Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

14 MASUMDAN HADİSLER

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

    İmam Caferi Sadık (a.s) İmam Ali (a.s) kurban olduğumdan rivayetle şöyle buyurmuştur:

    Bir gün İmam ALİ (a.s) evinin önünde oturmuştu. Millet de onun önünde dizilip oturmuşlardı. Onlardan birisi ayağa kalkıp arz etti; Ey Emirulmuminin (a.s) Allahu Tealanın seni nazil ettiği bu mekândasın. Oysa baban (Ebu Talib a.s) ateşte azap mı görmektedir?

    İmam (a.s) ona buyurdu; Allahu Teala senin dişlerini döksün. (Konuşamaz hale getirsin) Muhammedi (s.a.a) hakla nebi olarak gönderene yemin olsun, eğer babam yeryüzündeki günahkârların tümüne şefaat ederse Allahu Teala onların tamamını bağışlar. Oğlu cennet ve cehennemin bölücüsüyken babam ateşle mi azaplandırılıyor?!

    Sonra buyurdu; Muhammedi (s.a.a) hakla nebi olarak gönderene yemin olsun ki, kıyamet günü Ebu Talibin (a.s) nuru bu beş tanesinin nuru, Muhammed (s.a.a), Ali (a.s),Fatime (s.a), Hasan (a.s), Huseyn (a.s) ve onun diğer dokuz evladı (diğer imamlar) (a.s) dışında bütün yaratılanların nurunu söndürecektir. Çünkü onun (Ebu Talib a.s) nuru bizim nurumuzdandır ki Allahu Teala bu nuru Adem den-(a.s) iki bin yıl önce yaratmıştır. (Kaynak: Tevilul Ayati Zahire Sa:393)
    Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

    Yorum


      Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

      İmam Ali (a.s) buyurmuştur:

      Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur.
      Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

      Yorum


        Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

        İmam Caferi Sâdık (a.s) şöyle buyurmaktadır:

        “Muhammed sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem ümmetinden olan her kim İmamının vacip hakkını tanırsa işte o zaman imânının tadına varır ve islamın asıl güzelliğinin farkına varır.Çünkü Allah azze ve celle, İmâmı bütün varlıklara bir bayrak ve onu bütün insanlara bir hüccet olarak karar kılmıştır. Allah;İmama vakar tacını takmış,cebbarın nuru ile donatmış ve onu bir vesile ile gök alemine bağlamıştır.Ona olan lütfunu asla kesmemiştir.Allah’ın yanındakilere sadece onunla ulaşılır ve sadece onu tanıyan kulların amelleri kabul olur.”
        Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

        Yorum


          Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

          İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur:

          İnsanlar dünyanın kuludur,menfaat görürlerse dindar olurlar,zorluk ve imtihan şiddetlenince azalır.
          Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

          Yorum


            Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

            İmam Ali (a.s):

            İnsan oğluna kibirlenmek yakışır mı..? Dün bir meni parçasıydı, yarın bir leş olacak."
            Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

            Yorum


              Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

              İMAMET HADİSİ

              İmam Ali Aleyhisselam- Tarık Bin Şehab a şöyle buyurdu:

              Ya Tarık! İmam Allah ın kelimesidir, Allah ın hüccetidir, Allah ın veçhidir (yüzüdür), Allah ın nurudur, Allah ın hicabıdır, Allahın ayetidir. Allah onu tercih etmiş ve kendi istediği her şeyi ona vermiştir. Böylece ona itaati vacip kılmıştır ve onu bütün yarattıklarına emir sahibi ve hâkim etmiştir. İşte o İmam, Allah ın göklerde ve yerdeki velisidir. Bu esasla onun hakkında bütün kullarından ahit almıştır. Herkim ondan öne geçerse arşın üstünde Allah a karşı kâfir olmuştur. O İmam, her istediğini yapar o istediğinde Allah ta ister onun pazusuna şöyle yazmıştır: temmet kelimetu rabbike sidgen ve adlen (rabbin kelimesi doğruluk ve adalet üzerine tamamlanmıştır) odur doğruluk ve adaletin ta kendisi. Onun için yerden göğe kadar nurdan bir sütun dikilmiştir. Orada bütün kulların amellerini görür. Heybeti elbise olarak giymiştir ve bütün gizlilikleri bilir bütün gayblara hâkimdir ona mutlak ve tam olan bir tasarruf ve hâkimiyet verilmiştir. Doğuyla batı arasını görür mülk ve
              melekût (somut ve soyut) âleminden hiçbir şey ona gizli kalmaz. Vilayetinde, var olan bütün uçanların lisanı ona verilmiştir. Ve işte bu imamı, Allahu Teâlâ kendi vahyi için seçmiştir. Ve kendi gaybı için ondan razı olmuştur. Ve kelimesi ile onu teyit edip desteklemiştir. Hikmetini ona telkin etmiştir. Onun kalbini meşiyyetinin mekânı etmiştir. Ve ona saltanatı vermiştir. Ve her şeye, onun emrine ve hükümetine boyun eğdirmiştir. Ve ona itaat edilmesine hükmetmiştir. Çünkü bu imamet peygamberlerin mirasıdır. Ve seçilmişlerin menzilidir. Allahu Tealanın ve onun resullerinin hilafetidir. İmamet ismettir, vilayettir, saltanat ve hidayettir. Çünkü imamet dinin tamamıdır. Ölçülerin ölçüsüdür. İmam kastedenlerin delili ve hidayet olanların nurudur. Saliklerin (yol katedicilerin) yoludur. Ariflerin kalbinde doğan güneştir. Onun vilayeti kurtuluş sebebidir. İtaati hayatta farzdır. Ölümden sonra bütün ihtiyaçların karşılığıdır. Müminlerin izzeti, günahkârların şefaatidir. Sevenlerin
              necatı, izleyicilerin kurtuluşudur. Çünkü imamet islamın başıdır. İmanın kemalidir. Bütün ahkâm ve ceza hükümlerinin had ve hudutların tanınmasıdır. Helalleri haramlardan o ayırıp açıklar. İmamet öyle bir rutbedir ki Allahu Tealanın öne geçirip tercih etmediği ve vilayet ve hâkimiyet vermediği kimseden başkası ona ulaşamaz. Vilayet, sınırların korunması, işlerin düzenlenmesi, günlerin ve ayların sayılmasıdır. İmam, çokça susamış birine tatlı sudur. Hidayetin delilidir. İmam, günahların temizleyicisidir. Gaybden haber verendir. İmam, kulların üzerine nurla doğan bir güneştir. Ona eller ve basiretler asla ulaşamaz. Ve Allahu Tealanın şu ayeti İzzet Allahu Teâlâ, Resulu ve müminlerindir.(Munafiqun) ayetteki müminler İmam Ali Aleyhisselam ve onun itretidir. Böylece izzet sadece nebiye ve itretine aittir. Nebi ve itret dehrin sonuna dek asla ayrılmazlar. İman dairesinin reisleri, varoluşun kutbu, bağış ve cömertlik seması, varlığın şerefi, şeref güneşinin ışığı, şeref ayının nuru büyüklük ve izzetin aslı, kökü başladığı yeri, manası ve binası onlardır. İmam; odur ışık saçan meşale, odur yol, yordam, yağan yağmur, dalgalı ve gürleyen bir deniz. Nurlu aydır, dopdolu bir havuzdur. Apaçık yöntem ve gidişattır. Helaket ortalığı kaplayınca kurtuluş delilidir. Yağmur bulutudur ve yağan yağmurdur. Dolunaydır. Hakla batılı ayıran kesin delildir. Gölgeli göktür. Büyük ve yüce nimettir. Suyu bitmeyen, kurumayan denizdir. VASFEDİLMEYEN ŞEREFTİR. Kaynayan dop dolu çeşmedir. Yağmuru yağdıran mekândır. Hoş kokulu güldür. Güzel aydır. Aydınlatan nurdur. Yayılan güzel kokudur. Salih ameldir. Faydalı ve karlı ticarettir. Açık yöntemdir. Dost olan tabiptir. Şefkatli babadır. Korkunç hadiselerde kulların sığınağıdır. Hâkimdir, emreder ve nehyeder. Yaratılmışların üzerinde Allahın emiridir. Hakikatlerin eminidir. Allahu Tealanın kullar üzerindeki hüccetidir. Arzında ve şehirlerindeki haccı ve ziyaretidir. Günahların temizleyicisidir. Ayıplardan uzaklaştırıcıdır. Gayb
              ı bilendir, zahiri sahiplenilemez bir emirdir(iştir), batini derkedilemez gayıptır. Dehrinin(zamanının) tekidir. Nehyinde ve emrinde Allahın halifesidir. Onun bir benzeri asla bulunamaz, onun yerine kimse geçemez. Kimdir bizim marifetimize ulaşabilecek, derecemizi beyan edebilecek, kerametimize şahit olabilecek, menzilet ve makamımızı derkedebilecek? Hayır& Ve asla! Akıllar ve zekâlar hayrete düşer. Derin algılayıcılar dediklerinde perişanlığa düçar olurlar. Azim ve büyük olanlar ne denli küçücük olduklarını ortaya koyarlar. Âlimler kusur ve yetmezliklerini dile getirirler. Şairler kekeme olur, üstün söz sahipleri hüsrana uğrarlar. Hatiplerin dili tutulur, fasihler aciz kalır. Yer ve gök evliyanın (imamların) şanını vasfetmekten tevazu ederler (kaçınırlar). Yerin, göğün şerefi, kibriya (yücelik) celalının nuru ve ışığı, mümkünatın (varlığın) sırrı, bütün devranların kutbu, kâinatın noktası (kaynağı) olanın şanı tanınabilir mi? Vasfedilebilir mi? Tanınıp anlaşılır mı? Derkedilip sahip olunabilir mi acaba? Ali Muhammedin -Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem- makamı vasfedicilerin vasfından, tanımlayanların tanımlamasından ve bütün âlemlerde biriyle mukayese edilmesinden yücedir, şüphesiz. Nasıl olabilir ki? Çünkü O nurulevveldir, yüce kelimedir. Açık olarak adı konulmuştur, isimlendirilmiştir. En büyük vahdaniyettir. Arkasını dönen de, önünü dönende ondan kaçınıp çekinmiştir. Allahın en büyük ve yüce hicabıdır. Kim ondan haber verip seçebilir ki, hangi akıl onu derkedebilir ki, kim onu vasfedip tanıyabilir ki? Nerede? Hayır asla! Bütün bunların Ali Muhammedden Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem- başkasında olduğunu zannedenler yalan demiş ve ayakları kaymıştır, buzağıyı rab edinmiş ve şeytanı kendine hizb (yoldaş) edinmiştir. Bütün bunlar seçkin hane ve ismet evine duyulan buğzdan, risalet ve hikmet madenine beslenen hasetten ötürüdür. Şeytan onlara amellerini süsleyip güzel göstermiştir. Ölüm onlara ve rahmetten uzaklık onlara olsun. Nasılda cahil olan birini kendilerine imam seçtiler. Nasılda putlara tapanı ve savaşlarda korkup kaçanı kendilerine imam ettiler. Oysa imamın, içinde cehalet olmayan bir âlim olması vaciptir. Cesurdur asla korkup kaçmaz. Hiçbir haseb, evlilik bağı ondan öne geçemez, onun üstüne çıkamaz. Ve hiçbir akrabalık bağı ona yakınlaştıramaz. Odur kureyşin zirvesinde olan, Haşimin şerefidir. İbrahimin baki kalanıdır. Kerim olan kaynağın yoludur. Resulun nefsidir. Allahın rızasıdır. Odur şereflilerin şerefi. Abdulmenafın dalı budağı. Siyasette âlim ve riyasette(önderlik) kaim olandır. Şefaat gününe kadar itaati farzdır. Allahu Teâlâ onun kalbine kendi sırrını koymuştur. Ve onu kendi konuşan dili etmiştir. Odur masum ve muvaffak olan. Korkak ve cahil değildir ki terk edilsin&Ey Tarık onlar heva ve heveslerinin peşinden gittiler. Allah indinden hidayet bulmadan kendi heva ve hevesine tabi olandan daha sapık kimdir? (Kısas 50) Ey Tarık imam meleksi beşerdir, semavi cesettir, ilahi emirdir, kutsi
              ruhtur, yüce makamdır, ışıldayan nurdur, gizli sırdır. Onun zatı melekidir. Sıfatı ilahidir. Güzelliklerin yığınağıdır. Gaybın âlimidir. Âlemlerin rabbinin hassıdır. Sadıqul Eminden (Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem) taraf nasla bildirilmiştir. Bütün bunların tamamı sadece Ali Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem içindir. Hiç kimse onlarla ortak olamaz. Çünkü onlardır tenzilin (vahyin) madeni, tevilin manası, celil olan rabbin hassı, emin olan Cebrailin indiği yer, Allahın sıfatları ve seçkinleri, sırrı ve kelimesi, nubuvvet ağacı kişilik ve mertlik kaynağı, söz ve kelamın çeşmesi, yol gösterme ve irşadın intihası, risaletin muhkem olan konusu, celalet nuru, Allahın katı, yanı ve emaneti, Allah kelimesinin karargâhı ve konusu, onun hikmetinin anahtarı, Allahın rahmetinin meşaleleri ve nimetinin kaynakları, Allahın yolu ve selsebil (sonsuz saadete ulaştıran vilayet nehri), dosdoğru terazi, sağlam olan yol ve yöntem, hekim olan zikir (hikmetli zikir), ke
              rim olan yüz, kadim olan nur, şereflendiren, güçlendiren, öne geçiren büyüklük ve fazilet veren odur. Kerim olan nebinin halifeleri, rauf ve rahimin (Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem) evlatları, Aliyyul Azimin eminleri ve Bazısının bazısından zuhur ettiği zürriye ve Allah işiten ve bilendir. (Ali İmran 34)
              İmam odur yüce rehber, dosdoğru yol. Her kim tanırsa onları ve dinini onlardan alırsa böylece onlardan sayılır. Sonra şu ayete işaret etti. Bana tabi olup takip eden bendendir. (İbrahim 36) Allahu Teala onları kendi azamet nurundan yaratmıştır. Memleketinin emrini onlara vermiştir. Onlar Allahu Tealanın gizletilmiş sırlarıdır, mukarreb velileridir. Allahu Tealanın kaf ve nun arasındaki emridir. Hayır kaf ve nunun kendisidir. Allahu Tealaya davet eder ve ondan anlatırlar ve onun emrine amel ederler. Bütün peygamberlerin ilimleri, vasilerin sırları ve velilerin izzetleri, onların ilmi, sırrı ve izzetinin yanında denizde bir damla ve çölde bir zerredir. Yerler ve gökler onun yanında elinin içi gibidir. Zahir ve batınını bilir. İyisini, facir ve kötü olanını bilir. Yaş ve kuru olanını bilir. Zira Allahu Teâlâ peygamberine Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem- ilmi kan ve yekûnu (olmuş ve olacak her şey) öğretmiştir. Bu korunmuş olan sırrı onun pak vasileri miras olarak almıştır
              . Allahu Tealanın laneti ve lanet edicilerin laneti bunları inkâr edene olsun. Allahu Teâlâ yerlerin ve göklerin melekûtunun(batini taraf) gizli ve örtülü olduğu kişiye itaati insanlara nasıl farz ederki? (14 Masum Aleyhimusselamın dışındaki birinin itaatini nasıl farz ederki?) Oysa Ali Muhammed in -Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem- her bir kelimesinin yetmiş tane vechi (manası) vardır. Dosdoğru kelam ve hekim olan zikirde eyn (göz), vech (yüz), yed (el), cenb (yanı) olarak gelen ayetlerden kasıt ve murad imamdır. Çünkü odur Allahın cenbi (yanı), yüzü ve hakkı. Odur Allahın ilmi, gözü ve eli. Zira zahirleri zahir sıfatların batınıdır. Batınları ise batini sıfatların zahiridir. Onlardır batinin zahiri ve zahirin batını. Sonra Resulullahın Sallallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem- şu mubarek kelamına işaret buyurdu:
              Allahu Teâlâ için göz ve eller vardır. Ya Ali -Aleyhisselam- sensin o göz ve el. Allahı Tealanın cenbi (yanı) onlardır. Razı olan yüzü, doyurucu çeşmesi, doğru yolu. Allaha götüren vesile. Allahu Tealanın affına ve rızasına ulaştıran. Vahid ve ehedin sırrı odur. Varlık âleminde hiç kimse onlarla mukayese edilemez. Onlardır Allahu Tealanın hassı ve halisi (saf ve katıksız). Hesaba çekenin sırrı ve kelimesi imanın kapısı ve kabesi. Allahın hucceti ve haccı, hidayet bayrağı ve sancağı. Allahu Tealanın fazlı ve rahmeti, yakin çeşmesi ve hakikati. Hakkın yolu ve ismeti (korunmuşu). Vücudun başlangıcı ve bitişi. Rabbin kudreti ve meşiyyeti (iradenin kaynağı). Ummul kitap (kitabın kaynağı) ve hatmi (sonu). Feslul hitap (hakla batılı ayıran) ve delili. Vahyin hazinesi ve hafızı (koruyucusu). Zikrin eminleri ve tercümanları, tenzilin (nazil olunmuş) madeni ve intihası odur. Onlardır Alevi yıldızlar. Muhammedi göğünde, Fatimiyye ismet güneşinden doğan Alevi nurlar. Ahmedi ağacında
              yeşermiş nubuvvet dalları. İlahi sırların konulduğu beşeri heykeller, tertemiz zürriye, hadi ve mehdi olan Haşimi itret. Onlardır varlığın hayrı ve hayırlısı, onlardır pak ve tahir olan imamlar, masum olan itret, en kerim olan zürriye, raşit (irşad eden) halifeler, yüce ve büyük sıddıklar, necip ve tertemiz vasiler, razı olunmuş evlatlar, hidayet eden mehdiler. Onlardır Ali Taha nın (Taha ehlinin) en güzel bereketleri, evvellere ve ahirlere (öncekiler ve sonrakiler) Allahın huccetleri. İsimleri, taşlara, ağaçların yapraklarına, kuşların kanatlarına, cennet ve cehennemin kapısına, arşa ve eflaka (alemler) meleklerin kanatlarına, cemal, izzet, suradıgat (alemlerden bir alem ) ve celal hicaplarına yazılmıştır. Uçan kuşlar onların ismiyle tesbih ederler. Denizlerin derinliklerinde balıklar onların Şiaları için bağışlanma dilerler. Allahu Teala, vahdaniyeti ve pak ve tertemiz olan zürriyeye iman ve düşmanlarından beraat etme hususunda ikrar ve söz almadığı hiçbir şeyi yaratmadı.
              Üzerine LAİLAHE İLLELLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH ALİYYUN VELİYULLAH yazılınca arş istikrar buldu. (yerinde sabit kalabilmiştir)
              Kaynak: Tefsirul Burhan Cilt 3 Sayfa 368
              Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

              Yorum


                Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                ‎"Akıl tek başına yeterli midir? Kulların başka bir şeye ihtiyaçları yok mudur?"

                Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm) Buyurdu ki: «Akıllı insan, Allah'ın var oluşunun dayanağı, süsü ve hidayeti kıldığı aklı aracılığıyla Allah'ın hakkın kendisi ve Rabbi olduğunu bilir. Yaratıcısı­nın bazı şeyleri sevdiğini, bazı şeyleri sevmediğini, Ona itaat etmenin ve Ona isyan etmenin söz konusu olduğunu anlar. Aklının bütün bunları gösteremediğini de fark eder ve ancak ilimle, ilmi talep etmekle eğri ile doğrunun farkına varacağını bilir. Yine ilmi elde edememesi durumunda aklının kendisine bir yarar sağlamayacağını da anlar. O halde akıllı insanın, ilim öğrenmesi ve ilmin dayanağı olan âdabı ve usu­lü kavraması bir zorunluluktur.
                Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                Yorum


                  Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                  İmam Ali (a.s):

                  ‎Akıllı, ameline dayanır,
                  câhil, emeline dayanır.
                  Bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür;
                  câhil, gözüyle bakar görür.
                  Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                  Yorum


                    Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                    İmam Ali (a.s):

                    Düşünce basiretli kalbin hayatıdır. Tıpkı ya­nında aydınlatıcı bir fener olduğu halde yürüyen bir kimse gibi en güzel biçimde tehlikelerden korunarak ve fazla gecikmeden yoluna devam eder.
                    Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                    Yorum


                      Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                      İmam Ali (a.s):

                      Akıl aracılığıyla derinlerdeki hikmet yüzeye çıkarılır ve hikmet aracılığıyla da derinlerdeki akıl yüzeye çıkarılır. İyi yönetimle sâlih bir adap manzumesi oluşur
                      Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                      Yorum


                        Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                        İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu:

                        Bir kimsede iyi huylardan birinin yerleşik olduğunu sezersem, onu bu iyi ni­teliğiyle değerlendirir, başka özelliklerinin olmayışını bağışlayabilirim; ama bir kim­senin aklının ve dininin olmayışını asla bağışlamam.Çünkü dinden yoksun olmak, güvenliğin ortadan kalkması anlamına gelir. Korkunun egemen olduğu bir yerde de huzurlu bir hayat yaşamak mümkün değildir. Aklın olmadığı yerde hayat da olmaz. Akılsızlar ancak ölülerle mukayese edilirler.
                        Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                        Yorum


                          Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                          İmam Mehdi (accelellahu fereceh) :

                          “Gaybetim döneminde benden faydalanmaya gelince; bu dönemde benden faydalanmak, bulutlarla örtülen güneşten yararlanmaya benzer. Ben yeryüzü ehli için kurtuluş ve emniyet vesilesiyim. Nitekim yıldızlar da gök ehli için emniyet vesileleridir. Öyleyse sizi ilgilendirmeyen şeyleri sormayın. Sizden istenilmeyen şeyleri bilmek için kendinizi zahmete düşürmeyin. Ferecin yakın olması için çok dua ediniz. Çünkü dua sizin kurtuluş vesilenizdir.”
                          Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                          Yorum


                            Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                            İslam Peygamberi (s.a.a) buyuruyor ki:

                            “Dünya ve ahiretin en iyi huyunu bildireyim mi? Seninle ilişkisini kesenle ilişki kuracak; seni mahrum edene iyilik edecek ve sana zulmedeni affedeceksin.”
                            Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                            Yorum


                              Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                              İMAM RIZA (as):

                              Allah dedi ki:

                              "Fatiha Suresini kendim ve kullarım arasında taksim ettim.Yarısı benim ve diğer yarısı da kullarımındır."

                              Kullarından biri "BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Kulum benim adımla başladı ve işlerini yoluna koymak ve durumu düzeltmek bana vacip oldu."

                              Kulu "ELHAMDULİLLAHİRRABİLALEMİN" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Kulum beni övdü ve sahip olduğu nimetlerin benden olduğunu anladı ve kendisinden uzaklaşan belaların benim gücümle olduğunu idrak etti."

                              Kulu "ERRAHMANİRRAHİM" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Kulum benim Rahman ve Rahim olduğuma tanıklık etti,öyleyse onun rahmetimden olan payını artıracağım."

                              Kulu "MALİKİYEVMİDDİN" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Kulum kıyamet gününü bizden bildi.O gün onun hesabını kolaylaştıracağım ve kötülüklerini affedeceğim."

                              Kulu "İYYAKENABUDU" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Ey göklerin ve yerin melekleri! Bilin ki bu ibadetinden dolayı ona öyle bir mükafat vereceğim ki cinler ve insanlar ona gıpta edecekler."

                              Kulu "İYYAKENESTEİN" dediğinde Allah şöyle buyurur:

                              "Kulum benden yardım istiyor ve bana sığınmış bulunuyor.Biliniz ki ona istediğinde yardım edecek,sıkıntılarında imdadına yetişeceğim."
                              Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                              Yorum


                                Ynt: 14 MASUMDAN HADİSLER

                                İmam Ali (a.s):

                                Gösteriş budalaları için cehennemde barınılacak yer mi yoktur!?
                                Allahumme salli ala Muhammed’in ve Al-i Muhammed ve accil ferecehum vel an ada ehum.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X