Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

    Kur'an'da levhi mahfuz bizzat lafız olarak kullanılırken burda kullanılmayıp imam kullanılması ve onun kastedilmesinin nedeni nedir?

    ve levhi mahfuz olduğuna dair ayetten ek karinen?

    Yorum


      #17
      Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

      http://www.velayet.com/index.php?top...23763#msg23763


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #18
        Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

        Hadislerin bir tanesi sahih değil. Imam Ali gaybı bilmiyordu. Gaybı bilse Muaviyeye maglup düşmezdi. Peygamberde gaybı bilmiyor vahiyle gelen hariç.
        HASBUNALLAH

        Yorum


          #19
          Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

          Gayb'in kelime anlami tam olrak nedir?
          Allah Bize Yeter!
          O Ne Güzel Vekildir...

          Yorum


            #20
            Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

            [quote author=EHLI-TEVHID link=topic=22482.msg139765#msg139765 date=1326157858]
            Hadislerin bir tanesi sahih değil. Imam Ali gaybı bilmiyordu. Gaybı bilse Muaviyeye maglup düşmezdi. Peygamberde gaybı bilmiyor vahiyle gelen hariç.
            [/quote]
            ya hayret ediyorum bazen

            ya hiç kafanı çalıştırmıyor musun yoksa kasten mi böyle yazıyorsun anlamıyorum

            gaybı bilmekle Muaviyeye karşı zafer kazanmanın ne alakası var?

            daha önce de yazdık: İmam Ali a.s. ya da Pegamber s.a.a.'in iş ilkeleri Allah ile aynıdır. Bu konuda böyle düşünmen senin için bir çok sorunun cevabını verecektir. düşün eğer Ali a.s. yerine bu işin faili olarak Allah'ı düşünsem sonuç nasıl olurdu diye..

            Allah gaybı biliyor. Ve gücü de var. Muaviyeyi alt edebilecek gücünden şüphe var mı? yok . Peki Allah neden Muaviyeye yaşam ve zulüm fırsatı veriyor? müdahale etmiyor?

            İmam Ali a.s. muaviyeyle ilgili her şeyi bilse bunun galibiyete ne gibi katkısı olur? hile yapabilir mi? galibiyetin normal yolları var. bunları uyguladın olmadı hile mi yapacaksın. diyelim ki davanı ortaya koydun ama millet seni desteklemedi ordun gitti muaviyenin yalanlarına kandı. napacaksın?


            Nuh a.s. neden galip gelemedi? nice peygamberler gaybı bilmedikleri için mi? gaybı hile yapmak ya da caiz olmayan bir yola girmek için mi bilmek gerekiyor..

            anlamıyorum..

            Yorum


              #21
              Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

              imam Ali a.s. lanetlik İbn Mülcemin kendisini öldüreceğini bile bilyorudu. ama napabilirdi? işlenmemiş suçun cezasını mı verecekti? o zaman o İmam değil Muaviye olurdu, Fatih Sultan Mehmet olurdu..

              Yorum


                #22
                Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                [quote author=EHLI-TEVHID link=topic=22482.msg139765#msg139765 date=1326157858]
                Hadislerin bir tanesi sahih değil. Imam Ali gaybı bilmiyordu. Gaybı bilse Muaviyeye maglup düşmezdi. Peygamberde gaybı bilmiyor vahiyle gelen hariç.
                [/quote]

                İmamlar zahirle mükelleftiler batınla değil. İşin batınını bildikleri halde zahire göre hareket ediyorlardı. Nitekim İmam Hüseyn (a.s) Kerbela'da şehit olacağını biliyordu, bununla birlikte zahire göre hareket etmiştir. Bakın Hz. Musa (a.s) peygamber olmasına ve Hz. Hızır'a söz vermesine rağmen bazı meselelerin batınını bilmediği için Hz. Musa'nın yaptığına karşı çıkıyordu ama daha sonra Hz. Hızır ne için o işleri yaptığını açıklayınca rahatladı. Demek istediğim İmamlar da sahip oldukları batıni ilimlerle konuşacak ve ona göre hareket edecek olsalardı herkes itiraz eder ve kabüllenemezdi.. İşte bundan dolayı birçok şeyleri bilmelerine rağmen zahire göre amel etmişlerdir. Bize gayb olarak görülen onlara gayb değildir. Onlar kıyamet günü bizim amellerimize şahitlik yapacaklar, bir şeyi görmeyen ve bilmeyen nasıl şahitlik yapabilir. Hz. Peygamber de şahitler üzerine şahit olacaktır..
                عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                Yorum


                  #23
                  Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                  Ehlibeyt ekolüne göre, masum İmam’da bulunması gereken sıfatlardan biri de, halkın en alimi ve şeriatı en iyi bilen olmasıdır. Öyle ki kendi zamanında O’ndan daha bilgili birisi tasavvur edilemez. İmamların bu ilimlerinin kaynağı ve O’nların bu ilimleri nasıl elde ettikleri hususunda Şia alimleri şöyle demişlerdir: İmamlar bu ilimlerini üç yoldan elde etmektedirler:

                  Birinci yol: Kur’ân-ı Kerim’den istifade ile elde edilen bilgilerdir. İmam Sadık (a.s) konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Halk arasında ihtilafa sebep olan bütün konuların asılları ve kökleri Allah’ın kitabındadır, ancak halk bunları algılayamıyor.”[1]
                  Müminlerin emiri Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur: “Kur’ân’ı konuşturun, ama Kur’ân size konuşmaz. Ben size ondan haber verebilirim. Geçmiş ve geleceğin ilmi bu semavi kitapta mevcuttur. Sizin ile ilgili hükümler, ihtiyaç duyduğunuz konular ve üzerinde ihtilafa düştüğünüz konuların tefsiri bu kitapta mevcuttur. Eğer benden soracak olsanız, size öğretirim.”[2]
                  Âl-i Sam’ın kölesi Abdüla’la şöyle diyor:
                  İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Allah’a andolsun ki, ben Allah’ın kitabını başından sonuna kadar, elimin içi gibi biliyorum. Gök, yer, geçmiş ve geleceğin haberleri bu semavi kitapta mevcuttur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “…ve biz sana her şeyi beyan eden kitabı indirdik.”[3]

                  - Usul-u Kafi, c. 1, s. 605
                  - Usul-u Kafi, c. 1, s. 61
                  - Usul-u Kafi, c. 1, s. 229
                  عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                    İkinci yol: Allah Resulünün sözlerinden ve O Hazretten, sırayla İmamlara miras olarak yetişen sahifeler ile elde edilen bilgilerdir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a), Ali (a.s)’a şöyle buyuruyor: “Ya Ali! Allah, seni kendime yakınlaştırmamı ve ilmimi -onu koruyasın diye- sana öğretmemi emretmiştir.”
                    Sonra şu ayet nazil oldu: “... Ve belleyici kulaklar bellesin diye...” O zaman Ali (a.s)’a buyurdular: “O belleyici kulaktan maksat sensin.”[1]
                    Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Göğsümde öyle ilimler gizlidir ki, eğer sizlere açıp söylesem, derin bir kuyunun dibinde hareket eden ip gibi titreşip durursunuz.”[2]
                    Gerçi Emir’ül-Müminin Ali (a.s) “Belleyici kulak” idi ve Peygamber (s.a.a)’in sözlerini yazmaya da ihtiyacı yoktu. Ancak Hz. Resul (s.a.a) kendinden sonraki İmamlara miras kalsın diye, O’na yazmasını buyurdular.

                    El-Mizan Tefsiri, c. 19, s. 396
                    Nehc’ül-Belağa, 5. Hutbe. s. 57
                    عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                      Üçüncü yol: Gayb alemi ile irtibat ve ilham yoluyla elde edilen bilgilerdir. Nitekim İmam Musa Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizim ilmimiz, geçmiş, gelecek ve yeni ilimler olarak üç kısımdır. Geçmiş ilimler bize tefsir olunmuştur, gelecekle ilgili ilimler bizim için yazılmıştır ve yeni ilimler ise bizim kalp ve kulaklarımıza ilka olunmaktadır. İlimlerimizin en üstünü bu çeşit ilimdir. Ama nübüvvet, Hz. Muhammed (s.a.a)’den sonra sona ermiştir.”[1]

                      Haris b. Muğayre şöyle diyor: İmam Sadık (a.s)’a; “Sizin ilminiz hangi yolla hasıl oluyor?” diye sorduğumda şöyle buyurdular: “Allah Resulü (s.a.a) ve Ali (a.s)’dan miras olarak bize yetişmiştir.”
                      Dedim: “Biz, sizin kalbinize ilka ve kulaklarınıza ilham olduğunu duymuşuz.”
                      Buyurdular: “Veya bunlar…” (yani, biz bu yolla da olaylardan haberdar oluyoruz.)[2]

                      - Usul-u Kafi, c. 1, s. 264
                      - Usul-u Kafi, c. 1, s. 264
                      عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                        HUVE'L AZİZ

                        SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

                        Yukarda aktarılan rivayette ne gibi bir sorun var anlıyamadım. Kur-an ayetleri vede sahih hadisler bunu desteklemiyor mu?

                        Nübüvvet ehl-i olanlar İmamlar vede her kul gayb konusunda Allah'ın bildirmediği müddetçe eşittirler. Kendi akıllarınca veya yetilerince gaybı bilmeleri imkansızdır. sadece tahmin yürütebilirler bunun dışında gayptan zerre kadar haber kesin kes veremezler. Ama Kur-anda Allah Peygambere şöyle buyurmuyor mu? "ey habibim deki ben gaybı bilmem bana bildirilen müstesna". Şia bunun dışında bir kelam etmez zaten buna da inanır. İmamlar gaybı Allah'ın bildirdiği kadarı ile bir bilgiye sahiptirler.

                        o kadar ilim sonsuz bir zaman gerektirir nasıl babalarından alsınlar

                        Aklımızın yetmediği mevzularda inkar etmek pek akıl karı olmasa gerek. Mesela benim aklım sonsuz kavramını idrak etmiyor bunu idrak etmediği için inkar mı etmem gerek.


                        Yasin süresinde geçen İmam kelimesinden zahirde kastın levh-i mahfuz olduğuna inanıyorum. Bu konuda hem şii hemde sunni müfessirlere bakmakta yarar vardır. Zahiren neyi kast edildiğinide Allahu alem derim. İmam Ali olduğunu beyan eden rivayetlerde var zahir için.
                        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                          [quote author=HiLaLNuR link=topic=22482.msg139786#msg139786 date=1326227038]
                          Gayb'in kelime anlami tam olrak nedir?
                          [/quote]

                          GAYB NEDİR?

                          Gayb, şühudun karşıtı bir kelimedir. Perde arkası ve gizlilik anlamındadır. Genel ve özel iki anlamı vardır.
                          Gaybın genel anlamı; insanın zahiri his ve görü-şünden gizli olan her hakikattir. Buna binaen, cahil bir insanın idrakinin ötesinde olan bir gerçeği, onun için “gayb” hesap edebiliriz. Örneğin: Yaratılış ale-minde ve tabiatta bize örtülü olarak yaratılmış bir takım sırlar gibi.

                          Gaybın özel anlamı ise; bir takım gerçekler ve tabiat alemi ahvalinin perdesi ardında saklı bazı hakikatlerdir. Allah’ın zatı, melekler, ruhlar, kıyamet günü ve halleri, Cennet, Cehennem, Kâim (Hz. Mehdi -a.f-)’in kıyamı ve İsa (a.s)’ın nüzulü gibi. Kur’ân’da ve İslam alimlerince “gayb” namı ile zikredilenlerin hepsi bu gruptandırlar. Bunlar hissedilir cinsten olmadığından onların ispatı için mefhumlara, ilmi ve akli delil ve burhanlara ihtiyaç vardır veya gaybı bilen peygamberler veya ilahî evliyalar vasıtasıyla o dünyadan haberdar oluyoruz.
                          عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                            Acaba Gayb İlmi Yalnızca Allah’a mı Mahsustur?

                            el-Cevap: http://www.alhassanain.com/turkish/b...erler/001.html
                            عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                              hudeyfe, yasin 12 de imamin mubin kelimesi için kastın levhi mahfuz olduğuna inandığını söylemişsin.

                              buna delilin nedir? ben de orada katın Kur'an'ı natık İmam Ali a.s. olduğuna inanıyorum buna delilim hadisler ve imam kelimesi geçmesidir.

                              eğer levhi mahfuz kastedilseydi, bizzat bu kelime geçerdi. Çünkü levhi mahfuz zaten Kur'an'da geçiyor. Buruç suresi son ayetleri: gerçekte o yüce Kur'an'dır. Levhi Mahfuzdadır. (fi levhin mahfuz,)

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: ehlıbeyt mutlak gaybı bılır mı ?

                                [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22482.msg139801#msg139801 date=1326238467]
                                hudeyfe, yasin 12 de imamin mubin kelimesi için kastın levhi mahfuz olduğuna inandığını söylemişsin.

                                buna delilin nedir? ben de orada katın Kur'an'ı natık İmam Ali a.s. olduğuna inanıyorum buna delilim hadisler ve imam kelimesi geçmesidir.

                                eğer levhi mahfuz kastedilseydi, bizzat bu kelime geçerdi. Çünkü levhi mahfuz zaten Kur'an'da geçiyor. Buruç suresi son ayetleri: gerçekte o yüce Kur'an'dır. Levhi Mahfuzdadır. (fi levhin mahfuz,)
                                [/quote]

                                HUVE'L AZİZ

                                SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

                                Bu konuda benim ilk delilim Allame Tabatabai'dir El-Mizan tefsirinde ayeti açıklarken şöyle buyuruyor.

                                "
                                “ Biz, her şeyi apaçık bir kitapta sayıp yazmışızdır.” Burada kast edilen, değişimlere karşı korunan levhi mahfuzdur. Ki yüce Allahın mahlukatla ilgili takdirinin ayrıntılarını içerir ve her şey burada sayılıp kaydedilmiştir. Yüce Allah Kur’anda bundan değişik isimlerle söz eder. Levhi mahfuz, ana kitap (ümmül kitap), apaçık kitap (kitabul mümibin), imamul mübin (apaçık imam) gibi. Bu isimlerin her biri farklı bir boyutuna işaret etmektedir.
                                Levhi mahfuze “imam-ul mübin” adının verilmesinin gerisindeki gerekçe, kesinlik kazanmış ilahi öntasarımları içermesi, mahlukatın bunlara tabi olması, onlara önderlik etmesi olsa gerektir. Casiye suresini tefsir ederken vurgulayacağımız gibi, amel kitapları bu ana kitaptan istinsah edilmişlerdir. Yüce Allah buna şu şekilde işaret ediyor: “Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.” (Casiye, 29)
                                Bazılarına göre, ayette geçen imam-ul mübin ifadesinden maksat, amellerin yazıldığı sayfalardır. Ancak bu, üzerinde durmaya değmeyen, yanlış bir değerlendirmedir. Bir diğer görüşe göre de, Allahın ilmi kast edilmiştir. Bu da önceki gibi yanlış bir yorumdur. Kuşkusuz eğer bununla Allahın fiili ilmi kast ediliyorsa, o zaman ayetin açıklaması bakımından bir anlam ifade edebilirdi.
                                Müfessirler tarafından yapılan yorumların en ilginç olanı şudur: Levhi mahfuzda yazılanlar, bu güne kadar olan ve kıyamete kadar olacak olan şeylerdir. Sonsuza dek alemde meydana gelen bütün hdiseler değil. Çünkü levhi mahfuz müslümanlara göre cisimdir. her cisim de boyutları itibariyle sonludur. Buna bir çok kanıt delalet etmektedir. Her şeyin açıklamasının, bizim tasavvur ettiğimiz şekilde topyekün levhi mahfuzda olması ise, sonlu olan bir şeyin sonsuz olan bir şeyin zarfı olmasını gerektirir. Bunun muhal olduğu ise apaçık ortadadır. O halde yapılacak şey, her şey şeklindeki genelliği özele indirgemek ve şöyle demektir: Bundan maksat, kıyamet gününe kadar olacak bütün hadiselerdir...” Daha sonra ayrıntılı olarak itirazlarımızı dile getireceğimiz gibi, bu yorum, zorlama eseridir.
                                Tefsirini sunduğumuz ayet, öncesinde yer alan ayete yönelik gerekçeli bir açıklama mahiyetindedir. Bir bakıma yüce Allah şöyle buyuruyor: Haklarında azap sözü gerçekleşen kimseler ve Kur’ana tabi olup görmeden rablerinden korkan kimselerle ilgili olarak bildirdiklerimiz ve durumlarına ilişkin olarak sunduğumuz tasvirler doğrudur. Çünkü bütün herkesin hayatının idaresi ve kontrolü bizim elemizdedir. Amelleri ve bu amellerin etkileri bizim katımızda koruma altındadırlar. Dolayısıyla her iki grubun varacağı akıbet hakkında bilgi sahibiyiz, durumlarından haberdarız." (cilt 17 sayfa 66-67 Kevser yayınları)

                                Bu cild daha basılmadı kevser alimlerine sorarsın sana bu ciltteki ilgili bölümün tercümesini verirler şayet söyleyemezsen ben sana sadece bu bölüm ile ilgili olan kısmı gönderebilirim. Tercümenin tamamını gönderemem kul hakkına girer o zaman.
                                EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X