Ynt: HZ.AİŞE VE YANDAŞLARININ KUR’ÂN VE RESULÜN AÇIK NASLARI KARŞISINDAKİ İÇTİHATLARI
Aişe’nin Peygamber (s.a.a)’den naklettiği hadisler o kadar fazladır ki, hiçbir şekilde hepsinin doğru olması mümkün değildir! Örneğin: Buhari ve diğer sahih yazarları Aişe’nin şöyle dediğini rivayet ederler: Peygamber (s.a.a)’e ilk defa gelen vahiy sadık bir rüyaydı. Zira Peygamber (s.a.a)’in gördüğü her rüya tan ağarması gibi aydın ve doğruydu. Daha sonra başka bir köşeye meyil göstererek, Hıra mağarasında inzivaya çekilirdi. Hıra mağarasındayken vahiy meleği gelerek şöyle dedi: “Oku!” Peygamber: “Ben okuma bilmem!” Daha sonra beni kucaklayıp sıkarak bıraktıktan sonra tekrar şöyle dedi: “Oku!” Ben yine: “Okuma bilmem” dedim. Yine beni kucaklayıp sıktıktan sonra bırakarak şöyle dedi: “Seni yaratan Rabbinin adıyla oku! O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin en büyük kerem sahibidir.”
Peygamber (s.a.a), Hıra’dan perişan bir halde döndü! Huveylid’in kızı olan zevcesi Hatice’nin yanına gelerek şöyle dedi: “Benim üzerimi ört! Üzerimi ört!”
Olayı Hatice’ye anlatarak şöyle buyurdu: “Başıma geleceklerden korkuyorum!”
Hatice: “Hayır, korkma! Sen yakınlarına iyilik yapıyorsun, herkese karşı güzel huylusun, zayıfları koruyorsun ve sabırlısın” dedi.
Aişe şöyle diyor: Hatice, Peygamber (s.a.a)’i, halasının oğlu Varaka b. Nevfel’in yanına götürdü. Varaka Hıristiyanlaşmıştı, İbrani dininin kitabını yazıyordu. Hatta İncil’den bir bölüm dahi yazmıştı. Varaka oldukça yaşlıydı ve ömrünün sonlarına doğru kör olmuştu. Varaka Hatice’ye şöyle dedi: “O, Musa’ya inen melektir. Keşke gençlik dönemimde olsaydım! Keşke O, kavmini putperestlikten dışarı çıkarırken ben de hayatta olsam...” Sahih-i Buhari, c. 1, Bab: Vahiy’in Başlangıcı ve Alak Suresinin Tefsiri, c. 3, Sahih-i Müslim Bab’ul-İman, Sahih-i Tirmizi ve Nesai Alak suresi tefsiri.
AİŞE’NİN PEYGAMBER (S.A.A)’DEN NAKLETTİĞİ HADİSLER
Aişe’nin Peygamber (s.a.a)’den naklettiği hadisler o kadar fazladır ki, hiçbir şekilde hepsinin doğru olması mümkün değildir! Örneğin: Buhari ve diğer sahih yazarları Aişe’nin şöyle dediğini rivayet ederler: Peygamber (s.a.a)’e ilk defa gelen vahiy sadık bir rüyaydı. Zira Peygamber (s.a.a)’in gördüğü her rüya tan ağarması gibi aydın ve doğruydu. Daha sonra başka bir köşeye meyil göstererek, Hıra mağarasında inzivaya çekilirdi. Hıra mağarasındayken vahiy meleği gelerek şöyle dedi: “Oku!” Peygamber: “Ben okuma bilmem!” Daha sonra beni kucaklayıp sıkarak bıraktıktan sonra tekrar şöyle dedi: “Oku!” Ben yine: “Okuma bilmem” dedim. Yine beni kucaklayıp sıktıktan sonra bırakarak şöyle dedi: “Seni yaratan Rabbinin adıyla oku! O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin en büyük kerem sahibidir.”
Peygamber (s.a.a), Hıra’dan perişan bir halde döndü! Huveylid’in kızı olan zevcesi Hatice’nin yanına gelerek şöyle dedi: “Benim üzerimi ört! Üzerimi ört!”
Olayı Hatice’ye anlatarak şöyle buyurdu: “Başıma geleceklerden korkuyorum!”
Hatice: “Hayır, korkma! Sen yakınlarına iyilik yapıyorsun, herkese karşı güzel huylusun, zayıfları koruyorsun ve sabırlısın” dedi.
Aişe şöyle diyor: Hatice, Peygamber (s.a.a)’i, halasının oğlu Varaka b. Nevfel’in yanına götürdü. Varaka Hıristiyanlaşmıştı, İbrani dininin kitabını yazıyordu. Hatta İncil’den bir bölüm dahi yazmıştı. Varaka oldukça yaşlıydı ve ömrünün sonlarına doğru kör olmuştu. Varaka Hatice’ye şöyle dedi: “O, Musa’ya inen melektir. Keşke gençlik dönemimde olsaydım! Keşke O, kavmini putperestlikten dışarı çıkarırken ben de hayatta olsam...” Sahih-i Buhari, c. 1, Bab: Vahiy’in Başlangıcı ve Alak Suresinin Tefsiri, c. 3, Sahih-i Müslim Bab’ul-İman, Sahih-i Tirmizi ve Nesai Alak suresi tefsiri.
Yorum