Ynt: İmam ve Oğlu.
Güneşi Vurmuşlardı Leyla...
Ali'n, Ali'n, İmamın Ali'si... Eyerden düşmemek için yavaşça eğilip kollarını boynuma doladı...
Göz açıp kapayıncaya kadar ikimize de onlarca ok saplanmıştı.
Ama öldürücü olan, Ali'nin boğazındakiydi...
Allah'ım! Ona değil benim ciğerime saplansaydı keşke...
Er meydanlarının kükreyen arslanını vurmuşlardı namertçe!..
Ali'nin çektiği acıyı düşündükçe kahroluyordum.
Ne yapacağımı bilemeden bir iki adım ileri geri gidip gelmedeydim.
Ali'yi düşürmemeye çalışıyordum.
Ve akbabalar ordusu, bir alçaklık örneği daha sergileyerek topluca saldırıya geçtiler. Ali'nin can çekişmekte olduğunu görmüşlerdi çünkü.
Ben savaş meydanlarında büyüdüm Leyla.
Bir arslanın kanlar içinde yere serildiğini görünce, yüreği kin ve haset dolu sırtlanlarla çakalların bir anda nasıl arslan kesiliverdiğini ve akbabalarla birlikte onun tepesine nasıl üşüştüklerini bilirim...
Gerisini anlatamam artık sana Leyla... Mahşer gününe kadar da anlatmayacağım kimseye...
Ta ki Rabb-ul âlemîn, kıyamet günü o manzarayı bütün mahlukatın gözlerinin önüne serinceye kadar...
Silme göz yaşlarımı Leyla...
Silme o titrek ellerinle; anlatmayacağım diyorum.
Senin gözyaşlarını kim silecek şimdi?
Kim teselli verecek sana Leyla?...
Beni düşünme sen...
Bu yaralar tek tesellim benim; bunca yarayla sabaha çıkmam ben nasılsa...
Şimdi sen söyle n'olur, ağıtlarınla su serp birazcık ikimizin de yüreğine.
Hz. Hamza'nın şahadetinde de duymuştum böyle ağıtları ben...
Güneşi Vurmuşlardı Leyla...
Ali'n, Ali'n, İmamın Ali'si... Eyerden düşmemek için yavaşça eğilip kollarını boynuma doladı...
Göz açıp kapayıncaya kadar ikimize de onlarca ok saplanmıştı.
Ama öldürücü olan, Ali'nin boğazındakiydi...
Allah'ım! Ona değil benim ciğerime saplansaydı keşke...
Er meydanlarının kükreyen arslanını vurmuşlardı namertçe!..
Ali'nin çektiği acıyı düşündükçe kahroluyordum.
Ne yapacağımı bilemeden bir iki adım ileri geri gidip gelmedeydim.
Ali'yi düşürmemeye çalışıyordum.
Ve akbabalar ordusu, bir alçaklık örneği daha sergileyerek topluca saldırıya geçtiler. Ali'nin can çekişmekte olduğunu görmüşlerdi çünkü.
Ben savaş meydanlarında büyüdüm Leyla.
Bir arslanın kanlar içinde yere serildiğini görünce, yüreği kin ve haset dolu sırtlanlarla çakalların bir anda nasıl arslan kesiliverdiğini ve akbabalarla birlikte onun tepesine nasıl üşüştüklerini bilirim...
Gerisini anlatamam artık sana Leyla... Mahşer gününe kadar da anlatmayacağım kimseye...
Ta ki Rabb-ul âlemîn, kıyamet günü o manzarayı bütün mahlukatın gözlerinin önüne serinceye kadar...
Silme göz yaşlarımı Leyla...
Silme o titrek ellerinle; anlatmayacağım diyorum.
Senin gözyaşlarını kim silecek şimdi?
Kim teselli verecek sana Leyla?...
Beni düşünme sen...
Bu yaralar tek tesellim benim; bunca yarayla sabaha çıkmam ben nasılsa...
Şimdi sen söyle n'olur, ağıtlarınla su serp birazcık ikimizin de yüreğine.
Hz. Hamza'nın şahadetinde de duymuştum böyle ağıtları ben...
Yorum