Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Namaz tam olarak nedir ?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Namaz tam olarak nedir ?

    Aleviler dışındaki akımlar namazı eğilip doğrulmaktan ibaret bilirler, bu sebeptendir ki işin Kuran açısından manasını çözmeye girişiyoruz

    Namaz Allah'ın bakışıyla nedir ne değildir meselesine...


    İlk başta yürürken kılınabilen naamza ehliyet veren bakara 239 la başlicaz

    bakara 239
    Korkuyorsanız yürüyerek, yahut hayvana binmiş olduğunuz halde kılın. Emniyete çıktınız mı bilmediğiniz şeyleri size belleten Allah'ı anın.
    yürüyerek, yahut hayvana binmiş olduğunuz halde kılın.

    Bu ayete ek oalrak biliniyor ki bazı durumlarda yatakta,veya sadece gözlerle de kılmak mümkün ,hasta,eğilip kalkamayan türü vakalarda, ki bu tarz hem sünni hem şiiler tarafındna bilinir

    ************************************************** **********************

    Namazın sabitleşmiş şekil almadığını bazı durumlarda dğeişkenlik gösterebileceğini de Kuranla öğrenebiliyoruz



    nisa 102

    Onların içinde bulunur da namaz kıldırırsan onların bir kısmı seninle beraber ve silahları yanlarında olarak namaz kılsın, secde ettiler mi öbür kısmı, arkanızda dursun. Sonra namaz kılmayan takım gelsin, seninle namaz kılsın, kalkanlarını, silahlarını üstlerinde bulundursunlar. Kafirler, birdenbire üstünüze bir saldırışta bulunmak için sizin silahlarınızdan, eşyanızdan gafil olmanızı isterler. Ancak yağmurdan dolayı müşkülata uğrarsanız, yahut hastaysanız silahlarınızı çıkarmada vebal yok size, fakat ihtiyatlı davranın; şüphe yok ki Allah, kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
    onların bir kısmı seninle beraber ve silahları yanlarında olarak namaz kılsın,

    Sonra namaz kılmayan takım gelsin, seninle namaz kılsın, kalkanlarını, silahlarını üstlerinde bulundursunlar.
    Silah kuşanmış halde,


    ************************************************** **********************

    Ve işin daha belirgin olmasını sağlamak için diğer peygamberlere de emredildiğini göz önnüde bulunduruyoruz


    yunus 87 Ve Musa'ya ve kardeşine, kavminize Mısır'da barınacak evler kurun, evlerinizi kıble yapın ve namaz kılın ve müjdele inananları diye vahyettik.

    Musa'ya ve kardeşine/namaz kılın

    ************************************************** **************

    Ey Şuayb dediler, kıldığın namaz mı, tuttuğun din mi emrediyor sana da bizi atalarımızın taptıklarından vazgeçirmeye uğraşıyor,

    Ey Şuayb dediler, kıldığın namaz mı,
    ************************************************** *************

    An o zamanı ki hani biz İbrahim'e, bana hiçbir şeyi şerik tutma ve tavaf edenlere, namaz kılanlara, rüku edenlere, secde kılanlara tertemiz tut evimi diye Beyt'in yerini göstermiştik.

    İbrahim'e, /namaz kılanlara, rüku edenlere, secde kılanlara

    ************************************************** *************

    Bu peygamberler ve ümmetleri sünnilik ve şiilik gibi mi kılıyordu namazı?


    Yoksa namaz kılın meselesi başka açı mı barındırıyordu?

    Bu peygamberlerin ve ümmetlerinin sünni veya şii açıdan algılanan şekild ekılmadıkları, onlardna gelen ümmetlerin aynı şekilde kılmadığı bilinen bir iş iken, bu namaz kılma işinin ne olduğu daha da aşikar oluyor : Allah'a Ram olmak,birliğini kabul edip,önünde eğilmek


    Tüm bu sebepelerden dolayıdır ki kimin namaz kılıp kılmadığını anlamaya imakanınız yok ki baakra 239 la sabittir ki yürürken,at üstünde giderken de kılınabilen bir iş


    Hak cümlemizi doğrulardan eylesin demekle birlikte,bilerek bilmeyerek Ehli Beyt soyuyla şereflenmişlere düşmanlık gütmemenizi nasip etsin diyorum


    Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

    Ali Şeriati

    #2
    Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

    namaz kılmamanın adına namaz kılmak diyorsunuz
    ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz...
    türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor

    Yorum


      #3
      Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

      [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=8312.msg54579#msg54579 date=1253907674]
      namaz kılmamanın adına namaz kılmak diyorsunuz
      ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz...
      türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor
      [/quote]


      ************************************************** *



      Cümle düşüklüğü var can, ne demek sitediğini daha anlaşılır yazabilir misin?

      Ne demek istediğin anlaşılmıyor


      Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

      Ali Şeriati

      Yorum


        #4
        Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

        namaz kılmamanın adına, namaz kılmak diyorsunuz, öyle mi?
        ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz... yani her insan zaten yaşamakla insanlık yapmakla namaz kılmaktadır, namaz kılmak için bu günlük yaşamın doğallığından koparak ayrı eylemler yapmak gereksizdir diyorsunuz. sanırm
        türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor

        Yorum


          #5
          Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

          [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=8312.msg54615#msg54615 date=1253921406]
          namaz kılmamanın adına, namaz kılmak diyorsunuz, öyle mi?
          ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz... yani her insan zaten yaşamakla insanlık yapmakla namaz kılmaktadır, namaz kılmak için bu günlük yaşamın doğallığından koparak ayrı eylemler yapmak gereksizdir diyorsunuz. sanırm
          türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor
          [/quote]


          ************************************************** ****************

          Düşündüğün işleri zikretmedim can,sen böyle algılamışsın, gerçeklerimizi bildirelim

          Namaz kılmak işi bizde Ram olmayı anlatır, ayrıldıklarımız ile benzerlik oluşturacak kelimlerden bile kaçarız can, namaz kelimesi sünnilik,emevilik,bassiliği çağrıştırdığı için o kelimeyi dahi kullanmayız

          ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz...
          Bizim naamzdan anladığımız iş Allaha Ram olmak,eğilip doğrularak yapılan işi,özle gerçekelştirmek,baakra 239 u örnek verdim yürüreken icra edilebilen namazı örnek verdim,cenaze namazını örnek verdim,veya sadece gözlerle kılınabilen bir namazı örnek verdim,

          namaz kılmak için bu günlük yaşamın doğallığından koparak ayrı eylemler yapmak gereksizdir diyorsunuz.
          Gereksizlik işi değil can, bizler tarifni verdiğim malumlardan ayrıldık, onları çağrıştırcak işlere durmayız, seferi sayılrıız bir anlamda,asılıp kesilerek geliyoruz asırları , 200 yıl boyunca camilerden küfür edilme şartı koşulan o Ehli Beyt'e gönül veridk diye

          O dönemlerde neler oldu bittiyi bilmiyorsan bizi anlama şansın olmaz

          İmamalrın her biri şiddetli katliyamlara nasıl uğradığını irdeleemzsen ne dediğimi anlama şansın olmaz

          200 yıl boyunca İslam geçinen alemde camilerde hz Ali ve Ehli Byete küfür etmenin şart olduğunu algılamazsan ne demek istediğimi anlama şansın olmaz


          sanırm
          türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor
          Sünniliği,emeviliği,abasiliği, gericiliği,yobazlığı,gaddarlığı,ilkeliği çağrıştıran her iş onları tiksindirir, tarafız sonuçta neye ne için taraf olduğumzu malum

          Üç aşağı beş yukarı öyledir












          Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

          Ali Şeriati

          Yorum


            #6
            Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

            Arkadaş yazı diline tam hakim değil,nokta virgüller,soru işaretleri de önem arzeder,anlatmak istenilen işi hakkıyla anlatabilmek için,

            Yazıyı tekrar okuduğumda anladım ki sayın arkadaş Ram olma işinin manasına erememiş, bakara 239 gibi kılınan veya cenaze namazı gibi ayakta kılınan veya bazı hastaların sadece gözlerle kılabileceği namazı örnek vermiştim tam algılasın diye


            bakara 239 ile sabittir ki yürürken,at üstünde giderken de namaz kılınıyor, kimsenin anlamadığı halde de kılınıyor,iş namaz kelimesini Allah'ın bundan ne anladığını idrak etmeye kalıyor

            239

            Korkuyorsanız yürüyerek, yahut hayvana binmiş olduğunuz halde (namazı) kılın. Emniyete çıktınız mı bilmediğiniz şeyleri size belleten Allah'ı anın.


            Kuran ile iş sabittir ki hz Muhammed'den önceki tüm peygamberler de namazı kılıyorlarmış,hangisi sizin anladığınız gibi kılıyordu dersiniz ki?

            O peygamberlere ümmet olanlardan hangi takipçi sizin gibi kılındığını bildirmiştir, veya günümüzde sizin gibi kılmada ki?


            yunus 87

            Ve Musa'ya ve kardeşine, kavminize Mısır'da barınacak evler kurun, evlerinizi kıble yapın ve namaz kılın ve müjdele inananları diye vahyettik.
            evlerinizi kıble yapın ve namaz kılın


            Ey Şuayb dediler, kıldığın namaz mı, tuttuğun din mi emrediyor sana da bizi atalarımızın taptıklarından vazgeçirmeye uğraşıyor,
            Ey Şuayb dediler, kıldığın namaz mı,

            Birileri bir işi eğilip doğrulmak biliyor diye, işin gerçeği yok sayılamaz, Allah var demişse, artık iş iman edip bunu nefsine kabul ettirmeye kalır


            Hz Ali ve Ehli Beyt'e, istinasız tüm Arap alemi camilerinden 200 yıl boyunca küfür edilip, karşı çıkan gerçek Müslümanların katledilmesi neyi değiştirdi ki?

            Din el değiştirip hadddini aşanların eline geçtiyse,Allah'ın nur'u yok oldu mu?


            tevbe 32 İsterler ki Allah'ın nurunu nefesleriyle söndürsünler, halbuki Allah, kafirler istemese de, onlara zor gelse de nurunu yüceltip itmam etmekten başka hiçbir şeye razı değildir.
            Kim ki Allah'ın olur dediğine yok derse artık öte dünyada yatacak yer hazırlamalı kendine,

            iş birilerinin öz kültürü de olsa, 100 bin tane ehli sünnet hoca ordusuna sahip olsan bile,Medine,Mekke Amerikan himayeli hükümüetlerin,krallıkların,padişahlıkların eline geçse bile,önemli olan iş Allah'ın ne istediğidir

            Birileri yazıp çiziyor diye, her köşe başına hakim diye,kendini Allah ile yarışa mı sokacak?


            Allah'ın razı geldiği tek bir iş vardır,Kuran ile indirdiği iş,kimsenin kültürü,biriktirdiği evlat/güç sayısı onu bağlamaz,

            Şüphe yok ki evvel ve ezel olan Allah'tır hakim olacak olan

            Namaz işini nefsinin bildirdiği gibi algılamicaksın,Allah bir işi nasıl bildirmişse,kültürüel nefsine ters gelse bile, doğru olan Allah'ın bildirididir


            Hak Muhammed Ali cümlemizi gerçeklerden eyler inşallah




            Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

            Ali Şeriati

            Yorum


              #7
              Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=8312.msg54615#msg54615 date=1253921406]
              namaz kılmamanın adına, namaz kılmak diyorsunuz, öyle mi?
              ya da insanın namaz kılmaması mümkün değil diyorsunuz... yani her insan zaten yaşamakla insanlık yapmakla namaz kılmaktadır, namaz kılmak için bu günlük yaşamın doğallığından koparak ayrı eylemler yapmak gereksizdir diyorsunuz. sanırm
              türkiyedeki aleviler sizin gibi mi düşünüyor
              [/quote]
              Öncelikle Aliekberbabacan kardeş cümlelerinizin tam anlaşılmadıgını belirtmek ister ve bir alevi olaraak ehlbeytin_izinde kardeşimizin sorusuna cevap vermek isterim.

              Cümleme öncelikle bir alevi olark şunu belirtmek isterim ki tarihte; şu sunu dedi, tarihte böyle yapıldı öyle ise bizde böyle yaparız deme lüksümüz yoktur. Bizim Rehbelimiz Resulullah(s.a.a), Kuran ve Ehlibeyt(a.s)dır.

              Peki namaz konusunda Resulullah(s.a.a) ve Ehlibeyt(a.s) ne demiştir???

              Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor:

              “Mümin namaza başladığında, Allah Teala, namazı bitirinceye kadar lütuf ve merhamet ile ona bakar ve o ilahi merhamet gölgesinde yer alır; onun etrafını göğün ufuklarına kadar melekler sarar ve Yüce Allah bir meleği onun baş ucunda durup şöyle demekle görevlendirir: Ey namaz kılan! Eğer kimin sana baktığını ve kiminle raz-u niyaz ettiğini bilseydin, asla bu yerinden ayrılmazdın ve başka bir şeye ilgi göstermezdin.

              Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: Ahirette bazı suçlulara şöyle sorarlar: “Sizi cehenneme düşüren nedir? Onlar şöyle derler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik

              İmam Ali(a.s) söyle buyurur: Eğer namaz kılan kimse kendisini çepeçevre saran ilahi rahmetten haberdar olsaydı, asla başını secdeden kaldırmazdı.


              İmam Zeyn’ul Abidin (Allah’ın selamı ona olsun) şöyle naklediyor:

              “Büyük babam Resulullah (Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehli Beyt’in’e olsun), çok ibadet eder ve namaz kılardı; namaz için ayakta durmaktan ayakları şişmişti. Kendisine, “Senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını Allah Teala, bağışlamış olmasına rağmen neden bu kadar kendini zorluğa düşürüyorsun?” denilince, Resulullah, “Acaba ben şükür eden bir kul olmayayım mı?” diye cevap verdi




              Bizim için namazın önemini özelliklede aveviler için önemini anlatan sözü yine imam Ali(a.s) söylemiştir. "Biz sadece namaz için onlarla savaşıyoruz..."

              [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


              Yorum


                #8
                Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                [quote author=bedir

                ************************************************** *******

                Öncelikle Aliekberbabacan kardeş cümlelerinizin tam anlaşılmadıgını belirtmek ister ve bir alevi olaraak ehlbeytin_izinde kardeşimizin sorusuna cevap vermek isterim.
                Sayın can anlaşılmaz dediğin ve alıntı yaptığın cümle bana ait değil,hangi sözüm anlaşılmaz gelmiş ise alıntı yaparsan sevinirim

                İkinci bir husus bildirdiğin işlere dail kaynak sunmamışsın,Kurna mevzu bahis olunca süre,ayet, hadis mevzu bahis olunca rivayetçi

                Namaz meselesinde benim neyi ele aldığımı tam anlamamış olmalısın,ben namaz işinin eğilip doğrulmayla özetlenmeyeceğini ispatlamışım Kuran ayetleriyle

                Hangi ayetlere dayanarak bunu ispatladığım da apaçık

                Son olarak Aleviyim diyorsun,ibadeti cem evi olanalrdan olmadığın aşikar çünkü bizlerde malumdur ki ibadethane cem evidir cami değil ve bizim dışımzıdaki algılayış tarzıyla bizde namaz yoktur,Allah'ın algıladığı tarzda vardır

                bakara 239 demişim,cenaze namazını örnek göstermişim,gözle kılınanı bildirmişim,200 yııl boyunca camilerden hz Ali ve Ehli Beyt'e edilen küfürleri bildirmişim,hz Muhammed öncesi peygamberlerin de namaz kıldığını, bunu klasik manada algılanan namaz işi olmadığını ayetlerle bildirmişim

                Namaz'dan üstün işlerin varlığını da göz ardı etmemk lazım,ki hz Muhammed zmaanındaki savaşlarda,hz Alinin tek bir kılıç darbesi ,önemli bir düşmanı yok ettiği için ümmetin tüm ibadetlerinden üstün geldiği bildirilmiş

                Biz İslamı Batini yaklaşımla değerlendirdiğimizi bildirmişim,hz Ali'nin Neçhul Belaga'da bildirdiğiyle sabittir ki çeşit çeşit ibadet yaklaşımları var: kölenin,tüccarın ve hür olanın ibadeti

                Ve hz Aliye taraf olmakla doğuştan seferiyiz,tarafız,ve Yezit,soyu,Emevilik,Abbasilik türü işlerden tümüyle ayrılmanın gerekliliği esas,onlara hiç bir husuta benzememenin fazileti,

                dolayısıyla bizi klasik manada haddini aşmışlarla bir görmek bizi kavrayamamanın belirtisidir,biz akıl yordamıyla yürütürüz her işimizi,

                araçtan çok amaç önem arzeder

                köle korkudan ibadet eder,

                tüccar çıkar hesabıyla

                hür olan akıl yordamıyla,mantıkla

                Bunu inkar etmek için Neçhul Belagayı da inkar etmek laızm

                Namaz kılmaktan amaç nedir?

                Fazilet amaç ta mı, araç ta mı?

                Düşünüyoruz ki namaz kılmaktan amaç Allah'a Ram olup Onun varlığına boyun eğmektir,buna uyuyoruz









                Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

                Ali Şeriati

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                  Öncelike şunu belirteyimki Aliekberbabacan alıntı yaptıgım cümlenin sizin değil ehlibeytin_izinde kardeşimin olgudunun farkındayım. Zaten ona cevap olarak yazımı yazdım. Sizin yazdıgınız ilk yazılar karışık olgugu için (enazından bana göre) tam olarak neyi sorguladıgınızı anlamadıgım için tam olarak anlaşılmadıgını belitmiştim.

                  İkinci bir husus bildirdiğin işlere dail kaynak sunmamışsın,Kurna mevzu bahis olunca süre,ayet, hadis mevzu bahis olunca rivayetçi
                  Acaba burda istediğiniz kaynak ne oluyor anlamış değilim. Cünkü benim aktardıklarım kuran ayeti ve hadistir. (ki bu hadisler gerek ehlibeyt mektebine mensup olanlar gerekse ehlisünnet mektebine mensup olanlar tarafından kabul edilmektedir.) Eger bunda kastınız kitap ve aktaran ismiyse bunuda seve seve yazarım.

                  Son olarak Aleviyim diyorsun,ibadeti cem evi olanalrdan olmadığın aşikar çünkü bizlerde malumdur ki ibadethane cem evidir cami değil ve bizim dışımzıdaki algılayış tarzıyla bizde namaz yoktur,Allah'ın algıladığı tarzda vardır
                  Kardeş siz ibadeti sadece cem evinde yapılanla sınırlandırmış olabilirsiniz ama benim bir alevi olarak böyle bir sınırlandırma anlayışım yoktur. Yeri gelir cem evinde yeri gelir camide yeri gelir mescidlerde yeri gelir evimde yeri gelir çalıştıgım yerde kısacası yeryüzünün heryerinde ibadetimi yapabilirim. Mekanlara takılı kalmak pekte mantıklı değildiki önemli olan ibadeti huşu ile yapabilmektir. Ha sizdeki önyargıyı yıkmak için şunuda belirteyim ben cemevinde namazda kılmışımdır, cuma akşamları yapılan cemlerede katılmışımdır, muharrem ayında yapılan cemlerede katılmışımdır ve köyümde cami değil cem evi vardır ama önemli olan mekanın ismi yada şekli değil o mekanda yapılan ibadetin değeridir.
                  bakara 239 demişim,cenaze namazını örnek göstermişim,gözle kılınanı bildirmişim,200 yııl boyunca camilerden hz Ali ve Ehli Beyt'e edilen küfürleri bildirmişim,hz Muhammed öncesi peygamberlerin de namaz kıldığını, bunu klasik manada algılanan namaz işi olmadığını ayetlerle bildirmişim
                  Şuanda insanlar otobüsteyken, uçatayken namazlarını kılabilmekteler ve bunları islam dininin tanıdıgı kolaylıklar sayesinde ibadetlerini eksiksiz olarak yapabilmektedler. Çünkü islam dini zorluklar dini değil kolaylıklar dinidir.

                  Diger bakımdan bizim emevi yönetimideki insanların ibadet şekilleriyle bir ilgimiz yok ki onları kendimize referans yada kaynak olarak alalım. siz olayı onlar camiye gidiyor biz gitmiyelim, onlar camide namaz kılıyor biz camide namaz kılmayalım boyutuna getirmişsiniz ama burda öenmli olan ibadettir ki süpesiz ibadetler Allah(cc) için yapılmaktadır. Ve onlarında bizimde bu ibadetlerimizin karşılıgını verecek olan Allah(cc) dır. Onlar Camide İmam Ali(a.s) küdürmü etti, ozaman bende sesim cıkgıtı nefesim yettiği kadar imam Ali(a.s) için camide dua ederim. İmamların kanları canları ugruna savaştıkları dinime sırt dönemem.

                  Yazımı Kevsersuyu.nl adresinde yazılan F.Altan hocmaızın iki yazısını alıntı yaparak noktalamak istiyorum. Ki bu alıntılarda namazın öenmi ve kaynalrı gerektigi kadar vardır.

                  [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                    F. Altan

                    1. Bölüm: Namaz

                    "Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza" durun." [1]
                    "Namazı kıldıktan başka, Allah'ı ayakta iken, otururken, yan yatarken de anın. Emniyete kavuştuğunuzda, namazı gereğince kılın. Namaz şüphesiz, iman edenlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır." [2]
                    "Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur." [3]
                    1.Resulullah (s.a.a): "Her şeyin bir yüzü vardır. Dininizin yüzü ise namazdır." [4]
                    2.Resulullah (s.a.a): "Övgüsü yüce olan Allah göz aydınlığımı namazda karar kılmıştır. Aç insana yemeği ve susuz insana suyu sevdirdiği gibi bana da namazı sevdirmiştir. (Şu farkla ki) aç kimse yemek yediğinde doyar ve susuz kimse su içtiğinde suya kanar. Ama ben namaza asla doymuyorum." [5]
                    3.İmam Ali (a.s): "Namaz rahmet indirir." [6]
                    4.İmam Ali (a.s): "Allah Resulü (s.a.a) akşam yemeğini ve diğer yemekleri namazdan öne geçirmezdi. Namaz vakti geldiğinde adeta ne aile ve ne de şefkatli bir dost tanıyordu." [7]
                    5.İmam Ali (a.s): "Namaz her takva sahibinin Allah'a yakınlaşma sebebidir." [8]
                    6.İmam Bakır (a.s): "Namaz dinin direğidir. Namazın örneği çadırın örneği gibidir ki eğer direk sağlam olursa kazıklar, ipler sağlam kalır. Ama eğer direk eğrilir ve kırılırsa ne sağlam bir kazık kalır ve ne de ip." [9]
                    7.İmam Sadık (a.s): "Aziz ve celil olan Allah nezdinde işlerin en sevimlisi namazdır ve namaz Peygamberlerin son tavsiyesidir." [10]
                    8.İmam Sadık (a.s), kendisine, "Allah nezdinde işlerin en sevimlisi ve en üstünü hangisidir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Allah'ı tanıdıktan sonra namazdan daha üstün bir şey tanımıyorum. Görmüyor musun ki salih kul İsa b. Meryem şöyle buyurmuştur: "(Allah) Bana namazı tavsiye etti..."[11]

                    2. Bölüm: Namazın Etkileri

                    "Kitaptan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkor; Allah'ı anmak en büyük şeydir! Allah yaptıklarınızı bilir." [12]
                    9.Resulullah (s.a.a): "Herkimi namazı kötü ve çirkin işten alıkoymazsa sadece Allah'tan uzaklığını artırır." [13]
                    10."Resulullah (s.a.a), kendisiyle namaz kıldığı halde kötü işlere bulaşan kimse hakkında şöyle buyurmuştur: "Namazı bir gün onu çirkin işlerinden alıkoyacaktır." Çok geçmeden o şahıs tövbe etti." [14]
                    11.Resulullah (s.a.a): "Şüphesiz dinin direği namazdır ve namaz insanoğlunun bakılan ilk amelidir. Eğer bu doğru olursa diğer amellerine de bakılır. Eğer doğru olmazsa diğer amellerine bakılmaz." [15]
                    12.İmam Ali (a.s): "Her kim namazı hakkını bilerek yerine getirirse bağışlanmıştır." [16]
                    13.Fatımat'üz-Zehra (s.a): "Allah namazı kibirden münezzeh kılmak için farz kılmıştır." [17]
                    14.İmam Bakır (a.s): "Kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Eğer namazı kabul edilirse, diğer amelleri de kabul edilir." [18]
                    15.İmam Bakır (a.s): "Namaz ihlasın sabit olmasına ve kibirden münezzeh olmaya sebep olur." [19]
                    16.İmam Sadık (a.s): "Eğer sizden birinin kapısının önünden bir nehir akar ve günde beş defa kendisini orada yıkarsa, acaba bedeninde bir kirlilik kalır mı? Namazın örneği de temizleyen nehir örneğidir. İnsan her namaz kıldığında, kendisini, üzerinde kalıcı olduğu imandan çıkaran günah dışında her günahı temizler." [20]

                    3. Bölüm: Namaz Kılan Kimsenin Fazileti

                    17.Resulullah (s.a.a): "Namaz halinde olduğun müddetçe muktedir olan bir sultanın kapısını dövmüş olursun. Herkim bir padişahın evinin kapısını çok çalarsa sonunda o kapı yüzüne açılır." [21]
                    18.İmam Ali (a.s): "Eğer namaz kılan kimse kendisini Allah'ın celalinden nasıl bir nurun kapladığını bilseydi, asla secdeden kafasını kaldırmayı sevmezdi." [22]
                    19.İmam Ali (a.s): "İnsan namaza durunca Allah'ın rahmetinin onu çepeçevre sardığını gören İblis kıskançlık içinde ona bakar." [23]

                    4. Bölüm: Namazda Huşu

                    "Müminler saadete ermişlerdir. Onlar namazda huşu içindedirler." [24]
                    20.Resulullah (s.a.a): "Namazda huşu içinde olmayan kimsenin namazı namaz değildir." [25]
                    21.Resulullah (s.a.a) kendisine, "Huşu nedir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Namazda huşu içinde olmak kulun tüm kalbiyle rabbine yönelmesidir." [26]
                    22.Cafer b. Ali Kumi: "Peygamber (s.a.a) namaza durduğunda Allah-u Teala'nın korkusundan yüzünün rengi soluyordu." [27]
                    23.İmam Ali (a.s): "İnsan namazda huşu içinde olmalıdır. Aziz ve celil olan Allah karşısında kalbi huşu içinde olan kimsenin organları da huşu içinde olur ve böylece hiçbir şeyle oynamaz." [28]
                    24.Deaim'ul-İslam'da şöyle yer almıştır: "Nakledildiği üzere İmam Ali (a.s) namaza durunca sağlam bir bina veya dik bir sütun gibi yerinden kıpırdamıyordu. Bazen rüku veya secde halinde (hiçbir hareket etmediği için) sırtına bir kuş konuyordu. Ali b. Ebi Talib ve Ali b. Hüseyin'den (a.s) başka hiç kimse Allah Resulü'nün (s.a.a) namazını taklit edemiyordu. (Aynı şekilde kılamıyordu)" [29]
                    25.Bihar'ul-Envar'da şöyle yer almıştır: "İmam Ali (a.s) abdest almaya başlayınca Allah korkusundan yüzünün rengi soluyordu." [30]
                    26.Bihar'ul-Envar'da şöyle yer almaktadır: "Fatıma (s. a) Allah korkusundan namazda nefes nefese kalıyordu." [31]
                    27.Bihar'ul-Envar'da şöyle yer almıştır: "İmam Hasan'ın (a.s) abdest allınca rengi değişiyor ve bedeni titremeye başlıyordu. Bunun nedenini sorduklarında şöyle buyurmuştur: "Arşın sahibinin karşısında yer alan kimsenin rengi solmalı ve bedeni titremelidir." [32]
                    28.Deaimu'l İslam'da şöyle yer almıştır: "Ali b. Hüseyin'in (a.s) abdest aldığında ve namaza başlamak istediğinde yüzü sararıyor ve rengi değişiyordu. Kendisine bir defasında bunun sebebi sorulduğunda şöyle buyurdu: "Ben azim bir hükümdarın karşısında durmak istemekteyim." [33]
                    29.İmam Bakır (a.s): "İmam Seccad (a.s) namaza durunca, rüzgar esintisinin hareket ettirdiği şey dışında hiçbir şeyi hareket etmeyen ağaç gövdesi gibi duruyordu." [34]
                    30.Ebu Eyyub: "İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) namaza durduklarında yüzlerinin rengi değişiyor, bazen kızarıyor ve bazen de sararıyordu. Adeta gördükleri biriyle münacaatta bulunur gibiydiler." [35]

                    5. Bölüm: Namazın Kabul Şartları ve Kabul Edilmeme Engelleri

                    31.Resulullah (s.a.a): "Eğer keman ipi gibi olacak kadar namaz da kılsanız ve keman gibi olacak kadar oruçta tutsanız Allah, günahlardan sakınma ile olmadıkça onu sizden kabul etmez. " [36]
                    32.Resulullah (s.a.a): "Allah bana şöyle vahyetmiştir: "Ey elçilerimin kardeşi! Ey uyaranların kardeşi! Kavmini uyar ki kullarımın biri hakkında boyunlarında bir hak bulundukça evlerimden hiç birine girmesinler. Zira huzurumda namaza durup ta o hakkı iade etmedikçe onlara lanet ederim." [37]
                    33.Resulullah (s.a.a): "Her kim Müslüman bir erkek veya kadının gıybetini ederse gıybeti edilen şahıs onu bağışlamadıkça Allah kırk gün ve gece onun ne namazını kabul eder ve ne de orucunu." [38]
                    34.Resulullah (s.a.a): "Şarap içen kimsenin kırk sabah namazı hesaba alınmaz." [39]
                    35.İmam Ali (a.s): "Hangi şeyle (elbiseyle) namaz kıldığına bak, eğer onu doğru ve helal yoldan elde etmediysen namazın makbul değildir." [40]
                    36.İmam Seccad (a.s) namazı makbul kılan şeyin ne olduğu sorulunca şöyle buyurmuştur: "Velayetimiz (İmametimiz) ve düşmanlarımızdan beraatta bulunmak." [41]
                    37.İmam Sadık (a.s): "Allah herkimin bir namazını kabul ederse ona azap etmez ve herkimden bir hayırlı iş kabul ederse ona azap etmez." [42]
                    38.İmam Sadık (a.s): "Her kim anne babasına, kendisine zulüm etmiş olsalar bile düşmanca bakacak olursa Allah namazını kabul etmez." [43]

                    6. Bölüm: Namazı Makbul Olmayan Kimse

                    39.Resulullah (s.a.a): "Sekiz kişinin namazı kabul edilmez: Efendisine dönmedikçe kaçan kölenin, kocası kendisinden razı olmadıkça itaat etmeyen kadının, zekat vermeyen kimsenin, abdest almayan kimsenin, başörtüsüz namaz kılan buluğa ermiş kızın, kendisinden razı olunmadığı halde kendileriyle namaz kılan bir topluluğun imamının, sarhoş kimsenin, küçük ve büyük abdestini zorla tutan kimsenin (sıkıştığı halde namaz kılan kimse)." [44]

                    7. Bölüm: Namazın Kabul Edilişinde Kalb Huzurunun Rolü

                    40.Resulullah (s.a.a): "Kalbi bedeniyle hazır olmayan kulun namazını Allah kabul etmez." [45]
                    41.Resulullah (s.a.a): "Bazen kul namaz kılar ama namazının altıda biri veya onda biri bile kendisi için yazılmaz. Bunun namazından, dikkat ve teveccüh ettiği miktarı hesaba katılır." [46]
                    42.Resulullah (s.a.a): "Hafif ama tefekkürle olan iki rekat namaz, sabaha kadar namaz kılmaktan daha iyidir." [47]
                    43.İmam Bakır (a.s) veya İmam Sadık (a.s): "Namazından, sadece kalbi teveccüh ile iç içe olan bölümü nasibindir. O halde birisi namazının tamamında gaflet ederse (dikkat tümüyle dağılmışsa) veya eda etmekten gaflete düşerse (vaktinde kılmazsa) o namaz büzüştürülür ve sahibinin yüzüne atılır." [48]
                    44.İmam Sadık (a.s): "Herkim iki rekat namaz kılar ve onda ne dediğini bilirse namazı bittiğinde kendisiyle Allah arasında hiçbir günah kalmaz." [49]

                    8. Bölüm: Namazı Olmayan Kimse

                    45.Resulullah (s.a.a): "Namazın rüku ve secdesini kamil bir şekilde yerine getirmeyen kimsenin namazı olmaz." [50]
                    46.Resulullah (s.a.a): "Namazda kasten sağında ve solunda kimin olduğunu bilen kimsenin namazı olmaz." [51]
                    47.İmam Sadık (a.s): "Zekat vermeyen kimsenin namazı yoktur." [52]
                    48.İmam Sadık (a.s): "Hakın, hakıb ve hazık kimsenin namazı yoktur. Hakın, idrarı (küçük abdesti) gelen kimsedir. Hakıb, dışkısı (büyük abdesti) gelen kimsedir ve hazık ise ayağı (giydiği şeyden dolayı) sıkışan kimsedir. " [53]

                    9. Bölüm: Namazda Tembel Davranmaktan Sakınmak

                    "Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı pek az hatıra getirirler." [54]
                    49.Mirac hadisinde şöyle yer almıştır: "Ey Ahmet! Üç kula şaşarım: Namaza durduğu bir halde kime el uzattığını, kimin karşısında durduğunu bilen ama uykusu gelen kul…" [55]
                    50.İmam Ali (a.s): "Namaz halinde uyku sana galebe çalınca namazı kes ve uyu. Zira böyle bir hal içinde kendine dua mı yoksa beddua mı edeceğini bilemezsin." [56]
                    51.İmam Bakır (a.s): "Bitkinlik, ağırlık ve uyku halinde namaza durma. Zira bunlar nifakın hasletlerindendir ve Allah müminleri sarhoşluk halinde, yani uyku sarhoşluğunda namaza durmaktan nehy etmiştir." [57]

                    10. Bölüm: Namazın Vakitlerini Gözetmek

                    "Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gafildirler."[58]
                    "Namazlarına riayet ederler. İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır."[59]
                    52.Resulullah (s.a.a): "Namazları kılmada çok dikkatli davranmak kula dindarlık olarak yeter." [60]
                    53.İmam Ali (a.s), Muhammed b. Ebi Bekr'e yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: "Namaz vakitlerine dikkat et ve namazlarını vaktinde kıl. "İşin yoktur" diye onu vaktinden önce kılma ve "fazla işin vardır" diye de onu vaktinden sonraya erteleme." [61]

                    11. Bölüm: Namazı İlk Vaktinde Kılmaya Teşvik

                    54.İmam Bakır (a.s): "Bil ki ilk vakit her zaman daha faziletlidir. O halde yapabildiğin kadar bu hayırlı işe koş. Aziz ve celil olan Allah nezdinde en sevimli iş az bile olsa kulun sürekli yaptığı iştir." [62]
                    55.İmam Sadık (a.s): "Namazı ilk vaktinde kılmanın son vaktinde kılmaya üstünlüğü ahiretin dünyaya üstünlüğü gibidir." [63]
                    56.Kazzaz: "İmam Rıza (a.s) bazı Alevileri (seyyidleri) karşılamak için dışarı çıktı. Bu esnada namaz vakti geldi. İmam yolunu orada bulunan bir köşke doğru değiştirdi. Bir kayanın altına gelerek şöyle buyurdu: "Ezan oku!" Ben, "Dostlarımızın da bize katılmasını bekleyelim" diye arz ettim: "İmam şöyle buyurdu: "Allah seni bağışlasın! Namazı sebepsiz yere ilk vaktinden geriye erteleme. Her zaman namazı ilk vaktinde kılmaya çalış."Böylece ben ezan okudum ve namaz kıldık." [64]

                    12. Bölüm: Namazı Terkeden Kimse ve Küfür

                    "Onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar. Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik." [65]
                    57.Resulullah (s.a.a.): "Müslüman ve kafir arasında farz namazı kasten terketmesi veya hafife alarak kılmaması dışında bir mesafe yoktur." [66]
                    58.İmam Sadık (a.s) kendisine "Neden zina eden kimse değil de namazı terkeden kimse kafir olarak adlandırılmıştır?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Zira zina ve benzeri iş yapanlar şehvetin galebe çalması sebebiyle bu işe başvururlar ama namazı terkeden kimse sadece onu hafife almak sebebiyle terketmektedir." [67]

                    13. Bölüm: Namazı Hafife Almaktan Sakınmak

                    59.İmam Bakır (a.s): "Namazı hafife almayın, zira Peygamber (s.a.a.) vefat etmek üzereyken şöyle buyurmuştur: "Namazı hafife alan kimse benden değildir." [68]
                    60.Ebu Basir: "Ben İmam Sadık'ın (a.s) vefatı sebebiyle başsağlığı dilemek için Hamide'nin huzuruna vardım. Hamide ağladı ve şöyle dedi: "Ey Eba Muhammed! Keşke imam vefat edince sen yanında olsaydın. İmam gözlerinin birini yumduktan sonra bana şöyle dedi: "Akrabalarımı ve yakınlarımı yanıma çağır." Hepsi imamın etrafına toplanınca şöyle buyurdu: "Namazı hafife alan kimseler şefaatimize nail olamazlar." [69]

                    [1]- Bakara, 238
                    [2]- Nisa suresi 103
                    [3]- İbrahim suresi 40
                    [4]- Deaim'ul İslam, 1/133
                    [5]- Mekarim'ul Ahlak, 2/366
                    [6]- Gurer'ul Hikem, 2214
                    [7]- Tenbih'ul Havatir, 2/78
                    [8]- el-Hisal, 620/10
                    [9]- el-Mehasin, 1/116/117
                    [10]- el-Fakih, 1/210/638
                    [11]- el-Kafi, 3/264/1
                    [12]- Ankebut, 45
                    [13]- Kenz'ul Ummal, 20083
                    [14]- el-Bihar, 82/198
                    [15]- a. g. e. 227/54
                    [16]- el-Hisal, 628/10
                    [17]- el-Bihar, 82/209/19
                    [18]- el-Kafi, 3/268/4
                    [19]- Emali et-Tusi, 296/582
                    [20]- el-Bihar, 82/236/66
                    [21]- Mekarim'ul Ahlak, 2/366/2661
                    [22]- el-Hisal, 632/10
                    [23]- a.g.e, 632/10
                    [24]- Mü'minun, 1, 2
                    [25]- el-Firdevs, 5/195/7935
                    [26]- Deail'ul İslam, 1/158
                    [27]- Felah'us Sail, 161
                    [28]- el-Hisal, 628
                    [29]- Deaim'ul İslam, 1/159
                    [30]- a. g. e. 70/400/72
                    [31]- el-Bihar, 70/400/72
                    [32]- a.g.e, 8/346/30
                    [33]- Deaim'ul İslam, 1/158
                    [34]- el-Kafi, 3/300/4
                    [35]- Felah'us Sail, 161
                    [36]- el-Bihar, 84/258/56
                    [37]- a. g. e. 257/55
                    [38]- Cami'ul Ahbar, 412/1141
                    [39]- İlel'uş Şerayi', 345/1
                    [40]- Beşaret'ul Mustafa, 28
                    [41]- Menakıb-i İbn-i Şehr-i Aşub, 4/131
                    [42]- el-Kafi, 3/266/11
                    [43]- a.g.e, 2/349/5
                    [44]- Mekarim'ul Ahlak, 2/324/2656
                    [45]- el-Mehasin, 1/406/921
                    [46]- el-Bihar, 84/249/41
                    [47]- Sevab'ul A'mal, 68/1
                    [48]- el-Bihar, 84/260/59
                    [49]- el-Kafi, 3/266/12
                    [50]- el-Bihar, 72/198/26
                    [51]- a.g.e, 84/249/41
                    [52]- Mişkat'ul Envar, 46
                    [53]- Emali es-Seduk, 337/12
                    [54]- Nisa, 142
                    [55]- el-Bihar, 77/22/6
                    [56]- a.g.e, 84/283/5
                    [57]- Tefsir'ul-Ayyaşi, 1/242/134
                    [58]- Maun, 4 ve 5
                    [59]- Müminun, 9 ve 10
                    [60]- Tenbih'ul Havatir, 2/122
                    [61]- el-Bihar, 83/14/25
                    [62]- el-Kafi, 3/274/8
                    [63]- Sevab'ul Ummal, 58/2
                    [64]- el-Bihar, 83/21/38
                    [65]- Müddessir, 40-43
                    [66]- Sevab'ul A'mal, 275/1
                    [67]- İlel'uş Şerayi', 339/1
                    [68]- el-Kafi, 3/269/7
                    [69]- Müstedrek'ul Vesail, 3/25/2923

                    [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                      Namaz; Farsça bir kelimedir. Arap dilindeki karşılığı “Salât”tır. Dilimizde de Farsça’da olduğu gibi, belli bir kural ve kaideler çerçevesinde yerine getirilen bildiğimiz bedeni ibadetin ismi olarak kullanılmaktadır. Namaz; İslam dininin en fazla önem verdiği ibadettir. Kur’an-ı Kerim, Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’ndan (a.s) bu hususta gelen beyanattan haberdar olan hiçbir kimse, bunu inkar edemez. Bazı bilgisizlerin iddiasının aksine namaz, özellikle de Ehl-i Beyt mektebinde bütün ibadetlerin başında yer almış, kıyamet gününde kulun ilk sorgulanacağı ibadetin namaz olduğu vurgulanırken, günde elli bir rekat namaz kılmak, Ehl-i Beyt mektebi mensubu olmanın özel nişanelerinden olduğu, Ehl-i Beyt İmamlarınca kaydedilmiştir. (1)

                      Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın hayatında da namaz, her zaman ve her halükarda başta ve en önemli mevkide yer almıştır. Öyle ki, hiçbir iş ve hiçbir tehlike namazı onların gözünde ikinci derece konumuna düşürmemiştir. Hatta en kritik an olan savaş meydanında düşmanla savaştıkları anda bile namaz ön planda olmuş ve namaz vakti olunca önce namazlarını kılmış, sonra savaşmaya devam etmişlerdir. İbn-i Abbas diyor: “Hz. Ali (a.s)’ın Sıffin’de Muaviye ile savaştığı sırada ikide bir göğe yönelip güneşe baktığını gördüm. Hazrete, niçin böyle ikide bir güneşe baktığını sorduğumda; Hazret: “Öğle vakti olup olmadığını bilmek için bakıyorum, öğle olunca öğle namazını kılalım” buyurdular. Bunun üzerine ben: “Şimdi namaz vakti mi? Biz savaşmaktayız, savaş anında namaz olur mu?” dedim. Hazret: “Meğer biz onlarla niçin savaşıyoruz? Biz onlarla namazı yaşatmak için savaşmıyor muyuz?” buyurdular. İbn-i Abbas ekliyor: “Hazret asla gece (teheccüt) namazını terk etmedi, hatta Harir gecesinde bile gece namazını kıldı.” (2)

                      Hz.İmam Hüseyin (a.s) da Aşura günü Kerbela denen o belalı çölde ve o kanlı savaş esnasında bile namazını terk etmemiş, öğle vakti olunca düşmandan namaz kılmak için bir anlık savaşı durdurmayı istemiş, o Yezidîler bunu kabul etmeyince de, babası Ali bin Ebu Talib gibi, savaşa ve bütün o musibet ve felaketlere rağmen, geri kalan ashabıyla birlikte öğle namazını kılmıştır. Kısacası namaz, İslam dininin direği ve en fazla önem verdiği ibadettir. Kur’an-ı Kerim,

                      Hz.Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın açıklamalarında hiçbir ibadete namaz kadar önem verilmemiştir. Biz Ehl-i Beyt mektebinin mensuplarının görüşü de bundan gayrisi değildir. Bizim burada namaz hakkındaki Kur’an-ı Kerim’in bütün ayetlerine ve Hz. Peygamber-i Ekrem ve Ehl-i Beyt İmamları’nın namaz hakkındaki bütün beyanlarına yer vermemiz imkansızdır. Ancak örnek olsun diye, Kur’an-ı Kerim’in namazla ilgili ayetlerinden ve Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın namaz hakkındaki açıklamalarından bazılarını zikretmekle yetineceğiz. Daha fazla bilgi edinmek isteyen kardeşlerimiz, ilgili detaylı kitaplara müracaat edebilirler. Yukarıda namazın Arapça karşılığının “salât” olduğuna işaret etmiştik. Salât kelimesi ve bu kelimeden üretilen çeşitli kipteki kelimeler Kur’an-ı Kerim’de birbirine yakın manalarla yüzü aşkın ayette geçmektedir. Bu ayetlerin bazılarında kesinlikle rahmet, mağfiret, dua ve niyaz anlamlarını ifade ederken, diğer bazılarında da kesinlikle, bildiğimiz namaz ibadetini ifade etmektedir. Aşağıda zikredeceğimiz örnekler bunu açık olarak gözler önüne serecektir.

                      Allah Teala şöyle buyuruyor: “Allah ve melekleri, Peygambere salât etmektedirler. Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin ve O’na selam verin.” (3) Bu ayet-i kerimede geniş zaman ve emir kipinde kullanılan salât kelimelerinden kesinlikle rahmet indirme ve dua etme anlamları kastedilmiştir.

                      Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “...Onlara salât (dua) et. Muhakkak ki senin salâtın (duan), onlara huzur ve sükunet verir. Şüphesiz Allah işiten ve bilendir.” (4) Bu ayet-i kerimede de salâtın dua anlamında kullanıldığı açıktır. Yine Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “İşte Rablerinden salâvat ve rahmet hep onlaradır. Doğru yolu bulan da onlardır.” (5) Bu ayet-i kerimedeki salât kelimesinden üretilen salâvat kelimesinin de af ve mağfiret anlamına geldiği açıkça gözler önündedir. Bunların benzeri diğer ayetler de mevcuttur. Ancak Kur’an-ı Kerim’de salât kelimesi ve bu kelimeden türetilen diğer kelimeler daha çok bildiğimiz bedeni ibadet olan namaz manasında kullanılmıştır. Bu, bizatihi ayetlerin kendilerinden de anlaşıldığı gibi, Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın bu ayetlere getirdikleri yorumlar da aynı doğrultuda olmuştur. Şimdi bu ayetlerden birkaç örnek verelim.

                      Allah Teala şöyle buyuruyor: “Sen de içlerinde bulunup onlara salâtı ikame ettiğin (namazı kıldırdığın) vakit, onlardan bir bölük seninle beraber salâta (namaza) dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar. Secde ettikten sonra bunlar arkanıza geçsinler, salât (namaz) kılmayan öbür grup gelip seninle salâtlarını (namazlarını) -kısaltılmış olarak- kılsınlar, korunmalıklarını ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Çünkü kafirler sizin eşyanızdan ve silahlarınızdan gafil kaldığınızda birden üzerinize saldırmayı arzularlar...” (6) Bu ayet-i kerimede savaş esnasında salâtın (namazın) nasıl kılınacağı açıklanmakta ve bildiğimiz namaz kastedilmektedir.

                      Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Salâtı (namazı) bitirdiğiniz zaman, ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerine uzanarak Allah’ı zikredin. Güvene kavuşunca da salâtı ikame edin (tam olarak yerine getirin). Çünkü salât (namaz), müminlere vakitli olarak yazılmıştır (farz kılınmıştır).” (7) Görüldüğü üzere bu ayet-i kerimede de salât kelimesi açıkça namaz anlamında kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de namaz kadar hiçbir ibadetin önemsenmediğine işaret etmiştik. Gerçekten de Kur’an-ı Kerim’e kısaca bir göz atan hiçbir kimse, onda en fazla üzerinde durulan ibadetin namaz olduğunu inkar edemez. Kur’an’da bir iki defa değil, defalarca her şeyden önce namaz kılmaya emredilmiştir.

                      Yine Kur’an’da namaz kılanlar ilahi övgüye mazhar olurken, namaz kılmayan kimseler şiddetle kınanmıştır. Keza namaz kılanlar için büyük ilahi mükafatlar va’dedilirken, namaz kılmayanları büyük ilahi azabın beklediği açık bir dille ortaya koyulmuştur. İlaveten, Kur’an-ı Kerim’de namaz ibadetinin bütün ilahi dinlerin ortak ibadeti olduğu vurgulanırken, bütün ilahi elçilerin en fazla önemsediği ibadetin de namaz olduğu, hatta onların Allah Teala’dan kendilerini namaz kılanlardan kılmasını diledikleri ve namaz kılmanın bütün enbiyanın ortak vasfı olduğu gözler önüne serilmiştir. Allah Teala şöyle buyuruyor: “Salâtı (namazı) ikame edin (gerektiği gibi kılın). Zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte rüku edin.” (8)

                      Yine şöyle buyurmuştur: “Namazı kılın, O’ndan sakının ve bilin ki, dönüşünüz O’nadır.” (9) Yine şöyle buyurmuştur: “İman eden kullarıma de ki: “İçinde alışveriş ve dostluk olmayan gün gelip çatmadan namazı dosdoğru kılsınlar ve kendilerine rızk olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık olarak Allah yolunda harcasınlar.”(10) Yine şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Rüku ve secde edin, Rabbinize kulluk edin, hayırlar işleyin ki, kurtulasınız.... Öyleyse, namazı dosdoğru kılın, zekat verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin sahibinizdir. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır O.” (11)

                      Yine şöyle buyurmuştur: “Namazı dosdoğru kılın, zekat verin ve Allah’ın Resulü’ne itaat edin ki; rahmedilesiniz.” (12)

                      Yine şöyle buyurmuştur: “Allah’a yönelin, O’ndan sakının, namazı doğruca kılın ve müşriklerden olmayın.” (13)

                      Yine şöyle buyurmuştur: “Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden az bir zamanda ve gecenin yarısında ve üçte birinde, seninle beraber olan bir grup ile beraber kalkıp namaz kıldığını biliyor. Gece ve gündüzü takdir edip planlayan Allah’tır. Allah, sizin bu vakitlerde kalkmaya güç yetiremeyeceğinizi biliyor. O, sizin tevbenizi kabul etti. Artık Kur’an’dan okuyabildiğiniz kadar okuyun. Allah, sizden hastalananların olacağını ve çıkıp yeryüzünde Allah’ın fazlını (rızkını) arayan başkalarının bulunacağını ve diğer başkalarının da çıkıp Allah yolunda cihad edeceğini biliyor. Artık size müyesser olduğu kadar Kur’an okuyun, namaz kılın, zekat verin, Allah için güzel bir şekilde borç verin ki; kendi lehinize takdim ettiğiniz her hayrı Allah katında daha yararlı ve mükafatça daha büyük olarak bulacaksınız ve Allah’tan bağışlanma dileyin, şüphesiz O, çok bağışlayan ve çok acıyandır.” (14) Bütün peygamberlere gelen vahiyde namaza emredildiğine, onların da en fazla namaza ehemmiyet verdiklerine ve Allah’tan kendilerini namaz kılanlardan kılmasını dilediklerine işaret etmiştik. Allah Teala bu hususta şöyle buyuruyor: “Onları (peygamberleri) emrimizle yol gösteren önderler kıldık. Onlara iyilikler yapmanın, namaz kılmanın, zekat vermenin yapılışını vahyettik ve onlar Bize kulluk edenlerdendiler.” (15)

                      Yine Hz. İsa (a.s)’ın dilinden şöyle buyurmuştur: “Ben Allah’ın kuluyum, bana kitap verdi, beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı ve sağ olduğum müddetçe bana namaz ve zekatı emretti.” (16)

                      Yine tevhid kahramanı Hz. İbrahim (a.s) oğlu Hz. İsmail ve annesi Hacer’i Mekke çölünde yerleştirince Allah Teala’ya şöyle dua etmiştir:“Ey Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, ekinsiz bir vadide saygın olan evinin yanında iskan ettim.Rabbimiz! Onları iskan ettim ki, namaz kılsınlar. İnsanlardan bazı gönülleri, onlara yönelt ve onları bazı nimetlerle rızıklandır ki şükretsinler.” (17)

                      Yine o Hazret kendi ve zürriyeti hakkında şöyle dua etmiştir: “Ey Rabbim! Beni namaz kılan eyle, zürriyetimden de. Ey Rabbimiz! Duamı kabul et.” (18)

                      Yine Allah Teala Hz. İsmail peygamber hakkında şöyle buyurmuştur: “Kitapta İsmail’i de an. O çok doğru sözlü, peygamber ve resul idi. Ailesine namaz ve zekatı emrederdi.” (19)

                      Yine Allah Teala, halis kulu Hz. Lokman’ın oğluna olan vasiyetlerinde namaz kılmaya da emrettiğini şöyle nakletmiştir: “Ey oğulcuğum! Namazı doğruca kıl, iyiliğe emret, kötülükten sakındır. Başına gelen musibetlere karşı dirençli ol ki, bütün bunlar önemli işlerdir.” (20)

                      Yine Allah Teala İsrailoğulları hakkında şöyle buyurmuştur: “Andolsun ki, Allah İsrailoğullarından söz aldı ve biz onlardan on iki başkan seçtik. Allah onlara dedi ki: “Ben sizinle beraberim. Eğer namaz kılar, zekat verir, elçilerime inanır, onlara destek olursanız, Allah için güzel bir şekilde borç verirseniz, günahlarınızı sizden sileceğiz ve sizi altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız.Artık bu sözleşmeden sonra sizden kim küfre girerse, o doğru yoldan tamamıyla sapmış demektir.” (21)

                      Yine Allah Teala kendilerine kitap verilen bütün ümmetlere namazı emrettiğini şöyle açıklamıştır: “Kendilerine kitap verilenler, ancak kesin delil ve hüccet onlara geldikten sonra ihtilafa düştüler Halbuki onlara yalnızca, halis olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları, zekat vermeleri emredilmişti. İşte doğru din de budur.” (22) Son elçisi olan Hz. Resul-ü Ekrem’e de namaz hususunda şöyle buyurmuştur: “Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı doğruca kıl. Çünkü namaz, fahiş ve iğrenç şeylerden alıkoyar...” (23)

                      Yine o Hazret’e şöyle buyurmuştur: “Ailene namazı emret ve kendin de onda istikametli ol. Biz senden rızk istemiyoruz. Seni rızıklandıran Biz’iz. Hayırlı sonuç ise takvanındır.” (24) Allah Teala’nın namaz kılanları övdüğünü ve onlara mükafat va’dettiğini, namaz kılmayanları ise şiddetli bir dille kınadığını ve onlar için de azap va’dettiğini söylemiştik. Allah Teala bu hususta şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz, iman edip iyi işler yapanlar, namaz kılanlar ve zekat verenler için Rableri katında mükafatları vardır. Onlar için bir korku ve hüzün de olmayacaktır.” (25)

                      Yine şöyle buyurmuştur: “Onlar ki, namazı doğruca kılarlar ve Allah’ın onlara verdiği rızktan nafaka verirler (Allah yolunda harcarlar). İşte gerçekten mümin olanlar onlardır. Onlar için Rableri katında dereceler, bağışlanma ve güzel bir rızk vardır.” (26)

                      Yine Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostu ve sahibidirler. İyiliğe emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı doğruca kılarlar, zekatı verirler,Allah’a ve elçisine itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir.Şüphesiz Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (27)

                      Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Ve onlar ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler, namazı doğruca kılarlar, gizli ve açıkça Allah’ın onlara verdiği rızktan Allah yolunda harcarlar ve kötülüğü iyilikle giderirler. İşte dünya yurdunun sonucu onlarındır. Onlar, salih olan babaları, eşleri ve çocukları ebedi kalınacak cennetlere girecekler. Melekler de her kapıdan yanlarına girer; “Sabrettiğinizden dolayı size selam olsun, dünya yurdunun sonucu ne güzeldir” derler.” (28)

                      Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Bunlar, herşeyi yerli yerinde olan o kitabın ayetleridir. İyilik ve güzellik yapanlar için, hidayet ve rahmettirler. Onlar ki, namazı doğruca kılarlar, zekatı verirler ve ahiret hayatına gerçekten inanırlar. İşte onlar, Rablerinden gelen hidayet üzeredirler ve asıl kurtuluşa erenler de onlardır.” (29) Namaz kılanlar için yapılan bu övgü ve verilen bu güzel va’dlere karşı, namaza ilgisiz olan ve namazdan kaçanlar için ise, Kur’an-ı Kerim’de ağır bir kınama ve azap va’di olduğunu görmekteyiz. Allah Teala şöyle buyuruyor: “Herkes kazandığından dolayı rehin kalacaktır. Sağ ehli olanlar hariç. Onlar cennetlerde azgın suçlulara soracaklar: “Sizi cehenneme sokan nedir?” Onlar: “Biz namaz kılanlardan olmadık, miskinlere yemek yedirmedik, dalanlarla beraber boş şeylere daldık, mükafat ve ceza gününü yalanladık, nihayet ölüm ile bize yakin geldi” diyecekler.” (30)

                      Yine Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Hayır, ruh köprücük kemiklerine dayanınca, “yukarı çeken kimdir” denilince, bunun temelli bir ayrılış olduğunu anlayınca ve ayaklar birbirine dolaşınca,işte o gün sevkiyat Rabbininin huzuruna olacaktır. Hayır, o, ne hakkı doğruladı, ne de namaz kıldı. Fakat yalanladı ve arkasını döndü. Sonra böbürlenerek ailesine gitti. Helak olasın, helak! Yine helak olasın helak!...” (31)

                      Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Fakat onlardan (peygamberlerden) sonra yeni bir nesil geldi. Onlar namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular. İşte onlar yakında kötü bir ceza ile karşılaşacaklar.” (32) Bunlar namazla ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen ayetlerden bazı örneklerdi. Hadislere gelince, Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın İslami mevzular içerisinden en fazla namaz üzerinde durduklarını ve en çok bu hususta açıklama yaptıklarını görmekteyiz. O mübarek zatların Ehl-i Beyt ekolu kanalından gelen namaz hususundaki nurlu beyanlarından bazıları şöyledir: Hz. Ali (a.s), Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Namaz dinin direğidir. Kıyamet gününde insanoğlunun amellerinden ilk bakılacak olan da odur. Eğer o doğru olursa, diğer amellerine de bakılacak, eğer doğru olmazsa, diğer amellerine bakılmayacaktır.” (33)

                      Bir rivayette de Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğu geçer: “Namaz dinin direğidir. Kim, onu kasıtlı olarak terkederse, dinini yıkmış olur.” (34) Hz.İmam Sadık (a.s) Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Namaz çadırın direği gibidir. Direk sağlam olursa, çadır bezi, kazık ve ipin bir faydası olur. Direk kırılırsa, ne ipin, ne kazığın, ne de çadır bezinin bir faydası kalmaz.” (35) Hz. İmam Muhammed Bakır babaları aracılığıyla naklettiği bir hadiste şöyle der: “Bir gün Hz. Resulullah ashabına: “Eğer birinizin evinin önünden bir nehir akar ve o adam, günde beş defa o nehirde yıkanırsa, hiç bedeninde bir kir, bir pislik kalır mı?” diye sordu. Ashap: “Hayır, onda hiçbir pislik kalmaz” dediler. Bunun üzerine Hazret: “İşte beş vakit namaz da böyledir. Namaz akan bir nehre benzer,farz namazlardan her biri kılınınca kendinden önceki namazla kendisi arasında olan günahların silinmesine vesile olur” buyurdular.” (36) Hz.Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Namaz konusuna önem verin, onu koruyun, fazla olması için çalışın ve onunla Allah’a yakınlaşın.Çünkü o, vakitli olarak müminlere farz kılınmıştır. Ateş ehlinin; kendilerine: “Sizi cehenneme sokan nedir?”(37) sorulduğunda: “Biz namaz kılanlardan olmadık”(38) cevabını vereceklerini duymamış mısınız? Bilin ki namaz, yaprağın dökülmesi gibi, insandan günahları döker ve kölenin hürriyetine kavuşması gibi insanı, günahlardan kurtarıp azad eder. Resulullah onu, insanın kapısı önünde olup gece gündüz beş defa yıkandığı bir çeşmeye benzetmiştir. Hiç böyle bir kimsenin bedeninde bir kirlilik kalır mı? Müminlerden; dünya ziyneti, dünya malı ve göz aydınlığı olan evlat, kendilerini namaz kılmaktan alıkoymayan kimseler onu hakkıyla tanımışlardır. Allah Teala; “Öyle kişiler ki, ne ticaret ne alışveriş onları, Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz”(39) buyuruyor. Hz. Resulullah da, cennetle müjdelendiği halde, Allah Teala’nın; “Aileni namaza emret, kendin de onda ısrarlı ol”(40) buyruğundan dolayı, namaz kılmaktan bitkin düşerdi. Hem ailesini namaza emreder, hem de kendi nefsini namaz kılmakta ısrar ettirirdi.”(41) Ebu Osman dedi ki; “Salman-i Farsi ile birlikte bir ağacın gölgesinde oturduğumuz bir sırada, Salman ağacın budaklarının birinden tutarak salladı. Ağacın yaprakları dökülmeye başladı. Sonra bize dönerek: “Neden niçin böyle yaptığımı sormuyorsunuz?” dedi. Biz: “Niçin böyle yaptığını bize anlat” dedik Bunun üzerine Salman şöyle dedi: “Bir gün biz de Hz. Resulullah ile birlikte bir ağacın gölgesinde oturmuştuk. Hazret, ağacın bir budağından tutarak silkeledi, ağacın yaprakları dökülmeye başladı. Hazret bize: “Niçin böyle yaptığımı soracak değil misiniz?” buyurdu. Biz: “Ey Resulullah! Niçin böyle yaptığını bize bildir” dedik.Hazret: “Müslüman bir kul namaza durduğu zaman, günahları bu ağacın yaprağının döküldüğü gibi, dökülmeğe başlar” buyurdular.”(42) Hz. İmam Sadık (a.s) babaları aracılığıyla Hz. Resulullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Her namaz vakti olduğunda bir melek insanlar arasında şöyle nida eder: “Ey insanlar! Kalkın ve namazınızla sırtınızda yaktığınız ateşi söndürünüz!”(43) Muaviye bin Vehep diyor; “Hz. İmam Sadık (a.s)’a: “Kulların Allah’a yaklaşmasını sağlayan en faziletli amel nedir?” diye sorunca; Hazret: “Ben, marifetten sonra bu namazdan gayri daha faziletli bir amel tanımıyorum. Allah’ın salih kulu İsa (a.s)’ın; “Allah bana namazı tavsiye etti...” (44) buyurduğunu görmüyor musun?” buyurdular.”(45) Hz. İmam Sadık (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Namaz, ölçektir; kim, ona vefa ederse,(kamil olarak yerine getirirse) ona vefa olunur (onun mükafatı eksiksiz olarak verilir).”(46)

                      Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’a en sevimli amel namazdır. İnsanın gusül veya abdest alıp, bir kimsenin görmediği bir yere giderek Allah’a rüku ve secde etmesinden daha güzel bir şey yoktur. Kul secde ettiğinde, İblis: “Yazıklar olsun bana!Bu kul itaat etti, ben isyan ettim; bu kul secde etti, ben secde etmekten sakındım”diye feryat eder. Bilin ki, kulun Allah’a en yakın hali, secde halidir.”(47)

                      Hz. Resulullah’ın, Ebuzer’e olan tavsiyelerinden: “Ey Ebuzer! Allah, gözümün aydınlığını namazda kılmış; karnı aç olana yemeği, susuz olana da suyu sevdirdiği gibi, bana namazı sevdirmiştir.Şu farkla ki, aç olan yemek yediğinde, susuz olan da su içtiğinde ondan doyar, ama ben namazdan asla doymam. Ey Ebuzer! Namazda olduğun sürece saltanat sahibi Allah’ın kapısını çalmaktasın. Saltanat sahibinin kapısını çalmaya devam eden için de o kapı mutlaka açılır.”(48)

                      Hz. İmam Muhammed Bakır (a.s) dedi ki; Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Mümin bir kul namaza durduğunda, o, namazdan ayrılıncaya kadar Allah, o kuluna nazar eder; onu, başının üzerinden göğün en üst ucuna kadar rahmeti ile kuşatır; melekler yerden göğe kadar onun etrafını çevreler ve Allah’ın görevlendirdiği bir melek onun başının üzerinde durarak şöyle der: “Ey namaz kılan kul! Sana kimin nazar ettiğini ve senin kiminle konuştuğunu bir bilsen, ebedi olarak bulunduğun bu hâl ve mevkiden ayrılmak istemezsin.”(49)

                      Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim, ne okuduğunu bilerek iki rekat namaz kılarsa, namazı bitirdiğinde, (kul hakkı hariç) bütün günahları affedilmiş olur.”(50)

                      İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Namazını gevşek tutma; çünkü Hz. Resulullah (s.a.a) ölüm anında buyurdular ki: “Namazı hafife alan benden değildir. Sarhoş edici içki içen benden değildir. Andolsun Allah’a ki, bu kimseler Kevser havuzu başında bana kavuşmayacaklardır.”(51) Ebu Besir dedi ki; “Hz. İmam Musa Kazım (a.s) bana şöyle buyurdu: “Babam, vefat edeceği anda bana şöyle buyurdu: “Ey oğulcağım! Biz Ehl-i Beyt’in şefaati, namazı hafife alan kimseye ulaşmayacaktır.”(52)

                      İmam Sadık (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Mümin beş vakit namazları hakkıyla yerine getirdiği müddetçe şeytan ondan sakınır,ama ne zaman ki namazlarında gevşeklik edip onları terk etmeye başlarsa, şeytan bundan cesaret alır ve o kişiyi büyük günahlara daldırır.”(53)

                      Fuzeyl diyor: “Hz. İmam Muhammed Bakır (a.s)’a “Onlar ki, namazlarını muhafaza ederler”(54) ayetini sordum. İmam (a.s): “Maksat farz namazlardır” buyurdu. Ben: “Onlar ki, namazlarına devam edeler”(55) ayetini sordum. İmam (a.s): “Maksat nafile namazlarıdır” buyurdu.”(56)

                      Zurare diyor: “Hz. İmam Muhammed Bakır (a.s)’a: “Allah’ın farz kıldığı namazlar hangileridir” diye sordum. İmam: “Gece, gündüz toplam beş vakit namaz farz kılınmıştır” buyurdu. Ben: “Allah bu namazları isimlendirerek kitabında (Kur’an’da) açıklamış mıdır?” dedim. İmam (a.s): “Evet açıklamıştır. Allah Teala Nebisi’ne emreder ki; “Güneşin dulûkundan (batıya meyletmesinden) gecenin ğasakına (karanlığına) kadar namaz kıl...”(57) Güneşin dulûku, güneşin zevâli yani öğle vaktidir. Duluk ile ğasak arasında Allah’ın isimlendirdiği, açıkladığı ve vakitlerini belirlediği dört namaz vardır. Gecenin ğasakı ise, gece yarısıdır. Sonra Allah Teala: “Fecrin kuranını da (sabah namazını) unutma ki, fecrin kuranı meşhut olmaktadır (gece ve gündüz melekleri tarafından birlikte müşahede edilmektedir)”(58) buyurdu. İşte bu da beşinci farz namazdır. Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Namaz kıl, gündüzün iki tarafında...”(59) gündüzün iki tarafı sabah ve akşamdır. “...ve gecenin yakın saatlerinde” bu da yatsı namazıdır.Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Namazları ve orta namazı koruyunuz”(60) orta namaz öğle namazıdır. O, Hz. Resulullah’ın kıldığı ilk namazdır. Bu namaz hem gündüzün ortasında kılınan namazdır, hem de gündüzün kılınan iki namazın, sabah ve ikindi namazlarının ortasında olan namazdır....”(61)

                      Bütün bu ayet ve hadislerden görüldü ki, namaz İslam dininin direğidir. Namazsız dindarlık olamaz. Namazsız Ehl-i Beyt muhipliği de olamaz. Çünkü Ehl-i Beyt, günde elli bir rekat namaz kılmayı Ehl-i Beyt muhipliğinin en önemli nişanesi olarak tanıtmıştır.(62) Bu, hakiki bir Ehl-i Beyt muhibbinin, bir gece ve gündüzde on yedi rekat olan günlük farz namazlara ilaveten, otuz dört rekat da nafile namazı kıldığını ifade etmektedir. Yine başta Hz. Resul olmak üzere Ehl-i Beyt İmamları,namaza ehemmiyet vermeyen ve namazını kılmayan kimselere Ehl-i Beyt’in şefaatinin ulaşmayacağını açıkça bildirmişlerdir. O halde mutlak surette namaz kılınacaktır. Bundan bir kaçış yolu yoktur. Bu şüphe götürmeyen bir konudur. Ancak sorun namazın nasıl kılınacağı konusudur. Acaba her şahıs istediği şekilde namaz kılabilir mi? Açıktır ki bunun cevabı hayırdır.Çünkü namaz bir ibadettir. İbadetin aslı Allah ve elçisi tarafından belirlendiği gibi, şekli de ancak onlar tarafından açıklanabilir. O halde biz namazımızı ancak Hz. Resul ve hak varisleri olan pak Ehl-i Beyt’inin kıldığı ve açıkladığı şekilde kılabiliriz. Bunun dışında kalan şekiller ise bidat ve batıl şekillerdir.


                      (1) - Vesail-üş Şia, c. 3, s. 41.

                      (2) - Bihar-ül Envar, c. 83, s. 23.

                      (3) - Ahzab, 56.

                      (4) - Tevbe, 103.

                      (5) - Bakara, 157.

                      (6) - Nisa, 102.

                      (7) - Nisa, 103.

                      (8) - Bakara, 43, 83, 110, Nisa 77, 103 vs.

                      (9) - En’am, 72.

                      (10) - İbrahim, 31.

                      (11) - Hac, 77, 78.

                      (12) - Nur, 56.

                      (13) - Rum, 31.

                      (14) - Müzemmil, 20.

                      (15) - Enbiya, 73.

                      (16) - Meryem, 30, 31.

                      (17) - İbrahim, 37

                      (18) - İbrahim, 40.

                      (19) - Meryem, 54, 55.

                      (20) - Lokman, 17.

                      (21) - Maide, 12

                      (22) - Beyyine, 4.

                      (23) - Ankebut, 45.

                      (24) - Tâhâ, 132.

                      (25) - Bakara, 277.

                      (26) - Enfâl, 3, 4.

                      (27) - Tevbe, 71.

                      (28) - R’ad, 22, 23.

                      (29) - Lokman, 2, 3, 4.

                      (30) - Müddessir, 38.ayetten 47.ayete kadar.

                      (31) - Kıyamet, 26.ayetten 35.ayete kadar.

                      (32) - Meryem, 59.

                      (33) - Et-Tehzib, c. 2 s. 237, Vesail-üş Şia, c. 3 s. 23, Bihar-ül Envar, c. 72, s. 227, Menlayahzuruhul Fakih, c. 1, s. 134.

                      (34) - Bihar-ül Envar, c. 72 s. 202.

                      (35) - Furu-u Kafi c. 3 s. 266, Men La Yahduruh-ül Fakih, c. 1 s. 136, Et-Tehzib, c. 2 s. 238, Vesail-üş Şia, c. 3 s. 21, Bihar-ül Envar c. 72, s. 218 ve s. 227.

                      (36) - Et-Tehzib, c. 2,s. 237, Menlayahzuruhul Fakih, c. 1, s. 136, Bihar-ül Envar, c. 72, s. 236, 219.

                      (37) - Müddessir, 42.

                      (38) - Müddessir, 43.

                      (39) - Nur, 37.

                      (40) - Taha, 123.

                      (41) - Nehc-ül Belağa; 197. hutbe, Bihar-ül Envar; c. 72, s. 224.

                      (42) - Bihar-ül Envar, c. 72, s. 208.

                      (43) - Bihar-ül Envar, c. 72,s. 209, Et-Tehzib, c. 2, s. 238.

                      (44) - Meryem, 31

                      (45) - Bihar-ül Envar, c. 72, s. 226, 219, Et-Tehzib, c. 2, s. 236.

                      (46) - Vesail-üş Şia, c. 3, s. 22, Bihar-ül Envar, c. 72, s. 235.

                      (47) - Bihar-ül Envar, c. 72, s. 233.

                      (48) - Bihar-ül Envar, c. 72, s. 233.

                      (49) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 265, Vesail-üş Şia, c. 3, s. 21.

                      (50) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 266, Bihar-ül Envar, c. 72, s. 219.

                      (51) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 269, Menlayahzuruhul Fakih, c. 1, s. 132, Vesail-üş Şia, c. 3, s. 15, 16.

                      (52) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 270, Menlayahzuruhul Fakih, c. 1 s. 133, Vesail-üş Şia, c. 3, s. 16, 17.

                      (53) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 269, Vesail-üş Şia, c. 3, s. 18.

                      (54) - Müminun, 9.

                      (55) - Mearic, 23.

                      (56) - Fur-u Kafi, c. 3, s. 270.

                      (57) - İsrâ, 78.

                      (58) - İsrâ, 78

                      (59) - Hûd, 114

                      (60) - Bakara, 239.

                      (61) - Furu-u Kafi, c. 3, s. 271.

                      (62) - Bkz. Vesail-üş Şia, c. 3, s. 41.

                      [move][shadow=red,left][glow=red,2,300]Biz SAHİPSİZ Değiliz...[/glow][/shadow][/move]


                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                        [quote author=bedir link=topic=8312.msg54796#msg54796 date=1254043928]
                        Öncelike şunu belirteyimki Aliekberbabacan alıntı yaptıgım cümlenin sizin değil ehlibeytin_izinde kardeşimin olgudunun farkındayım. Zaten ona cevap olarak yazımı yazdım. Sizin yazdıgınız ilk yazılar karışık olgugu için (enazından bana göre) tam olarak neyi sorguladıgınızı anlamadıgım için tam olarak anlaşılmadıgını belitmiştim.

                        İkinci bir husus bildirdiğin işlere dail kaynak sunmamışsın,Kurna mevzu bahis olunca süre,ayet, hadis mevzu bahis olunca rivayetçi
                        Acaba burda istediğiniz kaynak ne oluyor anlamış değilim. Cünkü benim aktardıklarım kuran ayeti ve hadistir. (ki bu hadisler gerek ehlibeyt mektebine mensup olanlar gerekse ehlisünnet mektebine mensup olanlar tarafından kabul edilmektedir.) Eger bunda kastınız kitap ve aktaran ismiyse bunuda seve seve yazarım.

                        Son olarak Aleviyim diyorsun,ibadeti cem evi olanalrdan olmadığın aşikar çünkü bizlerde malumdur ki ibadethane cem evidir cami değil ve bizim dışımzıdaki algılayış tarzıyla bizde namaz yoktur,Allah'ın algıladığı tarzda vardır
                        Kardeş siz ibadeti sadece cem evinde yapılanla sınırlandırmış olabilirsiniz ama benim bir alevi olarak böyle bir sınırlandırma anlayışım yoktur. Yeri gelir cem evinde yeri gelir camide yeri gelir mescidlerde yeri gelir evimde yeri gelir çalıştıgım yerde kısacası yeryüzünün heryerinde ibadetimi yapabilirim. Mekanlara takılı kalmak pekte mantıklı değildiki önemli olan ibadeti huşu ile yapabilmektir. Ha sizdeki önyargıyı yıkmak için şunuda belirteyim ben cemevinde namazda kılmışımdır, cuma akşamları yapılan cemlerede katılmışımdır, muharrem ayında yapılan cemlerede katılmışımdır ve köyümde cami değil cem evi vardır ama önemli olan mekanın ismi yada şekli değil o mekanda yapılan ibadetin değeridir.
                        bakara 239 demişim,cenaze namazını örnek göstermişim,gözle kılınanı bildirmişim,200 yııl boyunca camilerden hz Ali ve Ehli Beyt'e edilen küfürleri bildirmişim,hz Muhammed öncesi peygamberlerin de namaz kıldığını, bunu klasik manada algılanan namaz işi olmadığını ayetlerle bildirmişim
                        Şuanda insanlar otobüsteyken, uçatayken namazlarını kılabilmekteler ve bunları islam dininin tanıdıgı kolaylıklar sayesinde ibadetlerini eksiksiz olarak yapabilmektedler. Çünkü islam dini zorluklar dini değil kolaylıklar dinidir.

                        Diger bakımdan bizim emevi yönetimideki insanların ibadet şekilleriyle bir ilgimiz yok ki onları kendimize referans yada kaynak olarak alalım. siz olayı onlar camiye gidiyor biz gitmiyelim, onlar camide namaz kılıyor biz camide namaz kılmayalım boyutuna getirmişsiniz ama burda öenmli olan ibadettir ki süpesiz ibadetler Allah(cc) için yapılmaktadır. Ve onlarında bizimde bu ibadetlerimizin karşılıgını verecek olan Allah(cc) dır. Onlar Camide İmam Ali(a.s) küdürmü etti, ozaman bende sesim cıkgıtı nefesim yettiği kadar imam Ali(a.s) için camide dua ederim. İmamların kanları canları ugruna savaştıkları dinime sırt dönemem.

                        Yazımı Kevsersuyu.nl adresinde yazılan F.Altan hocmaızın iki yazısını alıntı yaparak noktalamak istiyorum. Ki bu alıntılarda namazın öenmi ve kaynalrı gerektigi kadar vardır.
                        [/quote]

                        -----------------------------------------------------------------------------------------

                        Acaba burda istediğiniz kaynak ne oluyor anlamış değilim. Cünkü benim aktardıklarım kuran ayeti ve hadistir. (ki bu hadisler gerek ehlibeyt mektebine mensup olanlar gerekse ehlisünnet mektebine mensup olanlar tarafından kabul edilmektedir.) Eger bunda kastınız kitap ve aktaran ismiyse bunuda seve seve yazarım.
                        Sayın can Kuran'dan bildirince süre ve ayet dilemiştim, hadis olunca rivayetçi


                        ************************************************** ********************

                        Kardeş siz ibadeti sadece cem evinde yapılanla sınırlandırmış olabilirsiniz ama benim bir alevi olarak böyle bir sınırlandırma anlayışım yoktur. Yeri gelir cem evinde yeri gelir camide yeri gelir mescidlerde yeri gelir evimde yeri gelir çalıştıgım yerde kısacası yeryüzünün heryerinde ibadetimi yapabilirim. Mekanlara takılı kalmak pekte mantıklı değildiki önemli olan ibadeti huşu ile yapabilmektir. Ha sizdeki önyargıyı yıkmak için şunuda belirteyim ben cemevinde namazda kılmışımdır, cuma akşamları yapılan cemlerede katılmışımdır, muharrem ayında yapılan cemlerede katılmışımdır ve köyümde cami değil cem evi vardır Göz kırpan ama önemli olan mekanın ismi yada şekli değil o mekanda yapılan ibadetin değeridir.
                        Senin yaklaşım/bakışını sorgulayacak değilim can,ama mevzu bahis Aleivlik olunca bizde klasik manada namaz yok,bunu hiç bir dede veya mürşit önermez, biz ibadetimiden tut, her bir işimizle ayrılmışız, sen işin aslından bağımsız hareket ediyor olabilirsin, dedeye, pir,mürşide tabi değilsin



                        ************************************************** ******************

                        Şuanda insanlar otobüsteyken, uçatayken namazlarını kılabilmekteler ve bunları islam dininin tanıdıgı kolaylıklar sayesinde ibadetlerini eksiksiz olarak yapabilmektedler. Çünkü islam dini zorluklar dini değil kolaylıklar dinidir.
                        Aynı şeyi söylüyoruz can, ve bizim için amaç Yezit,soyu,emevilik ve abassilikten tümüyle ayrılmaktı,farklı olduğumuzu bildirmekti

                        Ki iş apaçık ki namaz araçtır, amaç önemlidir,yani Allah'a Ram,teslim olmak, buna 4 kapı 40 makamla tabiyiz,şeriat kapısının iman şartına uyma mecburumuzla

                        ************************************************** ****************************


                        Onlar Camide İmam Ali(a.s) küfürmü etti, ozaman bende sesim cıkgıtı nefesim yettiği kadar imam Ali(a.s) için camide dua ederim. İmamların kanları canları ugruna savaştıkları dinime sırt dönemem.
                        İnsnaalrın yaklaşımalrına saygılıyız can, biz tümden ayrılmayı doğru buluyoruz, karıştırılma olanağı kalmasın,farklı olduğumuz anlaşılsın felan







                        Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

                        Ali Şeriati

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                          Görmüyor musun ki salih kul İsa b. Meryem şöyle buyurmuştur: "(Allah) Bana namazı tavsiye etti..."[11]
                          Evet makalemden de apaçık,hz Muhammed önceki tüm peygamberler de namaz kılmıştır,ki bundan anlamak gerek şudur ki namaz dediğimiz iş, klasik manada bilinen eğilip doğrulma işi değil,özünü halis bir şekilde Allah'a dönüp onun önünde eğilmektir,yüceliğini kabul etmektir , amaç ise ona Ram olmaktır,


                          17.Resulullah (s.a.a): "Namaz halinde olduğun müddetçe muktedir olan bir sultanın kapısını dövmüş olursun. Herkim bir padişahın evinin kapısını çok çalarsa sonunda o kapı yüzüne açılır." [21]
                          Aynı şeyleri söylüyoruz can, biz yüzümüzü Ona dönüp, özümüzü Ona sunmayı anlıyoruz namaz kelimesinden, klasik manada durmamaıza imkan yok, çünkü ayırt edilemeyiz,amaca baktığımız zaman aynı kapıya çıkıyor

                          26.Bihar'ul-Envar'da şöyle yer almaktadır: "Fatıma (s. a) Allah korkusundan namazda nefes nefese kalıyordu." [31]

                          Ben bu hadise inanmam mesela, çünkü o saf ve pak Fatma ana haşa Allahtan korkmaz, çünkü buna sebep verecek günahı yoktur,
                          biz Allah'a korkuyla yanaşmayız çünkü biz Zulfikar zoruyla dini kabul emtişlerden değiliz, biz gönüllü Teslim olmuşlarız,4 kapı 40 makam ölçeğinde Allah'ın bakışıyla bakmaya çalışırız,dolayısıyla Allahtan korkmayız,korkacak işlere durmayız,sevgiyle yanaşırız, o çok bağışlayandır,çok afedendir,Rahmandır,Rahimdir

                          ************************************************** *****************
                          39.Resulullah (s.a.a): "Sekiz kişinin namazı kabul edilmez: Efendisine dönmedikçe kaçan kölenin, kocası kendisinden razı olmadıkça itaat etmeyen kadının, zekat vermeyen kimsenin, abdest almayan kimsenin, başörtüsüz namaz kılan buluğa ermiş kızın, kendisinden razı olunmadığı halde kendileriyle namaz kılan bir topluluğun imamının, sarhoş kimsenin, küçük ve büyük abdestini zorla tutan kimsenin (sıkıştığı halde namaz kılan kimse)." [44]
                          Bu hadis de bize zayıf görünür,

                          başörtüsüz namaz kılan buluğa ermiş kızın,
                          Biz o kızın Allaha bakışına bakarız,halis bir özle mi yüzünü Allaha dönmüş yoksa halis olmayan bir özle mi

                          Allah kimsenin başörtüsüyle işi yoktur ona gizli hiç bir iş yoktur

                          [44]- Mekarim'ul Ahlak, 2/324/2656 rivayet eden iş verdiğim alıntıymış, hadis konusunda pek uzman dğeilim,akla,mantığa ve Kurana uyarsa ancak olası diye bakarım, hadisleri Kuranın , ne aklın ne mantığın önüne geçiririm
                          ************************************************** *****************

                          42. Nedir derler cehenneme sokan sizi?


                          43. Derler ki: Namaz kılmazdık.


                          44. Ve yoksulu doyurmazdık.


                          45. Ve boş laflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık.


                          46. Ve ceza gününü yalanlardık.


                          47. Bize ölüm gelip çatıncaya dek.
                          Burda zikredilen namazdan mana Alalh'a teslim olmayışları , ki inkar eden oldukları diğer ayetlerle ele alınınca anlaşılıyor

                          Bu tür ayetler Allah'a iman edenleri tarif etmez,ki Allah'a iman eden zaten ona teslim olmuştur,varlığını yüceliğini kabul etmiştir


                          ************************************************** ********************

                          Bunca iredeleme yaklaşımımızı anlatmak için yeterli gibi, yüzeysel baktım paylaşımına, zahmetinden ve tatlı uslubundan dolayı sağolasın da diyorum










                          Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

                          Ali Şeriati

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                            selamunaleykum sayın kardeşim ortak noktamız ehli beyt a.s.dir sizinle
                            sizde bizde onlar için canımızı malımızı düşünmeden feda ederiz değilmi
                            bizler resulullahın iki emanetine birden tabiyiz öyle değilmi
                            değerli kardeşim hangi imam camilerden ehli beyt a.s.ye lanet okundu diye camiye gitmemiş hangi imam namazının bir vaktinden vazgeçmiş,bindörtyüzyıldır tüm islam camiasının şekil olarak ittifak ettiği namazı kılmamış
                            lütfen kaynaklarıyla bu sorularıma cevap verirmisiniz kardeşim
                            selamunaleykum
                            "eğer sıffinde engellenebilseydi cansız kuranın mızraklanışı o zaman kerbelada mızraklanmazdı canlı kuranın başı"

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Namaz tam olarak nedir ?

                              İkinci yazıya da değinmek gerek


                              Namaz; Farsça bir kelimedir. Arap dilindeki karşılığı “Salât”tır. Dilimizde de Farsça’da olduğu gibi, belli bir kural ve kaideler çerçevesinde yerine getirilen bildiğimiz bedeni ibadetin ismi olarak kullanılmaktadır. Namaz; İslam dininin en fazla önem verdiği ibadettir.
                              Eksik bir mana verilmiş, yüzünü Allah'a dönüp ona teslim olmayı da anlatır salat kelimesi, belli kural ve kaidelerin de yer aldığı olarka ele alınmalıydı, bundan ibaret değil ki bakara 239, cenaze namazı,gözlerle naamz kılmak bu sözüme delildir


                              ************************************************** ***********************
                              Hz. Resul ve Ehl-i Beyt İmamları’nın hayatında da namaz, her zaman ve her halükarda başta ve en önemli mevkide yer almıştır.
                              İslama giriştir,putperestlikten geçiş yapılmış,insanalrı elbette Alalha teslim olmayı alıştırmalılardı,uygulayarak,göstererek,örnek olarak

                              Bu İslamın ilk adımı,işi bunla sınırlandırmaya durduğumuz vakit,İslamın özünden haberdar olamayız,İslamın özü vardır,Kuran sadece insanların namaza durmaları için inmiş bir iş asla değildir

                              İlk duraktır,Allah'a teslim olma durağı


                              ************************************************** *************
                              alât kelimesi ve bu kelimeden üretilen çeşitli kipteki kelimeler Kur’an-ı Kerim’de birbirine yakın manalarla yüzü aşkın ayette geçmektedir. Bu ayetlerin bazılarında kesinlikle rahmet, mağfiret, dua ve niyaz anlamlarını ifade ederken, diğer bazılarında da kesinlikle, bildiğimiz namaz ibadetini ifade etmektedir. Aşağıda zikredeceğimiz örnekler bunu açık olarak gözler önüne serecektir.
                              Biz düz olarak amaca bakıyoruz, iman ediyoruz ki bundna amaç Allah'a teslim,Ram olmaktır

                              Namazı şekilden ibaret bilirsek gerçek manaya yabancılaşırız,put eriştirmiş oluruz,İslama girmenin baş aşrtı akıl edebilmektir,Allah akıl etme işini en az namaz kelimesi kadar zikreder

                              usul i kafide sabittir ki akıl olmayanın dini olmaz, tüm ibadetleri boşa çıkmıştır,


                              ************************************************** *********************
                              Allah Teala şöyle buyuruyor: “Sen de içlerinde bulunup onlara salâtı ikame ettiğin (namazı kıldırdığın) vakit, onlardan bir bölük seninle beraber salâta (namaza) dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar. Secde ettikten sonra bunlar arkanıza geçsinler, salât (namaz) kılmayan öbür grup gelip seninle salâtlarını (namazlarını) -kısaltılmış olarak- kılsınlar, korunmalıklarını ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Çünkü kafirler sizin eşyanızdan ve silahlarınızdan gafil kaldığınızda birden üzerinize saldırmayı arzularlar...” (6) Bu ayet-i kerimede savaş esnasında salâtın (namazın) nasıl kılınacağı açıklanmakta ve bildiğimiz namaz kastedilmektedir.
                              Put perestlikten gelmiş bir toplumun Allaha teslim olmak için eğitilmesinden başka iş yok can

                              Allah birşeyleri emrediyorsa, neyi emrettiğinden öte ne için emrettiği önem arzeder,işe bu şekilde bakılmazsa, araç amaçtan fazla önem arzeder,put eriştirme işi böyle başlar

                              Akıl etme işini tekrarlıyorum sürekli dikkat edersen,bunu sayısız kez Allah'ın da tekrarladığını bildiriyorum,hadislere değr verenelr için usul i kafi'nin akıl konusundaki yaklaşmını bildiriyorum

                              Akıl etme işi her işten üstündür,aklı olmayanın hem dini olmaz hem ibadetleri boşa çıkmış denilir

                              Nefesine bir iş hoş geliyorsa Kuran ve hadisten dolayı,diğer işler de hoş gelmeli,

                              Bir söze inanıp da diğer sözlere inanmamazlık edersek doğru olmaz

                              ************************************************** *************
                              Yine Kur’an’da namaz kılanlar ilahi övgüye mazhar olurken, namaz kılmayan kimseler şiddetle kınanmıştır. Keza namaz kılanlar için büyük ilahi mükafatlar va’dedilirken, namaz kılmayanları büyük ilahi azabın beklediği açık bir dille ortaya koyulmuştur.
                              Tüm bunlardan mana Ona teslim olmayan farzedilmiş , iş eğilip doğrulmayı anlatmıyor,Ona teslim olmayı anlatıyor

                              Ki buna en büyük delil yine Kurandan

                              1. Gördüm mü yalanlayanı dini? *


                              2. İşte budur o kimse ki horlar yetimi.


                              3. Ve doyurmaz da, önayak olmaz da doyurmaya yoksulu.


                              4. Vay hallerine o namaz kılanların.


                              5. Öylesine namaz kılanların ki namazlarını unuturlar.


                              6. Ve onlar, bütün işlerini gösteriş için yaparlar.


                              7. Ve zekat vermeyi menederler.

                              İş apaçık ki Allah namaz kılanları,kılınmasını ön plana almamış, bunun manasına eremeyini ön plana almış




                              4. Vay hallerine o namaz kılanların.


                              5. Öylesine namaz kılanların ki namazlarını unuturlar.

                              ki namazlarını unuturlar.

                              Neyi unuturlar?


                              Ne için kıldıklarını...

                              Namaz kılmaktan yüce ne için kılındığı gerçeği apaçık


                              Araçtan yüce Amaç

                              Namaz kılmak birinci ayaktır, bizde şeriat kapısı kapsamındadır, tarikat,marifet,hakikat kapıları var daha bu ilk aşamadan sonra

                              Genel olarak sünnilik ve anladığım kadar Şia şeriat kapısı aşamasındalar


                              Allaha yüzünü dönüp ona teslim olan namaz kılıyor kılmıyor diyemeyiz,ki namaz kılmaktan mana/amaç Allah'a teslim,Ram olmaktır

                              Namaz ne bildirdiklerimden az ne fazla


                              Kuran bölümüzü gezmekteyim, ve şimdiye kadar gördüğümle , insanlarımızın Kurandan ne kadar kopup olduklarını anlayabiliyorum

                              Bize Batini yaklaşanlar denilmiş, işe akıl yordamıyla yaklaştığımız için,bizim dışımzıda olanalra genelde eşari denilmiş, onlar için akıl önem arzetmez,zahir önem arzeder,zahir ise bizde şeriat kapımızın ilk aşamasıdır

                              Yol büyüklerimiz de bunu deyişlerle dile getirir" 5 vakitle avunmayız" sözüyle, yani bundna mana şudur ki biz namaz işinin ilerisine bakarız,namaz işi ancak araçtır,amaç nedir onu gözetir, ona yöneliriz


                              Hak Muhammed Ali cümlemizi gerçeklerden eylesin
















                              Eğer İmamet yoksa eğer rehberlik ve önderlik yoksa eğer hedef yoksa ve eğer Hüseyin yok ve onun yerine eğer Yezid varsa, işte o zaman; Allah evi etrafında dönmekle puthane etrafında dönmek arasında hiçbir fark yoktur.”

                              Ali Şeriati

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X