Müfezzel bin Ömer İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’dan şöyle rivayet eder:[/color]Bir gün İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’ın huzuruna müşerref olduğumda bana buyurdular: Ey Müfezzel! Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem, İmam Ali Aleyhisselam, Hz. Fatime Selamullah Aleyha, İmam Hasan ve İmam Hüseyin Aleyhimusselam’ı gerektiği gibi tanıyıp onların marifetinde hakikata vardın mı?[/color][color=rgb(204, 204, 204)][/color][/color]Arz ettim: Ey Mevlam! Onlar’ın marifet hakikatı nedir? Buyurdular: Her kim onları marifetlerinin hakikatınca tanırsa mümindir ve imanın en üst derecesine varmıştır. Arz ettim: Ey mevlam! Onu bana tanıt. Buyurdular: Bil ki Onlar, Allah’ın yarattığı ve yoktan var ettiği her şeyi bilmektedirler. Onlar, takvanın mazharı, yerlerin, dağların ve denizlerin hazinedarlarıdırlar. Gökyüzünde ne kadar yıldız olduğunu, dağların ağırlığını, denizlerin ve nehirlerin su miktarını çok iyi bilmektedirler. Ağaçtan düşen her yapraktan haberdardırlar. Yerin karanlıklarında oluşan her şeyi bilirler. Hiçbir ıslak veya kuru yer yoktur ki mubin kitapta yani Onlar’ın ilminde yazılmamış olsun. Arzettim: Ey mevlam! Söylediklerinizi anladım ve onlara ikrar edip iman getirdim. Buyurdular: Ey Müfezzel! Sen, nimet verilmiş ve temizlerdensin. Cennet sen ve senin gibilere helal ve tatlı olsun.[/color][color=rgb(204, 204, 204)][/color][/color]Kaynak: Misbah-ul Envar s. 287, Bihar-ul Envar c. 26 s. 116, Tefsir-i Burhan c. 4 s. 7
bakınız burada mutlak gayb bilgisi ehlibeyte veriliyor. yani resulden gelen bir bilgi olarakta değil gaybı mutlak olarak bilirler ve kuranda bunları sadece Allah bilir diye geçtiği halde.
bakınız burada mutlak gayb bilgisi ehlibeyte veriliyor. yani resulden gelen bir bilgi olarakta değil gaybı mutlak olarak bilirler ve kuranda bunları sadece Allah bilir diye geçtiği halde.
Yorum