Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Neden Şii Değilim?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: Neden Şii Değilim?

    elif

    2- Yakubi , Tabersi ise Kur’an’ın sahabeyi zem eden ayetlerle başladığını , bu mushafı hz. Ali’nin , hz. Ebubekir ve Ömer’e gösterdiğini , Hz. Ömer’in hz. Ali’yi bu Kur’an’ı açığa çıkardığı için öldürmeye yeltendiğini söyler.

    Bu iki maddeye göre Kur'an , elimizde bulunandan farklı... 15 / HİCR - 9 : Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız , ayetine uymuyor bu düşünceler..

    --------------------------------------------------------------------

    Sizin kapınızın önü baya temiz


    1- "Ömer şöyle dedi: "Eğer insanlar Ömer, Kur'an'a bir şey ekledi diyecek olmasalardı, ben bizzat kendi elimle recm ayetini yazardım." (bk. Buhari Bab-i Meğazî)

    Görüldüğü gibi Ömer Kur'an'ın tahrif edildiğini, çünkü recm ile ilgili bir ayetin olduğunu iddia ediyor

    Bu konuda daha açık rivayetler de var Sünnî kaynaklarda;örneğin Suyutî Ed-Dürr-ül Mensur kitabında şöyle nakletmektedir: "Ömer b. Hattab münadisine emretti, o da nida ederek insanları topladı , ardından Ömer minbere çıkarak Allah'a hamd u senadan sonra şöyle dedi: "Ey insanlar, recm ayetinden dolayı çığlık atıp (rahatsız olmayın), o, Allah'ın kitabında nazil olan bir ayetti ve biz onu okuduk. Ama Muhammed ile birlikte giden bir çok Kur'an (ayeti) ile birlikte o da gitti!!..."[1]
    http://www.kevsernet.com/s_ve_c/243.htm
    -----------------------------------------------------------------------------------------

    Bir zamanlar , toplumun ne kadar Kuran bilgisi var işini ölçek için yola çıktığım bir zaman, camilerin önünde girip çıkana Fatiha süresini biliyorlar mı, manası nedir diye araştırmalara durmuştum

    Hatta araştırmamın ilimsel geçerliliği olması için konuyu on binlerin üzerinde ki kişiye sormayı gerekli görüp gerçekleştirdim, hatta bu araştırma zarfında , dış dünyadan bir yapıtı ziyarete çıkmış binlerce imam hatip liseli bir kafileye denk geldim

    Kafileyi durdurup Fatiha süresinin manasını bilen var mı diye sordum,tüm kafile birbirine bakıp Arapça, manasını bilmediği işin okunmasına durdular, ben mana nedir manayı soruyorum dediğimde, kem,küm, euueue türü ses dışında cevap veren çıkmadı

    Müze veya tarihi yapıyı ziyaret edip çıktıklarında aralarından birini bulmuşlar, bana Fatiha süresini Arapçadan çevirmeye çalışmakla, bin bir zorluk içinde manasını 1 kişi verebilmişti, günde her namazda okunması gereken kısa ve büyük öneme sahip Fatiha süresi

    Dolayısıyla sünniliğin ne olduğuna dair şüphemiz yok, veya ilim olarak ne alışacaklarına dair de yok

    Yolunuzun bu tür mekanlara düşmesi Allah'ın inayeti türü işindendir, umulur ki hayırlara vesile olur gerçek İslam'ı algılama babında

    Yani işe sizin hadis işlerinizle bakarsak haşa ve haşa iş alıntısını bildirdiğim gibidir, dolayısıyla ne olduğumuzu iyi idrak edebilelim bu önemli bir iştir

    Ömer minbere çıkarak Allah'a hamd u senadan sonra şöyle dedi: "Ey insanlar, recm ayetinden dolayı çığlık atıp (rahatsız olmayın), o, Allah'ın kitabında nazil olan bir ayetti ve biz onu okuduk. Ama Muhammed ile birlikte giden bir çok Kur'an (ayeti) ile birlikte o da gitti!!..."[1]







    Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

    Ali Şeriati

    Yorum


      #77
      Ynt: Neden Şii Değilim?

      ne oldu ben şimdi anlamadım ilk başta 17000 hadis meselesi ne oldu sn mikdat el kafiden böyle bir hadis gösterilebildi mi?

      Yorum


        #78
        Ynt: Neden Şii Değilim?

        hayır abi konu öylece kaldı

        Yorum


          #79
          Ynt: Neden Şii Değilim?

          [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=9211.msg60796#msg60796 date=1257694059]
          ne oldu ben şimdi anlamadım ilk başta 17000 hadis meselesi ne oldu sn mikdat el kafiden böyle bir hadis gösterilebildi mi?
          [/quote]

          bu konuyu enine boyuna konuşalım dedik ama malesef elif kardeşimiz ayrıldı herşey yarım kaldı.
          Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
          İmam Ali (a.s)

          Yorum


            #80
            Ynt: Neden Şii Değilim?

            böyle bir hadis var mı
            var diyorlar ama ben rastlamadım varsa nerede var olsaydı dikkatimi mutlaka çıkardı?

            Yorum


              #81
              Ynt: Neden Şii Değilim?

              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=9211.msg60830#msg60830 date=1257716572]
              böyle bir hadis var mı
              var diyorlar ama ben rastlamadım varsa nerede var olsaydı dikkatimi mutlaka çıkardı?
              [/quote]

              hangi hadis abi


              [quote author=Elif.. link=topic=9211.msg58861#msg58861 date=1256756053]


              1- Kuleyni’nin el Kafiyesinde Cafer es-Sadık’ın dilinden akarılan bir rivayette , asıl Kur’an’ın 17000 ayetten müteşekkil olduğu söylenir.
              [/quote]

              bundan mı? bahsediyorsunuz
              Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
              İmam Ali (a.s)

              Yorum


                #82
                Ynt: Neden Şii Değilim?

                evt

                Yorum


                  #83
                  Ynt: Neden Şii Değilim?

                  Elif kardesimiz sizde bir MÜSLÜMANSINIZ BIZIM GIBI, ne kadar BILIM ILIM sahibi olsanizda, arastirin tabiki, benim gibi:-) Ama hepimiz MÜSLÜMANIZ ama böyle ayrilik yapatigimiz icinde bizi AYIRIYORLAR ve bize MÜSLÜMANLARA karsi savasanlar faydalaniyorlar!

                  Cok kiziyorum neden BIR DEGILIZ diye:-(!

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: Neden Şii Değilim?

                    [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=9211.msg60834#msg60834 date=1257717795]
                    evt

                    [/quote]

                    Ağacan ben buna daha önce bu başlık altında cevap vermiştim buraya alıntı yapıyorum.

                    [quote author=mikdat bin esved link=topic=9211.msg59323#msg59323 date=1256987396]
                    [quote author=Elif.. link=topic=9211.msg58861#msg58861 date=1256756053]


                    1- Kuleyni’nin el Kafiyesinde Cafer es-Sadık’ın dilinden akarılan bir rivayette , asıl Kur’an’ın 17000 ayetten müteşekkil olduğu söylenir. Yine Kuleyniden bir rivayette Muhammed el Bakır’ın “Kur’an’ın tamamını [Allah tarafından] indirildiği şekliyle cem etiğini ileri süren yalancıdır. Kkur’an’ı Allah’ın inzal ettiği biçimde cem ve hıfz eden sadece Ali ve ondan sonraki imamlardır” dediği nakledilir. (Konuyla ilgili: Bu günkü mushafta toplam 6236 ayet mevcuttur. Şiilere göre 1074 ayet kayıp!)

                    [/quote]


                    1- (630)... Ebu Basir şöyle rivayet etmiştir. ebu Abdullah (cafer Sadık aleyhisselam)'ın yanına gittim ve O'na dedim ki: "Sana kurban olayım! Sana bir soru sormak istiyorum, acaba burada sözlerimi işitecek başka biri var mıdır?" Ebu Abdullah bulunduğu yerle evin başka bir bölmesini ayıran prdeyi kaldırdı, oraya başını uzatıp baktıktan sonra şöyle dedi: " Ey Ebu MUHAMMED! Ne istersen sor" Dedim ki: "Sana kurban olayım! Senin şiilerin. Rasulullah (sallALLAHu aleyhi ve alihi)'nin Ali (aleyhisselam)'a bir ilim kapısını öğrettiğini ve bu kapının da O'na bin kapı açtığını söyleyip duruyorlar, acaba bu söylenenler doğru mudur?"
                    İmam şöyle buyurdu: "Ey Ebu MUHAMMED! Rasulullah (sallalahu aleyhi ve alihi) bin kapı kapı öğretti ve bunların her biride bin kapı açar. Dedim ki: " ALLAH'a yemin ederim ki ilim budur" İmam bir saat boyunca düşünceye dalarak yeri çiziktirdi. Sonra şöyle dedi. "Evet Ebu MUHAMMED! Camia ( bütün ilimleri kapsıyan) bizim yanımızdadır. Camia'nın ne olduğunu biliyorlar mı?" Dedim ki: "Sana kurban olayım' Camia nedir? Buyurdu ki: "Bir sahifedir ki, uzunluğu Rasulullahın ziraiyle yetmiş zira eder.. Peygamberimiz ayzdırmış, Ali de yazmıştır. Orada bütün helal ve haramlar, insanların ihtiyaç duydukları herşey vardır. Hatta birini tırmalayıp yaralamanın cezası bile onda yazılıdır.
                    Sonra İmam (aleyhisselam) elini omuzuma koydu ve dedi ki: "Bana izin verirmisin ey Ebu MUHAMMED?" Dedim ki: "sana kurban olayım! Kendimi size adamışım dilediğinizi yapın." Bunun üzerine imam beni çimdikledi ve ardın da." işte bu çimdiğin cezası bile orada yazılıdır." O sırada İmam bir parça öfkelenmiş görünüyordu.
                    Dedim ki:"İlim budur." Buyurdu ki: "Bu ilimdir: ama ilim sadece bundan ibaret değildir." Sonra bir saat kadar sustu, ardından şöyle dedi: "Cifir ilmi bizim yanımızdadır. İnsanlar cifir ilminin ne olduğunu nereden bilecekler?" Dedim ki: "Cifir nedir?" Buyurdu ki: "Deriden bir kaptır ki, Peygamberlerin, vasilerin ve israiloğullarının geçmiş ulemasının ilimlerini kapsar." Dedim ki: "Hiç kuşkusuz ilim budur." Buyurdu ki: "Bu ilimdir, ama ilim sadece bundan ibaret değildir."
                    Sonra bir saat kadar konuşmadı, ardından şöyle buyurdu: "Hiç kuşkusuz Fatıma (selamullahi aleyha)'nın mushafı" da bizim yanımızdadır. Fatımanın mushafının ne olduğunu nerden bilecekler?" Dedim ki: Fatıma'nın mushafı nedir? Buyurdu ki: "Sizin şu Kur'an'ınızın üç misli bilgi kapsayan bir mushaftır. ALLAH'a yemin ederim ki, sizin şu Kur'an'ınızdan bir tek harf yer almaz o mushafta."
                    Dedim ki: "ALLAH'a yemin ederim ki ilim budur." Buyurdu ki; "Bu ilimdir; ama ilim sadece bundan ibaret değildir." Sonra bir saat kadar sustu, ardından şöyle buyurdu: "Bu güne kadar olanlara ve bundan sonra kıyamete kadar olacaklara ilişkin ilim, bizim yanımızdadır." Dedim ki; "Sana kurban olayım. ALLAHa yemin ederim ki, ilim budur." Buyurdu ki: "Bu ilimdir; ama ilim sadece bundan ibaret değildir." Dedim ki; "sana kurban olayım. Peki ilim nedir?"
                    Buyurdu ki; "İlim, gece ve gündüz bir işten sonra meydana gelen bir başka işle ve bir şeyden sonra meydana gelen bir başka şeyle ilgili olarak ortaya çıkan şeye denir."
                    (Usul-u Kafi SAHİFE, CİFİR, CAMİA VE FATIMA MUSHAFI BABI hadis no 630 sayfa 332- 333 Darul Hikem yayın evi türkçe baskısı)






                    Bu konu hakkında Usul-u Kafi deki ilk hadis özellikle bu hadis nazarında bizi şirkle suçlarlar ama nedense bu hadisi açıklıyan bir sonraki hadislere bakmazlar.


                    2-(631)....Hammad b. Osman şöyle rivayet etmiştir: Ebu Abdullah ( Cafer Sadık aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum: "Zındıklar yüz yirmi sekiz seninsinde ortaya çıkacaklardır. Ben bunu Fatıma ( selamullahi aleyha)'nın mushafında gördüm." Dedim ki; "Fatıma'nın mushafı ne dir?" Buyurdu ki; "Rasulullah ( sallALLAHu aleyhi ve alihi)vefat edince. fatıma ( selamullahi aleyha). AAALLAH Azze ve Celleden başka kimsenin bilmediği bir üzüntüye kapıldı. ALLAH kederini dindirip, teselli etmek ve O'nunla konuşmak üzere bir melek gönderdi. Fatıma (selamullahi aleyha) bu olayı Emir'ül mü'minin (aleyhisselam)'a şikayet etti. ( Meleğin sözlerini yazamamasını şikayet etmiş olabilir)
                    Emir'ül-mü'minin ( Ali b. Ebu Talib aleyhisselam) dedi ki; Meleğin geldiğini hissettiğin, sesini duyduğun zaman bana haber ver." Fatıma (selamullahi aleyha) meleğin gelişini Emir'ül-mü'minin'e haber verdi, O da duyduklarının tümünü yazdı. Sonun bu sözlerden bir mushaf meydana geldi. Bu mushafta helal ve harama ilişkin herhangi bir şey yoktur. Sadece ilerde olacaklara ilişkin bilgiler vardır."
                    (Usul-u Kafi SAHİFE, CİFİR, CAMİA VE FATIMA MUSHAFI BABI hadis no 631 sayfa 333 Darul Hikem yayın evi türkçe baskısı)

                    Rivayetlerdende görüldüğü gibi Hz Fatıma(as) Mushafı haşa KURAN değildir,KURAN'a alternatif değildir yada KURAN'ın tahrif edilmiş şekli değildir.
                    KURAN'dan bambaşka içinde helal ve haramların olmadığı bir kitaptır.

                    Bugün bizler nasıl ehli sünnet rivayetlerinde geçen İbni mesud Mushafı yada Ubey bin kab mushafını KURAN'ın tahrifine yormuyorsak ehli sünnetinde konuyu cımbızlamadan önyargısız araştırıp biz şiilere tahrifçi samgası vurmaması lazım.
                    [/quote]
                    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                    İmam Ali (a.s)

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: Neden Şii Değilim?

                      [quote author=Elif.. link=topic=9211.msg58977#msg58977 date=1256823171]
                      [quote author=Mufazzal link=topic=9211.msg58974#msg58974 date=1256822509]
                      [quote author=Elif.. link=topic=9211.msg58961#msg58961 date=1256817999]
                      Gayet samimi bir şekilde Mustafa ÖZTÜRK'ün , Tefsir'de Şia ve Ehl-i Sünnet polemikleri adlı kitaptan aklıma yatmayanları sizinle paylaşıp öğrenmek için burada yazmıştım... Direk saldırı değildi niyetim ama görüyorum ki sizin niyetiniz öğretmek değil püskürtmek... Teşekkürler...[/quote]
                      Bismillahirrahmanirrahim


                      Okuduğum kadarı ile İlahiyatçı olmalısınız. Ve anladığım kadarı ile de, Şia'yı Mustafa Öztürk ve Benzeri diğer yazarlardan öğrenmeye çalışmışsınız yada çalışıyorsunuz. Değerli kardeşim, örneğin Mustafa Öztürk'ün eserinden öğrendiğiniz Şia'yı bizzat Şia'nın kendi eserleri ile karşılaştırmayı düşünüyor musunuz? İlahiyatçı olmanız vasfı ile bunu yapacağınızı düşünüyor ve belli başlı eserlerle yetinmeyeceğinizi düşünüyorum. Ortaya attığınız (varsayım diyelim) iddiaları Şiilerin kendi eserlerinde araştırmanızı öneriyorum. Acaba bunlar var mı yok mu diye...

                      Saygılar.

                      [/quote] Şia'yı Ethem Ruhi Fığlalı'nın Mezhepler Tarihi kitabından okuduğumuz kadar biliyoruz... İlahiyatta özel Şia dersi yok.. lŞii yazarlar okudum Murtaza Mutahharri ve Cevadi Amuli... Başka bir kaynak elime de geçmedi açıkçası bilmiyorum da... Gurer ve Durer ile Nehc'ül Belağa'ya dair Şiilerin yazdığı methiyeleri okudum... Bu konuların başlı başına ele alındığı bir kitap bilmiyorum... En iyisi Şii sitesine kayıt olmak dedik... Dedik de (...)
                      [/quote]

                      Elif kardeş, Ethem Ruhi Fığlalının bir tesettür düşmanı rektör olduğunu da umarım biliyorsunuzdur. Bu adam tipik sabık meslektaşları gibi zamanın emevi iktidarına kölelik yapan tiplerin başında gelir. Muğlada röktörlük yaptığı zaman tesettürle en büyük mücadeleyi kendisi vermişti. Bu adam ehli sünnet değildir. Ehli laiktir. Laiklerin emrindedir.
                      En son Serkan a. tarafından düzenlendi; 09.08.2020, 19:20.
                      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: Neden Şii Değilim?

                        cevaplıyoruz kitabından:
                        beda nedir
                        http://www.gonulsairi.com/forum/index.php?topic=2414.0
                        vesselamunaleykum
                        "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: Neden Şii Değilim?

                          [quote author=Mehmet UFUKALP link=topic=9211.msg60869#msg60869 date=1257749414]
                          Elif kardeş, Ethem Ruhi Fığlalının bir tesettür düşmanı rektör olduğunu da umarım biliyorsunuzdur. Bu adam tipik sabık meslektaşları gibi zamanın emevi iktidarına kölelik yapan tiplerin başında gelir. Muğlada röktörlük yaptığı zaman tesettürle en büyük mücadeleyi kendisi vermişti. Bu adam ehli sünnet değildir. Ehli laiktir. Laiklerin emrindedir.
                          [/quote]

                          tamamen katılıyorum. E. Ruhi Fığlalının Mezhepler Tarihi kitabı çok meşhur hemen hemen tüm ilahiyatçılar okumuşlar ve temel kaynak kabul etmişlerdir. zamanında ben de çok fikirlerinden yararlanmıştım özür zararlanmıştım. Oysa Allah'a şükür ki şii olduktan sonra, alimlerimiz ona karşı gözümüzü açtılar. baktım adamın hemen hemen tüm kaynakları batılı müsteşrikler. Kendi kitaplarında yazan onca sahih hadis rivayetlerini batılı sömürgecinin kafa kolu müsteşriklerin fikirlerine satmış durumda ve Mehdi a.f. in zuhurunu da geleceğini de inkar etmektedir. Başörtüsü düşmanı olması ise aslında diğer zararları yanında bir hiç kalır. düşünün yani bununla başörtüsünü küçümsediğimi sanmayın.. Yani benim kafamda da başörtüsü sizin kafanızdaki önemden fazladır az değildir. ha işte buna kıyasla Fığlalı'nın zararlarının çok daha fazlasını düşünün. Türkiye'deki ilmi camiaya.

                          Ne basit adam karalamak. Süleyman Ateş, belki o da iyi biri değil ama Yahudiler ve hristiyanlar cehennete girbilir dediği için tüm müslüman camiada itibarı sıfırlanmıştı. ama Fığlalının ondan kat kat fazla zararı olmasına rağmen ilmi zehirleri hiç bilinmiyor...

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: Neden Şii Değilim?

                            Sizin şu Kur'an'ınızın
                            Bu cümleyi kuran birisi görürsem koşarak uzaklaşırım. Rivayet duymuşsam ise inanmam.

                            Yorum


                              #89
                              Ynt: Neden Şii Değilim?

                              17.000 rakamı..maalesef bilinçli bir şekilde çarpıtılmıştır...orda söylenmek istenen farklıdır, bu ifade yıllar önce istanbul üniversitesi kütüphanesinden bulup taradığımız bir kitabımızda aşağıdaki gibi geçmektedir...Ehlisunnet'ten ön yargılı bazı kardeşlerimiz bunu çarpıtmışlardır:

                              www.islamkutuphanesi.com

                              Risâletu'l İ'tikadati'l İmâmiyye

                              Şii-İmâmiyye'nin İnanç Esasları


                              OTUZÜÇÜNCÜ BÖLÜM

                              KUR'AN'IN HACMİ (MEBLAG) HAKKINDAKİ İNANÇ


                              Şeyh (Ebu Cafer) şöyle der: İnancımız odur ki, Yüce Allah'ın, Nebisi Muhammed'e -Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun- indirdiği Kur'an, iki kapak (deffeteyn) arasındadır; insanların ellerinde olandır ve bundan fazla değildir. Halka göre surelerinin sayısı, yüzondörttür. Bize göre ise "ed-Duhâ" (Duha: 93. Sure) suresi ile "Elem-neşrah" (İnşirah: 94. Sure) suresi bir tek suredir. "Elem-tera-keyfe" (Fil: 105. Sure) suresi ile "Li-ilafi" (Kureyş: 106. Sûe) sûresi bir tek suredir.

                              Bizim, Kur'an'ın bundan (mevcut halinden) fazla olduğunu söylediğimizi ileri süren, bir yalancıdır.

                              Kur'an'ın bütün sûrelerini okumanın sevabı, Kur'an'ı tam olarak hatm etmenin sevabı, bir rek'atta iki sure okumanın cevazı1, farz namazdaki bir rek'atta iki sure arasında Kur'an okumanın yasaklanması üzerine rivayet olunanlar2, bizim Kur'an hakkında söylediklerimizin tasdiki ve onun hacminin (meblağ), halkın ellerinde bulunandan fazla olmadığının doğrulanmasıdır. Aynı şekilde Kur'an'ın tamamının bir gecede okunmasının yasaklanması (nehy) ve Kur'an'ı üç günden az bir zamanda hatmetmenin de caiz olmaması hakkında rivayet edilenler, söylediklerimizin tasdikidir.

                              [shadow=red,left]Aksine biz diyoruz ki, şu anda Kur'an'da bulunmayan öyle çok vahiy inmiştir ki, eğer onlar Kur'an'da toplansaydı Kur'an'ın ayetlerinin toplam sayısı onyedi bin olurdu. [/shadow]

                              Ve bunlar, söz gelişi, Cebrail'in (a.s.) Allah'ın salât ve selâmı ona olsun Nebi'ye,

                              "Allah sana: Ey Muhammed (s.a.s.)! Yarattıklarıma Benim davrandığım gibi davran" demesi gibidir.

                              Veya yine onun (Cebrail),

                              "halkın nefreti ve düşmanlığından sakın" demesi gibidir.

                              Veya onun (Cebrail),

                              "ne kadar yaşarsan yaşa, sonunda öleceksin; istediğin kadar sev, sonunda ayrılacaksın; istediğin kadar çalış, sonunda onunla karşı karşıya geleceksin. Mü'minin şerefi gece kıldığı namazdır; yüceliği ise, halka eziyet vermekten kaçınmasıdır" demesi gibidir.

                              Ve Nebi'nin (s.a.a.)

                              "Cebrail daima misvak kullanmamı tavsiye etti. Öyle ki, tükrüklerimin tükenmesinden veya beni dişsiz bırakmasından korktum. Bana daima komşuyu tavsiye etti. O 'kadar ki, komşumu bana varis kılacağını zannettim. Bana daima kadın (zevce) hakkında öğütlerde bulundu. Öyle ki, onu boşamanın doğru olmayacağını zannettim. Bana daima köleleri tavsiye etti. O kadar ki, belli bir süre içinde kölenin hür kılınmasını emir buyuracağını zannettim" demesi gibidir.

                              Veya Cebrail'in, Hendek savaşının sonunda,

                              "Ey Muhammed (s.a.a.)! Kutlu ve Yüce Allah sana ikindi namazını, (94) Benû Kureyza dışında kılmamanı emrediyor" demesi gibi.

                              Ve Allah'ın salât v selâmı üzerine olsun onun (Hz. Peygamber),

                              "Rabbim bana farzları yerıne getirmemi emredişi gibi, insanlara da hoşça muamele etmemi emretti" demesi gibi.

                              Yine onun,

                              "Biz peygamberler topluluğuna, insanlara akıllarınca konuşmamız emrolunmuştur" deyişi gibi.

                              Yine onun (s.a.s.),

                              "Cebrail Rabbimin huzurundan bana gözlerimi parlatan ve göğsümii ferahlandıran bir emir getirdi ve dedi ki: Güçlü ve Ulu Allah, Ali'nin (as), mü'minlerin emiri ve alınlarında, el ve ayak bileklerinde (abdest ve namazdan doğan) bir aklık bulunanların önderi olduğunu buyuruyor" demesi gibidir3.

                              Ve Onun (s.a.a.),

                              "Cebrail bana geldi ve dedi ki: Ey Muhammed (s.a.a.)! Kutlu ve Yüce Allah, Fatıma'yı Kendi arşının üstünde. Ali'ye (as) nikahladı ve buna, meleklerin seçilmişlerini şâhıd kıldı. Bu dünyada onu, onunla (Ali) evlendir ve buna, ümmetinin seçilmişlerini şahid kıl" demesi gibi.

                              Bunlara benzer haberler pek çoktur. Onların hepsi de vahiydir; fakat Kur'an değildir.

                              Eğer Kur'an olsalardı, mutlaka onun içinde olurdu, dışında değil.

                              Mü'minlerin Emiri -salât ve selâm üzerine olsun­Kur'an'ı topladığı ve getirdiği zaman, onlara şöyle dedi:

                              "İşte bu, Rabbiniz Allah'ın, Nebinize (saa) indirdiği ne bir harf eklenmiş ne de bir harf eksik bırakılmış Kitabı'dır".

                              Ona şöyle dediler:

                              "Bizim onun içindekilere ihtiyacımız yoktur. Senin sahib olduğun şeye biz de sahibiz".

                              Bunun üzerine o şöyle diyerek uzaklaştı:

                              "Fakat onlar verdikleri sözü arkalarma attılar ve ona karşılık birkaç para aldılar. Satın aldıkları ne kötü şeydir!"4.


                              (Imam Câfer) es-Sadık (a.s.) dedi ki:

                              Kur'an tektir; Tek olanın katından tek olan Nebi'ye (saa) inmiştir. Ayrılıklar, ancak raviler bakımından olmaktadır. Kur'an'da Yüce Allah'ın,

                              "...And olsun, eğer Allah'a ortak koşarsan amelin boşa gider ve ziyana uğrayanlardan olursun"5 ayeti gibi bir ayet,

                              veya Yüce Allah'ın,

                              "Tâ ki Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın..."6 ayeti gibi,

                              veya yine O'nun,

                              "Seni yolunda pekiştirmemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin. O takdirde de sana, hayatın da ölümün de kat kat azabını tattırırdık. . ."7 ayeti gibi ayetlerle bunlara benzeyen ayetlere gelince...bizim bu konudaki inancımız şu atasözünde açıkça bildirilmiştir: "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!" 8.

                              Kur'an 'da "av" (veya) kelimesinin geçtiğinin her defasında, işaret ettiği şahsa bir seçim hakkı bırakmaktadır. Kur'an'da nerede bir "Ya eyyuhe'l-le­zine amenû" (ey inananlar) varsa, bu, Tevrat'taki "ya eyyuhe'l-mesakin" (ey miskinler) karşılığıdır.

                              "Ya eyyuhe'l-lezine amenû" (Ey inananlar) diye başlayan her âyet, kumandanları, emirleri, en şereflileri ve ilkleri olarak, ancak Ali b. Ebi Talib'e (a.s.) işaret eder. (95)

                              Cennete işaret eden her âyet, ancak Nebi ve imamlar -Allah'ın salât ve selâmı hepsinin üzerine olsun-, onlara uyanlar ve taraftarları hakkındadır.

                              Cehenneme işaret eden her ayet ise, onların düşmanları ve onlara muhalif olanlar hakkındadır. Öncekiler (peygamberler ve imamlar) hakkında anılan ayetlerdeki hayırla ilgili olan herşey, aynı zamanda hayır sahibi olanlara da tatbik edilebilir. Ama onlarda rastlanılan kötü ile ilgili hususların, kötülük sahibi olanlara tahsisi caizdir.

                              Peygamberler (as) arasında, Nebi Muhammed'den (s.a.s.) daha hayırlısı; vasiler arasında onun vasilerinden (as)* üstünü; ümmetler içinde, başkası değil hakikatte onun Ev Halkı'na (Ehl-i Beyt)** (s.a.s.) uyanlar (şia)'dan üstünü ve kötüler içinde de halktan onlara düşman ve muhalif olanlardan daha kötüsü yoktur.



                              --------------------------------------------------------------------------------



                              1. Urduca mütercimi, bunun sünnet namazda olduğunu söyler (A.F.).

                              2. Bu, farz namazda Fatiha'dan sonra bir atlayarak üst ve alttan iki sure veya ayetler okumanın yasak oluşundan söz ediyor (A.F.).

                              3. Burada sözü edilen haberlerin birçoguna Sünni kaynaklarda da rastlanmaktadır.

                              4. Al-i İmran (3), 187.

                              5. Zumer (39), 65.

                              6. Fetih (48), 2. Urduca mütercimi şöyle söyler: Mufaddal b. Omer dedi ki: Biri bu ayetin anlamını İmam Cafer es-Sadık'a sordu. İmam (as) şöyle dedi:

                              Allah'a yemin ederim ki, Hz. Peygamber (saa) hiçbir günah işlememiştir. Gerçek anlamı şudur: Onun şefâatı vasıtasıyladır ki, Ali (as) taraftarlarının geçmiş ve gelecek günahları affolunacaktır. (Mecma'u'l-Beyân).

                              Urduca mütercimi, başkalarının günahları için başkaları adına günaha maruz kalma durumu ve bundan kurtuluş için bir misal getirir.

                              Bir hükümdar, kendi arkadaşlarından birini eyalet valisi olarak tayin eder ve ona, "bu insanların iyi davranışlarından sen sorumlusun" der. Bu tebaanın bir kısmı, kanunu çiğner ve ceza için huzura çıkarılır. Vali şefaat eder ve hükümdar da der ki: "Onların yanlış hareketleri, senin şefaatın olmadıkça affedilmeyecektir ve bu, hataların bizzat senin tarafından işlenmiş olması faraziyesi ile yapılabilir".

                              Aynı şekilde, ashnda ümmeti kastettiği halde, Hz. Peygamber'e hitabeden birçok ayet vardır. (A.F.).

                              7. İsrâ (17), 74-75.

                              8. "lyyâki a'ni ve's-mai ya câretu", bir Arap atasözüdür ve kelime kelime, "seni kastediyorum, ey komşu kızı sen dinle" demektir.

                              * Oniki imam (as) Peygamber (saa)'in vasileridirler. Allah tarafından tayin edilmişlerdir ve onlarda Peygamberler (as) gibi masumdurlar. Onlara uymak Peygambere (saa)'e uymak, uymamak is Peygambere (saa) uymamaktır. Daha geniş bilgi için bakınız.

                              Oniki İmam (as) Kimdir? http://nehculbelaga.tripod.com (P.N)

                              ** Hz.Peygamber (saa) diyor ki:" Ben size iki emanet bırakıyorum.Bunlardan biri Kuran-ı Kerim, diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisine sımsıkı sarılırsanız asla sapıtmazsınız."


                              Sahih-i Müslim & Savaiq-ul Muhriqa & Tuhaf-ul Ukul

                              Daha geniş bilgi için bakınız: "Hz.Peygamberin (saa) Hutbeleri" http://nehculbelaga.tripod.com ( P.N )

                              "Eğer küfredecek olursanız, çocukların saç­larını ağartan bir günde, siz kendinizi nasıl koruyacaksınız?" Müzzemmil / 17

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: Neden Şii Değilim?

                                http://www.islamkutuphanesi.com/turk...cmi_meblag.htm
                                "Eğer küfredecek olursanız, çocukların saç­larını ağartan bir günde, siz kendinizi nasıl koruyacaksınız?" Müzzemmil / 17

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X