Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

    Rahman Rahim Allah’ın Adıyla

    Bir yazarın dürüstlüğü okuyucusunu nasıl bilinçlendirdiğinden anlaşılır; muğlak kelimeler kullanıp kafaları karıştırmak, okuyucuyu kavram kargaşası içine atıp bocalamasına sebep olmak, okurunu şüphe vadisine sürüklemek okuyucuya ihanet eden yazarın özellikleridir.
    Önemli bir konuyu ansiklopedik bilgilerden dağdan, bağdan aktarılan anektotlarla beyan etmenin hiç bir ilmi yönü olmadığı gibi kafa karıştırmaktan başka bir getirisi de olmamıştır.
    Basit bir konuyu Arapca, Latince gibi yabancı terimler ve halkın anlamadığı kavramlar kullanarak ilmi dille beyan ediyorum düşüncesi ise okuyucuyu enayi yerine koymaktır.
    İnsan, “keşke her yazar uzman olduğu konularda yazı yazsa, her konuda eline kalem almasa” demekten kendini alamıyor. Hele bir de ehil olmadığı konuda uzmanmış gibi görünmek ise tam bir felaket. Cahili sınıflandırırken kullanılan tabirler ne kadar da güzel söylenmiş, insanlardan bazısı“cahildir cahil olduğunu bilir”, bazıları “cahildir cahil olduğunu bilmez”, bazıları ise “cahildir ama alim olduğunu sanır”.
    Cahil olmak kötüdür, ondan daha kötüsü cahil olduğunu bilmemektir, ondan da daha kötüsü cahil olduğu halde alim olduğunu sanmaktır. İşte günümüz dünyası bu hastalığa düçar olmuştur.
    Cehaletin kol gezdiği konulardan biri de Velayet-i fakih konusudur. Velayet-i fakih konusunda muhatabını bilinçlendirmek isteyen bir yazarın önce kendisi bu konuda aydınlanmış olması gerekir. Bilmiyorsan açıkca söyle “bilmiyorum”, biliyormuş gibi davranıp yanlış bilgilendirmek insanın kendi itibarını düşürür.
    İran’da bulunmak velayet-i fakih hattında olmak manasına gelmez, İran’da nice mümin görünenlerin yıllar sonra munafıklıkları ortaya çıktı. “Velayet-i Fakih” konusunda uzman olmak için İran’da olmak gerekmediği gibi İran’da bulunmak da uzman olmayı sağlamaz. Uzun yıllar peygamberin yanında bulunup yüzündeki nifak perdesini koruyan nice müslümanlar Hz. Ali döneminde perdeyi artık koruyamadılar. Peygamberi görmediği halde hakkı idrak edip iman eden nice gerçek imana sahip müslümanlar vardır ki onlar için peygamber yanında bulunup bulunmamak fark etmiyordu. Peygamberin vefatı müslümanlar arasında kırılma noktası olmuştur, Sakifenin oluşması aslında peygambere de imanın derecesini ortaya çıkarmıştır.
    “Velayet-i Fakih” konusu da müslümanlar arasında kırılma noktalarından biri olmuştur. İmam Humeyni döneminde anlamadıkları, idrak edemedikleri için seslerini çıkarmayanlar, İmam Hamenei döneminde “Velayet-i fakih” uzmanı kesilerek konunun bilimsel derinliğine inmeden duydukları bazı sözleri tekrar ederek konu hakkında fikir yürüttüklerini sanırlar. Bu insanlar aslında İmam Humeyni döneminde de Velayet-i Fakihi kabul etmiyorlardı, kendi menfaatlerini orda gördükleri için benimsemiş gibi görünüyorlardı.
    “Velayet-i fakih” teriminden farklı manalar çıkarılabilir mi? Herkes bu terimden istediği manayı irade edebilir mi?
    Önce bir noktanın açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyoruz; çeşitli bilimler terminolojisinde ortak kavramların kullanılması ve farklı manaların kastedilmesi başlı başına bir sorun olup insanları sömürme vesilesidir de. Bir terimi hangi edebiyat, hangi kültür, hangi inanç ortaya koymuşsa, o terimin mucidinin irade ettiği manada kullanılmalıdır.Örneğin, “imam” kelimesini İslam dini, ortaya atmışsa İslam’ın irade ettiği manada kullanılmalıdır, onun dışındaki manalar benzetme, teşbih, kıyas gibi sebeplerden dolayıdır. “İmam” önder, lider, rehber demektir. Bu manadan başkasında kullanılması ya mecazdır, ya da teşbih veya kıyas yoluyladır.
    Dini terminolojide ve İslami literatürlerde kullanılan kavram ve terimlerin başka manalarda kullanılması veya dini otoritelerin öngördüğü mananın dışında kullanılması o manayı tahrif etmek ve yanlış anlayış doğrultusunda insanları yönlendirmek istenmesinden kaynaklanır. Kur’an’ı, Sünneti ve masum imamların beyan ettiği dini maarifin kelimelerini/terimlerini tahrif edemeyenler manalarını, içeriğini tahrif etme yolunu seçmişlerdir.
    Farklı düşüncelere sahip ekol ve düşünce sistemlerinin ortak bir kavramı kullanırken farklı manaları kast etmeleri kabul edilemez; “ben bunu kast ediyorum”, “bence bunun manası budur” deme yetkisine sahip olunamaz. O terim, ancak o alanda uzman olan otoriteler tarafından delilleri ortaya konularak başka başka manada kullanalabilir. Konunun uzmanı otoritelerin dışında kimse bu kavram ve terimlerin anlamını değiştirme ve farklı anlamlar çıkarma yetkisinde değildirler.
    Bazıları dini terimleri kendi anlayış tarzına göre yorumlama yolunu seçtiğinden farklı sonuçlara varırlar. Bu insanlar, cahil olduğunu bilmediği gibi alim olduğunu sanan cahiller gibi kendilerini otorite olarak görürler.
    Örneğin; Fakihlerin önderliğinde problemleri olan zihniyet onları karalarlar; peygamberlik ve imamlığın olmazsa olmazı “masumiyetin” ulemaya da söylendiğini iddia etmek cehaletin bir ürünüdür. Toplumun imam ve önderi olan peygamberlerde “masumluğun”, onların varisleri fakih alimlerde ise “adaletin” olmazsa olmaz olduğunu ayırt etme ferasetini gösterememeleri şaşırtıcı değildir. Fakihleri itham etmeninin en kolay yolu onun izleyicileri arasında masum görülüyormuş olduğu izlenimini öne çıkarmak başvurulan hilelerden biridir.
    “Velayet-i Fakih” konusunda da aynısını yapmak istiyorlar “Velayet-i Fakih” konusuna gelince konu biraz daha derinleşmekte; sadece bu terimin manası değil detayları da tahrif edilerek insanlara ya yanlış bilgi sunulmakta veya kafalarda şüphe oluşturulmaktadır.
    “Velayet-i fakih” kavramnın ortaya çıkış tarihi ve tarihi seyri, Şiilikte kullanıldığı alanlar, fıkıh, kelam ve siyaset ilmindeki yeri, bu makamda oturan şahsın yetkileri, Velayet-ul İmam’ın niyabeti gibi konular incelenmeden bu terim hakkında açıklamalarda bulunmak ayrı bir cehalettir.
    “Velayet-i Fakih” sisteminin fıkıh ilmindeki konumundan çıkarılıp kelam ilmi alanına çekilerek siyaset ilmindeki işlevliği ile pratiğe koyulduğu İran’da, İslam İnkılabının zafere ulaştığı o ilk günlerde, fakihin “velayeti mi” var, yoksa “vekaleti mi”?, tartışmaları gündemde dahi değildi. Daha sonraları bu konuyu bazı siyasiler ve daha doğrusu “Velayet-i fakihe” fıkıh gözlüğü ile bakanlar gündeme getirmişlerdir. Dini otoriteler ve işin uzmanları İslam toplumunun lideri konumundaki fakihin velayetini delilleriyle ortaya koyarken peygamberler ümmetleri üzerinde nasıl velâyet hakkını sahip iseler, fakih de, onların mirasçısı olarak, aynı yetkiyi haizdir görüşünü ortaya koymuşlardır.
    Velayet-i Fakih konusunda fakihin “velayeti mi” yoksa “vekaleti mi” var konusunun birbirinden ayırt edilememesi, Veliy-yi fakihin sembolik ve sadece denetleyici vazifesi olduğu görüşünü doğurmuş ve İmam Humeyni’nin (r.a) devlet yönetiminde bulunmadığı vehmine sebep olmuştur. Halbuki İmam Humeyni (r.a) 10 yıl boyunca hem İslam Cumhuriyeti devletinin her konuda lideri, hem de koruyucusu olmuştur. Anayasal yetkilere dayanarak bütün kurum ve kuruluşlara atamalar yapması, yargı, yasama ve yürütme kurumlarının meşruiyetinin onun tarafından onaylanması yönetimde bulunmak değil midir? Bazıları Velayet-i fakihe kalıplaşmış Batı siyasi anlayışı penceresinden baktığından devlet liderinin, diplomatik ilişkiler için dış gezilere çıkmak, uluslararası görüşmelere katılmak, ülke içinde icrai işlerde bizatihi kendisinin doğrudan bulunması olarak algıladıklarından İmam Humeyni’nin (r.a) devlet yönetiminde bulunmadığı yanlışlığına düşmektedirler.
    İmam Hamenei’nin bu makama gelmesiyle Velayet-i Fakih makamının değiştiği, İmam Humeyni’nin hattından sapıldığı sanılmaktadır. Halbuki değişen birşey yoktur; değişen Velayet-i Fakih sisteminin tekamulü, daha işlevsel bir hal alması ve toplumun sorunlarını çözmedeki foksiyonunun daha da belirginleşmesi ve küreselleşmeye doğru olgunlaşmasıdır.
    Elbette Velayet-i fakih konusunda “Fakihin yetkilerinin sınırları” tartışmaya açılan konulardan biriydi; fakihin milletvekilleri gibi halktan “vekalet” alarak bu makama geldiğini iddia edenler olmuştur ama dini otoriteler “velayet” ile “vekaletin” farkını ortaya koyarak, dini kaynaklara dayanarak fakihin velayetini isbat edince ard niyyetle başlatılan tartışmalar akim ve sonuçsuz kalmıştır. Fakihin “velayeti mi” var “vekaleti mi” konusunu ayrıca ele alacağız inşallah.
    İslam Cumhuriyetinin ilk günlerinde Ayetullah Şeriatmedari gibilerinin muhalefetlerinin Velayet-i fakih konusuyla yakından uzaktan bir ilişkisi olmadığı ve daha sonra da Ayetullah Muntazeri gibilerinin itirazlarının da“Velayeti fakihin” aslı hakkında değil sadece yetkilerinin sınırları” alanında olduğu bazılarınca doğru idrak edilemedi.
    33 yaşında olan Velayet-i fakih sistemini tanımak kolay değildir; 1250 senelik tarihe sahip İslam’ın bu siyasal doktirininin fıkıh ilmindeki yeri, kelam ilmindeki derinliği ve siyaset ilmindeki önemi öğrenilmeden anlamanın imkansızlığı bir yana bir de kalkıp başkalarına tanıtmaya çalışmak doğru değildir.
    Bazılarının İslam’ın hayati bir meselesi olan “Velayet-i fakihi” magazin haberleri gibi ordan burdan duydukları ile tanıyıp tanıtmaya çalışması cehaletin en son kısmına girer. Bu konuyu “Falanca ayetullah şöyle dedi”, “filanca siyesetçi böyle dedi”, “şu ayetullah kendi zamanında şöyle demişti” gibi yüzeysel bilgilerle anlatmaya çalışmak seviyenin ne derecesini gösterir.
    Fıkıh ilminden habersiz, kelam ilminde deliller sunma becerisi gösteremeyen, İslam siyaset doktirininden habersiz bir kimsenin Velayet-i fakih hakkında görüş belirtmesi, sahip olması gereken ilimlere, yeterliliğe sahip olmadan Kuran tefsiri yapıp Kuran’dan hüküm çıkaran kimseye benzer.
    Teknolojinin zirveye çıktığı bu asrımızda ineternet aracılığıyla dünyayı evimizin içine kadar sokmuş durumdalar. Elbette bu nimetlerden en iyi şekilde yararlanmak gerekir ama internet herşey demek değildir, herşeye ulaşamazsınız; insanlarla diyalog, ilmi merkezlerle irtibatınız yoksa gerçeklere ulaşma oranı düşük olacaktır. Hazırlıksız ve gerekli bilimsel alt yapıya sahip olmadan evde veya büroda oturup internet aracılığıyla dünyayı tanımak ve ilahi maarifi tanıtmaya çalışmak yine cehaletin nişanesidir.
    Ümid ederiz ki herkes uzman olduğu alanda yazsın, muhataplarını yanıltmaktan kaçınsın ve habire başkalarının görüşlerini eleştirmek yerine inandığı düşüncelerini, gerçek kimliğini, kişiliğini net olarak ortaya koysun. Bunun hem kendisi ve hem de muhatapları için daha faydalı olacağına inanıyoruz.


    Hüccet-ul İslam vel-Müslimin Sabahattin Türkyılmaz
    Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

    Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


    İmam Cafer-i Sadık (a.s)

    #2
    Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

    selamün aleyküm,


    bu konuda yazdığınız bir çok yazıdan hala anlamış değilim.nedir velayeti fakih?
    başkan demek mi?

    Yorum


      #3
      Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

      Anlamanız mümkün değil kardeş. Siz istesenizde anlayamazsınız. Çünkü buna müsadeniz yok. Şartlandırılmış bir yapınız vardır. Halbu ki bir bilseniz bu tavırlarınız ile Ehl-i Beyt'e, Mektebinize, Ulemanıza ne kadar zarar veriyorsunuz. Ve bir bilseniz bu sistemi tarih boyunca Tağutlar ve günümüzde ise Siyonizm ve Emperyalizm vurmak istemiştir. Fakat siz bunun tarihi sürecini okumamışsınızdır. Keşke inceleme imkanı verseler size ve inceleseniz.

      Yorum


        #4
        Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

        [quote author=Murtazaali link=topic=24188.msg163241#msg163241 date=1350765049]
        Anlamanız mümkün değil kardeş. Siz istesenizde anlayamazsınız. Çünkü buna müsadeniz yok. Şartlandırılmış bir yapınız vardır. Halbu ki bir bilseniz bu tavırlarınız ile Ehl-i Beyt'e, Mektebinize, Ulemanıza ne kadar zarar veriyorsunuz. Ve bir bilseniz bu sistemi tarih boyunca Tağutlar ve günümüzde ise Siyonizm ve Emperyalizm vurmak istemiştir. Fakat siz bunun tarihi sürecini okumamışsınızdır. Keşke inceleme imkanı verseler size ve inceleseniz.
        [/quote]
        sizin bu konuşma tarzınız ne kadar doğru acaba, aynı şeyleri başka bir şia sizin için söylese hoşunuza gitmez ve hemen tepki gösteriridiniz heralde.Bu kinayeli konuşmalar ne kadar doğru acaba.kardeş kardeşi bu şekilde aşağılarmı acaba.sizin düşüncenize uymayan kişileri hemen bu şekilde yaftalamanız ne kadar doğru acaba.
        Evet vahdet ama ehlbeyt aleyhisselema aşıklar arasında vahdet. bu kadar kin niye anlamıyorum.
        Bir şiaya gösterdiğiniz bu aşağılamayı ve hor görmeyi muhalife yapsanız, zannımca daha uygun olurdu heralde
        "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

        علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

        Yorum


          #5
          Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

          [quote author=kerrar14 link=topic=24188.msg163243#msg163243 date=1350768737]
          sizin bu konuşma tarzınız ne kadar doğru acaba, aynı şeyleri başka bir şia sizin için söylese hoşunuza gitmez ve hemen tepki gösteriridiniz heralde.Bu kinayeli konuşmalar ne kadar doğru acaba.kardeş kardeşi bu şekilde aşağılarmı acaba.sizin düşüncenize uymayan kişileri hemen bu şekilde yaftalamanız ne kadar doğru acaba.
          Evet vahdet ama ehlbeyt aleyhisselema aşıklar arasında vahdet. bu kadar kin niye anlamıyorum.
          Bir şiaya gösterdiğiniz bu aşağılamayı ve hor görmeyi muhalife yapsanız, zannımca daha uygun olurdu heralde[/quote]

          Ahh Keşke bu sözlerinize biraz amel etseniz de ara ara kinayeli ve yıkıcı bir eleştiri ve çok bilmişçe bir tavırda bulunmak için fırsat kollayan ve "nedir velayeti fakih?" diye sanki bilmediği bir şeyi soruyormuşçasına soran arkadaşınıza keşke bu sözlerinizi sarfetseniz ve deseniz ki, yahu Hamanei, Hamaneidir, Şia'dır Sünni değildir. Onun Makamına, Konumuna neden karşısın? Veya en azından mensubu olduğunuz ve içinde bulunduğunuz ortamda bulunan arkadaşlarınıza bu sözleri sarfetsenizde ve onlara bir Şia alimine, Müçtehidine veya şahsına farzedin ki hata etsin Lanet, Münafık, Sünni gibi tabirleri kullanmasa. En azından hamdolsun biz o tabirleri kullanmıyoruz. Biz sadece diyoruz ki Allah ıslah etsin. Keşke Samimiyet görebilsek.

          Ben dolayısı ile yine diyorum. "SİZ" diyorum.

          Yorum


            #6
            Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

            Ayrıca;

            Merak eden insanın "nedir velayeti fakih?" diyen insanın kendisi biliyor ki rasthaberde ve bu sitede bu konuda Sabahattin Türkyılmaz Hocamızın müthiş araştırma ve makaleleri mevcuttur. En azından beyinlerde oluşturulan fuzuli yasağı kırıpda o makaleler okunur ise ve oradan akla takılmayan bir şey olur ise not alınır ve yazarına mail atılsa ve cevaba göre hareket edilse daha samimi olur. Google'ye "nedir velayeti fakih?" diye yazarsan sürülerce yazı çıkar. Eminim Velayet.com'ada yazılsa çok çıkar. Defalarca konuşuldu. Ama böylesi güzel bir yazınında altın "nedir velayeti fakih?" bunu görünce bunun ihlasdan samimiyetten kaynaklanmadığını ve garazlı art niyetli bir eylem olduğuna inanıyorum. Eminim ki bunu soran makaleyi bile okumamıştır.

            Yorum


              #7
              Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

              Esasen bu SEÇ konusunda daha açık yazılması da gerekir.Uzun yıllar İran da kalmış olmasını ustaca kullanıyor.Kendisini eskiden beri tanıyanların açıklamaları daha yerinde olur.( BU konuda Sn.Mehmet UFUKALP kardeşimize iş düşer diye düşünmüştüm amma artık siteye gelmiyor galiba?)

              Esasen Velayeti Fakih konusunun dışında TR coğrafyasında ilginç biçimde gelişen TR CAferileri Liderliği hususu irdelenmeli.Körüklenen Azeri ırkçılığı konu edinilmeli.SEÇ gibilerin yorumları bu saydığım acaiplikler yüzünden "araştırma çabasındakiler" tarafından itibar görüyor ne yazık ki.
              Puro,bildiğiniz puro işte.Bir ucunda ateş diğer ucunda bir aptal.. Malcolm X

              Yorum


                #8
                Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                [quote author=aykut111 link=topic=24188.msg163252#msg163252 date=1350829816]
                Esasen Velayeti Fakih konusunun dışında TR coğrafyasında ilginç biçimde gelişen TR CAferileri Liderliği hususu irdelenmeli.Körüklenen Azeri ırkçılığı konu edinilmeli.SEÇ gibilerin yorumları bu saydığım acaiplikler yüzünden "araştırma çabasındakiler" tarafından itibar görüyor ne yazık ki. [/quote]

                Buna katılmıyorum. Özellikle son zamanlarda Güney Doğu Kökenli sonradan dönme şiilerin sık sık diline doladığı bu Azeri ırkçılığı söylemlerine asla katılmıyoruz. Bu mektep Türkiyede Azerilerin tekelinde değildir, Azerilerinde böyle bir iddia ve diretmesi asla olmamıştır.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                  [quote author=Murtazaali link=topic=24188.msg163254#msg163254 date=1350832796]

                  Buna katılmıyorum. Özellikle son zamanlarda Güney Doğu Kökenli sonradan dönme şiilerin sık sık diline doladığı bu Azeri ırkçılığı söylemlerine asla katılmıyoruz. Bu mektep Türkiyede Azerilerin tekelinde değildir, Azerilerinde böyle bir iddia ve diretmesi asla olmamıştır.
                  [/quote]

                  İş bu "dönme" tabirini kullanacağınızı beklemiyordum açıkçası.
                  Ben Kürd değilim ve Kimi Azerilerin böyle bir iddia ve diretmesi vardır.TR Caferileri Lideri dayatmasından da bu açıkça anlaşılabilir.
                  Ör: Camiamızda genç bir Azeri 14 yıldır Qum da eğitim gören değerli bir kardeşimizi Caferi olmamakla suçladı( Kendisine göre Caferi demek Azeri demek zira. Başka türlü düşünmesi mümkün değildir bu kardeşin)
                  Puro,bildiğiniz puro işte.Bir ucunda ateş diğer ucunda bir aptal.. Malcolm X

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                    [quote author=aykut111 link=topic=24188.msg163256#msg163256 date=1350833458]
                    İş bu "dönme" tabirini kullanacağınızı beklemiyordum açıkçası.
                    Ben Kürd değilim ve Kimi Azerilerin böyle bir iddia ve diretmesi vardır.TR Caferileri Lideri dayatmasından da bu açıkça anlaşılabilir.
                    Ör: Camiamızda genç bir Azeri 14 yıldır Qum da eğitim gören değerli bir kardeşimizi Caferi olmamakla suçladı( Kendisine göre Caferi demek Azeri demek zira. Başka türlü düşünmesi mümkün değildir bu kardeşin)
                    [/quote]

                    Kardeş DÖNME tabirim aşağılama, küçümseme değil. Benim Eşimde Sünni iken Mezhep değiştirip dönüp Şii olan bir insandır. Etrafımda böyle arkadaşlarımızda çoktur. Bunu dememin sebebi demek istediğimi daha iyi anlaman içindir. Aksi halde art bir niyetim asla yoktur. Türkiye Caferileri Liderliği konusunda kimi çevreler tarafından yapılan dayatmadan Türkiyede yaşayan Azeri Şiilerin genelinin ne suçu vardır. Bu dayatmayı yapanın kaç kişi? Türkiyede yaşayan Azeri Şii kaç kişi? Yani rakamları yanyana koyunca azınlık bir grubun bu dayatması azerileri ve Şiileri yakından uzaktan ilgilendirmemektedir. O Genç azeri kardeşinizin yanlışını Azeri ve Şii topluma maletmeyin lütfen.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                      [quote author=Murtazaali link=topic=24188.msg163257#msg163257 date=1350834605]
                      Kardeş DÖNME tabirim aşağılama, küçümseme değil. Benim Eşimde Sünni iken Mezhep değiştirip dönüp Şii olan bir insandır. Etrafımda böyle arkadaşlarımızda çoktur. Bunu dememin sebebi demek istediğimi daha iyi anlaman içindir. Aksi halde art bir niyetim asla yoktur. Türkiye Caferileri Liderliği konusunda kimi çevreler tarafından yapılan dayatmadan Türkiyede yaşayan Azeri Şiilerin genelinin ne suçu vardır. Bu dayatmayı yapanın kaç kişi? Türkiyede yaşayan Azeri Şii kaç kişi? Yani rakamları yanyana koyunca azınlık bir grubun bu dayatması azerileri ve Şiileri yakından uzaktan ilgilendirmemektedir. O Genç azeri kardeşinizin yanlışını Azeri ve Şii topluma maletmeyin lütfen.
                      [/quote]
                      Samimiyetinden kuşkum yok değerli kardeşim. Ancak "dönme"yakıştırması kimi Azerilerin(!) arkamızdan bizleri aşağılamak için kullandıkları fısıldanan acaip bir terim. Bu konuda da mücedele vermekteyim.Lütfen sizlerde destek olunuz. Kelime anlamı olarak DÖNME, pek sorunsuz gözüksede, esasen aşağılama amaçlı kullanıldığı için yaralayıcı.
                      Yapan ve yapılanlar pek tabiki azınlık. Ancak siz Azerilerin bu eleştirimize hak vermek yerine bu çirkinlikleri yer yer tevil yoluna gitmeniz hastalığı derinleştiriyor. Çirkinliği yapanı hedef almak yerine savunmaya çalışmanız pek tuhaf. Ben kendi kavmim içinde açıkça ırkçılığa karşı duruyorum.Her fırsatı değerlendirerek TÜRK çülüğü yerden yere vuruyorum. Bu mensubu olduğum kavmi aşağılamaz ki.
                      Sizler Türkçülüğü lanetlediğiniz zaman hep yanındayız.Ve beraberce hareket edebiliyoruz. Azericiliği eleştirdiğimiz zaman bunu neden yok sayıyorsunuz?? Ve dile getireni Türk/Kürdçülük yapmak suçlaması ile kolaycılığa sapıyorsunuz? Bu anlamsızlığı durdurmak yine siz genç Azerilere düşmez mi?
                      TR Caferileri Liderliğini bu kadar kolay kabullenebilmek neyi ifade eder?
                      Puro,bildiğiniz puro işte.Bir ucunda ateş diğer ucunda bir aptal.. Malcolm X

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                        Bazi Azeri kardeslerin de Kurtlere allerjisi var galiba.Mazlumun yaninda yer almak, en cok zulum gorenlerden beklenir ama konu Kurtler ve Kurtce olunca bu da nerden cikti gibi bir tavirlar takinanlar oluyor.Bu konuda Islami hak ve hukuk degil de resmi TC ideolojisi esasmis gibi hareket ediliyor,Kurtlere hucumla TC nin yaninda izzet kazanacaklarini zannedenler var.Men la yerham la yurham hadisinca sadece kendimize degil herkese adil olalim.selamlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                          [quote author=aykut111 link=topic=24188.msg163258#msg163258 date=1350836405]
                          Samimiyetinden kuşkum yok değerli kardeşim. Ancak "dönme"yakıştırması kimi Azerilerin(!) arkamızdan bizleri aşağılamak için kullandıkları fısıldanan acaip bir terim. Bu konuda da mücedele vermekteyim.Lütfen sizlerde destek olunuz. Kelime anlamı olarak DÖNME, pek sorunsuz gözüksede, esasen aşağılama amaçlı kullanıldığı için yaralayıcı.
                          Yapan ve yapılanlar pek tabiki azınlık. Ancak siz Azerilerin bu eleştirimize hak vermek yerine bu çirkinlikleri yer yer tevil yoluna gitmeniz hastalığı derinleştiriyor. Çirkinliği yapanı hedef almak yerine savunmaya çalışmanız pek tuhaf. Ben kendi kavmim içinde açıkça ırkçılığa karşı duruyorum.Her fırsatı değerlendirerek TÜRK çülüğü yerden yere vuruyorum. Bu mensubu olduğum kavmi aşağılamaz ki.
                          Sizler Türkçülüğü lanetlediğiniz zaman hep yanındayız.Ve beraberce hareket edebiliyoruz. Azericiliği eleştirdiğimiz zaman bunu neden yok sayıyorsunuz?? Ve dile getireni Türk/Kürdçülük yapmak suçlaması ile kolaycılığa sapıyorsunuz? Bu anlamsızlığı durdurmak yine siz genç Azerilere düşmez mi?
                          TR Caferileri Liderliğini bu kadar kolay kabullenebilmek neyi ifade eder?[/quote]

                          Kardeş var ise bir kaç kişinin bu tür yakıştırmasını dikkate alarak koca bir Azeri topluluğu genellercesine (sizi tenzih ediyorum) bu tür söylemlerde bulunmak siz kabul etmesenizde Irkçılıktır. Belli bir grubunun Facebook veya bazı haber sitelerinde bazı köşe yazılarının altında Azeri-Dönme gibi saldırgan üslupları abartılacak kadar değildir ve olmamalıdır. Güneydoğulu Şii kardeşlerimiz maalesef bu noktada azınlık bir grubun saldırgan tutumlarından üzüntü duyarak konuyu genelleştiriyor. Aynı tutum içerisinde azınlık diye nitelediğim belli bir Azeri grupda maalesef bu hatayı yapmaktadır. Ama önemli olan abartmamak ve uyarmaktır. Maalesef son zamanlarda eli kalem tutan değerli bildiğimiz Güneydoğulu Şii kardeş ve abilerimiz bu tip yakıştırmaları bertaraf edeceklerine daha da kaşıyarak genişletiyorlar. Buna gerek yok. Daha düne kadar böyle bir durumda yoktu. Ne olduda bir anda başladı. En güzeli dikkate almamaktır. Gerçi bu olayların dayanağını az çok öğrenmiş bulunuyorum. Genellikle Tartışmaların kökeninde Ali Şeriati muhabbetleri gözükmektedir.

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                            [quote author=umitvar link=topic=24188.msg163265#msg163265 date=1350868063]
                            Bazi Azeri kardeslerin de Kurtlere allerjisi var galiba.Mazlumun yaninda yer almak, en cok zulum gorenlerden beklenir ama konu Kurtler ve Kurtce olunca bu da nerden cikti gibi bir tavirlar takinanlar oluyor.Bu konuda Islami hak ve hukuk degil de resmi TC ideolojisi esasmis gibi hareket ediliyor,Kurtlere hucumla TC nin yaninda izzet kazanacaklarini zannedenler var.Men la yerham la yurham hadisinca sadece kendimize degil herkese adil olalim.selamlar[/quote]

                            İnsaf ediniz. "BAZI" dedikleriniz kaç kişidir. Şii Azeri topluluğunun Kürt şiilere karşı neden alerjisi olsun ki? Sonradan dönüp şia oldukları için mi? İnanın bu tip söylemler gerçeği ve geneli yansıtmıyor. Birazda Abartı var. Son satırınıza zerrece katılmadığımı ve sonuna kadar yanıldığınızı da belirteyim. Türkiye Cumhuriyetininde Kürt'lere karşı düşmanca bir tavır sergilediklerine inanmıyorum. Ve bu durumdan dolayı hangi Azeri ki Devlete yaranmak için Kürtlere saldırsın? Lütfen. Delilden yoksun, Hayali ve Duygusal söylemler ile bu meseleleri kaşıyarak Kürt Şiiler ile Azeri Şiilerin arasını açıp durmayın. Aksi halde bende bu meseleleri kaşıyanlar hakkında git gide yanlış düşünüp, dünü ile bu günü farklı olan bu olayları kaşıyanların birileri tarafından yönlendirilip bir anda kaşımaya başladıklarına inanacağım. İnsaf edin. Ve kardeşçe geçinmeye yaklaşmaya bakın.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Velayet-i Fakih Hakkında Şüphe Tohumları Ekmek

                              Faydasız, Konu ile alakası olmayan alaycı ve saldırgan bir üslup ile yazılmış yazılar tarafımca silinmiştir ve silinmeyede devam edecektir.

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X