İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)
[quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54174#msg54174 date=1253740499]
[size=12pt][color=blue]...diyorlar: “Yüce Allah, bu kitabıyirmi senede yazmasını müyesser kıldı. Dünyanın çesitli bölgelerindeki Sii Müslümanlar kendileri için dinin her alanında yeterli (Kâfi) gelecek bir kitap yazmasını istiyorlardı. Çünkü Kuleyni, görüs alısverisinde bulunacagı, müzakere edecegi, ilmine güvenilen zatla görüsüyordu.
Bazı âlimler, Kuleyni’nin el-Kâfi’yi İmam Kâim (Mehdi aleyhisselam)’a arzettigi ve İmamın da bu eserin güzel oldugunu belirttigi ve << Sia’mız için kâfidir>>. dedigi inancındadırlar. (Ravdatu’l Cennat sh.533)” (Usul-u Kâfi/Önsöz sayfa XI.)
Böylece, Sii inancına göre “hem Allah’ın, hem de Mehdi’nin onayladıgı bir kitapla karsı karsıya oldugumuzu görmüs oluruz“.
Doğrudan vahy aldığını iddia edemeyen kişilerin başvurduğu bir yöntemdir bu. ("bunu ben yazmadım Allah tarafından bana yazdırıldı" diyen said nursi gibi, celaleddin rumi gibi, ibni arabi gibi kişiler sık başvurur bu yönteme) bu yöntemle hedeflenen gaye ise yazdıkları kitaplara itirazların önüne geçmektir. öyle ya allah tarafından yazdırıldığına inanılan ya da allahın onayının olduğu düşünülen kitapları kim eleştirme cürretinde bulunabilir?
[/quote]
burada usulü kafinin diğer vahiy (ilham) ile yazdırıldığı iddia edilen kitaplardan farkı, rivayet kitabı oluşudur. ve senedli oluşudur. Tıpkı sünnilerin hadis kitapları gibi. onlar da senet, cerh tadil gibi somut pozitivist çalışmalarla kitaplarını, ilahi kaynaklı olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Said nursi ve benzerlerinin iddialarında ise bizzat aracı raviler atlanım direkt kaynağa bağlanıp oradan ilham (vahy) alma iddiasının var oluşudur.. bu noktada çok büyük bir saptırma gördüm...
rivayet, senet ravi sistematiğine bağlı olmaksızın direkt Kur'an ve akıl demek ile aslında said nursi gibi kendini Allaha direkt bağlama arasında gerçekte yöntem ve sonuç olarak fark yoktur
olsa olsa ancak yoğunlaşma ve iddiaların büyüklüğü farkı vardır...
[quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=8366.msg54174#msg54174 date=1253740499]
[size=12pt][color=blue]...diyorlar: “Yüce Allah, bu kitabıyirmi senede yazmasını müyesser kıldı. Dünyanın çesitli bölgelerindeki Sii Müslümanlar kendileri için dinin her alanında yeterli (Kâfi) gelecek bir kitap yazmasını istiyorlardı. Çünkü Kuleyni, görüs alısverisinde bulunacagı, müzakere edecegi, ilmine güvenilen zatla görüsüyordu.
Bazı âlimler, Kuleyni’nin el-Kâfi’yi İmam Kâim (Mehdi aleyhisselam)’a arzettigi ve İmamın da bu eserin güzel oldugunu belirttigi ve << Sia’mız için kâfidir>>. dedigi inancındadırlar. (Ravdatu’l Cennat sh.533)” (Usul-u Kâfi/Önsöz sayfa XI.)
Böylece, Sii inancına göre “hem Allah’ın, hem de Mehdi’nin onayladıgı bir kitapla karsı karsıya oldugumuzu görmüs oluruz“.
Doğrudan vahy aldığını iddia edemeyen kişilerin başvurduğu bir yöntemdir bu. ("bunu ben yazmadım Allah tarafından bana yazdırıldı" diyen said nursi gibi, celaleddin rumi gibi, ibni arabi gibi kişiler sık başvurur bu yönteme) bu yöntemle hedeflenen gaye ise yazdıkları kitaplara itirazların önüne geçmektir. öyle ya allah tarafından yazdırıldığına inanılan ya da allahın onayının olduğu düşünülen kitapları kim eleştirme cürretinde bulunabilir?
[/quote]
burada usulü kafinin diğer vahiy (ilham) ile yazdırıldığı iddia edilen kitaplardan farkı, rivayet kitabı oluşudur. ve senedli oluşudur. Tıpkı sünnilerin hadis kitapları gibi. onlar da senet, cerh tadil gibi somut pozitivist çalışmalarla kitaplarını, ilahi kaynaklı olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Said nursi ve benzerlerinin iddialarında ise bizzat aracı raviler atlanım direkt kaynağa bağlanıp oradan ilham (vahy) alma iddiasının var oluşudur.. bu noktada çok büyük bir saptırma gördüm...
rivayet, senet ravi sistematiğine bağlı olmaksızın direkt Kur'an ve akıl demek ile aslında said nursi gibi kendini Allaha direkt bağlama arasında gerçekte yöntem ve sonuç olarak fark yoktur
olsa olsa ancak yoğunlaşma ve iddiaların büyüklüğü farkı vardır...
Yorum