" Muhammed her zaman Evangelizm in üstüne cikiyor.O insani Allah saymiyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor.Müslümanlarin Allah dan Baska ilahi yoktur Ve Muhammed O'nun peygamberidir.Burada hic bir Muamma ve sir yoktur. " ( Lev Nikolayevic TOLSTOY )
Önce Hastanin Önem vermedigi kücük isaretler belirir,sonra bu isaretler daha SIK tekrarlanir ve zamanla kurtulmanin imkansiz oldugu bir istirap haline gelir.Aci giderek büyür ve hasta düsünmeye vakit bulamaz olur.O zaman sunu fark eder ki,kendisinin saglik icinde yasarken pek fazla önemsemedigi sey aslinda dünya da onun icin en önemli seydir:
Yani, ÖLÜMDÜR !..
....." Yasantim sanki durmustu,sadece nefes aliyor,yiyor,iciyor ve uyuyordum.Ancak bunlari yapiyorum
diye yasadigimdan bahsetmem mümkün degildi;cünkü ruhumu rahatlatacak ve aklimi tatmin edecek bir
arzum yoktu,aslinda sunu da cok iyi biliyordum ki,bir arzum oldugunda onu gerceklestirsem de
gerceklestirmesem de sonunda bir sey degismiyecekti.
Yasamayi sürdürüyordum ama bu sadce yasam fonksiyonlarimi sürdürmekten ibaretti.Bir ucurumun basina
gelmistim ve önümde yok olustan baska bir sey olmadigini cok iyi görüyordum.Ulastigim sonuca
kayitsiz kalmam imkansiz oldugu gibi,önümde yanlizca aci gercegin durdugunu görmemek icin gözlerimi
kapatmam da imkansizdi...Yasadigim Tam bir perisanlikti.
Bir seyyahla onun cölde karsilastigi yirtici hayvanlari anlatan Sark ( dogu ) masalini kim bilmez ki
?..
Seyyah yirtici bir hayvandan kendini kurtarmak icin kendini kurumus bir kuyuya atar.Tam o anda
kuyunun dibinde onu yutmak icin agzini acmis bekleyen bir ejderha görür.Yirtici hayvan tarafindan
parcalanmamak icin yukariya cikmaya cesaret edemiyen ama ejderha tarafindan yutulmamak icin asagiya
da atliyamayan bu zavalli seyyah,Kuyunun duvar taslari arasinda boy vermis bir dali yakalar ve ona
simsiki tutunur.
Az sonra elleri uyusmaya baslar ve kendisini her iki tarafta da bekliyen felaketin kucagina
düsecegini anlar;ancak dali hala simsiki tutmaktadir. O sirada bir kac farenin onun tutundugu dalin
cevresinde dolasmakta ve ve dali kemirmekmekte oldugunu görür.Dal kopacak ve o da canavarin agzinin
ortasina düsecektir.
Seyyah bunu görünce artik hic kurtulma ümidinin kalmadigini anlar.Caresizlik icinde cevresine
bakinirken,Dalin yapraklarinda Bal damlalari görür;dilini uzatir ve bunlari yalamaya baslar.
Iste ben de aynen bu seyyahin bir benzeriydim.Ölüm ejderhasinin kacinilmaz bir sekilde beni
bekledigini beni parcalamaya hazir oldugunu bildigim halde Son bir ümitle hayatin dallarina
tutunuyordum ve bu azaba niye düstügümü de aklim bir türlü almiyordu.Bana o güne kadar teselli
vermis olan bali yalamayi deniyordum;ancak bal artik tat vermez olmustu.ölüm ejderhasi agzini acmis
beni yutmak icin beklerken,yasamin kemirgen fareleri de tutundugum dali kopartmaya calisiyordu.Bense
artik sadece kendilerinden Kacamiyacagim o ejderha ile fareleri görüyor,gözümü onlarin üzerinden
ayiramiyordum.Üstelik Bu bir masal degildi;gercegin takendisiydi. Bu aksinin Ispatlanamiyacagi ve
herkesin algiliyabilecegi bir gercektir.
Soru: Nicin yasiyorum ?
:Sonsuz büyük bir makanda,sonsuz zaman icinde sonsuz kücük parcaciklar,sonsuz kücük bilesimler
icinde degisirler ve eger bu degisimlerin yasalarini kavriyamamissan,yer yüzünde nicin yasadigini da
kavriyamamissindir.
Ayni sekilde düsünce aninda kendi kendime söyle diyordum:" bütün insanlik onu yöneten manavi
ilkelere ve ideallere dayanarak gelisiyor.Bu idealler dinler de Bilimlerde sanatlarda,devlet
sekillerinde ifadesini buluyor.Bu idealler gittikce yükselmekte ve insanlikta gittikce daha yüksek
mutluluga tirmanmaktadir.Ben de insanligin bir parcasiyim bu nedenle benim görevim,insanligin
ideallerini ögrenmek ve bunlarin gerceklestirilmesine katkida bulunmaktir. "
Zihin gücümün zayif oldugu siralarda bu cevapla yetindim.Ancak Yasamin sorusu icimde tüm netligi ile
uyanir uyanmaz,Bu teoride birden bire yikiliverdi.Bilimlerin insanligin kücük bir bölümünün
arastirilmasindan cikardigi ve genel gecer sonuclar olarak sunmaya calistigi vicdansiz
vurdumduymazligi ile insanligin ideallerinin yer aldigi bu felsefenin bir cok yönünün karsitliklar
yigini olmasi bir yana,bu felsefenin aptalca demiyeyim ama sasilacak noktasi suydu:
Her Insanin Karsisina cikan " ben neyim ? " ve " Nicin yasiyorum "... ya da " Benim Görevim ne ?"
sorularini cevaplandirmak istiyorsak önce su soruyu Cözmemiz gerekiyor:
Bizim yanlizca cok kücük bir zaman diliminde,cok kücük bir parcasini bildigimiz O bütünün ve
insanligin varliginin anlami nedir ?..
Insan Bunu yanitliyabilmek icin öncelikle bu bahsi gecen sirlarla dolu insanligi,yani daha kendini
bile kavrayamamis insanlardan kurulu insanligin ne oldugunu kavramak zorundadir.
Kendine nasil yasamaliyim sorusunu samimeyetle soran insan,deneysel bilimlerin bu soruya verdigi "
Sonsuz evrendeki zaman ve birlesme imkanlari bakimindan sonsuz parcaciklari arastir;sonra kendi
hayatini anliyacaksin " seklindeki Cevapla nasil tatmin olmuyorsa ayni insan su cevapla da
yetinmiyecektir:
"Baslangicini ve sonunu hic bilmedigimiz ve belkide en kücük parcacigini bile tanimadigimiz
insanliga ait bütün yasam anlayislarini arastir; iste o zaman kendi yasaminin anlamini
kavrayacaksin..
( Lev Nikolayevic TOLSTOY ,Muhammed )
Yorum