Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

    [quote author=Qom u aşk link=topic=24032.msg161961#msg161961 date=1348645783]
    Allah razı olsun hocam adbar-ı Kerbela bu yerinde deliller barındıran ayetler için. Bu son ayette sahabe kelimesi sanırım sünnilerin hiç tahayyül edemeyecekleri bir kullanım. Bu ayete göre sahabi Peygamberimiz oluyor. Yani Ebubekirin, Ömerin Ehlibeytin, müşriklerin dahası o zaman yaşayıp da Muhammed'i tanıyan herkesin sahabesi Muhammed (s.a.a).

    demek ki sahabe diye sadece müslümanlara müşriklere münafıklara denmiyormuş, Peygamberimize de sahabe deniyormuş!.. Bu ayetteki kullanım da gösteriyor ki sahabe kelimesi fazilette inançtan kişilikten arınmış olarak salt "arkadaş" anlamına gelmektedir. Peygamber onların arkadaşı olduğu onlarla aynı zamanda yaşadığı için, onlarla aynı zaman ve mekanı paylaştığı için onların sahabisi oluyor...
    [/quote]

    Sayın hocam tüm bu tartışılanların üzerine basiretli kardeşlerime tavsiyem şu ayetleri bir kez daha değerlendirsinler?

    "Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik." : 80,Nisa

    "İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar!" :2,Ankebut
    [color=green][size=10pt]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [color=red]İmam Ali (a.s)



    [color=black][size=10pt]Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya...Cibril git haber ver Sultan-ı Enbiya’ya

    Yorum


      #32
      Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

      [quote author=Qom u aşk link=topic=24032.msg161865#msg161865 date=1348491384]
      Bir konunun usuli din mi yoksa furuu din mi olduğunu bizden daha çok taklit merciilerinin belirleme yetkisi vardır ve onlar belirleyip lanet okunmaz demişler. lanet okunmaz demeleri ise münafık kafir müşrik diye değil.kriter bunlar değil. Kriter sünnilerin saygı duyduğu birinin olması. Yani bir insan (Allah katında) isterse münafık olsun eğer sünniler saygı duyuyorsa ona lanet okunmaz diyor fetvada. Yoksa zaten münafık da müslüman görünümünde olup kimse onun münafık olduğunu bilemez ki! Peygamberin (s.a.a) bile bilmediği müslüman sandığı münafıklar yok muydu? bunların hepsi müslüman yani sahabi sanılıyordu!
      [/quote]


      benim taklit ettiğim müctehidin böyle bir fetvası yok. kaçtane taklit mercii böyle bir fetva vermişki siz buna binaen genelleştiriyorsunuz.
      benim bildiğim ne Vehid horasani nede Sistani böyle bir fetvası yok.


      şianın, dolayısıyla islamın belkemiği olan ve her türlü ibadetten üstün olan,Allah için dost Allah için düşman olmak nasıl usuliddinden sayılmaz. Eğer sen dostluğunu ve düşmanlığını en basit haliyle sözlerinle bile somut hale getirmiyorsan nerde kaldı o zaman senin dostluğun düşmanlığın.



      "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

      علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

      Yorum


        #33
        Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

        [quote author=Qom u aşk link=topic=24032.msg161865#msg161865 date=1348491384]
        Bir konunun usuli din mi yoksa furuu din mi olduğunu bizden daha çok taklit merciilerinin belirleme yetkisi vardır ve onlar belirleyip lanet okunmaz demişler. lanet okunmaz demeleri ise münafık kafir müşrik diye değil.kriter bunlar değil. Kriter sünnilerin saygı duyduğu birinin olması. Yani bir insan (Allah katında) isterse münafık olsun eğer sünniler saygı duyuyorsa ona lanet okunmaz diyor fetvada. Yoksa zaten münafık da müslüman görünümünde olup kimse onun münafık olduğunu bilemez ki! Peygamberin (s.a.a) bile bilmediği müslüman sandığı münafıklar yok muydu? bunların hepsi müslüman yani sahabi sanılıyordu!
        [/quote]


        öncelikle Peygamberin s.a.a , munafıklardan habersiz olduğununu diile getirmeniz gerçekten sizin gibi birine ben pek yakıştıramadım ama umarım ilerde bunları derk etme imkanı bulursunuz.


        sünnilerin saygı duyduğu demişsiniz. sünniler zaten Ehlibeytin a.s baş düşmanları olan ebu sufyandan yezide,ömerden osmana, hindenn vahşiye emevilerden abbasilere kadar hepsine saygı gösteriyor zaten. o zman sen kime lanet okuyorsun söylermisin bana lütfen
        "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

        علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

        Yorum


          #34
          Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

          [quote author=kerrar14 link=topic=24032.msg161970#msg161970 date=1348655540]

          benim taklit ettiğim müctehidin böyle bir fetvası yok. kaçtane taklit mercii böyle bir fetva vermişki siz buna binaen genelleştiriyorsunuz.
          benim bildiğim ne Vehid horasani nede Sistani böyle bir fetvası yok.


          şianın, dolayısıyla islamın belkemiği olan ve her türlü ibadetten üstün olan,Allah için dost Allah için düşman olmak nasıl usuliddinden sayılmaz. Eğer sen dostluğunu ve düşmanlığını en basit haliyle sözlerinle bile somut hale getirmiyorsan nerde kaldı o zaman senin dostluğun düşmanlığın.[/quote]

          Tevella ve Teberra Usulden midir? Furuudan mı?
          Lanet Usulden midir? Furuudan mı?

          Son satırınızdan anladığım kadarı Tevella ve Teberrayı Usulden sayıyorsunuz ve NASIL diyerek üsteliyorsunuz. Acaba Tarihden günümüze Müçtehit ve Alimlerimizin Ehl-i Beyt kaynaklı hadislerden el ettikleri bilgiler ışığında Tevella ve Teberrayı Furuu dinden saymaları bir HATANIN ÜRÜNÜ MÜDÜR? Doğrusu Usul-i Din mi olmalıdır?

          Şayet deseniz ki Teberra Fuudandır ve O zaman Teberra Konusunda Müçtehit Fetva verip yönlendiremez mi?

          Veya şöyle sorayım: Usul-i Dinde Taklit olmaz amenna. Peki siz Usul-i Dini kimden öğrendiniz. Şimdi senle ben Usul-i Dinde bazı noktalar hakkında aynı düşünmüyor aynı inanmıyoruz. Çünkü sen bir kişiden almışsın alacağını bende bir kişiden almışım alacağımı. Şimdi sen usuli dinde o kişiye bende kendi kişime taklid etmiş mi sayılıyorum?

          Yorum


            #35
            Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

            [quote author=Murtazaali link=topic=24032.msg161972#msg161972 date=1348656189]
            Tevella ve Teberra Usulden midir? Furuudan mı?
            Lanet Usulden midir? Furuudan mı?

            Son satırınızdan anladığım kadarı Tevella ve Teberrayı Usulden sayıyorsunuz ve NASIL diyerek üsteliyorsunuz. Acaba Tarihden günümüze Müçtehit ve Alimlerimizin Ehl-i Beyt kaynaklı hadislerden el ettikleri bilgiler ışığında Tevella ve Teberrayı Furuu dinden saymaları bir HATANIN ÜRÜNÜ MÜDÜR? Doğrusu Usul-i Din mi olmalıdır?

            Şayet deseniz ki Teberra Fuudandır ve O zaman Teberra Konusunda Müçtehit Fetva verip yönlendiremez mi?

            Veya şöyle sorayım: Usul-i Dinde Taklit olmaz amenna. Peki siz Usul-i Dini kimden öğrendiniz. Şimdi senle ben Usul-i Dinde bazı noktalar hakkında aynı düşünmüyor aynı inanmıyoruz. Çünkü sen bir kişiden almışsın alacağını bende bir kişiden almışım alacağımı. Şimdi sen usuli dinde o kişiye bende kendi kişime taklid etmiş mi sayılıyorum?
            [/quote]


            olayı tavella ve taberradan açmışsınız . fakat ben şunu demek istiyorum. imamet usuliddindendir değilmi . eğer sizde bunu böyle kabul ediyorsanız yani imametin usuliddinden olduğunu. imameti kabul etmeyenin durumunu ve onlar için ne yapmamız gerektiğini masum imamlar birçok yer ve zamanda açıklamışlardır öyle değilmi. o zamanda bize düşen bu emre uymaktır veya uymuyorsak bile bu emrin zıttına herhangi bir şey üretemeyiz.


            masumların muhalifler hakkındaki emirlerini bir kenara atıp sıradan insanların sözlerine göremi hareket edeceğiz yani. Ben işte bunu reddeyorum. umarım derdimi anlatabilmişimdir



            "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

            علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

            Yorum


              #36
              Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

              [quote author=kerrar14 link=topic=24032.msg161971#msg161971 date=1348655934]
              şianın, dolayısıyla islamın belkemiği olan ve her türlü ibadetten üstün olan,Allah için dost Allah için düşman olmak nasıl usuliddinden sayılmaz. [/quote]

              BURDA NE DEMEK İSTEDİNİZ?

              Yorum


                #37
                Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

                Usul-u dinde hiç bir müctehit taklit edilmez ancak füru konularda edilir.
                Haktır Allahım Muhammed mahım
                Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

                  [quote author=Cihandar link=topic=24032.msg161981#msg161981 date=1348670062]
                  Usul-u dinde hiç bir müctehit taklit edilmez ancak füru konularda edilir.
                  [/quote]

                  Usulü dinde hiç bir Müctehid taklit edilmez demek başkaaaaa, Usulü dinden müctehidler hiç habersizdir hiç bir şey anlamazlar biz onların görüşlerini hiç merak etmeyiz onlarla hiç ilgilenmeyiz onların bu konuda çok cahil olduklarını düşünür kendi işimizi kendimiz hallederiz demek başka! Çoğu zaman bu nokta yanlış anlaşılıyor diye düşünüyorum.

                  Doğru şia'nın en önemli ayrıcalığı ve hak oluşunun belgesi usulü din (inanç konularında)'de taklit caiz olmamasıdır. Ancak bu Taklit merciilerinin bu konularla ilgilenmediği, ve bizim onların görüşlerine hiç bakmayacağımız anlamına mı gelir? Hayır onlar ilgilendiler, bizden daha iyi düşündüler ve bizim ulaşacağımız bilgilerden daha sahih daha geniş İmam Zaman a.f.'in görüşlerine tam uygun inançları günümüze göre sürekli güncellediler. Fıkhi alandaki fetvalar gibi itikadi konularda da onlar görüş bildirdiler bildirmektedirler.

                  Ancak biz onları fıkıhta olduğu gibi hazır alıp taklit edemeyiz. Aklımızla müctehidlerden aldığımız usuli konuları işlemeli anlamalı ve kendi malımız yapmalıyız. Fıkhi konularda aklımızla kıyas yaparak neden şurda şöyle de burda böyle diyemeyiz. Ancak usuli konularda bunu demeden kabul etmek bize sağlam bir inanç getirmeyecektir.

                  Fıkhi konularda bir müctehidi İmam Zaman a.f.'e yakın görüp ondan bilgi alıyor ve o doğrultuda bizi irşad ediyor bizimle İmam Zaman a.f. arasında köprü oluyor diye inanmak ama bu, daha önemli olan itikadi konulara gelindiğinde aklımızın şaşkın okyanusunda boğulmaya terk edilivermiş görünmek hiç de mantıklı da ilmi de değil.

                  İmam Zaman a.f. sadece fıkhi konularda (furuu dinde) mi İmam? Peki O Hazretin usuli konulardaki görüşleri güncel değerlendirmeleri bize hangi yolla ulaşacak?

                  işte bu konularda yeniden düşünülmesi ve iyi karar verilmesi gerektiğine inanıyorum... Şahsen ben İmam HAmenei'nin usuli konularda da benden kat kat kaliteli düşündüğünü ve İslam dairesinden asla çıkmayacağına inanıyorum. ben bir ayeti reyime göre tevil edip sapabilirim ama O asla! İmam Zaman'ı görmek benim hayalimde bile yokken ben onun İmam Zamanla sürekli görüştüğüne inanıyorum. Bu görüşmede usul furuu diye ilim öğrenme ayrımının olduğuna da inanmıyorum...

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

                    [quote author=Murtazaali link=topic=24032.msg161976#msg161976 date=1348661312]
                    BURDA NE DEMEK İSTEDİNİZ?
                    [/quote]


                    burda şunu demek istedim:

                    BENİM İÇİN NE YAPTIN?Allah Hz. Musa'ya sordu: "Yâ Musa! Benim için ne amel yaptın?" "Yâ Rabbî! Senin için namaz kıldım, oruçtuttum, zekât verdim ve ismini çok zikrettim!" deyince Allah tekrar sordu: "Namaz kılmak senin için burhan­dır. Oruç seni cehennemden koruyan kal­kandır. Zekât mahşer günü herkes sıcaktan yanarken sana gölge yapacaktır. Zikir de o gün karanlıkta sana nur olacaktır. Be­nim için ne yaptın?" Hz. Musa "Yâ Rabbî! Senin için olan amel nedir?" dedi. Allah "Sevdiğim kulumu benim için sevdin mi ve düşmanımı düşman bildin mi?" buyurdu. Musa Aleyhisselâm Allah'ın sevdiği amelin O'nun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek olduğunu anladı. Görülüyor ki, sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanla­rına düşman olmak sevginin alâmetidir.
                    "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                    علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

                      [quote author=kerrar14 link=topic=24032.msg162049#msg162049 date=1348743594]
                      burda şunu demek istedim:

                      BENİM İÇİN NE YAPTIN?Allah Hz. Musa'ya sordu: "Yâ Musa! Benim için ne amel yaptın?" "Yâ Rabbî! Senin için namaz kıldım, oruçtuttum, zekât verdim ve ismini çok zikrettim!" deyince Allah tekrar sordu: "Namaz kılmak senin için burhan­dır. Oruç seni cehennemden koruyan kal­kandır. Zekât mahşer günü herkes sıcaktan yanarken sana gölge yapacaktır. Zikir de o gün karanlıkta sana nur olacaktır. Be­nim için ne yaptın?" Hz. Musa "Yâ Rabbî! Senin için olan amel nedir?" dedi. Allah "Sevdiğim kulumu benim için sevdin mi ve düşmanımı düşman bildin mi?" buyurdu. Musa Aleyhisselâm Allah'ın sevdiği amelin O'nun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek olduğunu anladı. Görülüyor ki, sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanla­rına düşman olmak sevginin alâmetidir.
                      [/quote]
                      şianın, dolayısıyla islamın belkemiği olan ve her türlü ibadetten üstün olan,Allah için dost Allah için düşman olmak nasıl usuliddinden sayılmaz.
                      Sorumu anlamadınız galiba! Şimdi size göre Tevella ve Teberra Usul-i Dinden midir? Veya Usul-i Dinden mi olmalıdır? Eğer bu gün Usul-i Dinden sayılmamış ise Saymayanlar Hata mı etmiştir? Ki siz satırınızda aynen "Allah için dost Allah için düşman olmak nasıl usuliddinden sayılmaz." demişsiniz. Bu sözünüzden anladığım yukarıda ki sorulardır. Lütfen Sorularımı cevaplar mısınız?

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Sünnilerin, Alevilere yükledikleri ithamlar

                        güzel kardeşlerim. Resulullah s.a.a ın münafıkları bildiğine dair bazı örnekler vereceğim.
                        bizim şii inancımız da masum imamlar. münafıkları biliyorlardı. hatta şöyle bir hatırlatma yapayım.
                        imam ali a.s savaşta düşman ordusu ile savaşırken özellikle münafıkları seçtiğini hepimiz biliyoruz.

                        şimdi Zikir ehline sorun kitabına bakalım.

                        PEYGAMBER (S.A.A.), BAZI SAHABİLERİN İÇYÜZÜNÜ BİLDİRİYOR

                        Resulullah'ın (s.a.a.) ashap hakkında buyurduğu hadis-i şeriflerin, zayıftır diye reddedilmemesi için sadece Ehl-i
                        Sünnet'in en çok güvenilir ve en sahih kitabı olan Sahih-i Buhari' deki hadislerle yetiniyoruz. Bu arada hatırlatmak gerekir ki, Buhari sahabenin saygınlığını korumak amacıyla bu konudaki birçok hadisi gizlemiştir. Halbuki Sünnilerin diğer sahih kitapları onun kaç katını daha açık cümlelerle zikretmişler. Biz hüccetin tamamlanması için sadece Sahih-i Buhari'nin hadislerini getiriyoruz. Buhari, Sahih'inin "İman Kitabı, Müminin, Amellerinin Mahvolmasından Korkması Babı"nda şöyle rivayet eder:

                        İbrahim-i Teymi der ki: "Ben sözlerimi amellerime sunduğumda devamlı yalancı olmaktan korkuyordum." İbn-i Ebi Müleyke der ki: "Resulullah'ın (s.a.a.) ashabından otuz kişinin, münafık olduklarından korktuklarını gördüm. Onlardan hiçbiri Cebrail ve Mikail'in imanı üzerine olduklarını iddia edemiyordu..."1

                        1- Sahih-i Buhari, c. 1 s. 19, iman Kitabı.


                        İbn-i Ebi Müleyke, Resulullah'ın (s.a.a.) ashabından otuz kişinin münafıklardan olmaktan korktuklarını ve hiçbirinin sahih iman iddiası edemediklerini söylüyor. Peki, neden Ehl-i Sünnet onları peygemberler derecesine yükseltip onların eleştirilmesine müsaade etmiyor?

                        Yine Buhari, "Cihat ve Siyer Kitabı"nda şöyle nakleder:

                        Resulullah'ın (s.a.a.) ashabından olan Hatip bin Ebi Beltaa, Mekke müşriklerine bir mektup yazarak onlara Resulullah'la ilgili bazı bilgiler vermişti. Onun mektubunu Resul-i Ekrem'e (s.a.a.) getirdiler. Resulullah (s.a.a.); "Ey Hatip! Nedir bu?" diye sordu. Hatip Resulullah'tan (s.a.a.) özür dileyerek, sadece Mekke'deki ailesini korumak iste-
                        ---------------------------------

                        1- Sahih-i Buhari, c. 1 s. 19, iman Kitabı.

                        178/ Zikir Ehline Sorun


                        diğini söyledi. Resulullah (s.a.a.) onu tasdik etti. Ömer dedi ki: "Ey Resulullah! İzin ver de bu münafığın boynunu vurayım." Resulullah (s.a.a.) buyurdu ki: "O Bedir'de bizimle birlikteydi. Ne bilirsin, belki Allah Teala Bedir' dekilere "Ne yaparsanız sizi bağışlarım" buyurmuştur?"1

                        1- Sahih-i Buhari, c. 4, s. 72.




                        İlk sahabilerden olup Bedir savaşına da katılan Hatip, Resulullah'ın (s.a.a.) sırlarını Mekke müşriklerine gönderip ailesini korumak bahanesiyle Allah'a ve Resulüne ihanet ediyorsa ve Ömer bin Hattap da onun münafıklığına şehadet ediyorsa, Mekke'nin fethinden veya Hayber ve Huneyn savaşından sonra Müslüman olan sahabiler veya teslim olan "azatlılar" hakkında ne diyebiliriz?

                        Rivayetin son kısmında Resulullah'a (s.a.a.) atfen, "Allah Bedir savaşına katılanların işleyecekleri bütün günahları bağışlayacaktır" şeklindeki iddianın yorumunu okuyucuya bırakıyorum.

                        Buhari, Sahih'inin "Kur'an'ın Faziletleri Kitabı"nda Münafikun Suresindeki "Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlama- yacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez." mealindeki ayet ile ilgili olarak şöyle yazar:

                        "Muhacider ve Ensar dan iki kişi birbiriyle kavga ederlerken, her ikisi de bağırarak kendi taraflarını yardıma çağırdılar. Resulullah (s.a.a.) bunu işitince, "Ne oldu? Cahiliye feryatları mı yükseldi!" buyurdu. Dediler ki: "Ey Resulullah! Muhacirlerden biri Ensar dan biriyle kavga etti." Resulullah (s.a.a.); "kokuşmuş cahiliye davalarından vazgeçin." buyurdu. Abdullah bin Übeyy bu sözü işiterek şöyle bağırdı: "Yapacaklarını yaptılar! Medine'ye döndüğümüzde üstün olanlar zelil olanları şehirden mutlaka dışarı çıkaracaklar." Bu sözler Resulullah'ın kulağına ulaştı. Ömer dedi ki: "İzin ver de bu münafığın boynunu vurayım." Bunun üzerine Resulullah (s.a.a.); "Onu kendi haline bırak. Halkın, Muhammed ashabını öldürüyor demesini istemiyorum." buyurdu."1
                        1- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 191 - 192.

                        Bu hadis münafıkların da ashaptan olduklarına açık bir delildir. Çünkü Resulullah, Ömer'in o şahsın münafık olduğuna dair sözünü reddetmemiş, ama "Resulullah ashabını öldürüyor" demesinler diye onu öldürmesine izin vermemiştir. Resulullah (s.a.a.) ashabının birçoğunun münafık olduğunu biliyordu ve eğer bütün münafıkları öldürmek isteseydi ashaptan çok azı hayatta kalırdı. Bu acı gerçek Ehl-i Sünnet'in iddialarını açıkça çürütmektedir.

                        Buhari, Sahih'inin "Şehadat Kitabı, İfk Hadisi Babı"nda şöyle rivayet eder:

                        "Resulullah'ın (s.a.a.); "Birinin benim ehlime eziyet ettiğini duydum. Kim bana bu konuda yardım eder?" diye buyurması üzerine Sad bin Muaz ayağa kalkarak dedi ki: "Ya Resulallah! Ben seni himaye ederim. Eğer o adam Evs kabilesinden ise boynunu vururum. Ve eğer Hazrecli kardeşlerimizden ise ne emir verirsen onu uygularım." Bundan önce iyi bir adam olan Hazrec kabilesinin büyüğü Sa'd bin Ubade bu sözleri duyunca, cahiliye duygulan kabararak dedi ki: "Vallahi sen yalan söylüyorsun. Senin onu öldürmeye gücün yetmez." Peşinden Esed bin Huzeyr kalkarak şöyle cevap verdi:

                        "Vallahi asıl sen yalan söylüyorsun. Allah'a andolsun ki biz onu öldürürüz. Sen münafıksın ve münafıkları savunuyorsun." Böylece Evs ve Hazrecliler arasında tartışmalar başladı. Neredeyse birbirlerini öldüreceklerdi. O sırada Resulullah (s.a.a.) minberdeydi ve sürekli onları susturmaya çalışıyordu. Sonunda onların susması üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a.) de sustu."1

                        1- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 229 ve c. 6, s. 130.






                        [center]
                        ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
                        [center]
                        Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
                        Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

                        Yorum

                        YUKARI ÇIK
                        Çalışıyor...
                        X