Ynt: insan mutlu mudur yoksa mutsuz mu?
Bu konuda bir islam aliminden duydugum su hikayeyi onun anlatimiyla anlatmadan gecemeyecegim:
ölüm döseginde olan ilim erbabi birisini ziyarete gittim. son nefesini vermeden önce gözlerini acti ve "filanca, senmisin?" dedi.
"evet, benim" dedim.
"bu Allah cok zalim!!" dedi.
"ne oldu, niye zalim?" diye sordum.
"cünkü benimle evlatlarimin arasinda ayrilik yaratmak istiyor" dedi.
eger Hz.Alinin ve masum imamlarin velayeti olmayinca basimiza bu da gelir ve is "Allah zalimdir" demeye kadar varir. bu dünyada yetmis yil ilim ehli olarak yasayan bir insan, onca ilmine ragmen, kirip parcalayamadigi bu demirden kafes nedeniyle "bu Allah zalimdir" diyor.
yine dostlarimdan birinin bana anlattigi yasanmis bir hikayeyi burada sizlerle paylasmak istiyorum. bana anlattigina göre bir dostum son nefesini vermek üzere olan ilim ehli bir adamn basucuna gitmis. yasli adam gözlerini acip "filanca senmisin?" diye sormus
arkadasimda "evet, benim" diye cevap vermis.
arkadasimin baska bir söz söylemesine firsat birakmadan adam "bu Allah cok zalim" demis.
dostunun bu sözü karsisinda oldukca sasiran arkadasim da "ne oldu? neden Allahin zalim oldugunu söylüyorsun?" diye sormus.
bunun üzerine adam baslamis dert yanmaya: "her ikimizde talebe olduk. ikimizde ayni hocalardan ders aldik ve bir arada yasadik. peki ama, sartlar ayni olmasina ragmen, nicin sen bu makama ulastin ve ben köseme cekildim?"
eger sen ayaklarina vurulan zinciri parcalayamadiysan, simdilik bir firtina yoksa bile, külün altindaki atesin alevlenecegi bir zaman muhakkak gelecektir. eger sen ipek böcegi gibi bu carsida, pazarda, sokakta ve caddede dolasip durduysan bile, uyanip kendine gelecegin zaman bir gün muhakkak gelecektir.
bi acgözlülük saplantisi icindesiniz,mezarlariniza girinceye dek (süren) (tekasür 1 ve 2)
beyefendi ne yapiyorsun? ben ve sen, yani bizler, yani ögrenciler, esnaf, tüccar vb. ne yapiyoruz? ne yaptigimizi söyleyeyim hemen. ben ögrenciysem, sabahleyin okuluma gidiyorum. beriki esnaf ve bu yüzden de sabah carsiya gidip dükkanini aciyor, bir baskasi da hangi isi icra ediyorsa, sabah olur olmaz dogruca isinin basina gidiyor. böylece bir kosusturmadir sürüp gidiyor.
peki, kulluk görevleri nerede kaldi? eger Allaha yakin olmak istiyorsan, sabah kalkar kalkmaz önce namazini kil, sonra isinin basina git. ögle vakti oldugunda önce namazin kil, sonra ögle yemegi ye, sonra da tekrar isinin basnia git. günlük hayatin bir parcasi haline gelmis olan bu cekler, bu bonolar, bu durgun pazar, bela yagdiran ve güclüklerle dolu olan bu durum aksama kadar sürecek. aksam yemegini ye, yat ve tekrar sabah olsun ve yeniden uyan.
ikinci kez ayni seyler. ertesi gün de ayni seyler. bir yil sonra da ayni seyler. kisacasi tekrarin tekrari hep yasanan. bütün bunlarin anlami da su: insanlar derin bir uykuya dalmislardir ve bir gün ölüm mutlaka kapiyi calacaktir, ancak o zaman pismanlik da dahil hicbir seyin faydasi olmayacaktir.
Bu konuda bir islam aliminden duydugum su hikayeyi onun anlatimiyla anlatmadan gecemeyecegim:
ölüm döseginde olan ilim erbabi birisini ziyarete gittim. son nefesini vermeden önce gözlerini acti ve "filanca, senmisin?" dedi.
"evet, benim" dedim.
"bu Allah cok zalim!!" dedi.
"ne oldu, niye zalim?" diye sordum.
"cünkü benimle evlatlarimin arasinda ayrilik yaratmak istiyor" dedi.
eger Hz.Alinin ve masum imamlarin velayeti olmayinca basimiza bu da gelir ve is "Allah zalimdir" demeye kadar varir. bu dünyada yetmis yil ilim ehli olarak yasayan bir insan, onca ilmine ragmen, kirip parcalayamadigi bu demirden kafes nedeniyle "bu Allah zalimdir" diyor.
yine dostlarimdan birinin bana anlattigi yasanmis bir hikayeyi burada sizlerle paylasmak istiyorum. bana anlattigina göre bir dostum son nefesini vermek üzere olan ilim ehli bir adamn basucuna gitmis. yasli adam gözlerini acip "filanca senmisin?" diye sormus
arkadasimda "evet, benim" diye cevap vermis.
arkadasimin baska bir söz söylemesine firsat birakmadan adam "bu Allah cok zalim" demis.
dostunun bu sözü karsisinda oldukca sasiran arkadasim da "ne oldu? neden Allahin zalim oldugunu söylüyorsun?" diye sormus.
bunun üzerine adam baslamis dert yanmaya: "her ikimizde talebe olduk. ikimizde ayni hocalardan ders aldik ve bir arada yasadik. peki ama, sartlar ayni olmasina ragmen, nicin sen bu makama ulastin ve ben köseme cekildim?"
eger sen ayaklarina vurulan zinciri parcalayamadiysan, simdilik bir firtina yoksa bile, külün altindaki atesin alevlenecegi bir zaman muhakkak gelecektir. eger sen ipek böcegi gibi bu carsida, pazarda, sokakta ve caddede dolasip durduysan bile, uyanip kendine gelecegin zaman bir gün muhakkak gelecektir.
bi acgözlülük saplantisi icindesiniz,mezarlariniza girinceye dek (süren) (tekasür 1 ve 2)
beyefendi ne yapiyorsun? ben ve sen, yani bizler, yani ögrenciler, esnaf, tüccar vb. ne yapiyoruz? ne yaptigimizi söyleyeyim hemen. ben ögrenciysem, sabahleyin okuluma gidiyorum. beriki esnaf ve bu yüzden de sabah carsiya gidip dükkanini aciyor, bir baskasi da hangi isi icra ediyorsa, sabah olur olmaz dogruca isinin basina gidiyor. böylece bir kosusturmadir sürüp gidiyor.
peki, kulluk görevleri nerede kaldi? eger Allaha yakin olmak istiyorsan, sabah kalkar kalkmaz önce namazini kil, sonra isinin basina git. ögle vakti oldugunda önce namazin kil, sonra ögle yemegi ye, sonra da tekrar isinin basnia git. günlük hayatin bir parcasi haline gelmis olan bu cekler, bu bonolar, bu durgun pazar, bela yagdiran ve güclüklerle dolu olan bu durum aksama kadar sürecek. aksam yemegini ye, yat ve tekrar sabah olsun ve yeniden uyan.
ikinci kez ayni seyler. ertesi gün de ayni seyler. bir yil sonra da ayni seyler. kisacasi tekrarin tekrari hep yasanan. bütün bunlarin anlami da su: insanlar derin bir uykuya dalmislardir ve bir gün ölüm mutlaka kapiyi calacaktir, ancak o zaman pismanlik da dahil hicbir seyin faydasi olmayacaktir.
Yorum