Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

    Arap Alevileri kendilerini anlatıyor

    Müslümanlar ama reenkarnasyona “tartışılmaz gerçek” diyorlar, Aleviler ama beş vakit namaz kılıp 30 gün oruç tutuyorlar. Bütün peygamberlerin bayramlarını kutluyor, Kur’an’ı anadillerinden okuyorlar. Aktüel, kendilerine “sır cemaati Nusayriler” denmesini istemeyen Arap Alevileri için Antakya’daydı.


    Ehl-i Beyt Haber Ajansı ABNA- “Müslümanlık İbrahim zamanından beri var, Hz. Muhammed zamanında başlayan, bugünkü Müslümanlıktır. İster camide, bahçemde, evimde, ister kilisede ibadet ederim, Allah için olduktan sonra ibadet her yerde olur. Aleviler hacca gitmez diye bizi eleştiriyorlar, oysa Hz. Ali’nin Kâbe’nin içinde doğduğunu kimse bilmiyor. Hz. Muhammed ‘ben ilmin şehriysem Ali kapısıdır’ demiştir, buna riayet etmeyenler kapının dışında kalmıştır.

    Reenkarnasyon inancı sadece Antakya’da var deniyor oysa dünyada birçok kültürde var. İnsanın doktor olabilmek için bile yıllarca eğitim görmesi gerekir, en yüksek makam cennetlik olmak için bir ömür yetmez! İnsan-ı Kâmil olmak için birkaç kere dünyaya gelmek lazım. Bunu kabul etmeyenin aklı yoktur. Hem insanların fakir veya sakat doğması Allah’ın adaletine terstir!”

    Bu çarpıcı ifadeler Arap Alevileri’nin saygın cemaat önderlerinden 72 yaşındaki Şıh, yani şeyh Nasreddin Eskiocak’a ait. Türkiye’nin egemen din algısıyla, yani Sünni ve Hanefi bir insanın din anlayışıyla örtüşmeyecek, Anadolu Alevileri’nden de farklı bir cemaatin bakış açısını özetliyor.

    Onları “Nusayri” olarak tanıyoruz, ancak diğer Şıh’lar gibi Eskiocak da bu adlandırmayı kabul etmiyor, çünkü “Nusayri kelimesi aşağılamayı içeriyor, bizi dinsizlik ile suçlayanlar ve dışlayanlar bu kelimeyi kullandı

    Biz Ali’nin izinden giden, anadili Arapça olan “Arap Alevileriyiz.” Onlar hakkında yıllardır “dışarıdan” araştırmalar yapılı yor, kısa süre önce de antropolog Hüseyin Türk’ün “Nusayrilik” çalışması Kaknüs tarafından yayımlandı. Türkiye’de Hatay, Adana ve Mersin’de iki milyona yakın, dünyada Suriye, Irak, İran, Ürdün, Afganistan ve Filistin’de 4 milyona yakın Arap Alevisi yaşıyor. Ancak yıllardır haklarındaki “din dışı”, “sapkın” gibi yalan yanlış iddialardan muzdaripler. Aktüel onları kitaplardan değil, kendi ağızlarından dinlemek için Antakya’daydı.

    “Hakkıyla Şıh olmak”

    Arap Alevileri hem Sünnilikten, hem de Anadolu Aleviliği ve Şiilikten farklı. Hatay’da yaşayan Arap Alevilerinin genç Şıhlarından biri Tahsin Yılmaz, bunu bizzat İlahiyat Fakültesi’nde eğitim görerek yaşamış: “Tarihi yazanlar, tarihi yapanlara sadık kalmamış. Birçok olay tam olarak aydınlatılmamış. Kur’an’ı Kerim’de Ehl-i Beyt’in insanüstü varlıklar olduğu zikredilirken, İlahiyat’ta bu hiç anılmıyor.

    Her Müslüman her gün her namazda Hz. Muhammed’e ve ailesine salavat getiriyor, yani Ehl-i beyt’i anıyor ama Ehl-i Beyt’in kim olduğunu bilmiyor.” Yılmaz’a göre şimdiki Kuran tefsirinde Hz. Ali’nin önderliği gösterilmiyor.

    Bu hakikati konuştuklarında Aleviler için “batıl konuştu” deniyor. Diğer Alevilerle kendileri arasında ortak noktaların ise Hz. Ali sevgisi, onun hoşgörüsünü bilmek ve kültürünü iyi tanımak olduğunu belirtiyor.

    Arap Alevileri arasında modernite ile birlikte Şıhların azalmış olmasına dair şikâyetlere ise katılmıyor: “Toplumun önderlerinin az olup da iyi yönlendirmesi, fazla olup kötü yönlendirmesinden iyidir. Toplumumuz da herkesi Şıh olarak kabul etmiyor, bilinçlendi.” Şıhlık babadan oğula geçiyor, yani bir Şıh’ın her oğlu teoride Şıh olabiliyor ama uygulamada en önemli şeyler “bilgi, dürüstlük ve doğru kaynaktır, insanları doğru yönlendirmektir.” Yılmaz bir Şıh olarak hem Arap Alevi toplumunun dini kültürünü kuşaktan kuşağa taşıyor hem de dini törenlerde, adaklarda, cenazelerde görev yapıyor.

    Arap Alevilerinde dini eğitim aile içinde alınıyor. Görüştüğümüz bir başka genç Şıh, Samandağ’da eczacı olan Zülfikar Çiftçi 1997’de kurulan Alevi Değerleri Derneği’nin başkanı olarak artık bu eğitimi dernek bünyesinde de verdiklerini söylüyor. Hatta geçen yıl bu büyük sorun olmuş: “Dernekte Kuran okutuyoruz ve Aleviliğin ahlaksal boyutunu öğretiyoruz. Geçen yıl yaz tatilinde çocuklarımıza Kuran öğretmemiz suç sayıldı, beraat ettik ama çok üzüldük.”

    “Sır cemaati”

    Bu cemaatin geleneksel bilgilerinin taşınmasında önemli bir başka kurum “amcalık”, ki cemaatin “sır cemaati” olarak betimlenmesinin sebebini oluşturuyor. Annesi ve babası Arap Alevisi olan her genç erkek, 14- 15 yaşına geldiğinde kendisine bir amca seçiyor, onun yanında yaşayarak aldığı eğitimde cemaate dair “sır”rı öğrendiği iddia ediliyor. Çiftçi, bu geleneğin oluşum sürecine dikkat çekiyor: “Biz Hz. Muhammed’den beri, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında hep baskı gördük.

    Sünnilerin camisi veya Hıristiyanların kilisesi gibi bir kurumumuz yok. İnancımızı sürdürmek için amcalık kurumu oluşturduk. Genç bir erkeğin dini bilgileri, geleneği toplumun içinden seçtiği ehil bir kişiden öğrenmesidir amcalık.” Amcalık geleneği hâlâ devam ediyor, ancak Çiftçi eğitimde söz konusu olanın spekülasyona sebep olan “sır” değil, Arap Alevi geleneği olduğunun altını çiziyor.

    Arap Alevi geleneğine göre bu eğitime kadınlar tabi tutulmuyor, bu durumun kadına güvenmemekten mi olduğunu sorduğumuzda Çiftçi itiraz ediyor: “Bizde kadın kesinlikle ikinci sınıf vatandaş değil, hayatın içerisinde. Onları birey olarak görürürüz.” Cemaatin kadınları Sünni Müslümanların aksine örtünmüyor: “İslamiyet geldiğinde Arap toplumu cahildi, ahlak, kural yoktu. Kadına salt içgüdülerle bakıldığı için kadının namusunu korumaktı amaç. Bugün hangi noktadayız? Sizin başörtülü ve örtüsüz oturmanız arasında fark kalmamıştır.”

    Kuran ve Ehl-i Beyt

    Arap Aleviliği Sünni İslam’la sadece başörtüsü değil, daha birçok konuda farklılaşıyor. Örneğin onlar Kur’an’da “biz gönderilmiş peygamberler arasında hiçbir fark gözetmeyiz” denmesine inanıyor:

    “İslam âleminin Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etme olayını kutlamasına benzer bizim yaklaşımımız. Adem, Nuh, Musa, Davud, İsa döneminde olmuş önemli günlerin yıldönümlerini kutlamaya devam ederiz. Mesela Hz. İsa’nın doğum gününü kutlarız. 29 Ekim’i, yazın bitişi ve kışın başlangıcı Teşrin bayramı olarak kutlarız. Eskiden nevruzu 30 Mart’ta yumurta bayramı olarak kutlardık. Herkes en güzel kıyafetlerini giyip kumsala iner, yumurta tokuştururdu, halay çekerdi, sohbet ederdi gün boyu. 12 Eylül’de yasaklandı ve artık unutturdular.”

    Arap Alevilerinin en büyük bayramları “Gadirhum” ise Sıffeyn Savaşı’nda Hz. Ali ile Muaviye arasında yaşanan temel ayrışmaya dayanıyor: “Hz. Muhammed peygamberlik vazifesi bitince 100 bin insanla hac vazifesini yerine getirir, sonra bir yol ayrımına gelirler.

    Orada Gadir adında küçük bir göl varmış. Orada Hz. Muhammed’e vahiy iner, sana bildirileni yerine getir, yoksa vazifesini yerine getirmeyeceksin, der ayette. Muhammed 100 bini aşkın kişiye Veda Hutbesini okur. ‘Ben sizin yanınızda benden sonra tutunmanız gereken iki öğe bırakıyorum, biri Kuran, diğeri Ehl-i Beyt’tir. Benden sonraki halife Ali’dir’ der. Ömer, Ebubekir gibi sahabeler Ali’yi tebrik eder. Ancak hakları ellerinden alınır.”

    Bu ayrışmada Hz. Ali’nin tarafını tutan Şiilerden farklarını ise Çiftçi şöyle açıklıyor: “Şiiler Hz. Muhammed ve ailesinin bizim gibi beşer olduğuna inanır. Bizim için ise onlar nurani varlıklardır, dünyaya sadece insanları doğru yola iletmek için insansı görüntüler içinde zuhur ettiler. Bizce Kur’an’daki ayetlerin bir görünen, bir de görünmeyen, içsel, batıni anlamı vardır.

    Mesela Kur’an’da iki denizin birleştiği ama sularının birbirine karışmadığı yer alır. Bizce sadece tuz yoğunluğu farklı iki denizin karışmaması değildir orada anlatılan, insanın yaradılışına ait bir sır verir. Cafer-i Sadık ‘iki denizin birleştiği yer aslında insandır’ der. İnsanlarda akıl ve içgüdü bir aradadır. İnsan aklıyla hareket edip içgüdüsünü eğitebilirse Allah’ın istediği maneviyata kavuşur.

    Tersini yaparsa hayvanlar âleminin yaşantısına saplanır. Daha derin bir açıklamaya göre iki deniz Hz. Ali ve Hz. Fatma’dır, aralarındaki ayraç, denizlerin birleştiği yer Hz. Muhammed’dir. O denizlerin içinden mercanlar ve lüleler çıkar, der ayette. Bunu Hz. Ali ve Fatma’ya işaret olarak görürüz, mercan ve lüle Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’dir. Bilginin deryaları Ali ve Fatma, içlerinden Hasan ve Hüseyin çıkmıştır, insanlığa yol göstermişlerdir.”

    KUTSAL HIZIR ZİYARETLERİ

    Kur’an’da Kehf Suresi’nde anlatılan Hz. Hızır ve Hz. Musa’nın hikâyesi Arap Alevileri için ayrı bir öneme sahip, çünkü inançlarına göre ikisinin buluştuğu yer Samandağ’daki Hızır ziyareti. Buraya ve Arap Alevileri için kutsal mekânlara genelde türbe dense de, doğrusu “ziyaret”. Bu mekânlar ibadet merkezinden ziyade, bayram kutlanan, adak adanan, dua edilen ve kurban kesilen yerler. En kutsal iki ziyaretten ilki nüfusun yüzde 90’ını Arap Alevilerinin oluşturduğu Hatay’ın Samandağ ilçesinde, ikincisi ise Hatay’ın bir semti Harbiye’de

    Harbiye’deki Hızır Ziyareti inanca göre Hz. Hızır’ın surede anlatılan yıkık duvarı ördüğü yer. Kendisi de bir Arap Alevisi olan Şule Can master tezinde bu mekânları şöyle anlatıyor: “Hepsi istisnasız temiz ve bakımlıdır. Ayrıca kurban kesim bölümleri, pişirme yeri ve gereçleri ile hastaların kalmaları için oda da vardır. Ziyaretin içine herkes abdestli, bayanlar da başörtülü girerler. Ziyaretlere özgü çeşitli kurallar olmasına karşın özellikle uygulanması gereken ritüeller yoktur. Genel uygulama ziyareti tavaf ederek dualar okunmasıdır. Ziyaretlerdeki en önemli uygulamalardan biri bir tür tütsü olan “buhur” yakılmasıdır. İsteyen herkes ziyaretlere girebilir, dilekleri için ziyareti tavaf eder ve gerçekleşirse kurban keser, etini ziyarete gelenlere dağıtırlar.”

    Yorum


      #17
      Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

      mehmet bey her ne kadar sorunuz mekzun kardeşime olsada ben cevaplayayım. bizdeki recat inancında cennet, cehennem ve ahiret inancını kabul eden bir recattir. Şia kesiminin hakkımızda düşündüğü gibi bir reenkarnasyon olayı yoktur.
      Bu doğru bir cevaplandırma olmadı. Söz konusu olgunun kabul edilebilirliğine inanılan kısmı gösterilmiştir sadece. Ama biz sizlerin reenkarnasyona nasıl inandığınızı, recatı özet ama bütün boyutları görülür şekilde anlaşılır şekilde anlatmalısınız.

      Bir ruhun beden beden dolaşıp, insanı kamil olmaya çalışarak bir kaç defa dünyaya gelmesi olayı İslamda olmayan bir hadisedir. İbreti insan için tekrar dünyaya döndürülmüş insanların varlığı muhakakk, ancak bu bütün insanlığa teşmil edilebilecek bir yön taşımıyor.

      Aslında fitnenin suriyede kol gezdiği böyle bir zamanda nusayriliği tartışmak bile istemiyoruz.
      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

      Yorum


        #18
        Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

        Bu doğru bir cevaplandırma olmadı. Söz konusu olgunun kabul edilebilirliğine inanılan kısmı gösterilmiştir sadece. Ama biz sizlerin reenkarnasyona nasıl inandığınızı, recatı özet ama bütün boyutları görülür şekilde anlaşılır şekilde anlatmalısınız.

        Bir ruhun beden beden dolaşıp, insanı kamil olmaya çalışarak bir kaç defa dünyaya gelmesi olayı İslamda olmayan bir hadisedir. İbreti insan için tekrar dünyaya döndürülmüş insanların varlığı muhakakk, ancak bu bütün insanlığa teşmil edilebilecek bir yön taşımıyor.
        Bak kardeşim yeniden doğuşu anlatmak öyle bir iki yazı ile olacak bir şey değildir. Sizler inanmak istemediğiniz ama var olan bir inancı inkar ediyorsunuz. İslamda olmadığını iddia ettiğiniz yeniden doğuş olayı gayet açık bir şekilde kur’an ve Şii kitaplarında mevcuttur hatta sünni kitaplarında da deliller okuduğumu hatırlıyorum. Dediğim gibi biz recati şiilerden biraz farklı yorumlarız. Bu konuda ayrıntıya girmek istiyorum diyorsan da tartışalım ben fırsat buldukça konuya katılır yorum yaparım.

        Aslında fitnenin suriyede kol gezdiği böyle bir zamanda nusayriliği tartışmak bile istemiyoruz.
        Tartışmayın kardeşim kimse sizden bunu tartışmanızı istemiyor. Mümkünse Arap Aleviliği ile ilgili bir şey yazmayın ki bizde yazmayalım. Zaten bu fitneler insanın içinde taşıdığı kinden kaynaklanmaktadır.


        Bu arada qum aşk kardeşten abdurrahim güzel ile iligili bilgi bekliyorum...

        من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
        أبو النواس

        Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
        Ebu Nevves

        Yorum


          #19
          Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

          Abdurrahim Güzel adında kayseri ilahiyatta hocam vardı sünni İslam hukukçu branşında biriydi. Genelde ilahiyatçı hocalar mutezili olurlar o da öyleydi. İslam hukukunda ayetlerle hareket etseler sorun pek çıkmadığını ama hadisleri işe karıştırdıklarında meselelerin içinden çıkılamaz hal aldığını anlatırdı..

          Mezhepler tarihiyle ilgili yazı yazdığını duyunca biraz şaşırdım belki de isim benzerliğidir..

          Yorum


            #20
            Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

            [quote author=Qom_u_aşk link=topic=20410.msg124627#msg124627 date=1304713749]
            Abdurrahim Güzel adında kayseri ilahiyatta hocam vardı sünni İslam hukukçu branşında biriydi. Genelde ilahiyatçı hocalar mutezili olurlar o da öyleydi. İslam hukukunda ayetlerle hareket etseler sorun pek çıkmadığını ama hadisleri işe karıştırdıklarında meselelerin içinden çıkılamaz hal aldığını anlatırdı..

            Mezhepler tarihiyle ilgili yazı yazdığını duyunca biraz şaşırdım belki de isim benzerliğidir..
            [/quote]

            Qum kardeşim o daha önce paylaşılan o makalenin yazarı hakkında benim hiçbir bilgim yok. Ama bir yıl kadar önce araştırdım ve bu isimde bir öğretim görevlisine mail bile gönderdim cevap gelmedi. Senden ricam, bu kişiyi madem tanıyorsun onunla irtibat kurup sadece bu makenin ona ait olup olmadığını öğrenmen. Tabi senin için sakıncası yoksa ve mümkünse... Kendisine aitse bize bir mail adresi versin ona sadece bir kaç sorumuz olacak.

            من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
            أبو النواس

            Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
            Ebu Nevves

            Yorum


              #21
              Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

              onun beni hatırlaması mümkün değil, kayseri ilahiyatta mı hala değil mi onu da bilmiyorum..

              ilahiyatın çıkardığı dergide mail adresi var buyrun:

              aguzel@erciyes.edu.tr.

              Yorum


                #22
                Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                Sanırım bu benim daha önce mail gönderdiğim adres. En iyisi bir daha mail göndermek. Eline sağlık kardeşim..

                من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
                أبو النواس

                Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
                Ebu Nevves

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                  AKAD (Alevi Kültürünü Araştırma Derneği) Başkanı Nihat Yenmiş, Arap Alevi din önderlerine verilen fahri imamlık belgelerinin elinden alındığı için bu yaz Kuran kursu açamadıklarından yakındı.

                  AKAD Başkanı Yenmiş, bu yaz Kuran kursu açamamanın sıkıntısından söz ederken; "Din önderlerimize verilen fahri imamlık belgesi ellerinden alındı. Oysaki verilen bu belgeyi hiç bir şekilde kötü ve ya kadroya girmek için kullanmadık. İnanç önderlerimizin ille de imam hatip mezunu olması gerekiyormuş. Ben Sünni değilim ki! Bu yüzden de İskenderun'da; Karaağaç'tan Arsuz'a kadar olan bölgede Kur'an kursuları açamadık, Açamıyoruz da! Bu hak elimizden alındı." dedi.

                  Ben buradan başta İskenderun İlçe müftülüğü olmak üzere Hatay il müftülüğünü ve Diyanet işleri başkanlığını yaptıkları bu zulüm nedeniyle eshefle kınıyorum.
                  İmamlarımızın (Şeyhlerimizin) hakkettiği belgeleri geri versinler...
                  "İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

                  İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                    her türlü fuhuş serbest aile ve namusu ortadan kaldıracak her türlü pislik serbest, yolsuzluk üçkağıtçılık serbest ama Kur'an yasak..

                    Laik devletin şeriat yönü: sünnilik!

                    Yazıklar olsun. güya laik devlette din tercihi olmazdı. bırakın din tercihi mezhep tercihi bile var.. İlla da bir eğitimcinin devletin boyunduğu sultası altına girip ondan izin alma ve onu meşru görme yükümlülüğü de nereden geliyor!!

                    Bu sahte yönetimin dini nasıl kontrol altına aldığının, türkiyede nasıl din tercihinin olduğunun, laikliğin nasıl lafta kaldığının bir belgesidir.

                    Bu konuda caferi ya da alevi halktan oy alarak meclise girmiş bulunan milletvekillerini göreve davet ediyoruz. Meseleyle ilgili araştırma yapıp, sorumluları bulsunlar ve cezalandırsınlar.

                    devlet eğer boş vakti çok kontrol merakı sonsuzsa o zaman gitsin üçkağıtçıları zenginlerin aşırdığı işçi ücretlerini ve yaptığı zulümleri mercek altına alsınlar. Kur'an okuyan insandan vatana millete zarar gelmez, dinden korkmasınlar dinsizlikten dolayı herkesi sömürmekle doymayan kapitalist kan emici siyonist mahfilleri kontrol etsinler, ABD üstlerini denetlesinler, bu ülkeden nerelere silah sıkılıyor nerede halka karşı zalim yönetimler destekleniyor onu denetlesinler. Kapatmaya ve icazet vermemeye çok meraklılarsa gitsinler bu ülke vatandaşını değil yabancıları kovsunlar, üslerini kapatsınlar..

                    Ülke hainlerine din düşmanlarına Allah'ın Meleklerin Resullerin, Ehlibeyt İmamlarının ve tüm lanet edicilerin laneti olsun..

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                      Sizlerinde faydalanacağınızı düşündüğüm Abdestle ilgili bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.

                      ABDEST
                      Yüce Allah Kuran-ı Kerim’in Maide Suresi’nin 6. ayetinde şöyle buyuruyor:
                      “Ey inananlar namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın. Başınızı ve ayaklarınızı topuklarınıza kadar mesh edin. Cünüpseniz yıkanıp arının. ...”

                      Hz. Peygamber (s.a.a.v)'in, “Temizlik İmandandır.” düsturu ile her zaman temiz olmak bizler için bir vazifedir. Temizlik ruhen ve bedenen olmalıdır. Ruhen temizlik itikatta inançta iyi ahlakta ibadette; bedenen temizlik ise tende vücutta ve giysilerde temiz olmaktır. Bütün bunlarla beraber namaz kılmadan önce abdest almak yüce Allah’ın emridir.
                      Namazın İlk Şartı Taharettir (Temizliktir).

                      Cenabet ve kadınların özel durumu hayız sonrası gibi boy (gusül) abdesti gerektiren durumlar varsa boy (gusül) abdesti alınmalıdır.
                      Gusül abdestinde temiz suyla bütün kirlerden temizlendikten ve niyet ettikten sonra; önce baş ve boyun sonra bedenin sağ tarafı sonra da sol tarafı yıkanmalıdır. Bu sıralamada bir değişiklik yapılırsa gusül abdesti geçerli değildir.

                      CENABETTEN TEMİZLENMEK
                      Cenabet ve kadınların özel durumu hayız sonrası kirlerden temizlenmek için gusül (boy) abdesti alırken şu dua okunur:
                      E-üvzü billehi mineşşeytanırraciym lanütüllahi ala ibliys elleiyn Allahumme tahhırni bihazel ma-i ettahir min sayir elcenabet vennecaset veddenaset verresacet Allahumma tıhhırniy min hadesil ekber vel hadesil asğar min rasi ile kademi ve küllü şa-retin fi bedeni veküllü udvin min a-dai Allahumme tahhırni vezekki ameliy ve sebbitniy ala ta-atike Eşhedü en la ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.

                      Abdeste Başlarken:
                      Küçük veya büyük ihtiyaçtan doğan kirlilik ile abdesti bozan gaz kaçırma gibi necasetlerden temizlenmek gerekir. Her namaz abdestinden önce ön ve arka avretler sol elle yıkanmalıdır.
                      — Elleri parmaklardan dirseklere kadar üç kere yıkamak daha sonra ağza ve buruna üç kere su vererek temizlenmek Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'in sünnetidir.

                      Eller Yıkanırken Şu Dua Okunur:
                      Bismillahirrahmanirrahim
                      Bismilleh ala diynil İslam ve tevfiykıl iyman ve hidayet errahman. Elhamdü lillahilleziy halakal ma-a tahuvran vel İslam dinen ve izzen ve nüvren ve seyyidüna Muhammedül Mustafa (s.a.a.v) beşiyren ve neziyren ve ena ala kelimet eşhedü en la ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü.


                      Ağız Yıkanırken Şu Dua Okunur:
                      Allahumme askıni min havzı nebiyyike yavmel ataşil ekber eşhedü en la ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü.

                      Buruna su çekilirken şu dua okunur:
                      Allahumme eşmimni min revaih elcenneti ve naimiha vela tüşmimni min revaihi cehennemi ve cehimiha eşhedü en la ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü.

                      ABDEST İÇİN NİYET ETMEK

                      Neveytu en atavadda’u lieclis-salâtı ve liref’il hedesi takarruben ilallahi teala.
                      Abdestin Farzları: (Necasetten temizlenip eller yıkandıktan sonra)

                      Yüzü Yıkamak: (Yıkarken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim. Allahumma bayyıd vücuvhena yevme tabyaddü vücüvhe evliyaikel müminin vela tüsevvid vücüvhena yevme tesveddü vücüvhe edaikel kefiriyn deavnake yarabbel arşil aziym”

                      Sağ Eli Yıkamak: (Yıkarken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim. Allahumme atıniy kitabiy biyemiyniy ve hasibeniy hisaben yesiyre.”

                      Sol Eli Yıkamak: (Yıkarken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim. Allahumma la tatıniy kitabi bişimaliy vela min verai zahri vela tuhasibeniy hisaben asiyre.”

                      Başın ön kısmını Meshetmek: (Meshederken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim Allahumma azıllanıy tehte zıllıke yevme la zılla illa zılluke.”

                      Sağ Ayağı meshetmek: (Meshederken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim. Allahumma sebbit kademiy alassırat yevme tezillü bihil akdam”

                      Sol Ayağı meshetmek: (Meshederken)
                      “Bismillahirrahmanirrahim. Allahumma ec-al sa-yiy sa-yen meşküvre ve zenbiy zenben mağfüvre ve ticaretiy len tebüvr Allahumma ec-alni minettevabiyna ve minelmuttahheriyna vec-alni minelleziyne la havfun aleyhim Vela hum yahzenün

                      ABDESTİ BOZAN ŞEYLER
                      Ehlibeyt fıkhında aşağıda zikredilen şeyler abdesti bozar. Bunlardan birini yapan kimse abdestliyse abdesti bozulur ve abdesti gerektiren bir ibadeti yapmak istediğinde yeniden abdest almalıdır.
                      1- İdrar.
                      2- Büyük ihtiyaç
                      3- Gaz /yel/ çıkması.
                      4- Uyumak.
                      5- Baygınlık.
                      6- Delilik.
                      7- Sarhoşluk.
                      8- Gusül almayı gerektiren her şey.



                      TEYEMMÜM NEDİR?
                      “… Hasta yahut yolculuk hâlinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelirse yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hâllerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size ihsan ettiği nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” (Maide: 6)
                      Teyemmüm su yokluğunda veya suyu kullanmanın mümkün olmadığı durumlarda cünüplükten gusül etme ve namaz kılmak için toprakla veya toprak cinsinden bir nesneyle abdest almak demektir.

                      TEYEMMÜM NASIL ALINIR?
                      Önce teyemmüm için kişi kalbi ve dili ile niyet eder:
                      “Neveytü en eteyemmemü min ademil mai kurbeten ilallahi vemin eclisselat.”
                      (Allah’ım! Namaz kılmak için su yokluğundan teyemmüm etmeye niyet ettim.)

                      Sonra teyemmüm edecek kişi ellerini parmaklarının arasını açık tutarak temiz toprağa veya toprak cinsinden temiz nesneye sürer. Ellerini çarpar ve fazla tozu silkeler. Sonra ellerini yüzünü kaplayacak şekilde alnından aşağı sürer. (Abdest bölümünde yazılan yüz yıkama duası okunur.) Sonra tekrar iki elini birinci defada yaptığı gibi temiz toprağa veya toprak cinsinden bir nesneye süre ve fazla tozu silkeler. Sonra sol eli ile sağ kolunu sağ eli ile sol kolunu dirseklerine kadar mesheder. Böylece teyemmüm tamamlanmış olur. (Abdesti bozan her şey teyemmümü de bozar.)
                      "İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

                      İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                        [quote author=hatt-ı imam link=topic=20410.msg123967#msg123967 date=1303995233]
                        mekzun arkadaş öncelikle diğer arkadaşlarının aksine kızmadan hakaret etmeden kendinizi tanıttığın için tekrardan teşekkürler ve kusura bakmazsan sizi daha iyi tanıyabilmek için yukarıdaki sorularımı yineleyeceğim.

                        neden şia ile ayrıldığınızı, hatta diğer arkadaşların bahsettiği iftiraların neden atıldığını, o iftiraların neler olduğunu, cevaplarını ve İran İslam İnkılabına bakışınızı yazar mısınız?

                        siz bizim hiçbir farkımız yok diyorsunuz ama ben hala niye farklı bir fırkaymışsınız gibi algılandığınız merak ediyorum? bahsettiğiniz sitelerde yukarıda sorduklarıma cevap bulamamıştım. hatta buradaki bir arkadaşınız İran da sizlere kötü muamele yapıldığını ima etmişti?

                        şimdi bu ayrımın ne olduğunu ve neden şianın sizlere tavır aldığını ve sizlerin neden İran İslam İnkılabına tavır aldığınızı öğrenmek istiyorum. madem hiçbir fark yok neden farklı bir fırka gibi görülüyorsunuz?
                        [/quote]


                        Ben de bu soruların cevabını merak ediyorum yanıtlayacak olan kardeşlerimiz var mı?
                        "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                        "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                          ben de, ben de..

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                            BİSMİLLAH

                            [quote author=sveydi link=topic=20410.msg124049#msg124049 date=1304101821]
                            hikaye değil gerçekten yaşanan olaylar. ve bu olaylarda yeniden doğan çocuklarla konuşuyoruz 5 yaşında bir çocuk eski ailesini hatta onlara has gizili sırları anlatması hikaye değil gerçektir. ve bu gerçeğe defalarca şahitlik ediyoruz biz. belkide basına yansıyan bazı vakalarda çocukların yaşı 10 ve üzerinde olabilir ama biz o çocuğun küçükte konuşmaya yeni başladığı günlere şahitlik etmişiz. birde basına yansımayan çocuklarını basına göstermeyen aileler var. her mahallede her yerde bu tür vakalrla karşılaşılmakta bizim yaşadığımız yerde.
                            [/quote]

                            bu tür vakaların sadece sizin oralarda görülmesinde sizce bir tuhaflık yokmu?


                            selametle

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: Alevi Müslümanlar (Nusayriler - Arap Alevileri)

                              anlaşılan sitede alevi kardeşlerimiz yok cevap veren çıkmadı
                              "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                              "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                              Yorum


                                #30
                                Arap alevileri

                                Nusayri inancında haşa ali allahtır.boyle inananlar kafir ve necistir ve benim kardesim olamazlar.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X