Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET
El-Müracaat'tan konuyla ilgili birkaç mektubu buraya aktarmayı uygun gördüm, inş faydalı olur.
MEKTUP 6 12 Zilkade 1329
1- Ehl-i Beyt'e tabi olmayı gerektiren delillere işaret etmek,
2- Mü'minlerin Emiri, Ehl-i Beyt mezhebini tavsiye ediyor,
3- İmam Zeynelabidin'in (as) bu husustaki sözleri.
ALLAH'a çok şükür siz sarahate lüzum kalmadan işaret ve kinaye ile meramı anlayan kimselerdensiniz... Pak olan Peygamber sülalesi hakkında herhangi bir şüpheye düşmeniz veya onların başkalarına karşı daha tercihli sayılmalarına karşı çıkmanız düşünülemez. Zira onlar mümtaz kişiler olarak kılınmış ve onlardan başka hiç bir kimse Enbiya ilimlerine vakıf değildir.
1- İşte bu sebepten dolayıdır ki Peygamber (s.a.a), onları Kur'an'la bir tutmuş, aklı başında olan kimselere merci ve "kurtuluş gemisi" olarak takdim etmiştir,
2- Emir-El Müminin (Hz. Ali) hutbesinin birinde şöyle demiştir:
"Nereye giderseniz? Ayetler açıkken, işaretler önünüzde dikili iken, kılavuzlar dururken hangi yola saptırılırsınız? Aranızda Peygamber'in Zürriyeti dururken yolunuzu nasıl şaşırırsınız? Ki onlar dinin kılavuzları, doğrunun lisanlarıdır. Onlar Kur'an'ın en güzel yerlerine yakıştırın... Susuzluğunuzu onların pınarlarından içerek giderin...
Ey insanlar! Bu hükmü Peygamber'in sonuncusundan (s.a.a) alın ve kabul 'edin; buyurmuştur ki: "Bizden ölen ölmüş sayılmaz; bilmediğiniz halde biliyoruz demeyin... Hakikatin çoğu inkar ettiğiniz hususlardadır. Ona karşı hiçbir hüccetiniz olmayan kimseden özür dileyin; O benim işte... Size karşı aranızda en büyük emanet (Kur'an) ile amel etmedim mi? Küçük emaneti (Peygamber'in Ehl-i Beyt'i) sizin aranızda bırakmadım mı?(l)
Başka bir hutbede ise şöyle buyuruyorlar:
"Peygamber'inizin Ehl-i Beyt'ine bakın, onların yolunu takip edin, izlerinden yürüyün... Onlar sizi hiç bir zaman doğrudan çıkarıp, kötü yola saptırmazlar. Onlar oturunca oturun, kalkınca kalkın; önlerinden gitmeyin yolumuzu şaşırırsınız, gerilerinde de kalmayın helak olursunuz,"(2)
Bir keresinde de kendilerine şu hatırlatmayı yapar:
"Onların (Ehl-i Beyt'in) sağlığı ilmin sağlığı, cehaletin ölümüdür. Akılları size ilimlerinin derecesini kanıtlar; dış görünüşleri ise iç dııygularını gösterir; ve suskunlukları mantıklarının delilidir. Hakka hiç bir zaman muhalefet etmezler, onun üzerinde ihtilafa düşmezler. Dini bilgilerini, kulaktan dolma değil, akıl ve anlayışla hıfz etmişlerdir. İlim rivayet edenler çok olabilir, fakat onu hıfzedenler azdır."(3)
Ve başka bir hutbede buyuruyorlar ki:
"Onun (Peygamber'in (s.a.a)) soyu, bütün soyların; ailesi, bütün ailelerin; şeceresi, bütün şecerelerin en hayırlısıdır. O şecere mukaddes bir evde bitmiş, keramet ve yücelik içerisinde büyümüş, dalları uzun, meyveleri ise çoktur."(4)
Başka bir hutbede ise şöyle buyuruyor:
"Şiar, ashap, hazne ve (Peygamber'in ilminin) kapılan biziz. Evlere ancak kapılardan girilir; eve kapılardan hariç yerlerden giren kimse, hırsız sayılır. "(5)
Yine başka bir hutbede şöyle buyuruyor:
"Bilin ki, yoldan sapanları tanımadan hak yolunu tanıyamazsınız. Kitapla olan ahd-ü misakınıza, ahitlerini bozanları tanımadan gerektiği gibi bağlı kalamazsınız."
Hutbelerinin birinde de şöyle buyuruyor:
"Necipler biziz... hizbimiz Cenabı ALLAH'ın hizbidir... Bize saldıranlar şeytanın hizbindendir.. Bizi düşmanlarımızla bir tutanlar ise bizden değildir."(6)
3- İmam Zeynelabidin Hazretleri, Kur'an'daki "Ey iman edenler! ALLAH'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." (7) ayeti kerimesini okuduğunda uzun, uzun dua eder ve şöyle derdi:
"Bazı kimseler hakkımızı vermekten geri kaldılar; Kur'an'ın imalı ayetlerini tevil ederek, kendi fikir ve görüşlerini benimsediler. Oysa Cenabı ALLAH "Kendilerine açık deliller ve ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşerek türlü yollara sapanlar gibi olmayın"(8 ) diye buyurur. Ehl-i Beyti, Kur'an'da sevgileri farz kılınmış, mübarek ağacın dalları, Cenabı ALLAH'ın her türlü günah ve kötülüklerden uzak tutarak tertemiz kıldığı kimseler olarak görmüyor musunuz?"
Evet, bu sözler de İmam Zeynelabidin (a.s)'a aittir. Lütfen üzerinde biraz itina ile durunuz... Bilhassa Emir-ül Müminin Hz.Ali'nin sözlerini iyice tetkik ediniz. İşte o zaman ikisinin, Ehl-i Beyt mezhebini tam olarak nasıl temsil ettiklerini göreceksiniz. Aynı zamanda bu sözleri bütün Ehl-i Beyt imamlarına atfedip örnek olarak kabul edebilirsiniz. Zira hepsinin aynı yolun yolcuları oldukları sahihlerimizde mütevatirdir. Vesselam.(Ş)
el-Müraciattan naklen
__________________________
DİPNOT
Bu sözler Nehc'ül Belağa (c.l s. 152; Hutbe. 83) ten alınmışbr. Bu hutbe diğer kitaplara göre Hutbe. 87dir.
Nehc'ül Belağa, c.l, s.189, hutbe.97
Nehc'ül Belağa, c.2, s. 259, hikmet.239
Nehc'ül Belağa, c.l, s.185, hutbe.94
Nehc'ül Belağa, c.2, s.58, hutbe.l54.
Nehc'ül Belağa, c.2, s.43
Tevbe:119.
Al-i lmran:105.
El-Müracaat'tan konuyla ilgili birkaç mektubu buraya aktarmayı uygun gördüm, inş faydalı olur.
MEKTUP 6 12 Zilkade 1329
1- Ehl-i Beyt'e tabi olmayı gerektiren delillere işaret etmek,
2- Mü'minlerin Emiri, Ehl-i Beyt mezhebini tavsiye ediyor,
3- İmam Zeynelabidin'in (as) bu husustaki sözleri.
ALLAH'a çok şükür siz sarahate lüzum kalmadan işaret ve kinaye ile meramı anlayan kimselerdensiniz... Pak olan Peygamber sülalesi hakkında herhangi bir şüpheye düşmeniz veya onların başkalarına karşı daha tercihli sayılmalarına karşı çıkmanız düşünülemez. Zira onlar mümtaz kişiler olarak kılınmış ve onlardan başka hiç bir kimse Enbiya ilimlerine vakıf değildir.
1- İşte bu sebepten dolayıdır ki Peygamber (s.a.a), onları Kur'an'la bir tutmuş, aklı başında olan kimselere merci ve "kurtuluş gemisi" olarak takdim etmiştir,
2- Emir-El Müminin (Hz. Ali) hutbesinin birinde şöyle demiştir:
"Nereye giderseniz? Ayetler açıkken, işaretler önünüzde dikili iken, kılavuzlar dururken hangi yola saptırılırsınız? Aranızda Peygamber'in Zürriyeti dururken yolunuzu nasıl şaşırırsınız? Ki onlar dinin kılavuzları, doğrunun lisanlarıdır. Onlar Kur'an'ın en güzel yerlerine yakıştırın... Susuzluğunuzu onların pınarlarından içerek giderin...
Ey insanlar! Bu hükmü Peygamber'in sonuncusundan (s.a.a) alın ve kabul 'edin; buyurmuştur ki: "Bizden ölen ölmüş sayılmaz; bilmediğiniz halde biliyoruz demeyin... Hakikatin çoğu inkar ettiğiniz hususlardadır. Ona karşı hiçbir hüccetiniz olmayan kimseden özür dileyin; O benim işte... Size karşı aranızda en büyük emanet (Kur'an) ile amel etmedim mi? Küçük emaneti (Peygamber'in Ehl-i Beyt'i) sizin aranızda bırakmadım mı?(l)
Başka bir hutbede ise şöyle buyuruyorlar:
"Peygamber'inizin Ehl-i Beyt'ine bakın, onların yolunu takip edin, izlerinden yürüyün... Onlar sizi hiç bir zaman doğrudan çıkarıp, kötü yola saptırmazlar. Onlar oturunca oturun, kalkınca kalkın; önlerinden gitmeyin yolumuzu şaşırırsınız, gerilerinde de kalmayın helak olursunuz,"(2)
Bir keresinde de kendilerine şu hatırlatmayı yapar:
"Onların (Ehl-i Beyt'in) sağlığı ilmin sağlığı, cehaletin ölümüdür. Akılları size ilimlerinin derecesini kanıtlar; dış görünüşleri ise iç dııygularını gösterir; ve suskunlukları mantıklarının delilidir. Hakka hiç bir zaman muhalefet etmezler, onun üzerinde ihtilafa düşmezler. Dini bilgilerini, kulaktan dolma değil, akıl ve anlayışla hıfz etmişlerdir. İlim rivayet edenler çok olabilir, fakat onu hıfzedenler azdır."(3)
Ve başka bir hutbede buyuruyorlar ki:
"Onun (Peygamber'in (s.a.a)) soyu, bütün soyların; ailesi, bütün ailelerin; şeceresi, bütün şecerelerin en hayırlısıdır. O şecere mukaddes bir evde bitmiş, keramet ve yücelik içerisinde büyümüş, dalları uzun, meyveleri ise çoktur."(4)
Başka bir hutbede ise şöyle buyuruyor:
"Şiar, ashap, hazne ve (Peygamber'in ilminin) kapılan biziz. Evlere ancak kapılardan girilir; eve kapılardan hariç yerlerden giren kimse, hırsız sayılır. "(5)
Yine başka bir hutbede şöyle buyuruyor:
"Bilin ki, yoldan sapanları tanımadan hak yolunu tanıyamazsınız. Kitapla olan ahd-ü misakınıza, ahitlerini bozanları tanımadan gerektiği gibi bağlı kalamazsınız."
Hutbelerinin birinde de şöyle buyuruyor:
"Necipler biziz... hizbimiz Cenabı ALLAH'ın hizbidir... Bize saldıranlar şeytanın hizbindendir.. Bizi düşmanlarımızla bir tutanlar ise bizden değildir."(6)
3- İmam Zeynelabidin Hazretleri, Kur'an'daki "Ey iman edenler! ALLAH'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." (7) ayeti kerimesini okuduğunda uzun, uzun dua eder ve şöyle derdi:
"Bazı kimseler hakkımızı vermekten geri kaldılar; Kur'an'ın imalı ayetlerini tevil ederek, kendi fikir ve görüşlerini benimsediler. Oysa Cenabı ALLAH "Kendilerine açık deliller ve ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşerek türlü yollara sapanlar gibi olmayın"(8 ) diye buyurur. Ehl-i Beyti, Kur'an'da sevgileri farz kılınmış, mübarek ağacın dalları, Cenabı ALLAH'ın her türlü günah ve kötülüklerden uzak tutarak tertemiz kıldığı kimseler olarak görmüyor musunuz?"
Evet, bu sözler de İmam Zeynelabidin (a.s)'a aittir. Lütfen üzerinde biraz itina ile durunuz... Bilhassa Emir-ül Müminin Hz.Ali'nin sözlerini iyice tetkik ediniz. İşte o zaman ikisinin, Ehl-i Beyt mezhebini tam olarak nasıl temsil ettiklerini göreceksiniz. Aynı zamanda bu sözleri bütün Ehl-i Beyt imamlarına atfedip örnek olarak kabul edebilirsiniz. Zira hepsinin aynı yolun yolcuları oldukları sahihlerimizde mütevatirdir. Vesselam.(Ş)
el-Müraciattan naklen
__________________________
DİPNOT
Bu sözler Nehc'ül Belağa (c.l s. 152; Hutbe. 83) ten alınmışbr. Bu hutbe diğer kitaplara göre Hutbe. 87dir.
Nehc'ül Belağa, c.l, s.189, hutbe.97
Nehc'ül Belağa, c.2, s. 259, hikmet.239
Nehc'ül Belağa, c.l, s.185, hutbe.94
Nehc'ül Belağa, c.2, s.58, hutbe.l54.
Nehc'ül Belağa, c.2, s.43
Tevbe:119.
Al-i lmran:105.
Yorum