Selamun aleykum arkadaşlar.Bende kısa zaman once şii oldum elhamdulillah.Bir arkadaş ticaninin kitaplarını onerdi once onlerı okuyup bitirdim.Sonra Seyyid Musavinin Peşaver gecelerini okuyunca tam ikna oldum.İkna oluşumdaki en onemli sebeb hadislerdi.Gadiri Hum hadisi acıkca Hz.Alinin velayetini bildiriyordu.Baktım gercekten sahih bir hadis cok fazla sayıda ravi ile gelmiş mutevatur olmuş.Yine menzilet ve aba hadisi gibi deliller tam olarak ikna olmamı sagladı.Zaten onceden de aklıma yatan seyleri vardı fakat apacık delilleri gorunce tam olarak ikna oldum.Beni ikna eden hadisleri ve kaynaklarını şoyle derledim.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ali'yi çirkin bir şekilde anıyorsunuz; oysa o benden, ben de ondanım. O benden sonra sizin emirinizdir. O bendendir ve ben de ondanım ve o benden sonra sizin emirinizdir.
Müsned-i Ahmed, c.5, s.356; Hasais-i Neseî, s.24, biraz farkla; Müstedreku's- Sahihayn, c.3, s.110, sözcük farkıyla; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.127; Kenzü'l- Ummal, c.12, s.207 İbn Ebî Şeybe'den özetle ve c.12, s.210 Deylemî'den; Kunuzu'l-Hakaiki, Menavî, s.186.
Resul-i Ekrem (s.a.a) öfkesi yüzünden okunduğu hâlde onlara dönerek şöyle buyurdu: Ali'den ne istiyorsunuz, Ali'den ne istiyorsunuz, Ali'den ne istiyorsunuz?! Ali bendendir ve ben de Ali'denim, Ali bendendir ve ben de Ali'denim. Ve o benden sonra her müminin velisidir
Sahih-i Tirmizî, c.13, s.165, "Menakıbu Ali b. Ebu Talib" babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.437; Müsned-i Tayalesî, c.3, s.111, 829. hadis; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.110; el-Hasais, Neseî, s.19 ve 16; Hilyetu'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.6, s.294; Riyazu'n-Nazira, c.2, s.171; Kenzü'l-Ummal, c.12, s.207 ve c.15, s.125.
Haskanî, Abdullah b. Ebu Evfa'dan da Gadir-i Hum'da Resulullah'ın (s.a.a), "Ey Elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et..." ayetini okuduğunu ve sonra da koltuğunun altındaki beyazlık görününceye kadar ellerini kaldırarak şöyle buyurduğunu duydum: Ey insanlar! Bilin ki ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır.[330] Vahidî, Esbabu'n-Nüzul adlı kitabında ve Suyûtî ise ed-Dürrü'l-Mensûr adlı kitabında Ebu Said Hudrî'den şöyle nakleder: "Ey Elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et..." ayeti Ali b. Ebu Talib hakkında nazil olmuştur.[331] Suyûtî'nin Tefsir'inde İbn Mes'ud'dan, Resulullah'ın (s.a.a) döneminde bu ayeti şöyle okuyorduk diye rivayet edilmiştir: "Ey Elçi, Rabbinden sana -doğrusu Ali müminlerin velisidir diye- indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevi) yapmayacak olursan..."[332] Elbette İbn Mes'ud, söz konusu ayeti Resulullah'ın (s.a.a) hayatında böyle tefsir ettiklerini kastediyor.
Müsned-i Ahmed, c.1, s.118, 119, c.4, s.281, 370, 372, 373, c.5, s.347, 370; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.109; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Hâkim Haskanî, c.1, s.190, 191; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.209, 210-213. Bu kitapta c.5, s.209'da şöyle geçer: Zeyd'e, "Sen bunu Resulullah'tan (s.a.a) duydun mu?" diye sordum. Zeyd, "O çölde bunu gözleriyle görmeyen ve kulaklarıyla duymayan kimse yoktur." dedi. İbn Kesir daha sonra, "Bu hadisi şeyhimiz Ebu Abdullah Zehebî sahih bilmiştir." der.
Müslim b. Haccac Nişaburi kendi Sahih'inde Zeyd b. Erkam'dan şöyle rivayet ediyor:
Resulullah (s.a.a) Mekke ile Medine arasındaki Gadiri Hum'da konuşmak için ayağa kalktı ve ALLAH'a hamd ve senadan sonra halka nasihatta bulunup şöyle buyurdu:
"Ey insanlar ben ancak bir beşerim; yakında Rabbimin elçisi (Azrail) gelecek ben de davetine icabet edeceğim. Aranızda iki değerli şey bırakıyorum; Birincisi hidayet ve nurun bulunduğu ALLAH'ın Kitabı'dır. Öyleyse ALLAH'ın Kitabı'na sıkıca sarılın." Daha sonra da şöyle buyurdu: "Ikincisiyse Ehli Beytimdir. Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum." Sahihi Müslim c.4 s.1873.
Hakim Nişaburi Zeyd b. Erkam'dan şu hadisi nakleder : Resulullah (s.a.a) Veda Haccı'ndan dönerken Gadiri Hum'da konakladığında orada bulunan ağaçların altını temizlemerini emredip sonra da şöyle buyurdu:
"ALLAH'ın çağrısına icabet etmeme az kaldı. Ben aranızda biri diğerinden daha büyük olan iki büyük ve değerli şey bırakıyorum: ALLAH'ın Kitabı ve Ehli Beytim. Bu ikisi hakkında nasıl davranacağınıza dikkat edin. Çünkü Kur'an ve Ehli Beytim Havuz başında bana kavuşuncaya kadar birbirinden ayrılmazlar. ALLAH benim mevlam ben de her mü'minin mevlasıyım." O anda Ali'nin (a.s) elini tutarak şöyle buyurdu: "Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. ALLAH'ım onu seveni sev ona düşman olana düşman ol." El Müstedrek Alas Sahiheyn c.3 s.109.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ali'yi çirkin bir şekilde anıyorsunuz; oysa o benden, ben de ondanım. O benden sonra sizin emirinizdir. O bendendir ve ben de ondanım ve o benden sonra sizin emirinizdir.
Müsned-i Ahmed, c.5, s.356; Hasais-i Neseî, s.24, biraz farkla; Müstedreku's- Sahihayn, c.3, s.110, sözcük farkıyla; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.127; Kenzü'l- Ummal, c.12, s.207 İbn Ebî Şeybe'den özetle ve c.12, s.210 Deylemî'den; Kunuzu'l-Hakaiki, Menavî, s.186.
Resul-i Ekrem (s.a.a) öfkesi yüzünden okunduğu hâlde onlara dönerek şöyle buyurdu: Ali'den ne istiyorsunuz, Ali'den ne istiyorsunuz, Ali'den ne istiyorsunuz?! Ali bendendir ve ben de Ali'denim, Ali bendendir ve ben de Ali'denim. Ve o benden sonra her müminin velisidir
Sahih-i Tirmizî, c.13, s.165, "Menakıbu Ali b. Ebu Talib" babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.437; Müsned-i Tayalesî, c.3, s.111, 829. hadis; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.110; el-Hasais, Neseî, s.19 ve 16; Hilyetu'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.6, s.294; Riyazu'n-Nazira, c.2, s.171; Kenzü'l-Ummal, c.12, s.207 ve c.15, s.125.
Haskanî, Abdullah b. Ebu Evfa'dan da Gadir-i Hum'da Resulullah'ın (s.a.a), "Ey Elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et..." ayetini okuduğunu ve sonra da koltuğunun altındaki beyazlık görününceye kadar ellerini kaldırarak şöyle buyurduğunu duydum: Ey insanlar! Bilin ki ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır.[330] Vahidî, Esbabu'n-Nüzul adlı kitabında ve Suyûtî ise ed-Dürrü'l-Mensûr adlı kitabında Ebu Said Hudrî'den şöyle nakleder: "Ey Elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et..." ayeti Ali b. Ebu Talib hakkında nazil olmuştur.[331] Suyûtî'nin Tefsir'inde İbn Mes'ud'dan, Resulullah'ın (s.a.a) döneminde bu ayeti şöyle okuyorduk diye rivayet edilmiştir: "Ey Elçi, Rabbinden sana -doğrusu Ali müminlerin velisidir diye- indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevi) yapmayacak olursan..."[332] Elbette İbn Mes'ud, söz konusu ayeti Resulullah'ın (s.a.a) hayatında böyle tefsir ettiklerini kastediyor.
Müsned-i Ahmed, c.1, s.118, 119, c.4, s.281, 370, 372, 373, c.5, s.347, 370; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.109; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Hâkim Haskanî, c.1, s.190, 191; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.209, 210-213. Bu kitapta c.5, s.209'da şöyle geçer: Zeyd'e, "Sen bunu Resulullah'tan (s.a.a) duydun mu?" diye sordum. Zeyd, "O çölde bunu gözleriyle görmeyen ve kulaklarıyla duymayan kimse yoktur." dedi. İbn Kesir daha sonra, "Bu hadisi şeyhimiz Ebu Abdullah Zehebî sahih bilmiştir." der.
Müslim b. Haccac Nişaburi kendi Sahih'inde Zeyd b. Erkam'dan şöyle rivayet ediyor:
Resulullah (s.a.a) Mekke ile Medine arasındaki Gadiri Hum'da konuşmak için ayağa kalktı ve ALLAH'a hamd ve senadan sonra halka nasihatta bulunup şöyle buyurdu:
"Ey insanlar ben ancak bir beşerim; yakında Rabbimin elçisi (Azrail) gelecek ben de davetine icabet edeceğim. Aranızda iki değerli şey bırakıyorum; Birincisi hidayet ve nurun bulunduğu ALLAH'ın Kitabı'dır. Öyleyse ALLAH'ın Kitabı'na sıkıca sarılın." Daha sonra da şöyle buyurdu: "Ikincisiyse Ehli Beytimdir. Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum Ehli Beytim hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum." Sahihi Müslim c.4 s.1873.
Hakim Nişaburi Zeyd b. Erkam'dan şu hadisi nakleder : Resulullah (s.a.a) Veda Haccı'ndan dönerken Gadiri Hum'da konakladığında orada bulunan ağaçların altını temizlemerini emredip sonra da şöyle buyurdu:
"ALLAH'ın çağrısına icabet etmeme az kaldı. Ben aranızda biri diğerinden daha büyük olan iki büyük ve değerli şey bırakıyorum: ALLAH'ın Kitabı ve Ehli Beytim. Bu ikisi hakkında nasıl davranacağınıza dikkat edin. Çünkü Kur'an ve Ehli Beytim Havuz başında bana kavuşuncaya kadar birbirinden ayrılmazlar. ALLAH benim mevlam ben de her mü'minin mevlasıyım." O anda Ali'nin (a.s) elini tutarak şöyle buyurdu: "Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. ALLAH'ım onu seveni sev ona düşman olana düşman ol." El Müstedrek Alas Sahiheyn c.3 s.109.
Yorum