Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

    KURAN apaçık ama ümmet darmadağın
    KURAN gayet net ama ümmet bölük pörçük.

    Mektebi mülkiye ben bu ayetler hakkında bişey mi dedim?
    inkarmı ettim,red mi ettim.
    Ya sen beni ısrarla anlamak istemiyorsun yada ben kendimi ifade edemiyorum.

    Sen KURAN açık ve net,herkes bu ayetleri okusun yeterlidir,herşey süt liman diyorsan bence mesele yok,bu konudaki son yazımdır.
    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
    İmam Ali (a.s)

    Yorum


      #32
      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

      yok seni gayet iyi anlıyorum

      KURAN apaçık ama ümmet darmadağın
      KURAN gayet net ama ümmet bölük pörçük.

      doğrudur... ama bunun sorumlusu asla kuran değildir bunu anlatmaya çalışıyorum. ümmet eğer kurana sımsıkı yapışsa idi bu durumda olmazdı.kuran açık ve nettir buna kimsenin itirazı olamaz. ama bu demek değildirki her okuyan mutlaka herşeyi anlayacak. anlamadı ise gider anlayan birine sorar bunda mahsur yok. zaten allah da bunu tavsiye etmiş.

      benim burada vurgu yaptığım ve eleştirdiğim şey iki şey üzerinde yoğunlaşıyo

      1- eğer kuranı anlamıyo isek bu kuranın eksikliği ya da kapalılığı değil bizim eksikliğimizdir.

      2- kuranda sadece bazı özel kişilerin anladığı (batın adı altında) ayetlerin olması sözkonusu değildir.

      Yorum


        #33
        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

        1- eğer kuranı anlamıyo isek bu kuranın eksikliği ya da kapalılığı değil bizim eksikliğimizdir.
        Sizce bu eksikligimizi nasil gidermeliyiz?
        Allah Bize Yeter!
        O Ne Güzel Vekildir...

        Yorum


          #34
          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

          [quote author=HiLaLNuR link=topic=8366.msg54424#msg54424 date=1253826196]
          1- eğer kuranı anlamıyo isek bu kuranın eksikliği ya da kapalılığı değil bizim eksikliğimizdir.
          Sizce bu eksikligimizi nasil gidermeliyiz?
          [/quote]

          Allah bunun yönteminide yine ayette sunmaktadır. der ki kurana sadece temiz olanlar dokunabilir. biz ne anlıyoruz bu ayetten abdestsiz kurana dokunulmaz diyip geçiştiriyoruz. burada kastedilen bedeni kir değil şirk pisliğinden arınmaktır. çünkü yine başka bir ayette Allah pis olanların müşrikler olduğunu söyler. şirk pisliğinden arınıp tahir şekilde kurana yaklaştığımız sürece kuran bize kapılarını açacaktır. bu allahın vaadidir.

          Yorum


            #35
            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

            eveeet ve bizi şirkle suçlayarak noktaladığın yerde sana yetiştim m mülkiye
            murtazaaliye kızdım ilk kez
            bölyesine güzel bir konu vardı da neden beni haberdar etmedi ziyafeti kaçırdım diye...

            şimdi bu noktadan sonra baştan başlayarak nasıl cevap yetiştireceğim bilmiyorum ikinci sayfa dolmak üzere

            ancak merak ettiğim konu:

            1- m mülkiye: biz hadislerde çelişkiler yok dedik mi de sen çelişkiler vardır diyerek bizden cevap bekliyorsun. bundan amacın sünnileri suçluyorsunuz ama sizin de çelişkili hadislere sarılarak Kur'an'dan uzaklaştığınızı göstermek istiyorum diyorsan ki ben bunu anladım bu durumda bizi, hadisleri Kur'an'ın önüne geçirmekle ve tamamını sahih kabul etmekle suçlamış olman gerekir ama biz bunu yapmıyoruz

            2- sen de Kur'an'dansa çelişkili uyduruk hadislere inandığımızı ispat için zaman zaman Kur'anla delil getirmişsin...

            ama beslendiğin kaynak Kur'an değil delil olarak getirdiğin ayetlerin tamamını sünni kaynaklardan beslendiğin bilgilerin neticesinde kullanmışsın. Sünni hadislerden yani. ne aklından ne Kur'an'ın dier ayetlerinden... delil istersen konuyu burda biraz durdur tek tek geçmiş mesajları birlikte inceleyelim...

            3- usulü kafide çelişkili hadislerin daha da ötesi İmamlar a.s.'dan birbirine zıt hadislerin nakledildiğini anlatan hadislere rastlamadın mı onları neden almadın. inşallah buraya aldığın hadisleri kendin okuyarak çıkarmışsındır ki bu sayede kafi'yi baştan sona okuman gerekir.. Ancak üzülerek belirteyim ki bundan emin değilim zannedersem alıntılar kendi buluş ve tespitlerin değil. öyle olsaydı bizzat az önce dediğim gibi imamların a.s.: "biz çelişkili hadis aktarıyoruz bir söylediğimiz diğerini tutmayabiliyor" dedikler hadisleri de alırdın.. böylece iddianı imamların a.s. ağzından doğruladın...

            4- benim eski zamanıma çok benziyorsun: Kur'an açıktır, anlaşılır birbirini tefsir eder onun tefsiri için Resul s.a.a.e bile ihtiyacımız yoktur eğer öyle olsaydı hadisleri Allah koruması altına alırdı.. şeklindeki görüşleri biz zamanında çok bayraklaştırdık.. bu mantıkla tefsir değil meal çalışmalarına başladık. mealcilerin yayınlarını okuduk kalem dergisi vardı onu bulduğumuzda hikmeti yakaladık işte Kur'anı Kur'andan anlamanın yolu yöntemi diye tam doğruyu yakaladık diye sevinçten göklere uçuyorduk
            tüm tefsirleri attık ve altı arkadaş birer cüz aldık konularına göre Kur'an çalışması yaptık. dönüşümlü olarak her hafta ayrı konu ve ayrı cüz böylece bir konu ile ilgili tüm ayetler çıkıyor her hafta bir konuda Kur'an taranıyor ve herkes 6 haftada bir Kur'an meali hatmediyor sonunda da ayetleri birleştirip komisyon tekrar olan ayetleri eliyor yazman da bu ayetleri yazarak bir konuda Kur'an ayetleri doküman olarak elimize veriliyordu...

            ama ne oldu...
            sonunca 6 kiş altı yıl geçmedi altı ayrı gurup olduk. bizi birleştirmesi gereken Kur'an böldü parçaladı... başka guruplar da böyle oldu...

            sen sanıyor musun ki hariciler senden daha az samimi ya da az Kur'an okuyorlardı...

            İmam Ali a.s. onların söylediği bir slogan için bu kendisiyle batık kastedilmiş hak sözdür buyurmuştu...

            senin de kendisi batıla çıkan hak yöntemdir. ama eksiktir. geç kalınmıştır.

            öyle olsaydı bu gün insanların işi çok kolay olurdu.. Kur'an insaları birlşetirir her Kur'an okuyan diğerini gördüğünde kardeşim der arasında hiç bir ihtilaf kalmaz bir kaç yıl içinde vahdet sağlanırdı...

            ama öyle değil..

            o kadar kolay değil...

            Ehlibeyt a.s. olmaksızın bu gün Kur'an anlaşılmaz

            öyleyse Ehlibeyt a.s.'ın sözleri nerede vardır ona bakmak şarttır...

            Yorum


              #36
              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

              TÜYLERİ DÖKÜLEN MELEKLER

              “... Hüseyin b. Ebula’lâ, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir : <<Ey Hüseyin! -Bu arada elini evde bulunan yastıklara vurarak- Bunlar öyle yastıklardır ki, nice zamanlar melekler onlara yaslanmışlardır ve nice zaman onların küçük kanatlarını yerden toplamışızdır.>> (Usul-u Kâfi sh 590 H.1023.)


              “... Ali b. Hakem şöyle rivâyet etmiştir : Bana Malik b. Atiyye el-Ahmesi, Ebu Hamza es-Sumali’den naklen şöyle anlattı : Ali b. Hüseyin (aleyhisselâm)’ın yanına gittim. Bir saat kadar bahçede bekledim, sonra eve girdim. Yerden bir şeyler topladığını ve perdenin arkasında duran birine verdiğini gördüm. Dedim ki :
              Buyurdu ki : <<Bunlar meleklerin kanatlarından dökülen artıklardı. Onlarla baş başa kaldığımız zaman, onları toplarız. Sonra bunları, çocuklarımız için pazuband yaparız.>> Dedim ki : “Sana kurban olayım, melekler size geliyor mı?” Dedi ki : <<Ey Ebu Hamza! Bazan o kadar çok gelirler ki, bize yaslanacak yer bırakmazlar.>> (Usul-u Kâfi sh 590 H.1024.)

              Melekler her insana gelebilir zaten her insan öleceğine göre azrail mutlaka gelecektir. bu şaşılacak ya da olağanüstü bir durum değil. sırf bu iddiayı kuvvetlendirmek için meleklerin tüylerinin döküldüğünü iddia etmek ise ciddiyetten uzak bi tabirdir.Tüyleri dökülen melekler iddiasının, ne gerçeklerle nede İslam diniyle hiçbir ilgisi yoktur. Melekler sürekli nebilerle irtibat halinde idiler siz hiç resulullahın evinde meleklerin tüy döktüğüne dair bişi duydunuz mu? Bu iddia meleklerin dişilik ve erkeklerini tartışmak kadar abes ve tehlikelidir.

              Yorum


                #37
                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                İMAMLARDAKİ OLAĞANÜSTÜ HALLER

                “... Zurare, Ebu Cafer (Muhammed Bâkır aleyhisselâm)’dan şöyle rivâyet etmiştir: <<İmamın on alameti vardır: 1) Temiz ve sünnetli olarak doğar. 2) Doğduğu sırada iki elini yere koyar ve yüksek sesle şehadet cümlelerini söyler. 3) Cenabet olmaz. 4) Gözleri uyur; ama kalbi uyumaz. 5) Esnemez, gerinmez. 6) Önünü gördüğü gibi arkasını da görür. 7) Gaitası misk gibi kokar. 8) Yer, o’nu örtmek ve yutmakla görevlendirilmiştir. 9) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi)’nin zırhını giydiği zaman, zırh bedenine tamamen uyar. Uzun veya kısa bir insan bu zırhı giyecek olursa, bir karış uzun gelir. 10) İmamlık görevi tamamlanıncaya kadar “Muhadestir”tir. >> (Usul-u Kâfi sh 582 H.1006.)

                İnsanların doğruyu bulmak adına önder olarak gördükleri uyarıcıları normal beşerden üstün özellikleri olan olağanüstü halleri olan kişiler gibi görmeleri sapmalara yol açmıltır. yukarıdaki hadiste de imamlara atfedilen cenabet olmaması hatta gaitasının mis gibi kokması gibi çirkin ve anlamsız tanımlamalara ehli sünnet rivayetlerinde de peygamber açısından bakıldığında sık sık rastlanır.bunlar tamamiyle imamların ya da nebilerin insanlıktan farklı bir beşer olduğunu ispat etmek onların yüceliği için uydurulmuş hayali kılıflardır.

                Halbuki Allah;

                De ki: Ben ancak sizin gibi bir beşerim, bana vahyolunuyor ki, sizin ilahınız ancak bir ilahtır. Artık her kim Rabbinin mânevî huzuruna ermek niyazında bulunur oldu ise iyi amel işlesin ve Rabbinin ibadetine hiçbir kimseyi ortak edinmesin. 18/110

                - De ki: Şüphe yok ben sizin gibi bir insanım, bana vahy olunuyor ki: Sizin ilâhınız muhakkak ki, bir tek ilâhtır. Artık O'na yönelin ve ondan mağfiret dileyin ve müşrikler için helâk -kararlaştırılmıştır.- 41/6


                peygamberin dahi bizim gibi normal bir beşer olduğunu ifade etmektedir.

                Uyarıcının bizim gibi normal bir insan olduğunu hazmedemeyen kabullenmeyen hep müşrikler olmuştur. kanımca bu uydurulan rivayetlerde sırf bu iddiaların önüne geçmek için türetilmiştir. bakın kafirler normal bir beşer olan peygamber hakkında ne diyolardı

                - Bunun üzerine kavminden kâfirler olmuş olan ileri gelen bir zümre dedi ki: Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, istiyor ki, sizin üzerinize üstünlük etsin. Ve eğer Allah dilemiş olsa idi elbette melekleri indirirdi. Biz bunu evvelki babalarımızda işitmedik. 23/24

                - Onun kavminden bir taife ki, kâfir oldular ve ahirete kavuşmayı tekzib ettiler ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde dediler ki: Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor. 23/33


                - Ve eğer siz benzeriniz olan bir insana itaat ederseniz şüphe yok ki, o halde muhakkak hüsrana uğramış kimselersiniz. 23/34

                Yorum


                  #38
                  İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                  CUMA GÜNÜ ALLAH NAMAZDAN SONRA ÇALIŞIN DER, HADİS ÇALIŞMAYIN DER

                  “... Yunus, kendisine anlatan birinden , o da Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan şöyle rivâyet eder: << Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurmuştur: <<Her Cuma, bütün vaktini diğer işlerden uzaklaşarak dinine ayırmayan, bunu bir alışkanlık haline getirmeyen, dini ile ilgili sorular sormayan adama yazıklar olsun!>> Bir diğer rivâyette: <<Müslümanlara yazıklar olsun>> ifadesi yer almaktadır. (Usul-u Kâfi sh 48 H 86.)

                  Allah, Cuma günü namazdan sonra yeryüzüne dağılıp maişetimiz için çalışmamızı emretmektedir, buna rağmen çalışmayı kötüleyip Müslümanlara Yazıklar olsun demek nasıl bir zihniyetin ürünüdür ???

                  Ey inananlar, Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmağa koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. 62/9

                  - Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfünden (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki başarıya eresiniz. 62/10

                  Yorum


                    #39
                    İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                    Güzel,faydalı bir çalışma...

                    teşekkürler Mekteb-i Mülkiye.

                    İlgi ile takip ediyorum..


                    Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.(İsra-53)

                    Yorum


                      #40
                      İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                      DÜNYA VE AHİRET İMAMINDIR ONLARI İSTEDİĞİNE VERİR!!! FAKAT İMAM ZEKAT VERMEZ RİVAYETİ:

                      “... Ebu Basir şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’a dedim ki: “İmamın zekat vermesi gerekir mi?” Buyurdu ki: <<Ey Ebu Muhammed! İmkansız bir şeyi söyledin. Dünya ve Ahiret’in imamın olduğunu, onları istediği yere koyduğunu, istediğine verdiğini bilmiyormuşsun? Bu yetki Allah tarafından o’na tanınmıştır. Ey Ebu Muhammed! İmam, üzerinde kendisinden sorulacak Allah’ın hakkı olduğu halde kesinlikle gecelemiş değildir.>> (Usul-u Kâfi sh 614 H.1068.)


                      Müşrik kimseler, Allah’ın varlığını inkar etmemekle beraber, kendilerini veya başka yaratıkları Allah’a ortak sayarlar, Allah’a şirk koşma olayı böylece ortaya çıkar, Şirkin kelime manası Ortaklık demektir, müşriklerin yaptığı şeyde Allah’ın İlahlığına ortak olma iddiasıdır, böylece, Allah kainat üzerinde nasıl tasarruf sahibiyse, kendileri veya Allah’tan başka İlah saydıkları aciz olmalarına rağmen kainat üzerinde Allah gibi tasarruf sahibi olduklarını iddia ederler. Bazı kimseler de vardır ki kendilerini Allah’a Ortak saymadan yani İlah’lık iddia etmeden, Allah’ın kainat üzerindeki Mülkiyet ve Tasarrufunu kendilerine devralma iddiasında bulunarak, Dünya ve Ahiret mülkünün tamamını sahiplenmek suretiyle Mülkün tasarrufu konusunda, haşa Allah’tan, Allah’ı süresiz tatile gönderirler. Yukarıdaki rivayette de iddia edilen budur, ayrıca İmamın Zekat ödemesinin imkansız olduğu yönünde ileri sürülen mantık, nasıl ki, Allah bütün kainatın sahibi olmasına rağmen kullarını nimetlendirmesi zekat değil de hibe ise, aynı şekilde İmamında kainatın sahibi olduğu hesabıyla, istediğine hibede bulunduğu fakat bunun zekat olmadığı vurgulanmıştır, zekat ödemek İslam dininde kulluk görevidir, Allah’ın kainat üzerinde olan mülkiyet hakkını devralan İmamın bir kulluk görevi olan zekattan sorumlu olması imkansızdır iddiasındadırlar. Bu tür iddialar, Kur’an’ın İslam dini öğretisine aykırı iddialardır, şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

                      - Mülk (mutlak hükümranlık ve yönetim), elinde bulunan yüce Allah, kutludur. O, her şeye kadirdir. 67/1

                      - Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Yaşatan, öldüren O'dur. Sizin Allah'tan başka bir dost ve yardımcınız yoktur. 9/116

                      - O (Allah) ki göklerin ve yerin mülkü (ve yönetimi) O’nundur, (O), bir çocuk edinmemiştir, mülkünde ortağı yoktur. Her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, mukadderâtını (kabiliyetlerini özelliklerini) tâyin etmiştir. 25/2

                      - Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. 36/83


                      Görüldüğü gibi, hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır, Allah’ın bu hakimiyetini başkasına devretmesi veya bir başkasını kendisine ortak etmesi söz konusu değildir. Zekat konusuna gelince, Kur’an’dan mealen:

                      - "Ey ateş, İbrahim'e serin ve esenlik ol!" dedik. 21/69

                      - Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de, asıl kendilerini hüsrana uğrattık. 21/70

                      - Onu ve Lut'u kurtarıp, alemlere bereketli kıldığımız bir yere getirdik. 21/71

                      - Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Yakub'u lütfettik; her birini sâlih insanlar yaptık. 21/72

                      - Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler (İmamlar) yaptık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı. 21/73


                      Görüldüğü gibi, İslam dininde Peygamberler dahi zekat vermekle yükümlüdür, bu itibarla tahdis etmiş oldukları rivayetin aslı yoktur, ayrıca bu rivayetle çelişkili olarak şu şekilde de başka bir rivayetler tahdis ettiler,

                      Örneğin:

                      “... Ahmet b. İsa, Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’dan: “Sizin veliniz, ancak Allah, Resûlü ve iman edenlerdir.” (Mâide, 55) âyetiyle ilgili olarak şöyle rivayet etmiştir: <<Sizin en layık olan ve sizin işlerinizi, kendinizi ve mallarınızı yönetmeye en fazla hak sahibi olanlar, Allah, Resûlü ve iman edenlerdir. Burada geçen iman edenlerden maksat, Ali ve o’nun soyundan kıyamete gününe kadar gelecek olan imamlardır.
                      Sonra Allah onları vasfetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Onlar namaz kılarlar, rükûda ikan zekat verirler.” (Mâide, 55) ........” (Usul-u Kâfi sh 410 H.754.)

                      Görüldüğü gibi, İmamların zekat verdiğini tahdis etmekle, evvelki rivayetleriyle çelişkiye düşmüşlerdir.

                      Maide 55 ayetine olan anlayışları da da çok ilginçtir, şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

                      - Sizin dostunuz ancak Allah Teâlâ'dır. Ve onun Peygamberidir ve imân etmiş olanlardır. O imân edenler ki, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar rükû’a varanlardır. 5/55

                      Ayette bütün müminler belirtilmişken, İmamlara tahsis etmeleri doğru bir anlayış olmadığı gibi, ayette Rüku halinde zekat vermekten bahsedilmemektedir, Müminlerin zekat verici ve Rüku edici olmalarından bahsedilmektedir. [color=red]Rüku halinde zekat vermek namazı bozar[/color], Namazda emredilen duruş şekli “Kanitin” yani ihtiram duruşudur, zekat veya başka bir şeyle meşgul olmak İhtiram duruşunu bozacağından, dolayısıyla namaz bozulmuş olur.

                      Yorum


                        #41
                        İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                        tartışmasız senin görüşlerine katılmamızı istiyor ve banttan saranlar gibi davranıyorsan bizi suçlaman yerinde midir. buna inanıyorsunuz böyle inanıyorsunuz o zaman yanılıyorsunuz demek?

                        m mülkiye samimiyetinden kuşku duymamak için kendimi zorluyorum o kadar yazı yazdım ama hiç görmemiş misin yoksa işine mi gelmiyor kafandakini gerçekleştimeye engel mi olacak yazdıklarım?...

                        yazdıklarıma cevap vermeyecek bizi hiç kale almayacaksan biz de sizin alıntıladıklarınızın yanlış yorumlarının vebalini size bırakır sizin dininiz size deriz... sizi takip etmeyiz...

                        Yorum


                          #42
                          İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                          İmam Ali buyuruyor ki, Ebu Zer Selmanın kalbindekini bilseydi onu öldürürdü. Birbirlerinden bu denli farklı düşünen insanlar İmamette yine İmam Aliye bağlı idiler.
                          Üstad Ali Şeriati buyuruyor ya, Yezidin Ordusunun komutanı HÜR ün İmam Hüseyne katılıp onun safında savaşıp şehid olması esnasında neyi değişti acaba, bir insan fasık bir ordunun komutanı İmam Hüseyne teslim olup onun uğrunda canını verdi.
                          Burada değişen ne idi elbetteki Hür ün imamı değişmişti. Yoksa bir saat önceki Hür ile bir saat sonraki Hür de ne değişebilecekti.
                          Ehli Sünnetteki uydurma rivayetleri reddeden mantıkla aynı şekilde 12 İmamdan sonra Şiaya da yansıyan uydurma rivayetleri reddetmede aynı gönül rahatlığı içerisinde olmamak ne kadar insaflı.
                          Yalnız şurasını hatırlatmak isteriz ki, hadisler gerçekten sahih olsa bile zahiri bir nazarla sahih hadislerin bile mevzu olduğu zannedilebilir. Bu noktada dikkat edilmesi gerekir.
                          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
                          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

                          Yorum


                            #43
                            İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                            ehlibeytin izinde; bu başlık altında konunun şahsileşip bireysel tartışmaya dönmesini istemediğim için yazınızı es geçtim. bi başka başlıkta isterseniz konuşuruz. ben buraya el kafide gördüğüm ve reddettiğim kurana aykırı rivayetleri yazmaya devam edicem. ha dilerseniz bu rivayetlerin sahih olduğunu kurani delillerle açıklayabilirsiniz buna bişi demem, ben inkar eder delil sunarım siz kabul edin delil sunun okuyan iman sahipleri her iki görüşüde okur ve dilediğine yol alır. ilk sayfadan itibaren benim reddettiğim rivayetler hakkında kurani delillerle sunacağınız savunmanız varsa buyrun seve seve dinlerim. ola ki ben yanlış anlamışım ya da bişeyler gözümden kaçmıştır. bunun haricinde ikili münakaşaya girme gibi bi niyetim yok.


                            ben bu telaşınızı, konuyu sabote etme çabalarınızı anlamış değilim. kendiniz ifade etmiyomusunuz el kafide uydurma rivayetlerin yer aldığını? ben de bunları ortaya döküp ayıklıyorum işte ...EDİT... siz sayfalarca ehli sünnetin bozuk rivayetlerini yazarken iyide sizin bozuk rivayetleriniz ortaya dökülünce kötü mü oluyo? biraz geniş olun, sabırlı olun, müsamahakar olun ve eğer kendi kaynağınızda bile yer alsa batıla batıl demekten çekinmeyin !

                            Yorum


                              #44
                              İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                              İMAMİYYE ŞİASINA GÖRE MEHDİNİN KAYBOLUŞ NEDENİ KORKMASIDIR

                              “... Zurare şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: <<Mehdi, kâim olmadan kaybolacaktır. Çünkü korkacaktır. >> İmam karnını eliyle göstererek, o’nun öldürülmekten korkacağını gösterdi.” (Usul-u Kâfi sh 500 H.901.)

                              “... Zurare şöyle rivâyet etmiştir: Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: <<Kâim (aleyhisselâm) ortaya çıkmadan önce, ortadan kaybolacaktır.>> “Niçin?” dedim. Buyurdu ki: <<Korkacaktır -eliyle karnını göstererek- öldürülmekten korkacaktır.>> (Usul-u Kâfi sh 497 H.892.)

                              Müminler, Allah yolunda katledilmekten korkmazlar, ayrıca, Allah adına İslam Dinini tebliğ edenlerin korkması olacak şey değildir, böyle bir olay onların tebliğ yapabilecek karakterde olmamaları manasına gelir ki, Allah’ın emrine karşı gelerek, görevlerini yapmamayla aynı şeydir. Kur’an’dan mealen:

                              - Onlar ki, halk kendilerine: "(Düşman) İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!" deyince, (bu söz,) onların imanını artırdı. Ve: "Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir." dediler. 3/173

                              - Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve bollukla geri döndüler, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadı. Ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir. 3/174

                              - Allah’ın kendisine takdir ettiği bir şeyi yerine getirmekte, Peygambere herhangi bir güçlük yoktur. Sizden önce geçenler arasında da Allah'ın yasası böyle idi. Allah'ın emri, olup bitmiş bir şeydir. 33/38

                              - (O peygamberler), Allah'ın mesajlarını duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlardı. Hesap görücü olarak Allah yeter. 33/39

                              - Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin." 10/71

                              - "Yüz çevirdiyseniz çevirin. Ben sizden bir ücret istemedim. Benim ücretim, Allah'tan gelecektir. Bana, Müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmam emredildi." 10/72


                              Görüldüğü gibi, Mehdi için İddia etmiş oldukları kayboluş gerekçesinin İslam dininde yeri yoktur.

                              Yorum


                                #45
                                İMAMİYYE ŞİASININ HADİS ANLAYISI (El-kafi'de çelişki yoktur)

                                başlıkla yaptığınız uyuşuyor mu
                                başlık kendi içinde tutarlı mı
                                İmamiye şiasının hadis anlayışına eleştirilerim (el kafide gördüğüm çelişkiler) şeklinde bir başlık meramını daha doğru ifade etmez mi...

                                bu başlık altında cevaplamak istiyorum bu gerekli ... çünkü yanlış anlamanızdan, şiayı sünni mantıkla eleştirip Kur'an mantığıyla eleştiriyorum gibi etik olmayan subjektif bakışınızdan rahatsız oldum...

                                şianın kendi iç sistematiği var.. siz sünni anlayışla ayetleri anlıyor ve o mantıkla hadislere bakıyorsunuz itirazımız buna yoksa biz de el kafide uydurma ve çelişki olduğunu kabul ediyor buna örnekler veriyoruz...

                                etik olman kaydıyla tabi ki müsamahakarız bu eleştiriyi sünni sitede sünni hadisler için yapın bakalım sizi banlıyorlar mı banlamıyorlar mı...

                                sen kimsin iki kitap okumakla kendini allame mi sanıyorsun diyorlar mı demiyorlar mı burda kimsenin size bir şey dememesi ancak ilmi delillerle reddiye yazması sizi neden işinizden alıkoyuyor

                                batılı senden mi öğreneceğiz. iblis yöntemli kıyascıladan öğreneceksek neden imamları ve ehlibeyti nuhun gemisi olarak görmüş olduk ki...

                                o zaman biz de reyci ebu hanife ya da fazlur rahman gibi ya da m yaşar soyalan gibi biri olurduk...

                                eleştir eleştimek şiada serbesttir. ama anla öyle eleştir... usulü kafiyi açmadan kendin baştan sona okumadan yöntemi anlamı nedir hadisler ne şartlarda söylenmiş bilmeden eleştirmen ahlaklı değil...

                                başkasının aklıyla değil kendi aklınla hesaba çekileceksin...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X