Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

    [quote author=gulistan_2 link=topic=1684.msg30847#msg30847 date=1243422216]
    insanlik fitratinda tek istifade, zaruret cocuk degildir...insanligin türlü halleri var...islamda her türlü hale cevap vermistir...hic bir durumda ihlasli insanlar caresiz birakilmamistir...ihlasi olmayanlar ise dinin her hükmünü kendi keyiflerince kullanmaktan cekinmemislerdir....

    bu nikah yasaklanirsa ancak ve ancak ayet ile yasaklanir, diger bütün hükümler gibi...bir fikihta "hadis ayeti nesh eder" kaidesinin bulunmasi, bundan birsey degistrmez...

    kardesim, gecin bunlari...ona bakarsaniz imam saffi gibi gene kabul görmüs bir sünni alimin fikhinda "zinadan olma kiziyla nikaha cevaz" oldugunu islamoglu söylüyor...evli kadinin muta yapmasi daha öncede sözkonusu oldu burada...böyle bir fetva var ise Allah verenlere lanet etsin, yok ise uyduranlara lanet etsin ve bunu uygulayan zaten lanetlidir...yeterlimi?

    diyor ve sohbetten cekiliyorum

    [/quote]


    Mut'a ile ilgili rivayetler Şiî kaynaklarında daha çok yer tutar ve sayıca sünnî kaynaklarda geçenlerle mukayese edilemeyecek kadar çoktur[1]. Öncelikle belirtelim ki, Şia da, mut'ayı اَجَلٌ مُسَمّىً وَاَجْرٌ مُسَمّىً belirlenen ücret karşılığında, belirlenen müddet için yapılan bir nikah olarak tarif eder[2]. Burada kastedilen müddet, akitte belirtilmelidir. Belirtilmezse normal nikah ahkâmı cari olur. Bu durumda talaku'ssünne ile boşanabilir, miras terettüp eder ve iddet arasında nafaka gerekir[3]. Mut'a nikahında Şia veraset tanımaz[4]. Ancak şart koşulursa karşılıklı miras olabilir diyen olmuşsa da, "Şart koşsa da koşmasa da miras almaz" görüşü vardır. "Çünkü kadın zevce değil, müste'cere (kiralanmış kimse)dir"[5].Ücret de anlaşılan miktardır, bir avuç buğday, bir dirhem nakit vs. olabilir[6]. Şia, mut'a nikahında şahid gerekmediğine inanır ve "Allah ve melekleri şahid olarak yeter" der[7]. Ehl-i Sünnet, "Nikahta Allah ve Resulü'nün şahit" kılınması halinde nikahın mün'akid olmayacağına ve yapanın da -fiilinde Resulullah'a gaybı bilme nisbeti bulunmasına binaen-"Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez" (Neml 65) mealindeki ayete muhalefet ettiği için- küfre düşeceğini kabul eder[8]. Şia'ya göre, normal nikahta şahid, zaten çocuğun nesebi, miras -ve bir rivayette de hudud- için gereklidir[9]. Tûsî "Resulullah zamanında şahitsiz nikah yoktu" itirazına: "O, efdal olanı ifade eder" diye te'vil ederek cevazın asıl olduğunu belirtir.[10] Ehl-i Sünnet'in rivayetlerinde, Hz. Ömer'in yasaklamasına kadar, Ashab ve tabiinden, Resulullah'ın yasağını duymayanların mut'aya yer verdiğini belirtmiştik. Mut'a meselesine selefteki anlayışla Şia'nın anlayışını mukayese ederek bakınca, bazı ciddi farklar görülür:

    1- Sünnî kaynaklar ruhsat tanıyan rivayetleri de, yasak getiren rivayetleri de Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e dayandırırken, Şiî kaynaklarda, pek nadir Resulullah'tan söz edilir. Onlar bu meseleyi hep imamlarına dayandırırlar.

    Mesela, İstibsar'da Hz. Peygamber'e nisbet edilen hemen hiçbir rivayet mevcut değildir.

    2- Sünnî kaynaklarda cevaz, hep sefer haliyle ilgilidir, mukime de tecviz edildiğine dair rivayet yoktur. Halbuki Şiî kaynaklar bunu, mukim, misafir, evli, bekâr herkese "helal ve mübah" addederler[11]Kumî'de yer alan bir fetva söyle: وَلَهُ اَنْ يَتَمَتَّعَ إنْ شَاءَ وَلَهُ اِمْرأةٌ وِإنْ كَانَ مُقِيماً مَعَهَا في مِصْرِهِ "Kişi, dilerse mut'a yapar, hatta zevcesi olsa ve memleketinde zevcesiyle birlikte olsa bile"[12].

    3- Bir kadınla pek çok erkek mut'a yapabildiği gibi, aynı erkek mükerrer seferler mut'a yapabilir. Kuleynî'nin bir rivayeti aynen şöyle: "Ebu Cafer Aleyhissalâtu vesselâm'a[13] sordum:"Kurbanın olayım! Bir adam mut'a yapsa, şartı sona erse, sonra o kadınla bir başka erkek evlense, sonra ondan ayrılsa, sonra önceki erkek evlense, sonra ayrılsa, bu üç sefer cereyan etse, kadın üç erkekle evlense, birinci ile tekrar evlenmesi caiz olur mu?"Bana şu cevabı verdi:"Evet kaç sefer dilerse. Bu kadın hür kadın gibi değildir, bu kirayla tutulmuş (müste'cere) biridir; cariye kadın mesabesindedir"[14]. Şia, prensip olarak mut'ayı benimseyince kendi vicdanının da kabul etmeyeceği birkısım ayıplara fetva vermiş, tezadlara düşmüştür. Şiî kaynaklarında bu çeşit rivayetlere sıkça rastlanır.Bir kısım rivayetler, kadının kocasına sadakati emrettiği[15], erkekkadın herkesi zinadan men ettiği[16] halde mut'a bahsinde evli kadınla da mut'aya müsamaha gösteren bir üsluba rastlanır. Ebu Abdillah, bir soru üzerine mut'a yapmaktan kaçınılacak kadınları şöyle sayar: إيَّاكُمْ وَالْكَوَاشِفَ وَالدَّوَاعِىَ وَالْبَغَايَا وَذَوَاتِ اَزْوَاجِ "Kevâşif, devâî, begâyâ ve zevâtu'l-ezvaçtan kaçın!" Soru sahibi, bu tabirlerle neyi kasdettiğini sorunca, Ebu Abdillah açıklar: "Kevâşif, açıktan zina yapan, herkesçe bilinen zani kadınlardır; devai: Nefislerine erkekleri davet eden ve fesadı bilinen kadınlardır; begâyâ: Zina ile ma'ruf olanlar (fahişeler); zevatu'l-ezvac: Sünnete uygun olmayan şekilde boşanmış olanlar"[17]. Burada evlilerin zikredilmemesi dikkat çekicidir. Esasen mut'a yapacağı kadının evli bir kadın olduğundan şüphelenip, tahkik edince evli çıktığını, bu durumda ne yapması gerektiğini soran kimseye, Ebu Abdillah: "Niye araştırıyorsun?" cevabını vererek evliyle de mut'aya gözyumucu bir cevap verir[18]. Meselede temel prensip, kadının evli olup olmadığını araştırmamaktır[19]. Ebu Abdillah: "Kadının evli olup olmadığını sorman gerekmez. Sana düşen, nefsi hususunda kadının beyanını tasdik etmektir" der[20]. Buna rağmen, bir başka tezada yer verir ve "mut'a yapılacak kadında iffet arar, güzel bile olsa zaniye ile mut'a yapılamaz" der[21]. Ebu Abdillah'ın mut'a üzerine bir soruya cevap sadedinde "Helaldir, ancak afife kadınla nikahlan, Allah Teala hazretleri (mü'minleri tarif ederken): "Onlar ki ferclerini muhafaza ederler..." (Mü'minûn 5) buyurmuştur. Dirhemin hususunda itimadın olmayan yere fercini koyma" dediğini görürüz[22]. Şiî kaynaklarda bu hususta kesin bir hüküm yok. Nitekim bazı rivayetlerde sadece iffet değil, iman da aranır, mü'mine ile mut'anın mümkün olduğu, diğer bazılarında Yahudi ve Hıristiyanlarla da caiz olacağı, Mecusilerle caiz olmayacağı, ama bulunmamaları halinde Mecusi ile caiz olacağı ifade edilir[23]. Mut'a nikahına bir hayız dönemi, 45 gün (ve bazılarına göre 4 ay 10 gün)[24] gibi bir iddet tanımaları[25], bir başka tezad olmaktadır. Gizlilik içinde mut'a yapan evli kadın mı iddete riayet edecek?Bir rivayette mut'a yapılmayacaklar arasında zevatu'l-ezvac (kocalılar) da zikredilir, ancak bunun tarifi de yapılır: "Sünnete uymaz tarzda boşananlar"[26].


    [1] Mesela Tûsi'nin Tehzibu'l-ahkam'ında 32 sayfalık 57, 240-272 arası); İstibsar'da 14 sayfa (3, 141, 155 arası); Kuleynî'nin Fürû'da 20 sayfa (5, 448-468 arası) rivayet hep mut'a nikahı üzerinedir.

    [1] Küleynî, el-Fürû 5, 455.

    [2] Tusi İstibsar 3, 151; Küleynî, Fürû 5, 455

    [3] Tusi, İstibsar 3, 147, 151; Furû 5, 460.

    [4] Tusi, İstibsar 3, 147.

    [5] Tusi, İstibsar 3, 149

    [6] Tusi, İstibsar 3, 149; Küleynî, fürû 5, 457

    [7] Azimabadi, Avnu'l-Mabud 11, 306. Fetâvâyı Kadıhan 1, 334

    [8] Kuleynî, Furû 5, 387.

    [9] Tusi, İstibsar, 148-149.

    [10] Kuleyni, Furu 5, 452.

    [11] Kumi, Men la yahdarahu'l Fakih 3, 296

    [12] Şiîler, "aleyhisselam" ifadesini alimleri için kullanırlar. Sünnîler bunu sadece peygamberlere kullanırlar.

    [13] Kuleyni, Furu 45, 460

    [14] Tusi, İstibsar 3, 143

    [15] Tusi, İstibsar 3, 142, 168.

    [16] İstibsar 3, 143; Menla 3, 292. Zevatu'l-Ezvac tabiri ibare yönüyle "kocaları olan kadınlar" manasını ifade eder ise de, rivayetin metninde, yukarıda kaydettiğimiz manada açıklanır: قُلْتُ: فَذَواتِ اَْزْوَاجِ؟ قَالَ: الْمُطَلَّقَات عَلَى غَيْرِ السُّنَّةِ

    Tercümesi: "Dedim ki: Zevatü'l-Ezvac ne demektir? Dedi ki: Sünnete uygun olmayan bir tarzda boşanan kadınlardır."

    [17] Tusi, Tehzibu'l-Ahkam 7, 453, 454

    [18] A.g.e, 7, 252.

    [19] Kuleyni Furu 5, 462.

    [20] Tusi, İstibsar 3, 143.

    [21] A.e., 3, 142

    [22] İstibsar, 3, 144.

    [23] Kumi, Men la Yahdarahu'l-Fakih 3, 296.

    [24] Kuleyni, Furu 5 455.

    [25] Tusi, Tehzib 7, 252.

    Yorum


      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

      katmer kardeşim daha foruma gelir gelmez tanışma gereği bile duymadan bu konuya balıklama dalmanız sizin maksadınızın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu gösteriyor..bu konuyu taa başından beri okumadığın takp etmediğin kesin..neyse önemli değil sen muta ile ilgili ne bulursan ekle buraya..

      yanlız sana bir sorum var umarım beni kırmazsın ve bununda cevabını verirsin..

      bırakalım muratnın helalini haramını bir kenara..

      1..Ehlüsnnetin kaynaklarından muta yapana uygulanacak cezanın ne oldğunu bize yazarmısın.?

      2..Ehlisünnette GÜNDÜZCÜLÜK tabir edilen bir uygulma var bunu bize açıklarmısınız.?bu ne olaki.?malum bu nikah meselelerinde baya araştırmacısınız o bakımdan bunlarıda bilrisiniz..

      sadece bu iki soruma cevap istiyorum fazla değil
      ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

      Yorum


        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

        [quote author=gulistan_2 link=topic=1684.msg30847#msg30847 date=1243422216]
        insanlik fitratinda tek istifade, zaruret cocuk degildir...insanligin türlü halleri var...islamda her türlü hale cevap vermistir...hic bir durumda ihlasli insanlar caresiz birakilmamistir...ihlasi olmayanlar ise dinin her hükmünü kendi keyiflerince kullanmaktan cekinmemislerdir....

        bu nikah yasaklanirsa ancak ve ancak ayet ile yasaklanir, diger bütün hükümler gibi...bir fikihta "hadis ayeti nesh eder" kaidesinin bulunmasi, bundan birsey degistrmez...

        kardesim, gecin bunlari...ona bakarsaniz imam saffi gibi gene kabul görmüs bir sünni alimin fikhinda "zinadan olma kiziyla nikaha cevaz" oldugunu islamoglu söylüyor...evli kadinin muta yapmasi daha öncede sözkonusu oldu burada...böyle bir fetva var ise Allah verenlere lanet etsin, yok ise uyduranlara lanet etsin ve bunu uygulayan zaten lanetlidir...yeterlimi?

        diyor ve sohbetten cekiliyorum

        [/quote]

        «İsna Aşeriyye» adı altında Hazret-i Ali soyundan «12 İmam» nazariyesini güdenler ve hepsini

        birden insanüstü sayanlar... Bu imamlardan onikincisi, nazarlarında gaip ve son zamanlarda

        zuhuru bildirilen Mehdi'yi temsil etmekte...

        Yorum


          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

          katmer konuyla yazılanla soruyla hiç ilgilenmiyor ki
          ona bir şey soruyorsunuz canlı yayında değil
          banttan sarıyor :-)
          ona bir şey anlatamazsınız
          sorulanlara bak yapıştırdıklarına bak
          "onlara bir şey anlatanın durumu tıpkı bir şey anlamayan sürüsüne bağırıp çağıran çobanın durumu gibidir" sadece korkarak sürü bir yöne yönelir o kadar
          sn gülistan 2 kardeşim nie çekiliyorsunuz ki
          o canlı yayında değil size cevap vermiyor içindeki şia'nın hak olduğuna dair kendine gösterilen delilleri susturmaya çalışıyo dış dünyayla yani bizimle ilgisi yok...
          bak benim bu yazdığımdan sonra da yapıştır yöntemiyle bambaşka alanda bi şeyler göndercek

          Yorum


            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

            [quote author=katmer link=topic=1684.msg30845#msg30845 date=1243421960]


            Şiî kitapların mut'a ile ilgili bahislerinde öyle pasajlara, fetvalara rastlanıyor ki, insanlık adına haya etmemek, iğrenmemek mümkün değil. Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva verdirecek [1] ruh hali nedir diye insan sormadan edemiyor. Bırakın İslamiyet'i, evlilik müessesesinin kudsiyetine inanmış hangi din, fıtratı bozulmamış hangi insan böyle bir fetvayı verebilir?

            [1] Kuleyni, Furu s. 462; Tusi İstibsar 3, 152.

            [/quote]

            demek şia kaynaklarında Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva veriyorlar öyle mi?

            katmer kardeş bu iğrenç iftira için dipnotta aynen şu yazılı Kuleyni, Furu s. 462
            elimde şuan Kuleyni, Furuu Kafi var hangi ciltte olduğunu lütfen söylermisin,hemen bakalım.
            Ayrıca lütfen bu bahsettiğiniz rivayetin tam metnini buraya yazarmısınız

            Yorum


              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

              [quote author=Ebul Fazl link=topic=1684.msg30870#msg30870 date=1243424873]
              [quote author=katmer link=topic=1684.msg30845#msg30845 date=1243421960]


              Şiî kitapların mut'a ile ilgili bahislerinde öyle pasajlara, fetvalara rastlanıyor ki, insanlık adına haya etmemek, iğrenmemek mümkün değil. Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva verdirecek [1] ruh hali nedir diye insan sormadan edemiyor. Bırakın İslamiyet'i, evlilik müessesesinin kudsiyetine inanmış hangi din, fıtratı bozulmamış hangi insan böyle bir fetvayı verebilir?

              [1] Kuleyni, Furu s. 462; Tusi İstibsar 3, 152.

              [/quote]

              demek şia kaynaklarında Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva veriyorlar öyle mi?

              katmer kardeş bu iğrenç iftira için dipnotta aynen şu yazılı Kuleyni, Furu s. 462
              elimde şuan Kuleyni, Furuu Kafi var hangi ciltte olduğunu lütfen söylermisin,hemen bakalım.
              Ayrıca lütfen bu bahsettiğiniz rivayetin tam metnini buraya yazarmısınız

              [/quote]

              Çok beklersin Ebul Fazl kardeşim çok..Ehlibeytin izinde abim güzel demiş biz canlı yayındayız o banttan yayında.)

              bende iki tane basitmi basit soru sorum görme gereği duymamış kardeşimiz şu an saldırı posizyonunda..
              ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

              Yorum


                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30864#msg30864 date=1243423440]
                katmer kardeşim daha foruma gelir gelmez tanışma gereği bile duymadan bu konuya balıklama dalmanız sizin maksadınızın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu gösteriyor..bu konuyu taa başından beri okumadığın takp etmediğin kesin..neyse önemli değil sen muta ile ilgili ne bulursan ekle buraya..

                yanlız sana bir sorum var umarım beni kırmazsın ve bununda cevabını verirsin..

                bırakalım muratnın helalini haramını bir kenara..

                1..Ehlüsnnetin kaynaklarından muta yapana uygulanacak cezanın ne oldğunu bize yazarmısın.?

                2..Ehlisünnette GÜNDÜZCÜLÜK tabir edilen bir uygulma var bunu bize açıklarmısınız.?bu ne olaki.?malum bu nikah meselelerinde baya araştırmacısınız o bakımdan bunlarıda bilrisiniz..

                sadece bu iki soruma cevap istiyorum fazla değil

                [/quote]


                Belirttiğimiz üzere, Şia'dan bazıları hariç, bütün İslam uleması bunun haram olduğunu söylemekte müttefiktir. Ehl-i Sünnet ise icma etmiştir. Ehl-i Sünnet'ten sadece İbnu Abbas'tan lehinde fetva rivayet edilmişse de, sonradan o da fetvasından rücu etmiştir.

                Alimler, Hz. Ömer'in yasağından sonra mut'aya başvuran olması durumunda verilecek hüküm üzerine de mütalaa beyan ederler. Nevevî'nin kaydına göre, böyle bir akdin, dühulden (kadına temas) önce de olsa sonra da olsa batıl olduğunu söylemekte icma vardır. Sadece İmam Züfer merhum "şart batıl, nikah sahihtir" demiştir. Yani, müddetle ilgili şart batıl addedilerek, normal bir nikah sayılacağına hükmetmiştir(1). Tahavi, Züfer'in: "Müddet şartı batıldı, mut'a nikahı ebedî müddetle yapılan nikah gibi olur" sözünü مَنْ كَانَ عِنْدَهُ مِنْ هذِهِ النِّسَاءِ الَّتِى يَتَمَتَّعُ بِهِنَّ فَلْيُفَارِقْهُنَّ "Mut'a nikahı ile aldığı kadını yanında bulunduranlar onları salsınlar" hadisini göstererek reddeder: "Önceki akid, akdin ebedî olarak devamını gerektirmez. Eğer gerektirseydi, kadın ve erkeğin akid sırasında koydukları müddet şartını feshederdi. Yasaktan önce sıhhat ve cevazı sabit olduğuna göre, nikahı feshetmez. Öyleyse hadisteki "ayrılma emri" bu çeşit akdin, ebedîlik hakkı tanımadığına delildir. Ebu Hanife, Ebu Yusuf, Muhammed böyle hükmeder." (2)

                Mut'aya terettüp edecek ceza, meseleyi değerlendirmedeki ihtilafla ilgilidir. Şöyle ki: Bu, batıl ve haram olduğuna göre, zina addedilip hadd-i zinanın uygulanması gerekir. Ancak alimler, bunu demekte ihtiyatı tercih etmişlerdir. Eğer mut'anın zina ve dolayısıyla haram olduğu hususunda eksiksiz bir icma olsaydı hadd-i zina gerekecekti. Fakat icma meselesi biraz ihtilaflıdır. Zira dinde kesin bir hüccet addedilen icmanın bumeselede tahakkukunda şüphe hasıl omuştur. Çünkü İbnu Abbas'ın bidayetine lehinde fetvası vardır. Ulemanın benimsediği umumi prensibe göre, herhangi bir meselede, selef müçtehidlerinden bir tanesinin de olsa muhalefeti, icmayı bozmaktadır.

                Bu meselede icmayı bozmuş olan İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)' ın da sonradan evvelki görüşünden vazgeçip mut'anın haram olduğuna kail olduğu da bilinmekte, dolayısıyla icma tamamlanmış olmaktadır. Ancak bu noktada usulcülerin bir ihtilafı devreye girmektedir: "İhtilaftan sonra hasıl olan icma önceki hilafın hükmünü kaldırır mı?" Yani önce ihtilaf edildikten sonra icma hasıl olsa, bu icma gerçek bir icma olabilir mi? Önceki ihtilafın, icmayı bozucu bir tesiri, bir rolü yokmu?

                İşte bu noktada görüş ayrılığı ortaya çıkmış, alimlerden bir kısmı önceki ihtilafın müessir olmayacağını söylerken, büyük kısmı önceki ihtilafın müessir olacağını, icmayı yaralayacağını söylemiştir. El-Kadı Ebu Bekr el-Bakıllânî bu görüştedir.(3)

                Dolayısıyla muta nikahının zina olacağı ve buna hadd-i zina terettüp edeceği hususu çok zayıf da olsa şüpheli hale gelmiştir. Resulullah'ın اِدْرأوا الحُدُودَ بِالشُبُهَاتِ "Şüphe durumunda hadleri tatbik etmeyin" (4) emri hadlerin yani ağır cezaların tatbikinde ihtiyat emretmekte, suçun sübutu tam olarak kesinleşmezse haddin tatbik edilmemesini istemektedir. Bu durumları gözönüne alan alimler, mut'a nikahı yapanların zina suçuyla cezalandırılmasına fetva vermemiş ancak şiddetle cezalandırılmasına hükmetmiştir.(5)

                (1) Nevevî, Şerhu Müslim 9, 182.

                (2) Tahavi, a.g.e., 3, 27.

                (3) Nevevî Şerhu Müslim 9, 182; Zürkani, Şerhu Muvatta 4, 47.

                (4) Münavi, Feyzu'l-Kadir 1, 227.

                (5) Nevevî a.g.e, 9, 182; Zürkâni a.g.e, 4, 47; Aynî a.g.e., 17, 246; İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, 11, 78.


                Yorum


                  Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                  [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30873#msg30873 date=1243425108]
                  [quote author=Ebul Fazl link=topic=1684.msg30870#msg30870 date=1243424873]
                  [quote author=katmer link=topic=1684.msg30845#msg30845 date=1243421960]
                  Bak sayfası orda aç oku varsa....
                  Beklemek güzel şeydir....



                  Şiî kitapların mut'a ile ilgili bahislerinde öyle pasajlara, fetvalara rastlanıyor ki, insanlık adına haya etmemek, iğrenmemek mümkün değil. Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva verdirecek [1] ruh hali nedir diye insan sormadan edemiyor. Bırakın İslamiyet'i, evlilik müessesesinin kudsiyetine inanmış hangi din, fıtratı bozulmamış hangi insan böyle bir fetvayı verebilir?

                  [1] Kuleyni, Furu s. 462; Tusi İstibsar 3, 152.

                  [/quote]

                  demek şia kaynaklarında Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva veriyorlar öyle mi?

                  katmer kardeş bu iğrenç iftira için dipnotta aynen şu yazılı Kuleyni, Furu s. 462
                  elimde şuan Kuleyni, Furuu Kafi var hangi ciltte olduğunu lütfen söylermisin,hemen bakalım.
                  Ayrıca lütfen bu bahsettiğiniz rivayetin tam metnini buraya yazarmısınız

                  [/quote]

                  Çok beklersin Ebul Fazl kardeşim çok..Ehlibeytin izinde abim güzel demiş biz canlı yayındayız o banttan yayında.)

                  bende iki tane basitmi basit soru sorum görme gereği duymamış kardeşimiz şu an saldırı posizyonunda..
                  [/quote]

                  Yorum


                    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                    sizin bakmanız gerekirken bize diyorsunuz....

                    Yorum


                      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                      [quote author=Ebul Fazl link=topic=1684.msg30870#msg30870 date=1243424873]
                      [quote author=katmer link=topic=1684.msg30845#msg30845 date=1243421960]


                      Şiî kitapların mut'a ile ilgili bahislerinde öyle pasajlara, fetvalara rastlanıyor ki, insanlık adına haya etmemek, iğrenmemek mümkün değil. Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva verdirecek [1] ruh hali nedir diye insan sormadan edemiyor. Bırakın İslamiyet'i, evlilik müessesesinin kudsiyetine inanmış hangi din, fıtratı bozulmamış hangi insan böyle bir fetvayı verebilir?

                      [1] Kuleyni, Furu s. 462; Tusi İstibsar 3, 152.

                      [/quote]

                      demek şia kaynaklarında Evli kadının bile, bir başka erkekle "Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti üzere (!)" mut'a yapmasına fetva veriyorlar öyle mi?

                      katmer kardeş bu iğrenç iftira için dipnotta aynen şu yazılı Kuleyni, Furu s. 462
                      elimde şuan Kuleyni, Furuu Kafi var hangi ciltte olduğunu lütfen söylermisin,hemen bakalım.
                      Ayrıca lütfen bu bahsettiğiniz rivayetin tam metnini buraya yazarmısınız

                      [/quote]

                      5 cilt

                      Yorum


                        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                        Şimdi şöyle bir soru mâkuldur: "Şia da esas itibariyle Kur'an ve sünnete dayandığına göre, mut'a nikahı meselesinde niye bu kadar zıt görüşler ortaya çıkmıştır? Onların hiç mi haklılık tarafı yok?"Bunun gerçek bir izahı uzun kaçar. Ancak kısaca bilinmesi gereken husus şudur: Ehl-i Sünnet bu meselede onların kendiliklerinden hadis uydurduğunu söylemiyor. Resulullah'ın mut'aya cevaz verdiğini, sağlığında bununla amel eden sahabilerin bulunduğunu kabul ediyor. Bu husus Ehl-i Sünnet nezdindeki sahih rivayetlerde sabittir. Ancak, diğer birçok meselede olduğu gibi Aleyhissalâtu vesselâm bunu sonradan yasaklamış, böylece neshedilmiştir. Ehl-i Sünnet, Resulullah'ın vefatından sonra, bu yasağı işitmemiş bulunan bazı sahabi ve tabiin tarafından da mut'a nikahının icra edildiğini de kabul eder. Ancak, Ehl-i Sünnet, bu tatbikatın Hz. Ömer'in meseleye müdahale edip yasağı ta'mim etmesiyle son bulduğunu ve Hz. Ömer'e hiçbir sahabinin itiraz etmediğini, böylece mut'anın haram olduğu hususunda icma hasıl olduğunu da kabul eder.Şia ile Ehl-i Sünnet, hadis anlayışında farklıdır. Aradaki ayrılık temelde bundan kaynaklanır. Şöyle ki:

                        1) Ehl-i Sünnet sahabe arasında hiçbir ayırım yapmadan hepsinin rivayetini makbul addederken, Şia Al-i Beyt'e mensup çok az sayıda sahabenin rivayetini kabul eder, diğerlerini reddeder.

                        2) Ravi meselesindeki tefrikleri sahabe tabakasında kalmaz, sahabeden sonra gelen tabiin ve etbauttabiin gibi diğer ravi tabakalarında da ayırım devam eder. Sahabeden sonraki ravilerdeki ayırım, ravinin makbul olabilmesi için ravide aradıkları şartlardan ileri gelir. Gerçi Ehl-i Sünnet de her raviden hadis almaz, ravinin mü'min, dindar, doğru sözlü mürüvvet sahibi vs. olmasını şart koşar. Şia da benzer vasıfları şart koşar. Ama "mü'min" deyince, ravinin İmamiye-İsnaaşeriye mezhebinden olmasını kasteder. Yani ravide aranan şart objektif olmaktan çok subjektif bir hal alır[1] Halbuki Ehl-i Sünnet, ravinin "mü'min olması gerekir" derken, bununla İslam'ın iman esaslarını dil ile ikrar kalp ile tasdiki kasteder, başka bir kayıt koymaz. Hatta Ehl-i Sünnet'ten olmasını da şart koşmaz. Diyanet ve sıdk vasıflarını taşıyan Şiî ravilerden de hadis alır. Şia ise, değil Ehl-i Sünnet isnaaşere dışında kalan, Şiî mezheplerine mensup kimselerden bile hadis kabul etmez.

                        3) Şiîlere göre, hadis, masum imamların söz, fiil ve takrirleridir.[2] Bir rivayetin hadis olabilmesi için mutlaka masum addettikleri bir imama ulaşması şarttır. Ona ulaşmadan gelen sözler hadis değildir, makbul değildir. Bu sebeple Şiîlerin hadis kitapları hep, masum olduğuna inandıkları imamların sözleriyle doludur. Resulullah'a nisbet edilen hadisler pek nadirdir.Hemen şunu belirtelim ki, masum imam inancı, Ehl-i Sünnet'te yoktur. Ne Kur'an, ne de sahih hadisler böyle bir akideye yer vermez, bu Şia'ya mahsus bir inançtır. Ehl-i Sünnet İsmet'i yani her çeşit hata ve günahtan korunmuş olma halini sadece peygamberlere tanır. Peygamberler dışında hiç kimse ismet sahibi yani günahsız ve hatasız olamaz, Allah namına hüküm beyan edemezŞu halde Ehl-i Sünnet ile Şia arasında bir kısım farklar, objektiflik, subjektiflik noktasında başlar. Ehl-i Sünnet Kur'an ve hadiste gelen objektif kıstaslarla hareket eder. Şia subjektiviteyi esas alır, aklı ve sağduyuyu tatmin etmeyen bir kısım peşin kabullerden hareket eder. Kur'an'la ilgili açıklamalarda olsun, Kur'an'da olmayan meselelerin zuhurunda koyacağı hükümde olsun Ehl-i Sünnet hep sünnete dayanmayı esas aldığı halde, sahabileri reddetmesi sebebiyle Resulullah'ın hadislerinden kendini mahrum bırakan Şia, ortadaki boşluğu masum imamla doldurmayı denemiş, Hıristiyanlıktaki kilise müessesesi gibi bir masum imam otoritesi kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu yüzden onlar masum imamın sözlerine, fiillerine ve takrirlerine sünnet demeye mecbur olmuşlardır.

                        İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kadettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış, birçok sahih rivayetlerden mahrum bırakmış, ölçülerinden geçen ve fakat işlerine gelmeyen rivayetleri de keyfî te'villere sevkederek hatalı sonuçlara atmıştır. Nitekim mut'a nikahının Hayber Seferi sırasında yasaklandığına dair Hz. Ali'den gelen rivayeti "takiyye" diye nasıl te'vil ettiklerini gördük.Ehl-i Sünnet ulemasının uydurma veya çok zayıf addettiği bir kısım rivayetler vardır ki, Şiî kaynaklarında masum imamlardan sünnet olarak rivayet edilmektedir. Kadın üzerine gelen birkaç örnek kaydediyoruz.Ebu Ca'fer kadınlar hakkında şöyle demiştir: "Kadınlarla hususi şekilde istişare etmeyin. Yakınlar hakkında onları dinlemeyin. Şurası muhakkak ki, kadın yaşlanınca onun iki yarısının da hayrı gider ve iki yarısının şerri kalır. Güzelliği gider, dili keskinleşir, rahmi kısırlaşır. Erkek ise, yaşlanınca iki yarısının da şerri gider, her iki tarafının hayrı baki kalır. Aklı sabitleşir, re'yi sağlamlaşır, cehaleti azalır[3].” "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) harbe çıkmayı irade edince kadınlarını çağırır, onlarla istişare eder, sonra onlara muhalefet ederdi."[4] "Ebu Abdillah demiştir ki: "Kadınlarla istişareden kaçının. Zira onlarda za'f ve acz ve düşüklük vardır."[5) "Emîru'l-Mü'minîn (Hz. Ali): "Kadınlara muhalefette bereket var" demiştir."[6] Ebu Abdillah demiştir ki: "Mü'min kadın, siyah öküzdeki benek mesabesindedir (sayıca azdır)."[7] "Kadınlar arasında salih olanlar iki kanadı da beyaz olan karga gibidir (yani yok gibidir)."[8]



                        [1] Tarif aynen şöyle: مَا اتَّصَلَ اِلَى الْمَعْصُومِ بِنَقْل الْعَدْلِ اْ“ِمَامِى عَن مِثِلِهِ في جَمِيعِ الطَّبَقَابِ حَيْثُ تَكُونُ مُتَعَدَّدَةً"Sahîh hadis, senedi bütün tabakalarda imamiye mezhebine mensub âdil râvinin âdil râviden masum imama kadar muttasıl suretle rivayet ettiği hadistir(Zeynûd-Dîn İbnu Ali İbnu Ahmed vefat 965, er-Riâye fi ilmi'd-Diraye s.77;el-Kahpâni, Mecma'u'r-Rical 7,195).)"

                        [2] Her ne kadar mâsum tâbirin zımnında Hz. Peygamber de dahil ise de (Amilî,a.g.e. s. 77), kitaplarında nâdiren Hz. Peygamber'e ulaşan hadis mevcuttur. Ayrıca bilinmesi gereken bir husus şudur: Hz. Peygamber'in sözünün de muteber bir hadis sayılabilmesi için, masum imamlar yoluyla rivayet edilmelidir. Böyle olmayan rivayetler onların nazarında değersizdir. Bu çeşitten masum imam târikiyle rivayet edilmeyen hadislere muvassak denmektedir. Üçüncü derecede bir ehemmiyet taşımaktadır. (Abdulvehhâb Abdullatif el-Müsteker, el-Mu'tasar kısmında s.20); a.g.e.84.



                        [3] Kumi, Men la 3 298

                        [4] Kumi, a.g.e., 3, 299. Kadınlarla İstişare meselesini ayrı bir makalede inceledik (Sur dergisi, Şubat 1987, sayı 131).

                        [5] Kuleyni, Furu 5, 517.

                        [6] A.e., 5, 518.

                        [7] A.e., 5, 515.

                        [8] A.e., 5, 515.

                        Yorum


                          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                          İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girincedemişsin

                          kimin kime ne garezi var söylermisin..bay kopyacı...
                          ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                          Yorum


                            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                            [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30888#msg30888 date=1243428649]
                            İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girincedemişsin

                            kimin kime ne garezi var söylermisin..bay kopyacı...
                            [/quote]

                            İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kadettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış,

                            Yorum


                              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                              [quote author=katmer link=topic=1684.msg30890#msg30890 date=1243428952]
                              [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30888#msg30888 date=1243428649]
                              İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girincedemişsin

                              kimin kime ne garezi var söylermisin..bay kopyacı...
                              [/quote]

                              İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kadettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış,
                              [/quote]

                              ...............Wilayah...............evet biz ömeri sevmeyiz ama bu sevmememiz hiçbir zaman şahsi değildir..ömer benim babamı öldürmedi dedemi öldürmedi..eee ben niye durduk yerde ömere buğz edeyimki..biz ömeri sizin kaynaklarınızdan tanıdık..yaptığı bidaatlarla dine soktuğu uygulamalarla..

                              ................Wilayah.................
                              ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.

                              Yorum


                                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                                [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30894#msg30894 date=1243429719]
                                [quote author=katmer link=topic=1684.msg30890#msg30890 date=1243428952]
                                [quote author=serdarcan link=topic=1684.msg30888#msg30888 date=1243428649]
                                İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girincedemişsin

                                kimin kime ne garezi var söylermisin..bay kopyacı...
                                [/quote]

                                İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kadettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış,
                                [/quote]

                                çok komiksin inan çok komiksin..evet biz ömeri sevmeyiz ama bu sevmememiz hiçbir zaman şahsi değildir..ömer benim babamı öldürmedi dedemi öldürmedi..eee ben niye durduk yerde ömere buğz edeyimki..biz ömeri sizin kaynaklarınızdan tanıdık..yaptığı bidaatlarla dine soktuğu uygulamalarla..

                                sen ayaklarını çıkart forumu bir güzel dolaş bak gör neler var neler..bilgi dağarcığın genişlesin..
                                [/quote]

                                Öncelikle bizim kaynaklarımız ashabı kiramı r.a sev diyor bugz et demiyor...
                                Ashaba dil uzatanlara mücadele et diyor..
                                Ve Hz ömer r.a islam bidat sokmamıştır bidatlerle mücadeleyi kendine gaye etmiştir..
                                O Müslümanların Halifesi olarak kurana ve sünnete sarılmıştır..
                                Allah ondan razı olsun ...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X