Ynt: İmamların masumluğu meselesi
(Normalde sizden aldığım alıntıları mor renkle yapıyordum. Ancak burdaki ilmi olmayan ve nezaket sınırlarını aşan ifadeleriniz sebebiyle kırmızıya döndü alıntılar..)
kardeş daha öncede söyledim.sen benim değerime ve üstadım olan ÜSTAD BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HAZRETLERİNE küfür eder gibi ''said'' diye hitap ettiğin müddetçe benden nezaket bekleme.
"1. Surat astı ve yüz çevirdi;"
bu cümlede Peygamber s.a.a.'ten mi bahsediliyor. Eğer öyle olsaydı Allah'ın: "surat astın ve yüz çevirdin" demesi gerekmez miydi? Belağat incelik ve Peygamberle ümmetin kendine yakınlığı açısından.. Ümmete şikayet mi ediyor Allah burda üçüncü tekil şahıs kullanarak.. yoksa kendi kendine mi konuşuyor? sorumuzu neden cevaplamadınız ikinci kez yazıyoruz?...
evet orda 3.tekil şahsa hitap ediliyor ama bu sizin sandığınız gibi bir başkası olduğundan değil Kur'an'ın bir edebiyat sanatıdır..
hani Resulullah huzurundaki sahabelerin bazı kusurlarını eleştirecekken direk o şahsa hitap etmiyor ''sizden bazılarına ne oluyorki şöyle şöyle yapıyor'' diyor.bu kalp kırmadan ve değer vererek eleştirmektir.Kuranda aynı şeyi yapmış..nitekim bunun delili 5.ayetten itibaren 2.tekiş şahsa dönerek kendini gösteriyor:
5. Fakat kendini müstağni gören (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
6. İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun.
7. Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
8. Ama koşarak sana gelen ise,
9. Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
10. Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
1.ve 2. ayetlerde ki muhatap burda ortaya çıkmış oluyor.
buna delilleriniz nelerdir? Yani insanlığın Muhammed için değil Muhammedin insanlar için olduğunun... Elçilik insanların hizmeti için ve insanlığın elçiden büyük olduğu için midir?
evet..elçiyi gönderecek biri yoksa elçi diye birşey olmayacağı gibi elçilik kurumuda olmayacak..
bu mantıktan neler çıkar ve nereye kadar gidilir biliyor musunuz?
mesela zina eden ve zina isteğinden kurtulamayan ya da kumarbaz hatta alkolik insanlar da bundan nasıl kurtulunacağını ya da zina etmiş bir insanın bunun yıkıcı psikolojisinden nasıl kurtulup nasıl tevbe edeceğini de pratik olark göstermesini dilerlerse o zaman nasıl bir peygambere inanacaksınız!.. böyle mantık olabilir mi.. Peygamberlerin "günahtan dolayı ettikleri tevbe"de örnek olduğunu hangi ayetten çıkarıyorsunuz.. Peygamberlerin terki evladan dolayı tevbede örnek olmaları insanlara: "gördün mü bak bu da iradeli insan, tüm günahlardan sıyrılmış ve terki evladan dolayı bile tevbe ediyor biz ne haldeyiz kendimize çeki düzen vermeliyiz" şeklinde düşünmeleri mi en güzel örnekliğe yakışır yoksa: "o da günah işledikten sonra benden ne beklenir ki.." diye düşünmeleri mi...
ehlisünnet dünyası 1400 yıldır bu mantıktadır ve bu mantıktan hiçbir arızada çıkmış değildir.biz Resulullaha ''sünnet..sünnet'' diye başka bir şeyi ortak koşmazken..siz 12 tane insanı Resulullaha tabiri caizsa şirk koşuyorsunuz..
nasıl mı? bu ayetler sizce günah işleyip günahtan nasıl kurtulacağının örnekliğini mi ifade eder. Siz mi sormuştunuz eski ümmetler örnek mi olurlar o şeriatlar neshedilmedi mi diye.. biz bu görüşte değiliz ama öyle dediyseniz kendi içinizde çelişkiye düştünüz bu da sırf şiaya karşı çıkmak için mi diye merak ettim..
bu arada şia hiç bir zaman tepkisel başkası şöyle diye inanç oluşturmuş icad etmiş değildir. Tersine bu inançlar zaruri ve olması şart olan, hakikatin de böyle olduğu inançlardır. Bir kaç kez izah ettim şianın Peygamberlerin masumiyeti inancı:
1- insanları günahlardan alıkyoyacak bunun mümkün olacağını düşündürtecek öğeler içerir
2- Allah'ın hikmetli seçimi ve dinle insanı mükemmel yaptığı, meleklere karşı insan türünü yaratmadaki hikmetiyle uyum içerisindedir..
3- Peygamberlerin örnekliğinin kusursuz olması ve Allah'ın peygamberlere kayıtsız şartsız itaatini emrettiği ayetlerle uyum içerisindedir..
bunları yazdık kardeş ama sizden bu somut delillere bir cevap bulamadık. buna rağmen şianın sünniliğe tepki için böyle inandığını söylüyorsunuz. Tam tersine baksanız aslında sünniliğin şiaya ve hakikatlere tepki için ayetleri yanlış yorumladığını.. yanlış rivayetler ürettiğini göreceksiniz.. çünkü akıl tamamen şiadan yana Elhamdülillah...
Örneğin bir sınıfta bir hoca: "Ahmeti örnek alın o sizin için mükemmel bir örnektir üsvei hasenedir" dese, sınıfta bir gün ahmetin hata yaptığı ortaya çıksa hem de hocanın yasakladığı bir şeyi yaptığı...:
1- sınıfta iyi niyetli akılcı düşünen öğrencilerin ya bu hocanın ya seçiminde ya da koyduğu yasaklarda sorun var. Ya da mükemmel örnek demesinde yanlış yapmış "bunun da hataları olabilir yanlışlarını almayınız" diye kayıt koyması gerekir diye, söylemezler,
2- kötü niyetli düşman öğrenciler hocaya alaylı alaylı gülmeleri için bir malzeme yakaladıklarını görür, "bulduk" diye sevinmezler mi...
Allah'sa buradaki aklın gerektirdiği hikmet ve güçlerden çok daha yüksek, çelişki ve noksanlıklardan çok daha üstündür..
sınıftaki hoca bazen ahmeti tahtaya kaldırır ve ahmetin hiçbir eksiğinin olmadığını bildiği halde ona ''örneklik'' görevi verdiği için diğerlerine ders olsun diye derki: ''ahmetçiğim! çok güzel giyinmişsin ama ceketin yamuk durmuş şunu şöyle düzeltlelim..ayakkabılarının bağı evet bağlanmalı ama düzgün olsun diye öyle değil böyle'' diye aslında ''kızım sana söylüyorum gelinim sen anla'' tarzında düzeltmeler yapar..bu düzeltmeler ne ahmeti öğrencilerin gözünde eksik gösterir ne de ahmet şerefinden ve örnekliğinden birşey kaybetmiş olur..
yazın irana gideceğimi bilen bir arkadaş: napacaksın o sapıkların arasında.. her yerde evlerin duvarlarına Ebubekir ömer köpek gibi hakaretler yazan o sahabe düşmanlarında ne buluyorsun" gibilerinden bi şeyler dedi.
ben garibim de gittim iranda doğru dürüst bir manzaraya bakamaz oldum acaba hangi evdin duvarında bahçenin duvarında buna rastlayacağım diye.. ve tüm yazıları okudum..
ama bir tane Ebubekir Ömer kelimesine rastlamadım.. yazılar çoktu evet türkiyeye göre iran duvarları yazılarla dolu... Ama bir çoğunda onların kahramanı Humeyni r.a. için yazılar muhabbetler varken bir çoğunda da ABD büyük şeytanı ve onun siyonist kan içici çetesini lanetleyen ifadeler
bazı yerlerde ise salavat ve ayet cümleleri vardı. Esmai hüsna vardı..
garibim sünniler zannediyor ki şianın işi gücü yok sünnilerin kendilerini dev aynasında gördükleri gibi onlar da sünnileri dev aynasında görüyorlar ve oradan düşürmek için işleri güçleri onlarla uğraşmak..
öylemi? oysa bizde iran hakkında neler düşünmüştük
[color=#ff0900]Yunus a.s. meselesine gelince O tebliğ için verilen sürenin bittiğini görevinin tamamlandığını artık onların iman etmeyeceğini düşünmüş ve tebliğini yapabileceği başka daha uygun yerler arayışına girmişti..
görevini yaptığına inandığından içi rahattı ve Allah'ın kendini çevirmeyeceğini sanıyordu.. Ama olmadı.. Ümmeti iman edecek nitelikteymiş nihayet döndüğünde devam etti ve ümmeti iman etti... Bu mecburi dönüşten önce gaybı bilmiyordu ki ümmetinin iman edeceğini bilsin...
fazla zorlama istersen şimdi yorumun belini kıracan..madem öyleydi neden Allah onu azarladı?:
(Yunus) gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu.
49. Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.
Yukarıdaki sorularımızın dışında özellikle İbrahim a.s. ile ilgili şu ayetleri nasıl yorumladıklarını merak ediyorum.. İbrahim a.s.'ın gerçekten de gök cisimlerine taptıklarına inanıyorlar mı?
Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi.Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”En'am 76-79
ayetlerde İbrahim a.s.'ın konuşmasının başındaki zaman yıldızların çıktığı akşam vakitleri. ilerleyen saatlerde ay çıkıyor o zaman da konuşuyor. ve güneş doğunca da yine. Yani en az İbrahim a.s.'ın ilk yıldızları gördüğü zamanla güneşin doğumuna kadar en az bir gece geçiyor. Bu kadar süre içinde İbrahim a.s. sırayla yıldızlara aya ve güneşe tapan (haşa) bir putperest miydi? Şiayı ayetleri tevil etmekle suçlayan Esedullah, sünniliğin ilkelerine göre bu ayetleri nasıl anlıyor acaba
bu ayetler kaynak ve rivayetler hakkında bilgim yok yani ehlisünnet ne düşünüyor diye.
ama biz bu ayetleri şu şekilde yorumlamayı öğrendik: İbrahim (haşa) hiçbir peygamberin olmadığı gibi putperest değildir..burdaki sözleri ise sadece muhataplarına göstermek içindir.''işte rabbim derken'' aslında ''işte sizin rabbiniz bumudur?'' demek istiyordur.
(Normalde sizden aldığım alıntıları mor renkle yapıyordum. Ancak burdaki ilmi olmayan ve nezaket sınırlarını aşan ifadeleriniz sebebiyle kırmızıya döndü alıntılar..)
kardeş daha öncede söyledim.sen benim değerime ve üstadım olan ÜSTAD BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HAZRETLERİNE küfür eder gibi ''said'' diye hitap ettiğin müddetçe benden nezaket bekleme.
"1. Surat astı ve yüz çevirdi;"
bu cümlede Peygamber s.a.a.'ten mi bahsediliyor. Eğer öyle olsaydı Allah'ın: "surat astın ve yüz çevirdin" demesi gerekmez miydi? Belağat incelik ve Peygamberle ümmetin kendine yakınlığı açısından.. Ümmete şikayet mi ediyor Allah burda üçüncü tekil şahıs kullanarak.. yoksa kendi kendine mi konuşuyor? sorumuzu neden cevaplamadınız ikinci kez yazıyoruz?...
evet orda 3.tekil şahsa hitap ediliyor ama bu sizin sandığınız gibi bir başkası olduğundan değil Kur'an'ın bir edebiyat sanatıdır..
hani Resulullah huzurundaki sahabelerin bazı kusurlarını eleştirecekken direk o şahsa hitap etmiyor ''sizden bazılarına ne oluyorki şöyle şöyle yapıyor'' diyor.bu kalp kırmadan ve değer vererek eleştirmektir.Kuranda aynı şeyi yapmış..nitekim bunun delili 5.ayetten itibaren 2.tekiş şahsa dönerek kendini gösteriyor:
5. Fakat kendini müstağni gören (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
6. İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun.
7. Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
8. Ama koşarak sana gelen ise,
9. Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
10. Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
1.ve 2. ayetlerde ki muhatap burda ortaya çıkmış oluyor.
buna delilleriniz nelerdir? Yani insanlığın Muhammed için değil Muhammedin insanlar için olduğunun... Elçilik insanların hizmeti için ve insanlığın elçiden büyük olduğu için midir?
evet..elçiyi gönderecek biri yoksa elçi diye birşey olmayacağı gibi elçilik kurumuda olmayacak..
bu mantıktan neler çıkar ve nereye kadar gidilir biliyor musunuz?
mesela zina eden ve zina isteğinden kurtulamayan ya da kumarbaz hatta alkolik insanlar da bundan nasıl kurtulunacağını ya da zina etmiş bir insanın bunun yıkıcı psikolojisinden nasıl kurtulup nasıl tevbe edeceğini de pratik olark göstermesini dilerlerse o zaman nasıl bir peygambere inanacaksınız!.. böyle mantık olabilir mi.. Peygamberlerin "günahtan dolayı ettikleri tevbe"de örnek olduğunu hangi ayetten çıkarıyorsunuz.. Peygamberlerin terki evladan dolayı tevbede örnek olmaları insanlara: "gördün mü bak bu da iradeli insan, tüm günahlardan sıyrılmış ve terki evladan dolayı bile tevbe ediyor biz ne haldeyiz kendimize çeki düzen vermeliyiz" şeklinde düşünmeleri mi en güzel örnekliğe yakışır yoksa: "o da günah işledikten sonra benden ne beklenir ki.." diye düşünmeleri mi...
ehlisünnet dünyası 1400 yıldır bu mantıktadır ve bu mantıktan hiçbir arızada çıkmış değildir.biz Resulullaha ''sünnet..sünnet'' diye başka bir şeyi ortak koşmazken..siz 12 tane insanı Resulullaha tabiri caizsa şirk koşuyorsunuz..
nasıl mı? bu ayetler sizce günah işleyip günahtan nasıl kurtulacağının örnekliğini mi ifade eder. Siz mi sormuştunuz eski ümmetler örnek mi olurlar o şeriatlar neshedilmedi mi diye.. biz bu görüşte değiliz ama öyle dediyseniz kendi içinizde çelişkiye düştünüz bu da sırf şiaya karşı çıkmak için mi diye merak ettim..
bu arada şia hiç bir zaman tepkisel başkası şöyle diye inanç oluşturmuş icad etmiş değildir. Tersine bu inançlar zaruri ve olması şart olan, hakikatin de böyle olduğu inançlardır. Bir kaç kez izah ettim şianın Peygamberlerin masumiyeti inancı:
1- insanları günahlardan alıkyoyacak bunun mümkün olacağını düşündürtecek öğeler içerir
2- Allah'ın hikmetli seçimi ve dinle insanı mükemmel yaptığı, meleklere karşı insan türünü yaratmadaki hikmetiyle uyum içerisindedir..
3- Peygamberlerin örnekliğinin kusursuz olması ve Allah'ın peygamberlere kayıtsız şartsız itaatini emrettiği ayetlerle uyum içerisindedir..
bunları yazdık kardeş ama sizden bu somut delillere bir cevap bulamadık. buna rağmen şianın sünniliğe tepki için böyle inandığını söylüyorsunuz. Tam tersine baksanız aslında sünniliğin şiaya ve hakikatlere tepki için ayetleri yanlış yorumladığını.. yanlış rivayetler ürettiğini göreceksiniz.. çünkü akıl tamamen şiadan yana Elhamdülillah...
Örneğin bir sınıfta bir hoca: "Ahmeti örnek alın o sizin için mükemmel bir örnektir üsvei hasenedir" dese, sınıfta bir gün ahmetin hata yaptığı ortaya çıksa hem de hocanın yasakladığı bir şeyi yaptığı...:
1- sınıfta iyi niyetli akılcı düşünen öğrencilerin ya bu hocanın ya seçiminde ya da koyduğu yasaklarda sorun var. Ya da mükemmel örnek demesinde yanlış yapmış "bunun da hataları olabilir yanlışlarını almayınız" diye kayıt koyması gerekir diye, söylemezler,
2- kötü niyetli düşman öğrenciler hocaya alaylı alaylı gülmeleri için bir malzeme yakaladıklarını görür, "bulduk" diye sevinmezler mi...
Allah'sa buradaki aklın gerektirdiği hikmet ve güçlerden çok daha yüksek, çelişki ve noksanlıklardan çok daha üstündür..
sınıftaki hoca bazen ahmeti tahtaya kaldırır ve ahmetin hiçbir eksiğinin olmadığını bildiği halde ona ''örneklik'' görevi verdiği için diğerlerine ders olsun diye derki: ''ahmetçiğim! çok güzel giyinmişsin ama ceketin yamuk durmuş şunu şöyle düzeltlelim..ayakkabılarının bağı evet bağlanmalı ama düzgün olsun diye öyle değil böyle'' diye aslında ''kızım sana söylüyorum gelinim sen anla'' tarzında düzeltmeler yapar..bu düzeltmeler ne ahmeti öğrencilerin gözünde eksik gösterir ne de ahmet şerefinden ve örnekliğinden birşey kaybetmiş olur..
yazın irana gideceğimi bilen bir arkadaş: napacaksın o sapıkların arasında.. her yerde evlerin duvarlarına Ebubekir ömer köpek gibi hakaretler yazan o sahabe düşmanlarında ne buluyorsun" gibilerinden bi şeyler dedi.
ben garibim de gittim iranda doğru dürüst bir manzaraya bakamaz oldum acaba hangi evdin duvarında bahçenin duvarında buna rastlayacağım diye.. ve tüm yazıları okudum..
ama bir tane Ebubekir Ömer kelimesine rastlamadım.. yazılar çoktu evet türkiyeye göre iran duvarları yazılarla dolu... Ama bir çoğunda onların kahramanı Humeyni r.a. için yazılar muhabbetler varken bir çoğunda da ABD büyük şeytanı ve onun siyonist kan içici çetesini lanetleyen ifadeler
bazı yerlerde ise salavat ve ayet cümleleri vardı. Esmai hüsna vardı..
garibim sünniler zannediyor ki şianın işi gücü yok sünnilerin kendilerini dev aynasında gördükleri gibi onlar da sünnileri dev aynasında görüyorlar ve oradan düşürmek için işleri güçleri onlarla uğraşmak..
öylemi? oysa bizde iran hakkında neler düşünmüştük

[color=#ff0900]Yunus a.s. meselesine gelince O tebliğ için verilen sürenin bittiğini görevinin tamamlandığını artık onların iman etmeyeceğini düşünmüş ve tebliğini yapabileceği başka daha uygun yerler arayışına girmişti..
görevini yaptığına inandığından içi rahattı ve Allah'ın kendini çevirmeyeceğini sanıyordu.. Ama olmadı.. Ümmeti iman edecek nitelikteymiş nihayet döndüğünde devam etti ve ümmeti iman etti... Bu mecburi dönüşten önce gaybı bilmiyordu ki ümmetinin iman edeceğini bilsin...
fazla zorlama istersen şimdi yorumun belini kıracan..madem öyleydi neden Allah onu azarladı?:
(Yunus) gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu.
49. Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.
Yukarıdaki sorularımızın dışında özellikle İbrahim a.s. ile ilgili şu ayetleri nasıl yorumladıklarını merak ediyorum.. İbrahim a.s.'ın gerçekten de gök cisimlerine taptıklarına inanıyorlar mı?
Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi.Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”En'am 76-79
ayetlerde İbrahim a.s.'ın konuşmasının başındaki zaman yıldızların çıktığı akşam vakitleri. ilerleyen saatlerde ay çıkıyor o zaman da konuşuyor. ve güneş doğunca da yine. Yani en az İbrahim a.s.'ın ilk yıldızları gördüğü zamanla güneşin doğumuna kadar en az bir gece geçiyor. Bu kadar süre içinde İbrahim a.s. sırayla yıldızlara aya ve güneşe tapan (haşa) bir putperest miydi? Şiayı ayetleri tevil etmekle suçlayan Esedullah, sünniliğin ilkelerine göre bu ayetleri nasıl anlıyor acaba
bu ayetler kaynak ve rivayetler hakkında bilgim yok yani ehlisünnet ne düşünüyor diye.
ama biz bu ayetleri şu şekilde yorumlamayı öğrendik: İbrahim (haşa) hiçbir peygamberin olmadığı gibi putperest değildir..burdaki sözleri ise sadece muhataplarına göstermek içindir.''işte rabbim derken'' aslında ''işte sizin rabbiniz bumudur?'' demek istiyordur.
Yorum