Şu an bu siteyi bulduğuma o kadar mutlu oldum ki. Kendimi çok yalnız hissediyorum. 2-3 ay önce Şii oldum ve ailem Sünni olduğu için bunu saklıyorum. Aldığım nickte bana ait değil bu arada. Takiyye yi fazla abartıyorum çünkü. Ailem eğer benim araştırdıklarımı araştırsaydı eminim onlar da aynı yolu seçecekler ama bunu söylemeye korkuyorum. Çünkü ben de 3 ay öncesine kadar Sünniydim ve çok önyargılıydım. Şii kavramının ne olduğunu ilk araştırmaya başladığımda öğrendim, Alevi kavramının ne olduğunu bilmezken de onunla ilgili bi konu geçtiğinde onlar kafir diyodum. Şu anda hangi foruma girsem bizden için onlar kafir diyen Sünniler görüyorum, sonra anlıyorum ki benim de ettiğim laflardan dolayı aynı lafları bana birisinin demesi gerekiyormuş. Ve hayret ediyorum gerçekten insanın her yaptığı yanlış mutlaka kendisini buluyor er, geç.
Benim hikayem benim için çok özel ve Allah'ın sevgili kuluymuşum onu çok iyi hissettim son 2-3 ayda. Biriyle tanıştım 3 ay önce. İlk görüşmemizde bana caferi olduğunu söyledi. Çok üzüldüm, ona belli etmedim ama içimden dedim ki 1 hafta içinde arayı soğutup ayrılmalıyım. Eve geldim caferi nedir derken, Şii kelimesini buldum, en azından genel anlamını öğrendim. Buluştuğumuz günden 2 gün sonra rüya gördüm. Rüyamda bir kadın yüzüme gazete tutmuş bana kızıyordu, oku. Ne yazdığını oku, araştır diye. Etkilendim araştırmaya başladım. Sünnilik konusunda kitap okumuşluğum fazlaydı ama okuduklarımdan mantık olarak hiçbir yanlışlık olmadığını çıkarmış sonra da diğer mezhepleri araştırmaya ihtiyaç duymamıştım.
Bu rüyadan sonra 2 gün sıkı bir araştırma yaptım. 2 günde saatler bilgisayar başında su gibi geçti. Tabi araştırdıkça içimi şüphe kapladı. Dinimizde de şüpheye yer yoktur biliyorsunuz. Bir de dikkatimi çeken şey forumlarda Sünnilerin yazdıklarını okuduğumda cevaplarını çok kırıcı bulurken, Şiilerin yazdıkları saygılı ve seviyeliydi. 2. gece yatarken Allah'ıma dua ettim. Allah'ım bana bir işaret ver, doğruyu bana buldur, ben bulamıyorum dedim. O geceyi unutmam. Rüyamda Kevser Suresinin yazılı olduğu bi kağıt gördüm. Ertesi gün tanıştığım kişiyle buluştuk. Ona rüyamı anlattım dedi ki; çok güzel rüya görmüşsün, Kevser Suresini gördüğüne göre Hz. Fatıma'dan başlamalısın dedi. Ben de Hz. Fatıma nın ölüm nedenini araştırdım. İlginçtir ki hiç bir Sünni kaynaktan ölümüyle ilgili birşey bulamadım. Bulduğumdaysa tek denilen şey "hastalandı, öldü" olmuştu. Artık Sünni kaynaklar yetmeyince ben de Şii kaynaklara geçmeye karar verdim. caferilik.com dan ehlibeyti okumaya başladım, daha çeyreğindeyken Şii olmaya karar verdim.
Bu arada tabi o forumdan bu foruma herşeyi okuyodum. Çünkü bu süre içinde rüyamda Hz. Ali'nin tozlanmış çerçevesini musluk altında yıkadığımı, üzerinden yeşil yeşil sular aktığını ve çok fazla merdiveni olan bir yerden çıkarken merdivenin 2. basamağında bir ipin olduğunu gördüm bu ipi çektiğimde içinden altın bilezikler çıktı. Sonra anladım doğru yolda olduğumu. Yani Caferi kelimesini duymakla Şii olmam arasında tam tamına toplam 1 haftalık süre geçti. Ve içim o kadar rahat ki. Tanıştığım kişiyle beraber olmamızın söz konusu olmayacağı olaylar da öğrendim ama dinim onun elinde değildi. Anladım ki onun misyonu, sadece Caferi kelimesini bana söylemekti. Ve tek kelimeyle beni araştırmaya yönelten kişi olarak kaldı hayatımda. Benim ondan başka hiç Şii tanıdığım olmadı, çevremdeki 3 dostuma bunu anlattım, 1 alevi arkadaşım hariç diğerleri etkilenmediler. Alevi arkadaşıma da hakkını iade ettim. Önyargılarımdan dolayı özür diledim. Arkadaşım maalesef şu an zorla içi boşaltılmış bir Alevilikte ama doğruyu bulacağını düşünüyorum, yavaş, yavaş araştırmaya başladı gibi.
Burayı nasıl mı buldum; O da ilginç bir hikaye. İnsanlar nedense bol bol Şiilerin sapıklıkları diye başlıklar açıyorlar. Devamlı Humeyninin bir kitabından örnek veriliyor. Cevap yazmak savunmak istiyorum kendisi ne kadar doğru bunu da bilmiyorum. Devamlı Sünnilerin ağzında Tahrîru’l-Vesîle adlı kitap var. Yalnız Humeyninin hiçbir kitabını okumadım, kendisi hakkında bildiklerim de kötü şeyler değil ve bu kitabı araştırırken *umsema.com sitesini buldum. Burdan da yine şiilerin sapıklıkları adlı konuyu okurken murtazaali nin konuşmasını çok beğendim. Ve peşine takıldım. Kim bu arkadaş diye googledan aratırken işte tam buraya geldim. Hepinize selam olsun dostlar
Benim hikayem benim için çok özel ve Allah'ın sevgili kuluymuşum onu çok iyi hissettim son 2-3 ayda. Biriyle tanıştım 3 ay önce. İlk görüşmemizde bana caferi olduğunu söyledi. Çok üzüldüm, ona belli etmedim ama içimden dedim ki 1 hafta içinde arayı soğutup ayrılmalıyım. Eve geldim caferi nedir derken, Şii kelimesini buldum, en azından genel anlamını öğrendim. Buluştuğumuz günden 2 gün sonra rüya gördüm. Rüyamda bir kadın yüzüme gazete tutmuş bana kızıyordu, oku. Ne yazdığını oku, araştır diye. Etkilendim araştırmaya başladım. Sünnilik konusunda kitap okumuşluğum fazlaydı ama okuduklarımdan mantık olarak hiçbir yanlışlık olmadığını çıkarmış sonra da diğer mezhepleri araştırmaya ihtiyaç duymamıştım.
Bu rüyadan sonra 2 gün sıkı bir araştırma yaptım. 2 günde saatler bilgisayar başında su gibi geçti. Tabi araştırdıkça içimi şüphe kapladı. Dinimizde de şüpheye yer yoktur biliyorsunuz. Bir de dikkatimi çeken şey forumlarda Sünnilerin yazdıklarını okuduğumda cevaplarını çok kırıcı bulurken, Şiilerin yazdıkları saygılı ve seviyeliydi. 2. gece yatarken Allah'ıma dua ettim. Allah'ım bana bir işaret ver, doğruyu bana buldur, ben bulamıyorum dedim. O geceyi unutmam. Rüyamda Kevser Suresinin yazılı olduğu bi kağıt gördüm. Ertesi gün tanıştığım kişiyle buluştuk. Ona rüyamı anlattım dedi ki; çok güzel rüya görmüşsün, Kevser Suresini gördüğüne göre Hz. Fatıma'dan başlamalısın dedi. Ben de Hz. Fatıma nın ölüm nedenini araştırdım. İlginçtir ki hiç bir Sünni kaynaktan ölümüyle ilgili birşey bulamadım. Bulduğumdaysa tek denilen şey "hastalandı, öldü" olmuştu. Artık Sünni kaynaklar yetmeyince ben de Şii kaynaklara geçmeye karar verdim. caferilik.com dan ehlibeyti okumaya başladım, daha çeyreğindeyken Şii olmaya karar verdim.
Bu arada tabi o forumdan bu foruma herşeyi okuyodum. Çünkü bu süre içinde rüyamda Hz. Ali'nin tozlanmış çerçevesini musluk altında yıkadığımı, üzerinden yeşil yeşil sular aktığını ve çok fazla merdiveni olan bir yerden çıkarken merdivenin 2. basamağında bir ipin olduğunu gördüm bu ipi çektiğimde içinden altın bilezikler çıktı. Sonra anladım doğru yolda olduğumu. Yani Caferi kelimesini duymakla Şii olmam arasında tam tamına toplam 1 haftalık süre geçti. Ve içim o kadar rahat ki. Tanıştığım kişiyle beraber olmamızın söz konusu olmayacağı olaylar da öğrendim ama dinim onun elinde değildi. Anladım ki onun misyonu, sadece Caferi kelimesini bana söylemekti. Ve tek kelimeyle beni araştırmaya yönelten kişi olarak kaldı hayatımda. Benim ondan başka hiç Şii tanıdığım olmadı, çevremdeki 3 dostuma bunu anlattım, 1 alevi arkadaşım hariç diğerleri etkilenmediler. Alevi arkadaşıma da hakkını iade ettim. Önyargılarımdan dolayı özür diledim. Arkadaşım maalesef şu an zorla içi boşaltılmış bir Alevilikte ama doğruyu bulacağını düşünüyorum, yavaş, yavaş araştırmaya başladı gibi.
Burayı nasıl mı buldum; O da ilginç bir hikaye. İnsanlar nedense bol bol Şiilerin sapıklıkları diye başlıklar açıyorlar. Devamlı Humeyninin bir kitabından örnek veriliyor. Cevap yazmak savunmak istiyorum kendisi ne kadar doğru bunu da bilmiyorum. Devamlı Sünnilerin ağzında Tahrîru’l-Vesîle adlı kitap var. Yalnız Humeyninin hiçbir kitabını okumadım, kendisi hakkında bildiklerim de kötü şeyler değil ve bu kitabı araştırırken *umsema.com sitesini buldum. Burdan da yine şiilerin sapıklıkları adlı konuyu okurken murtazaali nin konuşmasını çok beğendim. Ve peşine takıldım. Kim bu arkadaş diye googledan aratırken işte tam buraya geldim. Hepinize selam olsun dostlar

Yorum