Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili
[quote author=14Masum link=topic=1684.msg161535#msg161535 date=1347960855]
Cihandar kardeşimizin aktardığı rivayetlere ccevap:
Acaba Muta Nikâhı Şii Kaynaklarında Haram mı kılınmıştır?
BismillahŞia’nın hadis kaynaklarına yüzeysel bir göz atan herkes Muta ve onun şartları hakkında sayısız rivayetler görecektir. Şia’nın fıkıhla ilgili hadisleri içeren en kapsamlı hadis mecmuası sayılan ve Şeyh Hurr Amuli’nin kaleme aldığı “Vesailu’ş Şia” adlı eserde Muta hakkında 45 bab ve 224 hadis mevcuttur ki bu hadisler 26355 sayıdan başlar ve 26579’da son bulur.
Muta’nın helal oluşu, sevabı ve Şia fıkhındaki konumu hakkında gelen birçok rivayetler arasında sadece bir rivayette mutanın haram oluşundan söz edilmiştir. Ehlisünnet bu hadisten yola çıkarak mutayı haram saymış ve tek bir hadisle aslında mutanın Şia inancında da haram olduğunu ispat gayretine girmiştir.
Burada gayemiz Ehlisünnetin delil olarak gösterdikleri rivayeti analiz etmektir.
Şiiler, gerek Şia gerekse Sünni kaynaklarda yer alan sağlam rivayetlere isnaden mutayı ilk yasaklayan kişinin Ömer b. Hattab olduğuna inanmaktadır. Sonra hadis ravileri Ömer b. Hattab’ın nehyini Resulullah’ın (s.a.a) sözüne dayandırmak için konuyla ilgili birçok hadisler uydurmuşlardır; hatta Ömer b. Hattab’ın kendisi bile kendi sakındırmalarında bu uydurma haramlara işaret etmemiştir.
Buhari ve Müslim kendi sihahlarında şöyle nakletmişlerdir:
İmran b. Hasin diyor ki: “Muta ayeti Allah’ın kitabında nazil olmuştur. Bu yüzden biz Peygamberle (s.a.a) bu işi yapardık ve bunu haram kılacak bir Kur’an ayeti nazil olmadı ve Allah Resulü’de (s.a.a) fani dünyadan göçünceye dek bu işten sakındırmadı. Ta ki adamın biri kişisel görüşüne dayanarak dilediğini söyledi.” Buhari diyor ki o adam Ömer’di.
Kaynak: Sahihi Buhari c, 5. S.158
Ebu Nazra diyor ki: “Cabir b. Abdullah’ın (r.a) yanında bulunuyordum. Adamın biri yanına gelerek dedi ki İbni Abbas ve İbni Zübeyr iki muta (hac ve nisa) konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. (sizin bu konudaki görüşünüz nedir?) Cabir dedi ki: Biz o ikisini de Resulullah (s.a.a ) ile birlikte yapıyorduk, sonra Ömer onu yasakladı.
Kaynak: Sahihi Muslim, c.4, s.59
Ehlisünnetin fıkıh imamlarından olan Ahmed b. Hanbel ve Malik b. Enes sahih isnatlarıyla şöyle rivayet ederler:
Ata diyor ki: “Cabir, Umreden döndüğünde onu ziyaret etmek amacıyla evine gittim. İnsanlar bazı konular hakkında ona sorular soruyorlardı ki konu mutadan açıldı. Cabir şöyle dedi: Evet, biz Allah Resulü (s.a.a) zamanında muta yapıyorduk. Aynı şekilde Ebubekir ve Ömer zamanında da muta yapıyorduk. Ta ki Ömer’in hilafetinin son dönemleri gelip çattığında (Ömer bu işten sakındırdı)
Kaynak: Musned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.380
Malik, Nafi’den şöyle nakleder: Ömer dedi ki Peygamber (s.a.a) döneminde iki muta (hac ve Nisa) yürürlükteydi ancak ben o ikisinden sakındırdım ve kim hac ve nisa mutası yapacak olursa onu cezalandıracağım.
Kaynak: et-Temhidu Lima Fil Muvatta Minel Maani vel Esanid; İbni Abdulbirr, c.10, s.113 ve c.23, s.365
Dikkat edilmelidir ki Buhari’ye göre şu zikredilen hadis senet açısından bu yönde gelen hadislerin en sağlamı ve sahihidir.
Kaynak: Mukaddimetu İbni Salah, s.10
Hafız Sahavi, ez-Zav’ul Lami, c.2, s.8’de Kelkaşandi Şafii’yi şu cümleyle övmüştür: “O, fıkıh ve edepte önde gelen erdemli kişilerdendi.” Kelkaşandi Şafii diyor ki: Kadınlar mutasını yasaklayan ilk kişi Ömer’dir. Ve muta şudur: bir bayanı bir şey karşılığında belirli bir zamana kadar nikâhlamaktır…
Kaynak: Me’serul İnafeti fi Maalimil Hilafe, c.3, s.338
Emirulmüminin Ali (Aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Eğer Ömer mutayı yasaklamasaydı bedbaht kimseden başka kimse zina etmezdi.
Kaynak: İbni Cerir-i Taberi, Camiu’l Beyan, c.5, s.19
Şimdi Şia kaynaklarında mutanın haram olduğu yönünde gelen rivayeti inceleyelim. Önce bu hadisin metnini Şia’nın en eski fıkıh kaynaklarından olan ve sadece o kaynakta yer alan kitaptan getirelim.
واما ما رواه محمد بن يحيى عن أبي جعفر عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال: حرم رسول الله صلى الله عليه وآله يوم خيبر لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة.
تهذيب الأحكام، الشيخ الطوسي، ج 7 ص 251
Muhammed b. Yahya Ebu Cafer’den o Ebul Cevza’dan o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet eder ki Allah Resulü (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm; Şeyh Tusi (r.a), c.7, s.251
فأما ما رواه محمد بن أحمد بن يحيى عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال : حرم رسول الله صلى الله عليه وآله لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة .
الاستبصار، الشيخ الطوسي، ج 3 ص 142
Muhammed b. Ahmed b. Yahya Ebil Cevza’dan, o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet etmişlerdir: Resulullah (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
Kaynak: İstbsar; Şeyh Tusi, c.3, s.142
Şeyh Tusi (r.a) bu hadisi Tehzibul Ahkam’da zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu rivayet takiyye durumunda rivayet edilmiş ve Şia mezhebinin muhaliflerinin mezhebi esasınca nakledilmiştir. Mutayla ilgili haberleri (rivayetleri) duyan kimse için hâsıl olan şudur ki mutanın helal oluşu bizim imamlarımızın dini inançlarındandır. O halde sözü uzatmaya hacet yoktur.
Aynı şekilde İstibsar’da şöyle yazar: Bu rivayet takiyye esasınca değerlendirilmelidir. Zira bu rivayet Amme (Ehlisünnet) mezhebine muvafıktır. Hâlbuki önceki rivayetler (mutanın helal oluşu hakkında gelen rivayetler) Allah’ın kitabının zahirine mutabıktır. Ve hak mezhep olan Şia’nın icması da bu yöndedir. O halde şaz olan bu rivayetin dışındaki diğer rivayetlere amel edilmemelidir.
Şeyh Tusi’nin (r.a) istidlaline İlave Olarak Bu Rivayetin Geçersiz Olduğuna Dair Diğer Deliller
1-Mutanın Söz konusu Edilmeyişi
Hayber Günü evcil eşeklerin etlerinin yenmesinin yasak olduğuna dair haberler Şia kanalıyla başka rivayetlerde zikredilmiştir. Şeyh Hürr Amuli senedi sahih olan en az üç hadisi Kutubu Erbea’nın yazarlarından yani Şeyh Kuleyni (r.a), Şeyh Saduk (r.a) ve Şeyh Tusi’den (r.a) nakletmiştir ki bunlarında hiçbirinde mutanın haram edilişinden söz edilmemiştir.
Bknz: Vesailu’ş Şia; Hurr Amuli c.24, s.117 Bab: Kerahetu Luhumil Hamril Ehliyye ve Ademu Tahrimiha
2-Haram Söz Konusu Değildir
Şia rivayetlerinde esasen evcil eşeklerin etlerinin haram oluşundan söz edilmez. Bilakis onların mekruh oluşundan bahsedilir ki bunun kendisi bu hadisin (mutanın haram oluşu) Şia kanalından gelmediğinin bir başka delilidir.
3-Senet Zayıflığı
Bu rivayetin senedinde geçen kişiler arasında Ehlisünnete mensup veya Zeydi mezhep olan kişiler göze çarpmaktadır ki rivayeti sıhhat (doğruluk) dairesinden çıkarmaktadır. Şöyle ki hatta eğer rivayetin senedinde geçen kişilerin tamamı güvenilir olsalar bile bu rivayet “Muvassak rivayet” kategorisinde değerlendirilir, sahih değil. Belirtmeliyiz ki bu güvenilir kişiler arasında iki kişi vardır ki haklarından tereddütler ve şaibeler söz konusudur. Gerçekte âlimler arasında onların güvenilir olup olmadıkları tartışma konusu olmuştur. Ancak fakihlerin büyük çoğunluğunun görüşü o iki şahsın güvenilir olmadıkları yönündedir. Bu rivayette isimleri geçen ravileri özetle zikredelim:
1-Muhammed b. Ahmed b. Yahya: İmami (Şii), Sıka (güvenilir)
2-Ebu Cafer: İmami (Şii), güvenilir
3-Ebul Cevza: Muhalif (Sünni), güvenilir
4-Hüseyin b. Alevan: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.
5-Amr b. Halid: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.
Şeyh Tusi’nin (r.a) kendisi yukarıdaki hadisin senediyle birlikte üç hadis daha zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu hadislerin ravileri Amme (Sünni) veya Zeydi dolduklarından zayıf hadis kategorisinde değerlendirilir ve içeriklerine amel edilmez.
Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm, c.6, s.168 ve Tehzibu’l Ahkâm, c.7, s.317
Merhum Şeyh İstibsar adlı eserinde de özellikle üçüncü hadis hakkında şöyle diyor: “Bu haberin bütün ravileri Amme (Sünni) ve Zeydi kişilerden oluştuğu için içeriklerine amel edilmez ve itibarları yoktur.
Kaynak: İstibsar, c.1, s.65-66
Aynı şekilde Şia’nın birçok büyük fakihi de tıpkı Merhum Şeyh Tusi gibi bu hadisleri zayıf saymış ve ravilerini Sünni, Zeydi ve meçhul bilmişlerdir. O büyük fakihlerden bazıları:
1-Allame Hilli (r.a)
2-Allame Hilli’nin oğlu (s.a)
3-İbni Fehd Hilli (s.a)
4-Muhakkık-i Hilli (s.a)
5-Muhakkik Erdebili (s.a)
6-Muhakkik Sebzivari (s.a)
7-Muhakkik Bahrani (s.a)
8-Şehidi Evvel (s.a)
9-Şehidi Sani (s.a)
10-Şeyhul Cevahiri (r.a)
11-Şeyh Murteza Hairi (r.a)
12-Muhakkik Rıza Hemedani (r.a)
13-Seyyid Muhammed Cevad Amuli (r.a)
14-Seyyid Muhsin Hekim (r.a)
15-Seyyid Mustafa Humeyni (r.a)
16-Seyyid Ruhullah Humeyni
17-Seyyid Muhammed Bakır Sadr
18-Seyyid Hansari
19-Seyyid Muhammed Sadık Hansari
Tüm bu açıklamalardan sonra belirtelim ki Şia’da hiçbir âlim mutanın haram oluşuna dair bir fetva vermemiş ve Şia mektebinde mutanın haram oluşuna dair senedi sahih bir rivayet mevcut değildir.
Muta Konusunda Şüphelere Cevaplar
Birinci Hadis:
Abdullah b. Sinan diyor ki: İmam Cafer Sadık’a (aleyhisselam) muta hakkında sorduğumda “Kendini onunla rüsva etme” buyurdu.
Kaynak: en-Nevadir; Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318, Mustedrekul Vesail; Mirza Nuri, c.14, s.455
Bu hadisin senedi sahih olsa da ancak bundan mutanın haram olduğu sonucu çıkmaz. Vahhabiler bu hadisi şöyle tercüme etmişlerdir: “Cafer Sadık (a.s) diyor ki: kadınları muta yaparak kendinizi kirletmeyiniz.”
Ancak lügat kitaplarına baktığımızda rivayette geçen “Denes” lafzının manasında başka şey zikredilmiştir. Sözgelimi Zübeydi “Tacul Arus” adlı lügat kitabında şöyle yazar: “Denes, kir ve leke anlamındadır. Ve şöyle söylenir: “Elbisesi veya yüzünün suyu kirlendi… Denes’in yüzsuyu ve ahlaki bir alışkanlık konusunda kullanılması mecazdır. Dolayısıyla eğer birine “Yüzünün suyunu kirletti” denildiğinde yani kendisini rezil rüsva edecek bir iş yaptı anlamında kullanılır ki bu tür kullanımlar mecazdır ve her dilde de vardır.
Kaynak: Tacul Arus, Zübeydi, c.8, s.293-294
Bu sözün aynını İbni Manzur da “Lisanul Arab” adlı eserinde ifade etmiştir.
Kaynak: Lisanul Arab; İbni Manzur, c.6, s.88
Şimdi gelelim soruya; Niçin İmam Cafer Sadık (Aleyhisselam) bu sözü Abdullah b. Sinan’a söylemiştir?
Cevap: Zira muhalifler muta meselesinden su-i istifade ederek İmamın ashabına eziyet etmekteydiler. Şeyh Müfid (r.a) şöyle diyor: “Bazen muta takiyyeden dolayı mekruh olur ve hatta bazen harama bile dönüşebilir.”
Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.57
Şeyh Müfid (r.a) buna benzer birkaç rivayet aktardıktan sonra o rivayetlerin izahında aşağıda aktaracağımız şu rivayeti getiriyor:
İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), Ammar Sabati ve İsmail Cufi’ye şöyle buyurdu: “(Medine’de) yanıma gelip gittiğiniz sürece benden taraf muta sizlere haramdır. Zira ben sizlerin tutuklanıp cezalandırılmanızdan ve “bunlar Cafer b. Muhammed’in ashabındandır” diye tanınmanızda korkuyorum.
Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.59
Merhum Şeyh Müfid (r.a) devamında şöyle yazar: “bu rivayet mutanın sıhhatine delildir.” Sunduğumuz bu tefsir için birçok deliller de ikame etmek mümkündür. Ezcümle Abdullah b. Sinan’ın kendisi İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) mutanın mutlak şekilde helal olduğunu rivayet eden ravilerden biridir.
Kaynak: Usul-u Kâfi; Şeyh Kuleyni (r.a), c.6, s.105
Yine onun biyografisinde şöyle gelmiştir: “Abdullah b. Sinan, Abbasi halifelerinden Mensur, Mehdi ve Hadi’nin haznedarıydı. Dolayısıyla onun mutayla gündeme gelmesi onun için cani bir tehlike oluşturabilirdi. Sonra olarak şunu söyleyelim: Eğer İmam Cafer Sadık’ın (Aleyhisselam) “La Tednes Nefsek (e)” (kendini mutayla rüsva etme) cümlesinden maksadı mutayı yasaklamak olsaydı hiçbir zaman onu böylesine basit bir ibareyle ifade etmezdi. Zira İmam, haram olan bir fiili şiddetle kınıyor ve önemine binaen daha ağır ifadelerle beyan ediyordu. İmam, asla haram bir fiili basit bir uyarıyla geçiştirmezdi. Bu aynı şuna benzer; Peygamberin (s.a.a) ashabından biri zina hakkında soru sorduğunda Allah Resulü (s.a.a) sadece nasihat niteliğinde basit bir cümleyle “Kendini zinayla kirletme” diyerek olayı normal saysın. Bu da kabul edilir bir şey değildir.
İkinci Hadis
Hişam b. Hekem İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) şöyle rivayet eder: “Bizim yanımızda mutayı ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
Kaynak: en-Nevadir: Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318
Senedi sahih olan bu hadis “Muta Nikâhı ve Şartları” babında yer almasına rağmen bu rivayetin kendisinde mutanın haram oluşuna dair hiçbir ifade yoktur. Şunu da belirtmek gerekir; Şeyh Hurr Amuli (r.a) rivayeti şu şekilde nakletmektedir: “İmam Cafer Sadık’tan (Aleyhisselam) muta hakkında şöyle buyurduğu nakledilir: “Bizim yanımızda onu ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
Kaynak: Vesailu’ş Şia; Şeyh Hurr Amuli, c.21, s.30
Evvela: “Muta Hakkında” ibaresi kitabın orijinalinde ve Allame Meclisi’nin naklinde yoktur. Saniyen:
“Tef’aluha” (yaparlar) fiili “Yef’aluha” fiiline dönüştürülmüştür ki bu da cümlenin manasını değiştirir. Rivayette geçen “Fevacir” Facire lafzının çoğuludur ve ondan maksat kötü yollu kadınlardır. Fevacir lafzına uygun olarak da “Tef’aluha” cümlesi doğrudur. Hadisin metninde Mutayla ilgili bir ifade gelmemesine rağmen bu hadisi de tıpkı önceki hadis gibi takiyye ortamında söylenmiş olarak değerlendirmeliyiz. Özellikle Hişam b. Hekem’in sıkı bir takip ve zor şartlar altında olduğunu da göz önünde bulundurursak hadisin takiyye esasınca olduğu kuvvetle ortaya çıkar. Yine Hişam b. Hekem’den muta konusunda hiçbir rivayetin olmayışı onun zor şartlarda olduğunu ortaya koyar.
Allame Seyyid Cafer Murteza Amuli “Zevacul Muta” c.2, s.133’ten sonra bu rivayetlere benzer rivayetlere işaret etmiş ve onlara cevaplar vermiştir.
[/quote]
Teşekkür ederim bende her yer bir cevap arıyordum ALLAH razı olsun.
[quote author=14Masum link=topic=1684.msg161535#msg161535 date=1347960855]
Cihandar kardeşimizin aktardığı rivayetlere ccevap:
Acaba Muta Nikâhı Şii Kaynaklarında Haram mı kılınmıştır?
BismillahŞia’nın hadis kaynaklarına yüzeysel bir göz atan herkes Muta ve onun şartları hakkında sayısız rivayetler görecektir. Şia’nın fıkıhla ilgili hadisleri içeren en kapsamlı hadis mecmuası sayılan ve Şeyh Hurr Amuli’nin kaleme aldığı “Vesailu’ş Şia” adlı eserde Muta hakkında 45 bab ve 224 hadis mevcuttur ki bu hadisler 26355 sayıdan başlar ve 26579’da son bulur.
Muta’nın helal oluşu, sevabı ve Şia fıkhındaki konumu hakkında gelen birçok rivayetler arasında sadece bir rivayette mutanın haram oluşundan söz edilmiştir. Ehlisünnet bu hadisten yola çıkarak mutayı haram saymış ve tek bir hadisle aslında mutanın Şia inancında da haram olduğunu ispat gayretine girmiştir.
Burada gayemiz Ehlisünnetin delil olarak gösterdikleri rivayeti analiz etmektir.
Şiiler, gerek Şia gerekse Sünni kaynaklarda yer alan sağlam rivayetlere isnaden mutayı ilk yasaklayan kişinin Ömer b. Hattab olduğuna inanmaktadır. Sonra hadis ravileri Ömer b. Hattab’ın nehyini Resulullah’ın (s.a.a) sözüne dayandırmak için konuyla ilgili birçok hadisler uydurmuşlardır; hatta Ömer b. Hattab’ın kendisi bile kendi sakındırmalarında bu uydurma haramlara işaret etmemiştir.
Buhari ve Müslim kendi sihahlarında şöyle nakletmişlerdir:
İmran b. Hasin diyor ki: “Muta ayeti Allah’ın kitabında nazil olmuştur. Bu yüzden biz Peygamberle (s.a.a) bu işi yapardık ve bunu haram kılacak bir Kur’an ayeti nazil olmadı ve Allah Resulü’de (s.a.a) fani dünyadan göçünceye dek bu işten sakındırmadı. Ta ki adamın biri kişisel görüşüne dayanarak dilediğini söyledi.” Buhari diyor ki o adam Ömer’di.
Kaynak: Sahihi Buhari c, 5. S.158
Ebu Nazra diyor ki: “Cabir b. Abdullah’ın (r.a) yanında bulunuyordum. Adamın biri yanına gelerek dedi ki İbni Abbas ve İbni Zübeyr iki muta (hac ve nisa) konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. (sizin bu konudaki görüşünüz nedir?) Cabir dedi ki: Biz o ikisini de Resulullah (s.a.a ) ile birlikte yapıyorduk, sonra Ömer onu yasakladı.
Kaynak: Sahihi Muslim, c.4, s.59
Ehlisünnetin fıkıh imamlarından olan Ahmed b. Hanbel ve Malik b. Enes sahih isnatlarıyla şöyle rivayet ederler:
Ata diyor ki: “Cabir, Umreden döndüğünde onu ziyaret etmek amacıyla evine gittim. İnsanlar bazı konular hakkında ona sorular soruyorlardı ki konu mutadan açıldı. Cabir şöyle dedi: Evet, biz Allah Resulü (s.a.a) zamanında muta yapıyorduk. Aynı şekilde Ebubekir ve Ömer zamanında da muta yapıyorduk. Ta ki Ömer’in hilafetinin son dönemleri gelip çattığında (Ömer bu işten sakındırdı)
Kaynak: Musned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.380
Malik, Nafi’den şöyle nakleder: Ömer dedi ki Peygamber (s.a.a) döneminde iki muta (hac ve Nisa) yürürlükteydi ancak ben o ikisinden sakındırdım ve kim hac ve nisa mutası yapacak olursa onu cezalandıracağım.
Kaynak: et-Temhidu Lima Fil Muvatta Minel Maani vel Esanid; İbni Abdulbirr, c.10, s.113 ve c.23, s.365
Dikkat edilmelidir ki Buhari’ye göre şu zikredilen hadis senet açısından bu yönde gelen hadislerin en sağlamı ve sahihidir.
Kaynak: Mukaddimetu İbni Salah, s.10
Hafız Sahavi, ez-Zav’ul Lami, c.2, s.8’de Kelkaşandi Şafii’yi şu cümleyle övmüştür: “O, fıkıh ve edepte önde gelen erdemli kişilerdendi.” Kelkaşandi Şafii diyor ki: Kadınlar mutasını yasaklayan ilk kişi Ömer’dir. Ve muta şudur: bir bayanı bir şey karşılığında belirli bir zamana kadar nikâhlamaktır…
Kaynak: Me’serul İnafeti fi Maalimil Hilafe, c.3, s.338
Emirulmüminin Ali (Aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Eğer Ömer mutayı yasaklamasaydı bedbaht kimseden başka kimse zina etmezdi.
Kaynak: İbni Cerir-i Taberi, Camiu’l Beyan, c.5, s.19
Şimdi Şia kaynaklarında mutanın haram olduğu yönünde gelen rivayeti inceleyelim. Önce bu hadisin metnini Şia’nın en eski fıkıh kaynaklarından olan ve sadece o kaynakta yer alan kitaptan getirelim.
واما ما رواه محمد بن يحيى عن أبي جعفر عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال: حرم رسول الله صلى الله عليه وآله يوم خيبر لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة.
تهذيب الأحكام، الشيخ الطوسي، ج 7 ص 251
Muhammed b. Yahya Ebu Cafer’den o Ebul Cevza’dan o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet eder ki Allah Resulü (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm; Şeyh Tusi (r.a), c.7, s.251
فأما ما رواه محمد بن أحمد بن يحيى عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال : حرم رسول الله صلى الله عليه وآله لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة .
الاستبصار، الشيخ الطوسي، ج 3 ص 142
Muhammed b. Ahmed b. Yahya Ebil Cevza’dan, o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet etmişlerdir: Resulullah (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
Kaynak: İstbsar; Şeyh Tusi, c.3, s.142
Şeyh Tusi (r.a) bu hadisi Tehzibul Ahkam’da zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu rivayet takiyye durumunda rivayet edilmiş ve Şia mezhebinin muhaliflerinin mezhebi esasınca nakledilmiştir. Mutayla ilgili haberleri (rivayetleri) duyan kimse için hâsıl olan şudur ki mutanın helal oluşu bizim imamlarımızın dini inançlarındandır. O halde sözü uzatmaya hacet yoktur.
Aynı şekilde İstibsar’da şöyle yazar: Bu rivayet takiyye esasınca değerlendirilmelidir. Zira bu rivayet Amme (Ehlisünnet) mezhebine muvafıktır. Hâlbuki önceki rivayetler (mutanın helal oluşu hakkında gelen rivayetler) Allah’ın kitabının zahirine mutabıktır. Ve hak mezhep olan Şia’nın icması da bu yöndedir. O halde şaz olan bu rivayetin dışındaki diğer rivayetlere amel edilmemelidir.
Şeyh Tusi’nin (r.a) istidlaline İlave Olarak Bu Rivayetin Geçersiz Olduğuna Dair Diğer Deliller
1-Mutanın Söz konusu Edilmeyişi
Hayber Günü evcil eşeklerin etlerinin yenmesinin yasak olduğuna dair haberler Şia kanalıyla başka rivayetlerde zikredilmiştir. Şeyh Hürr Amuli senedi sahih olan en az üç hadisi Kutubu Erbea’nın yazarlarından yani Şeyh Kuleyni (r.a), Şeyh Saduk (r.a) ve Şeyh Tusi’den (r.a) nakletmiştir ki bunlarında hiçbirinde mutanın haram edilişinden söz edilmemiştir.
Bknz: Vesailu’ş Şia; Hurr Amuli c.24, s.117 Bab: Kerahetu Luhumil Hamril Ehliyye ve Ademu Tahrimiha
2-Haram Söz Konusu Değildir
Şia rivayetlerinde esasen evcil eşeklerin etlerinin haram oluşundan söz edilmez. Bilakis onların mekruh oluşundan bahsedilir ki bunun kendisi bu hadisin (mutanın haram oluşu) Şia kanalından gelmediğinin bir başka delilidir.
3-Senet Zayıflığı
Bu rivayetin senedinde geçen kişiler arasında Ehlisünnete mensup veya Zeydi mezhep olan kişiler göze çarpmaktadır ki rivayeti sıhhat (doğruluk) dairesinden çıkarmaktadır. Şöyle ki hatta eğer rivayetin senedinde geçen kişilerin tamamı güvenilir olsalar bile bu rivayet “Muvassak rivayet” kategorisinde değerlendirilir, sahih değil. Belirtmeliyiz ki bu güvenilir kişiler arasında iki kişi vardır ki haklarından tereddütler ve şaibeler söz konusudur. Gerçekte âlimler arasında onların güvenilir olup olmadıkları tartışma konusu olmuştur. Ancak fakihlerin büyük çoğunluğunun görüşü o iki şahsın güvenilir olmadıkları yönündedir. Bu rivayette isimleri geçen ravileri özetle zikredelim:
1-Muhammed b. Ahmed b. Yahya: İmami (Şii), Sıka (güvenilir)
2-Ebu Cafer: İmami (Şii), güvenilir
3-Ebul Cevza: Muhalif (Sünni), güvenilir
4-Hüseyin b. Alevan: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.
5-Amr b. Halid: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.
Şeyh Tusi’nin (r.a) kendisi yukarıdaki hadisin senediyle birlikte üç hadis daha zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu hadislerin ravileri Amme (Sünni) veya Zeydi dolduklarından zayıf hadis kategorisinde değerlendirilir ve içeriklerine amel edilmez.
Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm, c.6, s.168 ve Tehzibu’l Ahkâm, c.7, s.317
Merhum Şeyh İstibsar adlı eserinde de özellikle üçüncü hadis hakkında şöyle diyor: “Bu haberin bütün ravileri Amme (Sünni) ve Zeydi kişilerden oluştuğu için içeriklerine amel edilmez ve itibarları yoktur.
Kaynak: İstibsar, c.1, s.65-66
Aynı şekilde Şia’nın birçok büyük fakihi de tıpkı Merhum Şeyh Tusi gibi bu hadisleri zayıf saymış ve ravilerini Sünni, Zeydi ve meçhul bilmişlerdir. O büyük fakihlerden bazıları:
1-Allame Hilli (r.a)
2-Allame Hilli’nin oğlu (s.a)
3-İbni Fehd Hilli (s.a)
4-Muhakkık-i Hilli (s.a)
5-Muhakkik Erdebili (s.a)
6-Muhakkik Sebzivari (s.a)
7-Muhakkik Bahrani (s.a)
8-Şehidi Evvel (s.a)
9-Şehidi Sani (s.a)
10-Şeyhul Cevahiri (r.a)
11-Şeyh Murteza Hairi (r.a)
12-Muhakkik Rıza Hemedani (r.a)
13-Seyyid Muhammed Cevad Amuli (r.a)
14-Seyyid Muhsin Hekim (r.a)
15-Seyyid Mustafa Humeyni (r.a)
16-Seyyid Ruhullah Humeyni
17-Seyyid Muhammed Bakır Sadr
18-Seyyid Hansari
19-Seyyid Muhammed Sadık Hansari
Tüm bu açıklamalardan sonra belirtelim ki Şia’da hiçbir âlim mutanın haram oluşuna dair bir fetva vermemiş ve Şia mektebinde mutanın haram oluşuna dair senedi sahih bir rivayet mevcut değildir.
Muta Konusunda Şüphelere Cevaplar
Birinci Hadis:
Abdullah b. Sinan diyor ki: İmam Cafer Sadık’a (aleyhisselam) muta hakkında sorduğumda “Kendini onunla rüsva etme” buyurdu.
Kaynak: en-Nevadir; Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318, Mustedrekul Vesail; Mirza Nuri, c.14, s.455
Bu hadisin senedi sahih olsa da ancak bundan mutanın haram olduğu sonucu çıkmaz. Vahhabiler bu hadisi şöyle tercüme etmişlerdir: “Cafer Sadık (a.s) diyor ki: kadınları muta yaparak kendinizi kirletmeyiniz.”
Ancak lügat kitaplarına baktığımızda rivayette geçen “Denes” lafzının manasında başka şey zikredilmiştir. Sözgelimi Zübeydi “Tacul Arus” adlı lügat kitabında şöyle yazar: “Denes, kir ve leke anlamındadır. Ve şöyle söylenir: “Elbisesi veya yüzünün suyu kirlendi… Denes’in yüzsuyu ve ahlaki bir alışkanlık konusunda kullanılması mecazdır. Dolayısıyla eğer birine “Yüzünün suyunu kirletti” denildiğinde yani kendisini rezil rüsva edecek bir iş yaptı anlamında kullanılır ki bu tür kullanımlar mecazdır ve her dilde de vardır.
Kaynak: Tacul Arus, Zübeydi, c.8, s.293-294
Bu sözün aynını İbni Manzur da “Lisanul Arab” adlı eserinde ifade etmiştir.
Kaynak: Lisanul Arab; İbni Manzur, c.6, s.88
Şimdi gelelim soruya; Niçin İmam Cafer Sadık (Aleyhisselam) bu sözü Abdullah b. Sinan’a söylemiştir?
Cevap: Zira muhalifler muta meselesinden su-i istifade ederek İmamın ashabına eziyet etmekteydiler. Şeyh Müfid (r.a) şöyle diyor: “Bazen muta takiyyeden dolayı mekruh olur ve hatta bazen harama bile dönüşebilir.”
Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.57
Şeyh Müfid (r.a) buna benzer birkaç rivayet aktardıktan sonra o rivayetlerin izahında aşağıda aktaracağımız şu rivayeti getiriyor:
İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), Ammar Sabati ve İsmail Cufi’ye şöyle buyurdu: “(Medine’de) yanıma gelip gittiğiniz sürece benden taraf muta sizlere haramdır. Zira ben sizlerin tutuklanıp cezalandırılmanızdan ve “bunlar Cafer b. Muhammed’in ashabındandır” diye tanınmanızda korkuyorum.
Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.59
Merhum Şeyh Müfid (r.a) devamında şöyle yazar: “bu rivayet mutanın sıhhatine delildir.” Sunduğumuz bu tefsir için birçok deliller de ikame etmek mümkündür. Ezcümle Abdullah b. Sinan’ın kendisi İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) mutanın mutlak şekilde helal olduğunu rivayet eden ravilerden biridir.
Kaynak: Usul-u Kâfi; Şeyh Kuleyni (r.a), c.6, s.105
Yine onun biyografisinde şöyle gelmiştir: “Abdullah b. Sinan, Abbasi halifelerinden Mensur, Mehdi ve Hadi’nin haznedarıydı. Dolayısıyla onun mutayla gündeme gelmesi onun için cani bir tehlike oluşturabilirdi. Sonra olarak şunu söyleyelim: Eğer İmam Cafer Sadık’ın (Aleyhisselam) “La Tednes Nefsek (e)” (kendini mutayla rüsva etme) cümlesinden maksadı mutayı yasaklamak olsaydı hiçbir zaman onu böylesine basit bir ibareyle ifade etmezdi. Zira İmam, haram olan bir fiili şiddetle kınıyor ve önemine binaen daha ağır ifadelerle beyan ediyordu. İmam, asla haram bir fiili basit bir uyarıyla geçiştirmezdi. Bu aynı şuna benzer; Peygamberin (s.a.a) ashabından biri zina hakkında soru sorduğunda Allah Resulü (s.a.a) sadece nasihat niteliğinde basit bir cümleyle “Kendini zinayla kirletme” diyerek olayı normal saysın. Bu da kabul edilir bir şey değildir.
İkinci Hadis
Hişam b. Hekem İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) şöyle rivayet eder: “Bizim yanımızda mutayı ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
Kaynak: en-Nevadir: Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318
Senedi sahih olan bu hadis “Muta Nikâhı ve Şartları” babında yer almasına rağmen bu rivayetin kendisinde mutanın haram oluşuna dair hiçbir ifade yoktur. Şunu da belirtmek gerekir; Şeyh Hurr Amuli (r.a) rivayeti şu şekilde nakletmektedir: “İmam Cafer Sadık’tan (Aleyhisselam) muta hakkında şöyle buyurduğu nakledilir: “Bizim yanımızda onu ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
Kaynak: Vesailu’ş Şia; Şeyh Hurr Amuli, c.21, s.30
Evvela: “Muta Hakkında” ibaresi kitabın orijinalinde ve Allame Meclisi’nin naklinde yoktur. Saniyen:
“Tef’aluha” (yaparlar) fiili “Yef’aluha” fiiline dönüştürülmüştür ki bu da cümlenin manasını değiştirir. Rivayette geçen “Fevacir” Facire lafzının çoğuludur ve ondan maksat kötü yollu kadınlardır. Fevacir lafzına uygun olarak da “Tef’aluha” cümlesi doğrudur. Hadisin metninde Mutayla ilgili bir ifade gelmemesine rağmen bu hadisi de tıpkı önceki hadis gibi takiyye ortamında söylenmiş olarak değerlendirmeliyiz. Özellikle Hişam b. Hekem’in sıkı bir takip ve zor şartlar altında olduğunu da göz önünde bulundurursak hadisin takiyye esasınca olduğu kuvvetle ortaya çıkar. Yine Hişam b. Hekem’den muta konusunda hiçbir rivayetin olmayışı onun zor şartlarda olduğunu ortaya koyar.
Allame Seyyid Cafer Murteza Amuli “Zevacul Muta” c.2, s.133’ten sonra bu rivayetlere benzer rivayetlere işaret etmiş ve onlara cevaplar vermiştir.
[/quote]
Teşekkür ederim bende her yer bir cevap arıyordum ALLAH razı olsun.
Yorum