91-(1171) ...Muhammed b. Fudayl şöyle rivayet etmiştir:
Ebu'l-Hasan el-Madi (Musa b. Cafer aleyhisselâm)’dan "Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar." (Saf, 8 ) âyetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: «Ağızlarıyla Emir'ül-müminin'in velayetini söndürmek istiyorlar.»
Dedim ki: "Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saf, 8 ) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, imameti tamamlayacaktır.» Çünkü bir âyette şöyle buyurmuştur: "Onlar ki Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura iman ederler." (Teğâbün, 8 ) buradaki "nur"dan maksat, imamdır.»
Dedim ki: "Peygamberini hidâyet ve hak ile gönderen O'dur." (Saf, 9 ) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, Peygamberine vasisinin velayetini emretmiştir. Velayet hak dindir.»
Dedim ki: "Bütün dinlere üstün kılsın diye" (Saf, 9 ) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Kâim İmam'ın kıyamı sırasında bütün dinlere üstün kılacaktır.»
Buyurdu ki: "Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saf, 8 ) buyurmuştur. «Bu kâim İmam'ın velayetidir.» "Kâfirler istemese de." (Saf, 8 ) «Ali'nin velayetini inkâr edenler istemese de.»
Dedim ki: Âyet bu şekilde mi nazil olmuştur?
Buyurdu ki: «Evet, ama mushaftaki lâfız esastır, başkası te'vildir.»
Dedim ki: "Bunun sebebi, önce iman edip sonra inkâr etmeleridir." (Münafikûn, 3) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah Tebareke ve Teâlâ, peygamberin vasisinin velayeti hususunda ona tâbi olmayanları münafıklar olarak isimlendirmiş ve peygamberin vasiyetini ve tayin ettiği imamı inkâr edenlerin Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’yi inkâr edenler gibi değerlendirmiştir ve bu hususta Kur'ân'dan bir bölüm indirerek şöyle buyurmuştur: "Münafıklar[269] sana geldiklerinde -vasinin velayeti kakkında-: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki; sen elbette O'nun peygamberisin. Allah, münafıkların -Ali'nin velayeti hakkında kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir." (Münafıkûn, 1) "Yeminlerini kendileri için engel yaparak insanları Allah'ın yolundan alıkoydular. -Yoldan maksat, vasidir-
"Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür!" (Münafıkûn, 2) Bunun sebebi, onların önce senin peygamberliğine iman edip sonra senin vasinin velayetini inkâr etmeleridir. "Bu yüzden kalpleri Allah tarafından— mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. " (Münafıkûn, 3)»
Dedim ki: "Hiç anlamazlar." ne demektir?
Buyurdu ki: «Allah şunu söylüyor: Onlar senin peygamberliğini anlayamazlar.
"Onlara gelin, Allah'ın peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman " Onlara Ali'nin velayetine dönün ki, peygamber işlediğiniz günahlardan dolayı sizin için bağışlanma dilesin denildiği zaman "Başlarını çevirirler." (Münafıkûn, 5)
Allah diyor ki: "Büyüklük taslayarak -Ali'nin velayetinden- uzaklaştıklarını görürsün." Ardından Allah, onları tanıtmak amacıyla şöyle buyuruyor: "Onlara mağfiret dilesen de dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez..." (Münafikûn, 6)
Buyuruyor ki: Senin vasine haksızlık edenleri doğru yola iletmez.»
Dedim ki: "Şimdi, yüzüstü kapanarak yürüyen mi varılacak yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?" (Mülk, 22) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, Ali'nin velayetinden yan çizeni yüzüstü sürünerek amacına ulaşamayan bir kimseye benzetiyor. Ona tabi olanı ise dosdoğru yol üzerinde yürüyene benzetiyor. Dosdoğru yoldan maksat, Emir'ül-Mü'minin'dir.»[270]
Dedim ki: "Hiç şüphesiz! O, çok şerefli bir elçinin sözüdür." (Hakka, 40) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Yani, Cebrail'in Allah katından Ali'nin velâyetiyle ilgili olarak bir sözdür.»
Dedim ki: "Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz." (Hakka, 41) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Müşrikler dediler ki: Muhammed, Rabbine karşı yalan söylüyor. Allah, Ali ile ilgili olarak ona böyle bir emir vermemiştir. Bunun üzerine Allah, Kur-'ân'dan bir bölüm indirerek şöyle buyurdu:
"Hiç şüphesiz -Ali'nin velayeti- Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Eğer -Muhammed bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık." (Hakka, 43-44-45)
Allah, ardından şöyle bir açıklama sunuyor: "Doğrusu -Ali'nin velayeti- takva sahipleri için -Âlemler için bir öğüttür. İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz... Muhakkak Ali kâfirler için bir iç yarasıdır. Ve -onun velayeti- gerçekten kat'i bilginin ta kendisidir. O halde -Ey Muhammedi- ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et."(Hakka, 48-52)
Diyor ki: Sana bu lütfü bahşeden ulu Rabbine şükret.»
Dedim ki: "Biz hidâyeti işittiğimiz zaman derhal ona iman ettik." (Cin, 13) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Hidâyetten maksat, velayettir. Mevlâmıza iman ettik. Kim mevlasının velayetine iman ederse "Noksanlıktan ve haksızlıktan korkmaz." (Cin, 13)»
Dedim ki: Bu söylediğin lâfzen indirilmiş vahiy midir?
-«Hayır.» dedi. «Ama te'vildir.»[271]
Dedim ki: "Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda verme gücüne sahibim. " (Cin, 21) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Resûlullah, insanları Ali (aleyhisselâm)’ın velayetini kabul etmeye davet etti. Kureyşliler onun yanında toplandılar ve dediler ki: "Ey Muhammedi Bizi bundan muaf tut."
Resûlullah buyurdu ki: «Bu Allah'ın yetkisindedir, benim yetkimin dâhilinde değildir.» Bunun üzerine Kureyşliler onu suçladılar ve onun yanından çıktılar.
Bundan dolayı da Allah, şu âyeti indirdi: "Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda verme gücüne sahibim. De ki: Doğrusu ben, gerçekten -eğer Allah'a karşı gelirsem- Allah'a karşı beni kimse himaye edemez, O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam. Benim yaptığım, ancak Allah katından olanı, onun Ali hakkında- gönderdiklerini tebliğdir.” (Cin, 21-22-23)»
Dedim ki: Âyet bu şekilde mi indi?
-«Evet.» dedi. Sonra Allah, bu anlamı pekiştirmek için şöyle buyurdu: "Artık kim Ali'nin velayeti hakkında- Allah ve Resûlü'ne karşı gelirse, bilsin ki ona, içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır." (Cin, 23)»
Dedim ki: "Sonunda tehdit edilip durduklarını gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir." (Cin, 24) âyetinin anlamı nedir?
-«Burada, Mehdî (aleyhisselâm) ve yardımcıları kastediliyor.» dedi.
Dedim ki: "Onların dediklerine karşı sabret." (Müzzemmil,10) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Allah diyor ki: "Senin hakkındaki sözlerine karşı sabret." (Müzzemmil, 10) "Ve onlardan güzellikle ayrıl. Nimetler içinde yüzen o -senin vasini yalanlayanları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver." (Müzzemmil, 10-11)»
Dedim ki: Yoksa âyet bu şekilde mi indi?
«Evet.»[272] dedi.
Dedim ki: "Bu, kitap verilenlerin kesin inanca ulaşmaları içindir." (Müddessir, 31) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Demek isteniyor ki bu, onların Allah'ın Resulünün ve vasinin hak olduğuna kesin iman getirmeleri içindir.»
Dedim ki: "iman edenlerin imanını arttırsın." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Vasinin velâyetiyle imanlarının artacağı kastediliyor.»
Dedim ki: "Hem kendilerine kitap verilenler hem mü'minler şüpheye düşmesinler." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Ali'nin velayeti sayesinde şüpheye düşmemeleri kastediliyor.»
Dedim ki: Bu şüphe nedir?
Buyurdu ki: «Bununla ehli Kitap ve Allah'ın zikrettiği mü'minler kastediliyor.» Allah buyuruyor ki: Onlar velayetten şüphe duymazlar.»
- "Bu, insanlar için ancak bir öğüttür." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Evet » dedi. «Ali (aleyhisselâm)’ın velayeti bir öğüttür »
Dedim ki: "O, iki büyük hadiseden biridir." (Müddessir, 35) ifadesiyle ne kast ediliyor?
Buyurdu ki: «Bununla velayet kastediliyor.»
Dedim ki: "Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyenler için..." (Müddessir, 37) ifadesiyle ne kastediliyor?
Dedi ki: «Bizim velayetimize kavuşup öne geçerek cehennemden geri kalan ve bizim velayetimizden geri kalıp cehenneme doğru ilerleyen kimseler kastediliyor»
Dedim ki: "Sağ ehli müstesna." (Müddessir, 39) ifadesiyle kimler kastediliyor?
-«Bununla, Allah'a yemin ederim ki bizim Şiâmız kastediliyor.»
Dedim ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." (Müddessir, 43) ifadesinin anlamı nedir?
Dedi ki: «Biz Muhammed'in vasisini ve ondan sonraki vasileri velî edinmedik, onlara salat okumadık, demektir.»
Dedim ki: "Onlara ne oluyor ki bu uyarıdan yüz çeviriyorlar?" (Müddessir, 49) âyetiyle kimler kastediliyor?
Buyurdu ki: «Ali'nin velayetinden yüz çevirenler kastediliyor.»
Dedim ki: "Hayır, o bir uyarıdır." (Müddessir, 54) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Velayet kastediliyor.»
Dedim ki: "Onlar verdikleri sözleri yerine getirirler." (İnsan, 7) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Misak zamanı bizim velayetimizle ilgili olarak Allah'a verdikleri söz kastediliyor?»
Dedim ki: "Biz bu Kur'ân-ı sana indirdik." (İnsan, 23) ifadesinin anlamı nedir?
-«Yani, Ali'nin velâyetiyle indirdik.»
Dedim ki: Bu söylediğiniz vahiy midir?
-«Evet.» dedi, «te'vildir.»
Dedim ki: "Bu bir hatırlatmadır." (İnsan, 29) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Velayet kastediliyor.» dedi.
Dedim ki: "Allah kimi dilerse rahmetine koyar." (İnsan, 30) ne demektir?
Dedi ki: «Bizim velayetimize koyar demektir.»
Dedi ki: «"Allah zalimler için acıklı bir azab hazırlamıştır." (İnsan, 31) Allah'ın şöyle dediğini duymadın mı: "Bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmettiler." (Bakara, 57) «Allah, zulmetmekten beridir. Kendini zulme nisbet etmekten münezzehtir. Fakat Allah bizi kendisiyle irtibatlandırarak, bize yapılan zulmü kendisine yapılmış gibi bize yöneltilen dostluğu kendisine yöneltilmiş gibi değerlendirdi. Sonra buna ilişkin Kur'ân âyetini peygamberine indirerek, buyurdu ki: "Bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmettiler." (Bakara, 57)»
Dedim ki: Bu vahiy midir?
-«Evet.» dedi.
Dedim ki: "O gün yalan söyleyenlerin vay haline!" (Mürselat, 24) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Allah şöyle diyor: Sana Ali b. Ebu Talib'in velâyetiyle ilgili olarak indirdiğim. "Vahyi yalanlayanların vay haline! -Ey Muhammed Biz öncekileri helak etmedik mi? Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız." (Mürselat, 16-17) Öncekilerden maksat, vasilere itaat hususundan resulleri yalanlayanlardır.
"İşte biz suçlulara böyle yaparız.'" (Mürselat, 18) Muhammed'in Ehl-i Beyt'ine karşı suç işleyenlere, onlara yapacaklarını yapanlara böyle yaparız.»
Dedim ki "Şüphesiz muttakiler." (Mürselat, 41) ifadesiyle kimler kastediliyor?
-«Allah'a yemin ederim ki: Biz ve bizim Şiâmız kastediliyor. Bizden başka kimse, İbrahim'in milleti (dini) üzere değildir. Diğer insanlar ondan uzaktırlar.»
Dedim ki: "Ruh ve melekler saf saf durdukları gün... konuşmazlar." (Nebe, 38) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah'a yemin ederim ki kıyamet günü kendilerine izin verilenler ve konuştuklarında doğruyu söyleyenler biziz.»
Dedim ki: Konuştuğunuzda ne söylersiniz?
Buyurdu ki: «Rabbimizi ulularız, Resûlullah'a salât okuruz, Şiîlerimize şefaat ederiz. Rabbimiz bizi geri çevirmez.»
Dedim ki: "Hayır, günahkârların yazısı Siccin'dedir." (Mutaffıfın, 7) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Burada kastedilenler, imamlar hakkında suç işleyenler ve onlara saldıranlardır.»
Dedim ki: "Sonra onlara: İşte yalanlamış olduğunuz budur, denilir." (Mutaffıfın, 17) ifadesinde ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Talih aleyhisselâm) kastediliyor.»
Dedim ki: Bu anlam vahiy midir?
- «Evet.» dedi.
USULU KAFİ
TEVİL demek yorum demektir.
Ebu'l-Hasan el-Madi (Musa b. Cafer aleyhisselâm)’dan "Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar." (Saf, 8 ) âyetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: «Ağızlarıyla Emir'ül-müminin'in velayetini söndürmek istiyorlar.»
Dedim ki: "Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saf, 8 ) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, imameti tamamlayacaktır.» Çünkü bir âyette şöyle buyurmuştur: "Onlar ki Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura iman ederler." (Teğâbün, 8 ) buradaki "nur"dan maksat, imamdır.»
Dedim ki: "Peygamberini hidâyet ve hak ile gönderen O'dur." (Saf, 9 ) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, Peygamberine vasisinin velayetini emretmiştir. Velayet hak dindir.»
Dedim ki: "Bütün dinlere üstün kılsın diye" (Saf, 9 ) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Kâim İmam'ın kıyamı sırasında bütün dinlere üstün kılacaktır.»
Buyurdu ki: "Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saf, 8 ) buyurmuştur. «Bu kâim İmam'ın velayetidir.» "Kâfirler istemese de." (Saf, 8 ) «Ali'nin velayetini inkâr edenler istemese de.»
Dedim ki: Âyet bu şekilde mi nazil olmuştur?
Buyurdu ki: «Evet, ama mushaftaki lâfız esastır, başkası te'vildir.»
Dedim ki: "Bunun sebebi, önce iman edip sonra inkâr etmeleridir." (Münafikûn, 3) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah Tebareke ve Teâlâ, peygamberin vasisinin velayeti hususunda ona tâbi olmayanları münafıklar olarak isimlendirmiş ve peygamberin vasiyetini ve tayin ettiği imamı inkâr edenlerin Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’yi inkâr edenler gibi değerlendirmiştir ve bu hususta Kur'ân'dan bir bölüm indirerek şöyle buyurmuştur: "Münafıklar[269] sana geldiklerinde -vasinin velayeti kakkında-: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki; sen elbette O'nun peygamberisin. Allah, münafıkların -Ali'nin velayeti hakkında kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir." (Münafıkûn, 1) "Yeminlerini kendileri için engel yaparak insanları Allah'ın yolundan alıkoydular. -Yoldan maksat, vasidir-
"Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür!" (Münafıkûn, 2) Bunun sebebi, onların önce senin peygamberliğine iman edip sonra senin vasinin velayetini inkâr etmeleridir. "Bu yüzden kalpleri Allah tarafından— mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. " (Münafıkûn, 3)»
Dedim ki: "Hiç anlamazlar." ne demektir?
Buyurdu ki: «Allah şunu söylüyor: Onlar senin peygamberliğini anlayamazlar.
"Onlara gelin, Allah'ın peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman " Onlara Ali'nin velayetine dönün ki, peygamber işlediğiniz günahlardan dolayı sizin için bağışlanma dilesin denildiği zaman "Başlarını çevirirler." (Münafıkûn, 5)
Allah diyor ki: "Büyüklük taslayarak -Ali'nin velayetinden- uzaklaştıklarını görürsün." Ardından Allah, onları tanıtmak amacıyla şöyle buyuruyor: "Onlara mağfiret dilesen de dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez..." (Münafikûn, 6)
Buyuruyor ki: Senin vasine haksızlık edenleri doğru yola iletmez.»
Dedim ki: "Şimdi, yüzüstü kapanarak yürüyen mi varılacak yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?" (Mülk, 22) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, Ali'nin velayetinden yan çizeni yüzüstü sürünerek amacına ulaşamayan bir kimseye benzetiyor. Ona tabi olanı ise dosdoğru yol üzerinde yürüyene benzetiyor. Dosdoğru yoldan maksat, Emir'ül-Mü'minin'dir.»[270]
Dedim ki: "Hiç şüphesiz! O, çok şerefli bir elçinin sözüdür." (Hakka, 40) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Yani, Cebrail'in Allah katından Ali'nin velâyetiyle ilgili olarak bir sözdür.»
Dedim ki: "Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz." (Hakka, 41) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Müşrikler dediler ki: Muhammed, Rabbine karşı yalan söylüyor. Allah, Ali ile ilgili olarak ona böyle bir emir vermemiştir. Bunun üzerine Allah, Kur-'ân'dan bir bölüm indirerek şöyle buyurdu:
"Hiç şüphesiz -Ali'nin velayeti- Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Eğer -Muhammed bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık." (Hakka, 43-44-45)
Allah, ardından şöyle bir açıklama sunuyor: "Doğrusu -Ali'nin velayeti- takva sahipleri için -Âlemler için bir öğüttür. İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz... Muhakkak Ali kâfirler için bir iç yarasıdır. Ve -onun velayeti- gerçekten kat'i bilginin ta kendisidir. O halde -Ey Muhammedi- ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et."(Hakka, 48-52)
Diyor ki: Sana bu lütfü bahşeden ulu Rabbine şükret.»
Dedim ki: "Biz hidâyeti işittiğimiz zaman derhal ona iman ettik." (Cin, 13) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Hidâyetten maksat, velayettir. Mevlâmıza iman ettik. Kim mevlasının velayetine iman ederse "Noksanlıktan ve haksızlıktan korkmaz." (Cin, 13)»
Dedim ki: Bu söylediğin lâfzen indirilmiş vahiy midir?
-«Hayır.» dedi. «Ama te'vildir.»[271]
Dedim ki: "Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda verme gücüne sahibim. " (Cin, 21) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Resûlullah, insanları Ali (aleyhisselâm)’ın velayetini kabul etmeye davet etti. Kureyşliler onun yanında toplandılar ve dediler ki: "Ey Muhammedi Bizi bundan muaf tut."
Resûlullah buyurdu ki: «Bu Allah'ın yetkisindedir, benim yetkimin dâhilinde değildir.» Bunun üzerine Kureyşliler onu suçladılar ve onun yanından çıktılar.
Bundan dolayı da Allah, şu âyeti indirdi: "Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda verme gücüne sahibim. De ki: Doğrusu ben, gerçekten -eğer Allah'a karşı gelirsem- Allah'a karşı beni kimse himaye edemez, O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam. Benim yaptığım, ancak Allah katından olanı, onun Ali hakkında- gönderdiklerini tebliğdir.” (Cin, 21-22-23)»
Dedim ki: Âyet bu şekilde mi indi?
-«Evet.» dedi. Sonra Allah, bu anlamı pekiştirmek için şöyle buyurdu: "Artık kim Ali'nin velayeti hakkında- Allah ve Resûlü'ne karşı gelirse, bilsin ki ona, içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır." (Cin, 23)»
Dedim ki: "Sonunda tehdit edilip durduklarını gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir." (Cin, 24) âyetinin anlamı nedir?
-«Burada, Mehdî (aleyhisselâm) ve yardımcıları kastediliyor.» dedi.
Dedim ki: "Onların dediklerine karşı sabret." (Müzzemmil,10) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Allah diyor ki: "Senin hakkındaki sözlerine karşı sabret." (Müzzemmil, 10) "Ve onlardan güzellikle ayrıl. Nimetler içinde yüzen o -senin vasini yalanlayanları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver." (Müzzemmil, 10-11)»
Dedim ki: Yoksa âyet bu şekilde mi indi?
«Evet.»[272] dedi.
Dedim ki: "Bu, kitap verilenlerin kesin inanca ulaşmaları içindir." (Müddessir, 31) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Demek isteniyor ki bu, onların Allah'ın Resulünün ve vasinin hak olduğuna kesin iman getirmeleri içindir.»
Dedim ki: "iman edenlerin imanını arttırsın." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Vasinin velâyetiyle imanlarının artacağı kastediliyor.»
Dedim ki: "Hem kendilerine kitap verilenler hem mü'minler şüpheye düşmesinler." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Ali'nin velayeti sayesinde şüpheye düşmemeleri kastediliyor.»
Dedim ki: Bu şüphe nedir?
Buyurdu ki: «Bununla ehli Kitap ve Allah'ın zikrettiği mü'minler kastediliyor.» Allah buyuruyor ki: Onlar velayetten şüphe duymazlar.»
- "Bu, insanlar için ancak bir öğüttür." (Müddessir, 31) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Evet » dedi. «Ali (aleyhisselâm)’ın velayeti bir öğüttür »
Dedim ki: "O, iki büyük hadiseden biridir." (Müddessir, 35) ifadesiyle ne kast ediliyor?
Buyurdu ki: «Bununla velayet kastediliyor.»
Dedim ki: "Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyenler için..." (Müddessir, 37) ifadesiyle ne kastediliyor?
Dedi ki: «Bizim velayetimize kavuşup öne geçerek cehennemden geri kalan ve bizim velayetimizden geri kalıp cehenneme doğru ilerleyen kimseler kastediliyor»
Dedim ki: "Sağ ehli müstesna." (Müddessir, 39) ifadesiyle kimler kastediliyor?
-«Bununla, Allah'a yemin ederim ki bizim Şiâmız kastediliyor.»
Dedim ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." (Müddessir, 43) ifadesinin anlamı nedir?
Dedi ki: «Biz Muhammed'in vasisini ve ondan sonraki vasileri velî edinmedik, onlara salat okumadık, demektir.»
Dedim ki: "Onlara ne oluyor ki bu uyarıdan yüz çeviriyorlar?" (Müddessir, 49) âyetiyle kimler kastediliyor?
Buyurdu ki: «Ali'nin velayetinden yüz çevirenler kastediliyor.»
Dedim ki: "Hayır, o bir uyarıdır." (Müddessir, 54) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Velayet kastediliyor.»
Dedim ki: "Onlar verdikleri sözleri yerine getirirler." (İnsan, 7) ifadesiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Misak zamanı bizim velayetimizle ilgili olarak Allah'a verdikleri söz kastediliyor?»
Dedim ki: "Biz bu Kur'ân-ı sana indirdik." (İnsan, 23) ifadesinin anlamı nedir?
-«Yani, Ali'nin velâyetiyle indirdik.»
Dedim ki: Bu söylediğiniz vahiy midir?
-«Evet.» dedi, «te'vildir.»
Dedim ki: "Bu bir hatırlatmadır." (İnsan, 29) ifadesiyle ne kastediliyor?
-«Velayet kastediliyor.» dedi.
Dedim ki: "Allah kimi dilerse rahmetine koyar." (İnsan, 30) ne demektir?
Dedi ki: «Bizim velayetimize koyar demektir.»
Dedi ki: «"Allah zalimler için acıklı bir azab hazırlamıştır." (İnsan, 31) Allah'ın şöyle dediğini duymadın mı: "Bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmettiler." (Bakara, 57) «Allah, zulmetmekten beridir. Kendini zulme nisbet etmekten münezzehtir. Fakat Allah bizi kendisiyle irtibatlandırarak, bize yapılan zulmü kendisine yapılmış gibi bize yöneltilen dostluğu kendisine yöneltilmiş gibi değerlendirdi. Sonra buna ilişkin Kur'ân âyetini peygamberine indirerek, buyurdu ki: "Bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmettiler." (Bakara, 57)»
Dedim ki: Bu vahiy midir?
-«Evet.» dedi.
Dedim ki: "O gün yalan söyleyenlerin vay haline!" (Mürselat, 24) âyetiyle ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Allah şöyle diyor: Sana Ali b. Ebu Talib'in velâyetiyle ilgili olarak indirdiğim. "Vahyi yalanlayanların vay haline! -Ey Muhammed Biz öncekileri helak etmedik mi? Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız." (Mürselat, 16-17) Öncekilerden maksat, vasilere itaat hususundan resulleri yalanlayanlardır.
"İşte biz suçlulara böyle yaparız.'" (Mürselat, 18) Muhammed'in Ehl-i Beyt'ine karşı suç işleyenlere, onlara yapacaklarını yapanlara böyle yaparız.»
Dedim ki "Şüphesiz muttakiler." (Mürselat, 41) ifadesiyle kimler kastediliyor?
-«Allah'a yemin ederim ki: Biz ve bizim Şiâmız kastediliyor. Bizden başka kimse, İbrahim'in milleti (dini) üzere değildir. Diğer insanlar ondan uzaktırlar.»
Dedim ki: "Ruh ve melekler saf saf durdukları gün... konuşmazlar." (Nebe, 38) âyetinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah'a yemin ederim ki kıyamet günü kendilerine izin verilenler ve konuştuklarında doğruyu söyleyenler biziz.»
Dedim ki: Konuştuğunuzda ne söylersiniz?
Buyurdu ki: «Rabbimizi ulularız, Resûlullah'a salât okuruz, Şiîlerimize şefaat ederiz. Rabbimiz bizi geri çevirmez.»
Dedim ki: "Hayır, günahkârların yazısı Siccin'dedir." (Mutaffıfın, 7) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Burada kastedilenler, imamlar hakkında suç işleyenler ve onlara saldıranlardır.»
Dedim ki: "Sonra onlara: İşte yalanlamış olduğunuz budur, denilir." (Mutaffıfın, 17) ifadesinde ne kastediliyor?
Buyurdu ki: «Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Talih aleyhisselâm) kastediliyor.»
Dedim ki: Bu anlam vahiy midir?
- «Evet.» dedi.
USULU KAFİ
TEVİL demek yorum demektir.
Yorum