Selamun Aleyküm

[Qom_u_ask]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=Cihandar link=topic=22343.msg137525#msg137525 date=1324424054]
Sen şimdi Muhsini Hz.Ömer (r.a) şehit etti dersin.Tamam lanet konusu sizin inancınızmış blmiyordum , inançlar zaten sorgulanmaz.Buraya öğrenmeye geldim,bunları bilseydim soru sormaz direk tartışmaya girerdim.
[/quote]
Lanet şiada vardır.. ve bu var oluşu mezhepsel değildir

esasında şia bir mezhep değildir. İslamın bozulmadan günümüze gelen şeklidir. bu şu anlama gelir şianın her itikat ve ameli Kur'an'da ya da sünnilerin sahih gördüğü hadis kitaplarında da vardır.

biz sünnilerle bu ölçü çerçevesinde konuşuruz. Yani tüm şii inanç ve amellerini Kur'an'dan ya da sünnilerin sahih bildiği hadis ve tarihi kaynaklardan delillendirir ispatlarız..

Örneğin Lanet konusunu Kur'an'dan ispatladığımız gibi. Kur'andan gösterdiğimiz ayetleri görmenize rağmen hala lanet şiada varmış gibi bunu mezhebi bir şey görürseniz bu sizin samimiyetinize gölge düşürür...

Çünkü ayette lanet ediciler diyor. bakın şu ayetten de söz etmiştim:

"(6-7) Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah’ın lânetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir." Nur 6-7

şimdi burada lanetleşmeyi bir kural olarak koyuyor. ve bu laneti Allah etmeyecek kişi edecek.. demek ki lanetleşme var ve bu fıkıh kuralı olarak boşanmada hem şiada hem sünnilikte var..

lanet yok diyen adamın ne Kur'an'dan ne dinden haberi vardır...

yani bu kadar ayetten sonra siz şimdi dinde lanetin olduğunu inkar mı ediyorsunuz?

[huge]

Ynt: Selamun Aleyküm

Ömer'in Muaviye'ye Mektubu

İmam Hüseyin Aleyhisselam şehit edildi ve haber Medine’ye ulaştı. Kerbela’da, İmam Aleyhisselam’ın ev halkından on sekiz kişi vardı ve elli dört kişi Ehli Beyt Aleyhimusselam’ın dışındaydı. Hermele Lanetullahi aleyh tarafından Ali Asger Aleyhisselam’ın şehit edildiği haberi Medine’ye ulaşınca, İmam Aleyhisselam’ın yakınları, Ümmü Seleme’nin evinde yas tutmaya başladılar. Bunlar arasında Muhacir ve Ensar’dan kimselerde vardı. Abdullah İbni Ömer bu olayı duyduğunda yüzüne vurdu ve ey Ensar ve Muhacir! Gördünüz mü Ehli Beyt Aleyhimusselam’ı nasıl şehit ettiler? Dedi ve Onlar Rabler’i katında rızıklanırlar ayetini okudu ve devamla Bundan sonra Yezit Lanetullahi aleyh’e bir engel yoktur dedi.Bu konuşmadan sonra Abdullah İbni Ömer gece evinden çıktı ve hangi şehre gittiyse milleti ayağa kaldırdı ve herkese Yezit Lanetullahialeyh’e lanet okumaları gerektiğini söyledi ve kendisi de okudu.

Bunun olayı Yezit Lanetullahialeyh’e ulaştı. Haberciler şöyle dediler: O nereye gidiyorsa sana lanet okuyor ve halkı tahrik ediyor ve millet arasında senin halife olmadığın sözünü yayıyor ve Ehli Beyt Aleyhimusselam’a olan sevgisini dile getiriyor ve herkese, bu sözler Halife Ömer’in oğlu Abdullah’ın sözleridir sözünü söyletiyordu. Şam, Dimeşk ve bütün şehirler çalkalanmaya başladı ve Abdullah ibni Ömer büyük bir toplulukla Şam’a geldi. Onun gelişini Yezit Lanetullahialeyh’e haber verdiler. Halk onun yanında debdebeyle yürüyordu.

Yezit Lanetullahialeyh bu haberi getirenlere dedi ki: Bu durum onun aceleciliğinden birisidir. Bir süre sonra o vazgeçecektir. Abdullah İbni Ömer, yanındaki insanlarla beraber Yezit Lanetullahialeyh’in sarayının önüne geldi ve durdular. Yezit Lanetullahi aleyh sadece, Abdullah İbni Ömer’in saraya girmesine izin verdi. Abdullah İbni Ömer ilk önce girmek istemedi ve Yezit Lanetullahialeyh, dedi ki: Sen, Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem‘in Ehli Beyt’ine Aleyhimusselam karşı öyle bir iş yaptın ki, o işi ne Rumlar ne de Türkler yapabilirdi ve kalk bu hilafet makamından defol. Müslümanlar senin yerine senden daha hayırlı birini seçsinler.

Yezit Lanetullahialeyh onu alaylı bir tavırla karşıladı ve ona kibirle karışık merhaba dedi. Ve Abdullah İbni Ömer’i elbisesinden tutarak kendine doğru çekti ve ona şöyle dedi: Ey Ebu Muhammed! Sakin ol, aceleciliğinden vazgeç, aklet, gözlerini aç bak, kulaklarını aç işit. Öz baban Ömer ibni Hattab hakkında ne diyorsun. O hidayet edici miydi? O Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in halifesi ve yardımcısı mıydı? O Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in eniştesi ve emanetçisi miydi? Ve o kimse Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e ne demişti bir hatırla. O demişti ki: Ey Muhammed! Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem Lat ve Uzza’ya aşikâr bir şekilde ibadet ediliyor, sen ise Allah’a gizlice ibadet ediyorsun. Abdullah ibni Ömer, utangaç bir tavırla: Sen nasıl diyorsan öyledir dedi. Yezit Lanetullahialeyh: Senin baban mı benim babamı Şam’a vali tayin etti, yoksa benim babam mı senin babanı halife tayin etti? Abdullah ibni Ömer: Benim babam senin babanı Şam’a vali tayin etti dedi. Yezit Lanetullahialeyh: Senin babanın benim babamı Şam’a vali tayin etmesine razı mısın?


devamı var............

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=Qom_u_aşk link=topic=22343.msg137543#msg137543 date=1324452163]
Lanet şiada vardır.. ve bu var oluşu mezhepsel değildir

esasında şia bir mezhep değildir. İslamın bozulmadan günümüze gelen şeklidir. bu şu anlama gelir şianın her itikat ve ameli Kur'an'da ya da sünnilerin sahih gördüğü hadis kitaplarında da vardır.

biz sünnilerle bu ölçü çerçevesinde konuşuruz. Yani tüm şii inanç ve amellerini Kur'an'dan ya da sünnilerin sahih bildiği hadis ve tarihi kaynaklardan delillendirir ispatlarız..

Örneğin Lanet konusunu Kur'an'dan ispatladığımız gibi. Kur'andan gösterdiğimiz ayetleri görmenize rağmen hala lanet şiada varmış gibi bunu mezhebi bir şey görürseniz bu sizin samimiyetinize gölge düşürür...

Çünkü ayette lanet ediciler diyor. bakın şu ayetten de söz etmiştim:

"(6-7) Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah’ın lânetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir." Nur 6-7

şimdi burada lanetleşmeyi bir kural olarak koyuyor. ve bu laneti Allah etmeyecek kişi edecek.. demek ki lanetleşme var ve bu fıkıh kuralı olarak boşanmada hem şiada hem sünnilikte var..

lanet yok diyen adamın ne Kur'an'dan ne dinden haberi vardır...

yani bu kadar ayetten sonra siz şimdi dinde lanetin olduğunu inkar mı ediyorsunuz?
[/quote]


Ben lanetin yokluğuna birşey demiyorum sadece Kuranda geçen kesin hükümlerle kafir olan şahıslar için söylenmes, gerektiğini düşünüyorum mesela Firavun vb gibi şahıslar adına lanet okumanın daha doğru olabileceği...

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=huge link=topic=22343.msg137550#msg137550 date=1324460616]
Ömer'in Muaviye'ye Mektubu

İmam Hüseyin Aleyhisselam şehit edildi ve haber Medine’ye ulaştı. Kerbela’da, İmam Aleyhisselam’ın ev halkından on sekiz kişi vardı ve elli dört kişi Ehli Beyt Aleyhimusselam’ın dışındaydı. Hermele Lanetullahi aleyh tarafından Ali Asger Aleyhisselam’ın şehit edildiği haberi Medine’ye ulaşınca, İmam Aleyhisselam’ın yakınları, Ümmü Seleme’nin evinde yas tutmaya başladılar. Bunlar arasında Muhacir ve Ensar’dan kimselerde vardı. Abdullah İbni Ömer bu olayı duyduğunda yüzüne vurdu ve ey Ensar ve Muhacir! Gördünüz mü Ehli Beyt Aleyhimusselam’ı nasıl şehit ettiler? Dedi ve Onlar Rabler’i katında rızıklanırlar ayetini okudu ve devamla Bundan sonra Yezit Lanetullahi aleyh’e bir engel yoktur dedi.Bu konuşmadan sonra Abdullah İbni Ömer gece evinden çıktı ve hangi şehre gittiyse milleti ayağa kaldırdı ve herkese Yezit Lanetullahialeyh’e lanet okumaları gerektiğini söyledi ve kendisi de okudu.

Bunun olayı Yezit Lanetullahialeyh’e ulaştı. Haberciler şöyle dediler: O nereye gidiyorsa sana lanet okuyor ve halkı tahrik ediyor ve millet arasında senin halife olmadığın sözünü yayıyor ve Ehli Beyt Aleyhimusselam’a olan sevgisini dile getiriyor ve herkese, bu sözler Halife Ömer’in oğlu Abdullah’ın sözleridir sözünü söyletiyordu. Şam, Dimeşk ve bütün şehirler çalkalanmaya başladı ve Abdullah ibni Ömer büyük bir toplulukla Şam’a geldi. Onun gelişini Yezit Lanetullahialeyh’e haber verdiler. Halk onun yanında debdebeyle yürüyordu.

Yezit Lanetullahialeyh bu haberi getirenlere dedi ki: Bu durum onun aceleciliğinden birisidir. Bir süre sonra o vazgeçecektir. Abdullah İbni Ömer, yanındaki insanlarla beraber Yezit Lanetullahialeyh’in sarayının önüne geldi ve durdular. Yezit Lanetullahi aleyh sadece, Abdullah İbni Ömer’in saraya girmesine izin verdi. Abdullah İbni Ömer ilk önce girmek istemedi ve Yezit Lanetullahialeyh, dedi ki: Sen, Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem‘in Ehli Beyt’ine Aleyhimusselam karşı öyle bir iş yaptın ki, o işi ne Rumlar ne de Türkler yapabilirdi ve kalk bu hilafet makamından defol. Müslümanlar senin yerine senden daha hayırlı birini seçsinler.

Yezit Lanetullahialeyh onu alaylı bir tavırla karşıladı ve ona kibirle karışık merhaba dedi. Ve Abdullah İbni Ömer’i elbisesinden tutarak kendine doğru çekti ve ona şöyle dedi: Ey Ebu Muhammed! Sakin ol, aceleciliğinden vazgeç, aklet, gözlerini aç bak, kulaklarını aç işit. Öz baban Ömer ibni Hattab hakkında ne diyorsun. O hidayet edici miydi? O Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in halifesi ve yardımcısı mıydı? O Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in eniştesi ve emanetçisi miydi? Ve o kimse Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e ne demişti bir hatırla. O demişti ki: Ey Muhammed! Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem Lat ve Uzza’ya aşikâr bir şekilde ibadet ediliyor, sen ise Allah’a gizlice ibadet ediyorsun. Abdullah ibni Ömer, utangaç bir tavırla: Sen nasıl diyorsan öyledir dedi. Yezit Lanetullahialeyh: Senin baban mı benim babamı Şam’a vali tayin etti, yoksa benim babam mı senin babanı halife tayin etti? Abdullah ibni Ömer: Benim babam senin babanı Şam’a vali tayin etti dedi. Yezit Lanetullahialeyh: Senin babanın benim babamı Şam’a vali tayin etmesine razı mısın?


devamı var............
[/quote]


Devamını merak ettim koyarsan makbule geçer kardeş teşşekkür ederim.

[mikdat]

Ynt: Selamun Aleyküm

muaviye dosyası

http://velayet.wordpress.com/tag/muaviye/

[mikdat]

Ynt: Selamun Aleyküm

Buda sünnilerin Muaviyeyi nasıl kutsadıklarına dair deliller
http://www.velayet.com/index.php?topic=5366.0

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

Ben birşey sorucam Usul-üKafi hakkında ne düşünüyorsun...

[mikdat]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=Cihandar link=topic=22343.msg137565#msg137565 date=1324468836]
Ben birşey sorucam Usul-üKafi hakkında ne düşünüyorsun...
[/quote]

cihandar senin artniyetli olduğunu düşünüyorum.eğer gerçekten foruma ilk geldiğinde kendini ifade ettiğin gibi samimi olsaydın böyle davranmazdın eğer usuli kafiyi konuşmak istiyorsan açarsın başlık orada konuşulur bu ne ya daldan dala atlamak.

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

Hayır anlamadığım konu şu art niyetli olsam ne olucak sadece sordum.Tek burdan araştırmıyorum ki google yazdım Şia sözleri dye araştırmalar yapdım karşıma usul-ü kafi çıktı merak ettik sorduk...Ben kendimi size iyi göstermek için çabalamıyorum dediğim gibi samimi bir şekilde öğrenmek istiyorum Şiiliği pek bilmediğim için sorular soruyorum..Sözlerimi beğenmiyorsan cevap vermezsin..

[mikdat]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=Cihandar link=topic=22343.msg137569#msg137569 date=1324469698]
Hayır anlamadığım konu şu art niyetli olsam ne olucak sadece sordum.Tek burdan araştırmıyorum ki google yazdım Şia sözleri dye araştırmalar yapdım karşıma usul-ü kafi çıktı merak ettik sorduk...Ben kendimi size iyi göstermek için çabalamıyorum dediğim gibi samimi bir şekilde öğrenmek istiyorum Şiiliği pek bilmediğim için sorular soruyorum..Sözlerimi beğenmiyorsan cevap vermezsin..
[/quote]
o zaman konu bütünlüğünün bozulmaması adına usuli kafi diye başlık açıyorum orada konuşalım değerli kardeşim.

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=mikdat bin esved link=topic=22343.msg137572#msg137572 date=1324470483]
o zaman konu bütünlüğünün bozulmaması adına usuli kafi diye başlık açıyorum orada konuşalım değerli kardeşim.
[/quote]


Teşşekkür ederim kardeşim...

[Qom_u_ask]

Ynt: Selamun Aleyküm

[quote author=Cihandar link=topic=22343.msg137552#msg137552 date=1324466097]

Ben lanetin yokluğuna birşey demiyorum sadece Kuranda geçen kesin hükümlerle kafir olan şahıslar için söylenmes, gerektiğini düşünüyorum mesela Firavun vb gibi şahıslar adına lanet okumanın daha doğru olabileceği...
[/quote]
bu Peygamber s.a.a.'ten sonra hiç bir kimse lanetlenemeyeceği anlamına geliyor. Çünkü bir daha Kur'an gelmeyeceğine göre kimsenin son halini bilemeyeceğiz demektir ve..

oysa ayetlerden çıkan bunun tam tersi. Çünkü Allah ile beraber lanet ettiği söylenen tüm lanet ediciler, geniş zaman için. yani Kur'an diyor ki Allah'ın ayetlerini gizleyene tüm lanet ediciler lanet eder. ayetler bize gelmiştir. bu o zaman şu anlama gelir: bu ayet indikten sonra kimse ilmi gizlemesin yoksa lanete uğrar. peki kim lanet edecek geçmiştekiler mi hayır gelecektekiler.. Çünkü lanet fiil bu gün olursa bu gün de lanet edilecektir..

ayrıca son hali müslüman olan ve tevbe edene, daha önceki lanetlik işi yaptığında lanet edilmez konusu da ilmi olmayan ve delili olmayan bir zannınızdır.. var mı buna bir deliliniz? Zina konusunda lanetleşenler müslüman değil mi?

bir de Muaviye konusunu Ehlibeyte inanmadığınız için anlamanız mümkün değil..

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

Tamam neyse Hz.Muaviye konusuna girmiyorum artık...

[Qom_u_ask]

Ynt: Selamun Aleyküm

Ben niye Peygamber s.a.a zamanında doğmadım? o zaman doğsaydım ben de eleştirilmez bir makam haline getirilen sahabeden olacaktım.

Ehli sünnetin kutsa sahabe anlayışı, Allah'ın adalet sıfatıyla asla bağdaşmaz. Çünkü buna göre insanın eleştirilmez faziletli makama ulaşması kendi seçtiği iradesi ile yaptığı değerli ameller değil, seçmediği doğum zamanından kaynaklanmaktadır. sahabe olmayı kimse seçemeyeceği gibi olmamayı da ben seçemem. bu durumda Allah'ın adaletine gölge düşer.

adam Peygamber zamanında doğdu diye ne yaptığı hiç dikkate alınmadan eleştirilmez makama ulaşıyor. deniyor ki onların yaptığını biz eleştiremeyiz onlar sahabe...

yine Münafıklar var onların sahabe bilinmemesi için hiç bir enge yok. tersine onların münafık olduğu bilinmiyor. Peygamber de dahil herkes onları samimi müslüman biliyor. dolayısıyla sahabe oluyorlar. o zaman sahabe kutsal ve eleştirilmez dediğinde onlar da bu elekten geçmiş olmuyor mu? böylece onların sözleri ve yaptıkları da eleştirilmez konuma geliyor.

münafıkların amacıysa İslamı içten yıkarak menfaat elde etmek. böylece siz sahabeyi eleştirilmez konuma getirmekle onların istedikleri makamı onlara vermiş oluyorsunuz. onların dini içten yıkmak için giriştikleri çabaları neticelendiriyor ve onları eleştirilmez konuma koyarak dinden değil o tanınmayan gizli münafıklardan yana tavır takınıyor onların koruyucusu konumuna gelmiş oluyorsunuz.

Oysa Kur'an sahabeye bu kutsal anlamı vermiş değil. Hani ilk kaynak Kur'an'dı. Hani en sağlam ölçü Kur'an'dı. bir konuda doğru bilgi ve bakış açısı kazanmak için önce kur'an'a bakacaktık. hadi bakalım niye bakımıyoruz?

Kur'an'da sahabe kelimesi hem iyiler için hem kötüler için kullanılıyor. Yani müşrik ve cehennemlik sahabe de var cennetlik sahabe de var. bunların örneklerini yukarda verdik. mesela ashabı uhdud demek, mü'minleri ateşlerde yakmak için çukur kazan ve onların yanışını seyreden lanetlik ashabtır. Yusuf Peygamber müşrik iki zindan arkadaşına sahabem diyor. Peygamber s.a.a. ashabını tanıyacak ve onların cehenneme gidişlerine şahit olacak bunu bize haber veriyor.

Oysa Kur'an ve hadislerde, Ehlibeyt hakkında bir tane olumsuz ifade bulamazsınız. Peygamber dini Ehlibeyte emanet etmiş, Ehlibeyti bize örnek olarak tanıtmış onları eleştirilmez ve itaat edilmesi gereken makamda tanıtmıştır. Sünniler Ehlibeyti bırakmışlar dinlerini onlardan öğrenmemişler Peygamber s.a.a'ten sonra sırayı ashabına vermişlerdir. böylece Ehlibeyte olan bütün saygıyı onlara göstermişlerdir. bu arada Ehlibeyt katillerine de sahabe deyip onları da eleştirilmez makama çıkarmışlardır. Böylece Peygamberin lanetlediklerine dair sahihi hadisleri elinin tersiyle itmişlerdir.

böylece Emevi zalimleri din hocası ilim merkezi haline geldi. Örneğin Ehlibeytten olan İmam Hüseyn a.s. ile Emeviler için savaşmış ve fetva vermiş bulunan İbn Ömer aynı yaştadırlar. Kütübü sittede İmam Hüseyn a.s.'dan hiç hadis almayan sünni hadisçiler, İbn Ömerden 1300 hadis almışlar, ve bir çok bidat olan dini fıkhi hükümleri de ondan nakletmişlerdir.

Muaviye ve Amr bin a.s gibi Ehlibeyt katili ve düşmanlarından bile hadis var ve onların faziletlerine dair bablar açılmış ama İmam Hasan a.s.'dan ve İmam Zeynül Abidin ve sonraki imamlardan hiç hadis alınmamış sanki onlar yok sayılmıştır.. Böylece sapıtmamak için Kur'an ve Ehlibeyte sarılın mütevatir hadisi bile saptırılmış, Kur'an ve sünnet diye uydurma söz ayet gibi algılanmış ve yine sünnilerin sahih gördüğü 6 değil 9 hadis kitabında bile sahih görülüp alınmayan ashabım gökteki yıldızlar gibidir uydurma sözü ayet gibi her yerde sürekli tekrarlanır olmuştur..

şimdi bu şartlarda nakledilen dinde Muaviye ve Yezid gibi zalimlerin başa geçmelerini engelleyen bir ölçü sağlam kalabilir yaşayabilir topluma yayılabilir mi? o yüzden Ehli sünnet sultan zorbaları katilleri mahkum edeceğine temizleme ve cinayetlerine kılıf bulma yoluna gitmiştir..

[Cihandar]

Ynt: Selamun Aleyküm

Bence Hz.Muaviye konusu kapatalım ben sana cevap vericek nitelikde ilme sahip değilim.