Ynt: ABDESTTE AYAKLARIN YIKANMASI MI MESHEDİLMESİ Mİ?
Ayağı yıkamakla ilgili hadisler iki kısımdır. Onlardan bazıları Abdullah bin Amr bin As’ın hadisi gibi kesinkes yıkamaya delalet etmemekteler. Müslim ve Buhari’de Abdullah’tan tahriç edilen hadiste Abdullah şöyle diyor:
“Hz. Resulullah’la birlikte yolculuktaydık, Resulullah (s.a.a) bizden geriye kaldı, (biraz bekledikten) sonra gelip bize ulaştı. İkindi namazı vakti de gelip çatmıştı. Abdest alırken ayaklarımızı meshediyorduk. Resulullah (s.a.a), “Ateşten dolayı vay topukların haline!”diye seslendiler.
(Bu hadis, Amr, Aişe ve Ebu Hureyre’nin hadisinde geçmiş, Buharî ve Müslim’in şartına göre de sahihtir. )
Bu hadis sahih olduğu takdirde meshi gerektirir, yıkamayı değil. Çünkü Resul-i Ekrem, onları bu amelden nehy etmemiştir, hatta onların bu amelini teyit bile etmiştir. Sa-dece topuklarının kir ve necasetine karşı çıkmıştır. Buna şaşmaya gerek yoktur. Çünkü onların arasında bir grup yalın ayaklı cahil bedevi Araplar vardı, bunlar idrar ettikle-rinde, özellikle yolculukta idrarın ayaklara sıçramasından kaçınmıyorlardı. Bundan dolayı, necis ve kirli ayaklarla namaz kılmamaları için Resulullah (s.a.a) onları ateşle tehdit etmiştir.
Hz. Resulullah’la yolculuk yapan ashabın hepsi, meshin farz olduğunu bilmeyerek ayaklarını meshetmeleri aklen muhaldır. Bu hadis ayakların meshedilmesinin farz olduğuna delil olarak yeterlidir. Eğer ayakları meshetmek farz olmasaydı o zaman neden bütün ashap ayaklarını yıkamayıp da meshettiler.
Ayağı yıkamakla ilgili hadisler iki kısımdır. Onlardan bazıları Abdullah bin Amr bin As’ın hadisi gibi kesinkes yıkamaya delalet etmemekteler. Müslim ve Buhari’de Abdullah’tan tahriç edilen hadiste Abdullah şöyle diyor:
“Hz. Resulullah’la birlikte yolculuktaydık, Resulullah (s.a.a) bizden geriye kaldı, (biraz bekledikten) sonra gelip bize ulaştı. İkindi namazı vakti de gelip çatmıştı. Abdest alırken ayaklarımızı meshediyorduk. Resulullah (s.a.a), “Ateşten dolayı vay topukların haline!”diye seslendiler.
(Bu hadis, Amr, Aişe ve Ebu Hureyre’nin hadisinde geçmiş, Buharî ve Müslim’in şartına göre de sahihtir. )
Bu hadis sahih olduğu takdirde meshi gerektirir, yıkamayı değil. Çünkü Resul-i Ekrem, onları bu amelden nehy etmemiştir, hatta onların bu amelini teyit bile etmiştir. Sa-dece topuklarının kir ve necasetine karşı çıkmıştır. Buna şaşmaya gerek yoktur. Çünkü onların arasında bir grup yalın ayaklı cahil bedevi Araplar vardı, bunlar idrar ettikle-rinde, özellikle yolculukta idrarın ayaklara sıçramasından kaçınmıyorlardı. Bundan dolayı, necis ve kirli ayaklarla namaz kılmamaları için Resulullah (s.a.a) onları ateşle tehdit etmiştir.
Hz. Resulullah’la yolculuk yapan ashabın hepsi, meshin farz olduğunu bilmeyerek ayaklarını meshetmeleri aklen muhaldır. Bu hadis ayakların meshedilmesinin farz olduğuna delil olarak yeterlidir. Eğer ayakları meshetmek farz olmasaydı o zaman neden bütün ashap ayaklarını yıkamayıp da meshettiler.
Yorum