Ayetullah Hamenei'nin, İmam Humeyni'nin Rıhletinin 19. Yıldönümünde Yaptığı Konuşma
03/06/2008
Bismillahirrahmanirrahim,
Alemlerin Rabbine hamdolsun, salat ve selam efendimiz, nebimiz Ebil Kasım Muhammed Mustafa ve onun seçkin izleyicileri, masum imamlar ve özellikle de Hz. Mehdi üzerine olsun...
19 yıldır, İran halkı böyle bir günde zaman ve mekanı büyük İmam Humeyni’ye olan aşkının billurlaşmasına vesile kılmaktadır.Halkımızın büyük çoğunluğunu, İmam’ın verimli ömrünü göremeyip kavrayamayan gençler oluşturuyor. Bu gençler ya o büyük insanın vefatından sonra dünyaya geldiler, ya da İmam’ın inkılap sonrasındaki on yıllık ömrü sırasında çocuk durumundaydılar. Ancak işbu mümin ve nurlu gençler, ülkenin her bir yanında İmam’a ve hatırasına öylesine büyük bir aşk beslemekteler ki, adeta İmam’ın yanıbaşında onunla söyleşilerde bulunmuşlar gibi... O büyük insanın hayatını ve sohbetlerini izlemeksizin, ona pak ve halis bir imanla bağlanmak... Bu durum yalnızca bizim halkımıza ait de değildir. Dünyanın bir çok yerinde ve müslüman ülkelerde, İmam hakkında bu tür duygulara rastlamaktayız. Bu, iki temel unsura dayanmaktadır: Bunun ilki, İmam’ın azameti ile çağdaş dönemde sahip olduğu istisnai kişiliğin boyutları ve ikincisi de bu inkılabın azametidir. İmam’ın, imanıyla, tedbiriyle, yılmaz azmi ve iradesiyle böyle bir zamanda gerçekleştirmiş olduğu eylemin azameti, İslam İnkılabı’nın zaferi ve İslam Cumhuriyeti nizamının kurulmasına dayanır. İnkılab’ın büyüklüğü de İmam’ın büyüklüğüne dayanır. Bu inkılap, ilahi bir mucize idi.
İslam düşmanlarının, İslam Ümmeti’nin düşmanlarının yaklaşık yüz yıldır İslam ve ulema aleyhindeki propagandalarına, uşak bir rejimin elli yıl boyunca İran halkının çıkarlarını ecnebi düşmanlara kurban etmesi ve ülkeyi tamamen yabancılara bağımlı bir duruma düşürmesine rağmen,İmam İslam bayrağına sarılarak sultacılık aleyhinde kıyam etmiş ve büyük bir iş becermiştir.İslam İnkılabı, diğer bütün inkılaplarla farklılıklar içermektedir. Ne yalnızca manevi ve kültürel bir inkılaptır, ne yalnızca ekonomik bir inkılaptır ve ne de tamamen siyasal bir inkılaptır. Çok yönlü, çok boyutlu ve kapsamlı bir inkılaptır. Tıpkı İslam gibi... Nasıl ki İslam manevi, ahlaki ve ilahi boyutlar taşımasına rağmen halkın hayatını da gözetmektedir, ekonomik, sosyal ve siyasal boyutlar da içermektedir; İslam İnkılabı da çeşitli boyutlara sahip olup beşeriyetin ihtiyaçlarına cevap vermektedir ve bu durum, İran İslam İnkılabı’nın kalıcılığı ile bölge ve dünya çapında her geçen gün daha bir yayılmasının temel sırrıdır.
İmam, sohbeti ve davranışlarıyla geride kalan bizlerin sürekli hidayeti için önemli adımlar attı. Yani, İmam’ın eli, İmam’ın işaret parmağı bize hayatın tüm dönemeçlerinde kılavuzluk yapmaktadır. Onun en güçlü ve en güzel manevi miraslarından biri, işbu vasiyetnamesidir. Çeşitli zaman dilimlerinde halkın, muhtelif yetkililerin ve gençlerimizin bu vasiyetnameyi yeniden okumaları yerinde olur. Ben bugün, bu büyük toplantı münasebetiyle, şuurlu ve uyanış içindeki gönüllerinize hitaben İmam’ın anlamlı vasiyetnamesinin bazı noktalarına değinmek istiyorum.
03/06/2008
Bismillahirrahmanirrahim,
Alemlerin Rabbine hamdolsun, salat ve selam efendimiz, nebimiz Ebil Kasım Muhammed Mustafa ve onun seçkin izleyicileri, masum imamlar ve özellikle de Hz. Mehdi üzerine olsun...
19 yıldır, İran halkı böyle bir günde zaman ve mekanı büyük İmam Humeyni’ye olan aşkının billurlaşmasına vesile kılmaktadır.Halkımızın büyük çoğunluğunu, İmam’ın verimli ömrünü göremeyip kavrayamayan gençler oluşturuyor. Bu gençler ya o büyük insanın vefatından sonra dünyaya geldiler, ya da İmam’ın inkılap sonrasındaki on yıllık ömrü sırasında çocuk durumundaydılar. Ancak işbu mümin ve nurlu gençler, ülkenin her bir yanında İmam’a ve hatırasına öylesine büyük bir aşk beslemekteler ki, adeta İmam’ın yanıbaşında onunla söyleşilerde bulunmuşlar gibi... O büyük insanın hayatını ve sohbetlerini izlemeksizin, ona pak ve halis bir imanla bağlanmak... Bu durum yalnızca bizim halkımıza ait de değildir. Dünyanın bir çok yerinde ve müslüman ülkelerde, İmam hakkında bu tür duygulara rastlamaktayız. Bu, iki temel unsura dayanmaktadır: Bunun ilki, İmam’ın azameti ile çağdaş dönemde sahip olduğu istisnai kişiliğin boyutları ve ikincisi de bu inkılabın azametidir. İmam’ın, imanıyla, tedbiriyle, yılmaz azmi ve iradesiyle böyle bir zamanda gerçekleştirmiş olduğu eylemin azameti, İslam İnkılabı’nın zaferi ve İslam Cumhuriyeti nizamının kurulmasına dayanır. İnkılab’ın büyüklüğü de İmam’ın büyüklüğüne dayanır. Bu inkılap, ilahi bir mucize idi.
İslam düşmanlarının, İslam Ümmeti’nin düşmanlarının yaklaşık yüz yıldır İslam ve ulema aleyhindeki propagandalarına, uşak bir rejimin elli yıl boyunca İran halkının çıkarlarını ecnebi düşmanlara kurban etmesi ve ülkeyi tamamen yabancılara bağımlı bir duruma düşürmesine rağmen,İmam İslam bayrağına sarılarak sultacılık aleyhinde kıyam etmiş ve büyük bir iş becermiştir.İslam İnkılabı, diğer bütün inkılaplarla farklılıklar içermektedir. Ne yalnızca manevi ve kültürel bir inkılaptır, ne yalnızca ekonomik bir inkılaptır ve ne de tamamen siyasal bir inkılaptır. Çok yönlü, çok boyutlu ve kapsamlı bir inkılaptır. Tıpkı İslam gibi... Nasıl ki İslam manevi, ahlaki ve ilahi boyutlar taşımasına rağmen halkın hayatını da gözetmektedir, ekonomik, sosyal ve siyasal boyutlar da içermektedir; İslam İnkılabı da çeşitli boyutlara sahip olup beşeriyetin ihtiyaçlarına cevap vermektedir ve bu durum, İran İslam İnkılabı’nın kalıcılığı ile bölge ve dünya çapında her geçen gün daha bir yayılmasının temel sırrıdır.
İmam, sohbeti ve davranışlarıyla geride kalan bizlerin sürekli hidayeti için önemli adımlar attı. Yani, İmam’ın eli, İmam’ın işaret parmağı bize hayatın tüm dönemeçlerinde kılavuzluk yapmaktadır. Onun en güçlü ve en güzel manevi miraslarından biri, işbu vasiyetnamesidir. Çeşitli zaman dilimlerinde halkın, muhtelif yetkililerin ve gençlerimizin bu vasiyetnameyi yeniden okumaları yerinde olur. Ben bugün, bu büyük toplantı münasebetiyle, şuurlu ve uyanış içindeki gönüllerinize hitaben İmam’ın anlamlı vasiyetnamesinin bazı noktalarına değinmek istiyorum.
Yorum