Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

hz.ali'yi(as) sevmek

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    hz.ali'yi(as) sevmek

    [quote author=zeydiyye link=topic=19237.msg116469#msg116469 date=1296249376]
    Allah aşkına takiyyeyi bırakın, çok rica ediyorum ![/quote]
    aynısını ben sizden rica ediyorum. lütfen takiyye etmeyin, gerçek inancınızı ortaya koyun zaten forumda yazan şii-sünni her kesce inancınız biliniyor. o yüzden daha fazla takiyye yapmayın

    Yorum


      #47
      hz.ali'yi(as) sevmek

      Es-selamu aleyküm ve rahmetullah ve berakatuhu..
      Peygamberler kendilerinden sonra bir vasi vekil halife bırakmamışlar mı? bırakmamışlarsa o zaman ben neden peygamber zamanında yaratılmadım. Bu Allah'ın adaletiyle uyuşur mu?
      Allahın adaletini buna bağlıyorsanız sizin pek çok iddianız haşa onu adaletsiz yapıyor.
      bir kere son 14 asırdan önce gelip geçen ümmetlerin haline oturup ağlamamız lazım çünkü 21 maddeyle sayılan Hz. Aliyi r.a. sevme nimetine erişemediler. Melekler onlar için göklerden nida etmedi hiç çünkü henüz Hz. Ali yoktu ortada.. ikincisi imam tayin etmeden gitmek adaletsizlik ise 12 imam tayin etmek de bir o kadar adaletsizlik olur heralde. 12 den sonra gelenlerin başında hiç masum olmayacak mı? yoksa silsile birşekilde devam mı edecek?

      Öncelikle burada karşılıklı tartışmaktan ve atışmaktan zerre kadar hoşlanmayan ben, tekrardan bana verilen cevaplarda ilmilikten uzak, sırf önyargılarla ve bir cemaate mensup olmakla suçlanacaksam ya da şia mezhebini topyekün benimsemediğim için hayal kırıklığına uğrayacaksanız bu atacağım son mesaj olacaktır.

      Sizin Kur'an'ı anlama hakkınız var da bizim yok mu? yoksa yazdığınız o ayetlerden bizim habersiz olduğumuzu mu Kur'an'ın sadece sizin yanınızda olduğunu mu iddia ediyorsunuz? eğer her ikimiz de okuyor ama farklı anlıyorsak bu konuşmayan bir metnin yetersiz olduğunu konuşan masum ve hatasız birinin aramızda hakem olmasının şart olduğunu göstermez mi?..
      Kur'ana karşı bu haksız nitelemelerinizden Allaha sığınırız. Kuranın konuşmayan, ölü bir metin olduğunu mu ima etmeye çalışıyorsunuz? ya da Allahın bizim anlamayacağımız ve sadece seçkinlerin, seçilmişlerin anlayabileceği bir Kuran indirdiğini mi savunuyorsunuz? yüzyıllarca İncilin kiliseden çıkarılmayıp yalnız rahiplerin hizmetine sunulması ve bununla halka istediğini helal kılıp istediğini haram kılmalarının bile Kuranda "Onlar hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu İsa'yı Allah'ın yanı sıra rab edindiler" sözüyle açıklamıyor mu? Hatta Abdullah bin selamın biz onları rab edinmiyordukki sözüne karşılık Peygamberimizin "siz onların helal kıldığını helal, haram kıldığını da haram saymıyormuydunuz? işte bu onları rab edinmenizdir" diyerek açıklıyordu.
      Masum imam düşüncenize topyekün karşı çıkmasamda bazı ciddi eleştirilerim olabilir. Öncelikle sizin "biz imamlarımızdan daha iyi biliriz" yakıştırmanıza değinmek istiyorum. Bizim hiçbir imamımızdan daha üstün olabileceğimiz gibi bir kuruntumuz yoktur. Fakat imamlarımızın da bazı hususlarda yanılabileceğini, onların da insan olduğunu ve yanlış yapabileceklerini düşünmemiz, Allahın bize verdiği ve Kuran'da atıl bırakmayın çalıştırın diye defalarca uyardığı "Akıl" nimetine sizin kadar nankörlük etmememizden kaynaklanıyor. Hz. Peygamber bir imam tayin edecek ve ona kayıtsız şartsız teslim olacağız öyle mi? ya da onları masum ilan edeceğiz. Öyle ise gerçekten bu ümmetin hali daha peygamberimiz hayattayken yamandı.
      İki komutan örneği vereceğim ikisini de bizzat efendimiz sefer hazırladığında komutan olarak atayıp emirlerinden çıkmamalarını öğütlüyor. Bu iki komutandan biri öfkelendi diye askerlere ateş yakmalarını emredip içine atlamalarını söyleyince birde itiraz etmesinler diye hani peygamberimiz ne derse uyun dememişmiydi diyede kendine delil getiriyor. Buna rağmen sahabiler biz zaten ateşten ona kaçtık şimdi niye atlayalım diye itiraz edecek, konu peygamberimize ulaşıncada "Allaha isyanda kula itaat yoktur" diyecekti. Peki Allaha isyan ve itaati bilmek için bizim en azından Kuranı onlar kadar anlamamız lazım ki neyin isyan olup olmayacağını bilelim öyle değil mi? yoksa imamım ne söylemişse doğrudur demek ne Allahın indirdiği Kurana, ne de elçisinin sünnetine tabi olmak değil hatta dışlamaktır. İkinci komutanda Halid bin Velidin bir seferde zafer elde ettikten sonra elde edilen esirlerin öldürülmesini askerlerine emretmesidir. Sahabilerden en cüretlisi çıkıp diyecektir ki Bunu ne ben yaparım ne de şu gördüğün arkadaşlarım! Konuyu Resulullaha götürdüklerinde efendimiz ellerini açarak, "Allahım! ben Halid'in yaptığından beriyim" der.

      Qom_u_aşk:
      "Yahudiler, biz üstün bir ırkız bize sayılı günden fazla ateş dokunmaz diyerek kendilerini yücelttiler, Hıristiyanlar ise önce hz. isa yı ilah kabul ettiler (isadan 300 küsür yıl sonra) daha sonra da onu sevmenin, ve Allahın (haşa) oğlu olarak kabul etmenin cenneti kazanmanın tek yolu olarak ilan ettiler."

      evet bu dedikleriniz bana sizi anımsattı. siz de kendinizi yüceltiyorsunuz.. biz anlayabiliriz biz hakikati kendimiz şahıslardan bağımsız olarak bulabiliriz bizim anladığımız doğrudur şeklindeki yücelmeler daha çok sizin bu sapmalara bağlı olduğunuzu gösteriyor. biz şiilerin değil..
      Hakikati şahıslardan bağımsız olarak bulduğuma dair tek bir örnek gösterir misin?
      yada Hakikati bulmak için şahısları benim kadar didik didik eden bir ikinci kişi bulabilir misin?
      tekrar uyarıyorum şahsıma yaptığın bu "sapmalara bağlı olduğum" fikrini esefle ve şidddetle kınıyorum!
      Şu ana kadar değil şahsınızı, fikirlerinize bile bu kadar aşağılayıcı ve hakaretamiz söz etmedim! Seni kendi amelinle başbaşa bırakıyorum.

      birde arkadaşlar mevzu bahis 21 maddelik hadis için akli birtakım zayıflıklar getirmişler. Ben nakli olarak da zayıflık olduğu düşüncesindeyim. bir kere çoğu hadiste geçen 3 maddelik 4 maddelik 7 maddelik kısa öğütlerin yer aldığı hadislerde bile birçok ravi 2 madde söyler üçüncüsünü ben unuttum der. 3 madde söyler 4.cüyü unuttum der bu şekilde tüm maddeler çoğunlukla 3-5 kişiden derlenir toparlanır hiçbir ravi fazladan tek bir kelime eklemeye cüret edemez çünkü bunu Hz. peygambere yapılan bir iftira olarak anlar. Birçok hadistede peygamberimiz bir şey söyler fakat bunu 3 kez tekrarlar bazen öyle çok tekrarlar ki ashabı "Resulullah keşke sussa" bile diyen çıkar. Öyleki söylenen tek bir söz çoğu ashabında etkili olur ve asla unutmazlar. Peki bu hadis olarak belirtilen söz, şekil itibariyle tek bir hadis gibi görünüyor, farklı hadislerden toplanmışa benzemiyor. Nasıl oluyorda 21 madde birden tek raviyle eksiksiz geliyor? siz çok kere okumuşsunuzdur haydi 3 kere daha okuyun ve gözünüzü kapatıp sayın kaç madde sayabileceksiniz? üstelik hadisin daha başlangıcı sakat duruyor. Peygamber efendimiz Hz. Ali için demişki "Makamı benim makamım gibi biri hakkında nasıl böyle konuşuyorlar?" diyor ve Hz. Ali efendimizin makamını belirten o sözlere geçiyor.. Siz inancınızda Allahın resulu ve nebilerin sonuncusu ilmin şehri Hz. Muhammed s.a.v ile onun damadı ve İlmin kapısı Hz. Aliyi aynı mertebede mi görüyorsunuz? hele 17. maddede geçen "..velayetini kabul ederse.." sözünü anlamadım. nasıl yani daha peygamberimiz hayattayken velayet Hz. Alide miydi? yoksa "Benden sonra velayetini kabul ederse" mi olacaktı?

      Ben bu işin içinden çıkamadım rabbim yardım etsin inşallah hepbirlikte çıkalım.
      Tekrar belirteyim benim herhangi bir gurubu, bir mezhebi ya da meşrebi topyekün reddetmek şöyledursun, içlerindeki bir ferdi bile topyekün reddetmem. seçip iyi yanlarından istifade eder, hatalarını ayıklarım.
      Sizde öyle yapın inşaallah
      Selamun aleyküm..

      Yorum


        #48
        hz.ali'yi(as) sevmek

        [quote author=HidayetVerYarab link=topic=19237.msg116266#msg116266 date=1296113863]
        .. Benim maksadım Hz. Ali tasavvurundaki en ufak bir sapmanın, hedefe vardığında fersah fersah Hz. Aliden uzak olacağıdır. Doğrusu Hakk, Hakikat ve Hidayet zaman üstü yüce değerlerdir zamana, mekana ve kişiye bağlı değildir Ahlaka ve tertemiz bir inanca bağlıdır. Bu sebeple Hz. Ademden Hz. Muhammed a.s. a kadar tüm peygamberler aynı hakikati getirmişler ve ona uyulmasını istemişlerdir.
        - Muhakkak ki biz, Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyüb’e, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a da vahyetmiştik. Davûd’a da Zebûr vermiştik. (Nisa 163)
        .....

        Yukarıdaki ayetlere benzer pek çok ayet daha sıralayabilirim fakat işin özünü burada aktarmaya çalışıyorum.

        Rabbim cümlemizi sırat-ı müstakime iletsin ve ilettikten sonra tekrar saptırmasın. Fatiha suresinde hergün ondan talep ettiğimiz şey üzerine titreyelim. "Bizi dosdoğru yola ilet. Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil!"
        Aminn..

        [/quote]

        madem sizi yanlış anlıyoruz o halde soralım doğru anlayalım ve ondan sonra bu son mesajınızı yanıtlayalım:

        siz konunun başında Ali a.s.'ı sevmekle ilgili hadistekileri aşırı görüyor olmalısınız ki aşağıda bunları yazmışsınız. Ve hakikatin peygamberler dışında kişilere bağlı olmadığını söylemişsiniz. bizse her zaman hakikatin kişilere bağlı olduğunu ve onlardan örnek alınarak onlara bakılarak tespit edildiğini söylüyoruz.

        Bu kişiler Peygamberler zamanında onlardı onlardan sonra da onların vasi ve halifeleridir. Muhammed s.a.a.'ten sonra da hakikat Ali ve evlatları olan Ehlibeyt imamlarında tecessüm ediyordu. Her zaman hakikatin görüldüğü ve açıklayıcısı bir canlı kişi vardır.

        bu konularda böyle inanmamız mesela Peygamber s.a.a.'ten sonra hakikati ancak Ali a.s.'a uymak ve ona bakmak suretiyle görebiliriz, Ali a.s.'dan ayrı olarak başkalarının peşinden gitmek hakikatten uzaklaşmak anlamına gelmektedir..

        tıpkı şu hadiste olduğu gibi: "Ali hak iledir hak Ali iledir..."

        Yine şefaat dünyada Peygamber ve Ehlibeytine bağlanmak ve onların bizi doğruya iletmeleri, ahirette ise eksik kalan amellerimizden azap görmememiz için yine onların şefaati şeklinde anlıyoruz..

        yanılıyor muyuz?

        Yorum


          #49
          hz.ali'yi(as) sevmek

          [quote author=Hudeyfe link=topic=19237.msg116495#msg116495 date=1296257594]

          Zeydiyyenin bu forumda (benim bildiğim kadarı ile) kendisinin nasibi olduğunu beyan ettiğini okumadım ve defalarca kendisine bunu söyleyenlere ise karşı durduğunu hepimiz okumuşuzdur. Kendisinin nasibi olduğunu beyan etmediği halde ona nasibi demek hem islam ahlakına hem imamları ahlakına hemde islam adaletine terstir.

          [/quote]

          Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir (Sad - 58)

          Yazıklar bize" dediler. "Gerçekten biz, zalimmişiz." (Enbiya - 14)

          Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar. (İbrahim - 27)

          Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de. (Mümin - 52)

          (O gün) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken görürsün; o (yaptıkları) da üstlerine çöküvermiştir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bahçelerindedirler. Rableri katında her diledikleri onlarındır. İşte büyük fazl (nimet ve üstünlük) budur. (Şura - 22)

          Şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir. (Casiye - 19)

          Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur. (Haşr - 17)

          Yorum


            #50
            hz.ali'yi(as) sevmek

            madem sizi yanlış anlıyoruz o halde soralım doğru anlayalım ve ondan sonra bu son mesajınızı yanıtlayalım:

            siz konunun başında Ali a.s.'ı sevmekle ilgili hadistekileri aşırı görüyor olmalısınız ki aşağıda bunları yazmışsınız.
            Evet. bu aşırılık yalnızca Hz. Ali efendimize mahsus değil. Peygamberimiz de bu konuda ümmetinden titiz davranmasını istememiş miydi? "Nasaranın Meryem oğlu İsayı (a.s.) yücelttiği gibi beni de yüceltmeyiniz"
            Peygamberimizin burda korktuğu şey aşırı sevmeleri değil, amelin yerini sevgisinin yer almasıydı belkide. Birini Yüceltmek ile Yürekten takip etmek çok farklı şeyler. Kuranda "Eğer Allahı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin" buyurulurken Allaha sevginin ücreti olarak "Örnek bir peygamberi takip etmek ona uymak" isteniyor. Yüceltilen bir insanın giderek örnek alınmaktan çıkmış, tabiri caizse yeryüzünden göklere şutlanmış ve örnek olma misyonu da böylece buhar olup gitmiş demektir.
            Ve hakikatin peygamberler dışında kişilere bağlı olmadığını söylemişsiniz. bizse her zaman hakikatin kişilere bağlı olduğunu ve onlardan örnek alınarak onlara bakılarak tespit edildiğini söylüyoruz.
            Burada farklı hakikatleri konuşuyoruz galiba. Benim kastettiğim hakikat, Allahın henüz beşeri yaratmazdan evvelde varolan hakikati, Allahın varlığı ve birliği, Adaleti ve ona karşı gelinmekten sakınılması hakikatleridir. Bunlar herhangi kişiye bağlı değildir. Nakli yolla (vahiyle) ya da akıl yoluyla bulunması istenen yegane hakikatlerdir. ("Dinleseydik veya aklımızı kullansaydık biz şu ateşin halkı içinde olmazdık" dediler. Mülk 10) Tüm peygamberler bu hakikatleri dile getirip, sapan kavimlerini ya sapıklıktan kurtardılar ya da kurtaramayıp kavimleri Allahın cezasına müstehak oldular. burada suç peygamberlerin değil, akıllarını kullanıp, onlara uymayan ve yalanlayan ya da onları kendilerine uymaya çağıran ve çalışan ümmetleridir.

            Bu kişiler Peygamberler zamanında onlardı onlardan sonra da onların vasi ve halifeleridir. Muhammed s.a.a.'ten sonra da hakikat Ali ve evlatları olan Ehlibeyt imamlarında tecessüm ediyordu. Her zaman hakikatin görüldüğü ve açıklayıcısı bir canlı kişi vardır.

            bu konularda böyle inanmamız mesela Peygamber s.a.a.'ten sonra hakikati ancak Ali a.s.'a uymak ve ona bakmak suretiyle görebiliriz, Ali a.s.'dan ayrı olarak başkalarının peşinden gitmek hakikatten uzaklaşmak anlamına gelmektedir..
            tıpkı şu hadiste olduğu gibi: "Ali hak iledir hak Ali iledir..."
            Kardeşim, buradaki son cümlenize bir değinip dayanak noktamızın ne olması gerektiğini önce anlatmaya çalışalım. Hakikatin Kişilerden bağımsız olması iddiamı da böyle dile getireyim istersen. "Ali hak iledir hak Ali iledir.." hadisini önce ele alalım. Bu hadiste bir yanlışlık var mı? bence de ne sıhhat açısından ne Kur'ani açıdan hiç bir yanlışlık yoktur ve Hz. Ali efendimiz her zaman hakkın yanındaydı. burada bir problemimiz yok. Yalnız şöyle bir söz de ben söylesem ve ne anladığına baksam nasıl olur? "Hz. Musa a.s. Hak iledir ve hak Hz. Musa iledir." bu sözde bir yanlışlık var mı? aksini iddia etmek Kur'ana aykırı olur değil mi? Peki şu anki Hz. Musa'nın takipçilerini hak ile, hakkaniyet ile bağdaştırmamız mümkün mü? Bu açıdan bakıldığında da hakkın kişilere, kişilerin tasavvuruyla ilgili değilde, vahye dayalı değişmez ve tek hakikat olarak anlamamın sebebi budur. Dayanak noktası olarak da vahyi merkeze koyarak, örnek şahsiyetleri de bu çerçevede ele alıp örnekliği hususunda bizler doğru yanlış birşeyler söyleyebiliriz aksi takdirde her önderi, her imamı, her komutanı körü körüye takip etmemiz bizi doğruyada götürebilir helake de! Sizlerde getirin Hz. Alinin eşsiz güzellikteki vasiyetlerini, örnekliğini, onun Kur'ani fıkhını, anlamadaki üstün değerlerini getirin hepimiz örnek alalım ve Allahın nimetlerinden bir nimet olan Hz. Ali efendimizden yararlanalım tartışmalara boğulup niye onun ilminden feyzinden yararlanamıyoruz? Hatta Kur'ana ve İslama savaş açıp modernizm adı altında Hakikatleri çürütmeye çalışan onlarca site var burda birbirimizi yiyene kadar gidip onlarla mücadele edelim heryerde hakikati anlatalım daha iyi olmaz mı? Hatta girin google'a Turan dursun yazın ne şeytani yazılar göreceksiniz ne forumlar göreceksiniz biz müslümanları alaya alan aşağılayan. Haydin onlarla savaşalım böylesi daha hayırlı olur

            Yine şefaat dünyada Peygamber ve Ehlibeytine bağlanmak ve onların bizi doğruya iletmeleri, ahirette ise eksik kalan amellerimizden azap görmememiz için yine onların şefaati şeklinde anlıyoruz..

            yanılıyor muyuz?
            Rabbim cümlemizi Allahın razı olacağı amellerde muvaffak etsin ve Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v. in, onun ehli beytinin ilerlediği dosdoğru yoldan, Sırat-ı Müstakimden ayırmasın ahirette rabbim eksik kalan amellerimizi affedecektir inşaallah. Mizanda haseneleri, seyyiatından çok olanı Allah rahmetiyle bağışlayacağını Kuranda müjdeliyor. inşaallah Allahın azabından azad ettiğini, Allahın şefaat ve rahmet ettiğini belgeleyen illiyyun kitabında bir satır bizim de, sevdiklerimizin de ismi geçer. Amin. velhamdulillahi rabbil alemin ves selamun aleyküm ve rahmetullah..

            Yorum


              #51
              hz.ali'yi(as) sevmek

              [quote author=Hudeyfe link=topic=19237.msg116495#msg116495 date=1296257594]
              Zeydiyyenin bu forumda (benim bildiğim kadarı ile) kendisinin nasibi olduğunu beyan ettiğini okumadım ve defalarca kendisine bunu söyleyenlere ise karşı durduğunu hepimiz okumuşuzdur. Kendisinin nasibi olduğunu beyan etmediği halde ona nasibi demek hem islam ahlakına hem imamları ahlakına hemde islam adaletine terstir.[/quote]
              imam a.s buyurdu ki: "sen bu ümmetten kimsenin açıktan "ben Al-i Muhammede düşmanın" dediğini göremezsin. fakat onların bize düşman olmalarının delili bizim Şialarımıza düşman olamlarıdır"

              Eğer bu hakaret değilse ve yaptıklarından dolayı zeydiyyeye nasibi denilmesi gayriahlaki değilse o zaman bu forumda bir çok kişi yazılarında dolayı kendi bağlı bulunduğu ekolden çok düşman olduğu ekolle suçlanması gerek.
              şimdi soru şu. bir hristiyana "sen hristiyansın" demek gayri ahlakimidir? yada bir sünniye "sen Ehli sünnetsin" demek gayri ahlakimi oluyor? burada tek gayri ahlaki olan bu nasibinin Ali a.s şiilerini "Safevi şiası" adı ile anmasıdır.

              En basitinden elmeddinin takındığı tavri ben hiç bir İmamın risaletinde okumadım varsa beyan edin deyin şu şu şu imam münazara ettiği konuştuğu şahıslara şöyle şöyle şöyle dedi. Ama ben bu adabı düşman bellediği kişilerin siyasetlerinde gördüm.
              benimle onun imzalarına baksan bir-birimize ne kadar "sevgi" beslediğimizi göre bilirsin. ikinci olarak, Rasulullah s.a.a ve imamlar a.s birisi ile munazara ettiklerinde örneğin bir hristiyan ile munazara ettiklerinde ona "ey nasrani" diye hitap etmişlermidir etmemişlermidir? ve yahut hristiyana "hristiyan" diye hitap etmeği yasaklamışlarmıdır?

              Bu durumda elmeddine sen şii değilsin falanca ve filancanın ekolündenmisin mi dememiz gerek.
              ben RAFİZİ okulundan mezun oldum. RAFİZİ diye hitap etmenize sevinirim

              Bundan Rabbime sığınırım elmeddin sonuçta masum değil bizde öyle hatalarımız olur önemli olan hatalarımızdan dönmektir devam etmek değil.
              Allah razı olsun kardeşim. eğer bir hatamı görürsen uyar. sana karşı olan kardeşlik sevgime Allah şahid.

              Yorum


                #52
                hz.ali'yi(as) sevmek

                HUVE'L AZİZ

                SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE

                Sayın elmeddin ben zıddını söylemedim zaten eğer kişi kendisinin nasrani olduğunu beyan ediyorsa ona nasrani demek zaten gayriahlaki değildir ama eğer kendisinin nasrani olduğunu beyan etmiyorsa ben müslümanım diyorsa her ne kadar yanlışları varsa bile (zeydiyye'yi kast etmiyorum sakın yanlış anlaşılmasın) ona nasrani demek gayriahlakidir. Peygamber münafık oldukları kesin olan Allah ayette bildirdiği halde Abdullah bin Ubeyy ve diğerlerine siz münafıksınız demedi. Veya İmamlar kendi talebeleri arasında sağlam düzgün olmayanlarada siz şusunuz veya busunuz demediler.

                Zeydiyye burda kendisinin nasibi olduğunu beyan etmedi ve kendisine nasibi diyenlerede karşı çıktı sana göre eğer yanlışı varsa bile Zeydiyye'ye nasibi demek islam ahlakına terstir.

                Zeydiyye'nin şiilere değil safevi şialığına karşı çıktığını hepimiz biliyoruz en azından ben bu güne kadar öyle anladım ha birilerinin siyasetini veya malum olan hadisleri kabul eder veya etmez o kendisinin bileceği bir iştir. Hiç kimse ona zorla kabul et etmezsen sen şia düşmanısın şia düşmanı olduğun içinde nasibisin demeyede hakkı yoktur.

                Zeydiyye'nin bile yapmadığı bir çok eleştirileri şehid Şeriati yapıyor bu güne kadar şehide nasibi diyen oldumu bilmem ama dinden çıkaranlar var oda kendi hadbilmezlikleri. Hatta şehidin yaşadığı dönemlerde Kafi adında bir hadbilmezin bırak Şehid Şeriatiyi Hz Ebuzeri bile haddini bilmeden eleştirmektedir. Şimdi ona nasibimi demek gere?
                EY AZİZAN, BİZ KAR-ZARAR HESABI YAPMAKSIZIN SEVGİ'YE TESLİM OLUR SELAMA ERERİZ. KİM NE DERSE SÖYLESİN, SEVDİM ALİ'Yİ. KAR-ZARAR http://www.nuvezan.com/

                Yorum


                  #53
                  hz.ali'yi(as) sevmek

                  [quote author=Hudeyfe link=topic=19237.msg116879#msg116879 date=1296644845]
                  Sayın elmeddin ben zıddını söylemedim zaten eğer kişi kendisinin nasrani olduğunu beyan ediyorsa ona nasrani demek zaten gayriahlaki değildir ama eğer kendisinin nasrani olduğunu beyan etmiyorsa ben müslümanım diyorsa her ne kadar yanlışları varsa bile (zeydiyye'yi kast etmiyorum sakın yanlış anlaşılmasın) ona nasrani demek gayriahlakidir. Peygamber münafık oldukları kesin olan Allah ayette bildirdiği halde Abdullah bin Ubeyy ve diğerlerine siz münafıksınız demedi. Veya İmamlar kendi talebeleri arasında sağlam düzgün olmayanlarada siz şusunuz veya busunuz demediler.

                  Zeydiyye burda kendisinin nasibi olduğunu beyan etmedi ve kendisine nasibi diyenlerede karşı çıktı sana göre eğer yanlışı varsa bile Zeydiyye'ye nasibi demek islam ahlakına terstir.[/quote]
                  sayın Hudeyfe, nasrani kendi akidesini gizlemez "ben nasraniyim" demekten çekinmez. ama Ali a.s düşmanlığı öyle bir rezalet, öyle bir bataktır ki, akidesini açıkca beyan bile edemez. imamın a.s "sen bu ümmetten kimsenin açıktan "ben Al-i Muhammede düşmanım" dediğini göremezsin" sözünün anlamı nedir yoksa?

                  Zeydiyye'nin şiilere değil safevi şialığına karşı çıktığını hepimiz biliyoruz en azından ben bu güne kadar öyle anladım ha birilerinin siyasetini veya malum olan hadisleri kabul eder veya etmez o kendisinin bileceği bir iştir. Hiç kimse ona zorla kabul et etmezsen sen şia düşmanısın şia düşmanı olduğun içinde nasibisin demeyede hakkı yoktur.

                  Zeydiyye'nin bile yapmadığı bir çok eleştirileri şehid Şeriati yapıyor bu güne kadar şehide nasibi diyen oldumu bilmem ama dinden çıkaranlar var oda kendi hadbilmezlikleri. Hatta şehidin yaşadığı dönemlerde Kafi adında bir hadbilmezin bırak Şehid Şeriatiyi Hz Ebuzeri bile haddini bilmeden eleştirmektedir. Şimdi ona nasibimi demek gere?
                  ...EDİT...

                  Yorum


                    #54
                    hz.ali'yi(as) sevmek

                    ...EDİT...

                    Yorum


                      #55
                      hz.ali'yi(as) sevmek

                      Senin bize safevi şiisi demen iftira değilmi sayın zeydiyye ?

                      Yorum


                        #56
                        hz.ali'yi(as) sevmek

                        ben kimsenin şahsına sen safevi şiasısın demem..

                        sadece zihniyetleri eleştiririm. o zihniyet sizde varmı yok mu bunun muhasebesini kendiniz yapacaksınız.

                        (ki özellikle sende var) (kendi dilinle safevileri sevdiğini ve o dönemde yaşasaydın onların taraftarı olacağını ifade eden birisin)

                        Yorum


                          #57
                          hz.ali'yi(as) sevmek

                          olurdum tabi osmanlının yanındamı savaşayım...osmanlıya karşı zevkle savaşırdım...safevi devleti ideal bir devlet değil ama onlar olmasa şu an şia olmazdı ( veya birkaç milyonluk azınlık olurdu sadece)...

                          Yorum


                            #58
                            hz.ali'yi(as) sevmek

                            sizin tutarlı olduğunuz, bi dediğinizin diğeriyle çeliştiğini görmediğim gün şükür namazı kılıcam

                            daha yukarda safevi şiisi (taraftarı) olduğunun iftira olduğunu söylüyodu şimdi onların taraftarı olduğunu beyan ediyo.

                            neyse...muhatap alınmaya değer birisi değilsiniz. selametle.

                            Yorum


                              #59
                              hz.ali'yi(as) sevmek

                              ...EDİT...

                              Yorum


                                #60
                                hz.ali'yi(as) sevmek

                                selam sadece müminlere olsun

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X