Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HüZüN ÇeKMeCeM

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

    Sevmekle başladıysa her şey, öyle bitmeli




    Bir kapı aralamaktır veda çıkıp giderken Ve bir tesellî düşer kalbin en güzel yerine Bir başka boyutta yazılıdır sevginin adı




    Yüreğe gelen her rüzgarın bir sesi vardır, sabrı tavsiye eden Duymak gerekir bu sesleri taa derinlerden Bir tebessümdür yeni olan her şey




    Ve alışmaktır yüreğe serpilen her bir gözyaşına Ve eskiye özlem, adına yeni denen her kapıyı aralamaktır aslında Yüreğe kazılan her hâtıra için sevmektir, herkesi ve her şeyi Eskinin hatırına yaşamaktır geleceği




    Ve anlatmaktır kâinata atılan asil imzanın sahibini Yürekte çarpan ismini Eskimeyen sevgisini Yeni olan her şeyin ve mâzîdeki her nefesin sahibini Sana, kapıları açan merhametini Bir vasiyetse bu bırakmaktır elinin uzandığı herkese Anlatmalıdır herkes Onu Kalbindeki yeri kadar, sevgisi cümle olup uçmalıdır gönüllere




    Ve hissetmelidir yaratılış sebebini Ve ayrılığın yükü hafiflemelidir gönlündeki




    Sevmekle başladıysa her şey, öyle bitmeli




    Kollarını açıp yollarda beklemeli


    Sevmeli herkesi, hasta gönülleri iyileştirmeli Boş sevgi cümleleri ile değil, sevgiyi yaratanı ekleyerek her bir söze, öyle kalplere girmeli




    Hoş görmeli dostları Kırgınlıklar için vakit yokken, yarınlara gülümseyerek Onun rızası ile başlamalı Yürekten bir Allah! deyip şeytanları ağlatmalı Ve bir umut olmak ruhunu acıtmış herkes için Sabrı yoldaş edinmek Reçetesi belli olan kalplerin eline ilaçlarını vermek




    Bir bahardır bu Sevginin vakti gelmiştir Açar her bir gönülde!.. Sabır ile sulanır ve filiz verir her bir nefesle Anlattıkça yüce yaratıcıyı daha çok büyür içinde Hatıralarda artık üzmez kendini Bir tesellisi vardır adına gelecek denen





    Ayrılık artık şenlenir.




    Ruhların vedâsı etkilememeli insanlığa olan sevgimizi Bunca vedâyı boş yere harcamamalı Beyazlar giydirmeli ayrılıklara ve gönlümüze gömmeli Gelecekteki her bir nefes uğruna gönüllere Hakkın rızası ile girmeli Sevmeli, sevdirmeli




    Veda eden ruhun özlemi ile geçen hüzünlü bir gelecekte, zamanın kovaladığı nefesleri tüketmemeli




    Adına son denen her şey sevgi ile can vermeli




    Sevmekle başladıysa her şey, öyle bitmeli
    "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
    "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

    Yorum


      Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

      "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
      "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

      Yorum


        Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM





        Hasret ötüşleri bitmeyen
        kuşlar
        Yitiksevdamızı
        getirin artık..!
        "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
        "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

        Yorum


          Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

          http://www.flickr.com/photos/27512024@N07/3313450933/"][/URL]


          Sabretmek


          öylece durup beklemek değil,
          ileri görüşlü olmak demektir.
          Sabır nedir?
          Dikene bakıp gülü,
          geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.
          Ve bilirler ki gökteki ayın
          hilal’den dolunaya varması için zaman gerekir.

          ~ Tebrizli Şems ~
          "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
          "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

          Yorum


            Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

            Kurumuş çatlamış toprak,
            susuz kalmış sineler,secdelere başlarını eğmiş
            su dileyen mahlukat dua dua yalvarırlar Rablerine.
            Elleri uzanamaz suya, gidemezler su kaynaklarına .
            Ve ansızın esmeye başlar rüzgarlar.
            binbir müjdeyle seslenir gök gürültüleri


            Yüzlerce kilometre ötelerden gelir rüzgarların önünde
            koşturan rahmet yüklü bulutlar. Ve yağmur başlar.
            Tatlı bir su akıtılır damla damla
            gökyüzü annesinin bağrından yeryüzü yavrusuna
            Yeryüzü dirilir, secdeye eğilmiş başlar kalkar rükuya,
            bin bir şükür çiçekleri açar. Ve su sadece otlara,
            ağaçlara ,toprağa gönderilmekle kalmaz.
            Yağmur taşlara da yağar.



            Bizler merhameti Rabbimizden öğreniriz.


            Öyleyse.


            Merhamet sevgiye !
            Bütün kirlerin üzerine yağan bembeyaz karlar gibi örtsün,
            yok etsin diye tüm kötülükleri. Çağlayarak aksın,
            ırmaklar gibi yıkayıp arındırsın bütün yeryüzünü kirlerinden.
            Kalmasın sevginin başını okşamadığı bir yaralı yürek


            Merhamet nefse !
            Yoluna çıkan dikenli tellere el uzatmasın,
            zehirli ballarla gıdalanmasın diye.
            Haylaz bir çocuk gibi nice tehlikelere hiç düşünmeden atılmasın


            Merhamet ruha !
            takılmasın diye küçük çakıltaşlarına.
            Prangalarını bir vuruşta parçalayıp yükselsin doruklarına insanlığın.
            Yıldızlara ulaşsınbaşı meleklerle yarışsın .
            Aşsın bütün engelleri, Yaradan aşkına .


            Merhamet gönle !
            Değmeyenlere, bırakıp gidenlere adamasın sonsuz varlığını.
            Ummanlar dururken oyalanmasın bir-iki kırıntıyla.
            Ne için yaratıldıysa onun için yaşasın.
            Köklerini iman toprağına salıp,
            İlahi aşkla dolsun taşsın damarları.
            Ve cümle yaratılmışa uzansın dalları
            meyveler uzatsın elleri.


            Ve merhamet can suyu bulup içmişlerden,
            çöllerde seraplarla avunan çatlamış yüreklere.
            Merhamet; sonsuzlara uzanan yollarda yitip gidenlere
            ayağı nefs ve şeytanın binbir engeline takılıp da yollarda kalanlara.
            Merhamet;
            gönüleri ve gözleri sevdayla parlayanlardan yalancı
            sahteliklerle çevrili dünyalarında, teneke kutuların renkli ışıklarında,
            bir ömür tüketenlere.
            Merhamet;
            sonsuz saadetlere giden hakikat yolunun aşıklarından ,
            kıyıda köşede takılıp kalan şaşkın yüreklere.
            Merhamet;
            "Necisin ? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun? "
            muhteşem sorularının cevaplarını araştırıp bulanlardan,
            kafalarında bambaşka.
            sorularla uğraşmaktan buna vakit bulamayanlara.



            Ve merhamet taşlara !
            Yağmur olup yağmak gerek. ki taş bağırlılar
            yumuşasın. Günün birinde gül bitiren toprak olsun diye.



            Merhamet geçip giden zamana,
            merhamet işte asıl bu asra,
            ve
            merhamet
            hiç olmadığı kadar
            şimdi
            topyekün
            bütün insanliga





            A.AYGÜN
            "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
            "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

            Yorum


              Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


              Nil sularında yüzmüş gibi,
              Pamuktu elleri.
              Elem neşreh leke sadrek'ten
              İzdüşümler cümbüşüydü göğsü.
              Ebu Zer'in Rebeze öğrencisi,
              Navvab'ın patlayan mermisi.


              Yine sabah olmuş dağılmıştı karanlıklar.
              Ardından yürüdüğüm tek adam...
              Tam sekiz yıllık firak,
              Vuslata namzed pırıltılar.


              Bir kış soğuğu gibi bakardı,
              Küfre çatık kaşları,
              Ateşten sıcak gönül iklimime.
              Ellerinden tutardı,
              Hayat çirkefinde çırpınan
              Sahilsiz ummanların.


              Yürüdü mü dağlar yürürdü,
              Durdu mu gökler Tur kesilirdi tecellisinden
              En son Sina mabedinde.
              Adem'den hubutu,
              Emin'den suudu,
              Seccad'dan sükutu,
              Hüseyin'den hurucu,
              Zeyneb'den nutku bellemişti
              Ninova Varisi...


              Kadri çelik



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM



                Aşkın resmiydi Ali
                ve aşkın tarifiydi Fatıma...
                Güneş sönük kalıyordu gözlerindeki nurun yanında
                öyle bir aşktınki Fatıma...
                Muhammedin aşkıydın...
                alem aşık olmazmı Muhammedin aşkına...
                Ali nin aşkıydın...
                alem yere batmazmı bir damla gözyaşına..

                o Ali ki nuruydun gözlerinin Ali'nin
                nurunumu söndürdüler ey Ali gözlerinin
                o kamçı izlerini görünce
                alem hisseti ateşini yüreğinin

                Cihanın kalbi senin yüreğinde atıyordu
                incindinmi Fatıma yüreğinimi incitti senin dünya
                seni inciten Rasulü, Rasulü inciten Allahı incitmezmi..
                Allah incinirse dünyadan vay o dünyanın haline

                Ey mezarsız Fatıma...
                kalemler yetermi yazmaya yüreğindeki acıları
                yalnızlıklar utanmazmı yalnızlığının yanında
                acı sözü yalın kalmazmı yüreğindekileri görünce
                matemler senin mateminin yanında erimezmi utancından...

                bu ne matemdir Fatıma ...
                kamçı izlerinin acısına baban Muhammed ağladı...
                yakılan kapının alevleri yükselirken arşa
                titretmedimi feryadın arşı...
                gözlerini açamadan dünyaya veda eden
                Muhsine melekler ağladı...

                bu ne matemdir Fatıma...
                Huseyninin acısına imam Mehdi ağladı...
                Zeynebin bağladığı karalar alemin yüreğini dağladı
                bu ne matemdir Fatıma...
                üç başlı ok bile Ali askere ağladı...

                senden sonra şimdi bize kalan bir dünya dolusu ahh..
                ey Zehra ey Muhammedin hazinesi
                ey Rab katından dünyaya inen nur
                ey Allahın tertemiz kıldığı...
                senin nazar etmeni beklemekte dostların..
                ey sırrın babası Muhammed sana şikayet ediyoruz
                ve biliyoruzki sen o günden bu yana bizleri görüyorsun
                ve dua etmeni istiyoruz senden bizim adımıza...
                senin duandan daha güzel bir dua olurmu rab katında...
                ey tüm dertlilere derman olan
                yakınmıdır seninde dermanının gelişi
                ey tüm dertlilere derman olan
                yakınmıdır seninde dermanının gelişi...
                "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                Yorum


                  Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                  Tekerrür eden
                  Tarihtir diyorlar,
                  Ben insandır diyorum...
                  İşte Zeyneb işte Kerbela...
                  Yezid’i mi soruyorsun
                  İşte her yerde...


                  Zamanın Zeyneb'i yürüyor
                  En önde,
                  Meleklerin imrendiği insan...
                  Zeyneb ölmedi çünkü!
                  Şimdi de öz yurdunda,
                  Yezidi köşklere/saraylara doğru,
                  Haykırıyor korkusuzca bak...


                  Örtünün kandan daha etkili
                  Olduğunun şuurunda...
                  Erkeklere taş çıkartırcasına,
                  Gerçekten de utandırdılar
                  Utananları...


                  Kerbela kervanı yürüyor,
                  Bunu gören kurtlar da uluyor
                  Hayasızca...
                  Ama Zeyneb yürüyor
                  Korkusuzca...


                  Anadolu'dan geniş kalbiyle,
                  Yarasını sarıyor yıldızların.
                  Zamane Yezidlerinin temeli,
                  Zeyneb'in feryadıyla yıkılacak...
                  Çünkü Zeynebler ölmedi,
                  Ölmeyecek...


                  Çınar ağacı değildi ki yıkılsın!
                  Rüzgar estikçe eğilen,
                  Dindikçe dikilen
                  Çimenlere benzer
                  Zeyneb...


                  Yurduna dönmüş bülbüllere,
                  Teselli veriyor şanlı kıyamı...
                  Dün Kerbela'da...
                  Bugün Türkiye'de...
                  Yezidler duyduk duymadık
                  Demesinler;
                  Zeynebler ölmedi,
                  Ölmeyecek!...



                  kadri çelik


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                    YÂ ZEYNEP

                    Sen doğduğun zaman doğdu âdeta
                    Hüzünler, belâlar, fâni dünyâda

                    Sabır, rızâ senin ikiz kardeşin
                    Yiğitlikte olmaz yiğitler eşin

                    İlmin bir deryâdır, üstâdın Zehrâ
                    Senden aldı ziynet baban Murtezâ...


                    Övünür adınla senin her kadın
                    Zâlimler titretir mukaddes adın

                    İzzet nâmın ile eder iftihâr
                    İffet senin ile buldu itibâr

                    Sabrın mesajların ile yâ Zeynep!
                    Yaşayacak ilelebed bu mektep...


                    Hutbelerin sarstı Kufe'yi, Şâm'ı
                    Esaretin tekmil etti kıyâmı

                    Acıklı feryadın titretti herkesi
                    Boğazından çıkan Murtezâ sesi

                    Sesin kulaklarda hâla çınlıyor
                    Feryadından yerler gökler inliyor...


                    Sen esîr oldun ki kurtulsun esîr
                    Zincire vuruldun, kırılsın zincir

                    Keşke yığsa âlem kuvvetini hep
                    Verse ümmete bir daha bir Zeynep...


                    MUSA AYDIN




                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                      Ağaç

                      Giderim ben yol sıra yavlak uzanmış bir ağaç
                      Böyle lâtif böyle şirin gönlüm aydur birkaç sır aç


                      Böyl’uzamak ne manâdır çünkü bu dünya fânîdir
                      Bu fuzûllük nişânıdır gel beri miskinliğe geç


                      Böyle lâtif beziniben böyle şirîn düzünüben
                      Gönül Hakk’a uzanuban dilek nedir neye muhtâç


                      Ağaç karır devrân döner kuş budağa birken konar
                      Dahi sana kuş konmamış ne güvercin ne hod turaç


                      Bir gün sana zevâl ere yüce kaddin ine yere
                      Budakların oda gire kaynaya kazan kıza saç


                      Er sırrıdır sırrın senin er yeridir yerin senin
                      Ne yerdedir yerin senin sana sorarım ey ağaç


                      Yunus Emre sen bir nice eksikliğin yüz bin onca
                      Kur’ağaca yol sorunca teferrüclen yoluna geç


                      Yunus Emre

                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                        Ahır Zaman


                        İşidün ey ulular,Ahır zaman olusar
                        Sağ müslüman seyrekdür,Ol da güman olusar


                        Danışman okur tutmaz,Derviş yolun gözetmez
                        Bu halk öğüt işitmez,Ne sarp zaman olısar


                        Gitti beyler mürveti,Binmişler birer atı
                        Yediğü yoksul eti,içtiğü kan olısar


                        Ne acayip sergüzeştler,Bağrım dolu serzenişler
                        Durmaz akar kanlı yaşlar,Aksa gerek şimden gerü.



                        Yunus Emre


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                          [color=navy]İncecik fısıltılarımı gizli saklı yakarışlarımı koynunda ninnileyen gök/çe topraksın Sen.
                          Fanilik sancılarımdan taşı(r)dığım, ayrılık dertlerimden s/aldığım yağmurları göğe yükselten kutlu güneşsin Sen.
                          Varlığımın titrek kanatlarını ebedî kabullenişin seccadesinde yatıştıran serin rüzgarsın Sen.
                          Özlemlerimin kırgın bakışlarını sonsuzluk semasının ufkuna taşıyan rahmet ışığısın Sen.
                          Kirli paslı kalıbımı sorgusuz sualsiz itaat kalıbında yoğura yoğura temize çeken mahbubiyet elisin Sen.
                          Boynu bükük yakarışlarımı, yüzü yerde arzularımı şeksiz şüphesiz makbul olan nefesine dolayıp okşayan şefkat fısıltısısın Sen.
                          Bir denizi kağıda döker gibi, göğü avuçlarıma indirir gibi, dudağımda inciler büyütür gibi, sesime sesin dokunur gibi salavatlarca tebessümünü gördüğüm aşinalık vechesisin Sen.
                          Dua göğüm, muştu güneşim, teselli yağmurum, muhabbet meltemim; ne hoş duruyorsun aramızda, yanımızda, yöremizde.
                          Merhamet durağım, metanet sığınağım, huzur barınağım, hep yüzüne yüzüne vardığım Efendim; ne çok oluyorsun dillendiremediğim hayranlıkların arefesinde, yetişemediğim minnettarlıkların zirvesinde...
                          Senin ubudiyetinin toprağına attığım tohumlar gibidir kalpsiz secdelerim.
                          Senin mahbubiyetinin denizine akıttığım nehirler gibidir arsız isteyişlerim.
                          Senin miracının göğüne dal budak, salkım saçak uzattığım ağaçlar gibidir dilsiz dualarım.


                          Sözümü miraca eriştiren Efendim.
                          Sesimi duaya yetiştiren Efendim.
                          Yüzümü secdeye bitiştiren Efendim.


                          Yüz buldumsa varlığa, Senin Yüz'ünden Efendim.
                          Yakınlığından seslenirim.
                          Söz oldumsa Var Eden'e, Sana inen Söz'den Efendim.
                          Yakınlığından nefeslenirim.
                          Yüz'lerce sâlât ve Söz'lerce selam Efendim.


                          Şükür ki bu paslı dudağa emanettir Sana verilecek selamlar.
                          Şükür ki bu kirli dile değmektedir Sana edilecek salatlar.


                          Sesimi çoğaltan, sözümü yükselten
                          aczimi ve fakrımı Kadir-i Rahîm'in dergahına taşıran "Dua Göğü"m
                          Efendim.[/
                          color]
                          "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                          "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                          Yorum


                            Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                            güzel paylasimlar icin Allah razi olsun


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM


                              hüzünbaz ruhum yine uçup gitti hüzün diyarına
                              bu sefer çok daha başka...
                              yoruldum...
                              seni düşünmekten, sana dair olan herşeyden...

                              bu sefer gidiyorum
                              arkama bile bakmadan gözümdeki bir kaç damla yaşla gidiyorum...
                              bilmiyorum...
                              yolum nereye çıkar belki meçhule belki bilenmezlere
                              ahhh...

                              şu belki ve keşkelerdende yoruldum
                              kırıldım hayata
                              hüzün en çok banamı yakışıyor..?

                              onun için mi hep hüzünleri bana veriyor hayat
                              yok yok istemiyorum artık bu hüzünbaz halimide
                              herşeyi geride bırakıp gidiyorum
                              hüzünlerimi sevmelerimi ve seni...
                              bir iç çekiş daha
                              off...

                              yine hüzün koktu üstüm başım
                              neyse...

                              seni Allah a emanet edip gidiyorum
                              sadece suskunluklarımı yanıma alarak gidiyorum...
                              elveda..
                              elveda..


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: HüZüN ÇeKMeCeM

                                Rabbim ecmain razı ve hoşnut olsun inşAllah
                                "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                                "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X