Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

    Yorumsuz olarak aktarmak ve yorumu okuyuculara bırakmak istiyorum.

    “Ebu Bekir ve Ömer Veliyy-i emr (halife) oldular. Allah ise veliyy-i emre itaat etmeyi emretmektedir. Dolayısıyla Veliyy-i emre itaat Allah’a itaattir. Ona isyan Allah’a isyandır. Kim onun emrine ve hükmüne karşı gelirse, Allah’ın emrine ve hükmüne karşı gelmiştir. Ali ve Fatıma Allah’ın emrini reddettiler ve onun hükmüne karşı geldiler ve böylece Allah’ın rızasını kerih saydılar. Çünkü Allah’ı razı eden şey ona itaat etmektir. Veliyi emre itaat ise Allah’a itaattir. O Halde kim veliyi emre itaati kerih sayarsa, Allah’ın rızasını kerih saymıştır. Allah kedisine itaatsizlik yapılmasına gazap eder. Veliyi emre itaatsizlik ise Allah’a itaatsizliktir. Böylece veliyy-i emre isyan yolunu tutan, Allah’a isyan yolunu tutmuş ve onun rızasına karşı gelmiştir!!!”
    (Minhacü’s-Sünne, c.2, 171-172)

    #2
    Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

    bu ne Allah aşkına,dehşet verici sözler bunlar,bunu alimlerimize teyit ettireceğim,Müslüman bir alim nasıl bunları söyleyebilir.
    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
    İmam Ali (a.s)

    Yorum


      #3
      Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

      Ehlibeyt düşmanı İbni Teymiyye'den beklenmeyecek bir söz değildir. Pak Ehlibeyte (a.s) duyduğu nefret kalbinden diline, dilinden de kağıda dökülmüştür. Açıkçası İbni Teymiyye gibi Ehlibeyt düşmanı sapık birinden beklenmeyecek bir söz değildir. Allah onu sevdikleriyle haşretesin!
      İkinci olarak İbni Teymiyye'ye sormak lazım; Ya son veda haccında mutlak veliyyi emr olan Allah Resulü'nün (s.a.a) vasiyetini ayaklar altına atanlara ne demeli? Neden onları hakkı kerih saydılar diye suçlamıyor?

      Yorum


        #4
        Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

        SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

        Nedense pek şaşırmadım inancı gereği söylemiş eğer bende içindeki tüm hadislerin sahih olduğuna inandığım bir kitabın içinde Meşru olan bir halifeye itaat etmek gerek Peygamberin emri üzere diye beyan edilirse ibni teymiyyenin dediğini derdim inancım gereği. Bu gün selef düşüncesinde olan ilahiyatçıların hepsine sorun aynı şeyi diyecekler. Meşru olan bir halifeye itaat farzdır itaat etmeyen ise bağidir.

        İstanbul ilahiyatı bitirmiş biri ile bunu konuştuk itaat farzdır dedi o zaman Hz Huseynin durumu nedir dediğimde orasını karıştırma dedi.
        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

        Yorum


          #5
          Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

          ALLAH ibni teymiyeye ve onun gibilere hidayet versin.Bu yazdıklarından dolayı Rabbim onu bağışlasın.Çünkü o masum insalara böylesi ağır iftiraları atmanın günahını tahmin bile edemiyorum.Bir yandan onlarıda kınamıyorum çünkü onlarada öyle öğretilmiş keşke biraz şu at gözlüklerini çıkarıp araştırsalar o zaman görecekler asıl ALLAHa isyan edenleri.

          Yorum


            #6
            Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

            Salam alleykum

            Daha cok Ehlibeyt Düsmanligi var bu eserinde bu nasibinin!
            Bende sadece Almanca ve Ingilizce Kaynagi var!
            Ingilizcesi olan okuya bilir insallah.

            Ibn Taimiyah’s acerbic views of Imam Ali bin Abi Talib [as]

            While comparing Abu Bakar with Ali bin Abi Talib [as], Ibn Taimiyah states in Minhaj al-Sunnah, Volume 7 page 331:

            وان ولايته الأمة خير من ولاية علي وان منفعته للمسلمين في دينهم ودنياهم اعظم من منفعة علي

            “His reign is better than Ali's reign and his benefit to Muslims in their religion and life is greater than Ali's”

            Minhaj al-Sunnah, Volume 8 page 230:

            وعلي يقاتل ليطاع ويتصرف في النفوس والأموال فكيف يجعل هذا قتالا على الدين

            “Ali fought to secure obedience and rule the people and money, so how can that be deemed as fighting for sake of religion?”

            We read in Minhaj al-Sunnah, Volume 8 page 205:

            وأما إسلام علي فهل يكون مخرجا له من الكفر على قولين

            There are two opinions as to whether Ali's conversion to Islam released him from kufr or not"

            Minhaj al-Sunnah, Volume 4 page 137:

            وعلي رضي الله عنه كان قصده أن يتزوج عليها فله في أذاها غرض

            “Ali intended to marry so as to hurt her (Fatima) on purpose.”

            Minhaj al-Sunnah, Volume 7 page 172:

            وقد أنزل الله تعالى في على يا أيها الذين آمنوا لا تقربوا الصلاة وأنتم سكارى حتى تعلموا ما تقولون لما صلى فقرا وخلطوا

            “Allah had revealed for Ali {O ye who believe! Draw not near unto prayer when ye are drunken, till ye know that which ye utter,} when he prayed and recited and then got mixed up.”

            Minhaj al-Sunnah, Volume 7 page 172:

            قال النبي صلى الله عليه وسلم وكان الإنسان اكثر شيء جدلا لما قال له ولفاطمة إلا تصليان فقالا أنما أنفسنا بيد الله سبحانه وتعالى.

            The prophet said to them '{but man is more than anything contentious}'. When he said to him (Ali) and Fatima, 'Wont you pray?' They replied: 'Our souls are in the hands of Allah (swt)'

            Minhaj al-Sunnah, Volume 3 page 53:

            فإنه لما أمرهم بقيام الليل فاعتل علي رضي الله عنه بالقدر وأنه لو شاء الله لأيقظنا علم النبي صلى الله عليه وسلم أن هذا ليس فيه إلا مجرد الجدل الذي ليس بحق فقال وكان الإنسان أكثر شيء جدلا.

            "When he (the Prophet) ordered them to offer the night prayer, Ali [ra] came up with the prepared excuse that ‘if Allah wants he will wake us up’, the prophet realized that this was merely an argument that was not right, therefore he recited {but man is more than anything contentious}".

            Minhaj al-Sunnah, Volume 8 page 161:

            وعلي قد اختلف فيه هل حفظ القرآن كله أم لا

            “Ali, there is disagreement about him as to whether he had memorized the whole Quran or not.”

            Minhaj al-Sunnah, Volume 6 page 67:

            ولم يحصل بقتلهم مصلحة للمسلمين لا في دينهم ولا في دنياهم بل نقص الخير عما كان وزاد الشر

            “Their fighting served no benefit for the Muslims in their religion nor in their life, on the contrary the good had been decreased and the evil had been increased.”

            Minhaj al-Sunnah, Volume 4 page 20:

            قوله في على إنه كان يصلي الف ركعة فإن هذا لا فضيلة فيه

            “His (Allamah Heli’s) statement that Ali would pray one thousand raka, surely there is no virtue in it”

            Comments

            It is interesting that Ibn al Hashimi had argued that Ibn Taimiyah loved the Ahl’ul bayt (as). But the reality was comments like the above that we cited that were so outrageous that we read in Lisan al-Mizan, by ibn Hajar, Volume 6, page 320:

            وكم من مبالغة لتوهين كلام الرافضي أدته أحيانا إلى تنقيص علي رضي الله عنه

            "The exaggeration in refuting the Rafidhi text has sometimes taken him to towards belittling Ali [ra]"

            Ibn Taimiyah’s views of Sayyida Fatima Zahra (as)

            Minhaj al-Sunnah, Volume 5 page 522:

            فإن أبا بكر إمام لا يتصرف لنفسه بل للمسلمين ، والمال لم يأخذه لنفسه بل للمسلمين ، وفاطمة تطلب لنفسها

            Verily Abu Bakr is an Imam who did not act for himself but for the Muslims and as for the money, he did not take it for himself but for the Muslims whilst Fatima was demanding it for herself.

            Minhaj al-Sunnah, Volume 4 page 132:

            أو ليس الله قد ذم المنافقين الذين قال فيهم ومنهم من يلمزك في الصدقات فإن أعطوا منها ورضا وإن لم يعطوا منها إذا هم يسخطون ولو نهم رضوا ما اتاهم الله ورسوله وقالوا حسبنا الله سيوتينا الله من فضله ورسوله إنا إلى الله راغبون فذكر الله قوما رضوا إن اعطوا وغضبوا إن لم يعطوا فذمهم بذلك

            Hasn’t Allah (swt) condemned the hypocrites those who said about them {And of them is he who defameth thee in the matter of the alms. If they are given thereof they are content, and if they are not given thereof, behold! they are enraged. If only they had been content with what Allah and His Messenger gave them, and had said, "Sufficient unto us is Allah! Allah and His Messenger will soon give us of His bounty to Allah do we turn our hopes} Allah mentioned people that if they are given they will be pleased, but if they are not given they get angry, and Allah condemned them.

            Such blasphemy lead to Sunni scholar Mahmoud Subaih in his book Akhta ibn Taimiyah, page 63 commenting:

            خطأ جسيم لابن تيمية لا يغتفر إلا إذا تاب منه قبل رحيله وهو تشبيهه غضب السيدة فاطمة الزهراء رضي الله عنها من الصديق رضي الله عنه بغضب المنافقين

            A huge mistake by Ibn Taimiyah that is unforgivable, unless he repented prior to death, was his likening the anger of Lady Fatima az-Zahra (may Allah be pleased with) towards as-Siddiq (may Allah be pleased with) with the anger of hypocrites.

            Comment

            Ibn al Hashimi tell us, is comparing the action Sayyida Zahra (as) to that of a hypocrite evidence of his love for this blessed lady? Is this how Shiekh ul Islam showed his love for the Ahl’ul bayt (as)? Calling any Muslim a munafiq without basis is a sin, and he attributes such signs to the daughter of the Prophet (s)!

            Ibn Taimiyah’s views of Imams Hasan (as) and Hussain (as)

            Minhaj al-Sunnah, Volume 4 page 19:

            وأما كونهما أزهد الناس وأعلمهم في زمانهم فهذا قول بلا دليل

            “To be deemed as the most ascetic and knowledgeable people of their time, this is a proofless claim.”

            Yorum


              #7
              Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

              betülü azra bacim
              belki ben söylediklerini dogru anlamadim
              ama anladigim sekliyle söyle söyleyeyim
              bu zat ögrenen degil, ögretenlerdendi
              ayrica hidayet icin o coooook gec kalmistir
              o masumlari bu sekilde lekelemeye calisip, ardindan da böyle cirkin ve cirkef bir eser birakan
              hak ettigine kavusmustur...

              rezil tek kelime ile rezil


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                Bismillahirrahmanirrahim

                İbni teymiye ve ibni teymiyenin bu sözü hakkında forumda mevcut olan Ehl-i Sünnet kardeşlerimin düşünceleri ciddi derecede merak etmekteyim. Mümkünse açıklama yapabilirler mi?

                İbni Teymiyenin Hakkında ne düşünüyorsunuz?
                İbni Teymiye sünni midir? Sünniler itibar eder mi?

                Yorum


                  #9
                  Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                  İbn-i Teymiyye’nin İftiraları

                  Ehlisünnet alimlerinin içinde en hayasızı, belki de en dinsizi Ahmed bin Abdulhalim Hanbeli yani İbn-i Teymiyye’dir. (Ö: 728 h.k.) İbn-i Teymiyye’nin Şiilere, özellikle Mevlamız Emir’ul- Mü’minin Hz. Ali (a.s.)’a ve Resulullah (s.a.a.)’in pak itretine (Ehl-i Beytine) karşı büyük bir kin ve düşmanlığı vardı.
                  Onun “Minhac’us- Sünne” kitabını okuyan herkes şaşırıp kalıyor. Öyle şiddetli bir düşmanlığı vardı ki, Mevlamız, Emir’ul- Mü-minin Hz. Ali (a.s.) ve O’nun Ehl-i Beyti hakkındaki bütün açık nasları (ayet ve hadisleri) ve yüce faziletleri inkar edip yalanlıyor. Mazlum Şialara öyle yalan ve iftiralar atıyor ki bunları duyanın aklı duruyor. Eğer onların hepsine tek tek cevap vermeye kalksam, bu meclislerin günlerce uzaması gerekir. Sözü uzatmamak için birkaç örnekle yetineceğim. Böylece sayın Şeyhim bilsinler ki yalan ve iftira atmak, Şii alimlerinin değil bazı Sünni alimlerinin özelliklerindendir. Şaşılacak şey şu ki, Şiiler hakkında söylediği onca yalandan sonra, gerçeklerden haberleri olmayanları kandırmak için, 1. cild sayfa 15’de bir de diyor ki; “Kıble ehlinden hiç biri Şiiler kadar yalan söylemiyor. Bu yüzden sihahları yazanlar onlardan hadis nakletmemişlerdir!?”
                  10. cidin 23. sayfasında da şöyle diyor: “Şiiler usul-u dinin dört tane olduğuna inanıyorlar: Tevhid, Adalet, Nübüvvet, İmamet.”
                  Şiilerin kelami (akaitle ilgili) kitapları, herkesin elinin ulaşacağı yerdedir. Onlarda yazılan Şiiler usul-u dinin üç tane olduğuna inanıyorlar. Bu üçü: Tevhid, Nübüvvet ve Mead’dır. Adalet Tevhidin, İmamet de Nübüvvetin bir parçasıdır.
                  1. cildin, 131. sayfasında da şöyle diyor: “Şiiler camilere önem vermezler. Camileri bomboştur. Ne Cumaları camide kılarlar, ne de cemaat namazları vardır. Eğer bazen namaz kılsalar da cemaatla değil, tek başlarına kılarlar.”
                  Şiilerin merkezi olan İran ve Irak’ta, her şehirde cemaat namazlarının kılınması için birçok büyük camileri yok mu?
                  Hangi köye giderseniz gidin orada bir caminin olduğunu görürsünüz. Mübarek Ramazan ayından ilave, her gün sabah akşam namazlarını cemaatle camilerde kılarlar.
                  Şiilerin fıkh-i istidlali kitaplarına, alim olmayan Sünni kardeşler de ilmi hal kitaplarına bakacak olursanız, göreceksiniz ki camiye gitmek ve cemaatla namaz kılmak hakkında ne kadar çok sevap nakledilmiştir. Camilerde kılınan namazın sevabı evde kılınan namazın sevabından kat kat fazla olduğu yazılmıştır. Bu yüzden Şiiler ellerinden geldiğince namazlarını camilerde, cemaatla kılmaya özen gösterirler. Böylece bu yalancı ve saygısız şahsın (İbn-i Teymiyye) Şiiler hakkında nasıl da yalanlar uydurduğunu anlamış olursunuz.
                  Yine aynı sayfada diyor ki, Şiiler diğer Müslümanlar gibi Hacca gitmezler. Onların haccı kabirleri ziyaret etmektir. Kabirlerin haccının sevabını Allah’ın evinin haccından daha fazla kabul ederler. Hatta kabirlerin haccına gitmeyenlere lanet ederler.
                  Eğer Şiilerin ibadetle ilgili risale ve kitaplarını açacak olursanız, Kitab’ul- Hac (Hac kitabı) adında bu ibadet için özel bölüm ayırdıklarını görmüş olursunuz. Şiilerin Hacda yapması gereken ameller için her Fakih (müçtehit) “Menasik-i Hac” adlı kitaplar yazmışlardır; o kitaplarda Masum İmamlar (a.s.)’dan da hac konusunda hadisler nakletmişlerdir. O hadislerin bazısında şöyle geçmektedir:
                  “Maddi imkanı olup da, Allah’ın evinin haccını terk eden bir Müslüman (Sünni olsun, Şii olsun), İslam’ın hattından çıkmıştır; öldüğü zaman ona denilecek ki: Hangi din üzerine ölmek istersin; Yahudi olarak mı, Hıristiyan olarak mı, yoksa Mecusi olarak mı?”
                  Böyle emirler karşısında, Şiilerin Allah’ın evini haccetmeyi terk etmelerini akıl kabul eder mi? Gidin İmamlar (a.s.)’ın kabirlerini ziyaret eden dağ başındaki cahil bir köylüden, hac amelinin nerede yerine getirilmesi gerektiği hakkında soru soracak olursanız; Mekke-i Muazzama’da diye cevap almış olursunuz.
                  Ama Allah’tan haberi olmayan bu şahıs, bunlara ek olarak bir de kalkıp Şii’nin iftiharlarından Şeyh Mufid diye meşhur olan Şeyh Muhammed bin Muhammed bin Nu’man Mufid’e iftira atarak diyor ki; “Onun Menasik-i Hacc’il- Meşahid (Kabirlerin Haccının Menasik'i) adında bir kitabı vardır.” Halbuki Şeyh Mufid’in “Menasik’uz- Ziyaret” adında herkesin elinde olan bir kitabı vardır. Bu kitapta Masum İmamlar (a.s.)’ın mukaddes mezarları ziyaret edildiği zaman diğer ziyaretler gibi bu ziyarete ait adaplar yazılmıştır.
                  Mezar (ziyaret) kitaplarını okuduğunuz zaman, kitabın ilk başında yazıyor ki; “Müstahap (farz değil) ibadetlerden birisi de, Peygamber-i Ekrem (s.a.a.) ve Masum İmamlar (a.s.)’ın mukaddes kabirlerini ziyaret etmektir.”
                  Allah’tan habersiz şahsın yalanına en büyük cevap, her yıl binlerce Şii’nin Allah’ın evine gidip hac amellerini yerine getirmeleridir. Şiiler hacdan döndükten sonra kendilerine “hacı” denilmesinden iftihar duyuyorlar. Şimdi bu yalancı şahsın ne kadar yalan düzmelerine bir bakın!
                  Yine 1. cildin 11. sayfasında şöyle diyor: “Şiiler köpeklerinin adını Ebu Bekir ve Ömer koyarak sürekli onlara lanet ediyorlar. Yani böylece Ebu Bekir ve Ömer’e lanet etmiş oluyorlar!!
                  Şiilere böylesine iftira atıp onlar hakkında yalan söyleyen bu şahsın inat, taassup ve dinsizliğine doğrusu insan şaşırıyor.
                  Halbuki, onun inancının tersine Şiilerin ahkâm ve hadis kitaplarının tümünde köpeğin ayn-ı necis olduğu yazılmıştır. Müslüman birinin evinde köpek olursa, o eve Allah’ın rahmetinin nazil olmayacağı bu kitaplarda yazılıdır. Şii Müslümanların birkaç yerin dışında köpek beslemeleri yasaklanmıştır. O birkaç yer, bazı özel şartlarla, şunlardır: Avcılıkta, ev ve hayvan sürülerini korumakta. Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in torunu Hz. Seyyid’üş- Şüheda Eba Abdillah’il- Hüseyin (a.s)’ın Yezid’e karşı kıyamının sebeplerinden birisi de onun köpeklerle oynaması ve yukarıda sayılan yerlerin dışında evinde köpek beslemesidir.
                  Şii veya Sünni Müslümanlardan biri söylenen yerlerin dışında evinde köpek beslerse, biz onu dini hususunda suçlar ve ona inancımız olmaz. Şii inancına göre, bir köpek bir evde serbest dolaşıyorsa, o ev necis olur. Bütün bunlar göz önüne alındığında, Şii birisinin kendi evinde köpek beslenmesi ve buna ilaveten kalkıp Resulullah (s.a.a)’in muhterem sahabelerinden bazılarının isimlerini onlara koyması veya onlara lanet etmesi düşünülemez?
                  Yazıklar olsun bu çeşit Müslümanlara. İnat ve taassuptan Allah’a sığınırız.
                  Siz, cahil de olsa bir Şii’nin böyle bir şey yaptığını gösterirseniz, biz bu şahsın söylediklerine teslim olacağız. Eğer gösteremezseniz (ki asla gösteremeyeceksiniz) öyleyse lanet edin böylesi mutaassıp inatçı insanlara ki, onlar alim etiketi altında gerçeklerden haberdar olmayan insanları aldatmakta ve Müslümanların arasına ihtilaf ve düşmanlık sokmaktalar.
                  O, kitabının ikinci cildinde de şöyle yazıyor: “Şiiler İmam Zaman’ı (Hz. Mehdiyi) bekledikleri için Samerra gibi bir çok yerlerde, gündüzleri bir at, katır veya başka bir binek hazırlayıp; ‘Bineğin hazırdır, herkes silahlı olarak seni bekliyor. Artık kıyam et’ diye İmamlarına seslenirler. Ve Ramazan ayının son günlerinde doğuya doğru dönüp kıyam etmesi için ayakta onu çağırırlar. Onların içinde öyleleri vardır ki, İmam gelirse, namazda olduğundan onu görememek ve hizmetinde bulunamamak korkusundan dolayı namazlarını terk ederler.”
                  Çölün bir köşesinde oturup saçmalayan bu adamın hadsiz hesapsız ve gülünç iftira ve yalanlarından daha çok, günümüz Mısırlı, Suriyeli vs. ülkeleri alimlerinin sözleri hepsinden daha şaşırtıcıdır. Bu alimler her yerde, Şiiler ile beraberlerdir. Özellikle ahalisinin hepsinin Ehl-i Sünnet kardeşlerin oluşturduğu Samerra şehrinde yer altındaki mukaddes odanın (Serdab) hizmetçilerinin bile tamamı Sünnidirler. Ama onlar bunu araştırmadan, büyük alimlerden sormadan İbn-i Teymiyye gibi şahısların saçma-sapan sözlerine uyarak böyle hurafe ve palavraları kendi kitaplarında yazmaktalar.

                  peşaver gecelerinden alıntı..
                  ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                    [quote author=Murtazaali link=topic=4033.msg22874#msg22874 date=1241154008]
                    Bismillahirrahmanirrahim

                    İbni teymiye ve ibni teymiyenin bu sözü hakkında forumda mevcut olan Ehl-i Sünnet kardeşlerimin düşünceleri ciddi derecede merak etmekteyim. Mümkünse açıklama yapabilirler mi?

                    İbni Teymiyenin Hakkında ne düşünüyorsunuz?
                    İbni Teymiye sünni midir? Sünniler itibar eder mi?
                    [/quote]
                    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                    İmam Ali (a.s)

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                      su an yalnizca kitaplardan aklimda kaldigi kadariyla, ve bu alinti yaptiklariniza benzer "yakasina ates olasi eserleri" ile taniyorum...

                      kendisi sünnilige dahil edilebilirmi bilmiyorum
                      vehhabi olmasi kuvvetle muhtemeldir
                      zira sünniler icerisinden onu ciddi sekilde tenkid edenler oldugu gibi
                      amacini isbatta onu baz almaktan cekinmeyenlerde var.
                      özellikle de ehlibeytin sia da savunulan hakkina karsi koyabilmek icin...

                      bazilarina göre ibni teymiyye yalnizca vehhabi degil ayni zamanda öncüsüdür de
                      vehaabi görüsleri adina ilk konusan kisi oldugu, kendisinden sonra cikan vehhabilerin, onunla bir cok görüsbirligi oldugu söylenir...kendisinin sapkin inanclari canlandirdigida söylenir...bu kisinin sapkin düsünceleri arasinda "Allaha yön belirleme" gibi görüsler vardir...

                      kendisi ömer b. hattab hakkinda yalnizca üc talak meselesinde kurana karsi ictihad derken
                      bunun yanisira hz.aliye 17 yerde, evet yanlis okumadiniz, konusan kuran olan hz.aliye tam 17 yerde kurana karsi ictihad isnad etmistir, ki yalnizca bu tip yazilari onun siddetle ehlibeyte düsmanlik güttügünü gösterip, vehhabi olusunu dogrular niteliktedir.

                      bununla birlikte, bugün sünnilerin en muteber kaynaklarinda diger halifeler ve sahabenin bazilarinin cikardigi bidatlar, nas karsisindaki ictihadlari, sünnilere göre dogru ve sevap getiren isler olarak resmedilmeye calisilirken, ibni teymiyenin bunlari zindiklikla suclamsindan dolayi kendisine itibar edenler yok denilecek kadar azdir.

                      yine bazilarina göre bu sahis, ehlisünnet olup ve hatta hanbelidir de! fakat hanbelide olsa, eserleri bozuk görüsler icerdigi icin alimler ona reddiyeler yazmali, halki uyarmalidir.

                      bazilarina göre ise
                      o, dini sahabeler zamanindaki sekline döndürmek icin gayret sarfetmis fakat daha sonra onun görüsleri baskalari tarafindan saptirilmistir. yalnizz bu görüsü reddeden görüsler oldukca coktur, cünki bazilari da, onun kurani yalnizca akil yolu ile aciklamaya yöneldigini iddia ediyorlar.

                      kimlere dahil oldugu karmasik olan bu kisi hakkinda ehlisünnetin, onun kendilerine uyan görüslerini almayi ve digerlerini reddetmeyi tavsiye edenleride azinlik sayilmaz...

                      tabi ki bu kargasa, sii icin pek büyük bir önem arzetmez...zira siinin kesin, sarsilmaz ve celiskisiz görüsleri karsisinda hic bir sapik anlayis tutunma sansina sahip degildir...


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                        Hindistan'ın büyük alimlerinden allâme Muhammed Abdurrahman Silhetî, 1882 senesinde basılan kitabında şöyle diyor:

                        İbni Teymiyye, Vehhabîlerin büyüğü ve öncüsüdür. O şeyh-ül-islam değil, bid'at ve âsâm, yani sapıklık ve günahlar şeyhidir, önderidir. Vehhabîlerin bozuk itikadlarından ilk konuşan odur. Ve aslında, bu bozuk, sapık fırkayı ortaya çıkaran odur. Zamanından Sultan ikinci Mahmud Han zamanına kadar, zikri ve akideleri gizli kaldı. Sultan ikinci Mahmud Han zamanında, Yemen tarafından [Necd'den] Muhammed bin Abdülvehhab isminde biri zuhur etti. İbni Teymiyye'nin ölümü ile yok olan, üzeri örtülen ve İslam memleketlerinde eli kolu bağlı olan bozuk itikadları körükleyip ortaya çıkardı. Yeni bir din yolu tuttu. Ehl-i sünnet vel-Cema'at mezhebine uymayan bir bid'at kampı teşkil etti. (Seyf'ül Ebrar, s.26)

                        Hindistanlı Ehl-i sünnet alimlerinden Mevlana Muhammed Fadlurresul 1849 senesinde telif ettiği eserinde şöyle diyor:

                        Biliniz ki bu İbni Teymiyye bed mezheb [yolu kötü], nefsine mağlup, Ehl-i sünnetten hariç bir kimsedir. Allahü teala için cihet [yön] söylenir dedi. İmam-ı Sübkî ona reddiye yazdı. Tabakat-ı Sübkî'de bunlar anlatılmaktadır. Sonradan çıkan bu fırkanın [Vehhabilerin] onunla çok uygunlukları ve ilgileri vardır. (Tashih'ül Mesail, s.44)

                        İbni Teymiyye'nin Mü'min suresinin 36-37. ayetlerinde geçen Fir'avn'a ait bir sözü delil olarak öne sürerek Allahü teâlâ için cihet isnad ettiği anlaşılıyor: (Fir'avn, Ey Haman, bana yüksek bir kule yap; belki göklerin yollarına erişirim de Musa’nın Tanrısı’nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Fir'avn’a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Fir'avn’un tuzağı tamamen boşa çıktı.) [Mümin 36/37]

                        İbni Teymiyye'nin çağdaşı olan Ahmed b. Yahya el-Küllabî diyor ki:

                        "Keşke bilseydim, İbni Teymiyye Fir'avn'un bu sözünden Allahü teâlânın göklerin ve Arşın üzerinde olduğunu nasıl anlamıştır? Fir'avn (Musa'nın Allah'ı göklerdedir) dememiştir. Haydi Fir'avn'un dediğinden böyle anlaşıldığını farzedelim. Peki İbni Teymiyye, nasıl Fir'avn'un zannıyla istidlal eder? ...Demek ki İbni Teymiyye'nin, bu ayetten anladığı mana ve Allah'a cihet olduğuna dair itimad eylediği delil, Fir'avn'un görüşüne göredir. Akidesinde itimad ettiği delil Fir'avn'un zannettiği şey olup o Fir'avn inancının kurucusudur." (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.120-121.)

                        Büyük alim Yusuf-i Nebhanî diyor ki:

                        "Fir'avniye ismine hak kazanan, Allah'a cisim nisbet etmekte, benzetme yapmakda ve yön isnad etmekte Fir'avn'a muvafık kanaate sahip bulunan Haşviye taifesidir. Yoksa, noksan sıfatlardan münezzeh bulunan Allahü teâlâyı bu gibi şeylerin tamamından tenzih eden Ehl-i sünnet vel-cemaat topluluğu değildir." (Şevahidü'l-Hakk, s.223)

                        Kâdızade Ahmed Efendi, İmam-ı Birgivî’nin kitabının şerhinde şöyle diyor:

                        “[Allahü teâlâ] Gökte ve yerde değildir, mekândan münezzehdir. ..Mekân ve zaman O’nun şanına muhaldir. ..Sağda, solda, önde, arkada, üstte ve altta değildir....Allahü teâlâ cisim ve cismanî olmakdan münezzehdir. Bir tarafda [cihette] olmaktan da münezzehdir. ..İbni Teymiyye ve yolundakiler, Allahü teâlâ üst taraftadır dediler.” (Birgivî Vasiyetnamesi Şerhi, s.24).

                        Hafız İbni Hacer el-Askalânî, Ed-duraru’l-kâmine isimli kitabında, İbni Teymiyye'nin sahabenin büyükleriyle ilgili sözleri hakkında alimlerden bazı nakiller yapmaktadır:

                        “İbni Teymiyye Ömer ibnu’l-Hattab’a üç talak meselesinde ve Hazret-i Ali'ye de on yedi meselede Kur'anın nassına muhalefet etti diye isnadda bulunmuştur. Hazret-i Ebu Bekir ne dediğini bilen yaşlı birisi olarak müslümanlığı kabul etti, ama Hazret-i Ali çocukken İslamiyeti kabul edip bir kavle göre çocuğun İslamiyeti sahih değildir, demesi ve yine Hazret-i Ali hakkında, kendisi Ebu Cehil'in kızını istemiş ve ölünceye kadar onu severek unutmamıştır, demesi üzerine alimler ona münafıklığı isnad etmişlerdir. İbni Teymiyye Hazret-i Osman hakkında (Osman malı severdi) demiş ve (Peygamberden -aleyhisselam- istigasede bulunmazdı) dediği için ona zındıklık isnad etmişlerdir.” (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.410.)

                        İbn Hacer el-Askalânî (v. 852/1448) İbn Teymiyye’nin, İmâmiyye Şîası’nın otoritelerinden olan İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin (v. 726/1325) Minhâcü’l-kerâme fî ma’rifeti’l-imâme (Tebriz 1286, Tahran 1298, Kahire 1962) adlı eserine reddiye olarak yazdığı Minhâcü’s-sünne en-nebeviyye fî nakzı kelâmi’ş-şîa ve’l-kaderiyye isimli kitabı üzerine yaptığı değerlendirmede diyor ki:

                        Telif esnasında kaynağını hatırlayamadığı bazı makbül/sahih hadisleri veya senedi zayıf da olsa bazı mevcut/sabit rivâyetleri mevzu olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. İbn Teymiyye, İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin kullandığı hadislerin büyük bir kısmı mevzu ve çok zayıf olmakla birlikte, onun sözünü çürüteyim (tevhîn) derken bazan Hz. Ali’yi küçük düşürmüş, ifrat ve teşeddüde düşmüştür. (İbn Hacer, Lisân, VI, 319-320; a.mlf., Dürer, I, 71; Leknevî, Ecvibe, s. 174-176.)

                        Leknevî diyor ki:

                        İbn Teymiyye, İbnü’l-Cevzî (v. 597/1200) gibi hasen hadisleri mekzûb, birçok zayıf haberi de mevzû kılmış, hatta zayıf veya mevzû oluşu ihtilaf konusu olan birçok haberin, mevzû olmasında ittifak olduğunu iddia etmiştir. (Leknevî, Ecvibe, s. 174)


                        İbni Teymiyye'nin yaptığı naklin sahih olmadığını İbni Hacer-i Heytemi, ona karşı yazdığı reddiyelerinde dile getirmiştir. Bu, alimde bulunabilecek ayıpların en kuvvetlisidir. Güveni zayıflatan ve itibarı düşüren huyların en şenii, başkalarından sahih olmayan nakil yapmaktır. İsterse en kuvvetli hadis hafızlarından ve en ileri alimlerden olsun. Hafız Iraki el-Kebir'in onun hakkında söylediği "İbni Teymiyye'nin yaptığı nakillerin bir kısmına itibar olunmaz" sözüne kuvvet kazandırmaktadır. (s. 191)

                        "Aliyy'ül-kaari Şifa şerhinde diyor ki: Hanbelîlerden İbni Teymiyye, ifrata kaçmış bulunmaktadır. Zira Resulullah aleyhisselam efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı haram saymıştır. Halbuki ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir. Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur. Zira müstehab olduğunda ulemanın icmaı bulunan bir şeyi haram kılmak küfür olur. Bu, mübah olduğunda icma bulunan bir şeyi haram kılmanın da ötesinde bulunmaktadır." (s.188) (*)

                        "İbni Teymiyye'nin bozucu aklı ile muhalefette bulunduğu her şey, kendi uydurmasıdır. Kendi fasid inanışına göre, def edecek boş bir şüphe bulamadığı zaman "O yalandır" diye başka bir davaya geçer. Onun hakkında "İlmi aklından büyüktür" diyen, insaflı davranmıştır." (s.189)

                        "Ben, İbni Teymiyye'nin Minhacü's-sünnet kitabında Allahü tealaya cihet [yön] isnadını tafsilatı ile görmüş bulunuyorum... Selef-i salihinden böyle bir söz varid olmamıştır...Bilakis [İbni Teymiyye] onu kendi nefsinden çıkarıp ortaya atmış ve birçok yerde tekrarlayıp durmuştur." (s.203)

                        "İbni Teymiyye'nin kitapları basılmış bulunduğundan ve onların içinde Ehl-i sünnet inançlarına aykırı meseleler mevcut olduğundan dolayı, alimlere bu meseleleri açıklamaya yönelmek ve bu hususta halkı uyarmak lazımdır" (s.203)

                        "İbni Teymiyye'nin kelamındaki çekişme ve çelişmeye delalet eden şeylerden birisi de, kitaplarından bir kısmında söylediğinin, diğer eserlerinde ifade ettiğini nakzeder mahıyette olmasıdır. Bu, ya inançlarında hata edip dönüş yapmasından veya ilminin geniş ve eserlerinin çok olup fetvalarını ve ibarelerini yayıp dağıtması sebebiyle, daha evvelki kitaplarında yazdığını unutmasından meydana gelmektedir." (s.222)

                        (*) Not: İmam-ı Kastalânî, Mevâhib kitabında, "Rasulullahın Kabri Şerifini Ziyaret" kısmında diyor ki: "Kainatın efendisi Muhammed aleyhisselamın mübarek mezarını ziyaret etmek en yüce taat ve en şerefli ibadetlerdendir. Bunun aksine inanan kimse, Hak teala hazretlerine ve Rasulune ve müslüman ümmetine aykırı davranmış ve bu yüzden İslamiyet bağından kopmuş olur. Allah'a sığınırız." (Mevâhibü Ledünniye, c.2, s. 473)

                        İmam-ı Ebül-Hasen Sübkî buyuruyor ki:

                        "Resûlullah ile tevessül etmek, yani istigase etmek, ondan şefaat istemekdir. Bu ise güzel bir şeydir. Önceki ve sonraki İslam alimlerinden hiçbiri buna karşı birşey dememişdir. Yalnız İbni Teymiyye bunu inkar etdi. Böylece doğru yoldan ayrıldı. Kendinden önce gelen alimlerden hiçbirinin söylemediği bir bid’at çıkardı. Bu bid’ati ile müslümanların diline düştü."

                        Büyük âlim İbni Hacer-i Mekkî Fetâvel-hadîsiyye kitabında diyor ki:

                        "Allahü teâlâ, İbni Teymiyyeyi dalâlete, felakete düşürdü. Gözlerini kör, kulaklarını sağır etdi. Birçok alim, bunun işlerinin bozuk, sözlerinin yalan olduğunu bildirmişler ve vesikalarla ispat etmişlerdir. Büyük İslam alimi Ebül Hasen-il-Sübkinin ve oğlu Tacüddin-i Sübkinin ve İmam-ül’iz bin-cema’anın kitaplarını okuyanlar ve onun zamanında bulunan Şafi’î, Malikî ve Hanefî alimlerinin, kendisine karşı sözlerini ve yazılarını inceliyenler, sözümüzün doğruluğunu iyi anlar."
                        Allah Bize Yeter!
                        O Ne Güzel Vekildir...

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                          Ben ibni teymiyye'yi hic okumadim sadece ehli sünnet alimlerinin böyle düsündügünü biliyorum.
                          Allah Bize Yeter!
                          O Ne Güzel Vekildir...

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                            [quote author=betül-ü azra link=topic=4033.msg22832#msg22832 date=1241126280]
                            ALLAH ibni teymiyeye ve onun gibilere hidayet versin.Bu yazdıklarından dolayı Rabbim onu bağışlasın.Çünkü o masum insalara böylesi ağır iftiraları atmanın günahını tahmin bile edemiyorum.Bir yandan onlarıda kınamıyorum çünkü onlarada öyle öğretilmiş keşke biraz şu at gözlüklerini çıkarıp araştırsalar o zaman görecekler asıl ALLAHa isyan edenleri.
                            [/quote]
                            Hadi avam tabakasindan birinin böyle bir düsünceye sahip olmasi kinanmaya bilir.Bazilari koyun gibidir coban nereye sürerse o yöne dogru gider lakin ibni teymiye gibi alim gecinen sahislarin tarihi bildikleri halde bu zihniyete sahip olmalari asla af edilemez.Ibni tevmiyenin hidayete erme sansi yok artik ama Allah su anda yasayipta onun zihniyetini savunanlari islah etsin.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: İbni Teymiye'ye göre Hz Ali ve Hz Fatıma Allaha isyan etmiştir.

                              [quote author=segaleyn link=topic=4033.msg23084#msg23084 date=1241205219]
                              [quote author=betül-ü azra link=topic=4033.msg22832#msg22832 date=1241126280]
                              ALLAH ibni teymiyeye ve onun gibilere hidayet versin.Bu yazdıklarından dolayı Rabbim onu bağışlasın.Çünkü o masum insalara böylesi ağır iftiraları atmanın günahını tahmin bile edemiyorum.Bir yandan onlarıda kınamıyorum çünkü onlarada öyle öğretilmiş keşke biraz şu at gözlüklerini çıkarıp araştırsalar o zaman görecekler asıl ALLAHa isyan edenleri.
                              [/quote]
                              Hadi avam tabakasindan birinin böyle bir düsünceye sahip olmasi kinanmaya bilir.Bazilari koyun gibidir coban nereye sürerse o yöne dogru gider lakin ibni teymiye gibi alim gecinen sahislarin tarihi bildikleri halde bu zihniyete sahip olmalari asla af edilemez.Ibni tevmiyenin hidayete erme sansi yok artik ama Allah su anda yasayipta onun zihniyetini savunanlari islah etsin.
                              [/quote]

                              Amin..İbni Teymiye varacağı yere çoktan vardı ALLAH c.c ona Ehlibeytin kokusunu hasret bıraksın..
                              ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X