarım..3 kere peş peşe destan yazan orduu 4. kere çağrılmaya daha bir aşk ve şevkle gitmesi gerekirken çağrılan meydan bir tek hz ALİ gidiyor..Eğer Harici serkeşi Hz. Ali'yi şehid etmeseydi Hz. Ali için dünyevi açıdan inanılmaz acı günler kapıdaydı..Çünkü halk nedense kendisine adeta sırt dönmüştü. [/quote]
                  adildir?

                  9- bu alıntı beni iliklerime kadar titretti! Ehlibeyte belki de inandığını iddia eden siz, Ehlibeytin açıkça var olan fazilet hadislerini inkar ve, görmezlikten gelirken iş Muaviyeye gelince, onun hakkında Mehdidir gibi zırvaya inanmadığınız halde bunu bize karşı dile getiriyor zımnen inanmış oluyorsunuz. inanmıyorsanız neden dile getiriyorsunuz. dile getiriyorsunuz inanıyorsanız hiç korkudan titremiyor musunuz? Muaviye gibi Peygamberin beddua ettiği lanetlediği bağy dediği birine Mehdi iması ile hedefiniz açıkça nedir?

                  10- a) Bu alıntıda doğru tespit olan Ali a.s'ın düşüşünden dolayı da mı onu suçluyorsunuz? Muaviye başarılı idi Ali a.s başarısızdı öyle mi? bunu yaparken başarı başarısızlık ölçünüz nedir? Örneğin Eyyub a.s'ın zenginlikten fakirliğe ve hastalığa düşen yaşam çizgisi, onun başarısızlığı mıydı? sınav idiyse Ali a.s'ın bundan farkı nedir?

                  b) Ali a.s'ın düşüşünde Muaviye'nin hile entrika ve casusluğunun payı olmuş mudur? olmuşsa bunu neden zikredip ona eleştiri getirmediniz? sizce Ali a.s meşru bir halife miydi? başta meşru idiyse bu meşruiyeti ne zaman kaybetti? niçin?

                  c) ALi a.s'ın düşüşünü hayıfla üzüntüyle hatırlarken, buna neden olanları suçlamıyor musunuz? bu duyguya rağmen bu nasıl mümkün oluyor? bu üzüntü ve hayıfın nedeni Ali a.s'ın haklı oluşu ise, diğeri de haksız anlamına gelir, bu durumda haklının düşüşüne üzülmenin şart olduğu gibi haksıza kızmanın ve ondan insanların şerrini uzaklaştırmak şart değil midir?

                  d) Ali a.s haklı idiyse onun yanında yer almak gerekiyor muydu? gerekmiyorsa üzüntü neden? gerekiyorduysa İbn Ömer gibi (güya) tarafsızları savunma neden?

                  e) halk nedense kendisine (Ali a.s) sırt dönmüştür derken nedenini bilmiyor musunuz? yoksa işinize mi gelmiyor?

                  Yorum


                    Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                    BİSMİHİ TEALA
                    HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHLİ BEYT (A.S) OLSUN LANETİ İSE ONLARIN EBEDİ DÜŞMANLARINA OLSUN
                    RABB'İMDEN SÖZÜN EN DOĞRUSUNU DİNLEYİP, HAKKI BATIL'DAN AYIRMAYI MUAVVAK KILSIN

                    Selamun Aleykum Sayın ahmed.nazif bey;

                    Selmancan abimin yazdıklarına ilave ne hacette bulunayım ne söz söyleyeyim,?
                    Doğrusu sizin yazdıklarınızı çok iyi analiz etmiş,
                    Bir yığın soru ve çelişkiler dolusu cevaplar vermiş
                    Öyle kişilerdir ki Allah, doğru yola sevk etmiştir onları

                    Ve onlardır aklı başında bulunanların ta kendileri. (Zumer 18)

                    Allah'ın hidayeti ile olun...

                    Yorum


                      Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                      [quote author=selmancan date=1393905532 link=topic=25344.msg172785#msg172785]
                      Ahmed.nazif;
                      yıllarımı sünni yaşamış ve sünni kaynaklara vakıf sonradan şii olmuş biri olarak sizinle sonuna kadar tartışacağım. ben sizi yeni gördüm. zehirlerinizi şifa maskesiyle her tarafa yaymışsınız. seni bir haftadır sitedesin derken meğer inceledim ki bir yıldır burdasınız belki daha da eski. sizii görmemiş olmam siteyi takipte teknik sorunlardan kaynaklıdır.

                      yazdıklarınız yalan çelişki ve cehalet dolu. eğer bunları ispatı için yazmamı istiyorsanız buyrun tartışalım. ama sayfalarca yazı kopyalamışsınız ve ben bunları yeni görüyorum. ve vakit sorunum da var. bu durumda sizinle ya baştan sıfırdan bir başlık açalım her şeyi orada tartışalım ya da şu ana kadar yazdıklarının tamamını cevaplamam için bana süre tanıyın. o zehirlerin tamamını etkisiz hale getirebileyim ki devamını beraberce yazışalım.

                      dedim ya cahilsiniz ya yalancı. bu kanıya sünni kaynakları bilen biri olarak vardım şia kaynaklarıyla değil. örneğin hemen sorayım Peygamberin Ebubekirin kapısı hariç Mescidi Nebiye açılan tüm kapıları kapattığı hadisi sahih midir? aynı hadis s. tirmizide aynı ifadelerle Ali için de var. bu hadisi gördünüz mü? gördünüzse neden buna da değinmediniz, bunlardan hangisi sahih? buyrun burdan başlayım. sorularımın eskimemesi kaybolmaması için numaralandıracağım. bu 1.

                      2. sorum teknik bir soru ve usule yönelik. yazılarınızda aynı tekrarları çok görüyorum. bunun nedeni nedir? (yazdıkların çok görülmesi mi? kopylerden de kendi yazdıklarınızda da bunlar var. örneğin bu mesajdan önceki yazınızda son paragraflar aynı.?

                      3- Sahabe konusunda neden tanım yapmadınız? yaptınız da ben mi görmedim? Kur'an'da 15 ayet ashabı cennet olarak geçerken 25 ayet ashabı nar biçiminde geçiyor. neden ashabın cehennemlik olanlarıyla ilgilenmiyorsunuz?

                      4- Ebubekirin durumu hakkında tevbe 40'ı neden objektif olarak okumuyorsunuz?

                      5- gerçekte Ehlibeytin faziletiyle ilgili hadisler sünni kitaplarda daha sahih ve çok olduğu halde tersini iddia edip bizi sünni rivayetleri çarpıtmakla nasıl suçlarsınız? üstelik kapı kapattırma hadisinde olduğu gibi görüşlerinizi çürüten hadisleri görmezlikten gelerek bunu yapmaktasınız? görmüyor musunuz daha sahih olduklarını yoksa yalan mı söylüyorsunuz?

                      6- en çok merak ettiğim bir konu ise, sizi İbn Teymiyye gibi Ehlibeyti inkar edip Muaviye gibi Ehlibeyt düşmanlarını savundurtacak bir konuma koymuş bulunan, özel yaşantınızda ne gibi günahlarınız var? bizi pek ilgilendirmez ve ilmi ahlaka belki de mugayir bu sorumdan dolayı beni affedin. çünkü gerçekten hep bunu merak etmişimdir. Muaviye gibi lanetlik birine Hz. diyerek Ehlibeyte dair vasıf ve rivayetleri reddetmeye bir ömür vermek Allah'ın gazabından başka nedir? nasıl yaşadığınızı neler yaptığınızı özel yaşantınızda merak ediyorum..
                      Sormasaydım içimde kalırdı sizi biraz tanımak istiyorum...
                      7- (bu çirkin yazıları almadan edemedim.)
                      a)Siz Ehlibeyt diye bir fazilet kavramına inanıyor musunuz? size göre Ehlibeyt ne demek? Örneğin "sakaleyn hadisi" sizce ne anlama geliyor, neyi ifade ediyor?

                      b) hem İbn Ömer'in tarafsız İmam'a biat etmeyip tarafsız kalması hadisler gereğidir diyorsunuz hem de İmam'ın yanında yer alınmaması gibi bir şey demiyorum beni yanlış anlamazsınız diyorsunuz? bu çelişki değil mi yoksa inanmadıklarınızı mı söylüyorsunuz? Eğer hadiste tarafsızlık emredilmiş ve İbn ömer böyle yapmışsa siz neden bu görüşte değilsiniz? Yoksa hadislerdeki emirlerin netliğinden korkup bize savunamayacağınızı bildiğinizde ancak İbn Ömer'e de sahip çıkma zorunda hissetmenize mi inanıyorsunuz? bunu yaparken bu çelişkiyi görmeyeceğimizi mi sanıyordunuz?

                      8- a) Ehlibeytin faziletini inkar bir tarafa, ictihad farklılığı kılıfına inanmamakla, Ali'nin haklı olduğunu kabul ettiği halde Muaviyeyi suçlamamak nasıl bir araya geliyor. böylesini ilk kez görüyorum da. çünkü sahabeye saldırma(?)ma adına hareket edenler Muaviye Ali a.s çatışmasını bir ictihad farklılığı olarak lanse ediyorlar. siz şimdi Ali'nin haklı olduğunu Muaviyenin haksız olduğunu mu söylüyorsunuz? anlamadım?

                      b) Muaviye haksızsa bunu dile getirmek sahabeyi eleştirmek midir? sahabeyi eleştirmek haram mıdır? hangi delille? sahabe tümden mi adildir?

                      9- bu alıntı beni iliklerime kadar titretti! Ehlibeyte belki de inandığını iddia eden siz, Ehlibeytin açıkça var olan fazilet hadislerini inkar ve, görmezlikten gelirken iş Muaviyeye gelince, onun hakkında Mehdidir gibi zırvaya inanmadığınız halde bunu bize karşı dile getiriyor zımnen inanmış oluyorsunuz. inanmıyorsanız neden dile getiriyorsunuz. dile getiriyorsunuz inanıyorsanız hiç korkudan titremiyor musunuz? Muaviye gibi Peygamberin beddua ettiği lanetlediği bağy dediği birine Mehdi iması ile hedefiniz açıkça nedir?

                      10- a) Bu alıntıda doğru tespit olan Ali a.s'ın düşüşünden dolayı da mı onu suçluyorsunuz? Muaviye başarılı idi Ali a.s başarısızdı öyle mi? bunu yaparken başarı başarısızlık ölçünüz nedir? Örneğin Eyyub a.s'ın zenginlikten fakirliğe ve hastalığa düşen yaşam çizgisi, onun başarısızlığı mıydı? sınav idiyse Ali a.s'ın bundan farkı nedir?

                      b) Ali a.s'ın düşüşünde Muaviye'nin hile entrika ve casusluğunun payı olmuş mudur? olmuşsa bunu neden zikredip ona eleştiri getirmediniz? sizce Ali a.s meşru bir halife miydi? başta meşru idiyse bu meşruiyeti ne zaman kaybetti? niçin?

                      c) ALi a.s'ın düşüşünü hayıfla üzüntüyle hatırlarken, buna neden olanları suçlamıyor musunuz? bu duyguya rağmen bu nasıl mümkün oluyor? bu üzüntü ve hayıfın nedeni Ali a.s'ın haklı oluşu ise, diğeri de haksız anlamına gelir, bu durumda haklının düşüşüne üzülmenin şart olduğu gibi haksıza kızmanın ve ondan insanların şerrini uzaklaştırmak şart değil midir?

                      d) Ali a.s haklı idiyse onun yanında yer almak gerekiyor muydu? gerekmiyorsa üzüntü neden? gerekiyorduysa İbn Ömer gibi (güya) tarafsızları savunma neden?

                      e) halk nedense kendisine (Ali a.s) sırt dönmüştür derken nedenini bilmiyor musunuz? yoksa işinize mi gelmiyor?




                      [/quote]
                      Selmancan kardeşim;
                      öncelikle benim samimiyetime inanmanızı isterim..Ben bir ilim aşığıyım..Elbetteki karşımdaki muarızıma karşı üstün gelmek isterim ama bunu yaparken yazıların çok görünmesi(?) gibi yöntemlere başvurmam..O son parağrafın tekrar edilmesindeki amaç yazım hatalarından arındırıp tekrar yazmaktı..Hataları giderirken yeni fikirler de geldikçe aklıma eklemiş oldum...Aksine çok uzun yazılardan çok az ve öz yazmayı isterdim ama geniş/detaylı bilgi zaafım var..Ayrıca zehirlemekten bahsetmişsiniz..Benim böyle bir derdim yok..Zaten kendi bloğum var orada fikirlerimi ifade ediyorum..Burada da şu sizin son yazdığınız gibi saldırgan bir kaç mesaj daha görürsem yazmaya hemen son veririm..İllaki burda yazacağım veya sizinle güreşe tutuşacağız diye bir derdim yok..Burda bulunma amacım dinamik forum ortamında zihnimi farklı bilgilerle ve argümanlarla canlı tutmak..Yeten ve yetmeyen eksik kısımlarımı görmek..Bunun haricinde bir ıspat veya ilzam derdim yok..Eğer beni saldırganlıkla suçluyorsanız bunda yanılıyorsunuz..Öyle bir derdim olsa idi 50 tane sizi rahatsız edecek ve direkt Şiaya saldırı mahiyetinde olan başlık açabilirdim..Buna rağmen genelde defans ile meşgul olduğumu farkedebilirisiniz..Amacım efendi efendi yazışmak, ve fikirleri tokuşturmak...Mesleleri kişiselleştirmekten ; Polemikten fazla hazzetmiyorum..Duyrulur!

                      Yorum


                        Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                        bu arada yazdıklarınıza karşılık ta vermem gerekiyor..beni cahillikle suçluyorsunuz ama bu cümlenizi aynen size geri iade ediyorum..bir zamanlar sünni olduğunuzu iddia etmişsiniz..eğer sünni literatüründen haberdar olsaydınız hz ebubekirin kapısıyla ilgili hadisin sıhhatini bana sorma gafletini sergilemezdiniz:
                        sahih-i buharide;
                        6-....... Ebû Saîd el-Hudrî (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) son hastalığında- insanlara bir hutbe yaptı da:
                        — "Allah bir kulunu dünyâ ile kendi yanında bulunan şeyler ara-' sında muhayyer bıraktı. O kul da Allah katındaki şeyleri tercih etti" buyurdu.
                        Râvî dedi ki: (Bu söz üzerine) Ebû Bekr ağlamaya başladı. Biz, Rasûlullah'm muhayyer kılınmış bir kuldan haber vermesi sebebiyle onun ağlamasına hayret ettik. Meğer o muhayyer kılınan kul Rasûlullah'ın kendisi imiş, Ebû Bekr de o sözü en bilenimiz imiş. Rasû­lullah (Ebû Bekr'i ağlar görünce):
                        — "Sohbeti (yânî arkadaşlığı) hususunda da, malı hususunda da insanların bana en çok vergisi olanı Ebû Bekr'dir. Bir halîl edine­cek olaydım elbette Ebû Bekr'i bir halîl edinirdim. Lâkin İslâm yö­nünden meydana gelen kardeşlik ve sevgi (şahsî dostluktan daha faziletlidir).Mescidde Ebû Bekr'in kapısından başka kapatılmadık hiçbir kapı kalmasın"

                        Yorum


                          Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                          Ebubekirin durumu hakkında tevbe 40'ı neden objektif olarak okumuyorsunuz? diye soruyorsun..eğer mutlu olacaksan işte objektif okumam:
                          http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2013/05/3.html

                          senin objektiflikten anladığın bu mu?
                          zihninizi şeytan ele geçirmiş ve acınası yorumlarınız var..yazık!

                          Yorum


                            Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                            Kapının hz ali versiyonunu soruyor ve beni bilgi gizlemekle , manipülasyonla suçluyorsun.bak bakalım senin gibi boş beleş mi yazmışımyoksa ilmi verilerle ibni teymiyenin hatalarıyla mı mücadele etmişim:
                            “Ali'nin (r.a.) kapısından başka diğer bütün kapıları kapatın” Râfizînin “Ali'nin (r.a.) kapısından başka diğer bütün kapıları kapatın” şeklinde naklettiği haber de şiilerin uydurmasıdır. Çünkü Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat etmeden önceki son hastalığında:“Malında ve sohbetinde insanlar arasında bana en çok minneti olan Ebubekir'dir. Eğer bir dost edinseydim O'nu dost edinirdim. Lakin İslâm yüzünden olan kardeşlik efdaldir. Mescide açılan kapılar arasından Ebubekir'in kapısından başka hiçbir kapı kalmasın. Hepsi kapatılsın” buyurmuşlardır.”
                            Rivayetlerin sıhhat değerlendirmeleri:Hz. Ali’yle ilgili olarak, sadece onun kapısının kapatıldığı rivayetine ilişkin olarak ibn Teymiyye onu, Hz. Ebu Bekir’e ilişkin rivayetle karşılaştırmaktadır: “Bu, Şia’nın mukabele şeklinde uydurduğu şeylerdendir.”255
                            İbnu'l Cevzi:Burada ibn Teymiyye, rivayetin Hz. Ali’nin hilafetiyle bağını da kurduğundan dolayı, İbnu’l-Cevzî’nin eleştirildiği bir yargısını kullanmaktadır, ibnu’l-Cevzî, el-Mevzûât’ında şöyle söylemektedir:“Bu hadislerin hepsi batıldır ve onların hiçbiri sahih değil­dir.Râfızîler bu hadisleri, sıhhatinde ittifak edilen hadisekarşı koymak için uydurmuşlardır.”256 Bu rivayet, Bezzâr’da 257 ve Ahmed b. Hanbel’in (Ö.241) Musned’inde geç­mektedir. 258Bu rivayet hakkındaki yargısı yüzünden ibnu’l- Cevzî, hadis alimleri tarafından eleştirilmiştir.
                            İbn Hacer:ibn Hacer, bu rivayetle ilgili olarak şunları söyler: “ibnu’l-Cevzî, bunu el-Mevzuat’ta zikretti ve onu, Sa’d b. Ebî Vakkas, Zeyd b. Erkâm ve ibn Ömer hadisinden rivayet et­ti ve onların bazı tarikleriyle yetindi ve onları, rivayetlerinde­ki bazıları hakkında konuşulmasıyla illetlendirdi. Çok tarikle zikrettiğim için, bu husus eleştiri unsuru olamaz. Keza onu, Hz.Ebu Bekir hakkında sabit olan sahih hadislere muhalif ol­ması açısından illetlendirdi ve onu, Hz.Ebu Bekir hakkındaki sahih hadise karşılık Râfızîlerin uydurması sandı.Bunda çok feci bir hata işledi. Çünkü, sahih hadislerin reddinde muaraza tevehhümüyle bir yol izledi.Oysa iki olayın cem’i mümkün­dü.”239 Bezzâr da (Ö.292), bu rivayetin, Sa’d’ın dışında birçok vecihten rivayet edildiğini söylemektedir.”260 Aynı şekilde ibn Hacer (Ö.852), el-Kavlu’l-Musedded’de, İbnu’l-Cevzî’nin bu yargısı için şunları söyler:“Ahmed b. Hanbel, bu hadisi, Sa’d ve ibn Ömer rivayetin­den zikretmiştir. İbnu’l-Cevzî’nin, bu, batıl ve mevzudur iddi­asına,Sahîhayn'daki hadise muhalefetinden başka bir istidlali yoktur. Bu, sahih hadisleri sırf tevehhüm ile redde kalkışmak­tır.Ancak cem’ imkanı olmadığında, bir hadise uydurma hük­müne kalkışılabilir... ”261
                            Feryevâîde, ibn Teymiyye’nin bu rivayetteki metoduyla il­gili olarak şunları söyler: “ibn Teymiyye, Minhâc’taki hadislerin reddinde bu yöntemi (ibnu’l-Cevzî’nin) benimsemiştir, ibn Hacer (ö.852), Hz. Ali hakkındaki bu rivayeti sahih kabul etmiştir.”262 Bu rivayete ilişkin eleştirisi,ibn Teymiyye’nin teknik hadis tenkidi dışına çıktığı tipik örneklerdenbirisidir.
                            256. ibnu’l-Cevzi, K., el-Mevzûât, 1.274
                            257. bk.Heysemî. Keşfu’l-Estâr, 111.195

                            258. Ahmed b. Hanbel, Musned, 11.26, IV.369
                            259. ibn Hacer, Fethu’l-Bârî, VII. 15
                            260. bk. Heysemî, Keşfu’l-Estâr, III.195
                            261. ibn Hacer, el-Kavlu’l-Musedded, 16-17, Suyûtî, Taakkubâtu Suyûti alâ Mevzûâti ibni’l- Cevzî, 68-69
                            262. Feryevâî, tez, III. 105, dipnot:1

                            Yorum


                              Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                              şöyle diyorsun: hem İbn Ömer'in tarafsız İmam'a biat etmeyip tarafsız kalması hadisler gereğidir diyorsunuz hem de İmam'ın yanında yer alınmaması gibi bir şey demiyorum beni yanlış anlamazsınız diyorsunuz? bu çelişki değil mi yoksa inanmadıklarınızı mı söylüyorsunuz?
                              cevabım: asla inanmadğım tek bir kelamı etmedim..o cümleyi yazarken böyle bir soru gelebileceğinin farkındaydım..orada hadisler ihtilaf etmiş.hz ibni ömer fitne zamanında pasif kalmak, eylemsizlik ve evine çekilme ile ilgili hadisleri esas almış..diğer grub ise halifenin yanında yer almanın lüzumu ile ilgili hadisleri ve özel manda hz alinin tüm savaşlarında hz alinin haklılığını öne çıkaran hadisleri ele almıştır..bu mesele çok karışıktır ,çetin problemler barındırır (müslümana kılıç çekme gibi)..Hz. İbni Ömer garantici olmak istemiş , risk almamış veya müslümana kılıç çekmek istememiş olabilir..Daha fazla detaya girmek gereksiz çünkü mesele öyle bir kaç parağraflık bir mesele değil..Cümledeki kastımız bilinsin yeter.

                              Yorum


                                Ynt: ilk dönemde Ebu Bekir ve Ömer'in en üstün sahabe olduğu inancı varmıydı?

                                Ehlibeytin faziletini inkar bir tarafa, ictihad farklılığı kılıfına inanmamakla, Ali'nin haklı olduğunu kabul ettiği halde Muaviyeyi suçlamamak nasıl bir araya geliyor. böylesini ilk kez görüyorum da. çünkü sahabeye saldırma(?)ma adına hareket edenler Muaviye Ali a.s çatışmasını bir ictihad farklılığı olarak lanse ediyorlar. siz şimdi Ali'nin haklı olduğunu Muaviyenin haksız olduğunu mu söylüyorsunuz? anlamadım?
                                Evet ben burda yine samimi olup içimden geçeni , inandığımı şeyleri söyledim..Hz. Muaviyenin haklı olduğu yerler vardı..Bunlardan biri Hz. Osman'ın katillerinin Hz. Ali cenahına blok halinde dahil olmasıydı..Emevi geleneğini, onların haşimilerle rekabetini bilen herhangi biri bunun bir savaş sebebi olacağını tahmin edebilirdi..Hz. Ali mümaşatsız, tavizsiz ve maslahat fikrine bağlı olmadan kendi doğrularını uygulamıştır..Ve bu doğruların uygulanması ümmete 2 büyük iç savaşa mal olmuştur..Ve de en acısı sizin gibi bir mezhebe malzeme çıkmıştır...Bunun neticesi de Ashabın tekfirine kadar vardırılmıştır..Üzücü tabi..Hz Muaviye haklı olmasa bile Hz. Ali'nin bu savaşı veya 2 müslüman grub arasında çıkan bir savaş düşüncesi sizin yaptığınız gibi asla Hz. Ali'nin artıları listesine dahil edilebilecek işler değildi..Bu konu hakkında söyleyebileceklerimin hepsi bu..Kızıp hakaret etmekte serbestsin..Ama ben bu meseleyi daha fazla derinleştimeyeceğim..(Hz. Ali haklı idi evet ; Hz. Muaviyeye göre göreceli haklı idi..Yoksa naslar hiç bir zaman iki müslüman grub arasında savaşı desteklemez...Genel kaide budur..Hz. Alinin ki ise ruhsattır, mecburiyettir...Yoksa dinin teşvik ettiği şeyler arasında sayılmaz müslümanın müslümana kılıç çekmesi..)Sahabi hakkında sizin gibi tekfircilerin milyarlarcası varken bana mı kalmış kim hata yaptı kim yanlış yaptı araştırmasına girmek...Benim vazifem değil sizler bize gerek bile bırakmıyorsunuz ki ..Kitaplarınız ağzına kadar Kuranın övdüğü, Allah'ın razı olduğu ashabın büyüklerine hakaretle dolu..Bu ortamda sahabe nerde hata yaptı demek sizinle aynı değirmene su taşımak olur.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X