Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

    Kaynak/ Usul-u Kafi-Cilt.2
    Bilindiği üzere bir kulun üzerindeki en büyük vazifesi Allah'ın varlığına ve birliğine-tevhid-, Resullah sallalahu aleyhi ve alihi'ne -nubuvvet- ve Resulullah sallalahu aleyhi ve alihi'nin vasilerine -imamet-dilden ve kalpten ikrar etmektir.
    15-(3024)… Hafs b. Giyas, rivayet eder:
    Ebu Abdullah (Cafer Sadık ) aleysisselam’ın şöyle dediğini duydum:

    <<Elinden bilinmemek geliyorsa, bunu yap. İnsanların seni övmesinin sana bir zararı olmaz. Allah katında övülmeyi hak eden biri isen eğer, insanların seni kötülemelerinin bir zararı olmaz.>>
    Sonra şöyle dedi:<< Babam Ali b. Ebu Talib şöyle demiştir:
    Şu iki adamdan başkasının hayatında hayır yoktur: Her gün biraz daha artırarak hayır işleyen adam. Ölüme tevbe ile hazırlanan adam.
    Fakat tevbe ile ne elde edebilir ki? Allah’a yemin ederim ki, eğer boynu kopuncaya kadar secde etse dahi, ancak bizim –Ehl-i Beyt ‘in- velayetimizi kabul etmesi durumunda Allah Tebareke ve Teala onun tevbesini kabul eder.
    Dikkat edin! Bizim hakkımızı bilen, bizden dolayı sevap uman, her gün yarım ölçek yiyeceğe, avret yerlerini örtecek bir parça giyisiye ve başını sokacak bir yuvaya razı olan bir kimse, yinede Allah’a yemin ederim ki, korkarlar, titrerler ve dünyadan paylarının bu olmasını temenni ederler. Nitekim Allah Azze ve Celle onları bu şekilde vasfetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar…”(Müminun, 60)
    Peki, nedir yaptıkları? Allah’a yemin ederim ki, işledikleri ibadetin yanı sıra bizim sevgimizi ve velayetimizi de gerçekleştirirlerdi. Bununla beraber korku içindeydiler. Onların korkusu kuşkudan kaynaklanmıyordu. Aksine bizim velayetimiz ve itaatimiz hususunda bir kusur işlemiş olmaktan korkuyorlardı.>>

    Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

    İmam Ali a.s

    #2
    Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

    1-(2911) …Süleyman b. Kays, rivayet eder:
    Bir adam gelip, “Kulun mümin olmasını, kâfir olmasını ve sapık olmasını sağlayan en az şey nedir?”diye sorduğunu ve Ali aleyhisselam’ın da ona şöyle dediğini duydum:

    <<Soruyu sordun, şimdi cevabını iyice anla. Kulun mümin olmasını sağlayan en az şey, Allah Tebareke ve Teala’nın ona kendisini tanıtması, onu da Allah ‘a kulluk etmeyi kabul etmesi, Allah’ın Peygamberini tanıması, onun da peygambere itaat etmeyi kabul etmesi, Allah’ın ona İmamını, yeryüzündeki hüccetini, kulları üzerindeki şahidini tanıtması, onun da ona itaat etmeyi kabul etmesidir>>
    Dedim ki: Bu vakfettiklerinin dışında başka bir şey bilmezse ne olur?
    Buyurdu ki: <<Evet, emredildiği zaman yapar, nehyedildiği zaman da vazgeçerse. Kulun kâfir olmasına neden olan en az şey de: Kişinin, Allah’ın nehyettiği bir şeyi, Allah’ın emrettiğini ileri sürmesi, bunu din olarak kabul etmesi, buna yönelmesine bu şekilde Allah’a emrettiği gibi Ona kulluk ettiğini iddia etmesidir. Oysa bu haliyle o, şeytana ibadet etmektedir.
    Kulun sapık olmasına neden olan en az şey ise, Allah’ın hüccetini ve kulları üzerindeki şahidini tanımamasıdır. Ki Allah Azze ve Celle ona itaat edilmesini ve onun veli edinilmesini farz kılmıştır.>>
    Dedim ki: Ey Müminlerin Emiri! Onları bana vasf et.
    Dedi ki: <<Onlar, Allah Azze ve Celle’nin kendisine ve Peygamberine yakın kıldığı kimselerdir: “Ey İman edenler! Allah’a itaat edin, Resulüne ve sizden olan emir Sahiplerine itat edin…”(Nisa, 59)>>
    Dedim ki: Ey müminlerin Emiri! Allah beni sana feda etsin, benim için biraz daha açıkla.
    Dedi ki: << Onlar, Allah Azze ve Celle’nin Resulullah’ın ruhunu kabzettiği gün yaptığı son konuşmasında işaret ettiği kimselerdir: Sizin için iki şey bırakıyorum. Benden sonra onlara sarıldığınız sürece yolunu kaybetmezsiniz. Allah’ın kitabı ve İtretim Ehl-i Beyt’im. Şüphesiz latif olan ve her şeyden haberdar olan Allah bana bildirdi ki, onlar havuz başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Tıpkı şu iki parmağım gibi. – Resulullah iki elinin işaret parmaklarını birleştirdi- Bu iki parmağım gibi demiyorum- bu sırada bir elinin şehadet parmağıyla öbürünün orta parmağını gösterdi- o zaman biri diğerini geçerdi. O halde bu ikisine sarılın. O zaman sapmazsınız ve sakın ikisinin önüne geçmeyin; aksi halde saparsınız.>>
    Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

    İmam Ali a.s

    Yorum


      #3
      Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

      4-(2817)…Davud b. Sirhan, rivayet eder:
      Ebu Abdullah (Cafer-i Sadık) aleyhisselam buyurdu ki:

      <<Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi şöyle buyurmuştur:
      Benden sonra şüphe ve bidat ehliyle karşılaşırsanız, onlardan uzak olduğunuzu gösterin, onlara çokça sövün, onların aleyhine konuşun, arkalarında onları kötüleyin, onları kesin kanıtlarınızla susturup şaşırtın ki, İslam’ da bozgunculuk çıkarmaya yeltenmesinler, insanlarda onlardan sakınsınlar, onların bidatlerini öğrenmesinler. Bunu yaparsanız Allah sizin amel defterinize iyilik yazar ve ahirette derecelerinizi yükseltir.>>

      1-(1613)…Muhammed b. Ebu Cafer( Muhammed Bakır ) aleyhisselam)’ın şöyle dediğini rivayet eder:
      <<Farklı yollara sürüklenmeyin( Her mezhep sizi götürmesin) Vallahi yalnız Allah Azze ve Celle ‘ye itaat edenler bizim şiamızdır.>>

      16-(2848)…Ebu Hamza, rivayet eder:
      Ebu Cafer (Muhammed Bakır) aleyhisselam’ın şöyle dediğini duydum:
      <<Ali aleyhisselam, Allah’ın açtığı bir kapıdır. Bu kapıdan giren mümin, çıkan kâfirdir.>>

      17-(2849)…Ebu Basir, rivayet eder:
      Ebu Abdullah aleyhisselam buyurdu ki:
      << Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi şöyle buyurmuştur: Ali aleyhisselam ‘a uymak zillet, ona isyan etmek nasıl Allah Azze ve Celle’yi inkâr olur?
      Buyurdu ki: Şüphesiz Ali, sizi hakka götürür; eğer on uyarsanız, ezilir, zelil olursunuz; ama ona isyan ederseniz, Allah Azze ve Celle’yi inkâr etmiş olursunuz.>>

      18-(2850) … İbrahim b. Ebu Bekr, rivayet eder:
      Ebu’l Hasan Musa b. Cafer aleyhisselam’ın şöyle dediğini duydum:
      <<Ali aleyhisselam, hidayet kapılarından biridir. Ali’nin kapısından giren mümindir, o kapıdan çıkan kâfirdir. Bu kapıdan girmeyen ve çıkmayan kimse de, durumları Allah’ın iradesine kalmış zümreye mensuptur.>>

      19-(2851)… Zurare, rivayet eder: Ebu Abdullah (Cafer Sadık ) aleyhisselam buyurdu ki: <<Eğer kullar, bilmedikleri zaman, dursalar ve bilerek inkâr etmeselerdi kâfir olmazlardı.>>

      20-(2852) ...Fudayl b. Yesar, rivayet eder:
      Ebu Cafer (Muhammed Bakır) aleyhisselam buyurdu ki:
      << Allah Azze ve Celle, Ali aleyhisselamı kendisiyle kulları arasında bir işaret olarak dikmiştir. Bu işleri tanıyan, bilen mümindir, tanımayan, bilmeyende kâfirdir. Cahil olansa şaşkındır. Onunla beraber başka bir alamete yer verense müşriktir. Ali ‘nin velayetiyle gelen cennete, onun düşmanlığıyla gelen de cehenneme girer.>>

      5-(2866)…Amire rivayet eder:
      Ebu Abdullah (Cafer Sadık ) alehisselam’ın şöyle dediğini duydum:
      <<İnsanlar bizi tanımaları, bize başvurmaları ve bize teslim olmaları emredildi.>>
      Sonra şöyle dedi: << Oruç da tutsalar, namaz da kılsalar Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etseler; ama kendi içlerinde bize başvurmalarının gerekmediğini düşünseler, bununla müşriklerden olurlar.>>

      5-(2901)…Ebu Bekr el- Haremi, rivayet eder:
      Ebu Abdullah (Cafer Sadık) aleyhisselam’a, dedim ki:
      Şamlılar mı daha kötüdür yoksa Romalılar mı?
      Dedi ki:<< Romalılar inkâr ettiler ama bize düşmanlık etmediler. Şamlılar ise hem inkâr ettiler hem de bize düşmanlık ettiler.>>

      9-(2878)… Muhammed b. Müslim, rivayet eder:
      İmam Bakır aleyhisselam ve İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam ‘dan birine dedim ki:
      Bazen bir adam görürüz. Bu adam ibadet etmekte, sürekli ibadetle meşgul olup huşu ile amel etmektedir; ama hak inancı benimsememektedir. Onun bu amelinin ona bir faydası var mıdır?

      Buyurdu ki: << Ey Ebu Muhammed! Ehl-i Beyt’in örneği, İsrail oğulları zamanındaki bir ailenin örneği gibidir. O aileden bir kimse kırk gece amel ettikten sonra dua ettiğinde duası derhal kabul olurdu. Onlardan bir adam kırk kırk gece amel etti, sonra dua etti, ama duası kabul edilmedi. Adam Meryem oğlu İsa aleyhisselam ‘ın yanına geldi, içinde bulunduğu bu durumu ona şikâyet etti ve ondan kendisi için dua etmesini istedi. İsa aleyhisselam, abdest aldı, namaz kıldı, sonra Alla Azze ve Celle’ye dua etti. Allah Azze ve Celle ona şöyle vahyetti:
      Ey İsa! Kulum bana gelinen kapıdan başka bir kapıdan geldi. O, kalbinde senin hakkında şüphe varken bana dua etti. O, boynu kopuncaya, parmak uçları çürüyünceye kadar dua etseydi, yine de duasını kabul etmezdim.
      İsa aleyhisselam adama döndü ve şöyle dedi: Sen, peygamberi hakkında şüphe içinde olduğun halde mi Allah’a dua ediyorsun?
      Adam dedi ki: Ey Allah’ın ruhu ve kelimesi! Allah’a yemin ederim, dediğin gibi oldu. Allah’a dua et, bu şüpheyi içimden gidersin.
      İsa aleyhisselam onun için dua etti. Allah adamın tevbesini kabul etti ve duasına d icabet etti. Böylece adam, ailesindeki diğer kimselerin düzeyine çıktı>>

      6-(1597)…Ali b. Muhammed der ki:
      Ebu Abdullah (Cafer Sadık ) aleyhisselam’a dedim ki: Senin velayetin altında ki bir kavim günah işleyip Ümit var olduklarını söylerse, ne dersin?
      Dedi ki: <<Yalan söylerler. Bizim velayetimiz altında değerlidirler. Onlar, kuruntuları üste çıkan kavimdir. Kim bir şey isterse onun için çalışır ve kim bir şeyden korkarsa ondan kaçınır.>>


      1-(2881)…Zurare rivayet eder:
      Ebu Cafer (Muhammed Bakır) aleyhisselam ‘a mustaz’afı sordum.
      Buyurdu ki: << Küfre girmek için bir hilesi olmayan, iman etmek için de bir yol bilmeyen, iman edemeyen, küfre giremeyen kimseye denir. Bunlar çocuklardır ve akılları ancak çocuk aklı kadar gelişmiş erkekler ve kadınladır. Bunlar üzerinden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır.>>

      7-(2887)…Ebu Basir, rivayet eder:
      Ebu Abdullah (Cafer Sadık) aleyhisselam buyurdu ki: <<İnsanların (inançla ilgili) ihtilaflarını (farklı inanışlarını) bilen kimse mustaz’af sayılmaz.>>

      11-(2891)…Ali b. Süveyd, rivayet eder:
      Ebu’l Hasan Musa (Musa b. Cafer) aleyhisselama zayıfları sordum.
      Bana şöyle bir cevap yazdı: <<Zayıf, kendisine kanıt ulaşmamış, insanların (inançla ilgili) ihtilaflarını bilmeyen kimseye denir. İnsanların inançla ilgili ihtilaflarını bilince, artık mustaz’af sayılmaz.>>

      12-(2892)… Beni Hilal’in mescidinin imamı Ebu Sare, rivayet eder:
      Ebu Abdullah(Cafer Sadık ) aleyhisselam buyurdu ki : <<Bu gün Mustaz’af yok tur. Erkekler erkeklere, kadınlar kadınlara duyurmuştur.>>
      Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

      İmam Ali a.s

      Yorum


        #4
        Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

        [quote author=miktat111 link=topic=23143.msg148976#msg148976 date=1335716860]
        Ebu Abdullah(Cafer Sadık ) aleyhisselam buyurdu ki :Bu gün Mustaz’af yok tur. Erkekler erkeklere, kadınlar kadınlara duyurmuştur.[/quote]
        http://www.velayet.com/index.php/topic,8221.0.html
        http://www.velayet.com/index.php/top...html#msg143537


        Yorum


          #5
          Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

          [quote author=Mufazzal link=topic=23143.msg148986#msg148986 date=1335720948]

          http://www.velayet.com/index.php/top...html#msg143537
          [/quote]
          inanç ihtilafını bilen bir insan mustazafmıdır. değilmidir
          En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:56.
          Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

          İmam Ali a.s

          Yorum


            #6
            Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

            2886-2887-2888-2889-2890-2891-2892 usuli kafi cilt 2 mustazaf
            Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

            İmam Ali a.s

            Yorum


              #7
              Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

              Demek bir hadisle 73 fırkadan 72 fırkayı cehenneme gönderiyorsunuz!!
              Muztazaf diye bir şey duydunuz mu? Bu konuda daha önceleri bir yazı yazmıştım paylaşayım.

              Her mezhep ve tarikat ehli kendilerine önder ve mürşitler bularak Allah'a doğru hareket etmeye çalışıyor ve bu hareketlerinde bir yerlere de varabiliyorlar. Bazıları düz ve doğru yolda hareket ettikleri için hedeflerine çabuk varıyorlar, bazıları ise hareketlerine yanlış yoldan başladıkları için ya sapıtıyor veya çok az bir mesafe kat edebiliyorlar. Elbette mezhep ve tarikatlere uyanlar arasında mazur olan mustazaflar oldukça çoktur. Kuran'ın tabiriyle: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır. İşte bunlar umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır."(2)

              İtikat ve amellerinde araştırma güçleri olmayan ve kendi gördükleri ve bildiklerine göre dini vazifelerini yapan insanlar Allah katında mazur ve mustazaf (aciz) sayılmaktadırlar. Bunlar ister Müslümanlardan olsunlar isterse gayri müslimden, fazla fark etmez. Zira Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir."(3)

              Yine şöyle buyurmaktadır: "Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz."(4)

              Bu konuda ayetin manasını teyit eden birçok rivayetler de vardır. El-Mizan tefsirinin sahibi "Kelamun fil-mustazaf" konusunda şöyle diyor:

              "Dini öğretilere cahil kalmak, acizlik ve güçsüzlükten olursa, yani dini öğretileri öğrenmek için bir takım nedenlerden dolayı imkanları olmayanlar veya hakkın nerede olduğunu idrak edemeyen ve düşünemeyenler ve eğer hak kendilerine açıklanmış olsaydı inat etmeyerek kabul etmeye müsait olan insanlar Allah katında mazur sayılırlar. Böyle insanlar bazı nedenlerden dolayı gaflete duçar olup müstazaf insanlardır…"

              Bu konuda üç çeşit rivayet nakledilmiştir:

              1- Mustazaflar; elleri bir yere yetişmeyen ve aklı az olan insanlardır.
              2- Müstazaf; kendilerine hüccet tamam olmayan Ehlisünnettir.
              3- Halkın (dini konularda) ihtilaflarını bilen kimseler müstazaf değillerdir.


              Bu üç grubu sırasıyla ele alarak onların hakkındaki rivayetleri naklediyoruz:

              Birinci Grup:

              1- Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: Süleyman b. Halid şöyle diyor: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) mustazaflar hakkında sordum. Buyurdular ki: "Mustazaflar, perde arkasında olan aklı az kadınlar, namaz kıl dediğinde namaz kılan ve kılma dediğinde de kılmayan ve söylediğinden başka bir şey anlamayan cariyeler ve hizmetçilerdir. Bir de diğer beldelerden getirilmiş olan ve söylediğinden başka bir şey anlamayanlardır. Bir de yaşlanmış insanlar ve çocuklardır. İşte bunlar mustazaf (aciz) olan insanlardır…"(5)

              2- Yine Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: "Zürare diyor ki: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) "Erkek ve kadınlardan mustazaf (aciz) olanlar hariç" ayeti hakkında sorduğumda şöyle buyurdular: "Küfr ve iman yolunu teşhis edemeyen ve onlara uyamayanlar, çocuklar ve akılları çocuklar seviyesinde olan insanlar mustazaftırlar. Kalem bunlardan kaldırılmıştır."(6)

              İkinci Grup:

              1- İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Şüphesiz mustazaflar birkaç kısımdır. Bunlar birbirleriyle muhalefet içerisindedirler. Müslümanlardan Nasibi (Ehlibeyt düşmanı) olmayanlar müstazaftır."(7)

              2- Kafi'de, Meanî'il-Ahbar'da ve Ayyaşî Tefsiri'nde İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Mustazaflar; hak yolunu bulup da ona ulaşacak ve nasibilerin tedbirlerini idrak edip de onlara mülhak olacak güçleri olmayan kimselerdir. Bunlar hayır ameller yaparak ve Allah'ın kendilerini sakındırdığı haram işlerden kaçınarak cennete gireceklerdir ama ebrarın (iyilerin) makamına ulaşamayacaklardır."(8 )

              3- Kafi'de, Zurare'den naklen şöyle dediği nakledilmiştir: Ben ve kardeşim Harman veya ben ve Bekir İmam Muhammed Bakır'ın (a.s) yanına vardık. İmama; "Biz çırpıyla ölçeriz (halkı sevmek ve onlardan teberri etmek için bir ölçümüz vardır); kim bizimle muvafık olur ve velayete inanırsa, ister Alevi (seyyid) olsun, ister başkası olsun onu severiz; kim de muhalif olursa, siz Ehlibeytten veya diğerlerinden olsa bile ondan teberri ederiz."

              İmam (a.s) bu sözümüze karşılık şu ayeti okudular: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır."….

              İmam (a.s) bu ayeti okumakla, aynı inanç ve akideye sahip olmayanlardan teberri etmenin doğru olmadığını vurgulamak istedi. Çünkü onlar Allah katında mazur olan mustazaflardan olabilirler. İkinci hadisten de, böyle insanların bir takım güzel ameller yapmak ve haramlardan kaçınmakla cenneti kazanacakları anlaşılmaktadır.

              3- Saduk (r.a) Hısal kitabında İmam Cafer Sadık'tan, o da babasından, babası da ceddinden şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cennetin sekiz kapısı vardır; bir kapıdan peygamberler ve sıdıklar girecekler, bir kapıdan da şehitler ve salihler gireceklerdir, diğer beş kapıdan da Şiilerimiz ve dostlarımız gireceklerdir, diğer kapıdan da La ilahe illellah diyen diğer Müslümanlar gireceklerdir; şu şartla ki Ehlibeytin buğzundan bir zerre kadar onların kalplerinde olmamalıdır."(9)

              4- Haşim, Muhammed b. Muslim ve Ebu'l-Hitab arasında İmamete inancı olmayanın kafirliği hususunda çıkan bir tartışmada İmam Sadık (a.s) Muhammed b. Muslim'in sözünü teyit ederek şöyle buyurdular: "Eğer bir kimse imametten haberdar olmaz ve onu (bile bile de) inkar etmezse, kafir olmaz."(10)

              Üçüncü Grup:

              Halkın ihtilaflarının olduğunu bilenlerin mustazaf olmadıkları hakkında, Kafi, Meanî'l-Ahbar ve diğer hadis kitaplarında birçok hadis nakledilmiştir. Örneğin, Kafi kitabının Mustazaf babında İbn-i Meskan Ebu Besir'den, o da İmam Sadık'tan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim halkın (dini konulardaki) ihtilaflarından haberdar olursa (bunları anlayacak bir seviyede ise), mustazaf sayılmaz."

              İmam Ali (a.s) Nehc'ul-Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kendisine hüccet ulaşan, onu kulağıyla duyan ve kalbiyle ezberleyen kimselere mustazaf adı verilmez."(11)

              Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kim mezhepler arasında var olan ihtilaflardan haberdar olmaz veya haberi olur da araştırmaya ve incelemeye imkanı ve gücü olmazsa ve tutup gittiği yolda da hiçbir şüpheye kapılmadan emredilenleri yapar, yasaklananlardan da uzak durursa, bunlar Allah katında mazur sayılır ve cenneti de kazanmış olabilirler veya mustazaflar hükmüne girerek kıyamette imtihana tabi tutulurlar. Ama eğer hak kendilerine tebliğ edilir, araştırma ve tahkik etme gücüne de sahip olurlarsa , fakat taassuptan veya tembellikten veyahut önemsememekten gereken vazifelerini yapmazlarsa, bunlar Allah katında mukassır (kusurlu/suçlu) sayılırlar ve gereken cezaya da tabi tutulacaklardır. Alimlerin, aydınların ve araştırma gücüne sahip olanların, bunca ihtilafları görüp de hakkın nerede olduğunu araştırmaz ve bulmaya çalışmazlarsa, kesinlikle Allah katında mazeretli sayılmazlar.
              ____________
              Kaynakça:
              2- Nisa: 98-99
              3- Âl-i İmran: 286
              4- İsra: 15
              5- Kamus-u Kuran, c.4, s.187; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
              6- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Kafi, b. Mustazaf; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
              7- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Meanî'il-Ahbar.
              8- Kafi, b. Mustazaf , hadis 8-9; Kamus-u Kuran, c.4, s.188.
              9- Kamus-u Kuran, c.4, s.189; Tefsir-i Safi, Zümer suresinin 73. ayetinin devamında; El-Mizan, c.5, s.60, Hisal-i Saduktan naklen.
              10- Kafi, c.2, s.401
              11- Nehc'ul-Belağa, hutbe: 189

              Yorum


                #8
                Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                İmam Sadık (a.s): "Bir grup benim onların imamı olduğumu söylüyorlar Allah'a yemin olsun ki ben onların imamı değilim. Allah onlara lanet etsin! Ben her ne kadar onları örtmeye çalışıyorsam da onlar perdeyi yırtıyorlar. Ben, "Şöyle veya böyle" diyorum. Onlar, "Maksadı falan filandır" diyorlar. Ben, "bana itaat eden kimsenin imamıyım." (el-Bihar, c.2, s.80, h.76)

                İmam Sadık (a.s): "Dili ile Şii olduğunu söyleyen ama aksine amel eden kimse Şiilerimizden değildir."(el-Bihar, c.68, s.164, h.13)

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                  İmam Bakır (a.s): "Ey Şiiler topluluğu! –âl-i Muhammed'in Şiileri- Ilımlı bir dayanak olun ki aşırı gidenler size dönsün ve geri kalanlar size ulaşsın." Ensar'dan Sa'd adında bir şahıs şöyle dedi: "Fedan olayım! Aşırı giden kimdir?" İmam şöyle buyurdu: "Bizler hakkında kendimizin bile inanmadığı bir takım şeylere inanan gruptur. Bunlar bizden değildir ve biz de onlardan değiliz." O, "Geri kalanlar kimdir?" diye arz etti. İmam şöyle buyurdu: "Onlar da hayrı talep eder, hayra ulaşır ve sevabını elde ederler." ( el-Kafi, c.2, s.75, h.6)

                  İmam Sadık (a.s): "Ey Şii toplulukları! Bize ziynet olun, utanç vesilesi olmayın. İnsanlara güzel sözler söyleyin, dilinizi koruyun ve dillerinizi boş ve çirkin sözlerden alı koyun." (Emali es-Saduk, s.327, h.17)

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                    süper paylaşımlar Allah razı olsun. bu değerli ve ışık saçıcı seçimlerden dolayı Rabbim sizi Ehlibeytin şefaatine nail etsin...

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                      başlık güzel paylaşımlar süpr, ben de süper bir soruyla konunun daha da anlaşılmasına katkıda bulunayım

                      Miktat ve Mufazzal

                      biz mustazaf mıyız? mustazafların derecesi var mı? şiilerden hiç mustazaf olmaz mı? gaybet döneminde şiiler mustazaf değiller midir ve niçin?
                      En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:56.

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                        [quote author=Mufazzal link=topic=23143.msg149008#msg149008 date=1335727258]
                        Demek bir hadisle 73 fırkadan 72 fırkayı cehenneme gönderiyorsunuz!!
                        Muztazaf diye bir şey duydunuz mu? Bu konuda daha önceleri bir yazı yazmıştım paylaşayım.

                        Her mezhep ve tarikat ehli kendilerine önder ve mürşitler bularak Allah'a doğru hareket etmeye çalışıyor ve bu hareketlerinde bir yerlere de varabiliyorlar. Bazıları düz ve doğru yolda hareket ettikleri için hedeflerine çabuk varıyorlar, bazıları ise hareketlerine yanlış yoldan başladıkları için ya sapıtıyor veya çok az bir mesafe kat edebiliyorlar. Elbette mezhep ve tarikatlere uyanlar arasında mazur olan mustazaflar oldukça çoktur. Kuran'ın tabiriyle: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır. İşte bunlar umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır."(2)

                        İtikat ve amellerinde araştırma güçleri olmayan ve kendi gördükleri ve bildiklerine göre dini vazifelerini yapan insanlar Allah katında mazur ve mustazaf (aciz) sayılmaktadırlar. Bunlar ister Müslümanlardan olsunlar isterse gayri müslimden, fazla fark etmez. Zira Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir."(3)

                        Yine şöyle buyurmaktadır: "Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz."(4)

                        Bu konuda ayetin manasını teyit eden birçok rivayetler de vardır. El-Mizan tefsirinin sahibi "Kelamun fil-mustazaf" konusunda şöyle diyor:

                        "Dini öğretilere cahil kalmak, acizlik ve güçsüzlükten olursa, yani dini öğretileri öğrenmek için bir takım nedenlerden dolayı imkanları olmayanlar veya hakkın nerede olduğunu idrak edemeyen ve düşünemeyenler ve eğer hak kendilerine açıklanmış olsaydı inat etmeyerek kabul etmeye müsait olan insanlar Allah katında mazur sayılırlar. Böyle insanlar bazı nedenlerden dolayı gaflete duçar olup müstazaf insanlardır…"

                        Bu konuda üç çeşit rivayet nakledilmiştir:

                        1- Mustazaflar; elleri bir yere yetişmeyen ve aklı az olan insanlardır.
                        2- Müstazaf; kendilerine hüccet tamam olmayan Ehlisünnettir.
                        3- Halkın (dini konularda) ihtilaflarını bilen kimseler müstazaf değillerdir.


                        Bu üç grubu sırasıyla ele alarak onların hakkındaki rivayetleri naklediyoruz:

                        Birinci Grup:

                        1- Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: Süleyman b. Halid şöyle diyor: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) mustazaflar hakkında sordum. Buyurdular ki: "Mustazaflar, perde arkasında olan aklı az kadınlar, namaz kıl dediğinde namaz kılan ve kılma dediğinde de kılmayan ve söylediğinden başka bir şey anlamayan cariyeler ve hizmetçilerdir. Bir de diğer beldelerden getirilmiş olan ve söylediğinden başka bir şey anlamayanlardır. Bir de yaşlanmış insanlar ve çocuklardır. İşte bunlar mustazaf (aciz) olan insanlardır…"(5)

                        2- Yine Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: "Zürare diyor ki: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) "Erkek ve kadınlardan mustazaf (aciz) olanlar hariç" ayeti hakkında sorduğumda şöyle buyurdular: "Küfr ve iman yolunu teşhis edemeyen ve onlara uyamayanlar, çocuklar ve akılları çocuklar seviyesinde olan insanlar mustazaftırlar. Kalem bunlardan kaldırılmıştır."(6)

                        İkinci Grup:

                        1- İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Şüphesiz mustazaflar birkaç kısımdır. Bunlar birbirleriyle muhalefet içerisindedirler. Müslümanlardan Nasibi (Ehlibeyt düşmanı) olmayanlar müstazaftır."(7)

                        2- Kafi'de, Meanî'il-Ahbar'da ve Ayyaşî Tefsiri'nde İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Mustazaflar; hak yolunu bulup da ona ulaşacak ve nasibilerin tedbirlerini idrak edip de onlara mülhak olacak güçleri olmayan kimselerdir. Bunlar hayır ameller yaparak ve Allah'ın kendilerini sakındırdığı haram işlerden kaçınarak cennete gireceklerdir ama ebrarın (iyilerin) makamına ulaşamayacaklardır."(8 )

                        3- Kafi'de, Zurare'den naklen şöyle dediği nakledilmiştir: Ben ve kardeşim Harman veya ben ve Bekir İmam Muhammed Bakır'ın (a.s) yanına vardık. İmama; "Biz çırpıyla ölçeriz (halkı sevmek ve onlardan teberri etmek için bir ölçümüz vardır); kim bizimle muvafık olur ve velayete inanırsa, ister Alevi (seyyid) olsun, ister başkası olsun onu severiz; kim de muhalif olursa, siz Ehlibeytten veya diğerlerinden olsa bile ondan teberri ederiz."

                        İmam (a.s) bu sözümüze karşılık şu ayeti okudular: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır."….

                        İmam (a.s) bu ayeti okumakla, aynı inanç ve akideye sahip olmayanlardan teberri etmenin doğru olmadığını vurgulamak istedi. Çünkü onlar Allah katında mazur olan mustazaflardan olabilirler. İkinci hadisten de, böyle insanların bir takım güzel ameller yapmak ve haramlardan kaçınmakla cenneti kazanacakları anlaşılmaktadır.

                        3- Saduk (r.a) Hısal kitabında İmam Cafer Sadık'tan, o da babasından, babası da ceddinden şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cennetin sekiz kapısı vardır; bir kapıdan peygamberler ve sıdıklar girecekler, bir kapıdan da şehitler ve salihler gireceklerdir, diğer beş kapıdan da Şiilerimiz ve dostlarımız gireceklerdir, diğer kapıdan da La ilahe illellah diyen diğer Müslümanlar gireceklerdir; şu şartla ki Ehlibeytin buğzundan bir zerre kadar onların kalplerinde olmamalıdır."(9)

                        4- Haşim, Muhammed b. Muslim ve Ebu'l-Hitab arasında İmamete inancı olmayanın kafirliği hususunda çıkan bir tartışmada İmam Sadık (a.s) Muhammed b. Muslim'in sözünü teyit ederek şöyle buyurdular: "Eğer bir kimse imametten haberdar olmaz ve onu (bile bile de) inkar etmezse, kafir olmaz."(10)

                        Üçüncü Grup:

                        Halkın ihtilaflarının olduğunu bilenlerin mustazaf olmadıkları hakkında, Kafi, Meanî'l-Ahbar ve diğer hadis kitaplarında birçok hadis nakledilmiştir. Örneğin, Kafi kitabının Mustazaf babında İbn-i Meskan Ebu Besir'den, o da İmam Sadık'tan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim halkın (dini konulardaki) ihtilaflarından haberdar olursa (bunları anlayacak bir seviyede ise), mustazaf sayılmaz."

                        İmam Ali (a.s) Nehc'ul-Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kendisine hüccet ulaşan, onu kulağıyla duyan ve kalbiyle ezberleyen kimselere mustazaf adı verilmez."(11)

                        Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kim mezhepler arasında var olan ihtilaflardan haberdar olmaz veya haberi olur da araştırmaya ve incelemeye imkanı ve gücü olmazsa ve tutup gittiği yolda da hiçbir şüpheye kapılmadan emredilenleri yapar, yasaklananlardan da uzak durursa, bunlar Allah katında mazur sayılır ve cenneti de kazanmış olabilirler veya mustazaflar hükmüne girerek kıyamette imtihana tabi tutulurlar. Ama eğer hak kendilerine tebliğ edilir, araştırma ve tahkik etme gücüne de sahip olurlarsa , fakat taassuptan veya tembellikten veyahut önemsememekten gereken vazifelerini yapmazlarsa, bunlar Allah katında mukassır (kusurlu/suçlu) sayılırlar ve gereken cezaya da tabi tutulacaklardır. Alimlerin, aydınların ve araştırma gücüne sahip olanların, bunca ihtilafları görüp de hakkın nerede olduğunu araştırmaz ve bulmaya çalışmazlarsa, kesinlikle Allah katında mazeretli sayılmazlar.
                        ____________
                        Kaynakça:
                        2- Nisa: 98-99
                        3- Âl-i İmran: 286
                        4- İsra: 15
                        5- Kamus-u Kuran, c.4, s.187; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
                        6- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Kafi, b. Mustazaf; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
                        7- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Meanî'il-Ahbar.
                        8- Kafi, b. Mustazaf , hadis 8-9; Kamus-u Kuran, c.4, s.188.
                        9- Kamus-u Kuran, c.4, s.189; Tefsir-i Safi, Zümer suresinin 73. ayetinin devamında; El-Mizan, c.5, s.60, Hisal-i Saduktan naklen.
                        10- Kafi, c.2, s.401
                        11- Nehc'ul-Belağa, hutbe: 189
                        [/quote]
                        bir tane değil şu anda ulaşabildiğim hadis numaraları bunlar bakabilirsiniz
                        2886-2887-2888-2889-2890-2891-2892 usuli kafi cilt 2 mustazaf
                        En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:57.
                        Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

                        İmam Ali a.s

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                          [quote author=Qom u aşk link=topic=23143.msg149031#msg149031 date=1335731285]
                          başlık güzel paylaşımlar süpr, ben de süper bir soruyla konunun daha da anlaşılmasına katkıda bulunayım

                          Miktat ve Mufazzal

                          biz mustazaf mıyız? mustazafların derecesi var mı? şiilerden hiç mustazaf olmaz mı? gaybet döneminde şiiler mustazaf değiller midir ve niçin?
                          [/quote]
                          biz mustazaf değiliz. eğer hadis ışığında konuşacaksak
                          usulu kafi cilt 2
                          2881-2882-2883-2884-2885-2886-2887-2888-2889-2890-2891-2892 buyrun
                          En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:55.
                          Beni bir dağ sevse müsibete uğrar.

                          İmam Ali a.s

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                            [quote author=Qom u aşk link=topic=23143.msg149031#msg149031 date=1335731285]
                            Mufazzal
                            biz mustazaf mıyız? mustazafların derecesi var mı? şiilerden hiç mustazaf olmaz mı? gaybet döneminde şiiler mustazaf değiller midir ve niçin?[/quote]
                            KONU VE BU KONUDA SORULARIN İÇİN SAYGI DEĞER FAHRETTİN ALTAN HOCAMIZA MÜRACAAT EDEBİLİRSİN. VEYA MUSA AYDIN'A...
                            Her mezhep ve tarikat ehli kendilerine önder ve mürşitler bularak Allah'a doğru hareket etmeye çalışıyor ve bu hareketlerinde bir yerlere de varabiliyorlar. Bazıları düz ve doğru yolda hareket ettikleri için hedeflerine çabuk varıyorlar, bazıları ise hareketlerine yanlış yoldan başladıkları için ya sapıtıyor veya çok az bir mesafe kat edebiliyorlar. Elbette mezhep ve tarikatlere uyanlar arasında mazur olan mustazaflar oldukça çoktur. Kuran'ın tabiriyle: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır. İşte bunlar umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır."(2)

                            İtikat ve amellerinde araştırma güçleri olmayan ve kendi gördükleri ve bildiklerine göre dini vazifelerini yapan insanlar Allah katında mazur ve mustazaf (aciz) sayılmaktadırlar. Bunlar ister Müslümanlardan olsunlar isterse gayri müslimden, fazla fark etmez. Zira Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir."(3)

                            Yine şöyle buyurmaktadır: "Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz."(4)

                            Bu konuda ayetin manasını teyit eden birçok rivayetler de vardır. El-Mizan tefsirinin sahibi "Kelamun fil-mustazaf" konusunda şöyle diyor:

                            "Dini öğretilere cahil kalmak, acizlik ve güçsüzlükten olursa, yani dini öğretileri öğrenmek için bir takım nedenlerden dolayı imkanları olmayanlar veya hakkın nerede olduğunu idrak edemeyen ve düşünemeyenler ve eğer hak kendilerine açıklanmış olsaydı inat etmeyerek kabul etmeye müsait olan insanlar Allah katında mazur sayılırlar. Böyle insanlar bazı nedenlerden dolayı gaflete duçar olup müstazaf insanlardır…"

                            Bu konuda üç çeşit rivayet nakledilmiştir:

                            1- Mustazaflar; elleri bir yere yetişmeyen ve aklı az olan insanlardır.
                            2- Müstazaf; kendilerine hüccet tamam olmayan Ehlisünnettir.
                            3- Halkın (dini konularda) ihtilaflarını bilen kimseler müstazaf değillerdir.


                            Bu üç grubu sırasıyla ele alarak onların hakkındaki rivayetleri naklediyoruz:

                            Birinci Grup:

                            1- Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: Süleyman b. Halid şöyle diyor: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) mustazaflar hakkında sordum. Buyurdular ki: "Mustazaflar, perde arkasında olan aklı az kadınlar, namaz kıl dediğinde namaz kılan ve kılma dediğinde de kılmayan ve söylediğinden başka bir şey anlamayan cariyeler ve hizmetçilerdir. Bir de diğer beldelerden getirilmiş olan ve söylediğinden başka bir şey anlamayanlardır. Bir de yaşlanmış insanlar ve çocuklardır. İşte bunlar mustazaf (aciz) olan insanlardır…"(5)

                            2- Yine Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: "Zürare diyor ki: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) "Erkek ve kadınlardan mustazaf (aciz) olanlar hariç" ayeti hakkında sorduğumda şöyle buyurdular: "Küfr ve iman yolunu teşhis edemeyen ve onlara uyamayanlar, çocuklar ve akılları çocuklar seviyesinde olan insanlar mustazaftırlar. Kalem bunlardan kaldırılmıştır."(6)

                            İkinci Grup:

                            1- İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Şüphesiz mustazaflar birkaç kısımdır. Bunlar birbirleriyle muhalefet içerisindedirler. Müslümanlardan Nasibi (Ehlibeyt düşmanı) olmayanlar müstazaftır."(7)

                            2- Kafi'de, Meanî'il-Ahbar'da ve Ayyaşî Tefsiri'nde İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Mustazaflar; hak yolunu bulup da ona ulaşacak ve nasibilerin tedbirlerini idrak edip de onlara mülhak olacak güçleri olmayan kimselerdir. Bunlar hayır ameller yaparak ve Allah'ın kendilerini sakındırdığı haram işlerden kaçınarak cennete gireceklerdir ama ebrarın (iyilerin) makamına ulaşamayacaklardır."(8 )

                            3- Kafi'de, Zurare'den naklen şöyle dediği nakledilmiştir: Ben ve kardeşim Harman veya ben ve Bekir İmam Muhammed Bakır'ın (a.s) yanına vardık. İmama; "Biz çırpıyla ölçeriz (halkı sevmek ve onlardan teberri etmek için bir ölçümüz vardır); kim bizimle muvafık olur ve velayete inanırsa, ister Alevi (seyyid) olsun, ister başkası olsun onu severiz; kim de muhalif olursa, siz Ehlibeytten veya diğerlerinden olsa bile ondan teberri ederiz."

                            İmam (a.s) bu sözümüze karşılık şu ayeti okudular: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır."….

                            İmam (a.s) bu ayeti okumakla, aynı inanç ve akideye sahip olmayanlardan teberri etmenin doğru olmadığını vurgulamak istedi. Çünkü onlar Allah katında mazur olan mustazaflardan olabilirler. İkinci hadisten de, böyle insanların bir takım güzel ameller yapmak ve haramlardan kaçınmakla cenneti kazanacakları anlaşılmaktadır.

                            3- Saduk (r.a) Hısal kitabında İmam Cafer Sadık'tan, o da babasından, babası da ceddinden şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cennetin sekiz kapısı vardır; bir kapıdan peygamberler ve sıdıklar girecekler, bir kapıdan da şehitler ve salihler gireceklerdir, diğer beş kapıdan da Şiilerimiz ve dostlarımız gireceklerdir, diğer kapıdan da La ilahe illellah diyen diğer Müslümanlar gireceklerdir; şu şartla ki Ehlibeytin buğzundan bir zerre kadar onların kalplerinde olmamalıdır."(9)

                            4- Haşim, Muhammed b. Muslim ve Ebu'l-Hitab arasında İmamete inancı olmayanın kafirliği hususunda çıkan bir tartışmada İmam Sadık (a.s) Muhammed b. Muslim'in sözünü teyit ederek şöyle buyurdular: "Eğer bir kimse imametten haberdar olmaz ve onu (bile bile de) inkar etmezse, kafir olmaz."(10)

                            Üçüncü Grup:

                            Halkın ihtilaflarının olduğunu bilenlerin mustazaf olmadıkları hakkında, Kafi, Meanî'l-Ahbar ve diğer hadis kitaplarında birçok hadis nakledilmiştir. Örneğin, Kafi kitabının Mustazaf babında İbn-i Meskan Ebu Besir'den, o da İmam Sadık'tan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim halkın (dini konulardaki) ihtilaflarından haberdar olursa (bunları anlayacak bir seviyede ise), mustazaf sayılmaz."

                            İmam Ali (a.s) Nehc'ul-Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kendisine hüccet ulaşan, onu kulağıyla duyan ve kalbiyle ezberleyen kimselere mustazaf adı verilmez."(11)

                            Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kim mezhepler arasında var olan ihtilaflardan haberdar olmaz veya haberi olur da araştırmaya ve incelemeye imkanı ve gücü olmazsa ve tutup gittiği yolda da hiçbir şüpheye kapılmadan emredilenleri yapar, yasaklananlardan da uzak durursa, bunlar Allah katında mazur sayılır ve cenneti de kazanmış olabilirler veya mustazaflar hükmüne girerek kıyamette imtihana tabi tutulurlar. Ama eğer hak kendilerine tebliğ edilir, araştırma ve tahkik etme gücüne de sahip olurlarsa , fakat taassuptan veya tembellikten veyahut önemsememekten gereken vazifelerini yapmazlarsa, bunlar Allah katında mukassır (kusurlu/suçlu) sayılırlar ve gereken cezaya da tabi tutulacaklardır. Alimlerin, aydınların ve araştırma gücüne sahip olanların, bunca ihtilafları görüp de hakkın nerede olduğunu araştırmaz ve bulmaya çalışmazlarsa, kesinlikle Allah katında mazeretli sayılmazlar.
                            ____________
                            Kaynakça:
                            2- Nisa: 98-99
                            3- Âl-i İmran: 286
                            4- İsra: 15
                            5- Kamus-u Kuran, c.4, s.187; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
                            6- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Kafi, b. Mustazaf; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
                            7- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Meanî'il-Ahbar.
                            8- Kafi, b. Mustazaf , hadis 8-9; Kamus-u Kuran, c.4, s.188.
                            9- Kamus-u Kuran, c.4, s.189; Tefsir-i Safi, Zümer suresinin 73. ayetinin devamında; El-Mizan, c.5, s.60, Hisal-i Saduktan naklen.
                            10- Kafi, c.2, s.401
                            11- Nehc'ul-Belağa, hutbe: 189
                            En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 04.08.2020, 21:56.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Velayeti İnkar eden Kafir midir? -kafir kimdir? mümin kimdir? mustaz'af kimdir?-

                              Mustazaflık Üzerine
                              http://www.kevsernet.com/makaleler/m...n_mustazaf.htm

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X