Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 854
Özel Bir Gerçeğin Var Olduğu Sahabe ve Perşembe Faciası Konumu: 4
Kur’an-ı Kerim’de Allah’u Teala şöyle buyurmuyorlar mı?:
‘’Böyle değil, andolsun Rabbine onlar, aralarında çıkan ihtilâfa seni hakem etmedikçe ve sonra da senin verdiğin hüküm hususunda gönüllerinde herhangi bir sıkıntı duymaksızın onu kabul etmedikçe sana iman etmiş olmazlar.’’ (Nisâ Sûresi. 65.nci ayet ilkeleri.)
‘’Ey inananlar, seslerinizi, Peygamberin sesinden daha yüksek üstün bir tarzda yükseltmeyin ve onunla, yüksek sesle konuşmayın, birbirinizle konuştuğunuz gibi, sonra yaptıklarınız mahvolup gider de anlamazsınız bi.’’ (al-Hucurât Sûresi. 2.nci ayet ilkeleri.)
Ayrıca, ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.)’de bir insan; sinirli olduğunda da konuşabilir, mutlu olduğunda da...’’ şeklindeki şunu gösteriyor ki, onlar Peygamber’e (s.a.v.) tam anlamıyla iman etmemişler.
Demek ki onlara göre Hz. Peygamber (s.a.v.) yanlış konuşabilir, yanlış hüküm verebilir ve hatta sinirli olduduğunda bunlar gerçekleşebilir.
Diğer taraftan da, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ‘’Yaz; canım elinde olan Allah’a ant olsun ki, bu ağızdan haktan başka bir söz çıkmaz’’ sözünden de anlaşıldığı kadarıyla onlar Peygamber’in adaleti hakkında şüphe içindeydiler.
Onun hata yapabileceğine ve uygunsuz sözler sarf edebileceğine inanıyorlardı. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ağzından haktan başka bir şey çıkmadığına dair yemin ederek şu ayet ilkesinin tefsirini açıklıyor:
‘’O heva ve heves üzere konuşmaz, ne söylerse vahiydir.’’ (Necm Süresi ayet ilkesi. 3-4.)
Bu hadisede Hz. Resulullah (s.a.v.)’in huzurunda yüksek sesle konuşmadan öte: ‘’Bu kişi sayıklıyor.’’ diyecek derecede ona küstahlık göstermiştir. Sonra da Hz. Resulullah (s.a.v.)’in huzurunda münakaşaya girilmiş ve sözlü çatışmalar meydana gelmiştir.
Şüphe yok ki seslerin en çirkini, eşek anırmasıdır.’’ (Lokman Sûresi. 19.cü ayet ilkeleri.)
Öyle inanıyorum ki, orada bulunanların çoğu Ömer’in sözünü desteklemişti. Bu yüzden de Hz. Resulullah (s.a.v.) artık yazıyı yazdırmasının bir anlamı ve önemi faydasının olmadığını görmüştür.
Çünkü bunların kendisine hürmet etmediklerini, Allah’ın onun hakkındaki emirlerine boyun eğmediklerini açıkça görüyordu. Allah’u Teala Resulullah’a nasıl davranacağını, onunla nasıl konuşulacağını açıkça buyurmuşken onlar bu ilâhî emir ve hükme aldırış etmemişlerdir.
Allah’ın emirlerine karşı böyle davranan kimselerin, Hz. Resulullah (s.a.v.)’in yazdıracağı şeyi hiçe sayacakları da ortadadır. Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 854
Özel Bir Gerçeğin Var Olduğu Sahabe ve Perşembe Faciası Konumu: 4
Kur’an-ı Kerim’de Allah’u Teala şöyle buyurmuyorlar mı?:
‘’Böyle değil, andolsun Rabbine onlar, aralarında çıkan ihtilâfa seni hakem etmedikçe ve sonra da senin verdiğin hüküm hususunda gönüllerinde herhangi bir sıkıntı duymaksızın onu kabul etmedikçe sana iman etmiş olmazlar.’’ (Nisâ Sûresi. 65.nci ayet ilkeleri.)
‘’Ey inananlar, seslerinizi, Peygamberin sesinden daha yüksek üstün bir tarzda yükseltmeyin ve onunla, yüksek sesle konuşmayın, birbirinizle konuştuğunuz gibi, sonra yaptıklarınız mahvolup gider de anlamazsınız bi.’’ (al-Hucurât Sûresi. 2.nci ayet ilkeleri.)
Ayrıca, ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.)’de bir insan; sinirli olduğunda da konuşabilir, mutlu olduğunda da...’’ şeklindeki şunu gösteriyor ki, onlar Peygamber’e (s.a.v.) tam anlamıyla iman etmemişler.
Demek ki onlara göre Hz. Peygamber (s.a.v.) yanlış konuşabilir, yanlış hüküm verebilir ve hatta sinirli olduduğunda bunlar gerçekleşebilir.
Diğer taraftan da, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ‘’Yaz; canım elinde olan Allah’a ant olsun ki, bu ağızdan haktan başka bir söz çıkmaz’’ sözünden de anlaşıldığı kadarıyla onlar Peygamber’in adaleti hakkında şüphe içindeydiler.
Onun hata yapabileceğine ve uygunsuz sözler sarf edebileceğine inanıyorlardı. Oysa ki, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ağzından haktan başka bir şey çıkmadığına dair yemin ederek şu ayet ilkesinin tefsirini açıklıyor:
‘’O heva ve heves üzere konuşmaz, ne söylerse vahiydir.’’ (Necm Süresi ayet ilkesi. 3-4.)
Bu hadisede Hz. Resulullah (s.a.v.)’in huzurunda yüksek sesle konuşmadan öte: ‘’Bu kişi sayıklıyor.’’ diyecek derecede ona küstahlık göstermiştir. Sonra da Hz. Resulullah (s.a.v.)’in huzurunda münakaşaya girilmiş ve sözlü çatışmalar meydana gelmiştir.
Şüphe yok ki seslerin en çirkini, eşek anırmasıdır.’’ (Lokman Sûresi. 19.cü ayet ilkeleri.)
Öyle inanıyorum ki, orada bulunanların çoğu Ömer’in sözünü desteklemişti. Bu yüzden de Hz. Resulullah (s.a.v.) artık yazıyı yazdırmasının bir anlamı ve önemi faydasının olmadığını görmüştür.
Çünkü bunların kendisine hürmet etmediklerini, Allah’ın onun hakkındaki emirlerine boyun eğmediklerini açıkça görüyordu. Allah’u Teala Resulullah’a nasıl davranacağını, onunla nasıl konuşulacağını açıkça buyurmuşken onlar bu ilâhî emir ve hükme aldırış etmemişlerdir.
Allah’ın emirlerine karşı böyle davranan kimselerin, Hz. Resulullah (s.a.v.)’in yazdıracağı şeyi hiçe sayacakları da ortadadır. Yazan. imam Dikmen
Yorum