Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.

    Her gün aşura! Her yer kerbela.

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. Aşura makalesi.

    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

    İmam Hüseyin (a.s.):
    1


    Bugün 10 Muharrem Aşura günü değil matem günüdür.


    Bismillahirrahmanirrahim


    ‘’Selam olsun sana Ey Allah’ın elçsi,

    Ben senin yavrun ve kızı,

    Fatıma’nın oğlu Hüseyin’im. Ben

    Ümmetinin arasında onların

    Hidayeti ve önderliği için,

    Halife kıldığın torununum.

    Ey Allah’ın Peygamber’i, şahid ol ki,

    Onlar bana yardımda bulunmadılar.

    Beni korumadılar. İşte bunlar,

    Seninle yeniden görünceye dek var

    Olan şikayetimdir.’’ İmam Hüseyin (a.s.)


    Sabır, en güzel îmân kisvesi ve insanların en şerefli ahlâkıdır.

    (Hz. İmam Ali a.s)

    Şeyyid-uş Şüheda'nın (İmam Hüseyin'in) huzuruna gelerek:

    "Ben günahkar bir kimseyim, kendimi günah işlemekten alamıyorum, bana nasihat et" dediğinde

    İmam (a.s) şöyle buyurdu:

    "Beş şeyi yap sonra dilediğin günahı işle:
    a) Allah'ın rızkını yeme, istediğin günahı yap.
    b) Allah'ın mülkünden ve hakimiyeti altından dışarı çık, istediğini yap.
    c) Allah-u Teala'nın seni göremeyeceği bir yer bul, ne yapmak istersen yap.
    d) Azrail canını almaya geldiği zaman teslim olma, o zaman gönlünün istediğini yap.
    e) Kıyamet günü cennetin maliki seni cehenneme götürmek istediğinde cehenneme gitme, ondan sonra arzuladığın işi yap." Yazan. imam Dikmen.




    #2
    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel


    Her gün aşura! Her yer kerbela.


    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel

    Her gün aşura! Her yer kerbela.

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşüra özel makalesi.

    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

    İmam Hüseyin (a.s.):
    2


    Kim Hüseyin'im İçin Ağlayacak olursa!

    Hz. Peygamber (s.a.a), İmamHüseyin (a.s)'ın şehit olacağını, diğer musibet ve sıkıntılarını kızı Fatıma (a.s)'a haber verdiğinde Fatıma (a.s) çok ağladı ve şöyle dedi:
    "Bu sıkıntı ve musibetler ne zaman vuku bulacaktır?"
    Peygamber (s.a.a); "Ben, sen ve Ali dünyada olmadığımız bir zamanda" buyurdular.
    Fatıma (a.s) bu sözü duyunca ağlaması şiddetlendi. Sonra; "Kim Hüseyin'ime ağlayacak ve onun için ezadarlık edecektir?" dediğinde de Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdular:
    "Fatımacığım! Ümmetimin kadınları, Ehl-i Beyt'imin kadınlarına, erkekleri de erkeklere ağlayacaklar. Her yıl onun ezadarlığını yenileyecekler (canlandıracaklar).
    Kıyamet günü olduğunda sen kadınlara, ben de erkeklere şefaat edeceğiz.
    Kim Hüseyin'in sıkıntı ve musibetine ağlamış olursa, onun elini tutup cennete götüreceğiz. Fatımacığım!
    Kıyamet günü, Hüseyin'in musibetine ağlayan göz dışında bütün gözler ağlayacaktır; o göz cennet nimetlerine ulaşmak için gülecektir."
    (Bihar'ul-Envar, c. 44, s. 292)

    Aşure günü, neden en büyük musibet günü olarak tanıtılmıştır?

    Abdullah bin Fazl-i Haşimi şöyle diyor: İmam Sadık (a.s)'a; “Neden Resulullah'ın son vefat günü, Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s), Hz. Hasan vs. İmamların şahadet günleri değil de
    sadece Aşura günü en büyük musibet, gam, üzüntü ve matem günü olarak tanıtılmıştır?” dediğimde şöyle buyurdular:

    “Bunun sebebi şundan ibarettir: Ashab-ı Kisa (Âl-i Aba) Allah katında insanların en değerlisi idiler. Bunlar beş kiydiler: ‘Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s), Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s).’ Hz. Peygamber (s.a.a) vefat ettiğinde gerçi musibet çok büyüktü, ama Ashab-ı Kisa'dan dört kişi yaşıyordu, bunlar halkın mercii ve sığınağı idiler. Hz. Fatıma (a.s) şahadete eriştiğinde musibetin çok büyük olmasına rağmen halk Ashab-ı Kisa'dan üç kişiyi kendi aralarında görüp ihtiyaç duyduklarında onlara sığınıyorlardı. İmam Ali (a.s) ve İmam Hasan (a.s)’da da durum aynıydı. Ama İmam Hüseyin (a.s) şehit olduğunda, Ashab-ı Kisa'dan halkın mercii ve sığınağı olacak kimse kalmamıştı. Bundan dolayı İmam Hüseyin (a.s) bekası Ashab-ı Kisa’nın bekası olduğu gibi, onun şahadeti de onların hepsinin şahadeti gibiydi. Bu sebepten dolayıdır ki Aşura günü, gam, üzüntü ve matem açısından günlerin en musibetlisi olarak tanıtılmıştır.”

    Abdullah bin Fazl-i Haşimi sözünün devamında şöyle diyor: Ben İmam Sadık (a.s)'a; “Öyleyse İmam Seccad (a.s) için ne diyorsunuz?” dediğimde şöyle buyurdular:

    “İmam Zeyn'ul- Abidin (a.s), İmam ve halka hüccetti. Fakat Resulullah (s.a.a)'i görmemişti, onun ilmi baba ve cetlerinden miras olarak ona yetişmişti. Ama İmam Ali (a.s), Hz. Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) Hz. Peygamberle uzun süre birlikte olmuşlardı. Halk da onları Hz. Peygamber (s.a.v) ile birlikte görmüştü. Bundan dolayı Onlardan birini gördüklerinde,
    Hz. Peygamber (s.a.v)'in hatıraları, söz ve davranışları onlar için canlanıyordu.” (İlel’uş- Şerayi, c. 1, s. 264) Yazan. imam Dikmen

    Yorum


      #3
      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


      Her gün aşüra! Her yer kerbela.

      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

      İmam Hüseyin (a.s.):
      3

      Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla


      Allah'ım! Seni görüyormuşum gibi beni kendinden korkut ve beni takvayla saadete kavuştur; sana karşı günah işleyerek kalbimi katılaştırma,
      takdirlerinde bana hayır ve bereket ver ki geciktirdiğin şeyin bana acele verilmesini ve acele verdiğin şeyin de geciktirilmesini istemeyeyim.
      Allah'ım! Nefsime zenginlik, kalbime yakin, amelime ihlas, gözüme nur, dinimde basiret ve bilinç ver ve azalarımı güçlü kıl, kulağımı ve gözümü
      (işiten ve gözümün nuru çocuklarımı) benim iki mirasçım kıl ve hakkımda zulmedene karşı bana yardım et ve
      bunda intikam ve galibiyetimi bana göster ve gözlerimi aydınlat.
      Allah'ım! Sıkıtımı gider, kusurumu ört, hatalarımı bağışla, şeytanımı benden uzaklaştır,zimmetimi serbestliğe çıkar (üzerimde hiçbir hak kalmasın);
      ve ey Rabb'im, dünya ve ahirette benim için yüksek bir derece ver.
      Allah'ım! Beni yaratıp, duyan ve gören yaptığın için sana hamd olsun. Beni yaratmaya ihtiyacın olmadığı halde hakkımda bir rahmet olarak
      beni yarattığın ve azalarımı birbirine uygun, düzgün kıldığın için sana hamdolsun. Rabb'im; beni icat ettiğin ve yaratılışımı dengeli kıldığın gibi;
      Rabb'im, beni yarattığın ve yüzümü güzel kıldığın gibi; Rabb'im, bana ihsanda bulunduğun ve afiyet verdiğin gibi;
      Rabb'im, afetlerden koruduğun ve muvaffak kıldığın gibi; Rabb'im, nimet verdiğin ve hidayet ettiğin gibi;
      Rabb'im, seçtiğin ve bütün hayırlardan verdiğin gibi; Rabb'im, beni yedirdiği ve içirdiği gibi;
      Rabb'im, ihtiyaçsız kıldığın ve hoşnut ettiğin gibi; Rabb'im, bana yardım ettiğin ve izzet verdiğin gibi;
      Rabb'im, bana keramet elbisesi giydirdiğin ve yarattığın şeylerden yeteri kadar bana verdiğin gibi
      Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve bana zamanın sıkıntıları, gece ve gündüzün çekişmeleri karşısında yardım et.
      Beni dünyanın ıstıraplarından ve ahiretin kederlerinden kurtar ve yeryüzünde zalimlerin yaptıkları -kötülükler-den beni koru. Amin!.
      (AREFE GÜNÜNDE İMAM HÜSEYİN'İN (A.S) DUASI ) Yazan. imam Dikmen

      Yorum


        #4
        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


        Her gün aşüra! Her yer kerbela.

        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşüra özel makalesi.

        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

        İmam Hüseyin (a.s.):
        4


        Aşüra Günü Bayram Değil, Yas ve Matem Günü’dür!...

        Canımızdan daha değerli nefsimizden daha efdal önderliğimizden daha önderliğe laik, Hak’ku Teala tarafından bizlere İmam tayın edilen Ehl-i Beyt imamları’nın sekizinci imamımız, İmam Rıza (a.s.) şöyle nakl etmektedirler:
        ‘’Her kim Aşüra gününü kendine musibet, acı hüzün ve ağlama günü edinirse, Alllah (c.c.) kiyamet gününü ona neşe ve sevinç günü kılar. Her kim’de Aşüra günü (yas tutma amacıyla) kazancı (çalışmayı) terk ederse onun dünya ve ahiret istek ve dilekleri ile ilgili tüm duaları kabul olur. Her kim Aşüra gününü musibet, hüzünle ve ağlamakla geçirirse, yüce Allah kıyamet gününü için kurtuluş, sevinç günü kılar ve bizi cennetlerde görmekle gözü aydınlanır.
        Ve yine Her kim Aşüra günün bereketi yani (bayram) günü bilir ve evinde herhangi bir şey biriktirir ve evine bir şey alırsa, Allah biriktirdiği şeyi ona mübarek kılmaz ve kıyamet günü ise Yezid, Ubeydullah ibn-i Ziyad ve Ömer ibn-i Sa’d ve onları o makamlara getirenlere (Allah’ın laneti onlara olsun) ile mahşere getirir ve cehennemin en alt tabakasında ona ver verir.’’ Hz. İmam Ali Rıza (a.s.)

        O’nun içindirki biz müslümanlar başta olmak şartıyla Aleviler, sünniler ve Şialar eğer Aşüra gününü çorba ile değilde Şeyyidlerin efendisi şeyyid’us Şühâde imam Hüseyin (a.s) ruhları için 10 Muharrem’de helva pişirirsek ve O’nun o kutsal Ruh’una fatifa okur ve Yezid ve Yezid taraftarlarına ve onları o makamlara getirenlere lanet okursak, inanın ki daha makbule geçer. Ve aynı zamanda da Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmeti şefâatından da marum kalmayız.
        Evet bugün 10 Muharrem yani Arapçası (Aşura)’dır. Bugün insanlık tarihinde zalime baş kalkırmış tüm dünya müslümanlarıne tüm dünya insanların özgürlüğene baş kaldırmanın günüdür. Bugün kişi ve özgürlüğünü kayb etmiş eziklik altında kalmış özgür insanların haykırış günüdür. İster Filistinde olsun, ister Irak’ta olsun, ister dünyanın herhangi bir bölgeseinde veya herhangi bir emperyalist faşist düşünce rejimlerinin emirlikleri altında olsun, onların bugün kü yapılan mücadelelerden ders alarak özgürlükleri için haykırışları günüdür.
        İmam Hüseyin (a.s.) dünya insanların üzerindeki özgürlük mücadelesinin şelalesidir. O’nun yapmış olduğu bağ kaldırış O günün Yezid’in korkusu olduğu gibi, bugününde emperyalist faşist güçlerin korkusu olacaktır.
        O bir şereftir. O’nun şerefli ve hasiyeti insanlar üzerin başı dik, fikri açık, kalbi temiz ve gurur örneğidir. O’nun yapmış olduğu mucadele O’nun evlatları şia’ları ve tüm dünya müslümanları ile kölelikten kurtulmak için mucadele veren her kes içindir.
        Gelin canlar! İmam Hüseyin (a.s.) kendimize ve bizden sonra gelecek neslimize bir önder ve örnek tutarak, Aşüra gününü çorba ile değil?... O’nun ruh’una ve O’nun cedlerinin ruh’larına şad olmaları için 10 Muharrem günü helva yapalım. Böylelikle Yezid ve Yezid gibi emperyalist idareci rejimlerin suratlarına bir yumruk gibi vuralım. Yazan. imam Dikmen


        Yorum


          #5
          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


          Her gün aşüra! Her yer kerbela.

          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

          İmam Hüseyin (a.s.):
          5



          Aşura Günü mü?, Aşure Çorbası mı?



          Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak yapmış olduğumuz belgelerin gündem konusunu yapmak için elbette doğrularla beraber müslüman halk kitlelerine ve diğer ehl-i iman araştırmacı halklara açık ve net olarak söylemeyi temel hedef yapılmış olan çalışmalarmız her yıl Muharrem ayında yapılan bir yanlışlığı da düzeltmek amacıyla bu makaleyi kaleme almıyı uygun görmüştür.
          Onun içinde ilk etapta yapılması gereken konunun gerçek anlamını anlamak içinde Hicri takvinin kim ve ne zaman zarfında yürürlüğe konulmuş olduğunu öğrenmektir.
          Evet dikkat edilirse müslümanlar tarafından her yıl Muharrem ayında ve özellikle de Muharrem ayının 10. Gününde halkın birbirlerine adına Aşure çorbası yada tatlısı denilen bir yiyeceği ikram ettiği hatta bazen birbirlerini kutladıkları görülür. Yazan. imam Dikmen

          Yorum


            #6
            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



            Her gün aşura! Her yer kerbela.

            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

            İmam Hüseyin (a.s.):
            6


            Bunun sebebi ve nedenini sorulduğunda da çoğunlukla “Bugün öyle mübarek bir gündür ki! Adem bu gün yaratılmış, yerler, gökler, melekler bu gün yaratılmış, Hz.Nuh gemiden tufandan bugün kurtulmuş, Hz.Yusuf zindandan bu gün çıkmış, Hz.Yakup’un gözleri bugün açılmış, Hz.Yunus bugün balık karnından kurtulmuş, Hz.Musa bugün firavundan kurtulmuş vs vs vs “cevabını alıp;temelsiz,uydurma yada saçmalıkları sürekli olarak duyar yada dinlersiniz.Yine ‘Güya Hz.Nuh’un kurtulunca gemideki hububatı karıştırıp dağıtmış ve insanları kutlamış!’olduğu anlatılır durur.Ve yine dikkat edilirse kendisini Şia ve alevi yada sünni kabul eden herkesin olayı bu şekilde izah edip sanki güzel bir iş yapıyorlarmış gibi birbirlerine aşure tatlısı dağıttıklarını da görmekteyiz.

            Ne nedense ve hikmetse bunu sadece anadoluda değil tüm müslüman ülkelerinde ve bunların dışındaki gayri muslim ülkelerde de bu sözlere inananlar bulunmaktadır. Nitekim bu konuyu hakında Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak değerli kardeşlerimizden Aliyy’ul Kaarı ve Dr. Muhammed Ayeti ve yine değerli araştırmacı ve yazar sayın Ayatullah Murtaza Mutahhari ve yine değerli araştırmacılardansayın Âllame Seyyid İbn-i Tavus gibi ustadların kitaplarında bu uydurmalarla ilgili bir çalışma yapmayı uygun gördük.Ve ayrıca ‘Mevzuatu Kebir’isimli kitabından yararlanmayı doğru bulduk.. Yazan. imam Dikmen

            Yorum


              #7
              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



              Her gün aşura! Her yer kerbela.

              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

              İmam Hüseyin (a.s.):
              7


              Gerçektende İslam Tarihinde

              Muharrem Ayı Hicri Takvimi Varmıdır?


              Hicrî Takvim (Arapça: تقويم هجري), İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç olarak kabul edilen Ay'ın Dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvim sistemidir. Hicri Takvim; Hicri Şemsi ve Hicri Kameri Takvim olmak üzere ikiye ayrılır.
              Hz. Muhammed (s.a.v.) ve beraberindekilerle, Safer ayının 27. günü Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret etmek üzere Mekke'den ayrılmış, ve 4 gece Sevr Mağarası'nda kalmış, 1 Rebiülevvel Pazartesi günü Sevr Mağarasından Medine'ye doğru yola çıkmışlardır. 8 Rebiülevvel / 20 Eylül 622 Pazartesi günü Kuba köyüne gelmiş, burada Kuba Mescidi'ni inşa etmiş ve 12 Rebiülevvel Cuma günü Medine'ye doğru hareket etmişlerdir.
              Evet burdanda anlaşılmaktadır ki Hicri yılı veya hicri takvimi diye bir şeyin olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Eğer Hicri takvimi gerçeği var ise de bu da Muharrem ayı değil de Safer ayının 27. olma gereğini duymaktadır. Demek oluyorki biri veya birileri tarafından bu konunun mesele şekliyle el atıp Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yapmış olduğu İslam devletinin tarihini değiştirilmiş olması ve O’nun yapmış olduğu mucadelesini baltalamaktır. Ve yine aynı şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yazan. imam Dikmen

              Yorum


                #8
                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



                Her gün aşüra! Her yer kerbela.

                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                İmam Hüseyin (a.s.):
                8

                İslam Devletleşme şeklini Emevi saltanatçıların dilek ve arzuları üzerine alan ikinci halife Ömer b. Hattab zamanında Hicretin 17. yılında alınan bir kararla Hicretin olduğu yıl Hicri Takvimin 1. yılı ve o yılın Muharrem ayı da Hicri Kameri takvimin yılbaşısı kabul edilmek suretiyle, o yıl 1 Muharrem'in rastladığı 16 Temmuz 622 tarihi de Hicri Kameri Takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Uygulamada Hicri Takvim olarak bu bilinmektedir. İslam ülkelerinde kullanılan Hicri takvim Muhammed (s.a.v.)'in M.S. 622'de Mekke'den Medine'ye hicretiyle başlar. Hicri - Kameri takvim, ayın dünyanın etrafında dönüşüne göre tanımlanır. Bir yıl Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce adı verilen 12 aydan oluşur. Her bir Kameri ay yaklaşık 29.5 gün sürer ve bir Kameri yıl 354 gün olarak elde edilir. Bu nedenle Kameri takvimde 6 adet 29 günlük 6 adet 30 günlük ay bulunur. Hangi ayların 29 ya da 30 gün süreceği ayın fazı göz önünde bulundurularak Şeyh ül İslam tarafından belirlenir. Yazan. imam Dikmen

                Yorum


                  #9
                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



                  Her gün aşüra! Her yer kerbela.

                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


                  Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                  İmam Hüseyin (a.s.):
                  9


                  Ancak gerçek Kameri ay 29.5 günden 44 dakika 3 saniye daha uzun olduğundan 12 Kameri ayın belirlediği 354 günlük kuramsal Kameri yıldan 8 saat 48 dakika 36 saniye daha uzundur. 30 yılda bu hata 11 gün 0 saat 18 dakika 0 saniye olacağından eşzamanlılığı sağlamak için 30 yıl boyunca 19 adet 354 gün süreli ve 11 adet 355 gün süreli yıl oluşturulur. 355 günlük yıllar son aya bir gün ilave edilerek gerçeklenir. Böylece eşzamanlık sağlanır ve ancak 2400 yılda bir takvime tekrar 1 gün ilave etmek gerekir.

                  Kameri yılın ortalama vakti günlerin yıllara göre dağılımından (19x354+11 x 355) / 30=354 gün 8 saat 48 dakika olarak hesaplanır. Bugün kullanılan güneş yılı yaklaşık 365 gün 5 saat 48 dakika olduğundan Kameri yıl güneş yılından yaklaşık 10 gün 21 saat daha kısadır. Buna göre, 1 Kameri yıl güneş yılının 0.9702 katına, 1 güneş yılı Kameri yılın 1.0307 katına karşı düşer. Ayrıca hicret 15 Temmuz 622'de gerçekleştiğinden, kameri takvimin miladi takvimine göre 621.536 yıl kadar faz farkı bulunur. Eğer örneğin 1 Ocak 1993'ün hicri takvimdeki karşılığını bulmak istersek yukarıdaki değerlerden (1992-621.536) x l.0307=1412.5372 buluruz. Hicri takvime göre 1412 yıl geçmiş olduğundan bu tarih hicri 1413 yılına karşı düşer. Yazan. imam Dikmen

                  Yorum


                    #10
                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



                    Her gün aşüra! Her yer kerbela.

                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                    İmam Hüseyin (a.s.):
                    10


                    Hicri takvimin haricinde Osmanlı İmparatorluğunda 1678'den sonra maliye ile ilgili işlerde Rumi takvim de kullanılmaya başlanmıştır. Mali yılın başlangıcı 1 Mart olarak kabul edilir. Rumi yıl 365 gün olup güneş yılına karşı düşen miladi yıl ile eş uzunluktadır. Rumi yıl her 33 yılda 354 gün olan hicri yılı bir yıl geçer. Bu farkı gidermek için Rumi yıldan her 33 yılda bir hicret yılı düşülür; buna sıvış yılı denir. Her iki takvim arasında ayrıca 13 günlük bir fark bulunur. Ayrıca Rumi yıl miladi 584'te başlatıldığından Rumi yılı bulmak için Miladi yıldan 584 çıkarmak gerekir. Aylar Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Teşrini-evvel, Teşrini-sani, Kanuni-evvel, Kanuni-sani, Şubat olarak adlandırılır. Örneğin Miladi 1 Ocak 1993 tarihi Rumi 19 Kanuni-evvel 1408 tarihine karşı düşer.
                    Osmanlı İmparatorluğunin sonuna kadar mali işlemlerde kullanılan Rumi yıl 1925'te Miladi takvim yılının kabul edilmesi üzerine terk edilmiştir. Yazan. imam Dikmen

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel

                      Allah razi olsun
                      paylasimlarinizin devamini bekleriz kardesim


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel

                        Allah razi olsun
                        Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                        İmam Ali (a.s)

                        Yorum


                          #13
                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                          Her gün aşüra! Her yer kerbela.

                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


                          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                          İmam Hüseyin (a.s.):
                          11

                          Bu Takvimlere Bakarak

                          Artık Yıl Yıl Değiştirebilirsin?


                          Hicri takvimlerde de miladi takvim gibi artık yıllar mevcuttur. 30 yılda yaklaşık 11 günlük bir gerileme yapmaktadır. Bu gerilemeyi düzeltmek için 30 yıllık dönemde 2, 5, 7, 10, 13, 15, 18, 21, 24, 26 ve 29 yılları 355 gün, diğer yıllar ise 354 gün çekmektedir.
                          Örnek olarakta şunuda hesaplaya biliriz: Türkiye'de yılbaşı ayının Ocak oluşu 1925, 1 Ocak'ın yılbaşı tatili olması da 1935 tarihindedir.
                          Ve Yine Bu Şekil’de Kameri Yılın Hesaplanması?
                          Hicri yıl miladi yıldan ( 365.2422 - 354.367 =) 10.8752 gün daha kısa olduğundan aylar da bazen 29. bazen de 30 gün çekmektedir.

                          Daha detaylı Miladi Takvimini çevirme?

                          Milâdi yıl = (hicrî yıl x 32/33) + 622 formülü ile bulunur. Mesela: 1000 yılının % 3ü 30 eder, geriye 970 kalır. Bu sayıya 622 eklenince karşılığı olarak milâdî 1592 yılı bulunur. Milâdî yılın hicrî yıl karşılığını bulmak için de şu formül kullanılır: Hicri yıl = (milâdî yıl-622) x 33/32, meselâ; (1453-622) x 33/32 = 857 sb gibi olur. Yazan. imam Dikmen

                          Yorum


                            #14
                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



                            Her gün aşüra! Her yer kerbela.

                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


                            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                            İmam Hüseyin (a.s.):
                            12

                            Hicri Şemsi Takvimine Gelnice?

                            Bu konular hakında Daha çok bilgi için:


                            Rumi Takvim ve İran Takvimlerine Baş vurabilirisin?

                            Hicrî Şemsi Takvime Türkiye'de Rumî Takvim-i de denir. Hz. Peygamberin (s.a.v.) Medineye ulaşmak üzere Kuba köyüne geliş günü olan miladi 20 Eylül 622 tarihini, Hicri yıl başlangıcı olarak kabul eden, Arapça'da güneş anlamına gelen Şems kelimesinden de anlaşılacağı üzere, dünyanın güneş etrafındaki dolaşımını esas alan bir takvimdir. Daha fazla bilgi ve kaynakların burda veril kitaplardan alabilirsiniz.
                            Rumi takvim Osmanlı İmparatorluğunda miladî tarihiyle 13 Mart 1840 tarihinde kabul edilmiş ve o gün karşılığı olarak Rumî takvimde 1 Mart 1256 günü olarak saptanmıştır. Rumî takvim miladî takvim gibi bir güneş yılını esas aldığı için, Rumî takvim Hicrî (Kameri-ay) takviminden farklı olarak miladi yılın sabit olarak 13 gün geriye giderek takip etmek mümkündür. Rumî yılbaşı olarak 1 Mart günü kabul edilmiştir. Yazan. imam Dikmen

                            Yorum


                              #15
                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.



                              Her gün aşüra! Her yer kerbela.


                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.


                              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                              İmam Hüseyin (a.s.):
                              13


                              Daha sonra Türkiye'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen 26 Aralık 1925 tarihli 698 sayılı kanunla Rumi Takvim yürürlükten kaldırılmış ve 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren Miladi Takvim'e geçildi.
                              8 Şubat 1332 R. tarihinde alınan bir kararla, Julyen Takvim esaslı Rumî takvim yürürlükten kaldırılarak, yerine Gregoryen tavimi esaslı Rumî takvimi düzenine geçilmiştir. Gregoryen takviminde yılbaşı 1 Mart yerine 1 Kanunisanî (Ocak) olup, gün sayısı da 13 gün ileridedir. Alınan karar uyarınca 15 Şubat 1332 tarihinden sonra 1 Mart 1333 günü ilan edilerek, aradaki 13 günlük fark ortadan kaldırılmış oldu. 1333 yılı teknik olarak sadece 10 ay sürdü ve 31 Kanunievvel (Aralık) 1333 tarihinde sona erdi. Bu günü takip eden 1 Kanunisani (Ocak) günü 1334 yılının ilk günüydü.
                              Bunun için hesaplamalarda, 1334 Rumî yılından önceki tarihlerde Miladî yıla çevirim yapmak için gün sayısına 13 gün ilave edilmeli ve ilave edilen gün sayısı ile birlikte Ocak ya da Şubat aylarına tekabül ettiyse, yıl sayısında 585, diğer aylar içinse 584 yıl eklenecektir. 1334 Rumî yılı ve daha sonraki tarihler için sadece 584 yıl ilave etmek yeterlidir. Gün sayısında değişiklik yapmaya gerek yoktur.
                              Bunun yanıda halen İran İslam Devleti'nde hala bir Hicri (Şemsi) takvimi kullanılmaktadır. Ülkenin gündemleri bu takvime göre düzenlenir ve resmî evraklarda bu takvim kullanılır. Yazan. imam Dikmen


                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X