Ynt: İmam Hüseyin'in (a.s) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri
Gerekli Hatırlatma:
Her ne kadar iki delile istinat ederek hutbenin üç bölümünü müstakil bir hutbe olarak sunuyorsak da şuna dikkat edilmesi gerekir ki, bu hutbe mevcut haliyle de İmam Hüseyin (a.s)'ın o mecliste buyurduğu bütün sözlerini kapsamına almamaktadır. Zira hutbenin ilk bölümünü nakleden Süleym b. Kays şöyle diyor: "İmam Hüseyin (a.s), Ehl-i Beyt (a.s)'ın Kur'ân ve hadislerdeki bütün faziletlerini açıkladı ve onların her biri hakkında gerekli izah ve açıklamalar yaptı."[11]
Halbuki hutbeyi okuyunca, hutbenin o bölümünün, Ehl-i Beyt'in Hz. Peygamber (s.a.a)'in hadislerinde yansıyan faziletlerinden sadece bir kısmını içerdiğini göreceksiniz.
Diğer bir şahit de şu ki, hutbe, hamd-u sena ve bismillah olmaksızın "amma ba'd" ibaresiyle başlamaktadır. Böyle önemli bir hutbenin, ALLAH'ın adı zikredilmeden ve hamd-u sena söylenmeden İmam Hüseyin (a.s) vesilesiyle irad edilmesi mümkün değildir. Bu konu hakkında da Süleym b. Kays şöyle diyor: "Fe-qame fiyhim hatîben fe-hamidellahe ve esna aleyhi sümme qal..."[12] Yani "İmam Hüseyin (a.s) hutbeyi irad etmek için ayağa kalktılar ve ALLAH'a hamd-u sena ettikten sonra şöyle buyurdular: ..."
Binaenaleyh, hutbe, hamd-u sena ile başlamış fakat naklolunmamıştır. İşte bu da, hutbenin insicam ve irtibatını sağlamakta etkili ve yararlı olacak bir takım diğer söz ve cümlelerin de, hutbenin bazı bölümleri kesilip özetlenmesinden dolayı muhaddis ve ravilerin eline ulaşmadığı ihtimalini güçlendiriyor.
Şehitlerin efendisi Hz. Eba Abdullah Hüseyin (a.s)'dan, bu teşebbüsteki kusur ve yanılgımızı mazur görmesini özrümüzü kabul etmesini ve kendi lütuf ve teveccühünden bizleri ümitsiz etmemesini acizane bir şekilde temenni ediyoruz.
Araştırmacı ve görüş sahiplerinden, bu konunun ıslah ve tamamlanmasında etkili olabilecek her çeşit görüş ve tahkikatlarından bizleri haberdar etmelerini samimi bir şekilde bekliyoruz.
Gerekli Hatırlatma:
Her ne kadar iki delile istinat ederek hutbenin üç bölümünü müstakil bir hutbe olarak sunuyorsak da şuna dikkat edilmesi gerekir ki, bu hutbe mevcut haliyle de İmam Hüseyin (a.s)'ın o mecliste buyurduğu bütün sözlerini kapsamına almamaktadır. Zira hutbenin ilk bölümünü nakleden Süleym b. Kays şöyle diyor: "İmam Hüseyin (a.s), Ehl-i Beyt (a.s)'ın Kur'ân ve hadislerdeki bütün faziletlerini açıkladı ve onların her biri hakkında gerekli izah ve açıklamalar yaptı."[11]
Halbuki hutbeyi okuyunca, hutbenin o bölümünün, Ehl-i Beyt'in Hz. Peygamber (s.a.a)'in hadislerinde yansıyan faziletlerinden sadece bir kısmını içerdiğini göreceksiniz.
Diğer bir şahit de şu ki, hutbe, hamd-u sena ve bismillah olmaksızın "amma ba'd" ibaresiyle başlamaktadır. Böyle önemli bir hutbenin, ALLAH'ın adı zikredilmeden ve hamd-u sena söylenmeden İmam Hüseyin (a.s) vesilesiyle irad edilmesi mümkün değildir. Bu konu hakkında da Süleym b. Kays şöyle diyor: "Fe-qame fiyhim hatîben fe-hamidellahe ve esna aleyhi sümme qal..."[12] Yani "İmam Hüseyin (a.s) hutbeyi irad etmek için ayağa kalktılar ve ALLAH'a hamd-u sena ettikten sonra şöyle buyurdular: ..."
Binaenaleyh, hutbe, hamd-u sena ile başlamış fakat naklolunmamıştır. İşte bu da, hutbenin insicam ve irtibatını sağlamakta etkili ve yararlı olacak bir takım diğer söz ve cümlelerin de, hutbenin bazı bölümleri kesilip özetlenmesinden dolayı muhaddis ve ravilerin eline ulaşmadığı ihtimalini güçlendiriyor.
Şehitlerin efendisi Hz. Eba Abdullah Hüseyin (a.s)'dan, bu teşebbüsteki kusur ve yanılgımızı mazur görmesini özrümüzü kabul etmesini ve kendi lütuf ve teveccühünden bizleri ümitsiz etmemesini acizane bir şekilde temenni ediyoruz.
Araştırmacı ve görüş sahiplerinden, bu konunun ıslah ve tamamlanmasında etkili olabilecek her çeşit görüş ve tahkikatlarından bizleri haberdar etmelerini samimi bir şekilde bekliyoruz.
Yorum