Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 812
İslam Ulemaların Düşüncelerine Göre
İçtihad Kapısının Kapandığını
Savunanlar Konumu: 3
‘’Birinci ve ikinci yüzyılda halk muayyen bir mezhebi benimsememişlerdir. Bu asırlarda halk şer’i kanun ve hükümleri kendi babalarından veya kendi şehirlerinde her dalga veya kısmen içtihad derecesine erişmiş bulunan alimlerden öğreniyorlardı.’’
(‘’El-İnsaf Fi Beyan-i Sebeb-il İhtilaf’’ Ferid Vecdi de ‘’Dairet-ül Mearif’inde cild. 3, sayfa. 221’’ bu sözleri bir miktar değişiklikle nakletmiştir.)
‘’Onlar, kötü bir iş yapınca babalarımız da derler, bu işi yapardı, öyle bulduk onları ve Allah emretti bunu bize. De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah’a bilmediğiniz şeyi mi isnâd ediyorsunuz?...’’ (al-A’râf Süersi ayet ilkesi. 28.)
Buna benzer daha sayısızca ayet ilkelerin olduğu kesin ama biz şimdilik bu değerli ayet ilkeleri ile yetinmeye çalışacağız.
İkinci Grup: İkinci yüzyılın sonundan dördüncü yüzyılın başlangıcına kadar yaşayan müslümanlardır. Bu grupta yer alanları üç kısma ayırmıştır. Her dalda içtihad derecesie sahip mutlak müçtehidleri üç kısmın ilki olarak zikretmiştir.
Bunlar aşağıdaki üç kabiliyeti bir arada kendinde bulunduran kimselerdir:
1- Temel usullerden yararlanabilmek.
2- Hadisleri birbiriyle karşılaştırıp anlam çıkarabilmek.
3- Fer’i kanun ve hükümleri istinbat edebilmek, çıkarabilmek.
Bu üç kabiliyeti bir arada bulundurmayan kimse, yukarıda anılan kabiliyetlere haiz müçtehidi taklid etmesi gerekir. İster avam halk diye anılan ikinci kısımdan olsun, ister fetvalarından mutlak müçtehidlerden birisine istisap edip onlardan öne geçmeyen müntesip müçtehid diye anılan üçüncü kısımdan olsun. Bu konudaki sözü şöyledir:
‘’İkinci yüzyıldan sonra mukallidlerin ve müntesip müçtehidlerin hepsinin müstakil müçtehidlerin birisinin mezhebine bağlanmaları gereklidir.’’ Aynı eser.
(‘’El-İnsaf Fi Beyan-i Sebeb-il İhtilaf’’ Ferid Vecdi de ‘’Dairet-ül Mearif’inde cild. 3, sayfa. 221’’ bu sözleri bir miktar değişiklikle nakletmiştir.)
‘’Dinlerini parça-parça, bölüp bölük-bölük fırkalara ayıranlarla hiçbir ilgin olamaz ve şüphe ki, onların bu hareketini Allah soracaktır ancak ve sonra da işledikleri işleri haber verecektir onlara.’’ (al-An’ân Sûresi. 159.ncü ayet ilkeleri.) Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 812
İslam Ulemaların Düşüncelerine Göre
İçtihad Kapısının Kapandığını
Savunanlar Konumu: 3
‘’Birinci ve ikinci yüzyılda halk muayyen bir mezhebi benimsememişlerdir. Bu asırlarda halk şer’i kanun ve hükümleri kendi babalarından veya kendi şehirlerinde her dalga veya kısmen içtihad derecesine erişmiş bulunan alimlerden öğreniyorlardı.’’
(‘’El-İnsaf Fi Beyan-i Sebeb-il İhtilaf’’ Ferid Vecdi de ‘’Dairet-ül Mearif’inde cild. 3, sayfa. 221’’ bu sözleri bir miktar değişiklikle nakletmiştir.)
‘’Onlar, kötü bir iş yapınca babalarımız da derler, bu işi yapardı, öyle bulduk onları ve Allah emretti bunu bize. De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah’a bilmediğiniz şeyi mi isnâd ediyorsunuz?...’’ (al-A’râf Süersi ayet ilkesi. 28.)
Buna benzer daha sayısızca ayet ilkelerin olduğu kesin ama biz şimdilik bu değerli ayet ilkeleri ile yetinmeye çalışacağız.
İkinci Grup: İkinci yüzyılın sonundan dördüncü yüzyılın başlangıcına kadar yaşayan müslümanlardır. Bu grupta yer alanları üç kısma ayırmıştır. Her dalda içtihad derecesie sahip mutlak müçtehidleri üç kısmın ilki olarak zikretmiştir.
Bunlar aşağıdaki üç kabiliyeti bir arada kendinde bulunduran kimselerdir:
1- Temel usullerden yararlanabilmek.
2- Hadisleri birbiriyle karşılaştırıp anlam çıkarabilmek.
3- Fer’i kanun ve hükümleri istinbat edebilmek, çıkarabilmek.
Bu üç kabiliyeti bir arada bulundurmayan kimse, yukarıda anılan kabiliyetlere haiz müçtehidi taklid etmesi gerekir. İster avam halk diye anılan ikinci kısımdan olsun, ister fetvalarından mutlak müçtehidlerden birisine istisap edip onlardan öne geçmeyen müntesip müçtehid diye anılan üçüncü kısımdan olsun. Bu konudaki sözü şöyledir:
‘’İkinci yüzyıldan sonra mukallidlerin ve müntesip müçtehidlerin hepsinin müstakil müçtehidlerin birisinin mezhebine bağlanmaları gereklidir.’’ Aynı eser.
(‘’El-İnsaf Fi Beyan-i Sebeb-il İhtilaf’’ Ferid Vecdi de ‘’Dairet-ül Mearif’inde cild. 3, sayfa. 221’’ bu sözleri bir miktar değişiklikle nakletmiştir.)
‘’Dinlerini parça-parça, bölüp bölük-bölük fırkalara ayıranlarla hiçbir ilgin olamaz ve şüphe ki, onların bu hareketini Allah soracaktır ancak ve sonra da işledikleri işleri haber verecektir onlara.’’ (al-An’ân Sûresi. 159.ncü ayet ilkeleri.) Yazan. imam Dikmen
Yorum