Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


    Her gün aşura! Her yer Kerbela.

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

    İmam Hüseyin (a.s.):
    440

    Şia Geleneğinde hadis Yazılım Konumu:
    3


    Bu rivayet İmam Cafer Sadık (a.s.)’ın babalarından kendisine yetişen bazı sahifelerin olduğunu, oysa, Ehl-i Sünnetin o dönemde hadis yazmaya fazla özen göstermediğini göstermektedir.

    Sayrefi’nin naklettiği ş rivayet de Ehl-i Beyt İmamlarının yanında bazı kitapların bulunduğunu göstermektedir:
    Hekem ibn-i Uyeyne ile birlikte İmam Muhammed Bakır (a.s.)’ın huzuruna gitmiştik, Hekem İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’dan bazı sorular soruyordu.

    İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’da ona ilgi gösteriyordu. Hekem’le bir konuda ihtilaf ettik. Bunun üzerine İmam Muhammed Bâkır (a.s.) oğluna, kalk o büyük kitabı getir dedi. Sonra o kitabı açıp sayfalarını çevirerek aradığı meseleyi buldu ve ‘’Bu Resulullah (s.a.v.)’ın imzası ve İmam Ali (a.s.)’nın yazısıdır.’’ buyurdu. (Rical-i Necaşî, sayfa. 255.)

    Ve yina İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’dan şöyle nakledlmektedirler: ‘’Biz Hz. İmam Ali (a.s.)’nın kitabında Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu gördük: Zekat verilmezse yerin bereketi kalkar.’’ (Furu-ul Kâfî, cild. 2, sayfa. 666.)

    İmam Cafer Sadık (a.s.)’dan da şöyle naklolunmaktadırlar ki: ‘’Hz. İmam Ali (a.s.)’ın kitabında şöyle geçmiştir: ‘’Dünya, içinde zehir taşıyan ve derisi çok yumuşak yılana benzer, akıllı adam ondan kaçınır ama cahil çocuk ise ona el uzatır.’’(Vesail-uş Şia cihad kitabı, Mekatib-ur Resul bölümü, sayfa. 76.)

    ‘’Adab-ı Emir-ul Muminin’’ adlı kitapta şöyle naklolunmuştur ki: ‘’Din yani (devlet) hususunda kıyas edilmemelidir, Allah’ın emri kıyasla bağdaşmaz. Kıyasa teşebbüs edecek bir kavim gelecektir; bunlar dine yani (devlete) karşı düşmanlık edeceklerdir.’’ (Vesail-uş Şia, kitab-ul Kaza.) Yazan. imam Dikmen

    Yorum


      Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


      Her gün aşura! Her yer Kerbela.

      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

      İmam Hüseyin (a.s.):
      441

      Şia Geleneğinde hadis Yazılım Konumu: 4


      Zürare şöyle diyor: İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’dan dedenin mirasına dair bir soru sordum, İmam Muhammed Bâkır (a.s.) şöyle buyurdular: ‘’Bu konuda Emir-ul Mü’minin Hz. İmam Ali (a.s.)’dan başka, şahsî görüşünü söylemeden konuşan birini görmedim’’ Hz. İmam Ali (a.s.) ne buyurmuştur? Dediğimde İmam Muhammed (a.s.); yarın gel kitabın yüzünde sana okuyayım’’ buyurdular.

      Canım sana feda olsun onu hadis olarak bana söylemen, kitabın yüzünden okumandan daha iyidir dedim. Ama İmam Muhammed Bâkır (a.s.); ‘’Sen beni dinle; yarın gel kitabın yüzünden sana okuyayım’’ buyurdular.

      Zürare devamında şöyle diyor; Ertesi gün öğleden sonra İmam Muhammed (a.s.)’ın yanına gittiğimde, İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’ın oğlu Cafer bana doğru geldi; İmam Muhammed Bâkır (a.s.) ona; ‘’Kitabı bizim için oku’’ dedi....’’ (Furu-ul Kâfî, cild. 7, sayfa. 94.)

      İmam Muhammed Bâkır (a.s.)’ın ashabından olan Muhammed ibn-i Müslim şöyle diyor: ‘’Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır (a.s.), Hz. Peygamber (s.a.v.)’in imzası ve İmam Ali (a.s.)’nın hattıyla olan ‘’Feraiz’’ kitabını bana okudu.’’ (Furu-ul Kâfî, cild. 7, sayfa. 98.)

      Bu denizden bir damladır. Bunlar Şia yanında hadis yazımının Hz. Peygamber (s.a.v.)’ın zamanında Hz. İmam Ali (a.s.)’nın eliyle başladığını gösteriyor. Bu rivayetler Şia’nın hadis kitaplarında tevatür haddine ulaşmıştır. Ehl-i Sünnet kaynaklarında da bunlara işaretler vardır. Yazan. imam Dikmen

      Yorum


        Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


        Her gün aşura! Her yer Kerbela.

        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

        İmam Hüseyin (a.s.):
        442

        Şia Geleneğinde hadis Yazılım Konumu: 5

        Bütün bunlar Şia hadislerinin doğruluk ve sağlamlığını göstermektedir. Çünkü Şia üçüncü asrın yarılarına kadar masum İmamlardan yararlanmıştır.

        Bu arada önceki imamların ashabının te’lif ettiği kitaplara da sahipti. Ve aynı zaman zarfında Ehl-i Sünnet imamlarının dördü de masum imamların talebe ve öğrencilerdir ki bu tüm Ehl-i Sünnet kaynak kitaplarında mevcuttur.

        İmam Cafer Sadık (a.s.) döneminden ihtibaren bu kitapların sayısı oldukaç çoğaldı. Rical-i Necaşî’ye göz atılacak olursa İmamların ashabının Şia fıhkını konu eden sayısız te’lifleri olduğu görülür.

        Şiilerin baskı altında olması, fasık ve fırsat göztenlerin onlara yönelmemesi, imamlar ve ashablarının da hadis toplamaya özen göstermeleri Şia fıhkının zengin ve doğruluğuna sebep olmuştur.

        Ama Ehl-i Sünnet uleması genellikle hakim güce yaslanarak uşaklık yapmalarının olmalarından ve bu güçlerin genellikle hadis toplamaya ilgi göstermemelerin dışından da hadislerin yazılmasını yasaklanmasından dolayıdır ki, Ehl-i Sünnet uleması yanlışlıklar içinden çıkıp doğruları bulamamıştır. Yazan. imam Dikmen

        Yorum


          Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


          Her gün aşura! Her yer Kerbela.

          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

          İmam Hüseyin (a.s.):
          443

          Şimdi İse Ehl-i Sünnet Arasında Hadis Yazılımının Tarihi Konumu: 1

          Kuran ve Ehl-i Beyt araştırma Aşura özel makalelerinde Ehl-i Sünnet alimlerinin İmam Hüseyin (a.s.)’ın kerbela devrim kıyamının özerinde durmadıklarının özel sebeblerinden biride Ehl-i Sünnet alimlerince müslüman halk kitlelerinden gerçekleri saklamaları neden olmuştur.

          Elbette bunların başında ilk etapta Hz. Peygamber (s.a.v.)’in vefatlarından sonra ki, İslam-i devleti ınkilap devriliş şekliyle tekrar Emevi’lere devredilmesinden sonra hadis nakillerinin yasaklanması ve Ehl-i Beyt’i müslüman halk kitlelerine götürmemeleri olmuştur.

          Bu açıdanda Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak Ehl-i Sünnet alimlerince kaleme alınmış eserlerde hadislerin yazılmaması ve yasaklanması için yapılmış hilekârlıklarını gözler önüne sermeye çalışacağız. Elbette bundan ders veya ibret almak isteyen müslümanların burda verilmiş olan belge ve kaynaklara baş vurmaları kendi hayat icabları olacaktır.

          Bugün elimizde mevcut bulunan hadis kaynaklarının hepsi hicri ikinci asrın sonlarında ve üçüncü asırda te’lif olmuştur. Tarihi belgelerden elde edilende şudur; ikinci asrın başlarından ihtibaren muhaddislerden bazıları düzenli bir şekilde olmasa da bazı rivayetleri yazıyorlardı.

          Daha sonra bu küçük risaleler, daha büyük eserler ve kaynaklar olmuştur. Ama her halukarda büyük kitaplarda mevcud olan hadislerin çoğu, ezberleme yoluyla o döneme kadar ulaşmış ve bu kitaplarda kaydedilmiştir.

          Hadis yazılımının geciktirilmesi, hadisle ilgili en önemli meselelerdendir. Çünkü bu iş, hadisin metninin sağlamlığı, zayıflığı hadis uydurma ve diğer konularda çok etkili olmuştur. Burada sözkonusu edeceğimiz konulardan biri de hadis yazılımın geciktirilmesine sebeb olan tanınmış kimselerle ilgilidir.

          Hakeza, onların hedefinin ne olduğunu ve takındıkları tavrın hadis üzerindeki etkisinin boyutlarını bu bölümde araştırma konusu yapmaya çalışacağız. Yazan. imam Dikmen

          Yorum


            Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


            Her gün aşura! Her yer Kerbela.

            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

            İmam Hüseyin (a.s.):
            444

            Şimdi İse Ehl-i Sünnet Arasında Hadis Yazılımının Tarihi Konumu: 2


            Tarih kitaplarından anlaşılan şudur ki: Halifelerden bazısı bir takım maslahatlardan dolayı hadis yazmaya engel oldukları gibi hadislerin yazılmasınıda yasaklamışlardır, diğer bir gurup sahabe ve tabiinde bu konuda onları izlemiştir ‘’İnsanlar sultanların dini yani kanunları üzeredir’’ kaidesi gereğince bir çokları uzun bir zaman hadis yazmaktan kaçınmış, sadece ezberleyerek hadisleri korumuşlardır.

            Hadis yazan bazı kimseler de ömürlerinin sonunda yazdıklarını yok etmiş onları gelecek nesle aktarmamışlardır. İlginç olan nokta da Ehl-i Sünnet’te hadis yazılımının yasaklanması yöneticiler tarafından gerçekleştiği gibi hadis yazmaya başlamak da yine onların emirleriyle onların istediği gibi olmuştur.

            Zuhrî şöyle anlatmaktadır: ‘’Biz ilim yazmaktan kaçınıyorduk, fakat yöneticiler amirler bizi bu işe mecbur ettiler. Artık ondan sonra, müslümanlardan hiç kimse bu ise karşı çıkmadı. Sultanlar, benden onlar için ilim yazmamı istediler. Bir süre onlar için ilim yazdım, fakat ilmi onlar için yazıp başkalarına yazmadığımdan dolayı Allah’tan utandım.’’ (Tabakat-ul Kubra, cild. 2, sayfa. 389. Müsannef-i Abdurrazzak, sayfa. 258. Takyid-ul İlim, sayfa. 107.)

            Elbette bu mesele, sahabe ve tabiinden olanların hepsini içermemektedir. Çünkü Hz. İmam Ali (a.s.) başta olmak üzere onlardan bir grubu, hadis yazıyor ve diğerlerinin de yazmasını emrediyordu.

            Ama diğerleri, önceki halifelerin hadis yazma yasağının sonraki halifelerin emriyle ortadan kalkmasından sonra hadis yazmaya başladılar. (Câmi-u Beyan-il İlm, cild. 1, sayfa. 337.)

            Halifeler arasında Ömer ibn-i Abbulaziz, hadis yazma ve onları halifeye gönderme hususunda şehirlerdeki alimlerine mektuplar yazan ilk şahıstır. (Musannef-i Abdurrazzak, cild. 9, sayfa. 337.) Yine o, Murret ibn-i Kesir’e; Peygamber (s.a.v.)’in hadislerini benim için tedvin et diye yazdı. (Tabakat-ul Kubra, cild. 7, sayfa. 447.)

            Yine Ebu Bekr ibn-i Muhammed-i Hazım’a; ‘’yanında Hz. Peygamber (s.a.v.)’ın hadislerinden ne varsa yaz, Ömer’den naklolan şeyleri de ona ekliyerek bana gönder.

            Çünkü hadislerin zayi olmasından korkuyorum.’’ diye ve Medine halkına da; ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hadislerinden kalanları yazın, ben ilmin yok olmasından korkuyorum’’ diye mektup yazdı. (Sünen-i darimî, cild. 1, sayfa. 126; Takyid-ul İlm, sayfa. 105. sünen-i Darimi, cild. 1, sayfa. 127. tedrib-ur Ravî, sayfa. 90 (Suyuti’den.) Yazan. imam Dikmen

            Yorum


              Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


              Her gün aşura! Her yer Kerbela.

              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

              İmam Hüseyin (a.s.):
              445

              Şimdi İse Ehl-i Sünnet Arasında Hadis Yazılımının Tarihi Konumu:
              3


              Bu tabirler, o zamana kadar hadis toplama meselesinin söz konusu olmadığını göstermektedir. Elbette bu, hiçbir şekilde hadis yazılmadığı anlamına gelmez. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in ayet ilkelerinden bir zat Kuran’ı koruyacağını ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’inden sonra da Gadir-i Hum denen çöldeki dört yol ayırımındaki Gadir-i Hum olayının vuku bulduğu ve İmamet makamına İmam Ali (a.s.)’ın getirdiğini vurgulamaktadır.

              Ömer ibn-i Abdulaziz’ın ölümünden sonra uzun bir zamana kadar diğer halifelerden hiçbiri bu işi takip etmedi ve hadis yazılımı yine rafa kaldırılıp unutuldu.

              O zamana kadar Ehl-i Sünnet’in geçmiş nesilden miras aldığı tek şey hadis ezberlemekti. Hadis yazmak onların ruhlarıyla bağdaşmıyordu. İkinci asrın son muhaddislerinden bile yazmaktan çekiniyorlardı.

              Sözün ona bu tarihçiler de hadis yazımının geciktirildiğine ve ilk hadis mecmualarının kimler tarafından te’lif edildiğine işaret etmektedirler.

              Abdurrazzak şöyle naklediyor: ‘’Hadis tasnifine başlayan ilk kimse İbn-i Cureyh idi. Evzaî de yazdıklarını Yahya ibn-i Kesir’e sunduktan sonra onlara tasnif etmeye başladı.’’ (el-Cerh ve’t Ta’dil, cildi. 1, sayfa. 184.)

              Ve yine Zehebi şöyle nakletmektedirler:

              ‘’Hicri. 143’de İslam alimlerinden İbn-i Cereyh Mekke’de Malik Medine’de, Evzaî Şam’da ibn-i Ebî Urube Basra’da Muammer Yemen’de Sufyan-i Sevrî Küfe’de... hadis, fıkıh ve tefsir yazmaya başladılar. Ama ondan önce muhaddisler ezberden hadis naklediyorlardı veya düzensiz levhalardan rivayet ediyorlardı.’’ (Tarih-ul Hulefa, sayfa. 261 (Suyutî’den)

              Zehebi bir yerde de şöyle naklediyor: ‘’İbn-i Cureyh ve ibn-i Ebu Urube, hadis tedvin etmeye başlayan ilk kimselerdir. Yazan. imam Dikmen

              Yorum


                Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                İmam Hüseyin (a.s.):
                446

                Şimdi İse Ehl-i Sünnet Arasında Hadis Yazılımının Tarihi Konumu: 4


                Nitekin de Muammar ibn-i Raşid Yemen’de onların ilkiydi. (Tezkiret-ul Huffaz, cild. 1, sayfa. 170.) Ey Ehl-i Sünnet müslüman kardeşlerim sizlerin kendinize biz Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şefaatından marum kalmıyalım diye gece ve gündüz ağlamakta ve sızlamaktasınız ama gerçek yönüyle İslam felsefi ve sentez, düşüncesinde ne gibi bir oyunların oynandığının bilincinde değilsiniz. Burda vermiş olduğum kaynakların mualesef gerçeklik payları yüzde yüzdür.

                Ve asla bunda herhangi bir yanılgı ve yalan bulunmamaktadır. Umarım bundan sonra Allah’a yalvarmanız konusunda bilinçli bir tarzda Hz. Peygamber (s.a.v.)’den şefaat bekleme curetini kendinizde bulabilirsiniz.

                İbn-i Şehab-i Zuhrî’den şöyle nakledilmektedir ki: ‘’Ömer ibn-i Abdulaziz bize sünneti toplamamızı emretti, biz de onları bir kitap haline getirdikten sonra bir nüshasını sultası altındaki memleketlere gönderdik.’’ (Câmi-u Beyan-il İlm, Cild. 1, sayfa. 92.)

                Hacı Halifesi de şöyle yazıyorlar: ‘’İslam çeşitli beldelerde yayıldığında, sahabe ve tabiinden onlanlar da o beldelere dağıldılar. Bir süre sonra bunlar dünyadan göçtüler. Tabiatıyla hadis ezberleyenler azaldı. Alimler hadisleri toplamaya ve onları yazarak korumaya ihtiyaç duydular. Canıma andolsunki, yazmak daha doğrudur. Yazan. imam Dikmen

                Yorum


                  Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                  Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                  Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                  İmam Hüseyin (a.s.):
                  447

                  Şimdi İse Ehl-i Sünnet Arasında Hadis Yazılımının Tarihi Konumu: 5

                  Çünkü ezberlenen hadis unutuluverir. Bundan sonra İbn-i Cureyh ve Malik ibn-i Enes gibi bir grup hadis imamları geliyor. Basra’da ilk hadis tedvin edenin Rabi ibn-i Subeyh olduğunu söylemilerdir. Artık ondan sonra bu iş yaygınlaşmıştır.’’ (Keşf-uz Zunun, cild. 1, sayfa. 237.)

                  Bu sözlerden şu anlaşılmaktadır ki hadis ezberlenmesinden yazılmasına kadar üç aşama olduğunu göstermektedir. O’nun için de Emevi dalkavukçularının saltanaklığın uşaklığını yapan kişi veya kişilerin Ehl-i Beyt masumiyetinin göz ardı etmesine neden olmuştur:

                  Birinci aşama’da hicri birinci asrın evvelinden sonuna kadar sürmüştür. Bu aşamada hadis yazılımı, halifelerin emirlerine aykırı hareket eden bazı sahabeler hariç yaygın bir şekilde söz konusu olmamıştır.

                  İkinci aşamada, hicri ikinci asrın evvelinden ortalarına kadar sürmüştür. Bu aşamada ise hadis eksik ve yanlış bir şekilde tedvin edilmiş ve bazı kitaplar da bu dönemde yazılmıştır.

                  Hadis tedvinin üçüncü aşamasıda ise nisbeten mükemmel bir şekilde ikinci asrın sonlarından başlamıştır. Gerçi o zamandan elimize pek az eser ulaşmıştır. O dönemden elimize ulaşan en eski eser ‘’Musannef-i Abdurrazzak’’, ‘’Müsannef-i İbn-i ebî Şeybe’’ ve İbn-i Malik’in ‘’Muvatta’’sıdır. Bunlardan çoğunun te’lifi hicri ikinci asrın sonralarından başlamıştır.

                  Zehebî’nin naklettiğine göre de, ilk müsnedi, Nuaym ibn-i Hammad te’lif etmiştir. (Tezkiret-ul Huffaz, cild. 1, sayfa. 419.) Yahya el Hamanî de Kufe’de ilk olarak müsned tasnif etmiştir. (Tezkiret-ul Huffaz, cild. 1, sayfa. 423. Tebrib-ur Ravi, sayfa. 88.) Yazan imam Dikmen

                  Yorum


                    Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                    Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                    İmam Hüseyin (a.s.):
                    448

                    Hadis Yazılmasını Gecikmesinin Neden ve Niteliklerin Sebepler Konumu: 1

                    İster Kur’an yazılımı konusundaki müslüman halk kitlelerinin ayrılık fikirleri olgusu düşüncesinde olsun isterlerse hadis yazılmasının gecikme konularında olsun neden ve nitetiliklerin göz önünde bulundurarak halifelerin bunlar üzerlerindeki baskıları konumundaki bize ulaşan belgelerin gündem konusu haline getirerek müslüman halk kitlelerine ulaştırmak en doğru düşünce tavrı olur kanısındayım.

                    Kuran ve Ehl-i Beyt’de hepimizin bildirendirme açılarında Kur’an’ın tedvin ve yazılımı ilk önce Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından yapılmış olması İslam felsefesinin anayasal olarak şerat kanunların hukuksal içeriliğiyle ayakta tuta bilme açılarında çok büyük bir bağlılık ve garantı hissetirmektedir.

                    Bunun için de tehrif ve yanlışlıkların korunmasını sağlamlaştırmıştır. Hadis hakkındaki görüşümüz de şudur: Hz. Peygamber (s.a.v.) hadis yazmaya müsade etmiştir, hatta yazılmasını emretmişlerdir. Ama Resulullah (s.a.v.)’ın vefatından hemen sonra hadis tedvin ve yazılımıyla muhalefet edilmiş ve hadisle ilişkin bir takım zorluklar çıkarılmıştır.

                    Hz. Peygamber (s.a.v.)’in tenkite tabi tutulmayacağını, diğerlerinin ise tenkite tabi tutulacaklarını ve onlar makamının düşeceğini çok iyi bildikleri için bir hadis uyudurup onu Hz. Peygamber (s.a.v.)’e nisbet vermişlerdir.

                    Hadis şudur: ‘’Benden, Kur’an’dan başka bir şey yazmayın, bir şey yazan onu mahvetsin.’’ (Takyid-ul İlm, sayfa. 29. Müsned-i Ahmed, cild. 3, sayfa. 12.)

                    Bu mesele hakkında ibare çok açık ve nettir. Bunun manası yazmanın câiz olmadığını gösterir. Biz de bunu ve benzerini, bu kadar net olduğundan dolayı şu delillerle kabul etmiyoruz:

                    1- Eğer bu hadisi kabul etmiş olursak, onun geçerliliğinin özel bir zamana mahsus olduğunu kabul edemeyiz. Buna biaen, eğer hadis yazmak yasaklanmışsa bu yasak her zaman için geçerlidir.

                    Oysa bu hadisi nakledenlerin kendileri, hadis yazmakla ona uymadıklarını ortaya koymuşlardır. Bu hadisi rivayet edenlerin kendilerinin buna amel etmemeleri bu hadisin doğru olmadığının en büyük delilidir. Onlar da şunu çok iyi biliyorlar ki, şeriatta birşey haram kılınsa artık o helal edilmez.

                    İlginç olanı şudur: Onların kalemleri bu hadisi yazmakla bu hadise amel etmemişlerdir. O halde o hadisin doğruluğu nasıl kabul edilebilir?... Yazan. imam Dikmen

                    Yorum


                      Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                      Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                      İmam Hüseyin (a.s.):
                      449

                      Hadis Yazılmasını Gecikmesinin Neden ve Niteliklerin Sebepler Konumu:
                      2


                      2- Bu hadissi rivayet edenlerin kendileri Hz. Peygamber (s.a.v.)’den hadislerini yazmanın câiz olduğuna dâir bir takım hadisler nakletmişlerdir. (Câmi-u Beyan-il Hadis, cild. 1, sayfa. 76. Keşf-ul Estar, cild. 1, sayfa. 109.)

                      3- Tarihle ilgili rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla ilerde bunun üzerinde duracağız. Birinci halife, hatta ikinci halifenin kendisi, hilafetlerinin evvelinde hadisleri yazmak istemelerine rağmen sonraları ileri sürdükleri bazı nedenlerle hadis yazımına engel oldular. Onlar, kesinlikle Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hadis yazımın nehy ettiğini dile getirmediler.

                      Bu konuda sahabeyle istişare ettiklerinde de görüşleri hadisleri yazmakla müsait idi. Bu maceranın kendisi, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hadis yazımının nehy etmediğini göstermektedir.

                      4- Hz. Peygamber (s.a.v.) zikrolunan rivayetin hemen peşine onun doğru olmadığına şahid olacak şöyle bir cümle vardır: ‘’İsrailoğulları’ından istediğinizi nakledin sakıncası yoktur.’’

                      Hz. Peygamber (s.a.v.) İsrailoğulların israiliyatı duymaktan bile kesinlikle rahatsız olduklarına göre, Biz sonradan bunun kaynaklarını zikredeceğiz. Kesinlikle bu hadis uydurma olduğuna hükmedebiliriz. Çünkü hadisi uyduran bir taraftan ‘’Hz. Peygamer (s.a.v.)’in sözlerini yazmayın’’, diğer taraftan ise ‘’İsrailoğullar’ından istediğinizi nakledin’’ diyor.

                      Bu durumda Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sözleri yavaş yavaş yokolacak ve İslam-i düşüncelere saldıran sözler ise baki kalacaktır. Bu hadis uyduranın asıl hedefi işte bundan ibarettir. Acaba Hz. Peygamber (s.a.v.)’ın böyle bir şey buyurmasını akıl kabul ediyor mu?! Sizce.

                      Bu konu ve mesele hakkında Ebu Hureyre’ninn rivayetine bakmamızda yarar var sanırım: Bu konuda diğer bir rivayet de Ebu Hureyre’den naklolunmuştur. O şöyle naklediyor: Bir gün biz hadis yazmakla meşgul idik, bu esnada Hz. Peygamber (s.a.v.) yanımıza gelip: ‘’Bu yazdığınız şeyler nedir?’’ diye sordu.

                      Ben: Sizden duyduğumuz sözlerdir dedim. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): ‘’Acaba Allah’ın kitabından başka bir kitap mı istiyorsunuz? Biliniz ki, geçmiş, ümmetler, Allah’ın kitabıyla birlikte diğer kitaplar yazmadıkça sapmadılar.’’ buyurdu. Yazan. imam Dikmen

                      Yorum


                        Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                        Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                        İmam Hüseyin (a.s.):
                        450

                        Şimdi birazda olsa bu mesele ve rivayeti bizim açımızdan şu delillerle doğru olmadığını kanıtlamaya çalışalım:


                        1- Biz, Ebu Hureyre’nin adaletini kabul etmiyoruz. Bu konuda bir çok kitaplar yazılmıştır; Ona güvenilir olmadığı Ehl-i Sünnet’ten olan sayısız muhakkiklere bile açıktır. Dolayısıyla onun naklettiği bir hadis kabul edemeyiz. (Takyid-ul İlm, sayfa. 34.)

                        2- Bu istidlal ikinci halifenin istidlalinin aynısıdır. Şu farkla ki, bu sözü Hz. Peygamber (s.a.v.)’e nisbet vermek cesaretini göstermemiştir. Ama Ebu Hureyre ve onun dilinden nakledenler bu istidlali Hz. Peygamber (s.a.v.)’e nisbet vermişlerdir. (Takyid-ul İlm, sayfa. 34.)

                        3- Bu gibi yasaklar, Ehl-i kitabın kitaplarıyla ilgilidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) o tür kitapları nehyetmiştir. Kur’an’ın tamamlayıcısı olan sünnet ve hadisleri değil.

                        4- Ebu Hureyre’nin kendisi, Abdullah ibn-i Amr hariç hiç kimsenin kendisi kadar hadis toplamadığını vurgulamaktadır. Ne var ki o, hadisleri yazıyormuş, ama Ebu Hureyre yazmıyormuş. (el Kifaye fi ilm-ir Rivaye, sayfa. 83.)

                        Bu sözler hadis yazılımın nahyedilmediğini gösteriyor. Abdulllah ibn-i Amr bütün hadisleri yazıyormuş, ama Ebu Hureyre bir takım şahşî sebeplerden dolayı yazmıyormyuş; Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yaşadığından dolayı değil. Çünkü hadisleri isteyen yazıyormuş, istemeyen ise yazmıyormuş.

                        5- Ebu Hureyre’nin öğrencilerinden olan Ebu Nihyek şöyle diyor: ‘’Ben kitapları, Ebu Hureyre’den alıp onların üzerinden kendim için yazıp sonra Ebu Hureyre’nin yanına götürüp yazdıklarımı ona okuyordum. Her rivayeti okuduktan sonra, bunu Hz. Peygamber (s.a.v.)’den duymuş musun? Soruyordum, oda tasdik ediyordu.’’ (Şerh-i Mean-il Asar, cild. 4, sayfa. 320.)

                        Acaba sizce burda bu rivayet, Ebu Hureyre’den hadis yazılımıın nehyedilmesi hakkında naklolunan hadisi yalanlamıyor mu?!
                        Yine Ebu Hureyre’nin öğrencisi, Hemmaam ibn-i Münebbih’in Ebu Hureyre’den naklen bir hadis kitabı yazdığı nakledilmektedir. (Ulum-ul Hadis, sayfa. 21.)

                        Bu hadis yazılımını nehyeden rivayetle çelişmektedir. Bir taraftan Ebu Hureyre’nin hadis yazılımını nehyeden rivayeti nakletmesi, diğer taraftan da öğrencisinin onun huzurunda hadis yazması birbiriyle bağdaşmıyor. Elbette bunlardan birinin yalancı olması gerekmez mi?!

                        Yine tabiinden olan ve onlardan sonra gelen Ehl-i Sünnet alimlerinin hadis yazmaları, bu çeşit hadislerin saçma olduğunu göstermektedir. Bu çeşit uydurma hadisleri Hz. Peygamber (s.a.v.)’e nisbet vermek doğru değildir. Asıl iftira budur ve Kur’an’a küfürden başka bir şey değildir. Yazan. imam Dikmen

                        Yorum


                          Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                          Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                          İmam Hüseyin (a.s.):
                          451

                          İslam’da Hadis Yazılımıyla ilgili Hz. Resulullah (s.a.v.)’den

                          Nakledilen Hadisler Konumu:
                          1

                          Müslümanların bir konu veya meselenin üzerinde dikkatlıca düşünüp karar almaları kendi faydaları bakınımdan en doğru iletişim aracı olacaktır. Allah’u Teala ezilmiş bir toplumun yararı için herhangi bir Peygamberini gönderip onları düzlüğe çıkardıktan sonra Peygamberimin herhangi bir rolu ve fonsiyonu kalmadı diyemez.

                          Zaten bu gibi ilkelerinde peygamberlere bağlılığın mecburiyetinin zorunlu olarak Kur’an ve ayet ilkelerinde belirtilmiştir.
                          Şu an konumuz bu gibi önemli bir meseleyle bağlantılı olmadığı için burda fazla durmayada niyetli değiliz.

                          Ama yeri geldiği zamanda bu gibi meselelerin üzerinde durmaya gayret edeceğiz. Kur’an ve Hadis konusundaki gerçek yönlerini sizlere aktarırken Ehl-i Sünnet’in kendi kaynakları olan kitaplarında isimlerini vermekten kaçınmiyacağız.

                          Hz. Peygamber (s.a.v.)’in çeşitli fertlere veya genel olarak verdiği izin hadis yazılımın nehyeden hadisle çelişmektedir. Bu durumda da birbiriyle çelişen hadisleri en azından güvenirliğini kaybetmektedir.

                          Ve hatta, hadis yazılımının sakıncasız olduğunu gösteren hadisler oldukça çoktur. Bu hadisler içerisinde hadis yazmaya kayıtsız izin veren, hatta hadis yazmayı emreden hadisler bulunmaktadır.

                          Şimdi ise bu konu ve meseleler hakkındaki hadislere gelelim. Çeşitli yollardan şöyle nakl olunmuştur:

                          ‘’Adamın birisi sözleri ezberleyemediğinden dolayı Hz. Peygamber (s.a.v.)’e yakarması üzerine Resulullah (s.a.v.) ona: ‘’Ezberlemen için elinden yardım al yani (yaz)’’ buyurmuşlardır. (Bihar-ul Envar, cild. 2, sayfa. 152. Takyid-ul ilm, sayfa. 65. Mizan-ul İ’tidal, cild. 1, sayfa. 653. Lisan-ul Mizan, cild. 2, sayfa. 298.)

                          Evet ve yine Ehl-i Sünnetin kendi açılarından en önemli kaynak ve belge konusunda güvendikleri Ebu Hureyre’nin kendisinden şöyle naklolunmuştur ki: Mekke’nin fethinde Hz. Peygamber (s.a.v.) ayağa kalkıp bir konuşma yaptı.

                          Ebu Şat Hz. Peygamber (s.a.v.)’e; Bu sözlerinizi bana yazarmısınız demesi üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.); ‘’Hutbeyi Ebu Şat’a yazın’’ diye emretti. (Müsned-i Ahmed, cild. 1, sayfa. 238. Câmî-u beyan-il ilm, cild. 1, sayfa. 84. Fetful Bârî, cild. 1, sayfa. 184. Takyid-ul ilm, sayfa. 86.) Yazan. imam Dikmen

                          Yorum


                            Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                            Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                            İmam Hüseyin (a.s.):
                            452

                            İslam’da Hadis Yazılımıyla ilgili Hz. Resulullah (s.a.v.)’den

                            Nakledilen Hadisler Konumu:
                            2


                            Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuşlardır ki:

                            ‘’İlmi yazmakla muhafaza edin.’’ (İkd-ul Ferid, cild. 2, sayfa. 419. el Beyan ve’t Tebyin, cild. 2, sayfa. 38. Takyid-ul ilm, sayfa. 68. Sünnen-id Darîmî, cild. 1, sayfa. 127. Hüsn-üt Tenbih, sayfa. 194. Câmî-ul Beyan-il, cild. 1, sayfa. 72. Kenz-ul Ummal, cild. 5, sayfa. 224.)

                            ‘’Resulullah (s.a.v.)’a : Sizden duyduğumuz sözleri yazabilir miyiz? dediğimizde; ‘’Onları yazın, sakıncası yoktur’’ buyurmuşlardır. (Mecma-uz Zevaid, cild. 1, sayfa. 151. Kenz-ul Ummal, cild.5, sayfa. 225. Takyid-ul İlm, sayfa. 72. el-Menar, cild. 1, sayfa. 147. et-Teratib-ul İdariyye, cild. 2, sayfa. 245.)

                            Amr ibn-i Şuayb, dedesinin Resulullah (s.a.v.)’den: ‘’Biz sizden bazı sözler işitiyoruz, fakat onları ezberleyemiyoruz, acaba yazabilir miyiz?’’ demesi üzerine Resulullah (s.a.v.)’in ‘’Evet onları yazabilirsiniz’’ buyurmuşlardır. (Takyid-ul İlm, sayfa. 74. Müsned-i Ahmed, cild. 1, sayfa. 215. Bihar-ul Envar, cild. 2, sayfa. 147. Câmi-ul Beyan, cild. 1, sayfa. 85.)

                            Ve yine çeşitli yollardan Abdullah ibn-i Amr ibn-i As’dan şöyle naklolunmuştur ki: Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sizden duyduğumuz şeyleri yazabilir miyiz? dediğimde; ‘’Evet yazabilirsiniz’’ buyurmuşlardır.

                            Öfkeli ve neşeli olduğunuz halde de mi? dediğimde; ‘’Evet, ben öfkeli ve neşeli olduğumda da hakdan başka bir şey söylemem’’ buyurmuşlardır. (Takyid-ul İlm, cild. 1, sayfa. 85.)

                            Ve yine diğer bir hadisi şeriflerinde şöyle bir rivayet bulunmaktadır: Resulullah (s.a.v.)’ı İlmi yazalım mı? dediğimizde; ‘’Evet yazınız’’ buyurmuşlardır. (Takyid-ul İlm, sayfa. 74, Feth-ul Bârî, cild.1, sayfa. 184. Tedrib-ur Ravi, cild. 2, sayfa. 66.)
                            Abdullah ibn-i Amr şöyle nakletiğini kaydederler: Ben Peygamber (s.a.v.)’den duyuduğum şeyleri ezberlemem için yazıyordum.

                            Kureyş’in beni bu isten alıkoyması üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Peygamber (s.a.v.)’e arzettiğimde şöyle buyurdular: ‘’Canım elinde olan Allah’a andolsun ki, ben haktan başka bir şey söylemem.’’ (Müsned-i Ahmed, cild. 2, sayfa. 162-182. Câmî-ı Beyan-il İlm. Cild. 1, sayfa. 85.) Yazan. imam Dikmen

                            Yorum


                              Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                              Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                              İmam Hüseyin (a.s.):
                              453

                              İslam’da Hadis Yazılımıyla ilgili Hz. Resulullah (s.a.v.)’den

                              Nakledilen Hadisler Konumu:
                              3


                              Emr-ül Mü’mininin İmam Ali (a.s.) Hz. Peygamber (s.a.v.)’dan şöyle nalettiğini kaydediyor: ‘’İlmi yazın, çünkü dünya ve ahirette onlardan yararlanacaksınız. Bilin ki ilim, sahibini zayi etmez.’’ (Kenz-ul Ummal, cild. 10, sayfa. 157.)

                              Çünkü Kur’an ve hadis Resulullah (s.a.v.)’in zamanında bu haliyle, herhangi bir eksilme, artırma olmadan ve hiçbir değişikliğe uğramadan toplanmış olduğu gerçeğini ortaya koymak için bu mesele ve konunun üç açıdan incelemek için araştırma yapmak zorundayız:

                              1- Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ister Kur’an açısından ve isterse hadis konumu müslümanlara öğretme destayları şeklinde göstermiş olduğu çaba, okuma, hafıza hatetmete tevşik etmesi ve buna büyük önemler vermiiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’ın vefatlarında henüz uzun bir müddet geçmeden Kur’an ve hadis kariyerlerinin yani (okuyucu ve yazıcılarının) sayısı onbinleri aşmıştı.

                              Hangi yönden olursa olsun eğer Kur’an ve Hadisleri gerçekten en küçük bir tarif ya da değişme olsaydı, herkes itiraz ederdi. Bunların başında Selman ve Ebu Zerr-i Gaffari gibileri buna seyirci kalmaz karşı çıkardı.

                              2- Sahabelerin Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şerifleri Resulullah (s.a.v.)’e sunup, O’nun huzurunda okumaları inkar edilemez. Zaten yukardaki kaynak ve belgelerden de açıkça belli olmaktadır.

                              3- Delilleri incelediğimiz vakitte Sahabelerin daha Resulullah (s.a.v.) hayattayken Kur’anı-ı hatetmeye başladıklarını ve hadis yazılımınada başladıklarını görmekteyiz. Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v.)’den Kur’an-ı hatetmeleri için ashabı tevşik edici emirler verilmiştir.

                              Ayrıca tarih kitaplarında sahabelerden bazılarının Resulullah (s.a.v.)’ın sağlığında Kur’an ve hadisı defalarca hatetmeleri yazmaktadırlar. Bütün bu deliller, bazı hadislerden de rastlandığı gibi ‘’Kur’an yalnızca bir iki kişi şahidliğinde olmak şartıyla toplu bir halde bir araya toplamaları emirlerinin verildiğinin’’ iddiasında bulunanlara da karşıyız.

                              İkinci halifenin oğlu olan Abdullah ibn-i Ömer şöyle anlatmaktadırlar: Resulullah (s.a.v.)’in huzurlarına gidip şöyle arzettim: Sizin hadislerinizi yazmak istiyorum, musade ederseniz elimle (yazmakla) kalbime (ezberlemeye) yardım alayım?

                              Bunun üzerine Hz. Resulullah (s.a.v.): ‘’Benim hadisim hususunda, elinizden yardım alabilirsiniz’’ buyurdular. (Sünen-id Darimî, cild. 1, sayfa. 126. Tedrib-ur Ravî, cild.2, sayfa. 66.) Yazan. imam Dikmen

                              Yorum


                                Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                                Her gün aşura! Her yer Kerbela.

                                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                                İmam Hüseyin (a.s.):
                                454

                                İslam’da Hadis Yazılımıyla ilgili Hz. Resulullah (s.a.v.)’den

                                Nakledilen Hadisler Konumu:
                                4


                                Ve yine diğer bir rivayetin söyletiminde şöyle anlatılmaktadır ki, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: ‘’Mü’min öldüğünde ondan geriye üzerine ilim yazılmış bir sayfa kalırsa, bu sayfa kıyamet günü onunla ateş arasında bir perde (engel) olur. Vay hallerine ki, ‘’Benim ve Ehl-i Beyt’im hakkında yalan hadis nakledenlere.’’ (Bihar-ul Envar, cild. 2, sayfa. 114.)

                                Ehl-i Sünnet alimleri ve halkları içinde ve İslam tarihçilerin değer verdikleri büyük bir değere ve yere sahip olan Tirmizî, Sa’d ibn-i Ubade’nin, Hz. Resulullah (s.a.v.)’den hadis ve sünnetlerini topladığı bir sahifesinin olduğunu nakletmektedir.

                                (Sünen-i Tirmizî, Kitab-ul Ahkam, Bab-ul yemin Mea’ş Şahid.) Buhari’de, bu sahifesinin Abdullah ibn-i Avfî’nin sahifesinden bir nüsha olduğunu rivayet eder. (Tehzib-ul Tehzib, cild. 4, sayfa. 236. Ulum-ul Hadis, sayfa. 14.)

                                Enes de bir mushafa (kitaba)’a değinerek şöyle nakletmektedirler: ‘’Bunlar Peygamber (s.a.v.)’den duyduğum hadislerdir, onları yazıp Peygamber (s.a.v.)’e sundum.’’ (Takyid-ul İlm, sayfa. 96.)

                                İmam Cafer Sadık (a.s.) değerli babaları vasıtasıyla Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduklarını naletmektedirler: ‘’Bir hadisi yazdığınızda onu senediyle yazın, hak olursa mükafaatında ortak olursunuz, batıl olsa da günahı diyenin üzerinedir.’’ (el İmla’ ve’l istimla’, sayfa. 5.)

                                Ümmü Seleme anamız (.a.s)’dan şöyle nakledilmektedir: ‘’Resulullah (s.a.v.) bir deri istedi o sırada İmam Ali (a.s.)’da huzurundaydı. Hz. Peygamber (s.a.v.) İmam Ali (a.s.)’a söylüyordu o da yazıyordu; böylece derinin her iki tarafı yazıyla dolmuştu.’’ (el İmla’ ve’l istimla’, sayfa. 12.) Değerli müslümanlar biz burda Hz. Ümmü Seleme (a.s.) annemiz hakkında yorum yapmak istemiyoruz.

                                Bu değerli ve imanlı Hz. Ümmü Seleme (a.s.) hakkında Hz. Peygamber (s.a.v.)’ın çok sayıda onun imanlı ve takvalı olduğuna dair sayısızca hadis kaynakları bulunmaktadırlar. O’nun içinde yorumu siz değerli imanlı ve takvalı müslüman kardeşlerimize bırakıyorum?...

                                Bunlar, Resulullah (s.a.v.)’ın Kur’an ve hadis yazma hakkındaki müsadesini gösteren rivayetlerdir. Bazıları Peygamber (s.a.v.)’in önceden hadis yazmayı nehyettiği, fakat sonradan izin verdiği görüşündedirler. (Ulum-ul Hadis ve Mustalahihi, sayfa. 8. Tarih-ul Mezahib-il Fıkhiyye, sayfa. 24. el-İmla ve’l İstimla, sayfa. 146.)

                                O halde, halifelerden bazıları neden hadis yazmayı yasaklamayı ve kütüphaneleri yakmayı kendilerine görev bildiler?! Acaba Peygamber (s.a.v.)’in izin verdikten sonra ve pek çoklarının hadis yazmış olmasına rağmen yine de halifelerin tutumunu Resulullah (s.a.v.)’a maledebilir miyiz?!... Yazan. imam Dikmen

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X