Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

    KURAN AYETLERİNİN İHTİVA ETTİKLERİ ANLAMLARIN SAPTIRILMASI

    Usul-i Kâfi’de dikkati çeken en önemli hususlardan bir tanesi Kur’an mesajını saptırmak için ayetler konusunda girişilen kavram kargaşasıdır.Yüzlerce ayet asıl bağlamından koparılarak hep imamete kapı açılmış, asıl ihtiva ettikleri anlam tahrif edilerek araya dereye hem imamet sıkıştırılmıştır.Kuranı kerimde açık şekilde imametle ilgili bir tek ayet bile yokken, bu yöntemle tüm ayetlerin imamet hakkında indiği bile iddia edilebilir.

    “... Davud el-Cesas anlattı: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: “Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.” (Nahl,16) Bu âyette geçen yaldızlardan maksat, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi)’dir. Alâmetlerden maksat da imamlardır (aleyhisselâm). (Usul-u Kâfi sh 287 H 526.)

    Konuyla ilgili olarak Kur’an’dan mealen :

    - O, denizi de (hizmetinize) verdi ki ondan taptaze et yiyesiniz ve ondan kuşanacağınız süsler çıkarasınız. Görüyorsun ki gemiler, denizi yara yara akıp gitmektedir. Allah'ın lütfünü aramanız ve O'na şükretmeniz için. 16/14

    - Sizi sarsar diye arza ağır baskılar attı, ırmaklar ve yollar yaptı ki doğru yolu bulasınız (amaçlarınıza eresiniz). 16/15

    - (Yol bulmak için yararlanılacak) işaretler de (yarattı). Onlar yıldız(lar)la da yol bulurlar. 16/16


    “Yunus b. Yakup, Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’dan “Bütün âyetlerimizi yalanladılar...” (Kamer 42) âyetiyle ilgili olarak şöyle rivâyet etmiştir: <<Burada demek isteniyor ki, onlar bütün vasileri yalanladılar.>> (Usul-u Kâfi sh 288 H 529.)

    Kur’an’dan mealen:

    - Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 54/40

    - Fir'avn'ın kavmine de uyarılar gelmiştir. 54/41

    - Bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları, galib ve güçlü(padişah)ın yakalaması gibi yakaladık. 54/42


    “... Alâi b. Seyabe şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm) “Şüphesiz ki bu Kur’ân, en doğru yola iletir.” (İsrâ, 9) âyetiyle ilgili olarak şöyle buyurdu: <<Kur’ân, imama yöneltir.>> (Usul-u Kâfi sh 301 H 565.)

    Kur’an’dan mealen:

    - Şüphe yok ki bu Kur'an, en doğru olan yola iletir ve salih amellerde bulunan müminlere müjde verir ki, onlar için muhakkak bir büyük mükâfat vardır. 17/9

    İddialarının Kur’an’da emredilen hususlarla bir ilgisinin olmadığı açıktır. Bu tür iddialar Usul-u Kâfi’de pek çoktur, bunların hepsini sıralayıp cevaplandırmak ayrı bir kitap yazmayı gerektirir, aynı türden keyfi iddialar içerdiklerinden buna lüzum yoktur, bu konuda tahdis etmiş oldukları birkaç iddia bir arada içeren bir rivayetlerini yazacak olursam sanırım konu hakkında yeterli bilgi vermiş olacağım, şöyle ki:

    “... Ebu Basir şöyle rivayet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm): “Kim benim zikrimden yüz çevirirse onun için sıkıntılı bir hayat vardır.” (Tâ-ha, 124) ifadesiyle ilgili olarak şöyle buyurdu: <<Yani Emir’ul-mü’minin (aleyhisselâm)’ın velâyetinden yüz çevirenler için.>>
    Dedim ki: “Ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşr ederiz.” (Tâ-ha, 124) ifadesiyle ne kastediliyor? Buyurdu ki: <<Yani, dünyada Emir’ul-mü’minin (aleyhisselâm) velâyetine karşı kalbi kör olanlar, kıyamet günü gözleri kör olarak hasredilecektir. Bu şekilde kör olanlar kıyamet günü hayretler içinde derler ki: “Beni niçin kör olarak haşr ettin? Oysa ben hakikaten görür idim.” (Tâ-ha, 125) Buyurur ki: “İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi ama sen onları unuttun.” (Tâ-ha, 126) İmamlara ilişkin âyetleri unuttun. Bu günde aynı şekilde sen unutuluyorsun.” (Tâ-ha, 126) Yani, sen o âyetleri terk ettin, bu yüzden bu gün sen de ateş içinde terk edilirsin. Tıpkı imamları terk ettiğin gibi. Çünkü sen onların emirlerine itaat etmedin ve onların sözlerini dinlemedin.>>
    Dedim ki: “Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız.. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.” (Tâ-ha, 127) âyetinin anlamı nedir? Buyurdu ki: << Emir’ul-mü’minin’in velâyetine başkasını ortak eden ve Rabbinin âyetlerine inanmayan ve dolayısıyla inatçılık ederek imamlara tabi olmayan, onları izlemeyen, onları dost edinmeyen kimseler bu şekilde cezalandırılırlar.>>
    Dedim ki: “Allah kullarına karşı lütufkârdır. Dilediğine rızık verir.” (şurâ, 19) âyetinde ne demek isteniyor? Buyurdu ki: <<Emir’ul-mü’minin (aleyhisselâm)’ın velâyeti kastediliyor.>>
    Dedim ki: “Kim ahiret kazancını istiyorsa” (Şûra, 20) ifadesiyle ne demek isteniyor? Buyurdu ki: “<<Emir’ul-mü’minin ve imamların tanınması kastediliyor. Onun kazancını arttırırız.” (Şura, 20) Yani imamların hakikat devletinden onları pay sahibi yaparız. “Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (Şura, 20) Mehdi (aleyhisselâm)’ın önderliğindeki hak devletinden bir payı olmaz.>> (Usul-u Kâfi sh 657-658 H 1172.)

    Kırmızı ile yazılanlar Allahın ayetleri, mavi ile yazılanlar ise usuli kafide geen bu ayetlerin açıklaması imiş. insaf ve akıl sahipleri ayetlerin imameti savunmak adına nasıl tahrif edildiğini görmekte zorlanmaz diye düşünüyorum.

    Yorum


      #77
      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

      Bismillahirrahmanirrahim

      Sunulan rivayetlerin tamamının sahihliğini veya zayıflığını anlamayacak kapasitede olanlar, Allah'ın "Allahın eli" "vechi" gibi ayetlerini, Allah'ın ayeti ile açıklayacak kudrete sahip olamayanlar, mealci mantığı ile hareket edip, her önüne gelen sahihide zayıfla beraber reddedip, bu Kuranı ancak ben anlarım, Peygamber bu Kurana Profösör olarak Ehl-i Beyti değil beni ve benleri bıraktı dercesine yapılan yorumlara bakıyorum tamamen bir sıkıntı ve bir cehalet.

      Ehl-i Beytin izinden abim, ben size dikkate almamanızı, önemsememenizi özellikle söylemiştik. Bazıları kaset gibidir sarar durur. Sizin sözlerinizi dikkate almayan, cevap dahi yazmaya tenezzül etmeyen bir insanın Kuran inancından ve Sözde Kurandan aldığı Ahlaktan şüphe ederim.

      Yorum


        #78
        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

        Yazılan çizilenleri hazmedemeyen kişilerin öfkeleriyle kudurmalarını temenni edip konumuza devam ediyoruz;

        KÛR’AN’IN TAHRİF EDİLMİŞ OLDUĞUNU İDDİA ETTİKLERİ RİVAYETLERDEN ÖRNEKLER:


        HADİS;

        “... Ebu Basir şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm) buyurdu ki: “Kim Allah ve Resûlüne (Ali’nin ve ondan sonraki imamların velayeti hususunda) itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzap, 71) Âyet bu şekilde nazil oldu.>> (Usul-u Kâfi sh 622 H 1088.)

        Tercümeyi yapan kişi tahrif iddialı kısmı parantez içine almışsa da Rivayetin Arapça aslında öyle bir ayırım şekli yoktur, iddia direk olarak, Şöyledir:

        “... Ebu Basir şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm) buyurdu ki: “Kim Allah ve Resûlüne Ali’nin ve ondan sonraki imamların velayeti hususunda itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzap, 71) Âyet bu şekilde nazil oldu.>> (Usul-u Kâfi sh 622 H 1088.)

        Örnek olarak vereceğim diğer rivayetlerin parantezli kısmının aynı şekilde dikkate alınması gerekir; parantezli kısamlar rivayetler metninde yukarıdaki örnekte olduğu gibi asla dahildir.

        İddia ettikleri ayetin aslı, Kur’an’dan mealen:

        AYET;

        - Tâki, sizin için amellerinizi ıslâh etsin ve sizin için günahlarınızı yarlığasın ve her kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse muhakkak ki, pek büyük bir zafere ermiş olur. (33 Ahzap 71)

        Görüldüğü gibi, Kur’an’ın aslında olmadığından dolayı, “Ali’nin ve ondan sonraki imamların velayeti hususunda” ifadesinin ayet olarak inmiş olmasına rağmen Kur’an’dan çıkartılmış olduğunu iddia etmişlerdir. Bu iddia Kur’an’a yapılmış bir iftiradır.

        Diğer örneklerde önce hadisi sonra ayeti peşpeşe azıcam ki tahrif iyice belirginleşsin.

        HADİS;

        “... Cabir Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet etmiştir: <<Bu âyeti Cebrail Muhammed sallallahu aleyhi ve âlihi)’ye şu şekilde indirmiştir: “Kıskandıkları için Allah’ın (Ali hakkında) indirdiğini inkâr ederek kendilerini harcamaları ne kötü bir şeydir.>> (Bakara,90)” (Usul-u Kâfi sh 627 H 1105.)

        AYET;

        - Allah'ın kullarından, dilediğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini 'kıskanarak ve hakka baş kaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar! Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azab vardır. (2 Bakar 90)

        HADİS;

        “... Cabir şöyle rivâyet etmiştir: Cebrail (aleyhisselâm) aşağıdaki âyeti şu şekilde indirmiştir: “Kulumuza (Ali hakkında) indirdiğimizden şüphe ediyorsanız, onun benzeri bir sure getiriniz.” (Bakar, 23)” (Usul-u Kâfi sh 627 H 1106.)

        AYET;

        -Ve eğer siz kulumuza indirdiğimizden şüphede iseniz, onun benzerinden bir sûre vücuda getiriniz. Ve Allah Teâlâ'dan başka şâhitlerinizi dâvet ediniz, eğer siz doğru kimseler iseniz. (2 Bakara 23)

        HADİS;

        “... Muhammed b. Sinan, İmam Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)’dan şöyle rivâyet etmiştir: <<Allah Azze ve Celle âyetinde “Allah’a ortak koşanlara ağır geldi.” (Ali’nin velâyeti) “Kendilerini çağırdığın” (Ey Muhammed Ali’nin velâyeti) (Şura,13) <<Bu âyet korunan kitapta bu şekildedir.>> (Usul-u Kâfi sh 629 H 1112.)

        AYET;

        - Sizin için, dinden, Nûh'a önerdiğini, sana vahy ettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir. 42/13

        HADİS;

        “... Ebu Basir, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöyle rivâyet etmiştir: <<Birisi gerçekleşecek olan azabı istedi. (Ali’nin velâyetini) inkâr edenler içindir bu azap ve bu azabı hiç kimse savamaz.” (Meâric, 1-2) Bu âyeti, Allah’a yemin ederim ki Cebrail, Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’ye bu şekilde indirmiştir.>> (Usul-u Kâfi sh 634 H 1127.)

        AYET;

        - Bir soran, inecek azabı sordu: (70 Meâric 1)

        - Kafirler için, ki onu savacak yoktur, (70 Meâric 2)


        Bu şekilde tahdis ettikleri başka rivayetleri de vardır, konuyu ortaya koyma açısından verdiğim örneklerin yerli olduğunu düşünüyorum, özellikle şunu belirteyim ki, bu tür sözleri ne Ali nede Ali’nin Evlatları söylememişlerdir, nasıl ki Peygambere hadis adı altında iftira ediliyorsa Ali ve Evlatlarına iftirada bulunulmuştur, benim düşünce ve kanaatim bu şekildedir. Yalnız bu tür rivayetlere inanıp, Ali ve Evlatlarına mal edenlere şunu sormak lazımdır, mademki bu tür iddiaları İmamlar söyledi diyerek, kesinlikle kabul ederek din olarak benimsiyorsunuz, Elinizde bulunan Kur’an’dan başka bu rivayetleri içeren bir Kûr’an var mı, yoksa neden yoktur, yoksa bu şekilde bir Kûr’an üretip sahiplenmemekle sizlerde İmamların söylediğine inandığınız sözleri red mi ediyorsunuz, imamın sözlerini red etmek imamı red etmek değil midir, yoksa sizler insanları davet ettiğiniz şeyi öncelikle red eden kimseler misiniz, bu derin bir çelişki ve inanç sapması değil midir.

        Yorum


          #79
          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

          Yorum


            #80
            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

            [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54627#msg54627 date=1253926224]
            Allahın ayetlerinden deliller sunarak hadislerin açıklanmasını beklerdim ama yine hep hakaretvari şahsi görüşlerle asıl önemli noktalar atlanarak, sen bilmezsin sen anlamazsın tavırlarıyla geçiştirilmiş.. Neyse ben çelişkili bulduğum rivayetleri aktarmaya devam edicem, siz ister aynı metodla açıklamaya devam edin ister daha tatmin edici ve inandırıcı olması açısından kurandan deliller sunun sizin bileceğiniz iş. Akıl sahipleri her iki görüşüde okuyup kendine ona göre yol çizecektir. (şahsi meseleleri ise yineliyorum lütfen bu başlık altında yansıtmayın, konu dağılsın istemiyorum. hakkımda söyleyeceğiniz bişey varsa başka başlık altında özerlden msn den mail yoluyla her türlü konuşuruz. welayet abi yazdıklarını okudum.ister başka başlık altında ister msn den ister özelden nerden istersen sohbet ederiz bu konuda ben açığım. msn adresim profilimde yazıyo)
            [/quote]
            Değerli kardeşim...

            Zaten birbirimizin msninde ekliyiz. Ve birbirimizle zaten selamlaşıyoruz. Ve bu konuları az çok konuşuyoruz. Ama sonuca gitmiyorsun kardeş. Eğer kendine bu konularda araştırmacı diyorsan bir şekilde sonuca gitmelisin. Sonuca gitmediğin takdirde inan tavrının bir önemi yok.

            Bir sonuca ulaş...

            Mesela deki... "Bu meselelerden dolayı ben şiayı tekfir ediyorum." de... Deki bir sonuca varmış ol...

            Veya tam aksini de... "Ben bu işi bitirdim. Artık ehli beyt mektebinin yorumladığı gibi hayatı yorumluyorum." de...

            Bu başlıkta olan ne, kendimce özetleyeyim.

            Mesele kendince konu dışı olarak yorumladığın herhangi bir tavrı msn görüşmesine veya bir başka başlığa davet ediyorsun. Bu olur mu güzel kardeşim. Bu mesajları yazan üyenin görüşüdür. Neden mesela sen "ehlibeytin izinde" isimli üyenin veya "murtazali" isimli üyenin mesajlarına cevap vermiyorsun.

            Veya özellikle beni rahatsız ettiği için belirteyim. Yoksa başka bir amacım yok. Murtazali ile olan şahsi problemlerinizin bu başlıkla alakası nedir? Murtazali şia olmasaydı bu başlık olmayacak mıydı yoksa?

            Yorum


              #81
              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

              biz de: bu adama cevap yazma çünkü bu adam araştırma ve öğrenme peşinde değil tahrik ve kendini tatmin peşinde" diyen dostlarımıza aldırmadan, mesele öyle değil bunlar iftiradır ve gerçeği saptırmadır, meselenin aslı böyledir" anlamında aklı olanlara hitaben ve de geleceklere doğruyu göstermek için alıntılara cevap yetiştirmeye devam edelim bi iznillah...

              çünkü bu iftiraları yapıştıranlar, bir kere dahi VAHYİN İNSAN HAYATINA İNDİRGENDİĞİ EL KAFİ yi baştan sona okudular mı şüphelerim var. Öyle olsaydı onda hidayeti görülerdi Kur'an'ın zalimlere yem olmayacak tek pratik yorumunun Ehlibeyt a.s.'ın burdaki tertemiz sözlerinde olduğunu görürlerdi...

              bir de şu aklıma geldi acaba şii dostlarım m mülkiye hakkında haksızlık mı ediyorlar diye çünkü adam hiç tepkilere aldırmaksızın ve verdiğimiz cevaplara cevap yazmaksızın kopyala yapıştır faaliyetine devam ediyor. kim bilir belki alıntı yaptığı sitedeki tüm iftiraları burda cevaplatıp orada cevaplarıyla yayınlayacaktır? kim bilir belki orada işte sizin iftiralarınızın cevapları bundan sonra böyle dayanaksız desteksiz atmayın iyi niyetli olun şeklinde oraya cevap verecektir?...

              kimin her ne niyeti var gerçeği bizden ve kendinden çok Allah bilir diyerek biz Usulü Kafi'de yanlış anlaşılan yerleri alimlerden öğrendiğimiz kadarıyla cevaplamaya devam edelim inşallah...

              Yorum


                #82
                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54627#msg54627 date=1253926224]
                Allahın ayetlerinden deliller sunarak hadislerin açıklanmasını beklerdim ama yine hep hakaretvari şahsi görüşlerle asıl önemli noktalar atlanarak, sen bilmezsin sen anlamazsın tavırlarıyla geçiştirilmiş.. Neyse ben çelişkili bulduğum rivayetleri aktarmaya devam edicem, siz ister aynı metodla açıklamaya devam edin ister daha tatmin edici ve inandırıcı olması açısından kurandan deliller sunun sizin bileceğiniz iş. Akıl sahipleri her iki görüşüde okuyup kendine ona göre yol çizecektir. (şahsi meseleleri ise yineliyorum lütfen bu başlık altında yansıtmayın, konu dağılsın istemiyorum. hakkımda söyleyeceğiniz bişey varsa başka başlık altında özerlden msn den mail yoluyla her türlü konuşuruz. welayet abi yazdıklarını okudum.ister başka başlık altında ister msn den ister özelden nerden istersen sohbet ederiz bu konuda ben açığım. msn adresim profilimde yazıyo)


                İMAMİYYE ŞİASINA GÖRE PEYGAMBERİN MİRASI

                “... Ömer b. Eban şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’a insanların, Ümmü Seleme’ye mühürlü bir mektubun verildiğine ilişkin söylentilerin dolaştığını, bunun doğru olup olmadığını sordum, buyurdu ki: << Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) vefat edince ilmi, silahı ve oradaki diğer eşyaları Ali’ye miras kaldı. Ondan sonra Hasan’a geçtiler, onun ardından da Hüseyin’e geçtiler.>> Dedim ki: “Sonra Ali b. Hüseyin’e, onun ardından oğluna, ondan sonra da sana mı geçtiler?” <<Evet.>> dedi. (Usul-u Kâfi sh 327 H.624.)

                Miras ayetlerine bakalım damadı olsa dahi, amcaoğluna miras düşer mi?

                - Allah size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe kadının payının iki katını tavsiye eder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer (çocuk) yalnız bir kadınsa (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, bıraktığı mirasta ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir. (Bu hükümler, ölenin) Yapacağı vasiyetten, ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunlar, Allah'ın koyduğu haklardır. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir. 4/11

                - Eğer çocukları yoksa, eşlerinizin yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin de çocuğunuz yoksa, yapacağınız vasiyet ve borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri, onlarındır; çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer miras bırakan erkek veya kadının evladı ve ana babası olmayıp bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) Zarar verici olmayan vasiyet ve borçtan sonra (uygulanır). Bunlar, Allah'tan (size) vasiyettir. Allah bilendir, halimdir. 4/12


                Mirasta kimlerin pay alacağı uzun uzadıya açıklanmış. ne damattan ne de amcaoğlundan bahsedilmemiş. Dolayısıyla bu rivayet batıldır.

                [/quote]

                buradaki: Kur'an'dan cevaplar yerine başka açıklamalar yapmışlar eleştirisini üzerime alıp cevaplıyorum: doğru! bir şartla: siz de m mülkiye, hadisleri, sadece ayetlerden (ancak ayetleri sünni hadislerle değil sadece ayetlerden anlamanız şartıyla) cevap vermeniz durumunda (ki bu içinde bulunduğunuz sünni toplumun sizde kazıdığı kültürü temizlemeniz mümkün olmadığından imkansızdır) bu eleştirinize cevap vermemiz mümkündür. çünkü dediğiniz gibi eleştirileriniz Kur'andan değil sizin sünni kültürle yanlış anladığınız Kur'andan olduğu için, bu, Kur'an dışı anlamlı eleştirilere yine bizim Kur'an dışı ama yine vahy olan bilgilerle yanıt vermemiz mümkündür.. bu konuyu da aslında başka bir başlıkta irdelemek istiyordum uzun süredir. "Kur'an yeterli mi, neye niçin" şeklinde..

                inşallah bir başlık açarsınız ya da biz müsait olur açarız da meselenin kilit noktası çözümlenmiş olur...

                gelelim miras konusuna...

                miras konusu ile insanın vasiyeti konusu burda birbirine karıştırılmış. Bir adam hayatında malının tümünü miras bırakmak zorunda mıdır bir miktarını miras düşmeyen birilerine vasiyet edip bağışlayamaz mı?

                öte yandan burdaki durum sizin dediğinizin de benim dediğimin de dışında, Peygamber s.a.a. ve İmamlara özel istisnai bir durum olup, başka şekilde bilinmesi gerekir.

                Bu sandıkta, miras olarak ne dirhem ne mal vardı. Eleştirdiğiniz el Kafi'yi kendiniz okumuş olsaydınız aynı yerde bu konunun açıklandığını görürdünüz...

                "tek kaynak Kur'an, Kur'an yeterlidir, sadece o korunmuştur, şüpheli, içine zan karışmış bilgilerle Kur'an'a varmak onu anlamaktan bizi uzaklaştırır, Kur'andan çıkarılmış bir ruh ile ona bakmak gerekir" şeklindeki yaldızlı ama içi boş sloganların sahipleri aslında sünni uydurma hadisleri görüp aynı durumu şiilerin tertemiz Ehlibeyt silsilesi ile aldıkları hadisler için de geçerli zannediyorlar ve eleştirilerini El Kafiye ya da diğer kitaplara bu mantıkla yöneltiyorlar. oysa Usulü Kafi farklıdır. önce konuyla ilgili bir en basit ve öz hadis verilir sonraki hadislerde bu hadis açılır, zihinde oluşacak çelişkiler giderilir meselenin yanlış anlaşılabilecek bu yüzden akla diğer hadislere ya da Kur'ana zıt anlama gelebilecek düşünceler cevaplanır. nitekim bir çok konuda İmamlar a.s. dinleyici şiilerin sorularına mükemmel cevaplar vermişlerdir. ben şahsen okurken: "bak şimdi bu hadis ne böyle, bu durumda falanca ayet ve az önceki hadis ne olacak" dediğim çok olmuş "acaba bunlar da mı sahte" demişimdir ancak hemen aynı hadiste sorulan soru ya da bir sonraki hadisle durum açıklanmış gönlün vuzuha kavuşacağı bilgi eksikliği giderilmiştir....

                Peygamberler ve imamların ümmetten farklı özel yükümlükleri ve bu yükümlülükleri yerine getirmek için farklı haklarının olduu en basit Kur'an okuru için bile gizli değildir... buna girmiyorum.. ve bu İmam Ali a.s.'a geçen sandığın da ne dirhem ne başka bir malı içeren miras olmadığını, içinin ilim ve Peygamber s.a.a.'in özel eşyalarının bulunduğunu ifade etmek istiyoruz.

                eğer özel eşyaların neden Ali a.s.'a geçtiği de sorulursa buna da Ali a.s., Peygamber s.a.a.'nin tek hayatta kalan evladı Fatıma s.a.'nın eşi olduğunu cevaplamakla ve Allah Resulü s.a.a.'nın Ali için özel vasiyetiyle bunun gerçekleştiğini açıklarız.

                Çünkü hiç kimsenin kayıtsız kalamayacağı mütevatirlikte hadisler Peygamber s.a.a.'in ilim ve velayet mirasçısının ondan sonra onun vekili 1. İmam Ali a.s. olduğunu görmekteyiz.

                bir mealci zihniyetteki arkadaşım bana İmam Ali ile ve imametle ilgili neden ısrarcı ve Kur'anda olmamasına rağmen bu konuları itikada dahil edici zihniyette olduğumuzu sorunca ben ona sordum:

                Öğle namazının farzının 4 rekat değil de 3 rekat ya da 7 rekat hatta rekatsız olduğunu iddia eden biri kafir midir dedim?

                biraz düşündü, "sadece Kur'an geçerlidir Kur'an dışı bilgilerle bir insan tekfir edilemez" inancını savunmasına rağmen "evet dedi kafirdir..." çünkü tersini söylese inandığı din elden gidecek... ortada bir yaşam biçimi kalmayacak... soyut bir Kur'an yorumu ki bu da kişiden kişiye değişir, kalacak o yüzden bu cevabı verdi,

                hemen ben de cevabı yapıştırdım işte İmam Ali a.s. ve imamet konusu da aynıdır.

                nasıl dedi?

                dedim Kur'anda öğlenin farzının 4 rekat olduğu yazmamasına rağmen bu konu öylesine mütevatirdir ki Kur'an bilgisine dayanır ve onun kadar bağlayıcı bilgi özelliğindedir.

                dedim Ali a.s.'ın imameti de öyledir. Şii sünni tüm kaynaklarda korunan bir mütevatirdir. tıpkı farzın 4 rekat oluşu kadar... kimse itiraz edemez kaynaklara baktığında dedim...

                "İmam Ali dostları korkularından, düşmanları da kinlerinden dolayı onun faziletine dair rivayetleri aktarmadılar. ancak buna rağmen tüm kitaplar onun faziletiyle doludur" cümlesi, imametle ilgili mucizevi şekilde Kur'an dışı görünen bilgilerin nasıl korunduğunu açıklar...

                yine Kur'an "biz bu Kur'an'ı indirdik bunu biz koruyacağız" demez, "Bu ZİKRİ biz indirdik bunu biz koruyacağız" diyerek Kur'an dışı bilgilerin de korunacağını ifade eder. Eğer bu ayette zikir kelimesi değil de elimizdeki "Kur'an" anlamında Kur'an kelimesi geçmiş olsaydı ben asla şii olmazdım. Çünkü m mülkiye vb gibi ben de Kur'an ve akıldan sorumluyuz Kur'an korunmuş onun dışında hiçbir bilgi korunmamış bu nedenle biz aklımızla Kur'ana bakar diğerlerinden sorguya çekileceğimizi düşünmeyiz derdim... ama sadece Kur'an'ın korunduğundan emin olamadım bu kelimeden dolayı...

                gene gelemedik miras konusuna... Peygamber s.a.a.in ilim miras bıraktığına dair hadisler de vardır...

                eğer hadisle ilgili hala kapalı yer ve şüphe kaldıysa okurlarım bana yardımcı olsunlar biraz daha açıklarız inşallah...

                Yorum


                  #83
                  İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                  SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                  Mektebi Mülkiye kardeş Usul-u Kafi den yazacağın hadisler bitti mi?
                  Şayet bitti ise buraya yazmış olduğun hadisler hakkında senle tek tek tek yazışalım ve senin hep başvurduğun gibi Kur-an la tartalım.
                  Yok eğer bitmedi ise yazacağın hadislerin hepsini yaz sonra senle yazışırız.
                  EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                  Yorum


                    #84
                    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                    [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg54822#msg54822 date=1254061087]
                    SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                    Mektebi Mülkiye kardeş Usul-u Kafi den yazacağın hadisler bitti mi?
                    Şayet bitti ise buraya yazmış olduğun hadisler hakkında senle tek tek tek yazışalım ve senin hep başvurduğun gibi Kur-an la tartalım.
                    Yok eğer bitmedi ise yazacağın hadislerin hepsini yaz sonra senle yazışırız.
                    [/quote]

                    bu yazışmayı ilgi ve merak ile takip edeceğim inşallah tabi mektebi mülkiye kardeşin yazdıkları bitti ise
                    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                    İmam Ali (a.s)

                    Yorum


                      #85
                      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                      [quote author=Hudeyfe link=topic=8366.msg54822#msg54822 date=1254061087]
                      SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                      Mektebi Mülkiye kardeş Usul-u Kafi den yazacağın hadisler bitti mi?
                      Şayet bitti ise buraya yazmış olduğun hadisler hakkında senle tek tek tek yazışalım ve senin hep başvurduğun gibi Kur-an la tartalım.
                      Yok eğer bitmedi ise yazacağın hadislerin hepsini yaz sonra senle yazışırız.
                      [/quote]

                      bak işte buna asla hayır demem. yazacağım hadisler henüz bitmedi ama üst üste yığılmasın. sadece bir kişiyle ( bu bir kişi ismini zikretmek istemediğim kişi ve ehlibeytin izinde nickli kişi olmucak, çünkü yazışmalarda genelde hakareti kalkan olarak kullanıp karşıdakini yıldırmaya çalışıyolar) birer birer hadisleri ele alarak, birisi hakkında yazışma bitmeden diğerine geçmeyerek ahlak dairesi içinde münazara etmeye hazırım. yalnız seninde söylediğin gibi ölçümüz sadece kuranı kerim olacak. sıkıştığımız yerlerde ne şiadan ne ehlisünnetten hiçbir şekilde tarih, hadis fıkıh alim müctehid vs işin içine girmicek. sadece allahın kitabını ölçü alarak bu hadisleri konuşucaz kurana uyuyomu uymuyomu ortak yol bulucaz.

                      anlaşmışızdır umarım.

                      Yorum


                        #86
                        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                        Sadece hudeyfe kardeşle mektebi mülkiye kardeşin yazışmaları için yönetim olarak her türlü tedbiri alacağım.
                        iki kardeşimizde mutabıksa yazışmalara uygun görülen zamanda başlanabilir.
                        Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                        İmam Ali (a.s)

                        Yorum


                          #87
                          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                          [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54844#msg54844 date=1254069593]
                          [/quote]

                          bak işte buna asla hayır demem. yazacağım hadisler henüz bitmedi ama üst üste yığılmasın. sadece bir kişiyle ( bu bir kişi ismini zikretmek istemediğim kişi ve ehlibeytin izinde nickli kişi olmucak, çünkü yazışmalarda genelde hakareti kalkan olarak kullanıp karşıdakini yıldırmaya çalışıyolar) birer birer hadisleri ele alarak, birisi hakkında yazışma bitmeden diğerine geçmeyerek ahlak dairesi içinde münazara etmeye hazırım. yalnız seninde söylediğin gibi ölçümüz sadece kuranı kerim olacak. sıkıştığımız yerlerde ne şiadan ne ehlisünnetten hiçbir şekilde tarih, hadis fıkıh alim müctehid vs işin içine girmicek. sadece allahın kitabını ölçü alarak bu hadisleri konuşucaz kurana uyuyomu uymuyomu ortak yol bulucaz.

                          anlaşmışızdır umarım.

                          [/quote]

                          SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                          Tamam kabul kardeşim. Rabbim şahittir hem ehli-sünnet hadis külliyatını okurken hemde şia hadis külliyatını okurken asla bir mezhebi bakış ile bakmadım kur-ani bir bakış açıyla bakmaya çalıştım. Hadisleri değerlendiriken (kendi çapımda) Kur-an ve Peygamber benim için ölçü olmuştur. Bu güne kadar gerek realdeki sohbetlerde gerek sesli sohbet kanallarında ve gerese sitelerde yaptığım yazışmalarda İslam ahlakı dışına bir kelime sarf etmedim etmemde bana bu tür ahlaksızlığı yapan kişilerlede muhattab olmamda zaten. Senin en azından burada okuduğum yazılarında bu tür davranışlarda bulunmadığına şahid olduğum için senle bu konuda yazışmak istedim.
                          Şu anda iş yerinde olduğum için konuya giremiyecem inş birkaç saat sonra eve geçince ele alınacak rivayetin hem Arapçasını hemde Türkçesini yazıp öyle değerlendiririz inş
                          EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                          Yorum


                            #88
                            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                            yazacaklarımın tamamı bitmedi ama

                            "sadece bir kişiyle ( bu bir kişi ismini zikretmek istemediğim kişi ve ehlibeytin izinde nickli kişi olmucak, çünkü yazışmalarda genelde hakareti kalkan olarak kullanıp karşıdakini yıldırmaya çalışıyolar)"

                            bu suçlamadan dolayı üzüldüm. oysa ben hiç sizin (m. mülkiye) şahsınıza söz söylememeye azami özen gösteriyordum. eğer farkında olmadan fikrinize değil şahsınıza söz etmişsem özür dilerim...

                            ben bunun için yazdıklarımı tekrar gözden geçireceğim göremezsem siz gösterin düzelteyim...

                            Yorum


                              #89
                              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                              [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54257#msg54257 date=1253782428]
                              Telaştan eli ayağına dolanan kişilere uydurma olduğu kabul edilen rivayetlerin hadis kitabının önsözünde ne işi var demekle yetinip yazımıza devam ediyoruz.

                              KUR’AN’I RİVAYETLERİN SAGLAMLIGINA ÖLÇÜ OLARAK KABUL ETMELERİ :

                              “Rivâyeti, Allah’ın kitabına götürün, Allah, Azze ve Celle’nin kitabına uyanı alın, Allah’ın kitabıyla çeliseni atın.” (Usul-u Kâfi sh 6)

                              Allahu ekber ! Bu ne müthiş bir hadistir böyle..Peki bu hadisin yer alması bu hadise iman edildiğini gösterir mi? malesef hayır. sözel olarak belki iman söz konusudur ama pratikte tam tersini görüyoruz. Bunun nedenlerinin başında ise İmamiyye Siasının, Kur’an için Batıni (gizli) ögreti iddia etmeleri ve ögrenilmesini belirli sahıslara baglamalarıdır. Şöyle ki:

                              “Cabir Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’ın söyle dedigini rivâyet etmistir: <<Vasilerden baska hiç kimse, Kur’â’ın tüm zâhiri ve bâtını anlamını bildigini, bütün Kur’an ilimlerine sahip oldugunu iddia edemez.>> (Usul-u Kâfi sh 318 H.604. )

                              Hadis böyle diyor ya Allah ne diyor?

                              Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çogunu size açıklayan ve bir çogundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi. 5/15

                              - İste böylece biz o Kur'an'ı açık seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek su ki Allah diledigi kimseyi dogru yola sevk eder. 22/16


                              Görüldügü gibi Kur’an apaçık yani Mubin bir kitaptır, ona batın isnat edilmesinin aslı yoktur.Yukarıda müthiş diye ifade ettiğimiz ve doğruluğundan şüphemiz olmayan hadisi şerif batınilik oyunuyla geçersiz hale getirilmiş ve müslümanların kurana yaklaşmaları kendi başlarına okuyup anlamaları öğrenmelerinin önüne set çekilmiştir. çünkü diğer rivayette ifade edildiği gibi kuranın batıni yönleri vardır ve onu herkes bilemez böylece insanlar akıllarını kurana değil şahıslara emanet ederek kuran ile olan bağlarını koparmışlari kurana değil kişilere teslim olmuşlardır.

                              [/quote]

                              SELAM OLSUN ALLAH’IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE
                              Hadisin Arapçasına ve Türkçe mealine bakalım önce

                              محمد بن الحسين، عن محمد بن الحسن، عن محمد بن سنان، عن عمار بن مروان عن المنخل، عن جابر، عن أبي جعفر عليه السلام أنه قال: ما يستطيع أحد أن يدعي أن عنده جميع القرآن كله ظاهره وباطنه غير الاوصياء
                              “Cabir Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’ın söyle dedigini rivâyet etmistir: Vasilerden baska hiç kimse, Kur’â’ın tüm zâhiri ve bâtını anlamını bildigini, bütün Kur’an ilimlerine sahip oldugunu iddia edemez.

                              Hadis bu bide senin bu rivayetin ayetlere ters diye getirdiğin ayetlere bakalım.

                              Ey kitap ehli, kitapta olduğu halde gizlediklerinizin çoğunu apaçık size bildiren, çoğunu da affedip yüzünüze vurmayan Peygamberimiz gelmiştir size; Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir size. ( Maide 15)
                              İşte biz, apaçık âyetleri böyle indirdik ona ve şüphe yok ki Allah, dilediğini doğru yola sevk eder. (Hac 16)
                              Yukardaki rivayetin ayetle çelişen bir tarafı yok.
                              “Size apaçık bir kitab geldi” Madem Kur-an apaçık bir kitabtır peki Peygamber neden açıklama hissiyatına kapıldı zaten açık her şey ve o toplumun anlıyabileceği bir arapça lehçesi ile inmiştir Kur-an sahabe neden gelip Peygambere sorarlardı bazı ayetleri.
                              Sana örnek vereyim.
                              يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ
                              İTAAT EDİN ALLAHA PEYGAMBERE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE (Nisa 59)
                              ( Burda emir sahibi imamı değimli konusuna girmiyecem) Ayet gayet açık sizden olan emir sahibi yani Müslüman olan bu gün tağuti bir rejimde başkanlık yapan emir sahibi ismen Müslüman olsa ona itaat ayetin hükmüne göre farzdır. Yani bizden (Müslümanlardan) biri olması hasabı ile siz bu gün herhangi bir ülkenin başkanı Müslüman ise ona itaat ediyormusunuz? Ayetin batini nuzul sebebi zahirini falan karıştırmadan cevap ver.
                              لَا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ



                              Kur-an apaçık bir kitab “O’NA TEMİZ OLANLARDAN BAŞKASI DOKUNAMAZ” ( Vakia 79 )
                              Sen bu ayetten ne anlıyorsun temizden kasıt her ne ise abdesti necasetten arınmakmı ne dersen de ayette bir iddi var Dokunamaz buyuruyor Rahman. Halbuki herkes biliyor ki bu gün abdest bakımından temiz olmayan Müslüman ve hatta ehli-kitab olan Yahudi ve Hıristiyanlar ve hatta hadi faraza bunlar ehli-kitab bu ayetin hükmüne girmezler necis değil temizdirler. Bu gün Allaha şirk koşan Allaha inanmayanlar bile dokunmakta ve okumaktalar Kur-anı o zaman Allah’ın Kur-andaki bu iddiası çürüdü haşa.
                              Madem kur-an apaçık o zaman sen bana Huruful mukatta ( Mukatta Harfler) hakkında açıklama yapabilirmisin. O harfler ne manaya geliyor?
                              Bana bir alim yada bir sahabe ismini söyle desin ki “BEN KUR-ANIN İÇİNDEKİ TÜM AYETLERİN NE MANAYA GELDİĞİNİ KESİN KES BİLYORUM” Veya sen bunu iddia edebilirmisin? Madem Ku-an apaçık ise sen her Kur-anı okuyan mealen de olsa tüm ayetleri anlaması gerek.
                              Peygamber döneminde gelişen siyah ip beyaz ip meselesi ile ilgili Sahih-i Müslimde bir rivayet var ama sadece Kur-an dediğimiz için yazmıyayım onu. Ki orda sahabe bile kendi lisanları lehçeleri ile nazil olan ayetleri anlıyamadıklarını açıkça beyan edilmektedir

                              EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                              Yorum


                                #90
                                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                                yukarıdaki hadise geliriz inş. ama sırayla gitsek daha derli toplu olmaz mı? öncelikle kafinin önsözünde yer alan görüşler üzerinde konuşalım biraz sonra hadislere geçelim.

                                [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54174#msg54174 date=1253740499]
                                “Muhammed Taki el-Meclisi sunları söyler :[/color]
                                Dogrusu bizim zehabın âlimleri arasında onun gibi birisi yoktu. Onun aktardıgı rivayetleri inceleyen, kitaplarının bilgi tertibini irdeleyen herkes bilir ki, o, Allah tarafından teyid edilmis biridir. (Usul-u Kâfi/Önsöz sayfa III.)[/quote]

                                - Muhammed Taki el-Meclisi kimdir? Şia tarafından muteber kabul edilir mi?

                                - Kuleyni Allah tarafından nerede nasıl teyid edilmiştir. Allah tarafından seçilmiş birisimidir Kuleyni?


                                - O halde, yazıklar olsun onlara ki, kendi elleriyle, ilahî kelâm[dan olduğunu iddia ettikleri hususlar]ı kaydettikten sonra, az bir kazanç elde etmek için, “Bu Allah'tandır!” derler. (Böyle diyerek) kendi elleriyle kaydettiklerinden ötürü yazıklar olsan onlara! Ve yine bütün o kazandıklarından ötürü yazıklar olsun böylelerine! >>> bu ayet ile el-meclisinin sözleri beraber değerlendirildiğinde ne sonuç çıkar?

                                Bazı âlimler, Kuleyni’nin el-Kâfi’yi İmam Kâim (Mehdi aleyhisselam)’a arzettigi ve İmamın da bu eserin güzel oldugunu belirttigi ve << Sia’mız için kâfidir>>. dedigi inancındadırlar. (Ravdatu’l Cennat sh.533)” (Usul-u Kâfi/Önsöz sayfa XI.)
                                - Kuleyninin mehdi ile irtibatı varmıdır?

                                - eğer bu eser mehdi as tarafından kafi görüldü ise diğer tüm hadis vs kitapları yakıp atmak gerekmez mi?

                                - kafinin içerisinde uydurma hadis olduğunu herkes kabul ediyo sanırım aksini düşünene rastlamadım. mehdi as bu kitabı onayladı ise uydurma olanları ayıklayıp kuleyniyi uyarması gerekmezmiydi ? mehdi as içerisinde uydurma rivayetler olan bir eserimi onayladı ve şiaşar için bu eser kafidir (yeterlidir) dedi?

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X