"insan mutlu mudur, yoksa mutsuz mu?" sorusuna verilen felsefi cevaplari incelediginizde, filozoflar arasinda sasirtici bir görüs ayriliginin bulundugunu hemen anlarsiniz.
isin ilginc tarafi insanin mutlu olup olmadigi konusunda filozoflar arasinda var olan bu görüs ayriligi caglar öncesinden bu yana hep var olagelmistir. bu konuda kurani kerimden cikarilan sonuclar ise filozoflar arasinda var olan görüs ayriligina inanmamak ve hicbir sekilde ciddiye almamak gerektigini ortaya koymaktadir.
daha acik bir ifadeyle, insan ruh bakimindan dogustan mutlu olmaya elverisli bir varliktir. ancak ünyevi yönü söz konusu oldugunda yine yaratilisi geregi sürekli sikayet eden ve mutsuzluktan yakinan bir varliktir. insanin benligi ve icgüdüleri incelendiginde, onda mutsuzlugun gizli oldugu acikca görülür. zaten kuran-i kerimde insanin bu boyutu hakkinda sunlari söylemektedir:
"yine de ben kendimi bütünüyle temize cikarmaya calismiyorum, cünkü Rabbimin aciyip esirgedigi kimseler haric, insanin kendi benligi (de onu) kötülüge sürükleyebilir; gercekten de benim Rabbim cok aciyip esirgeyen gercek bagislayicidir" (yusuf 53)
insanin hayvani boyutunu teskil eden nefsi emmaredir. nefsi emmare, insani cogu zaman akil ve sagduyunun ahlak bakimindan iyi ve olumlu bulmadigi bir yöne dogru sürükleyen dürtülerle doludur. insana kötülügü emreder. bunlarin sonucunda da insanin zat bakimindan mutsuzluga sahip oldugu olgusu ortaya cikar. bu nedenle bazilari; özellikle de ikinci dünya savasindan sonra almanyada ortaya cikan filozoflar (ki bu tür insanlar islamdan önce de vardi) insanin zati mutsuzluguna inanirlar.
isin ilginc tarafi insanin mutlu olup olmadigi konusunda filozoflar arasinda var olan bu görüs ayriligi caglar öncesinden bu yana hep var olagelmistir. bu konuda kurani kerimden cikarilan sonuclar ise filozoflar arasinda var olan görüs ayriligina inanmamak ve hicbir sekilde ciddiye almamak gerektigini ortaya koymaktadir.
daha acik bir ifadeyle, insan ruh bakimindan dogustan mutlu olmaya elverisli bir varliktir. ancak ünyevi yönü söz konusu oldugunda yine yaratilisi geregi sürekli sikayet eden ve mutsuzluktan yakinan bir varliktir. insanin benligi ve icgüdüleri incelendiginde, onda mutsuzlugun gizli oldugu acikca görülür. zaten kuran-i kerimde insanin bu boyutu hakkinda sunlari söylemektedir:
"yine de ben kendimi bütünüyle temize cikarmaya calismiyorum, cünkü Rabbimin aciyip esirgedigi kimseler haric, insanin kendi benligi (de onu) kötülüge sürükleyebilir; gercekten de benim Rabbim cok aciyip esirgeyen gercek bagislayicidir" (yusuf 53)
insanin hayvani boyutunu teskil eden nefsi emmaredir. nefsi emmare, insani cogu zaman akil ve sagduyunun ahlak bakimindan iyi ve olumlu bulmadigi bir yöne dogru sürükleyen dürtülerle doludur. insana kötülügü emreder. bunlarin sonucunda da insanin zat bakimindan mutsuzluga sahip oldugu olgusu ortaya cikar. bu nedenle bazilari; özellikle de ikinci dünya savasindan sonra almanyada ortaya cikan filozoflar (ki bu tür insanlar islamdan önce de vardi) insanin zati mutsuzluguna inanirlar.
Yorum