Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

    ben susturdum demedim. başlığı baştan sona okuyanlar bunu görür. ben zaten burdaki tartışmalara pek katılmadım. ama kardeşlerim konuyu çok güzel götürmüşler.. siz bi şeyler yazdığınızda cevap verdiniz delilleri çürüttünüz sanabilirsiniz. ama bu zan sizin dünyanızla sınırlı olup objektif ölçülere ulaşmamakta ve bizim bu cümlemizi geçersiz kılmamaktadır.

    isterseniz sizin cevap verremediğiniz delillerimizi buraya özetleyelim var mısınız!

    Yorum


      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

      kelime-i şehadet ön sözleşmedir. onun şartları vardır. şartları da İmamete inanmak zamanın imamının kalesine sığınmaktır. Kelimei şehadeti söyleyip de Kur'an'daki imamet ayetlerini reddeden ya da herhangi bir hükmü reddedenin bu dinde yerinin olmadığını siz de biliyorsunuz.

      şiaya batıl diyemezsiniz, şiaya batıl dediğinizde kendi kendinizi yalanlamış olursunuz. Çünkü şia sizi siz yapan kaynaklardan tüm inanç ve ibadetlerini ispatlıyor. buna bu sitenin başlıkları şahittir.

      Takiyye konusunda da Firavn hanımı ile ashabı Kehfi ve ilgili ayetleri defalarca yazdık. bunlar takiyyeye delil idi ve tarihte bir çok insan takiyye yapmıştır. Ama siz anlamazsınız.. yani şu ana kadar anlamanız...

      mut'a konusunda burda siz kendi kaynaklarınızdan yazdığımız delilleri çürütemediniz, muta benzeri nikahın gündüzcülük ya da misyer mi ne o adla tüm sünni mezheplerde olduğu da anlatıldı bu sitede..

      ama sizin durmunuzu yazdık ya ...

      duanıza bil mukabele..

      Yorum


        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

        sünni kardeşler vahabilerin sapıkca fetvalarına itiraz etmiyolar da muta nikanına neden itiraz ediyorlar. ben anlmıyorum hem kendi kaynlarınızdan okadar dediller yazılmış olduğuu halde hhala itiraz ediyorsunuz ilginç??
        Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
        Hz.Peygamber (saa)

        Yorum


          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

          Allah bulunduğunuz batıl yolu bırakıp ehl-i beyt imamlarının da takip ettiği yoldan Resulullah s.a.v. in izinden gidenlerden olmak nasip etsin.

          .................
          neye dayanarak söylüyorsunuz anlamdım bunu. siz mi doğru yoldasınız acaba. madem ehlibeyt-i okadar seviyorsunuz neden hiç kaynakalrınız da ehlibeytle ilgili bir şey yok? bu kadar mı değer veriyorsunuz. vahabilerin ssapıkca fetvaları sanırım sizi rahatsız etmiyor bunlar sizin için hak yol herhalde...
          Hüseyin'in şehadeti üzre müminlerin kalbinde bir aşk vardır, o aşk asla soğumaz.
          Hz.Peygamber (saa)

          Yorum


            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

            ypa;
            sn craven kardeşin dediği konuyu hani bilmediğinizi ve araştıracağınızı söylemiştiniz. araştırdınız mı? neden kütübü sitte'de Ehlibeytten hadis almamışlar?

            neden sünni fıkıhta Ehlibeytten rivayet ve görüş almamışlar? Neden hanefiyi kurumlaştıran Ebu hanife öğrencileri Ebu muhammed ile Yusufun kadı olduğu Abbasiler İmamlarımızı aynı zamanda zehirleyerek katletmek zorunda kaldılar. Sakın kaynaklara 12 imamdan hadis alınmaması zalimlerin bu kaynakları onaylayıp meşhur etmeyecekleri olmasın!

            biraz araştırın bakalım..

            devamlı yazdınız ama bu sorularımızı görmeden yazdınız. Allah aşkına deyin 12 imamın hayatını sistemli, itikadi fıkhi ve rivayet ettiği hadisleri şii kitaplardan daha ayrıntılı daha geniş, daha sahih senetle gösterin şiaya değil size uyalım demedik mi? siz buna ne cevap verdiniz?

            12 imam Peygambere uydu biz de ona uymakla 12 imama zaten uymuş oluyoruz, ya da biz kaynağa uyuyoruz sonra gelmiş olan 12 imama değil diye cevap verdiniz.

            Kaynak Peygamber s.a.a.. hiç birimiz direkt onu görmedik. Aracılar var. Bizde bu aracılar 12 imam ve onlardan gelen rivayetler, sizde ise 12 imam dışında sahabe tabiii etbaut tabiiler var. Bizde inanç ve fıkhi görüşler Peygamber s.a.a'ten rivayet eden 12 imam vasıtasıyla oluşturulmuş sizde ise Peygamber s.a.a'ten rivayet eden 12 imam dışındaki yetkisiz mezhep kurucularınca oluşturulmuş.

            bizde günümüz meselelerini 12 imam fıkhı ve hadislerine göre bu sisteme uyan fakihlerce çözülürken sizde bu konuda tam bir karmaşa var ve 1200 yıl öncesinde kapanan ictihad kapısından önce yaşamış ölü ve hiç bir delile sahip olmayan mezhep liderleri vasıtasıyladır.. ve bu gün sorumluluk almayan cemaat liderleri vasıtasıyla çözülüyor. gerçi sünnilerin pek de taktığı yok alim diye bir bağlıları da yok ya..

            Devam etmemesi dileğiyle.
            Allah bulunduğunuz batıl yolu bırakıp ehl-i beyt imamlarının da takip ettiği yoldan Resulullah s.a.v. in izinden gidenlerden olmak nasip etsin.


            buyrun bize açıklayın 12 Ehlibeyt imamlarının takip ettiği yol hangisiydi. Onlar birbirine zıt görüşler uydurmuş olan 4 mezhep gibi parça parça bir fıkha mı uydular yetkisiz mezhep liderlerine mi uydular, hanefi şafi maliki miydiler?.. yoksa sizin tarikat silsilesindekilere mi uydular? Bize şu yolu bi çizer misiniz nasıl bir yol bu? Ama Peygamberin yolu diye soyut kaçamak bir cevap değil beklediğimiz?

            çünkü Ehlibeyt İmamlarının takip ettiği Peygamberin yolu, Ehlibeyt imamlarının tek hadisinin fıkhi görüşünün bile kitaplara geçmediği, sanki yaşamamılar gibi adlarının bile geçmediği sünni yol asla olamaz! Bu yolu siz çizme yetkisine sahip olmadığınız gibi bu konuda Ehlibeyti katletmişlerin yanında yer alan kaynakları esas aldığınız için güvenilir de değilsiniz...

            Yorum


              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=1684.msg82179#msg82179 date=1273520031]
              ypa;
              sn craven kardeşin dediği konuyu hani bilmediğinizi ve araştıracağınızı söylemiştiniz. araştırdınız mı? neden kütübü sitte'de Ehlibeytten hadis almamışlar?

              neden sünni fıkıhta Ehlibeytten rivayet ve görüş almamışlar? Neden hanefiyi kurumlaştıran Ebu hanife öğrencileri Ebu muhammed ile Yusufun kadı olduğu Abbasiler İmamlarımızı aynı zamanda zehirleyerek katletmek zorunda kaldılar. Sakın kaynaklara 12 imamdan hadis alınmaması zalimlerin bu kaynakları onaylayıp meşhur etmeyecekleri olmasın!

              biraz araştırın bakalım..

              devamlı yazdınız ama bu sorularımızı görmeden yazdınız. Allah aşkına deyin 12 imamın hayatını sistemli, itikadi fıkhi ve rivayet ettiği hadisleri şii kitaplardan daha ayrıntılı daha geniş, daha sahih senetle gösterin şiaya değil size uyalım demedik mi? siz buna ne cevap verdiniz?

              12 imam Peygambere uydu biz de ona uymakla 12 imama zaten uymuş oluyoruz, ya da biz kaynağa uyuyoruz sonra gelmiş olan 12 imama değil diye cevap verdiniz.

              Kaynak Peygamber s.a.a.. hiç birimiz direkt onu görmedik. Aracılar var. Bizde bu aracılar 12 imam ve onlardan gelen rivayetler, sizde ise 12 imam dışında sahabe tabiii etbaut tabiiler var. Bizde inanç ve fıkhi görüşler Peygamber s.a.a'ten rivayet eden 12 imam vasıtasıyla oluşturulmuş sizde ise Peygamber s.a.a'ten rivayet eden 12 imam dışındaki yetkisiz mezhep kurucularınca oluşturulmuş.

              bizde günümüz meselelerini 12 imam fıkhı ve hadislerine göre bu sisteme uyan fakihlerce çözülürken sizde bu konuda tam bir karmaşa var ve 1200 yıl öncesinde kapanan ictihad kapısından önce yaşamış ölü ve hiç bir delile sahip olmayan mezhep liderleri vasıtasıyladır.. ve bu gün sorumluluk almayan cemaat liderleri vasıtasıyla çözülüyor. gerçi sünnilerin pek de taktığı yok alim diye bir bağlıları da yok ya..

              Devam etmemesi dileğiyle.
              Allah bulunduğunuz batıl yolu bırakıp ehl-i beyt imamlarının da takip ettiği yoldan Resulullah s.a.v. in izinden gidenlerden olmak nasip etsin.


              buyrun bize açıklayın 12 Ehlibeyt imamlarının takip ettiği yol hangisiydi. Onlar birbirine zıt görüşler uydurmuş olan 4 mezhep gibi parça parça bir fıkha mı uydular yetkisiz mezhep liderlerine mi uydular, hanefi şafi maliki miydiler?.. yoksa sizin tarikat silsilesindekilere mi uydular? Bize şu yolu bi çizer misiniz nasıl bir yol bu? Ama Peygamberin yolu diye soyut kaçamak bir cevap değil beklediğimiz?

              çünkü Ehlibeyt İmamlarının takip ettiği Peygamberin yolu, Ehlibeyt imamlarının tek hadisinin fıkhi görüşünün bile kitaplara geçmediği, sanki yaşamamılar gibi adlarının bile geçmediği sünni yol asla olamaz! Bu yolu siz çizme yetkisine sahip olmadığınız gibi bu konuda Ehlibeyti katletmişlerin yanında yer alan kaynakları esas aldığınız için güvenilir de değilsiniz...
              [/quote]


              [quote author=ypa link=topic=1684.msg82188#msg82188 date=1273524279]
              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=1684.msg82179#msg82179 date=1273520031]

              Devam etmemesi dileğiyle.
              Allah bulunduğunuz batıl yolu bırakıp ehl-i beyt imamlarının da takip ettiği yoldan Resulullah s.a.v. in izinden gidenlerden olmak nasip etsin.


              çünkü Ehlibeyt İmamlarının takip ettiği Peygamberin yolu, Ehlibeyt imamlarının tek hadisinin fıkhi görüşünün bile kitaplara geçmediği, sanki yaşamamılar gibi adlarının bile geçmediği sünni yol asla olamaz! Bu yolu siz çizme yetkisine sahip olmadığınız gibi bu konuda Ehlibeyti katletmişlerin yanında yer alan kaynakları esas aldığınız için güvenilir de değilsiniz...
              [/quote]

              araştırmadığımı nerden biliyorsun. bir çok aratırma yaptım yazdım ekledim bir çok konuda. ne cevap aldık araştırıp yazdığımızda bu forumu çöplükm ü sanıyorsun. ne bulursan ekliyorsun. eklemeyip yorum yazınca o senin fikrin araştır da gel.

              yumuşak bitirmişsiniz. sadece güvenilir değilsek mesele yok. o sizin düşünceniz. siz biz islami bile bulmuyorsunuz arkadaşım. bu konuda ayna gibiyim. bend e sizin fikirlerinizi (şia nın demiyorum çünkü şianın bir çok konuda sizinle aynı fikirde olmadığına bir çok kez şahit oldum.) islami bulmuyorum. kaynak nasıl katleder el-i beyti ve nesep nasıl yeterli olur kurtuluş için. soru bizde sizinkilerden çokta. soru ve cevabın sşzşnle olan kısmının anlamsızlığı üzeriene defaatle yazdım. som olması dileğiyle.
              Allah hidayet versin. Ehl-i Beyt in de bağlı olduğu Resulullah s.a.v. in yoluna iletsin. selam ve dua ile.
              [/quote]

              benim yazdıklarımın cevabını vermiş mi oluyorsunuz şimdi? iki alıntııy karşılaştırın!

              tüm cevaplarınız da böyle miydi? tabi ki..

              Yorum


                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                DELİL :
                I. KUR'AN'DAN DELİLLER:

                Onlar bu konuda sadece Mü’minûn sûresindeki peş peşe gelen birkaç ayete dayanıyorlar. Allah Teâlâ o ayetlerde şöyle buyuruyor:



                {O mü’minler ırz ve namuslarını korurlar. Sadece zevceleri ve sahip oldukları cariyeler müstesnâ. Onlar bundan (ırz ve namuslarını eşlerine ve cariyelerine açmakla) kınanmış da olmazlar. Kim bunun dışında başka arayışlara girerse, işte böyleleri âdî / haddi aşmış kimselerdir.” (Mü’minûn Sûresi: ayetler,5~7)



                Ayetlerde (yukarısıyla birlikte düşünülürse) felâha erecek gerçek mü’minler için, ırz ve namuslarını, cinsel arzu ve isteklerini sadece iki sınıfa açabileceği, yalnız onlarla cinsel ilişkiye girebileceği belirtiliyor: a. Zevceleri b. Câriyeleri. Bu iki yolun dışında kalan cinsel ilişkiler haram kılınıyor; yapanlar kınanıyor ve “âdî” oldukları söyleniyor. Ayetler bu konuda yeterince açık.



                Müt’a nikâhıyla evlilik ve cinsel ilişki bu iki yolun dışında kalıyor. Çünkü müt’a nikâhıyla evlenen bir kadın, kocasına “câriye” olmadığı gibi, bu nikâhta miras, talâk (boşama), nesep ve iddet hükümleri bulunmadığı için, onun “zevcesi” de sayılmaz! Dolayısıyla müt’a nikâhı bu ayetlerle haram kılınmış demektir.(1)



                Cevap : Ayetlerin cinsel ilişki için iki yoldan başkasını yasakladığı; bu iki yoldan birisinin de “zevce = eş” olduğu zaten açık. Buna diyecek yok! Ancak müt’a nikâhıyla evlenen bir kadının kocasına “zevce olmadığı” ise kup kuru bir iddiadır; bu iddianın kayda değer hiçbir delili yoktur. Bunun temeli “önyargı”ya dayanıyor. Biz “müt’a” nikâhıyla evlenen bir kadının da kocasına “zevce” olduğunu söylüyoruz. Dolayısıyla ayetlerin konumuzla hiçbir ilgi ve alâkası yok. Bu bir.



                “Müt’a nikâhında normal nikâhın miras, talâq vb. hükümlerinin bulunmadığı” iddiası ise kısmen demagoji, kısmen de yalan! Demagojidir; çünkü bu mantığa göre, müslüman bir erkek Ehl-i Kitâp’tan bir kadınla evlense, miras hukukunun karşılıklı işlemesi lâzım! Oysa Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz de kitâbî olan bir kadınla evliliği onaylıyor ve o kadının “zevce” olacağını kabul ediyor; ama karşılıklı miras alış verişini kabul etmiyor!!! (“Müslüman kâfire, kafir de müslümana mirasçı olamaz.” kuralı gereğince)



                Talâk (boşama) ise dâimî nikâhın hükümlerindendir, sırf nikâhın değil! Kaldı ki müt’a nikâhında buna zaten gerek yok!



                İddet ve çocuğun nesebi konusundaki iddialar ise tek kelimeyle “yalan”! Bu tür iddiaların gerçekle ilgisi yoktur. (I. Bölüm’e bakın)



                İkincisi, müt’anın Medîne döneminde uygulandığı konusunda kesinlik var. Söz konusu ayetler ise Mekkî bir sûreye aittir. Yani ayetler, Mü’minûn sûresinin ayetleridir ve bu sûre Mekke döneminde nâzil olmuştur. Bana söyler misiniz; Mekke’de inen bir ayet, daha sonra Medîne’de uygulanan bir nikâhı nasıl yasaklıyor, yada Mekke’de bu ayetlerle haram kılınmış bir yolu, Allah'ın Rasûlü (s) nasıl açabiliyor!? Bir peygamber bu duruma nasıl düşebiliyor!? “Mezhebi kurtarmak” uğruna Allah ve Rasûlü’ne iftiranın böylesi görülmüş mü!?



                Üçüncüsü, yukardaki iki açıdan, Hz. Âişe’nin müt’a nikâhının câiz olmadığını söyleyip ardından bu ayetleri okuduğuna dair rivâyet* de suludur! Ya Hz. Âişe’yi Allah ve Rasûlü’ne iftiracı yada “ne dediğini bilmez” konumuna iteceksiniz, yahut ta bu rivâyetin uydurma olduğunu söyleyip duvara çarpacaksınız! Tercih sizin...



                Bütün bu sebeplerden dolayı, bu ayetlerle “müt’a” nikâhının haramlığına delil getirmek mümkün değil. Mâlikîlerden Qâdî Ebûbekr b. el-Arabî, bu ayetlerle söz konusu nikâhın haramlığına delil getirmeyi reddetmiştir.(2)

                * Bir önceki dipnota bk.

                (2) Ahkâm’ul-Qur’ân:III,1311

                Yorum


                  Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                  II. SÜNNETTEN DELİLLER :


                  “Müt’a nikâhı” için “haram” diyenlerin sünnetten delilleri şunlar:



                  1. İmam Ali @ : {Allah'ın Rasûlü (s) Hayber günü müt’a nikâhını ve evcil eşeklerin etini yemeyi yasakladı.}(3)



                  2. Seleme b. Ekva’ : “Allah'ın Rasûlü (s) Evtâs günü üç günlüğüne müt’aya izin verdi; sonra yasakladı.}(4)



                  3. Abdullâh b. Ömer : “Allah'ın Rasûlü (s) Hayber günü müt’a nikâhını (bazı rivâyetlerde : ve evcil eşeklerin etini yemeyi) yasakladı.” (5)



                  4. Enes b. Mâlik : “Allah'ın Peygamberi (s) müt’ayı yasakladı.} (6)



                  5. Câbir b. Abdillâh : “Allah'ın Rasûlü (s) ile Tâif gazasına çıkmıştık. Orada bir takım kadınlarla müt’a yaptık. Peygamber (s) bir ara kadınları yanımızda görünce, sordu; biz de “müt’a yaptığımız kadınlar” cevabını verdik. Bunun üzerine gazaba geldi; yüzü kızardı ve ardından müt’ayı yasakladı. Biz de buna bir daha dönmedik.} (7)



                  {Allah'ın Rasûlü (s) kendileriyle müt’a yaptığım kadınları görünce “Bunlar kıyâmete kadar haramdır!” buyurdu.} (8)



                  6. Ebû Zerr el-Ğıfârî : “Her iki müt’a da; yani kadın müt’asıyla hac müt’asının her ikisi de yalnız bize mahsus idi.} (9)



                  {Kadınlarla müt’a yapmak, Rasûlullâh’ın ashâbı için sadece üç günlüğüne helal kılındı. Daha sonra Allah'ın Rasûlü (s) onu yasakladı.} (10)



                  7. Ömer b. Hattâb : “Allah'ın Rasûlü (s) bize müt’a için üç günlüğüne izin verdi; ama ardından yasakladı. Allah’a yemin olsun ki; muhsan (evli) olup ta müt’a yapan birisini duyarsam, onu taşlarla recmederim!} (11)



                  8. Hâris b. Ğaziyye el-Ensârî : “Allah'ın Rasûlü (s) Mekke fethinde üç defa “Kadınlarla müt’a yapmak haramdır!” buyurdu.} (12)



                  9. Ebû Hürayra : “Allah'ın Rasûlü (s) Tebuk gazası esnasında müt’a nikâhını yasakladı.} (13) (meâlen)



                  10. Zeyd b. Hâlid el-Cühenî : “Ben ve arkadaşım, bir kadınla kısa bir süre için müt’a yapma konusunda tartışıyorduk; sonunda anlaştık. Derken birisi gelerek, bize Allah’ın Rasûlü’nün (s) müt’a nikâhını ... haram kıldığını haber verdi.} (14)



                  11. Sehl b. Sa’d es-Sê’ıd’i : “Allah’ın Rasûlü (s) müt’aya, insanların ona çok ihtiyacı olduğundan izin vermişti. Daha sonra yasakladı.} (15)



                  12. Ka’b b. Mâlik el-Ensârî : “Allah’ın Rasûlü (s) kadınlarla müt’a yapmayı yasakladı.} (16)



                  13. Sa’lebe b. Hakem el-Leysî : “Peygamber (s) Hayber’in fethinde müt’ayı yasakladı.} (17)



                  14. Sebra b. Ma’bed el-Cühenî : “Allah'ın Rasûlü (s) Mekke’nin fethinde, müt’a yapmaya bir süre için izin verdi. Sonra da:



                  “Ey insanlar! Ben size müt’a yapmanız için izin vermiştim; artık Allah bunu kıyâmet gününe kadar haram kıldı...” buyurdu.} (18)

                  Yorum


                    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                    (3) Bu rivâyet II. Bölüm’de geçti. bk. s. 36

                    (4) Ahmed:IV,55; Müslim:nikâh,18; el-Beyheqî,VII,204

                    (5) Ebû Hanîfe, el-Müsned: h.n.272,273,276; Ebû Avâne, el-Beyheqî, VII,202; el-Cessâs,III,100 rivâyet ediyor. ayr. bk. İbn Hacer, XII,211; el-Aynî,XIV,254

                    (6) Ebû Hanîfe,271

                    (7) Ebûbekr el-Hâzimî rivâyet ediyor. bk. ez-Zeyle'î,III,179; İbn Hacer, XII,211; el-Ayni, XIV,254; İbn Hümâm,III,248; eş-Şevkânî,VII,229

                    (8) Taberânî ile el-Cessâs (III,101) rivâyet ediyor. el-Heysemî,IV,487

                    (9) Müslim: hac,162

                    (10) el-Beyheqî,VII,207

                    (11) İbn Mâce: nikâh,44 İsnâdının sahih olduğu söyleniyor. Buna benzer bir hadis için bk. İbn’ül-Qayyim,I,206

                    (12) Taberânî ile İbn Qâni’ rivâyet ediyor. bk. İbn Abdilberr,I,306; el-Heysemî,IV,489

                    (13) Ebû Ya’lâ, İshâq b. Râheveyh, İbn Hıbbân, el-Beyheqî (VII,207), et-Tahâvî ve ta’lîq suretiyle el-Cessâs (III,100) rivâyet ediyor. bk. el-Heysemî,IV,486~487; ez-Zeyle'î,III,180; el-Aynî,XIV,254; İbn Hacer, XII,212; el-Qastalânî,VIII,35; eş-Şevkânî,VII,231 eş-Şevkânî isnadının hasen olduğunu söylüyor!!!

                    (14) Taberânî rivâyet ediyor. bk. el-Heysemî,IV,489

                    (15) Taberânî rivâyet ediyor. bk. el-Heysemî,IV,489

                    (16) Taberânî rivâyet ediyor. bk. el-Heysemî,IV,490

                    (17) Taberânî rivâyet ediyor. bk. el-Heysemî,IV,487

                    (18) Ahmed:III,404~406; Müslim: nikâh,21,28; Dârimî: nikâh,16; İbn Mâce: nikâh,44; el-Beyheqî,VII,203

                    Yorum


                      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                      III. SAHÂBE VE TÂBİÎNİN GÖRÜŞLERİ :

                      Aşağıda isimlerini bir bir sıralayacağımız sahâbî ve tâbiîlerin, müt’a nikâhına cevaz verdiğini, hatta bazılarının bizzat uyguladığını biliyoruz. İşte bu yaklaşım içinde olduğunu tespit edebildiğimiz sahâbî ve tâbiîler:


                      a. Sahâbîler :

                      1. Mü’minlerin Emîri İmam Ali @ : İmam Ali’nin müt’a nikâhına cevaz verenlerin en başında bulunduğu herkese aşikar. Hz. İmam’ın şöyle buyurduğu sahih yollarla sabit olmuştur: “Ömer müt’ayı eğer yasak etmeseydi; pek az kişi* dışında, kimse zina etmezdi!” (44)


                      İtiraz : Hz. Ali @ {Peygamber Efendimiz’in (s) Hayber’in fethedildiği günlerde müt’a nikâhını ve evcil eşeklerin etini yemeyi yasak ettiğini} rivâyet ediyor.(45)Bu durum yukardaki rivâyetle çelişmiyor mu?


                      Cevap : Birincisi; sözünü ettiğiniz bu rivâyet alimlerin itirazına uğramıştır. Özellikle Süfyân es-Sevrî(46) başta olmak üzere bütün siyer uleması, müt’a nikâhının Hayber’de lehte yada aleyhte, hiçbir şekilde gündeme gelmediğini; dolayısıyla rivâyette hata bulunduğunu söylüyorlar.(47) İbn’ül-Qayyim el-Cevzî diyor ki: “Sahih (doğru) olan, müt’anın Mekke fethinde haram kılınmış olduğudur... Çünkü o gün Hayber’de müslüman kadınlar yoktu; yahudi kadınlar vardı. Ehl-i kitap olan kadınlarla evlilik ise henüz mübah kılınmamıştı. Bu mübahlık daha sonra, Mâide sûresiyle tahakkuk etti.”(48)


                      İkincisi, hadisin bazı rivâyetlerinde, konunun Ali ile Abdullâh b. Abbâs arasında çıkan “müt’a nikâhı”yla ilgili tartışma üzerine gündeme geldiği görülüyor. Rivâyete göre İmam Ali, İbn Abbâs’ı müt’aya cevaz verdiği için azarlıyor ve “Hayber hadisi”ni okuyor!!!(49) Abdullâh b. Abbâs -birazdan da göreceğimiz gibi- ömrünün sonuna kadar müt’a nikâhının cevazında sebat göstermiş seçkin bir sahâbî. Bu rivâyetten Abdullâh’ın İmam Ali’yi hiç takmadığı anlaşılıyor. Oysa bu hiç mümkün değil; çünkü birazcık olsun tarih bilenler, Abdullâh ile İmam Ali’yi @ inceleyenler, onların birbirine ne kadar yakın olduğunu, Abdullâh’ın İmam Ali’ye ne kadar güvenip itimad ettiğini asla inkar edemezler. Böyle bir İbn Abbâs’ın, Ali’nin naklettiği bir hadise rağmen fetvasında direnmesi hiç mümkün mü acaba!? Üstelik şu söz de Abdullâh’a ait: {Bir konuda Ali b. Ebî Tâlib’in fetvası güvenilir bir yolla bize ulaştığı takdirde, asla onun dışına çıkmayız!} (50)


                      Üçüncüsü, Hayber hadisinin bütün rivâyet yolları İbn Şihâb ez-Zührî’de birleşiyor. ez-Zührî, her ne kadar Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin “gayet siqa bir hadis hafızı” sayıp rivâyetlerine çok güvendikleri birisi olsa da biz aynı kanaatte değiliz. Bizce o çok sâbıkalı bir râvîdir ve rivâyetlerine güvenmemiz mümkün değildir.(51) İmam Ali’yi ve Ehl-i Beyt’i sevmemenin ne anlama geldiğini yukarıda gördünüz.


                      Sadece Buhârî ile Müslim’de, tam yedi sahâbîden gelen rivâyetler, o gün yalnız evcil eşeklerin etinin haram kılındığını ifade ediyor ve bu rivâyetlerin hiç birisinde “müt’a nikâhı”na yer verilmiyor.(52) Bu sahâbîler şunlar:


                      1. Abdullâh b. Ömer

                      2. Câbir b. Abdillâh

                      3. Abdullâh b. Ebî Evfâ

                      4. Abdullâh b. Abbâs

                      5. Seleme b. Ekva’

                      6. Enes b. Mâlik

                      7. Berâ b. Âzib


                      Bu yedi sahâbîden gelen rivâyetlerin hiçbirisinin senedinde “İbn Şihâb ez-Zührî”nin adına rastlayamıyoruz. Anlaşılan, Hayber hadisindeki “müt’a nikâhı yasaklaması” tamamen İbn Şihâb’ın katkısıdır ve bunu özellikle İmam Ali’den gelen rivâyete sokuşturması da anlamsız değildir!


                      Dahası var: İmam Ali’ye izafe edilen bu rivâyet, olsa olsa müt’anın o gün yasaklandığını ifade ediyor. Müt’anın birkaç kez yasaklanıp ardından izin verildiğini -biz kabul etmesek te- Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz kabul ediyor. O zaman burada yine bir sorun yok. Eğer rivâyette “sonsuza dek” haram kılındığına dair bir kayıt olsaydı, o zaman bu itiraz yerinde olabilirdi.


                      Kısacası bu itirazın anlamı yoktur ve İmam’a izafe edilen bu rivâyet tamamen ez-Zührî’nin becerlemesidir. Buradan İmam @ ile Abdullâh b. Abbâs’ın çekiştiğini ifade eden rivâyetin de asılsız olduğu anlaşılmaktadır.

                      Yorum


                        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                        (44) et-Taberî,V,9; er-Râzî,X,50; İbn Ebil-Hadîd,XII,253; el-Emînî,VI, 206,207,239; et-Tabâtabâî,IV,295 Bu rivâyetin Ehl-i Beyt mektebinin temel hadis kaynaklarında da geçtiğini daha önce gördük.

                        (45) Mâlik: nikâh,41; Saîd b. Mansûr,I,218; Ahmed:I,79,142; Buhârî: meğâzî,40,zebâih,28, hıyel,4, nikâh,32; Müslim: nikâh,29~32,sayd,22; Dârimî: nikâh,16, edâhî,21; Nesâî: nikâh,71, sayd,31; Tirmizî: nikâh, 28, et’ıme,6; İbn Mâce: nikâh,44; el-Beyheqî,VII,201~202

                        (46) bk. el-Beyheqî,VII,201~202; İbn Hacer, el-Feth:XII,210~211;

                        (47) bk. en-Nevevî,IX,180~181; ez-Zeyle’î, Nasb’ur-Râye:III,178~179; el-Aynî,XIV,254; İbn Hacer, Feth’ul-Bârî::XII,210~211; el-Qastalânî, İrşâd’üs-Sârî:VI,299,VIII,35; eş-Şevkânî, Neyl’ül-Evtâr:VII,230; Davudoğlu, Müslim Şerhi:IX,178

                        (48) Zâd’ül-Meâd:II,183 ayr. bk. 183~184,IV,6

                        (49) bk. Saîd b. Mansûr,I,218; Ahmed:I,79,142; Buhârî: nikâh,32,hıyel,4; Müslim: nikâh,29,31, 32; Nesâî: nikâh,71,sayd,31; Tirmizî: nikâh,28

                        (50) Ehl-i Sünnet ulemâsı İbn Abbâs’ın bu çok önemli sözünü sahih senetlerle rivâyet ediyorlar. bk. İbn Sa’d, et-Tabaqât:II,338; İbn Abdilberr, el-İstîâb:III,40; İbn Hacer, el-İsâbe:II,509

                        (51) İbn Şihâb ez-Zührî, Urve b. Zübeyr ile her fırsatta bir araya gelip İmam Ali’ye @ sataşan ve ona olan düşmanlıklarını açığa vuran iki kafadar! Bu konuda güvenilir yollarla gelen pekçok rivâyet var! ( İbn Ebil-Hadîd, IV,102 )

                        ez-Zührî buna ilaveten, Abdülmelik b. Mervân gibi büyük kan dökücü Emevî sultanlarının meclis arkadaşlarından! (İbn Sa’d,VII,447 Aynı yerde o ünlü diktatörün hediye(!)lerine mazhar olduğu da kayıtlı.) İbn Sa’d’ın Buhârî ile Müslim’in şartlarına göre sahih bir senedle rivâyetine göre, birisi ez-Zührî’ye gelerek, dişleri altın tellerle bağlamanın hükmünü sorar. O da “sakıncası yok” der. Bununla kalsa sorun yok. Asıl sorun, ez-Zührî’nin bu fetvayı verirken Abdülmelik b. Mervân’ı kaynak göstermesi! ez-Zührî, “Abdülmelik b. Mervân da dişlerini altınla bağlatmıştı!” diyerek, “Sakıncası yok; eğer olsaydı Abdülmelik yapmazdı!” demek istiyor. Tek bir valisinin, Haccâc-ı Zâlim’in, sudan sebeplerle, bir çoğu Ehl-i Beyt yanlısı 100.000’in üzerinde kafa kesmesini onaylayan böyle bir diktatörün uygulamasını delil göstermek; bir insana yakışır mı!?

                        Ayrıca ez-Zührî tedlis ile de ünlü birisi. (ez-Zehebî,IV,40) Yani rivâyet ettiği hadisin başkalarınca güvenilir sayılabilmesi için senedde ve daha başka yerlerde oynama yapabiliyor!!! ez-Zührî’nin hadislerin metin ve senedlerinde yaptığı oynamalara örnek görmek istiyorsanız; onun rivâyet ettiği hadislerde iyi bir gezintiye çıkmalısınız!

                        Yahyâ b. Maîn bile “O Ümeyye oğullarına çalışırdı!” dedikten (Hâkim, el-Ma’rife:54) sonra, ez-Zührî’yi kim siqa sayarsa saysın, bir kıymeti var mı1?

                        (52) bk. Buhârî: humüs,20,meğâzî,40,zebâih,27,28; Müslim: sayd,25,26, 29,32~34,36,37

                        Yorum


                          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                          2. Abdullâh b. Abbâs : İbn Abbâs, müt’a nikâhına cevaz verenlerin en meşhur örneğidir ve bu görüşünde bir ömür boyu sebat ettiği malumdur.(53)Hadis kitaplarına ve özellikle Abdullâh b. Zübeyr ile arasındaki tartışmayı konu edinen rivâyetlere baktığımızda bunun böyle olduğu anlaşılır.(54)

                          İbn Abbâs’ın müt’a ayetini nasıl okuyup anladığını daha önce gördük. Dolayısıyla onun müt’anın cevazına inandığı meşhurdur ve bütün öğrencileri kendisinin bu görüşte olduğunu bize nakletmişlerdir.(55) Onun şu sözü çok meşhurdur: {Allah Ömer’e rahmet etsin; müt’a Allah’ın bu ümmete bahşettiği bir rahmet idi. Şayet Ömer bunu yasaklamasaydı, pek az kişi dışında kimse zina etmezdi!}(56)


                          Bütün bunlara rağmen bazı alimler, uydurma olduğu her halinden belli bir takım rivâyetlere dayanarak, onun bu fetvasından daha sonra döndüğünü iddia ediyorlar! el-Cessâs, el-Merğînânî ve el-Mavsılî bunlardan.(57) İşte o rivâyetlerden bazıları:


                          İbn Abbâs’ın fetvasından döndüğünü ifade eden rivâyetler:


                          a) Rivâyete göre İbn Abbâs şöyle demiş: “Müt’a İslâm’ın ilk devirlerinde vardı; adam hiç tanıdığı olmayan bir yere gelir, bir kadınla o şehirde ikamet edeceği kadar evlenir; o kadın da adamın malına sahip çıkar, işlerini düzene kordu. Sonunda Mü’minûn sûresinin 6. ayeti nazil oldu. Artık bu iki yolun dışında kalan her tür cinsel ilişki haramdır.” (58)


                          Konuyla ilgili, çoklarının medet umduğu en meşhur rivâyet bu. Birincisi, rivâyet, dikkat edilirse İbn Abbâs’ın fetvasından döndüğünü değil; tâ başından beri müt’anın haramlığına inandığını ifade ediyor. Bu ise yukarıdaki en meşhur rivâyetlere açıkça ters düşüyor.


                          İkincisi, Peygamber Efendimiz zamanında, Medîne döneminde, müt’a nikâhının onun bilgisi ve izniyle uygulandığı kesin ve bu hususta kimsenin en ufak kuşkusu yok. Rivâyette geçen ayet ise Mü’minûn sûresinin ayeti ve bu sûrenin Mekke’de nazil olduğunda tam bir ittifak var. Söyler misiniz; Medîne’deki bir uygulamayı daha önce Mekke’de inen bir ayet nasıl kaldırıyor? Ya da Mekke’de haram kılınmış bir şeye Allah'ın Rasûlü (s) nasıl izin verebiliyor? Bu rivâyet hem Allah'ın Rasûlü’ne (s) çok büyük bir “iftira” niteliği taşıyor, hem de İbn Abbâs gibi önde gelen bir şahsiyeti çok büyük bir “cehalet” ve “şuursuzluk”la suçluyor!


                          Üçüncüsü, rivâyetin senedinde Mûsâ b. Ubeyde er-Rabezî var. Musa, ittifakla “zayıf” ve “rivâyetlerine güvenilmeyen” bir râvî.(59) Bu nedenle İbn Hacer rivâyetin isnadının “zayıf” olduğunu söylüyor.(60)İnsan böyle bir râvînin haberini, Allah'ın Peygamberi’ni (s) bile itham eden böylesi düzme bir rivâyeti “hadis” diye kitabına koymaya bile utanır!


                          b) İbn Abbâs: “Müt’a ayetini {Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman iddetlerini dikkate alarak boşayın” (Talâq:1) ayeti neshetmiştir!” demiş! (61)


                          Bu da yukardakinden farksız! Birincisi, bu da söz konusu fetvasından döndüğünü değil, eskiden beri haramlığına inandığını ifade ediyor. Bu ise mümkün değil.


                          İkincisi, her iki ayete Allah aşkına dikkatlice bakın ve söyleyin: Bu iki ayet arasında nerede çelişki var ki İbn Abbâs birinin ötekini neshettiğini söylesin!? Ayetin biri “müt’a nikâhı”ndan bahsediyor, öteki ise “boşama”dan ve boşama esnasında “iddeti dikkate almak”tan bahsediyor. Ayetlerle böyle gelişi güzel oynamak ve aralarında çelişki görebilmek için, olsa olsa taassup dolu gözlerle bakmak gerek! Ayrıca böyle bir iddia, İbn Abbâs gibi “Kur’an Tercümânı” olarak bilinen bir şahsiyeti küçük düşürür!


                          Üçüncüsü, rivâyetin senedinde de epeyce sorun var: Rivâyetin (İbn Abbâs – Atâ el-Horasânî – oğlu Osman el-Horasânî ve İbn Cüreyc – Haccâc b. Ravh ...) kanalıyla geldiğini görüyoruz. 1. Atâ el-Horasânî kuşkusuz siqa bir râvî. Ama İbn Abbâs’a yetişememiş birisi. Bu yüzden de senedde, ikisi ile arasında kopukluk var.(62) 2. Osman, İbn Ma’în, Müslim, Nesâî, İbn Huzeyme, Dâraqutnî, el-Cüzcânî gibi çoğu hadisçilerin zayıf saydığı bir râvî.(63) İbn Cüreyc ise, az sonra göreceğimiz gibi siqa bir râvî. Ancak onun Atâ el-Horasânî’den yaptığı rivâyetleri Yahyâ el-Qattân zayıf saymakta.(64) 3. Haccâc ise ittifakla makbul biri değil!(65) Dolayısıyla sened bakımından berbat bir rivâyet!


                          Dördüncüsü, İbn Cüreyc müt’a nikâhına cevaz vermek ve bunu yapmakla ünlenmiş Mekke’nin ünlü fakih ve muhaddislerinden. Böyle bir rivâyetin senedinde onun gibi birisinin adının geçmesi çok tuhaf doğrusu!


                          Kısacası, el-Cessâs gibi birisi, böyle bir uydurmaya yer verip ona dayandığı için, cidden ayıp etmiştir!

                          Yorum


                            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                            (53) el-Aynî,XIV,254; İbn Hacer, el-Feth:XII,217; eş-Şevkânî,VII,228

                            (54) bk. Buhârî: nikâh,32; Müslim: nikâh,27 Ayrıca yukarıdaki Hz. Câbir’den gelen c şıklı rivâyete bakınız.

                            (55) el-Cessâs,III,95; İbn Rüşd, el-Bidâye:II,48; eş-Şevkânî,VII,228

                            (56) Abdürrazzaq, İbn’ül-Münzir, Ebû Ca’fer et-Tahâvî (Şerhu Meânî’l-Âsâr’da) vb. sahih isnadla rivâyet ediyor. bknz. el-Cessâs,III,96; İbn Rüşd,II48; İbn’ül-Esîr, en-Nihâye:II,249; el-Qurtubî,V,130; es-Süyûtî, et-Tefsîr:II,140; eş-Şevkânî,VII,228; el-Emînî,VI,206

                            (57) el-Cessâs,II,185,III,95~98,102; el-Merğînânî, el-Hidâye:III,247;el-Mavsılî, el-İhtiyâr:III,89

                            Konuyla ilgili dedi-kodular için bk. es-Serahsî,V,152; en-Nevevî, IX,181; el-Aynî,XIV,253; İbn Hümâm, Feth’ul-Qadîr:III,248~249; eş-Şevkânî,VII,227,228; Davudoğlu,VII, 235,237,IX,179

                            (58) Tirmizî: nikâh,29; el-Beyheqî,VII,206; ez-Zeyle’î,III,182

                            (59) ez-Zehebî,IV,213; İbn Hacer, et-Taqrîb:II,290; Yâqût el-Hamevî, Mu’cem’ül-Büldân:II,25

                            (60) İbn Hacer, el-Feth:XII,215

                            (61) el-Cessâs (III,95) rivâyet ediyor. ayr. bk. er-Râzî,X,49

                            (62) İbn Sa’d,VII,369; ez-Zehebî,III,73-75; es-Süyûtî, el-İs’âf:29

                            (63) ez-Zehebî,III,48; İbn Hacer, et-Taqrîb:II,15

                            (64) Tirmizî, el-Ilel:753

                            (65) ez-Zehebî,I,462

                            Yorum


                              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                              Dördüncüsü, İbn Cüreyc müt’a nikâhına cevaz vermek ve bunu yapmakla ünlenmiş Mekke’nin ünlü fakih ve muhaddislerinden. Böyle bir rivâyetin senedinde onun gibi birisinin adının geçmesi çok tuhaf doğrusu!


                              Kısacası, el-Cessâs gibi birisi, böyle bir uydurmaya yer verip ona dayandığı için, cidden ayıp etmiştir!


                              c) İbn Abbâs’ın bu meşhur fetvasından döndüğünü ifade eden daha başka rivâyetler de var. Ama hiç birisinin doğru düzgün senedi bile yok!(66) Dolayısıyla bunlara dayanıp güvenmek de imkansız!


                              Bütün bunlardan, İbn Abbâs’ın meşhur fetvasından döndüğü iddialarının tamamen asılsız olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle İbn Abdilberr, “Abdullâh b. Abbâs, müt’a nikâhının cevazına ve helalliğine kâil olmuştur; bu hususta kendisinden gelen rivâyetlerde hiçbir ihtilaf yok.”(67) diyor. İbn Battâl’ın ifadesi ise aynen şöyle: “Mekke ve Yemen uleması, İbn Abbâs’tan müt’anın helal olduğunu rivâyet ediyorlar. Bundan döndüğü ise zayıf senetlerle rivâyet olunuyor. Oysa onun müt’aya cevaz verdiğini ifade eden rivâyetler daha sahihtir.”(68)


                              3. Abdullâh b. Mes’ûd : Müt’a ayetini okuyuşu ve Mâide sûresinin 87. ayetiyle alâkalı rivâyeti, onun da bu nikâha cevaz verdiğini açıkça ifade ediyor.(69)


                              4. Câbir b. Abdillâh el-Ensârî : Hz. Câbir’in buna cevaz verdiği ve hatta bunu yapmış olduğu konusunda yukarıda yeterince rivâyet geçti. Bunlar onun da bu nikâha cevaz verdiğini ortaya koyuyor.(70)


                              5. Ebû Saîd el-Hudrî : Hadisi yukarıda geçti.(71)

                              6. Seleme b. Ekva’ : Hadisi yukarıda geçti.

                              7. Imrân b. Husayn : Hadisi yukarıda geçti.(72)

                              8. Sa’d b. Ebî Vaqqâs : Hadisi yukarıda geçti.

                              9. Semîr : Hadisi daha önce geçti.


                              10. Übey b. Ka’b : Müt’a ayetini nasıl okuduğuna yukarıda yer vermiştik.(73)


                              11. Muâviye b. Ebî Süfyân : Muâviye de müt’aya cevaz veren ve üstelik yapanlardan!(74)


                              12. Amr b. Hureys : Müt’a nikâhına cevaz verip uyguladığı herkesçe malum.(75)

                              Yorum


                                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                                (66) Bu sahte rivâyetler için bk. el-Cessâs,II,185,III,95; es-Serahsi,V,152; er-Râzî,X,49; İbn Hümam,III,249; eş-Şevkânî,VII,227

                                (67) bk. el-Aynî,XIV,254; Davudoğlu,VII,226

                                (68) İbn Hacer, el-Feth: XII,217; eş-Şevkânî,VII,228

                                (69) bk. İbn’ül-Qayyim,II,184,IV,6; en-Nevevi,IX,182; el-Aynî,XV,131, XVI,261; İbn Hacer, el-Feth:XII,217; el-İsâbe:II,63; el-Qastalânî, VII, 86,VIII,10; İbn Ebil-Hadîd,XII,254; eş-Şevkânî,VII,228

                                (70) bk. İbn Ebil-Hadîd,XII,254; İbn Qudâme,VII,571;el-Aynî,XIV,254; İbn Hacer, el- İsâbe:II,63, el-Feth: XII,217; eş-Şevkânî,VII, 228

                                (71) ayr. bk. İbn Ebil-Hadîd,XII,254; İbn Qudâme,VII,571; el-Aynî,XIV, 254; İbn Hacer, el-Feth: XII,217; eş-Şevkânî,VII,228

                                (72) ayr. bk. er-Râzî,X,49,52; el-Qurtubî,V,130; el-Emînî,VI,VI,208

                                (73) ayr. bk. et-Taberî,V,9; eş-Şevkânî,VII,231; el-Emînî,VI,229

                                (74) Abdürrazzaq b. Hemmâm (el-Musannef:VII,496,497) gayet sahih bir isnadla rivâyetine göre; Muâviye Tâifli bir kadınla müt’a yapmış! ayr. bk. İbn Hazm, el-Muhallâ:IX,519; İbn Hacer, el-Feth: XII,217; el-Ğımârî, el-İbtihâc:205; Vehbe Zuhaylî,IX,54

                                (75) Abdürrazzâq’ın (el-Musannef:VII,500) gayet sahih bir isnadla rivâyetine göre; Amr Kûfe’ye geldiğinde bir kadınla müt’a yapmış; o da bundan hamile kalmış. (bk. İbn Hacer, el-Feth: XII,215; el-Emînî, VI,206~207,221) Yukarıda geçen Hz. Câbir’in hadisine göre; Ömer b. Hattâb bu olaydan haberdar olması üzerine müt’ayı yasaklamış! (ayr. bk. İbn Hacer, el-Feth:XII,217; eş-Şevkânî,VII,228)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X