HADDİNİ AŞMANIN ZARARI (MEVLANA)
[quote author=NESIMI link=topic=19128.msg115651#msg115651 date=1295532576]
''Günün birinde bir tane fili karanlık bir odaya koymuşlar. Sonrada sırasıyla içeri girenlerinde gözlerini kapatip sormuslar : 'İçerde ne gördünüz'
Kimisi - içerde hortum gibi bişey,
Kimisi- deve gibi bişey
Kimisi- boynuz gibi bişey diyip çeşitli yorumlarda bulunmuslar.
İçerdekilerin Hepsininde görüş kabini degerlendiriş biçimi farklı çıkmış.''
Hepimizinde sonuçda ulaşacagımız apaçık ortada olan Allah'u taalaya ulaşmakdır.
Hepinizede degerli sunum görüş fikir sorgulamadan yargılamadan düşüncelerinizi sagduyulu bir şekilde paylaştiginiz için teşekür ederim.
[/quote]
Nesimi kardeşim örnek ne kadar güzelse sondaki açıklamanız da o kadar güzelki Allah'ın ve onun yolunun apaçık olduğunu ifade etmişsiniz. Allah razı olsun.
bizde bunu söylüyoruz zaten. apaçık olan yolun adı da bellidir, kullanacağı argümanlar da bellidir. neden kendimizi karanlık bir odaya koyup apaçık olandan faydalanmıyor da hep sadece bir ucundan tutunmaya çalışıyoruz ki?
gözümüzü o nura çevirsek o ışığı yüreğimize davet etsek, zihinlerimizde ki karanlık odayı aydınlatsak ve bütünü görsek Hakka daha çok yaklaşmış olmazmıyız? o zaman derdimizi anlatmak için O'nun sözlerinden başka söze, O'nun nitelendirmelerinden başka nitelendirmelere ihtiyaç mı duyarız?
hem Mevlana yaşadığı ortamdaki puslu havayı, karışık zihinleri bu örnekle ne güzel anlatmış. bir türlü bütünü göremeyen ve o bütünün sadece bir cüzüne bağlanıp onu hak sayanların düştüğü yanlışı, aslında hepsinin aynı şeyi farklı yönlerinden gördüğü için değerlendirmelerinin nasıl nakıs kaldığını, bunun için gerçeğin nuruyla aydınlanmanın gereğini ne kadar etkileyici anlatmış.
anlatmak istediğimiz kendi kavramlarımızı bırakıp başka kavramlara yöneldiğimizde içine düştüğümüz karanlığın bizlere hakikat diye ancak hakkın bir kısmını o da yanlış bir şekilde tanıtabileceği ve bizlerin hakikat sandığımız bu yanlış tanımlamayı başkalarına aynı yanlışla anlatacağımız ve bir süre sonra hakikatten bir eser kalmayacağıdır.
Önemli olan takip ettiğimiz yolun aslını iyi araştırmak ve o yolun öncülerinin yaşayışlarını ve o yola düşman olanların oyunlarını iyi idrak etmemizdir. bunu yaparsak kopması mümkün olmayan bir kulpa sarılmış oluruz İnşaallah.
[quote author=NESIMI link=topic=19128.msg115651#msg115651 date=1295532576]
''Günün birinde bir tane fili karanlık bir odaya koymuşlar. Sonrada sırasıyla içeri girenlerinde gözlerini kapatip sormuslar : 'İçerde ne gördünüz'
Kimisi - içerde hortum gibi bişey,
Kimisi- deve gibi bişey
Kimisi- boynuz gibi bişey diyip çeşitli yorumlarda bulunmuslar.
İçerdekilerin Hepsininde görüş kabini degerlendiriş biçimi farklı çıkmış.''
Hepimizinde sonuçda ulaşacagımız apaçık ortada olan Allah'u taalaya ulaşmakdır.
Hepinizede degerli sunum görüş fikir sorgulamadan yargılamadan düşüncelerinizi sagduyulu bir şekilde paylaştiginiz için teşekür ederim.
[/quote]
Nesimi kardeşim örnek ne kadar güzelse sondaki açıklamanız da o kadar güzelki Allah'ın ve onun yolunun apaçık olduğunu ifade etmişsiniz. Allah razı olsun.
bizde bunu söylüyoruz zaten. apaçık olan yolun adı da bellidir, kullanacağı argümanlar da bellidir. neden kendimizi karanlık bir odaya koyup apaçık olandan faydalanmıyor da hep sadece bir ucundan tutunmaya çalışıyoruz ki?
gözümüzü o nura çevirsek o ışığı yüreğimize davet etsek, zihinlerimizde ki karanlık odayı aydınlatsak ve bütünü görsek Hakka daha çok yaklaşmış olmazmıyız? o zaman derdimizi anlatmak için O'nun sözlerinden başka söze, O'nun nitelendirmelerinden başka nitelendirmelere ihtiyaç mı duyarız?
hem Mevlana yaşadığı ortamdaki puslu havayı, karışık zihinleri bu örnekle ne güzel anlatmış. bir türlü bütünü göremeyen ve o bütünün sadece bir cüzüne bağlanıp onu hak sayanların düştüğü yanlışı, aslında hepsinin aynı şeyi farklı yönlerinden gördüğü için değerlendirmelerinin nasıl nakıs kaldığını, bunun için gerçeğin nuruyla aydınlanmanın gereğini ne kadar etkileyici anlatmış.
anlatmak istediğimiz kendi kavramlarımızı bırakıp başka kavramlara yöneldiğimizde içine düştüğümüz karanlığın bizlere hakikat diye ancak hakkın bir kısmını o da yanlış bir şekilde tanıtabileceği ve bizlerin hakikat sandığımız bu yanlış tanımlamayı başkalarına aynı yanlışla anlatacağımız ve bir süre sonra hakikatten bir eser kalmayacağıdır.
Önemli olan takip ettiğimiz yolun aslını iyi araştırmak ve o yolun öncülerinin yaşayışlarını ve o yola düşman olanların oyunlarını iyi idrak etmemizdir. bunu yaparsak kopması mümkün olmayan bir kulpa sarılmış oluruz İnşaallah.
Yorum