Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşurayı Anlamak

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Aşurayı Anlamak

    SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

    Değerli bir abinin bir makalesini burda sizinle paylaşmak istiyorum. Yalnız makale biraz uzun olduğundan dolayı ben birer sayfa halinde buraya aktarayım sıkılmadan ve daha rahat bir şekilde okunsun diye.


    AŞURA’YI ANLAMAK

    Kerbela mekânın Aşura kıyamın adıdır. Kerbela adıyla özdeşleşen Aşura Kıyamı öyle sıradan bir gün içinde olup-bitmiş sıradan bir olay gibi değildir, zira; Hem mübarek Aşura kıyamında hemde bu kutlu direnişin özellikle Kerbela sahrasında vuku bulmasında sayısız ilahi sırlar ve hikmetler vardır.Malumdur ki; Yüce Peygamberimizin(s.a.a.v) vefatından önce ilahi Kerbela direnişi vahiyle bildirilmişti.Bu hakikat Ehlibeyt kaynaklarında mevcuttur,ayrıca genel İslami kaynaklarda tevatüren sabittir.(1)Kerbela sahrası ilahi direniş için seçilmiş ilahi mekandır.Yüce Allah’ın emriyle Cebrail(A.S) Kerbela toprağını Resulallah(saav) efendimize getirdi ve ileride vuku bulacak İlahi Kerbela direnişini ayrıntılarıyla Resulallah efendimize bildirdi.(2)
    Bu özellik Kerbela’dan başka hiçbir mekana nasib olmamıştır.
    Kerbela mekanının ilahi sırrına atfen son olarak,Yedi Hidayet imanının birbirine yakın yerlerde aynı bölgede medfun bulunduğunu ve son Hidayet İmamı Mehdi AF’ın yine aynı bölgede Semerrada gayba çekildiğini işaret etmek isteriz,daha fazlası var ama bu kadarıyla iktifa ediyoruz.(3)
    Seyyidi şüheda şahı Kerbela Mevla İmam Hüseyin As’ma gelince,her şeyden önce herkezin iyi bilmesi gereken çok önemli bir husus vardır.
    Hüseyin as;”Hakkın ilahi iradesiyle hareket eden,masum,Hak hidayet imamıdır”
    O halde,Kerbela ve Aşura kıyamının ne demek olduğunu idrak etmek için;öncellikle Hakkın,ilahi iradenin,Hak hidayetin,masumiyetin ve Hak imametin ne demek olduğunu “İDRAK”etmek gerekir.Dikkat ediniz.! Bilmek demiyoruz bilakis “İDRAK ETMEK” diyoruz.Zira;”İlmi öğrenip rivayet edenler çok olur ama,”İdrak edenler”az bulunur,gerçek ilim sahipleri ise idrak edenlerdir.(Mevla Ali as)(4)

    Bu önemli hakikat sebebiyle;birtek Aşura kıyamını anlamak ve anlatabilmek için;Tevhid,Nübüvvet,Ahiret,imamet,Adalet,Emribin maruf nehyi anil münker,Tevella ve Teberrayı, yani topyekün islam dininin tamamını anlamak ve anlatmak gerekir desek vallahi mübalağa olmaz..!Fakat bu kadarını yapmak için acizane takatimizde yok zaman,zemin imkanımızda yok..Şu halde;Şanlı Aşura kıyamının çok yönlü olduğu bellidir,bu mübarek kutsal ilahi direnişi her yönüyle anlatmaya asla güç yetiştiremeyeceğimiz meydandadır,bu durumda biz sadece bazı yönleri işaret etmekle yetineceğiz.


    1-Hakkın ilahi iradesi

    İslam kemale ermiş mükemmelen tamamlanmıştır.(5)Gadiri Hum’da yaşananlar ve imametin ilanı İslam dininin Kamil halinin olmazsa olmazıdır.(6)Rasulallah(saav) efendimizden sonra 12 Hak hidayet imamı vardır ve imamlar Ehlibeyti-itreti Rasulallahdan birbiri ardınca gelirler,Hak imamların ilk birincisi Ali ibni Ebi Talip as sonuncusu ise Mehdi AF’dır.(7)Vahiy ve Velayet asla birbirinden ayrılmaz.( 8 ) Ve Herkim kendi zamanının Hak Hidayet imamına itaat etmekten birazcık dahi olsa ayrılırsa cahiliyye ölümü üzere ölür..(9)Bu hükümler vahyin inananları mükellef tuttuğu kat’i farizalardır.Yüce Peygamberimiz önemle üzerinde durmuş,gereğinin yapılması için insanları ısrarla uyarmış,tembih etmiş emretmiştir.

    Hak’islam dininde Tevhid-Nübüvvef ve imamet ayrılmaz bütündür.Vahy demek olan Kuran ve sünnet ile 12 Hak imam demek olan Ehlibeyti-itreti Rasulallah asla birbirinden ayrılmaz.Kim bu iki ağır emaneti birbirinden ayırmaya kalkışırsa dalalete sürüklenir. (10 ) Bunları İllahide Kur’anı Kerimde görmek isterim diyenlere KUR-ANI KERİM’İN Fatiha-i şerif yeterli delildir.”Hidayet imamı olmadan Vahdet olmaz ve vahdet olmadıkçada “iyyakenabudu ve iyyake nestain olmaz”.”Nimet verilenler bilinmeden,tanınmadan ve nimet verilenlerin izini takip etmeden sıratı müstakim bilinemez ve yaşanamaz.!İşin özü kısaca tastamam budur.(11)Kısaca aktardığımız bu önemli delillerle ortaya çıkan sonuç;İmam as’ların masum olduğu ve daima ilahi iradeye göre hareket ettiği hakikatidir.Şayet bu hakikatten zerre kadar tereddüt olsaydı Allah ve Rasülü Hidayet imamlarını Vahye mizan kılmazdı.Ve yine eğerki bu hakikatten zerre kadar tereddüt olsaydı;Allah ve Rasülü kesin hükümlerle,daimi olarak,istisnasız ve müstesnasız Hak imamlara itaat üzere olmayı inananlar üzerine Farz kılmazdı.
    İlahi vahyin ilahi mizanı masum imamlar her zamanda ilahi iradeye göre hareket etmişler, daima Hak üzere bulunmuşlar asla Hak ve hakikatten sapmamışlardır.Malumdurki Mevla Hüseyin as’ on iki hidayet imamının üçüncüsüdür.Tıpkı diğer masum imamlar gibi Hüseyin as’mında ilahi iradenin dışında hareket etmesi mümkün değildir.Deliller ışığında anlıyoruz ki ; İmam Hüseyin As’mın Kufeye doğru yola çıkışı,Kerbela’da duruşu ilahi iradeye göredir.Masum imam as hem Aşure kıyamında hemde öncesinde asla ilahi iradenin dışında hareket etmemiştir.
    EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

    #2
    Ynt: Aşurayı Anlamak

    Allah razi olsun hem yazandan hem bizlerle paylasandan
    devamini bekliyorum


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Aşurayı Anlamak

      [quote author=gulistan_2 link=topic=2802.msg13710#msg13710 date=1238635328]
      Allah razi olsun hem yazandan hem bizlerle paylasandan
      devamini bekliyorum

      [/quote]
      vela hevla vela kuvvete illa billahul ALİYYUL AZİM
      [center]

      Yorum


        #4
        Ynt: Aşurayı Anlamak

        SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

        2-İmtihan Sırrı
        Dünya imtihan yeridir ve imtihanın zamanını,zeminini,şeklini,şartlarını yüce Allah taktir buyurur.”Hüküm Ancak Allahındır”,”Yüceler yücesidir o Allah ki,mülk onun elindedir ve O her şeye kadirdir.O Allah ki;hanginizin daha güzel amel işleyecegini imtihan için hayatı ve ölümü yarattı,muhakkakki Allah Azizdir Gafurdur”(12)
        “Yaradan yaptığında sorulmaz”. Sorulamaz!.Yüce Allahın sübhan olan varlığı karşısında hiçbirşey yoktur.Allahu Teala her şeyi yoktan var etmiştir ve yarattıklarını dilediği gibi imtihan eder..Yüce Allah masumları ilahi donanımlarla donatmış ve insanlar için imtihan vesilesi kılmıştır.Hakkın gören gözü, konuşan dili, tutan eli, yürüyen ayağı çarpan kalbi olan ; kısacası Hak ile Hak olan Hidayet imamları ilahi irade doğrultusunda hareket ederken; Hidayet imamlarına kayıtsız-şartsız itaat etmekle mükellef insanlar imamların şahsında imtihana tabi tutulmuşlardır.Allah ve Rasülü ;Hidayet imamlarına karşı inananların nasıl davranmaları gerektiğini açık hükümlerle kesin-kes emretmiştir.Emrolundukları gibi doğru hareket edenler her dönemde imtihanı kazanmıştır ve kazanacaktır. Şu veya bu şekilde aksini yapanlar ise her dönemde kaybettikleri gibi bundan sonrada kaybetmeye devam edecekler.Şu şüphesiz hakikatki, “ Hak asla kişilerin hevasına tabi olmaz!”vahyin açık nasları karşısında heva-hevesleriyle boş mantıklar yürüterek Hakkı sündürüp sulandırmaya uğraşanlar,tıpkı “Adem As’ma secde emri karşısında kıyasa yeltenen iblisi lain gibidirler.(13)

        Hiç Şüphesiz Hak imametin ilk halkası Rasulullah(saav) efendimizin varisi Mevla Ali as’dır ve bizatihi Rasulallah efendimiz imametini ilan etmiştir.(14)Rasulullah efendimizden sonra hidayet halkasının ilki Mevla Ali As’dan ayrılanların,ikinci hidayet halkası Hasan as’ı yalnız bırakmalarına şaşırmamak gerekir.Zira Hakkın hidayet halkaları ayrılmaz bütündür, birine tutunan hepsine tutunmuş olduğu gibi birinden ayrılanda hepsinden ayrılmış gibi olur. Rasulullah efendimizin ağır vasiyetlerinin gereğini yapmayarak dalalete sürüklenen ümmeti Muhammed, imtihanını kendi eliyle ağırlaştırarak gün geçtikçe daha büyük felaketlere sürüklenmiştir. Ali as’mın peşinden Hasan as’danda uzaklaşan insanların Hüseyin as’mı anlamaları ve O Hakkın hidayet imamına sımsıkı sarılmaları elbet ki zorlaşacak hatta çokları için imkansız hale gelecektir.

        Hüseyin as her fırsatta Hakkı tanıtarak,batılları deşifre ederek insanları uyardı ve hüccetini tamamladı.Fakat ne yazıkki gafiller kör oldularda hidayeti göremediler,sağır oldularda işitemediler,kalpsiz oldularda hissedemediler,hevalarına aldandılarda emrolunduklarını yapmadılar.Ve böylece imtihanı kaybettiler.

        3-İlahi Taktir
        Cümle varlık yaradan Yüce Allah karşısında acizdir,sınırlıdır.Sınırsızlık sadece Yüce Allaha mahsusdur.Bizler gibi sıradan aciz kulların Kutlu Hidayet imamlarını her yönüyle tanıması imkansızdır.Hak imamların ilahi donanımlarını kendi zannımıza göre sınırlamaya kalkışmak bizleri dalalete sürükler,bu şüphe götürmez.Şüphe götürmeyen diğer önemli nokta ise Yüce Allah karşısında istisnasız herkezin sınırlı olduğu gerçeğidir.Masum imamların dahi bazı durumlarda “sınırsız ilahi irade tarafından sınırlandığını..”görmekteyiz.Gerçi masum imamlar as ilahi külli irade ile sınırlanırken dahi ilahi iradeye göre hareket etmiş durumdadırlar,buda işin diğer hikmetli boyutudur.Konunun iyi anlaşılması açısından bazı örnekler vereceğiz.Birinci örnek;Yüce Peygamberimizin onca ısrarına rağmen “Üsame ordusu sefere çıkmadı” elbette bu durum ordudaki gafillerin kendi gafletleridir,vebal onlarındır.Fakat neticede olaylar Yüce Peygamberimizin istediği şekilde değil,gafillerin taleb ettiği şekilde cereyan etti.(15)İkinci örnek;Perşembe faciası vuku bulduğunda Peygamber saav Efendimiz vasiyet yazdırmak istemesine rağmen heva ve hevesine kul olmuş gafiller kargaşa çıkardı ve mani oldular,neticede gafillerin istediği oldu.(16)Üçüncü örnek;Gadr günü ısrarla sakaleyn iki ağır emanete beraber sarılmayı emreden ve Mevla ali as’mın imametini ilan eden Yüce peygamberimiz saav’in,sakife bid’atine rıza göstermesi asla mümkün değildir,fakat sakife bid’ati ve sonrası malumdur.(17)Bu örneklerle anlatmak istedeğimiz Her ne kadar Rasulallah saav efendimiz daima vahye göre hareket etmiş olsada İlahi Taktir’in izin vermesiyle bazen gafillerin istediği gerçekleşiyordu.Şüphesiz bu gafiller için Allahtan bir gazabdır.Zira Rasulullaha muhalefet etme cesaretinde bulunanlar Allahu Tealadan hidayet değil dalalet taleb etmiş oluyorlardır,imtihan sırrıyla Allahu Teala dilediği zaman bunun gerçekleşmesine müsaade ediyordu. “Yaradan yaptığından sorulmaz”(18)Allah hidayetini layık olanlara verir, olmayanlara degil

        Aynı minvalde iki örnek’de Mevla Ali a.s’dan verelim; “Layık olanlara verilir olmayanlara değil..” Üç halife döneminde islama zıt fiiliyatlar saymakla bitmez tükenmez, kitaplarda bunlar uzun-uzun anlatılmaktadır.Başta Mevla Ali as ve Fatımatuz Zehra sa olmak üzere sadık müminlerde dahil, aldatılmış Müslümanları dalaletten kurtarıp hidayete yönlendirmek için çok mücadele ettilir,ama olmadı.Öyleki;bir defasında Fatıma sa diyordu ki ; “ Siz Hidayeti istemezseniz biz sizi nasıl hidayete götürelim”(19) Sıffin savaşı patlak verdiği zaman iki yıllık savaşdan sonra Mevla Ali as ile beraber İslam ordusu, baği çapulcularını darmadağın etti ve çıban başı baği muaviyenin Mavi saftiyan çadırını başına yıktı,muaviye kaçmak üzere atına bindiği an hileci Amr İbni as’ın şeytani planları devreye girdi,Sonuçta sökülmek üzere olan fitnenin kökü öylece kaldı.Harici güruhunun serkeşliği ile durumlar tersine döndü ve “Sadece on kılıç darbesi kalmasına rağmen(?)”Fitne ortadan kaldıralamadı, detaylar kitaplarda mevcuttur.(20)

        Gün geldi Mevla Ali As Şam üzerine yürüyerek muaviye ve çapulcular ordusuyla savaşmaya kasteddi ; ordusunu hazırlayarak yola çıktı.Fakat yine olmadı zira Harici serserileri Nehrevan’da başa bela kesildiler.Nehrevan savaşı nedeniyle şam seferi yeniden tehir edilmişti.Fazla zaman geçmeden Emirel mü’minin Ali as yeniden hazırlık yapmaya başlamıştı.İslam ordusunun ihtiyacını tedarik ederek Şam üzerine yürümeyi ve fitne-fesadın kökünü kurutmayı hedefliyordu,ama yine olmadı….Bir seher vakti hemde namaz esnasında hançerlendi,ağır yaralandı ve şehid düştü.Ali as’nin şahadetten önce buyurduğu önemli vasiyetleri arasında çok önemli ve enteresan bir buyruğu vardır;”Biz bir şey diledik,Allah başka şey takdir buyurdu.Allah dilediğini yapar kullar ise tevekkülle ilahi takdire rıza göstermelidirler”(21)Kanaatimizce ne demek istediğimiz şimdi daha iyi anlaşılacaktır.İmam Hüseyin As Yüce Allah’ın insanlara Lütfu-hidayet kaynağıdır.Lakin hidayeti taleb eden insanlar çok az sayıda kalmış dalaleti isteyenler ise çoğaldıkça-çoğalmış durumdaydı.Allahu Teala zalimlerin batıl arzularının gerçekleşmesine ilahi takdiriyle müsaade etti.Ve Hidayet Kaynağı Mevla Hüseyin As’mı içlerinden çekip aldı.Hemde şan ve şerefin en yüce derecesiyle; Sevdikleri, yakınları ve samimi can dostlarıyla beraber.Hakikatte Aşura Hüseyin As’mın büyük bir zaferidir hiç şüphesiz.
        EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

        Yorum


          #5
          Ynt: Aşurayı Anlamak

          SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

          3-İlahi Takdir
          Cümle varlık yaradan Yüce Allah karşısında acizdir,sınırlıdır.Sınırsızlık sadece Yüce Allaha mahsusdur.Bizler gibi sıradan aciz kulların Kutlu Hidayet imamlarını her yönüyle tanıması imkansızdır.Hak imamların ilahi donanımlarını kendi zannımıza göre sınırlamaya kalkışmak bizleri dalalete sürükler,bu şüphe götürmez.Şüphe götürmeyen diğer önemli nokta ise Yüce Allah karşısında istisnasız herkezin sınırlı olduğu gerçeğidir.Masum imamların dahi bazı durumlarda “sınırsız ilahi irade tarafından sınırlandığını..”görmekteyiz.Gerçi masum imamlar as ilahi külli irade ile sınırlanırken dahi ilahi iradeye göre hareket etmiş durumdadırlar,buda işin diğer hikmetli boyutudur.Konunun iyi anlaşılması açısından bazı örnekler vereceğiz.Birinci örnek;Yüce Peygamberimizin onca ısrarına rağmen “Üsame ordusu sefere çıkmadı” elbette bu durum ordudaki gafillerin kendi gafletleridir,vebal onlarındır.Fakat neticede olaylar Yüce Peygamberimizin istediği şekilde değil,gafillerin taleb ettiği şekilde cereyan etti.(15)İkinci örnek;Perşembe faciası vuku bulduğunda Peygamber saav Efendimiz vasiyet yazdırmak istemesine rağmen heva ve hevesine kul olmuş gafiller kargaşa çıkardı ve mani oldular,neticede gafillerin istediği oldu.(16)Üçüncü örnek;Gadr günü ısrarla sakaleyn iki ağır emanete beraber sarılmayı emreden ve Mevla ali as’mın imametini ilan eden Yüce peygamberimiz saav’in,sakife bid’atine rıza göstermesi asla mümkün değildir,fakat sakife bid’ati ve sonrası malumdur.(17)Bu örneklerle anlatmak istedeğimiz Her ne kadar Rasulallah saav efendimiz daima vahye göre hareket etmiş olsada İlahi Taktir’in izin vermesiyle bazen gafillerin istediği gerçekleşiyordu.Şüphesiz bu gafiller için Allahtan bir gazabdır.Zira Rasulullaha muhalefet etme cesaretinde bulunanlar Allahu Tealadan hidayet değil dalalet taleb etmiş oluyorlardır,imtihan sırrıyla Allahu Teala dilediği zaman bunun gerçekleşmesine müsaade ediyordu. “Yaradan yaptığından sorulmaz”(18)Allah hidayetini layık olanlara verir, olmayanlara degil

          Aynı minvalde iki örnek’de Mevla Ali a.s’dan verelim; “Layık olanlara verilir olmayanlara değil..” Üç halife döneminde islama zıt fiiliyatlar saymakla bitmez tükenmez, kitaplarda bunlar uzun-uzun anlatılmaktadır.Başta Mevla Ali as ve Fatımatuz Zehra sa olmak üzere sadık müminlerde dahil, aldatılmış Müslümanları dalaletten kurtarıp hidayete yönlendirmek için çok mücadele ettilir,ama olmadı.Öyleki;bir defasında Fatıma sa diyordu ki ; “ Siz Hidayeti istemezseniz biz sizi nasıl hidayete götürelim”(19) Sıffin savaşı patlak verdiği zaman iki yıllık savaşdan sonra Mevla Ali as ile beraber İslam ordusu, baği çapulcularını darmadağın etti ve çıban başı baği muaviyenin Mavi saftiyan çadırını başına yıktı,muaviye kaçmak üzere atına bindiği an hileci Amr İbni as’ın şeytani planları devreye girdi,Sonuçta sökülmek üzere olan fitnenin kökü öylece kaldı.Harici güruhunun serkeşliği ile durumlar tersine döndü ve “Sadece on kılıç darbesi kalmasına rağmen(?)”Fitne ortadan kaldıralamadı, detaylar kitaplarda mevcuttur.(20)

          Gün geldi Mevla Ali As Şam üzerine yürüyerek muaviye ve çapulcular ordusuyla savaşmaya kasteddi ; ordusunu hazırlayarak yola çıktı.Fakat yine olmadı zira Harici serserileri Nehrevan’da başa bela kesildiler.Nehrevan savaşı nedeniyle şam seferi yeniden tehir edilmişti.Fazla zaman geçmeden Emirel mü’minin Ali as yeniden hazırlık yapmaya başlamıştı.İslam ordusunun ihtiyacını tedarik ederek Şam üzerine yürümeyi ve fitne-fesadın kökünü kurutmayı hedefliyordu,ama yine olmadı….Bir seher vakti hemde namaz esnasında hançerlendi,ağır yaralandı ve şehid düştü.Ali as’nin şahadetten önce buyurduğu önemli vasiyetleri arasında çok önemli ve enteresan bir buyruğu vardır;”Biz bir şey diledik,Allah başka şey takdir buyurdu.Allah dilediğini yapar kullar ise tevekkülle ilahi takdire rıza göstermelidirler”(21)Kanaatimizce ne demek istediğimiz şimdi daha iyi anlaşılacaktır.İmam Hüseyin As Yüce Allah’ın insanlara Lütfu-hidayet kaynağıdır.Lakin hidayeti taleb eden insanlar çok az sayıda kalmış dalaleti isteyenler ise çoğaldıkça-çoğalmış durumdaydı.Allahu Teala zalimlerin batıl arzularının gerçekleşmesine ilahi takdiriyle müsaade etti.Ve Hidayet Kaynağı Mevla Hüseyin As’mı içlerinden çekip aldı.Hemde şan ve şerefin en yüce derecesiyle; Sevdikleri, yakınları ve samimi can dostlarıyla beraber.Hakikatte Aşura Hüseyin As’mın büyük bir zaferidir hiç şüphesiz.

          4-İslam Dininin İhya Edilmesi
          Allah Rasülü sav efendimiz vefat etmeden önce İslam dini mükemmel hali ile tamam olmuştu hiç şüphesiz.Gadri Hum olayı imametin ilanı ve Mevla Ali As’mın bizzat peygamber efendimiz tarafından ilk imam olarak tayin buyurulması Kamil İslam dininin olmazsa-olmazıdır.Nitekim;”Bugün dininizi Kemale erdirdim..”mealindeki maide 3.ayetide Gadiri Hum ilanı peşinden nüzul olmuştur.Rasulallah saav efendimizin vefatıyla beraber sakife bid’ati ihdas edilmiştir.(22)Sakife bid’ati fitne kapısının kırıldığı noktadır.Yanlış-yanlışları doğurmuş ve bu korkunç bid’at ümmeti Muhammed arasında tefrika çıkmasına zemin hazırlamıştır.İtikad ve amelde birçok bid’at sakife bid’atinin batıl zeminini dayanak alarak ortaya çıkmıştır.Hak adına haksızlık,adalet adına zulüm her yanı sardığı zaman; din adına islamın yıkımı demek olan bid’atler hortlatıldığı vakit, ümmet arasında kaos ve kargaşa almış başını yürümüştü.Emirel mü’minin Mevla Ali as zahir hilafeti ele aldığında dört yıllık kısa dönem zarfında cemel, sıffin, nehrevan gibi üç büyük savaşın ağır şartlarına rağmen ümmetin haline önemli ölçüde çeki-düzen vermeyi başarabilmişti.Fakat fitnenin çıban başı Şam sarayı tülekalarının kökü kazınmadan şehid edilmiş rabbine kavuşmuştu.Fırsat bulan muaviye toparlandı güçlendi.Müslüman olduğunu söyleyen niceleri boş vaadlere ve altın dolu keselere aldanarak baği safında yer aldılar.İmam Hasan as az sayıda taraftarıyla yalnız bırakıldı ve anlaşma yapmaya zorlandı.Böylece meydan, gücü elinde tutan muaviyeye kaldı, azgın muaviye kendisi için tehlike gördüğü Hasan As’mı zehirleterek şehid etmekten geri durmadı.(23)Ve sakife bid’atini dayanak alarak ilk fırsatta halifelik ilan etti.(!)Amr İbni As gıbileri akla hayale gelmez hile ve desiselerle insanları aldattı,uyuttu.Korkunç zulümlerle Müslümanları korkuttu sindirdi.Bütün bunları yaparken rüşvetle satın aldığı sözde din adamlarını kullanarak uyduruk fetvalarla batıl işlerine hak maskesi takmaktanda geri kalmıyordu. Neticede islamın dosdoğru hak ve hakikat yönleri birer-birer unutulmaya yüz tutmuş yerini bid’at ve hurafeler almaya başlamıştı.Baği muaviyenin islama karşı yaptığı en son düşmanlık aynı zamanda cinayetlerinin en korkunç en ağır olanıdırki bu saltanat bid’atini ihdas etmesi ile yezid melunu gibi bir zibidiyi ümmetin başına bela etmesidir. Hemde halifei müslimin (!?) adı altında.Sakife bid’atinin neticesi olan bu sapkınlık tek cümleyle Hak islamın tatbikattan kaldırılması yerine muharref bir uyduruk din öne sürülmesi demektir…

          Mevla Hüseyin as’ Kufeye doğru yola çıkmadan önce Yezid mel’ununun bey’at talebini işittiği zaman bir buyruğunda dediki;”Eger İslam dini Yezid gibi bir zinazade oğlu Zinazadenin eline kalmışsa artık İslamın Fatihasını okumak gerekir.”Ve yine Hüseyin as’ Aşura kıyamı vuku bulduğunda şu hakikati haykırmıştı;”Eger Ceddim Rasulullahın dini benim kanımla ayakta durucaksa vurun kılıçlar beni parçalayın bedenimi!”

          Aşura kıyamından sonra yaşananlar Mevla Hüseyin As’mın ne kadarda haklı olduğunu ispat etmiştir.Dünden bu güne Aşura kıyamı daima Hak ehline ilham kaynağı olmuştur.Unutulmaya yüz tutmuş Hak islamın dosdoğru hakikat yönleri Aşura kıyamıyla yeniden Hayat bulmuştur.Kıyamete kadarda böyle olmaya devam edecektir.
          EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

          Yorum


            #6
            Ynt: Aşurayı Anlamak

            SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

            5-Aşura Masumların Hepsinin Emeğidir.
            İkinci Hidayet imamı Hasan-ul Müşteba As hem 6 Aylık zahir hilafeti döneminde hem sulh anlaşması yaptığı dönemde, hemde sabırla hazırlık yaptığı dönemde tek kelime ile zehir hayatı yaşadı.. İlk nefesten son nefese kadar daima hak üzere kaldı asla haktan ayrılmadı.Zaten masum Hidayet imamlarından(haşaki)aksini beklemek şeytanı lainin iğvasında başkası değildir.Egerki;Hasan As’mın doğru zamanda tedbir alarak muaviye ile sulh anlaşması yapması olmasaydı,Şanlı Kerbela kıyamı diye bir şey olması mümkün değildi.Şayet muaviye fırsat bulacak olsa’idi; başta Hasan-Hüseyin As’lar olmak üzere tüm evladı rasül ferdlerini kılıçtan geçirmekten asla geri durmazdı.Cahil Arab geleneğinde bu durum “Savaş meydanında caiz(!) bir vakıa gibi lanse edilirdi.”.Nitekim dün ve bugün Yezid Mel’ununu dahi savunmaya kalkışan bedbahtların varlığını unutmayın.Bu hususlar’ın detayları uzun olduğu için girmiyoruz.Hasanul Müşteba As’ için “Kerbela kıyamının hazırlayıcısı”demek yerinde ifadedir.Hatta,Hasan as’mın zehrin tesiriyle kan kustuğunu, mübarek çiğerinin parçalandığını gören Hüseyin As ümmetin ihanetine kahrından zehir dolu testiyi tutup içecegi esnada Hasan as’mın buna mani olduğu ve “Dur ey Hüseyin o benim nasibimdir.” “Bakalım senin Kerbeladaki halin nice olacak ey kardeşim!”buyurduğu ve hüzünle Hüseyin as’ma baktığı kaynaklarda aktarılmaktadır.Kitapların sağlam beyanlarına göre,başta Resulullah saav efendimiz olmak üzere Ali As ve Fatımatuz Zehra sa Mevla Hüseyin as’mın Kerbelasına hem ağlamışlar, hemde Hüseyin as’mı özveriyle desteklemiş, Kutlu mücadelesini tastik ve te’kid etmişlerdir.Kerbelanın masum gazisi seccad As başta olmak üzere masum imamların hepsi Aşura kıyamını anlamamızı-anlatmamızı Mevla Hüseyin as ve Kerbela şehidlerine ağlamamızı teşvik etmişler üstelik “Hüseyine ağlayın zira Hüseyine ağlamak dininizi diri tutar”buyurmuşlardır.Özellikle Zeynebi Kübra Sa ve diğer kerbela gazilerinin büyük emeklerinide asla göz ardı etmemek gerekir.

            6-Aşura Allaha Adanmışlığın Zirvesidir.
            Can pazarı hiçbir zaman laf pazarına benzemez.Rahat zamanda kahramanlığın ve fedakarlığın edebiyatını yapanlar çok olur ama zor zamanda sadakat gösterenler azdır.Bu gerçek Mevla Hüseyin As’mın “Zor zamanda dindarlar azalır”buyruğuyla paraleldir.İnancın başladığı ilk nokta “bir yaradanın var olduğuna inanmaktır.”Ancak Allah Rasülüne inananlar Alemlerin Rabbinin Yüce Allah olduğuna inanır ve Tevhidiyle inanmış olurlar.Vede anca Tevhid, nübüvvef, Ahiret’e inananlar ve islamın Helal-haramını inkar etmeyenler Müslümanlardan olabilirler.Mü’min olmak;Tevhid,nübüvvef ve maad ile beraber imamete, Adalete, Emribin Maruf nehyianil Münker’e,Tevella ve Teberraya inanmayı ve gereğini yapmayı şart kılar; ve böylelikle iman şuuruna kavuşan mü’min için hidayet yolu merhaleler halinde devam eder.Allah ve Rasülüne inanıp,itaat eden olağan Müslümanlar vardır.Birde severek gönülden iman eden varlığının her zerresine varıncaya kadar kendini Allaha adamış gönül ehli müminler vardır.Mü’min kişinin imanında sadakat ve samimiyeti zor zamanda belli olur.
            Aşura kıyamından bahsedildiği zaman iman ehlinin dili susan lal olur,zira Aşura kıyamı Allaha adanmışlığın zirve noktasıdır.Bu hakikati bilen mü’minler acizlikten boyun büker hasretle,gıbdayla,takdtirle yadederek Hüseyin as ve Kerbela şehidlerini anarlar, ağlar,sızlar,dövünürler.Böylelikle bir nebze olsun teselli bulur,Rasulullah ve ali Resulullahın şefkat ve şefaatini umarlar.İman hakikatlerinden habersiz olanlar dahi Kerbeladan bahsedildiği zaman susmak zorunda kalırlar,zerre kadar vicdanı izanı olan herkez Aşura kıyamı karşısında saygı göstermekten kendini alamaz.Yüce Allahın ilahi sırrıdır ki;Mevla Hüseyin as ve beraberindeki sadık mü’minler üstünlüğü tartışılmaz kutlu bir dereceye, bitmez-tükenmez ulvi bir payeye, İzzeet ve azametin, Şan ve şerefin,hidayet ve liyakatin en yücesine nail oldular.Fecr Suresi Mevla Hüseyin As’mın kutlu şahsında Hüseyni yürek taşıyan tüm mü’minlere işaret eder ve derki;”Ey imanla mutmain olmuş Nefs!Gir Rabbinin razı olduğu ve Rablerinden razı olan kullarım arasına gir ibadet eden kullarım arasına!Gir edebi cennete”(24)Kerbela’nın sadık erleri tıpkı Yasin suresindeki Habibun Neccar gibidirler.(25)Her ne kadar zaman ve şartlar değişse dahi Yasin ehli Habibun Neccar gibi hakkın hak hidayetçilerine tabi olan ve hakikat uğruna canını vermekten hiç tereddüt etmeyen gönül ehli mü’minler ise tıpkı Kerbela şehidleri gibidirler.Ya nasib!?
            EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

            Yorum


              #7
              Ynt: Aşurayı Anlamak

              SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

              7-Zalimler zalimler mazaretli degildir değildir.
              Alemlerin Rabbi Yüce Allah’ın imtihan sırrıyla zulmün vuku bulmasına “İzin vermesi” zalimleri asla mazur kılmaz. Zira; zulüm, zalimin kendi heva-hevesiyle taleb ettiği şer’dir.Şeytanı lain’de şerde zalimlere yardımcı olmuştur.Adili mutlak Yüce Allah adaleti emretmiş zulmü nehyetmiş,hiçbir zaman hiç kimseyi zulüm işlemek zorunda bırakmamıştır.(Haşaki!)Zulmü dileyen zalimlerdir, imtihan sırrıyla dilediği zaman zulmün oluşmasına izin veren, dilemediği zaman izin vermeyen, fakat her durumda her şeyin tek yaratıcısı olan sadece Cenabı Allah’dır.Cc Allah adaleti sever asla zulmü ve zalimi sevmez.Zalimler için zulüm ve katliam demek olan Kerbela,Mü’minler için izzet ve şereftir.Yüce Allah şanlı Aşura kıyamıyla Hüseyin as ve taraftarlarını aziz kılmış, onların düşmanlarını ise zelil kılmıştır. Mel’un Yezid ve yandaşlarını zorlama tevillerle, batıl Hurafelerle mazur gibi(!)göstermeye uğraşan iman, izan ve akıl fukarası eblehler şeytanı laine bedava uşaklık yapmakla sadece kendilerini aldatmaktadırlar.Yezid’den öceki Mel’un zalim Yezidler ve Yezidden sonraki Mel’un zalim yezidler için aynı şeyleri söylemek mümkündür.

              8-Aşura İnsanlık İçin Gerekli,İnananlar İçin Zaruriydi.
              Allah ve Rasülünün emri doğrultusunda vakti geldiği zaman Mevla Hüseyin As kufe yolculuğu için hazırlık yapmaya koyulmuştu.Önce medineden mekkeye gitti ve Hac mevsiminde orada bulundu.Hüseyin as’mın mekkeye gidişi Hac’dan ziyade Kufe hareketini yapmaya hazırlık yönlüdür.Peşinden beraberindeki yakınları ve az sayıda taraftarıyla Kufeye doğru harekete geçtiği zaman,bazıları kendi zanlarınca bunu zamansız(!)faydasız(!) vs. gibi bahanelerle eleştirdiler ve Hüseyin as’ma mani olmaya uğraştılar.Pek tabidirki bunlar boşunaydı zira ilahi iradeye göre hareket eden Hidayet imamı Hüseyin as mın diğer insanların hevasına göre davranması mümkün değildi.Onlara göre; Emeviler güçlü dönemiydeydi, Yezidlerin otoritesi sağlamdı, zaman sabır etme zamanıydı v.s.(!).Bazılarıda kufelilerin Ali As ve Hasan As’ma karşı ihanet ve dönekliklerini söyleyerek aynısını Mevla Hüseyin As’mada yapacaklarını ısrarla savundular.Hatta İbni Abbas gibi alim sahabeler dahi olumsuz durumları öne sürerek Hüseyin As’mı amacından vazgeçirmeye uğraştılar.

              İmam Hüseyin as şüphesizki bütün bu olumsuz durumların farkındaydı,bunları iyi biliyordu,üstelik onların bilmediği çok daha önemli şeyleri biliyordu.Birincisi ve hepsinden önemlisi;ilahi iradenin bu yönde olduğunu biliyor ve ona göre hareket ediyordu.İkincisi;Zalim zorbaların,bitmez tükenmez zulümlerle işkence,katliam,yağma-talan,fitne-fesat,hile-yalan vs gibi şeylerle insanları korkuttuğunu,sindirdiğini adeta “ yaşayan ölüler” haline getirdiğini görüyordu. Üçüncüsü; ulufe kulu saray bel’amı sözde alim gerçekde emir uşağı sahte din adamlarının uyduruk batıl fetvalarla islamı yozlaştırdığını dini bozarak tarif ettiğini,gün geçtikçe bid’atlerin daha fazla kök saldığını,islamın hak ve hakikatlerinin unutulmaya yüz tuttuğunu görüyordu.Dördüncüsü;cesaretini kaybetmiş,şevki-aşkı kırılmış,şuur mahrumu haline gelmiş gafil Müslümanların toparlanması için ilahi bir kıvılcıma ihtiyaçları olduğunu biliyordu. Beşincisi; Mü’minlere öncülük ederek hidayet yolunu göstermenin, herkezden daha ziyade ve öncelikli olarak zamanın imamı olan kendi kutlu şahsı üzerinde olduğunu biliyordu. Altıncısı;Dünya hayatının “İman ve cihad” demek olduğunu insanlığa öğretmek gerektiğini biliyordu.Yedincisi; Ne pahasına olursa-olsun zulme boyun eğmemek gerektiğini insanlığa bir defa daha hatırlatmak gerektiğini biliyordu.

              Aşura kıyamının hikmetlerini saymakla bitiremeyeceğimiz mübalağasız hakikattir.Son olarak;Mevla Hüseyin as’mın buyurduğu; “Zillet altında yaşamaktansa izzetle ölmenin, müslümanca yaşamanın olmadığı yerde müslümanca ölmenin elbet bir yolu vardır” kutlu beyanı özelde bütün ümmeti Muhammede saav genelde ise tüm insanlığa ders olarak yeter.Asırlardır tüm dünya genelinde her nerede ve ne zaman zulme karşı baş kaldırı ve zalimlere karşı kıyam olmuşsa İmam Hüseyin As’ın şanlı Aşura kıyamı mutlaka ibret vesikası olmuş ulvi Rehber olmuştur.

              9-İmamı Zamanın Ümmete Karşı Sorumluluğu
              Kufe’den gönderilen on bin küsür bey’at mektubu(Bunların 14 bin olduğu beyan edilmektedir.)Hüseyin As’mın Kufe hareketini gerekli kılan önemli etkenlerden biridir. Özellikle bu mektuplarda vurgulanan bir husus varki çok önemlidir; “Ya Hüseyin,Sen zamanın Hak imamısın,o halde başımızda bulun,bize önderlik etki,gasıb zalimlere karşı mücadele edelim”.(26)Kufelilerin bu talebi tıpkı;Üçüncü Halife Osmanın öldürülmesinden sonra Ali’asmın başına üşüşen insanların talebi gibidir, ikiside mahiyet olarak birbirine paraleldir. Hatırlayın Mevla Ali As’ o zaman ne buyurmuştu;”Eğerki Yüce Allah mazlumların hakkını zalimlerden talep davası hususunda ülemadan ahd almamış olsaydı onların talebini kesinlikle kabul etmezdim.(27)Masum As’ların hak buyrukları kusursuzdur,kusur bizim gibi acizlere mahsustur.Kufelilerin talebinde iki önemli husus daha görülmektedir.Birincisi;Ali As ve Hasan As zamanında Hiylekar muaviye ve Amr İbni As gibileri tarafından aldatılan insanların uyanış kıvılcımları.İkincisi; Müslüman halkın,zulme karşı hak adına mücadele etmek gibi haklı talebi.İnsanların taleblerindeki haklılık ayrı konudur.,vefasızlık göstermeleri ayrı bir konudur.Neticede bütün bu şartlar ve talebler ilahi iradenin celbine vesile olmuştur.

              Mevla Hüseyin As hak hidayet imamı olarak ilahi ahdin gereğini yapmış kendine düşeni tam manasıyla ifa etmiştir.Allah ve Rasülünün ilahi hükümleriyle,insanların mükellef tutulduğu,”Hak imamlara itaat etmek”ahdine vefa göstermeyenlerin düçar olduğu felaket cahiliye ölümü gibi hüsranı mubin’dir.
              EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

              Yorum


                #8
                Ynt: Aşurayı Anlamak

                ecrin bol olsun kardesim
                Allah cahiliye ölümü ile ölmekten esirgesin, imamlar yolundan ayirmasin ve o yola layik eylesin cümlemizi


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Aşurayı Anlamak

                  SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

                  10-Kaybedenler Hüseyin As’ düşmanlarıdır.
                  Zafer ne demektir?Bu soruya ehli dünya bir şekil cevab verir,Ehli ukba başka şekil.Ehli Dünya için geçici menfaatler kazanmak zafer sayılır, sufli menfaatlardan mahrum kalmak ise yenilgidir.Ehli ukba için yani Allaha ve Ahiret gününe inananlar için zafer ve yenilgi ölçüsü “Rıza-i Haktır.”Hakiki zafer ancak ve ancak hak üzere duruşla elde edilendir.Batıl üzere duranlar velevki görünüşte büyük kazanımlar elde etmiş olsalar dahi kaybetmiş sayılırlar.Bu hususta nakli ve akli olarak binlerce delil sunmak mümkündür.Mel’un yezid ve Mel’un askerlerinin Mevla Hüseyin as ve şerefli taraftarları karşısında zafer kazandığını zannedenler,Hasan As karşısında baği muaviyenin,Ali as karşısında bid’atçi halifelerin ve Rasulallah saav efendimiz karşısında ise uhuddaki Ebu Süfyan ve yandaşlarının zafer kazandığını(!)sananlardır.Böyleleri hakkı asla tanımamış hak üzere duruşu asla yaşamamış, islamdan-imandan zerre nasib alamamış zavallılardır.Bir “Keçi ömrü kadar” sufli dünya şa’şasına aldananlara gerçekten acımak gerekir.Hak üzere hareket eden mü’min için her zamanda her durum büyük bir zaferdir.Mevla Hüseyin as hakikatte zaferin en büyüğünü kazanmıştır, aziz taraftarlarıda öyledir.Hüseyin as düşmanları ise korkunç bir yenilgiye uğradılar,ebedi kaybedişle kaybettiler.

                  11-Aşura Adına Uydurulan Hurafeler ve Nedenleri
                  Kerbela sahrasında şehid edilen Hüseyin as ve Kerbela şehidlerinin mübarek kanları henüz kurumadan “Tevvabin kıyamları” başlamış durumdaydı.Öyleki;insanlar bütün korku ve vehametlerini bir kenara atarak akın-akın Kerbela’ya geliyor,Hüseyin as ve Aşura şehidlerinin mübarek naaşlarının medfun olduğu yerde feryadla, fiğanla ağlayıp-sızlıyor peşinden kılıcını çekerek zalim emevilere karşı kıyam ediyordu.Sadece bir defasında tam 5000 kişi Aşura’da kıyam etmiş,30000 kişilik emevi çapulcu ordusuna karşı savaşmışlar,en son mücahid şehid düşünceye kadar kıyamı sürdürmüşlerdi.(28)Bu kıyamlar defaatle devam etti, Aşura zalimlere karşı bir baş kaldırı zamanı haline gelmişti. Mübarek Aşura günlerinin Müslüman toplumu sarsan, toparlayan, ayağa kaldıran çok önemli tesirini gören zalimler,gasıb makamlarının tehlikede olduğunu fark ederek adeta dehşete düştüler.Acilen tedbir almak üzere harekete geçtiler ve derhal sözde alim belamik uşaklarını devreye soktular.Hadis uydurmakta maharetli olan saray kulu sahte alimler; sırf süfli dünya mefati ve rezil makamları uğruna Allah ve Rasülüne yalan isnad etmekten, islamı eğip bükmekten hiçbir zaman geri durmadılar ve uydurdukları tekerlemeleri sanki İslami fariza(!)gibi insanlara lanse etmeye başladılar,dedilerki;”Efendim Hazreti Adem cennetten kovularak dünyaya gönderildiği zaman Allaha Tevbe etti ve Ademin tevbesi muharremin onuncu günü kabul edildi.(!)”nuh as gemisiyle karaya çıkarak tufandan kurtulduğu zaman muharrem ayının onuncu günü idi ve o gün yanında kalan son yiyecekleri birbirine karıştırarak Aşura yemeği yapmış ve o gün inananlar bayram etmişti(!)”Vs.Bütün bu rivayetlerle hemde muharremin onuncu günü “bayramdır(!)”gibi sapkın fikirlerle Müslüman halkı aşure kıyamı şuurundan uzaklaştırmayı amaçladılar.Üstelik bu uğurda otoritelerinin gücünü kullanmayı , maddi servetlerini severber etmeyi , rüşvet çarkını döndürmeyide ihmal etmediler.Nitekim belli oranlarda istediklerini elde edebildiler.

                  Dünden bu güne işin iç yüzünden habersiz hak-hakikatlerden mahrum nice gafil Müslümanlar on muharrem aşura denildiği zaman “Aşure tatlısından başka bir şey bilmez oldular”.Pek tabiî ki bu gaflet bilgi kısırlıgından ileri gelmektedir;zira “Hazreti Hüseyin ve Kerbela”dendiği zaman kalbi titremeyen hiçbir Müslüman yoktur,hatta mel’un yezid ve askerlerine lanet okumayan Müslüman görmek imkansız gibidir.Çağdaş Yezidlerin hoşuna gitmesede durum tastamam budur.Allaha hamdolsun.Son yıllarda bu kirli tezgah Müslümanlar tarafından fark edilmeye başladığı için,Aşura matemlerine koşuşanların sayısı çığ gibi artmaya başladı.Hüseyni yürekli Müslümanların azim ve kararlılıkla daha fazla çalışmaları gerekmektedir.Ayrıca mübarek Aşura kıyamını sahiblenerek kendi batıl ideolojisine zemin kazanmaya uğraşan sınsi şeytanlara karşıda çok uyanık olmak gerekir ?

                  12-Günümüzde Aşura Kıyamının Etkileri
                  İslam adına beş şartdan başka bir şey bilmeyen bir beldenin kuytu bir köyünde acizane çocukluğum geçti.Kerbeladan bahsedilen tek cümle söyleydi,”Efendim Yezidler Hasan-Hüseyin efendimizin başını kestiler top oynadılar”.. Diğer anlatılanlar çoğunlukla uyduruk yakıştırmalardan ibaretti. Fakat bu cümle dahi büyük-küçük herkeze tesir ederdi.Her ne kadar Kerbela ve Aşura kıyamının ummanlar gibi uçsuz bucaksız hakikatlerinden habersiz olsakta, ilmi delil ve dayanaklarından bi-haber bilmeden Hüseyin as düşmanlarına rahmet(!)ediyor olsakta;(Allah onların evvel ve ahir cümlesine lanet etsin ilahi amin!)neticede peygamber efendimizin ciğer paresi Hasan ve Hüseyin efendilerimizi seviyorduk.Bu sevgide cehalet vardı ama sahtelik yoktu.

                  Gün geldi gençlik çağlarında Kur’an ögrenmeye, namaz kılmaya,İslami ilimleri araştırmaya başlamıştım.Birkaç yıl bu şekilde devam ettikten sonra Mübarek Ramazan ayında oruç tutmuştuk ve oruç bayramının ilk günü bir odada birkaç kişi beraber oturmuş sohbet ediyorduk.İçimizden yaşlı bir amca, o günün aynı zamanda Muharremin onuncu günü olduğunu ve Hazreti Hüseyin efendimizin bu günde şehid edildiğini hatırlatmıştı.Bu konuda söz alan o zamanki hocamız kitaplardan nakil ile Kerbela’da olanlar hakkında bazı şeyler anlatmıştı.İlk defa işittiğim Aşura kıyamından bazı kesitleri müşahade etmekle adeta dehşete düşmüş afallamıştım.Öyleki Mübalağasız söylüyorum ne olduğunu anlayamadığım bir şok haline düştüm ve bu şok beni üç gün aralıksız tesir altında bırakmıştı.(Hamdolsun)Bu olaydan sonra Kerbela ve Mevla Hüseyin as hakkında bazı araştırmalar yaptım, ama sınırlı mantıkların ve şuursuz ellerin yazdığı O kitaplarda aradığımı bulamadım.Arayışım yıllarca sürdü ve Nihayet Lütfu ilahinin yardımıyla aradığımı buldum,vesile olanlara minnettarım.

                  O zaman gördümki yıllar önce beni tesir altında bırakan şok diye tabir ettiğim olay, Aşura kıyamından tecelli bir Hüseyni Hidayet kıvılcımıydı ve gördümki Hüseyin aşıgı tek ben değilim.Yüreğinde ateş közü gibi Hüseyin aşkı taşıyan öyle mü’minler varki meğer bu acizane hiçmiş.Allah onlara selam etsin, sayılarını çoğaltsın inşallah.

                  İlk defa Aşura Matemine katıldığımda Hüseyin aşkına çırpınan,dövünen,feryad eden kardeşlerimi gördüğüm zaman kendimden utanmıştım.Başımı kaldırdım, gözümü açtım araştırdım. Dünya geneline baktımki; Aşura günleri mü’minlerin ayağa kalktığı, şahlandığı, coştuğu, tek yürekle bütünleştiği, Allah’a yönelmek, Allah’a koşmak, ölmeden ölerek Allah’a adanmak vaktidir ve düşündüm.Mevla Hüseyin As Aşura kıyamıyla tıpkı “Allah adına kendini oklatan mü’min gencin, uhdut inananlarını zalimlere baş kaldırarak Allah yolunda cihad etmeye,şehadete koşmaya,yönlendirdiği gibi yapmıştı.Hani uhdut müminlerini ateş dolu hendekler dahi hak davalarından döndürememişti.(29)Belkide hem o uhdut mü’mini genç hemde Yasin ehli Habibun Neccar gibi Muvahhid mü’minler bu üstün cesaret ve secaati Seyyidi Şüheda Hüseyin As’dan öğrenmişlerdi, kimbilir ?
                  Halbuki önceleri,yani Hak imamet ve velayetten habersiz olduğum zamanlarda Ehlibeyt muhiblerinin Aşura ağıtlarını,çırpınıp dövümelerini “ifrat-aşırılık zanneder,taassub vs diye isimlendirirdim.(!)”Kişi bilmediğine düşmandır..”buyuran Yüce Peygamberimiz ne güzel buyurmuş..!Şanlı Aşura kıyamı zaman geçtikçe daha iyi bilinecek,tanınacak hidayetten nasibi olan herkez birgün mutlaka Aşura kıyamının olağanüstü azametini idrak edecek. Garib, mazlum ve mustazaflar her zaman Kerbela kıyamını baş tacı etmeye devam edecekler,mü’minler için Aşura hayat rehberi olmayı sürdürecek,Aşura ruhlu kıyamlar her dönemde zalimlerin korkulu rüyası olacak ve bu kıyamet kopuncaya kadar fasılasız devam edecektir.

                  13-Aşura Kıyamında İbret Vesikaları
                  İtiraf ettiğimiz üzere Mevla Hüseyin as ve Aşura kıyamını hakkıyla idrak etmeye ne bizim,nede bir başka acizin asla gücü yetmez.!”Uçsuz bucaksız bir okyanus düşünün ve bu okyanus abu hayat suyu ile dopdolu olsun.Okyanusun kıyısında duran bir adam eline aldığı bir avuçluk su ile o okyanusu ne kadar idrak etmeye muktedir olabilir ve ne kadar tarif etmeyi başarbilirse acizane bizlerin Aşura kıyamı hakkında idrak ve tarifi ancak o nispet mümkün olabilir.”Bu cümleler kesinlikle özsüz edebiyat yada mübalağa filan değildir.Bahsettiğimiz yüce şahsiyet ilahi iradeye göre hareket eden Hak Hidayet imamı Mevla Hüseyin As’dır.Bahsettiğimiz olay;adeta can çekişen yüce islamın yeniden dirilip şahlandığı Aşura kıyamıdır.Kerbela olayı başından sonuna ilahi taktirin projesiyle vuku bulmuştur.İlahi projenin temel çizgileri sınırsız ilahi iradeyle çizilmiştir.İmam Hüseyin As ilahi projeyi olduğu gibi tastamam tatbik etmiştir.Bu ilahi proje tatbik edilirken,insanlar cüz’i iradeleriyle muhayyer bırakılmıştı, imtihanın sırrı işte bu noktadadır..Kerbela imtihanının hesapsız zorluğu,imtihanı kazananlar için hesabsız ülvi mükafatlarıda beraberinde getirmiştir.Zeynebi Kübra Sa’yı “Kübra” yapan ve başlara tac gönüllere ilaç yapan sarsılmaz iman ve secaatiyle Allah’a adanmışlığıdır.Şunuda belirtelimki;İmam Hüseyin As uğruna canını ortaya koyanlar tıpkı İbrahim As uğruna kurban olmak için canını ortaya koyan İsmail as gibidirler.İkiside Allahu Tealaya adanmışlığın tastamam kendisidir.Ayrıca bu hakikat Yüce Allahın tüm hidayetçilerine tabi olan ve canını ortaya koyan bütün mü’minler için geçerlidir.”Kim hidayetçilerime tabi olursa kurtulur”(30)

                  Ali Ekber as;”Ahdine vefa gösterip Allah yolunda canını veren müminlerin seçkinidir"(31).”Ali vüsta yani İmam zeynelabidin as Kerbelada ağır hastaydı.Ne zaman ermeydanında bir şehid düşse Seccad As “Yüce bir hamaset ile ilahi bir,secaatle yatağından fırlıyor, Kılıcımı verin!”diye kükrüyordu. Fakat anında dizlerinin bağı çözülerek hastalıktan sarsılıp yere yığılıyordu.Öyleki;bu hal defalarca vuku bulmuştu.Zaman seccat as mın bu amansız hastalığının ilahi Taktirin cilvesi gereği büyük sırlar nedeniyle olduğunu ortaya çıkarmıştır. Nitekim,Hüseyin as’mın şehadetinden sonra çadırlara saldıran mel’un yağmacılar Seccad As’mı sağ görünce öldürmek için hamle yaptılar,Zeynebi Kübra sa korumak için üzerine kapanmasına rağmen Seccad as’mı şehid etmek fikrinden vazgeçmediler,Fakat o an içlerinden biri Seccad as’mın hastalıktan sararmış-sarsılmış halini gördü ve dediki “Bırakın onu O zaten ölmek üzere..?”Vallahi bu büyük bir ilahi mucizeden başkası değildir !Yüce Allah Hidayet imamını hastalık vesilesiyle korumakla dininin direğini zalimlere yıktırmadı.

                  Şayet Seccad As’ şehid edilseydi diğer sekiz Hidayet İmamı’nın zuhuru imkansız olurdu.Hüküm Allahındır ve Allahu Teala dilediğini yapar.

                  Kerbela öyle bir Kerbela’dırki; Haksız yere dökülen kanın,zulüm ve zorbalığın dehşet ve vahşetin en ağırlarına şahid olmuştur;Lakin aynı zamanda iman ve adanmışlığın, Secaat ve kahramanlığın, cesaret ve yigidliğin,şehadet ve zaferin en büyüğüne’de tanık olmuştur Kerbela sahrası..

                  Pirifani iki büklüm ihtiyar bir adamın, kuşakla sardığı iki büklüm beliyle, ihtiyarlıktan sarkmış göz kaşlarını bağladığı bez parçasıyla, rica minnet Mevla Hüseyin as’dan aldığı izinl, çocuklar gibi sevinerek savaş meydanına koşup şehid düşmesi nerde görülmüş ?
                  Sabah vakti kocasını şehid veren bir ananın öğle vakti daha 11.Yaşındaki yavrusunu şehadete gönderdiği nerde görülmüş?11.Yaşında,henüz ağzında süt kokuyor denecek yaşta,kılıç kuşanan ve Mevla Hüseyin as’dan yalvar-yakar ağlaya-sızlaya ancak alabildiği izinle er meydanına yürüyüp şehadete koşan iman şaheseri nerde görülmüş?Hele birde Hürr yiğidi varki onu anlatmaya ne kalemin gücü yeter nede yazanın. İnsanlık tarihinde Hürr gibi hakka adanan kaç kişi çıkar ?

                  Şanlı aşura kıyamının en ibret verici vesikalarından biriside Tasua gecesi yaşanan önemli bir olaydır.İşin aslı bu olay Aşura günü can pazarında, bulunan seçkin şahsiyetlerin diğerlerinden ayrı özel farkını ortaya koyan ve gönül ehli ile akıl ehlinin farkını açıkca gösteren çok önemli hadisedir. Savaşın kaçınılmaz olduğunu gören İmam Hüseyin as’ yanında bulunan üçyüz küsür kişi civarındaki kalabalığa hitaben bir konuşma yaptı ve buyurduki;”Üzerinizden beyatimi kaldırdım,hiç birinize kırılacak yada darılacak değilim.Benim önümde ölümden başka bir şey yok;Artık sizler serbestsiniz, gidebilirsiniz. Şimdi ışıkların söndürülmesini söyleyeceğim,böylece kimseye görünmeden buradan gidebilirsiniz.”peşinden çadırına çekildi ve Rabbine ibadete koyuldu.Ertesi gün yani Aşura sabahı yeniden meydana çıktı ve orada kalanlar Hüseyin as etrafında toplandılar.Mevla Hüseyin As gördüki akşamki kalabalığın takriben yarısı gitmiş, yarısı kalmıştı.Onlara Sordu; Siz niçin gitmediniz ? İçlerinden biri dediki ;-Yani biz çekip gidecek sen burada kalıp öleceksinj bizde senden sonra yaşayacağız öylemi ?

                  Senden sonra yaşamaya Allah lanet etsin ! .Bir diğeri dediki; Vallahi biz ölmedikçe senin ölmene asla müsaade etmeyeceğiz.Orada kalanların hepsi bu minvalde samimi sözler söylediler ve söyleyenleri tastik ettiler.Oradaki herkezin Hüseyin As’mı kendi canından çok daha fazla sevdiği belli olmuştu..Böylelikle hakka sadakat imtihanını kazanmışlardı.Bunu iyi bilen Mevla Hüseyin as onlara sevgi ve şefkatle baktı hoş tebessümüyle gönüllerini rahatlattı ve onlara dualar etti.Dahası kitaplarda detaylarıyla anlatılmaktadır.Ortaya çıkan çok önemli vesikalardan belkide en dikkat çekici olanı “Akıl ehli ve gönül ehli”arasındaki farklardır.Tedbir alan akıl ehli şüphesiz kınanmaz, lakin kendini Allah yoluna adayan ve buna fırsat bulduğu zaman tıpkı ateşe atılan pervaneler gibi hiç tereddüt etmeden şehadete koşan gönül ehli, akıl ehliyle mukayese edilemeyecek derecede üstün liyakate sahibdir.İlahi aşk rıza lokmasıdır ve aşkın tadı bazen baldıran acısı gibi yakar kavurur;Aşk bedel ister,fedakarlık ister, pazarlıksız teslim olmak ve adanmak ister;Aşkın bedelini ancak Gönül ehli olanlar eda edebilirler başkası değil.

                  Aşura kıyamından herkez kendince bir şeyler onlar bazı dersler-ibretler çıkartır.Fakat Aşurayı anlamak için illahide bir nebze gönül ehli olmak gerekir.

                  14-Aşura Sonrasını Dikkatle Değerlendirmek
                  Şanlı şerefli mübarek Aşura kıyamından hemen sonra esir düşen Seccad as,Zeynebi Kübra Sa ve seyyidü Şüheda imam Hüseyin As’mın kız çocukları esaretin acı dolu günleriyle zehir yudumlarken zalimler için ilahi gazab dünyalık kısmıyla kendini göstermeye başlamıştı.Çok geçmeden tevvabin kıyamları zuhur etti. Artık zalimlere rahat yüzü yoktu.Tevvabin kıyamları emevileri iyice sarsmaya başlamıştı.Aradan fazla zaman geçmeden sakafili muhtar ortaya çıktı.Muhtarus Sakafi adeta insanları dehşete düşürdü.Kerbela’da imam Hüseyin as’ma karşı savaşanlardan yakaladığını acımadan öldürdü hemde ibretlik bir şekilde.Şimr, hermele, Ömer ibni saad gibi Mel’un habisler bunlardan bazılardır.Kimileri Muhtarus sakafiyi zalim görür eleştirirler,fakat kim ne derse desin bizce muhtarıs sakafi zalimler üzerine Allahın intikam kılıcıdır.Velevki Zulüm yaptığı noktalar olsada durum değişmez. Kerbela katliamının müsebbib ve Mümessilleri asıl cezayı ebedi Ahirette görecek ve “Şedidul igab”Allahın intikamından kurtulamayacaklar.(32)Kerbela olayı uzun vadede dünya geneline tesir edecek kadar önemli etkide bulunmuştur.Zalim Emevilerin yıkılışının temel etkisi Aşura kıyamıdır.Abbasilerin gelişi ve gidişi derken tıpkı domino taşları gibi dünya dengeleri üzerinde Aşura kıyamının bariz etkisi vardır.Biz Müslümanlar için öncelikli nedenler sebebiyle 20.Yüzyıla damgasını vuran 1-2 dünya savaşları değildir,bilakis;Aşura kıyamı tesiriyle gerçekleşmiş “Selmanı Farisi”hadisinin tecellisidir…?
                  Allahümme salli ala Muhammed ve ali Muhammed, accil ferecehuş şerif….


                  Aşkı Niyaz İle
                  Rumuz:Ümmi Çömez
                  05446651412
                  Adres:Eski Dülük Cd.19 nolu sk içi.20 nolu sk.No:7 ŞEHİTKAMİL/GAZİANTEP


                  Not:Hayır yarışının makale bölümüne




                  KAYNAKÇA

                  1- Bir defasında Rasulallah(SAV)efendimiz bir dizinde Hasan As DiğerindeHüseyin As
                  Olduğu halde bir onu öpüp kokluyordu bir diğerini.Cebrail As geldi ve dediki;”Ya Rasulallah
                  Çok sevdiğin bu iki evladından Hasan’ı zehirle,Hüseyin’i kılıçla şehid edecekler….Bu baptan
                  Pek çok rivayetler hem Şia Kaynaklarında hemde Sünni ekol kaynaklarında geçmekte hadis
                  Kitapları ve siyer kitaplarında yer almaktadır.
                  2-Cebrail As’mın Kerbela’dan toprak getirmesi olayı Ümmü Seleme Validemizden rivayetle
                  Kitaplarda nakledilmektedir.Bakınız;Kerbela ve İmam Hüseyin Murtaza Mütehari Sayfa:598
                  Ayrıca Kütübü Sitede mevcuttur.
                  3-İmam Ali As Necefte,İmam Hüseyin As Kerbelada,İmam Musa Kazım As Kazımiyede,
                  İmam rıza As Meşhette.İmam Taki As Kazımiyede,İmam Naki As Semerrada,İmam Hasanul
                  Asgeri Semerradaiğer işaretlere atfen “Horasan yöresinden zuhur edecek siyah sancaklılar”
                  Gibi Hadisi Şerifler ima edilmektedir.
                  4-Nehcül Belaga
                  5-Maide Suresi 3.Ayet
                  6-Gadiri Hum olayı hakkında Allame Emininin “Gadır” kitabını tavsiye ederiz.İmam Nesai Hasais
                  95.Nolu Hadis,Ahmet Binhanbel Müsnet 4.Cilt 372,İbni Hipban 2205 Bezzar 2544 İbni Ebi
                  Asım 1365-1367,Müstedrek 3.Cilt 109,Sevaik Fasıl 5 Bab 1 Sayfa 25,Sahihi Müslim 2.Cüz
                  325
                  7-Hak 12 İmam Hadisleri Ehlibeyt kaynaklarında detaylarına varıncaya kadar mevcuttur.
                  Hangi eseri okusanız 12 İmam As’lara ulaşmanız mümkündür.Sünni ekolden kütübü Sitteden
                  Buhari tirmizi Nesai gibi kitaplarda ayrıca Ahmet Bin Hanbel’in Müsnet adlı eserinde
                  bulabilirsiniz.
                  8-Delil “Sakaleyn” iki ağır emanet hadisidir.Mütevatir sağlamlıgı hüsusunda Müslümanlar
                  arasında ihtilaf yoktur.Gadiri Hum Olayında detaylı olarak geçmektedir.6.Nolu kaynaklara
                  Bakınız.Ayrıca;Biharda Nehcül Belagada Tuheful Ukulda,Usulü Kafide ve Digerlerinde.
                  Sünni Ekolun Kütübü Sittesinde,Müstetreki Hakim Cilt 2 Sayfa 343,Sevaik 184
                  9- “Zamanın hak imamından ayrılan cahiliye ölümü üzerine ölür”
                  Ehlibeyt Şia kaynakları hak İmameti İmanın temel esaslarından müteala eder.Bu Hadis
                  sahih senetle Buhari İmamet Babında Vardır.Kütübü Sittenin Diğerlerinde mevcuttur.
                  10-Sakaleyn Kaynakları:8 Nolu kaynaklar
                  11-Fatiha Suresi maaline bakmak dahi yeterlidir.
                  12-Mülk Suresi 1-2 Ayetler
                  13-Araf Suresi 11’den 28’e Ayeti Kerimeler
                  14-Delil;Gadiri Hum Olayı,12 İmam Hadisleri,Ayrıca;Resulallah saav efendimiz buyurduki;
                  “Ya Ali sen benim ilmimin varisi hikmetimin madeni ve benden sonra ümmetimin
                  İmamısın…” Şeyh Saduk “Nüsus”
                  15-İslam Tarihi İbnul Esir ve diğerleri
                  16-Perşembe Faciası buharide İbni Abbas tarikiyle geçmektedir,Vasiyet Bölümü
                  17-Sakife Olayı ömer İbni Hattab’ın zorlamasıyla Ebu Bekir İbni Kuhafeye 6 Kişinin Beyat Etmesini İfade eden Ensardan birinin evininin Sakifesinde yaşanan olaydır.
                  18- “Allah yaptığından sorulmaz ama siz sorulursunuz.” Mealindeki ayeti Kerime Enbiya 23
                  19-Tuheful Ukul
                  20-Sıffin Savaşı detayları için İslam Tarihinde ilgili bölümleri iyi okuyunuz.Ayrıca
                  Kaynaklardan deliller ışığında görüntülenen “İmam Ali As” Filmini izlemenizi tavsiye ederiz.
                  21-Nehcul Belaga
                  22-Sakife Bid’ati Vuku bulduğu sırada Yüce Peygamberimizin mübarek naşı henüz
                  defnedilmemişti. (?)
                  23-Ahmet Cevdet Paşa Kısası Enbiya Sayfa 303 Ziyanur İslam Tarihi Sayfa 259 Şeyh Müfit
                  Elirşat,Allame Emini gadr
                  24-Fecr Suresi 27-30
                  25-Yasin Suresi 20-27
                  26-Detaylar için Murtaza Mütahhari’nin Kerbela ve İmam Hüseyin Kitabını tavsiye ederiz.
                  27-Nehcül Belağa
                  28-Tevvabin Seferleri,İbnur Esir
                  29-Buruç Suresinde Öz-özet aktarılan bu olay,Yüce Peygamberimizin uzunca Hadisi Şerifte
                  buyurduğu “Allah adına Kendini oklatan İsrail Genci olayı, Kralın Yiğeni Hadisesi”
                  30- “Gönderdiğim Hidayetçilerime Tabi olanlar için korku yoktur.”Malindeki ayeti
                  Kerime Bakara 38-39 Ayetler
                  31- “Mü’minlerden niceleri Allaha verdikleri ahdi canlarıyla yerine getirdiler,geride kalan
                  bazıları ise sözlerinden dönmemişlerdir” Mealindeki ayeti Kerime Ahzab 23
                  32-Muhtarus Sakafi Hakkında ibnul esir İslam tarihinde detayları bulabilirsiniz.
                  EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                  Yorum

                  YUKARI ÇIK
                  Çalışıyor...
                  X